Apollon’un Gölgesinde Girit’ten Side’ye: İki Kültür, Bir Festival
Yazının Giriş Tarihi: 28.04.2025 18:14
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.04.2025 18:26
Türkiye’nin turizm sahnesinde adından sıkça söz ettiren Manavgat, bu kez “tarihi, gastronomiyi ve kültürü” bir araya getiren unutulmaz bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. 24-26 Nisan 2025 tarihleri arasında düzenlenen “Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali”, Akdeniz’in iki kadim kültürünü - Girit ve Side’yi - duygusal bağlarla örülmüş bir dostluk hikâyesiyle yeniden buluşturdu.
Festival yalnızca lezzetler ve yöresel mutfaklar üzerine değil, aynı zamanda kimlik, hafıza ve geleceğe dair kolektif bir buluşmaya dönüştü. Akdeniz’in iki yakasından gelen ezgiler, Apollon Tapınağı’nın gölgesinde birleşti; sofralar kuruldu, hikâyeler anlatıldı ve anılar yâd edildi. Kadim kültürlerin buluştuğu bu etkinlik, şimdiden Manavgat’a “kültür, tarih ve gastronominin” iç içe geçtiği yeni bir kimlik kazandırdı.
Tourism Journal’ı temsilen Manavgat Belediyesi’nin ve Yasemin Arslan PR ajans başkanının davetiyle ben de festivale katıldım. Her adımda, her yudumda, her melodide Akdeniz’in derin kültürel zenginliğine tanıklık ettim. Bu festival, bana kültürlerin bir araya geldiğinde ne kadar güçlü ve kalıcı bir etki yaratabileceğini gösterdi. Manavgat’ın yalnızca bir turizm merkezi değil, aynı zamanda tarihin ve gastronominin harmanlandığı bir buluşma noktası olduğunu hatırlattı. Festivale dair izlenimlerimi ve notlarımı bu hafta sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir sonraki festivalde belki de siz de bu unutulmaz deneyimin parçası olmak için ajandanıza şimdiden not alırsınız.
Side Antik Kenti’nde Geçmişe Yolculuk
Festival, Side Antik Kenti’nde kortej yürüyüşüyle başladı. Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, Girit Hanya Belediye Başkan Yardımcısı Eleni Zervoudaki ve Hanya Belediyesi Kültür Başkan Yardımcısı Ioannis Giannakakis’in önderliğinde düzenlenen kortejde, Side’nin mistik sokakları adeta bir zaman yolculuğuna dönüştü. Korteje katılan yerli ve yabancı turistler, antik sütunlar arasında coşkuyla ilerlerken, Apollon Tapınağı'nın görkemli silueti altında açılış seremonisi gerçekleştirildi. Başkan Kara, “Manavgat’ı gastronomi turizminde cazibe merkezi yapma” vizyonunu dile getirirken, Manavgat Girit Kültür Evi’nde gerçekleştirilen resepsiyonda karşılıklı dostluk mesajları verdi.
Apollon’un Alkışladığı Melodiler
Festivalin en büyüleyici anlarından biri de, dans gösterileri ve Giritli müzisyenlerin coşturan şarkılarıydı. Apollon Tapınağı’nın kadim taşları arasında yankılanan bu şarkılar, katılımcıları eğlendirirken unutulmaz anlar yaşattı. Tarihin görkemli fonunda yükselen şarkılar, yıldızların altında birleşen duygular ve danslarla festivalin ruhunu derinleştirdi.
Festivalin gastronomi ayağı adeta bir sanat şöleniydi. İtalya, Selanik, Girit, İstanbul ve İzmir’den gelen ünlü şefler, Side Antik Limanı’nda kurdukları sofralarda, Girit’in efsanevi tatlarını modern yorumlarla sundu. Katılımcılar, "Karides Saganaki", "Norma", "Sakız Enginarlı Kabak Çiçeği Dolması", "Balkabaklı Otlu Köfte" gibi Akdeniz’in zarif lezzetlerini tadarak, gastronomi üzerinden kültürel bir yolculuğa çıktı. Bu vesileyle, sevgili arkadaşım Dr. Esat Özata’nın tabağını tatma fırsatım oldu. Öğrencim Turist Rehberi Egehan Aksoy ile tattığımız tabağın her bir detayında mükemmel bir ustalık ve lezzet vardı.
Başkan Kara, Manavgat’ın sadece doğal güzellikleriyle değil, zengin mutfağıyla da dünya sahnesinde hak ettiği yeri alacağını vurguladı ve gastronomiyi sürdürülebilir turizmin temel taşlarından biri olarak konumlandırdı.
Girit’ten Side’ye: Sofraların Dili ve Hikâyeleri
Sanat ve sinema dünyasının önemli isimleri, Apollon Tapınağı’nda düzenlenen söyleşilerde Side’nin kültürel dönüşümünü masaya yatırdı. Ebru Koralı, “Side’nin yalnızca deniz ve güneşle değil, kültür, sanat ve yeni hikâyelerle anılmak istediğini” belirtti. Güven Kıraç ise “kentin tarihi ve kültürel mirasının kültür-sanat etkinlikleriyle desteklenerek, bölgede dört mevsim boyunca turizmin canlı tutulabileceğine” dikkat çekti. Serdar Akar ise, “Side’nin büyüleyici hikâyelerinin sinema gibi güçlü araçlarla dünyaya tanıtılabileceğini” vurguladı.
Bir diğer önemli etkinlik ise “Girit’ten Side’ye Lezzet Yolculuğu” söyleşisiydi. Tanışmaktan mutluluk duyduğum Saray ve Kültür Tarihçisi Çağrı Başkurt’un moderatörlüğünde gerçekleşen bu söyleşide, Girit ve Side arasındaki gastronomik bağlar incelendi. Şef ve araştırmacı Dilek Yetkiner, Girit mutfağının duygusal yapısını ve sofranın birleştirici gücünü vurgularken, Uluslararası Tarım Derneği Başkanı Seda Özel, Girit göçmenlerinin Manavgat’a zeytin üretimi, bağcılık ve bitki çeşitliliği anlamında büyük katkılar sunduğunu belirtti.
Bir Festivale Dönüşen Dostluk
Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali, sadece bir etkinlik değil, iki kültür arasındaki duygusal ve tarihsel bağların yeniden canlanmasına köprü kuran bir organizasyondu. Bu festival bize gösterdi ki; kültürler, diller ve denizler aşılır, gönüller yeniden bir araya gelir. Apollon Tapınağı’ndaki rüzgârda savrulan şarkılar gibi, festivalin anıları da hep aklımızda olacak. Side’nin sokaklarında yürürken, her taşta, her lezzette ve her melodide bu güzel festivalin anılarını hatırlayacağız.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Dr. Özlem Güzel
Apollon’un Gölgesinde Girit’ten Side’ye: İki Kültür, Bir Festival
Türkiye’nin turizm sahnesinde adından sıkça söz ettiren Manavgat, bu kez “tarihi, gastronomiyi ve kültürü” bir araya getiren unutulmaz bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. 24-26 Nisan 2025 tarihleri arasında düzenlenen “Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali”, Akdeniz’in iki kadim kültürünü - Girit ve Side’yi - duygusal bağlarla örülmüş bir dostluk hikâyesiyle yeniden buluşturdu.
Festival yalnızca lezzetler ve yöresel mutfaklar üzerine değil, aynı zamanda kimlik, hafıza ve geleceğe dair kolektif bir buluşmaya dönüştü. Akdeniz’in iki yakasından gelen ezgiler, Apollon Tapınağı’nın gölgesinde birleşti; sofralar kuruldu, hikâyeler anlatıldı ve anılar yâd edildi. Kadim kültürlerin buluştuğu bu etkinlik, şimdiden Manavgat’a “kültür, tarih ve gastronominin” iç içe geçtiği yeni bir kimlik kazandırdı.
Tourism Journal’ı temsilen Manavgat Belediyesi’nin ve Yasemin Arslan PR ajans başkanının davetiyle ben de festivale katıldım. Her adımda, her yudumda, her melodide Akdeniz’in derin kültürel zenginliğine tanıklık ettim. Bu festival, bana kültürlerin bir araya geldiğinde ne kadar güçlü ve kalıcı bir etki yaratabileceğini gösterdi. Manavgat’ın yalnızca bir turizm merkezi değil, aynı zamanda tarihin ve gastronominin harmanlandığı bir buluşma noktası olduğunu hatırlattı. Festivale dair izlenimlerimi ve notlarımı bu hafta sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir sonraki festivalde belki de siz de bu unutulmaz deneyimin parçası olmak için ajandanıza şimdiden not alırsınız.
Side Antik Kenti’nde Geçmişe Yolculuk
Festival, Side Antik Kenti’nde kortej yürüyüşüyle başladı. Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, Girit Hanya Belediye Başkan Yardımcısı Eleni Zervoudaki ve Hanya Belediyesi Kültür Başkan Yardımcısı Ioannis Giannakakis’in önderliğinde düzenlenen kortejde, Side’nin mistik sokakları adeta bir zaman yolculuğuna dönüştü. Korteje katılan yerli ve yabancı turistler, antik sütunlar arasında coşkuyla ilerlerken, Apollon Tapınağı'nın görkemli silueti altında açılış seremonisi gerçekleştirildi. Başkan Kara, “Manavgat’ı gastronomi turizminde cazibe merkezi yapma” vizyonunu dile getirirken, Manavgat Girit Kültür Evi’nde gerçekleştirilen resepsiyonda karşılıklı dostluk mesajları verdi.
Apollon’un Alkışladığı Melodiler
Festivalin en büyüleyici anlarından biri de, dans gösterileri ve Giritli müzisyenlerin coşturan şarkılarıydı. Apollon Tapınağı’nın kadim taşları arasında yankılanan bu şarkılar, katılımcıları eğlendirirken unutulmaz anlar yaşattı. Tarihin görkemli fonunda yükselen şarkılar, yıldızların altında birleşen duygular ve danslarla festivalin ruhunu derinleştirdi.
Akdeniz'in Lezzetli Hikâyeleri, Side’de Tabağa Döküldü
Festivalin gastronomi ayağı adeta bir sanat şöleniydi. İtalya, Selanik, Girit, İstanbul ve İzmir’den gelen ünlü şefler, Side Antik Limanı’nda kurdukları sofralarda, Girit’in efsanevi tatlarını modern yorumlarla sundu. Katılımcılar, "Karides Saganaki", "Norma", "Sakız Enginarlı Kabak Çiçeği Dolması", "Balkabaklı Otlu Köfte" gibi Akdeniz’in zarif lezzetlerini tadarak, gastronomi üzerinden kültürel bir yolculuğa çıktı. Bu vesileyle, sevgili arkadaşım Dr. Esat Özata’nın tabağını tatma fırsatım oldu. Öğrencim Turist Rehberi Egehan Aksoy ile tattığımız tabağın her bir detayında mükemmel bir ustalık ve lezzet vardı.
Başkan Kara, Manavgat’ın sadece doğal güzellikleriyle değil, zengin mutfağıyla da dünya sahnesinde hak ettiği yeri alacağını vurguladı ve gastronomiyi sürdürülebilir turizmin temel taşlarından biri olarak konumlandırdı.
Girit’ten Side’ye: Sofraların Dili ve Hikâyeleri
Sanat ve sinema dünyasının önemli isimleri, Apollon Tapınağı’nda düzenlenen söyleşilerde Side’nin kültürel dönüşümünü masaya yatırdı. Ebru Koralı, “Side’nin yalnızca deniz ve güneşle değil, kültür, sanat ve yeni hikâyelerle anılmak istediğini” belirtti. Güven Kıraç ise “kentin tarihi ve kültürel mirasının kültür-sanat etkinlikleriyle desteklenerek, bölgede dört mevsim boyunca turizmin canlı tutulabileceğine” dikkat çekti. Serdar Akar ise, “Side’nin büyüleyici hikâyelerinin sinema gibi güçlü araçlarla dünyaya tanıtılabileceğini” vurguladı.
Bir diğer önemli etkinlik ise “Girit’ten Side’ye Lezzet Yolculuğu” söyleşisiydi. Tanışmaktan mutluluk duyduğum Saray ve Kültür Tarihçisi Çağrı Başkurt’un moderatörlüğünde gerçekleşen bu söyleşide, Girit ve Side arasındaki gastronomik bağlar incelendi. Şef ve araştırmacı Dilek Yetkiner, Girit mutfağının duygusal yapısını ve sofranın birleştirici gücünü vurgularken, Uluslararası Tarım Derneği Başkanı Seda Özel, Girit göçmenlerinin Manavgat’a zeytin üretimi, bağcılık ve bitki çeşitliliği anlamında büyük katkılar sunduğunu belirtti.
Bir Festivale Dönüşen Dostluk
Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali, sadece bir etkinlik değil, iki kültür arasındaki duygusal ve tarihsel bağların yeniden canlanmasına köprü kuran bir organizasyondu. Bu festival bize gösterdi ki; kültürler, diller ve denizler aşılır, gönüller yeniden bir araya gelir. Apollon Tapınağı’ndaki rüzgârda savrulan şarkılar gibi, festivalin anıları da hep aklımızda olacak. Side’nin sokaklarında yürürken, her taşta, her lezzette ve her melodide bu güzel festivalin anılarını hatırlayacağız.
Ve biliyorum ki; bu yalnızca bir başlangıçtı...
Saygılarımla
