Hava Durumu

#Kültür Sanat

TOURISMJOURNAL - Kültür Sanat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kültür Sanat haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Deneyim müzeleri öğrencilere kapılarını indirimli açıyor Haber

Deneyim müzeleri öğrencilere kapılarını indirimli açıyor

DEM Müzecilik tarafından geliştirilen ve işletilen bu iki ödüllü müzede kullanılan teknolojilerle, kültürel miras; duygusal bağ kurduran, yaşayan bir deneyim haline geliyor. Ziyaretçilere geçmişi yalnızca göstermediklerini aynı zamanda hissettirdiklerini söyleyen DEM Müzecilik CEO’su Eda Bildiricioğlu, bu dönüşümün toplumun bütün kesimlerinde tarihe olan ilgiyi artırırken, özellikle dijital dünyanın içine doğmuş yeni kuşakların öğrenme ve algılama biçiminde önemli bir yer tuttuğunu söylüyor. Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi ile Efes Deneyim Müzesi’nde kullanılan teknolojilerin; çocukların, gençlerin tarihi daha kolay anlamalarını, duygusal bağ kurmalarını ve bilinçli bireyler olarak yetişmelerini sağladığını söyleyen Eda Bildiricioğlu, eğitimde de büyük potansiyele sahip olan bu sistemlerin, kültürel miras aktarımını bir fırsata dönüştürdüğünü ifade ediyor. Deneyim müzeciliğini yalnızca turizm açısından değil, aynı zamanda eğitim ve gelecek kuşaklara miras bırakma sorumluluğu çerçevesinde ele alan Dem Müzecilik, yıl boyunca düzenlediği indirim kampanyalarına bir yenisini ekleyerek, Müzeler Haftası ve Kurban Bayramı’nı kapsayan bir aylık süre boyunca dünyaca ödüllü müzelerini tüm öğrencilere yüzde 50 indirimle ziyaret imkânı sunacak. Tarihin kalbinde sürükleyici bir deneyim: Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi İstanbul’un kalbi Sultanahmet’te Defter-i Hakani Nezareti binasında yer alan Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi, ziyaretçilerini Ayasofya’nın kuruluşundan günümüze uzanan büyüleyici bir hikâyeye ortak ediyor. Tarihi dokuyu modern teknolojilerle ve hikâye anlatıcılığı ile harmanlayarak ziyaretçilerini zamanda bir yolculuğa çıkaran müze, Bizans’tan Osmanlı’ya uzanan etkileyici bir deneyim sunuyor. Müzede, teknoloji desteğiyle hayata geçirilen sanat eserleri de sergileniyor. Büyük usta Mimar Sinan’ın mapping tekniğiyle yansıtılan ve 12 bin küpten oluşan enstalasyonu ile Ayasofya Camii’ni boyutlu olarak gösteren “sonsuzluk aynaları” sanat, tarih ve teknolojinin buluştuğu etkileyici örnekler arasında yer alıyor. Ayrıca müzenin sergi salonunda çok önemli bir bölümü ilk kez gösterime sunulan 300’e yakın tarihi eser sergileniyor. Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi haftanın 7 günü 09:00 – 19:00 saatleri arasında ziyaretçilerini ağırlıyor. Efes Deneyim Müzesi dünyanın ilk deneyim müzelerinden İzmir Selçuk’ta Efes Antik Kenti içinde yer alan Efes Deneyim Müzesi, antik dünyanın büyüsünü teknolojiyle buluşturan Türkiye’nin ve dünyanın ilk deneyim müzelerinden. Ziyaretçiler, immersif teknolojiler sayesinde Efes’in antik çağındaki caddelerini, tapınaklarını, pazar yerlerini keşfediyor, depremleri, içindeymiş gibi hissediyor. Bu deneyimleri sırasında Androklos, Kleopatra, Marcus Antonius, Artemis ve St. Paul gibi dönemin önemli figürleriyle tanışıyorlar. Artemis Tapınağı'ndan başlayan büyülü yolculukları, Arcadian Yolu'ndan geçip Teras Evler’de son buluyor. Ziyaretçilerine zengin, kapsayıcı ve sürükleyici bir görsel-işitsel deneyim sunan ve Antik Efes’in büyüleyici atmosferini yeniden yaşatan Efes Deneyim Müzesi, haftanın her günü 08.00 – 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Uluslararası alanda 10 prestijli ödül Efes Deneyim Müzesi, 2024 yılında Amerika’da düzenlenen Mondo Awards’da sayısız global rakibini geride bırakarak “Dünyanın En İyi Müzesi” unvanını kazandı.Ardından, MUSE Creative Awards’da her iki müze toplamda 3 ödül kazandı. Bu başarıyı Vega Digital Awards’dan gelen 2 ödül daha izledi. Devamında ise Arival Spotlight Awards’da “En Yenilikçi Ziyaretçi Çekim Merkezi” seçilen Efes Deneyim Müzesi, teknolojideki üstünlüğü ile Event Technology Awards’da birincilik ödülünü aldı. Son olarak Blooloop Innovation Awards’dan her iki müze de 2 ödül daha kazandı. DEM Müzecilik Hakkında: DEM Müzecilik, 34 yılı aşkın teknoloji tecrübesi ile kültürel hikayelerle sanat ve teknolojiyi birleştirerek yenilikçi perspektifler sunan bir deneyim tasarımı şirketidir. Çok duyulu ve interaktif medya tasarımları ve özgün içerikleri ile yeni nesil, immersif müzeler yaratan DEM Müzecilik; sanatı, tarihi ve hayata anlam katan hikayeleri teknolojiyle buluşturarak, ilham veren deneyimler tasarlamaktadır. Deneyim tasarımı ve hikâye anlatıcılığı alanında ilklere imza atan DEM Müzecilik; tarihten, sanata ve mitolojiye pek çok alanda, uzman ekipleriyle konsept ve hikayeleştirme çalışmaları yapmaktadır. İleri teknolojinin gücünü kullanarak tarihi ve kültürel deneyimler yaratmakta, tematik tasarım ve görselleştirme alanındaki uzmanlığını kullanarak en gerçekçi deneyimi sunmaktadır. Ayrıca deneyimsel tasarımlar ve kapsamlı mimari konseptler geliştirerek, ziyaretçiler için etkileyici anlatılar yaratmakta ve tüm ziyaret akışını titizlikle ve en verimli şekilde planlayarak sorunsuz ve etkileyici bir deneyim sağlamaktadır. Son teknoloji görsel ve işitsel teknikleri kullanarak Antik Efes ve Ayasofya'nın hikâyelerini hayata geçiren Dem Müzecilik, Türkiye’nin zengin mirasını sergileyen yeni nesil müzeler geliştirmiştir. Dem Müzecilik’in hayata geçirdiği ilk deneyim müzesi olan Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi, Ayasofya’nın 1.700 yıllık tarihini bütünsel bir perspektifle sunmaktadır. Sultanahmet’teki Defter-i Hakani Nezareti binasında bulunan müze, bu köklü geçmişi ileri teknolojilerle etkileyici bir deneyime dönüştürmektedir. Aynı zamanda, büyük bir kısmı ilk kez sergilenen 300’e yakın tarihi esere de ev sahipliği yapmaktadır. Dem Müzecilik’in bir diğer etkileyici projesi olan Efes Deneyim Müzesi, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Efes Antik Kenti’nde ziyaretçileri ağırlamaktadır. İmmersif teknolojiler kullanılarak tasarlanan bu müze, Antik Efes’in günlük yaşamını tüm duyularla hissettiren benzersiz bir atmosfer yaratmaktadır. Ziyaretçilere, dönemin mimarisi, kültürü ve insanlarının yaşam tarzlarını derinlemesine keşfetme fırsatı sunarak onları zengin, kapsayıcı ve sürükleyici bir yolculuğa çıkarmaktadır. Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi ile Efes Deneyim Müzesi, uluslararası alanda takdir toplayarak ve 1 yıl gibi kısa bir sürede global çapta 10 ödüle layık görülmüştür. Dem Müzecilik, yakın gelecekte yurt dışında deneyim tasarımı projelerini hayata geçirmek üzere çalışmaktadır. Şirket, uzmanlık alanı olan tarih anlatımına odaklanan immersif bir proje ile İtalya'da, yine immersif bir deneyim müzesi konseptiyle Londra'da iki önemli Avrupa projesine başladı. Bu yenilikçi projelerin arkasında Dem Müzecilik’in kültürel ve sanatsal hikâye anlatımına ve tasarıma olan tutkusu yatmaktadır. Hikâye anlatımının gücünü kullanarak fark yaratan içerikler üretmeye odaklanan Dem Müzecilik, tarihi araştırmalardan konsept geliştirmeye, interaktif medya tasarımından yaratıcı içerik üretimine kadar geniş bir yelpazede tasarım çalışmaları yürütmektedir. En güçlü uzmanlık alanı olan müşterilerine özel yaratıcı içerikler tasarlamanın yanı sıra kendi özgün içeriklerini (IP) de geliştirmektedir. Dem Müzecilik, deneyim tasarımı alanındaki yetkinliğiyle, tarihi alanların ve yapıların ziyaret yönetimi konusunda da uzmanlaşmış olup, Türkiye’de anıtların, müzelerin, dini alanların ve sanat merkezlerinin uçtan uca yönetimini yapan ilk özel operatördür. Her yıl 5 milyona yakın ziyaretçinin deneyimini mükemmelleştirmek amacıyla, alanında uzman personeli ile karşılama, sıra yönetimi, biletleme, ziyaretçi akış planı oluşturma ve uygulama gibi tüm operasyonel süreçleri kesintisiz ve verimli şekilde yönetmektedir. Ziyaretçilerin rahat, güvenli ve etkileyici bir deneyim yaşaması için çalışırken, tarihi alanların özgünlüğünü koruyarak uzun vadeli sürdürülebilirliğini de gözetmektedir.

SİNEMANIN USTALARI, SİDE’YE KÜLTÜR, SANAT VE LEZZETİN İZİNDE ROTA ÇİZDİ Haber

SİNEMANIN USTALARI, SİDE’YE KÜLTÜR, SANAT VE LEZZETİN İZİNDE ROTA ÇİZDİ

Festivalin ikinci gününde Apollon Tapınağı’nda kurulan sahnede düzenlenen “Side’nin Yeni Anlatısı” isimli söyleşide Etki Derneği kurucularından Oyuncu Güven Kıraç ve Ebru Koralı, yönetmenler Serdar Akar ve Vedat Atasoy, Manavgat Belediyesi’nin Türkiye’de az örneği bulunan “gastrodiplomatik” bir organizasyona imza attığına vurgu yaparak Akdeniz havzasındaki göçlerin, etkileşimlerin izlerini sürdü. Kimlik ve kültürel hafıza ile stratejik dönüşüm ve katılım konularını irdeleyen Etki Derneği’nin sanatçı üyeleri kültür, sanat ve gastronominin sadece ziyaretçiye sunulan birer ürün değil bir kentin ruhunu görünür kılan araçlar olduğunu vurguladı. “Side, yeni konuşulan hikâyelerin de şehri olmak istiyor” Söyleşinin moderatörlüğünü de yürüten Oyuncu Ebru Koralı, “Side, artık sadece denizin, güneşin değil, yeni konuşulan hikâyelerin de şehri olmak istiyor. Bu dönüşümün lokomotifi kesinlikle kültür ve sanat içerikli üretim olmalı. Müzik, edebiyat, yerel festivaller olmalı. Bunlar turisti sadece konuk değil, hikâyeye ortak eden araçlardır.” dedi. Kamusal sanat ve kültürel etkinliklerin Side’nin kültürel mirasıyla bütünleşmesiyle nelerin değişeceğini irdeleyen Ebru Koralı, “Kültür ve sanat alıcılarının rotası Side’ye döner. Side, küresel ölçekte daha katma değerli bir turizm destinasyonuna dönüşür. Bir kentle bağ kurmak için hikâyeye ihtiyaç vardır. Kamusal alandaki sanat eserleri, özellikle yerel dokudan beslenenler, turistin zihninde o kente dair özgün bir iz bırakır. Günümüz gezginleri deneyimlerini belgelemek istiyor. Estetik açıdan güçlü sokak sanatı, sosyal medyada paylaşılan karelerle destinasyonun görünürlüğünü artırır. Sanat, sadece bakılan değil, dâhil olunan bir şey olduğundan turistin deneyimi dönüşür. Turizm sezonu denilen dönem ortadan kalkar. Yılın 12 ayı tercih edilen bir destinasyona dönüşür. Bu pencereden baktığımızda Side artık bir tatil yöresi değil, bir anlatı alanı. Tarihiyle konuşan, sofralarıyla bağ turan, sokaklarında sanat dolaşan bir şehir.” diye konuştu. “Kültür ve sanat odaklı ajanda oluşturmak mümkün” Oyuncu Güven Kıraç ise Side’nin antik kalıntılarıyla, tiyatrolarıyla, mabetleriyle kültürün izlerini taşıyan kadim bir yerleşim olduğunu, kentin tarihini Girit’ten göçen insanların şekillendirdiğini belirtti. Side’nin geleceği için kültür ve sanatla dönüşüm zamanının geldiğini belirten Güven Kıraç, “Kültür ve sanat yatırımlarını artırarak, etkinliklerle dolu bir ajanda oluşturarak, sadece deniz, kum ve güneş değil, yılın 12 ayına yayılmış bir turizm anlayışıyla Side'nin potansiyelini sonuna kadar değerlendirebiliriz. Bu şekilde oteller dolup taşacak, yoğunluk asla düşmeyecek. Side'nin cazibesini yılın her ayında sürdürmek, bölgeyi sürekli canlı tutacak, ziyaretçilerine 12 ay boyunca buraya gelmeleri için sebepler sunacak. Eylül ayında bir jazz festivali, ağustosta başka bir etkinlik, ekim ayında farklı bir organizasyon… Topyekûn bir kültür ve sanat odaklı ajanda oluşturmak mümkün. Gastronomi, tiyatro festivalleri, sinema günleri, heykel sempozyumları, resim sergileri gibi etkinliklerle buranın zengin kültürünü ve tarihini her yönüyle tanıtabiliriz.” dedi. Güven Kıraç, Etki Derneği olarak Side’nin sanatla, kültürle tanıtımı için her türlü projede iş birliğine hazır olduklarını duyurdu. “Side’de çok ilginç ve etkileyici hikâyeler bulduk, sinema filmi çekeceğiz” Yönetmen Serdar Akar da şehirlerin tanıtımında sinemanın gücünün etkisinin büyük olduğunu, Side’de buldukları çok ilginç ve etkileyici hikâyeleri birini sinema filmi olarak çekeceklerini söyledi. Serdar Akar, “Sinema, sadece turistleri çekmekle kalmaz, aynı zamanda o şehre ait kültürleri de dünyaya tanıtır. Hepimizin bildiği gibi, Avrupa’yı görmek, Paris’te, Roma’da vakit geçirmek birçok insan için bir hayaldir. Çünkü bu şehirler tarih, kültür ve sanatla özdeşleşmiştir. Side de tam böyle bir yer. Burası, adeta bir açık hava müzesi gibi, bir platonun içinde gibiyiz. Bir sanatçı olarak, Side’nin kültür ve sanatla şahlanabileceğine inanıyorum. Çünkü zaten Apollon Tapınağı’nın hemen yanındayız; yani sanatın ve sanatçının tanrısının olduğu bu şehirde, sanat her şeyin merkezinde olmalı.” diye konuştu. “Side artık doğru yemekler, kaliteli mekânlar ve büyüleyici bir kültürel altyapıya sahip” Yönetmen Vedat Atasoy ise büyük şehirler ve popüler turizm destinasyonlarının kendi kimliklerini güçlü bir şekilde tanıttığına dikkati çekti. Sinemanın Side’nin tanıtımında etkili bir araç olacağını aktaran Vedat Atasoy, “İnsanlar bir yere geldiğinde, sadece tatil yapmak değil, o yerin kültürünü, sanatını da deneyimlemek isterler. Eğer Side’nin kültürel ve sanatsal hayatını daha da geliştirebilirsek, bu şehri çok daha cazip hale getirebiliriz.” dedi. Side’de yaşayan, Side’yi yöneten insanların vizyoner olmasının kentin en büyük şansı olduğuna dikkati çeken Vedat Atasoy, “Side artık doğru yemekler, kaliteli mekânlar ve büyüleyici bir kültürel altyapıya sahip. Fakat bunun devamlı olarak daha iyiye gitmesi lazım. Yani sadece geçen yıl yapılan bir etkinlik değil, her yıl yeni ve daha gelişmiş etkinlikler olmalı. Bu da Side’nin kalitesini sürekli yükseltecektir.” değerlendirmesini yaptı. Söyleşinin sonunda festivalin ev sahibi Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, Etki Derneği üyelerine plaket vererek teşekkürlerini sundu.

Şato planlı Hoşap Kalesi göz kamaştırıyor Haber

Şato planlı Hoşap Kalesi göz kamaştırıyor

Van-Hakkari kara yolunun 60. kilometresinde yüksek kayalıklar üzerine kurulu 'kartal yuvası' görünümlü ve dünya genelindeki 17 şato planlı kaleden biri olan Hoşap Kalesi, yerli ve yabancıların büyük ilgisini çekiyor. Geçmişi itibariyle Urartu Devletine kadar uzanan kale, Osmanlı Devletine tabi Mahmudi Beyleri'nin yaptırdığı ihtişamlı şekliyle günümüze kadar ulaştı. Sarp bir yamaç üzerinde bulunan bölgenin dikkat çeken sembol yapısı, geçtiğimiz yılda Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleriyle restoran çalışmalarına başlanmıştı. Restore çalışmaları kapsamında ışıklandırılan kale, akşam saatlerinde tüm ihtişamıyla göz kamaştırıyor. Gecenin karanlığında kilometrelerce uzaklıkta bile adeta bir yıldız gibi parlayan kale, son haliyle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Öte yandan, ışıklandırma çalışmalarıyla mimari dokusu ortaya çıkan kalenin bölge turizmine büyük katkı sağlaması hedefleniyor. “Işıklandırma motifleri ortaya çıkarmış” Kaleyi ziyaret eden Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Akademisyen Adem Palabıyık, ışıklandırmayla birlikte kale motiflerinin ortaya çıktığını ifade ederek, “Van Kalesi ve Akdamar Adası'ndan sonra Hoşap Kalesi'nin de sahip olduğu kültürel zenginlik, turistlerin ilgisini çekecektir. Yapılan ışıklandırmayla birlikte motifleri ortaya çıkmış. Buraya geldiğimizde o tarihi duyguyu hissediyoruz. İtalya'nın orta çağ kentlerine ya da İngiltere'nin bazı orta çağ şatolarına benzer görüntülere şahit oluyoruz. Burayı gelip görmek ve kültürel olarak faydalanmak her birey için önemlidir” dedi.

Maydos Antik Kenti’nde 4 bin yıllık silindir mühür bulundu Haber

Maydos Antik Kenti’nde 4 bin yıllık silindir mühür bulundu

Çanakkale’nin Eceabat ilçesindeki Maydos Antik Kenti’nde devam eden 2024 yılı kazı çalışmalarında Mezopotamya’dan başlayan ve Anadolu’nun içlerine kadar devam eden ticaret ağında kullanılan yaklaşık 4 bin yıllık silindir mühür bulundu. Eceabat ilçesindeki 5 bin yıllık Maydos Antik Kenti’nde bu yıl kazılar, Temmuz ayında başlandı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Maydos Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Göksel Sazcı yönetiminde, 10 kişiden oluşan kazı ekibi ve 6 işçiyle çalışmalar devam ediyor. Kazı çalışmaları Eylül ayında sonlandırılacak. Maydos Antik Kenti’nde süren 2024 yılı kazılarında Mezopotamya‘dan başlayan ve Anadolu’nun içlerine kadar devam eden ticaret ağında kullanılan yaklaşık 4 bin yıllık silindir mühür bulundu. Maydos 2024 sezonu kazılarının Temmuz ayının ilk haftası başladığını belirten Kazı Başkanı Prof. Dr. Göksel Sazcı, kazıları Eylül ayı ortasına kadar aktif olarak arazide sürdürmeyi planladıklarını söyledi. Maydos Antik Kenti kazı çalışmalarının Kültür ve Turizm Bakanlığının izni ve İçdaş ana sponsorluğu ile devam ettiğini belirten Sazcı, “Bu yıl 5-7 işçi ve 10’a yakın öğrenci ile birlikte başladık. Kazılarımızı aynı şekilde sürdürüyoruz. 2024 yılı kazılarımız iki alanda sürdürülüyor. Birinci alanımız Maydos’un savunma sistemiyle alakalı, özellikle Orta Tunç Çağ’ın erken dönemlerini yani günümüzden yaklaşık 4 bin yıl öncesine tarihlenen tabakalar da sürdürüyoruz. Bu alanda yerleşmenin hem giriş kısmını tespit etmeye çalışıyoruz, hem de surları açığa çıkarmaya çalışıyoruz. Diğer çalışma alanımız ise daha önce bölgede Troya III-V dönemi olarak bilinen ve İlk Tunç Çağı sonları ve Orta Tunç Çağı başlarına denk gelen tabakaları araştırmak için yeni bir açma açtık. Orada da henüz daha yüzeye yakın bir yerdeyiz. 1 metre inebildik. Araştırdığımız alanda hem Bizans Dönemi’ne hem de Helenistik Döneme tarihlenen mimari kalıntılar ve buluntular tespit ettik” dedi. Bu yılki kazılarda ilginç buluntular bulduklarını da kaydeden Prof. Dr. Göksel Sazcı, sözlerine şöyle devam etti: “Bu senenin en ilginç buluntularından bir tanesi de bu gördüğünüz silindir mühür. Fritten üretilmiş, bu da yaklaşık 3 bin 900-4 bin yıllık bir buluntu. Bu silindir mührün üzeri zikzaklarla bezenmiş alt kısmı üçgenlerle sınırlandırılmış. Bu tür mühürlerin ortasında da bir delik oluyor ve bunlar muhtemelen boyun da taşınan ve mülkiyeti sembolize eden buluntular. Silindir mühürler aslında Anadolu kökenli buluntular değil, bunlar ilk kez günümüzden yaklaşık 5 bin yıl önce Uruk’ta, yani Güney Mezopotamya’da ortaya çıkıyor. Anadolu ile yapılan yoğun ticaret sayesinde bu uygulama buraya kadar geliyor. Troya’da bu mühürlerin hem damga hem de silindir mühür olan versiyonları var ve ilk kez İlk Tunç Çağı sonlarında yani kabaca M.Ö. 3 binin sonlarında görülüyor. Yalnızca silindir olarak çıkması ise bölgede ünik. Batı Anadolu’da, yakın zaman önce Kütahya Tavşanlı Höyük’te bir benzeri bulunmuştu. Mezopotamya‘dan başlayan bu ticaret ağının yoğun olarak Anadolu’nun içlerine kadar geldiğini Kayseri yakınlarındaki Kültepe‘de ele geçen buluntulardan anlıyoruz. Tavşanlı Höyük buluntusuyla bu ticaret ağının bir kolunun Batı Anadolu’ya uzandığını, başka bir kolunun da Maydos buluntusu ile Kuzeybatı Anadolu üzerinden Avrupa Yakası’na kadar uzandığını söyleyebiliriz. Mühürler şahsiyet sembolleri yani bir ürünün, bir malın, belki garantisini sağlamak, belki mülkiyetini belirlemek, yani bir çeşit marka, işaret. Mühürlemeler hem seramiklerin üzerine hem de iple bağlanan bir ürünün bağlantı noktasına yapıştırılan çamurun üzerine uygulanıp kurutuluyor. Bu şekilde bir ürünün açılıp açılmadığını tespit için yapılıyor. Ayrıca daha önce de belirttiğim gibi garanti fonksiyonunun yanı sıra hem markasını gösteriyor hem de mülkiyetini belirliyor. Mühürlerin bu şekilde farklı fonksiyonları olabiliyor.”

4 bin yıl sonra aydınlatıldı Haber

4 bin yıl sonra aydınlatıldı

SİVAS (İHA) - Sivas'ın Gürün ilçesinde bulunan mağara evleri 4 bin yıl sonra ışığına kavuştu. Sivas Gürün ilçe merkezinde bulunan 'Hitit Mağara Evleri', tarih severlerin dikkatini çekiyor. 4 bin yıl önce Hititliler tarafından barınmak için yapıldığı düşünülen mağara evleri görüntüsüyle ise adeta ilkel bir apartmanı andırıyor. 5 katlı ve onlarca odası olan bir apartmanı andıran tarihi mağara evleri turizme kazandırılması için yapılan çalışmalar neticesinde 4 bin yıl sonra ışığına kavuştu. Sivas Gürünlü olan İstanbul Milletvekili Osman Boyraz'ın destekleriyle mağara evlerinin bir bölümündeki projenin ilk etabı tamamlanarak ilçe merkezindeki mağara evler ışıklandırıldı. İlk etabı tamamlandı İstanbul Milletvekili Osman Boyraz, projenin ilk etabının tamamlandığını ifade ederek, "Mağara evlerin bir bölümü ilçe merkezinde var. Birde çıkışı Gökpınar yolu üzerinde var. Burası Hititler döneminden yaklaşık 4 bin yıllık tarihi olan bir yer. Görsel anlamda çok güzel. Orada geçmişte bir yaşam olmuş. Belki de Dünya'nın belki de Türkiye'nin ilk gökdelenleri yada apartmanları olarak ifade ediyoruz. Çünkü yaklaşık 5-6 katlı bir yer. Orada hayatın olduğuna dair ipucları da var. Burayı turizme kazandırmak için mücadelemizi yapıyoruz. Bu noktada birinci etabında ilçe merkezinde ki belediyenin hemen arkasında bulunan mağaralar ödenek çıkartılarak, birinci etabını tamamladık. Kültür ve Turizm Bakanlığımıza şükranlarımızı sunuyorum bize destek oldular. Malatya Kayseri yolu üzerinde ki ve hemen yol kenarında olan oldukça da geniş bir alanda bulunan mağara evleri turizme sunmak adına bir takım projelerimiz var" dedi.  

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.