Türkiye Seyahat Acentaları Birliği'nde (TÜRSAB) geçtiğimiz günlerde tamamlanan Bölge Temsil Kurulu (BTK) seçimleri, sektörde yalnızca yönetsel değil, temsil anlamında da bazı soru işaretlerini gündeme taşıdı.

Resmi verilere göre seçimlere katılım oranı genel tabloda %36’da kaldı. Bu oran, katılanlar kadar katılmayanların da dikkate alınması gerektiğini gösteriyor. Bir başka ifadeyle, üyelerin üçte ikisi sandığa gitmeyi tercih etmedi. Bu da meslek birlikleri açısından üzerinde durulması gereken bir veri.

Seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan başkan adaylarından M. Nezih Hacıalioğlu, bu durumu “sessiz çoğunluğun umutsuzluğu” olarak yorumladı. Hacıalioğlu, mevcut yönetimin uzun süredir aynı isimlerle sürdüğüne ve bunun değişim ihtiyacını doğurduğuna dikkat çekiyor. Ancak bu sadece bir adayın değil, sektördeki pek çok paydaşın zaman zaman gündeme getirdiği bir konu.

Diğer yandan, bazı bölgelerde katılımın oldukça yüksek olması — örneğin Antalya BTK’da %60 seviyelerine ulaşılması — tüm üyelerin aynı düzeyde ilgisiz olmadığını gösteriyor. Yani tabloyu yalnızca umutsuzluk üzerinden okumak da yanıltıcı olabilir. Yerel farklar, aday profilleri ve bölgesel beklentiler de bu sonuçlarda etkili olmuş olabilir.

Seyahat sektörü, pandemi sonrası toparlanma sürecinde hâlâ çeşitli yapısal zorluklarla karşı karşıya. TÜRSAB gibi çatı kurumların bu süreçte üyelerine rehberlik etmesi bekleniyor. Ancak temsilin etkinliği, yalnızca seçilen kişilere değil, katılım düzeyine de bağlı.

Kasım ayında yapılacak genel kurulun bu düşük katılım oranları ışığında nasıl bir atmosferde geçeceği merak konusu. Sektör temsilcilerinin beklentileri, yalnızca kişi bazlı değil; kurumun vizyonu ve karar alma süreçlerine dair de değişim ya da devam yönünde şekilleniyor.

Sonuç olarak, TÜRSAB’daki mevcut durum, sadece bir seçimin değil, daha geniş çaplı bir temsil tartışmasının habercisi olabilir. Önemli olan, bu sinyallerin doğru okunup, üyelerin karar süreçlerine daha güçlü katılım gösterebileceği bir yapının oluşturulması.