Hava Durumu

#Urla

TOURISMJOURNAL - Urla haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Urla haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Çeşme’de Kuraklık Alarmı: Su Seviyesi %10’a Düştü Haber

Çeşme’de Kuraklık Alarmı: Su Seviyesi %10’a Düştü

Yaşanan kuraklık sebebiyle Ege'nin gözde turizm merkezlerinden Çeşme'nin içme suyu ihtiyacını karşılayan Kutlu Aktaş Barajı'nda su seviyesi yüzde 10'a kadar düştü. Su tasarrufuna dikkat çeken Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Suyun bittiği gün her şey biter. Su olmazsa turist de olmaz. Gerektiğinde suyu keseceksiniz ya da günde 3 saat su vereceksiniz. Mümkünse 2 gün suyu keseceksiniz'' dedi. İklim değişikliği, küresel ısınma ve yağış rejimlerinde yaşanan olumsuzluklar doğal kaynakları eritmeye devam ediyor. Hayati önemdeki su kaynakları her geçen yıl daha da azalıyor. Geçen yılın Haziran ayına göre bu sene İzmir barajlarındaki su doluluk oranları ciddi oranda geriledi. İzmir'in ana su kaynağı Tahtalı Barajı'nda geçen yıl bu aylarda su seviyesi yüzde 41 iken, son ölçümlere göre yüzde 13'e düştü. Kurban bayramında nüfus yoğunluğu 1 milyona dayanan turizm kenti Çeşme'de durum daha ciddi boyutlara ulaştı. Gözde turizm kenti Çeşme'nin içme suyu ihtiyacını karşılayan Kutlu Aktaş Barajı'nda su seviyesi yüzde 35'lerden yüzde 10'a kadar geriledi. Yaklaşık 30 günlük suyu kalan Çeşme'de, susuz yaz tehlikesine karşı belediye tarafından alınan bazı tasarruf tedbirleri uygulanmaya devam ediyor. ''Suyun bittiği gün her şey biter'' Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, kurak döneme gelindiğinde suyun çok dikkatli kullanılması gerektiği konusunda uyarıda bulundu. Asıl tehlikenin kuraklık değil, yanlış su yönetimi olduğunu vurgulayan Yaşar, ‘'Yağışlı dönemlerde, baraj doluyken, su varken istediğinizi yapın. Ama kurak döneme gelindiğinde her şey bir kenara konulmalı. Bahçe sulama, hobi bahçeleri, her şey ama her şey bir kenara bırakılmalı. Örneğin, İzmir'de kış aylarında kişi başına günde 130 litre su verilir ama yazın bu miktar 200 litrelere çıkar. Çünkü herkes bahçe suluyor, araba yıkıyor, balkon yıkıyor. Özellikle bahçe sulamaları burada çok önemli. Bir anda su tüketimi 130 litreden 200 litreye çıkıyor. Böyle bir kurak dönemde bahçe sulamayalım, araba yıkamayalım, halı yıkamayalım. Bu yıl yapmayalım bunları. Ya da çok su isteyen çimleri ekmeyelim, sulamayalım. Suyun bittiği gün her şey biter. Gerektiğinde suyu keseceksiniz ya da günde 3 saat su vereceksiniz. Mümkünse 2 gün suyu keseceksiniz'' dedi. Yeni 10 su kuyusu açılıyor Urla, Seferihisar ve Karaburun'da yeni 10 su kuyusu açılması için çalışma yürütüldüğünü hatırlatan Doğan Yaşar, "Tüm bu çalışmalar, yarımadaya su sağlanabilmesi içindir. Çeşme'de kış nüfusu 40 bindir. Yazın ise bu sayı 300 bin yerleşik nüfusa dönüşüyor. Ama günübirliklerle beraber bu 1 milyonlara kadar çıkıyor. Tabi bütün bu insanlara su lazım. Burası da turizmle ilgili olduğu için su gerekiyor. Ama günden güne maalesef artık su yetmiyor. Yeni şeyler yapılması gerekli. Yeni çözüm aramaları lazım ki şöyle çözümler; bu tür yerlerde kurak dönemlerde bireysel yüzme havuzlarına izin verilmeyecek. Çeşme Belediyesi de bu konuyla ilgili birçok yasak getirdi; böyle de olması gerekiyor'' dedi. ''Su yoksa turist de yok'' Çeşme Belediyesi'nin su riskinin farkında olduğunun altını çizen Doğan Yaşar, ‘'Burası bir turizm kenti, su yoksa turist de yoktur. Turist yoksa bütün esnaf mağdur olur, işler durur. Yani tasarruf uygulamasının öncelikle Çeşme'de başlaması sürpriz değil bu bilinçli bir tercih. Gerçekten de su sorunu, bu tür turizm yerleri için çok önemlidir. Turisti susuz bırakamazsınız. Bir gün bile su vermezseniz, kimse Çeşme'de kalmaz. Hatta bir daha da gelmeyebilir. Bu nedenle, Çeşme Belediyesi'nin yaptığı gerçekten güzel bir şey. Bu uygulamayı bütün belediyelerin yapması gerekir. Özellikle de su sıkıntısı çeken tüm belediyelerin bunu artık hayata geçirmesi lazım'' sözlerine yer verdi.

Çeşme’de Sezonluk Kiralar Rekor Seviyeye Ulaştı Haber

Çeşme’de Sezonluk Kiralar Rekor Seviyeye Ulaştı

Deniz ve tatil sezonunun başlaması ile birlikte Türkiye’nin turizm cennetleri arasında yer alan İzmir’de gözler popüler tatil merkezlerine çevrilmiş durumda. Bu kapsamda her yıl yerli ve yabancı on binlerce turisti ağırlayan Çeşme’de Kurban Bayramı öncesi otellerde doluluk yaşanmaya başlarken, en dikkat çekici konuların başında sezonluk kira fiyatları geliyor. Sarı site olarak adlandırılan satış sitesinde yaz sezonu için kiralık yapılar yer alırken ortalama 4 aylık kiralık olan yapıların fiyatlarının 2 milyon 600 bin TL ila 1 milyon TL arasında değişmesi dikkat çekti. İzmir’in kent merkezinde satılık konut fiyatları ile neredeyse eşdeğer olan sezonluk fiyatlar bazı vatandaşlar tarafından tepkiyle karşılanırken, İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. %100’ÜN ÜZERİNDE ARTIŞ VAR Fiyat artışlarını değerlendiren Mesut Güleroğlu, “Çeşme özellikli bir yer. Bu konuda çok tercih edilen bir yer. Büyük oteller orada çok az. Arzın talebi karşılayamamasından kaynaklı ev fiyatları inanılmaz yüksek. Mülk sahipleri tarafından yüzde 100’ün üzerinde kira artışları yapılıyor. Geçen sene kira bedeli 600 bin TL iken bu sene 1,5 milyon TL’lere çıkarılmış durumda” dedi. GAYET NORMAL Çeşme’deki kiralık fiyatlar ile İzmir’in merkezindeki satılık ev fiyatlarının kafa kafaya geldiğinin sorulmasına yanıt veren Güleroğlu, “Gayet normal. Buradaki 1 artı 1 veya 2 artı 1 daire 3 milyon ise orada 9 ile 12 milyon TL civarında. Bölgedeki ev fiyatlarının değeri çok yüksek” ifadelerini kullandı. HAREKETLİLİK GÖRÜYORUZ Çeşme’deki fiyat artışının bazı bölgelerde kiralama süreçlerinde hareketliliğe neden olduğunu belirten Güleroğlu, “Güzelbahçe, Urla Zeytin Alanı gibi bölgelerde Çeşme’deki yüksek fiyatlardan kaynaklı olarak kira hareketliliği görüyoruz” diye konuştu. FAİZLERİN DÜŞMESİ, LİMİTLERİN YÜKSELMESİ GEREKİYOR İzmir’de yıl ortası ve sonrası için kira fiyatlarındaki yükselişin devam edip etmeyeceğinin sorulmasına yanıt veren Güleroğlu, “İzmir’de hala konut açığımız mevcut. Bu açık olduğu sürece kiralarda yükselir. 1 yıldır müteahhitler yeni bina üretmiyor. Çünkü satacak birini bulamıyorlar. Kredi faizleri yüksek, mevduat faizleri yüksek ve kredi limitleri düşük. Bugün sıfır bir bina yapıp 6 milyona satacak olan müteahhit evini satmak istediğinde alıcı 1,5 maksimum 2 milyon TL kredi çekebiliyor. Bu nedenle insanların alım güçleri, kredilerin yüksek faizli limitinin düşük olmasından kaynaklı yeni konut üretilmiyor. Hal böyle olunca fiyatlarda yükselmeye devam ediyor. Konut kredi faiz oranlarının düşmesi limitlerin yükselmesi gerekiyor” dedi.

Seferihisar’ın Tarihi ION Rotası’na Büyük Onur Haber

Seferihisar’ın Tarihi ION Rotası’na Büyük Onur

İZMİR (İHA) - Seferihisar Belediyesinin hayata geçirdiği ION Rotası Projesi, "Go Türkiye" platformunda Türkiye’nin 7 kültürel rotasından biri olarak seçildi. Bu başarı, bölgedeki kültürel mirasın korunması ve tanıtılmasına önemli katkı sağlarken, Seferihisar’ın ulusal ve uluslararası alandaki tanınırlığını artıracak bir adım olarak görülüyor. Seferihisar Belediyesinin öncülüğünde geliştirilen ION Rotası Projesi, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının (TGA) yürüttüğü "Go Türkiye" platformunda Türkiye'nin 7 kültürel rotasından biri olarak yerini aldı. ION Rotası, Ege'nin eşsiz doğası ve zengin tarihini bir araya getirerek bölgedeki antik Ionia (İyonya) kentlerini keşfetmeye olanak sağlıyor. Proje, bölgenin tarihi ve kültürel mirasını dünya sahnesine taşımayı ve yerel kalkınmayı desteklemeyi amaçlıyor. Rotada yer alan antik kentler, doğal güzellikler ve gastronomik zenginlikler, ziyaretçilere hafızalardan silinmeyecek bir deneyim sunuyor. ION Rotası; Teos, Lebedos (Seferihisar), Ephesos (Efes), Kolophon (Menderes), Klazomenai (Urla), Phokaia (Foça), Erythrai (Çeşme), Priene, Myus (Söke), Miletos (Didim), Chios (Sakız Adası), Samos ve Panionion (Kuşadası) şehirlerinden oluşan bir güzergâha sahip. Bu rota, Ege'nin en önemli antik yerleşimlerinden olan Ionia şehirlerinin geçmişini günümüz değerleriyle buluşturuyor. Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, "ION Rotası’nın T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen Go Türkiye platformunda yer alması, Seferihisar’ın kültürel ve tarihi zenginliğinin bir kez daha tescillenmesidir. Bu başarı, Seferihisar’ın sürdürülebilir turizm ve kültür projelerine verdiği önemin bir göstergesidir. Bu gelişme Seferihisar ve çevresinin uluslararası platformlarda bakanlık tarafından tanıtılacağı anlamına geliyor. Bölgemiz için çok önemli bir gelişme. Tüm paydaşlara teşekkür ediyoruz" açıklamasıyla konu hakkında bilgi verdi. Go Türkiye’nin 7 kültürel rotası arasında yer alan ION Rotası, Türkiye'nin tanıtım stratejisinde önemli bir yer edindi. Bu seçim, bölgenin turizm potansiyelini artırırken, ziyaretçileri Ege'nin antik hikâyeleriyle buluşturacak.

Türk Mutfağının Yıldızı Michelin 2025 Seçkisiyle Parlıyor Haber

Türk Mutfağının Yıldızı Michelin 2025 Seçkisiyle Parlıyor

Michelin Rehberi 2025 İstanbul, İzmir ve Muğla seçkisine 32 yeni restoran eklendi. Bu restoranlardan 2’si Michelin Yıldızı, 8’i Bib Gourmand, 6’sı ise çevre dostu gastronomi girişimlerini ödüllendiren Michelin Yeşil Yıldız ile onurlandırıldı. Türkiye genelinde Michelin tavsiyeli restoran sayısı, İstanbul'da 77, İzmir'de 24 ve Muğla'da 31 olmak üzere toplam 132 oldu. Bu yıl 2 yeni restoran daha Michelin Yıldızı kazandı. İstanbul'daki Casa Lavanda ve İzmir'deki Narımor, birer Michelin Yıldızı ile ödüllendirildi. Böylece, Türkiye’deki Michelin Yıldızlı restoran sayısı 14’e çıktı. Geçtiğimiz yıllarda birer yıldız alan tüm restoranlar, bu yıl da yıldızlarını korudu. İstanbul’daki "Türk Fatih Tutak" ise Türkiye’deki iki Michelin Yıldızı bulunan tek restoran olma unvanını korudu. ERSOY: "TÜRK MUTFAĞI KÜRESEL BAŞARI HİKAYESİ YAZACAK" Michelin Rehberi 2025 Ödül Töreni’ne katılan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türk mutfağının dünya gastronomi sahnesindeki yükselişine dikkat çekti. Ersoy, Türk mutfağı küresel gastronomi sahnesinde güçlü bir konuma sahip olup dünyaca kabul edilmiş bir başarı hikayesi yazabilecek potansiyel taşıdığını vurguladı. Michelin Rehberi Uluslararası Direktörü Gwendal Poullennec ise, "Bu yıl da müfettişlerimiz Türk mutfağının zenginliği ve benzersizliği karşısında büyülendi. Yerel zanaatkarlar, giderek daha sorumlu bir gastronomiyi ana hatlarıyla belirten dikkat çekici girişimler ve yerel mutfak geleneklerinin yeniden yorumlanmasına adanmış yaratıcılık arasında İstanbul, İzmir ve Muğla gerçek bir gastronomi mozaiği olduğunu kanıtlıyor" diye ekledi. MICHELIN YILDIZLI RESTORANLAR 2 Michelin Yıldızı: Türk Fatih Tutak (İstanbul) 1 Michelin Yıldızı: Araka (İstanbul) Arkestra (İstanbul) Casa Lavanda (İstanbul) - Yeni Mikla (İstanbul) Neolokal (İstanbul) Nicole (İstanbul) Sankai by Nagaya (İstanbul) OD Urla (İzmir) Teruar Urla (İzmir) Vino Locale (İzmir) Narımor (İzmir) - Yeni Kitchen by Osman Sezener (Bodrum) Maçakızı (Bodrum) ÇEVRE DOSTU GASTRONOMİ: MICHELIN YEŞİL YILDIZLI RESTORANLAR Michelin Yeşil Yıldız, sürdürülebilir gastronomiyi teşvik etmek için veriliyor. Bu yıl Türkiye'den 6 yeni restoran daha listeye eklendi. İstanbul: Casa Lavanda The Barn - Yeni Telezzüz - Yeni İzmir: Asma Yaprağı - Yeni Muğla: Mezra Yalıkavak (Bodrum) - Yeni Agora Pansiyon (Milas) - Yeni Bu listeyle Türkiye'deki Michelin Yeşil Yıldızlı restoran sayısı 10’a yükseldi. MICHELIN BIB GOURMAND RESTORANLAR Bib Gourmand, gurmeler tarafından beğenilen, uygun fiyatlı restoranlara veriliyor. Bu yıl İstanbul, İzmir ve Muğla'dan 9 yeni restoran listeye eklendi. İstanbul: Arka Ristorante Pizzeria - Yeni Ali Ocakbaşı - Yeni Aslında Meyhane - Yeni Tatbak - Yeni Araf İstanbul - Yeni Nazende Cadde - Yeni Beynel - Yeni Yeşil Yıldız ödüllü Asma Yaprağı - Yeni İzmir: 8 restoran (Mevcut liste korunuyor) Muğla: 5 restoran (Mevcut liste korunuyor) Bib Gourmand restoran sayısı, toplamda 27’ye ulaştı. MICHELIN TARAFINDAN TAVSİYE EDİLEN 22 YENİ RESTORAN Bu yıl Michelin tavsiyesine dahil edilen 22 yeni restoranla birlikte Türkiye genelindeki tavsiye edilen restoran sayısı 91'e ulaştı. Tavsiye edilen restoranlar arasında hem Anadolu’nun geleneksel lezzetleri hem de dünya mutfağından seçenekler yer alıyor. İstanbul'dan Tavsiyeler: The Barn Telezzüz Apartıman Yeniköy Herise İstanbul Lokanta by Divan İzmir'den Tavsiyeler: Birinci Kordon Balık Restoran Gula Urla Hus Şarapçılık Kasap Fuat Çeşme Ortaya Alaçatı Scappi Muğla'dan Tavsiyeler: Divia by Maksut Aşkar Barbarossa Karnas Vineyards Kornel Lucca By The Sea Oi Filoi Oro by Alfredo Russo Mori The Red Balloon Yalıkavak Mezra Yalıkavak ÖZEL ÖDÜLLER İLE TÜRKİYE'NİN YETENEKLİ ŞEFLERİ TAKDİR EDİLDİ Michelin Rehberi 2025'te Türkiye’den 3 özel yetenek ödüllendirildi. Michelin Sommelier Ödülü: Yunus Öztürk (OD Urla) Michelin Servis Ödülü: Nicole restoranı servis ekibi Michelin Genç Şef Ödülü: Serhat Doğramacı (Yeşil Yıldızlı Mezra Yalıkavak) Bu ödüller, Türk gastronomi sahnesinin yalnızca yemekleriyle değil, aynı zamanda profesyonel mutfak ekipleriyle de dikkat çektiğini gösterdi.

TTI İzmir'de Turizmin Geleceğine Yön Veren Buluşma Haber

TTI İzmir'de Turizmin Geleceğine Yön Veren Buluşma

İzmir, 18. TTI İzmir Uluslararası Turizm Ticaret Fuar ve Kongresi'ne ev sahipliği yaptı. Fuar İzmir’de düzenlenen etkinlik, dünyanın dört bir yanından turizm profesyonellerini, uluslararası katılımcı ve ziyaretçileri bir araya getirdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZFAŞ ve TÜRSAB iş birliğiyle düzenlenen fuarda, sektördeki yenilikler ve turizmin geleceği masaya yatırıldı. Binlerce ziyaretçinin akın ettiği fuarda, sektörel iş birlikleri kurulurken, oturumlar ve panellerle turizmin sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve yenilikçi pazarlama yöntemleri gibi birçok yönü ele alındı. SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM İÇİN YENİ HEDEF: FOÇA, URLA VE SELÇUK Fuarın en dikkat çekici oturumlarından biri, "Sürdürülebilir Destinasyonlar ve İzmir" başlıklı panel oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin turizmde sürdürülebilir kalkınma için attığı adımlar, bu oturumda detaylarıyla anlatıldı. İzmir’in önemli turizm projelerinden biri olan "Urla Bağ Yolu"nun, "En İyi 100 Sürdürülebilir Destinasyon Hikayesi" listesine girmesi büyük takdir topladı. İzmir’in yeni hedefi ise Foça, Urla ve Selçuk ilçelerine sürdürülebilir turizm sertifikası kazandırmak. Bu hedef doğrultusunda çevre dostu projelerin desteklenmesi, bölgedeki turizm tesislerinin sürdürülebilirlik ilkelerine uygun hale getirilmesi planlanıyor. Yerel kalkınmayı destekleyen bu tür projelerin, İzmir'in uluslararası turizmdeki rekabet gücünü artırması bekleniyor. OTELCİLİKTE DİJİTALLEŞME VE YAPAY ZEKA VURGUSU TTI İzmir Fuarı’nda, "Otelcilikte Yeni Perspektifler: İzmir Otelleri Nasıl Fark Yaratır?" başlıklı bir diğer önemli oturum düzenlendi. Bu oturumda, dijital pazarlama, yapay zeka teknolojilerinin turizm sektöründeki rolü ve İzmir’in tanıtımı için yapılması gerekenler konuşuldu. Oturuma, turizm sektörü temsilcileri, otel yöneticileri ve dijital pazarlama uzmanları katıldı. Oturumun moderatörlüğünü İzmir Vakfı Genel Müdürü Deniz Karaca yaptı. Konuşmacılar, İzmir’in uluslararası arenada daha fazla tanınabilmesi için dijital pazarlama ve yapay zeka destekli tanıtım kampanyalarının artırılması gerektiğini vurguladı. Dijital pazarlama stratejileriyle doğru hedef kitleye ulaşmanın önemine dikkat çekilirken, dijital dönüşümün turizm sektörünün geleceğini şekillendireceği ifade edildi. Yapay zeka ile otellerde kişiselleştirilmiş hizmet sunmanın, müşteri memnuniyetini artıracak önemli bir araç olduğu belirtildi.

Urla ekonomisine Enginar Festivali dopingi Haber

Urla ekonomisine Enginar Festivali dopingi

Her yıl düzenlenerek geleneksel hale gelen Uluslararası Urla Enginar Festivali, üç günlük bir lezzet şöleni ve karnaval havasıyla son buldu. Urla ilçesi, farklı illerden yüzbinlerce kişiyi ağırladı, esnaf ve üreticinin yüzü festivalle güldü. 10. Uluslararası Urla Enginar Festivaline ev sahipliği yapan Urla ilçesi, Türkiye'nin farklı illerinden yüzbinlerce kişinin akınına uğradı. Enginarın ham halinin yanı sıra, çeşit çeşit yemeklerinin yer aldığı 450 stantta ayrıca; takı, hediyelik eşya, giyim gibi ürünler de satışa sunuldu. Enginarın pilavından dolmasına, suşisinden dönerine, cheesecakeinden reçeline, midyesinden kokorecine, cipsinden böreğine, boyozundan kısırına birçok çeşidi ziyaretçilerin damaklarını tatlandırdı. Urla Enginar Festivali, üç günlük bir lezzet şöleni ve karnaval havasıyla son buldu . Urla’nın ekonomisine can suyu sağlamak ve tarım alanlarını artırmak amacıyla düzenlenen festival, üreticisinden esnafına herkesin yüzünü güldürdü. "Sadece bir festival yapmadık" Festivalle ilgili değerlendirme yapan Urla Belediye Başkanı Yüksek Mimar Selçuk Balkan, festival boyunca herhangi bir olumsuzluğun yaşanmadığını belirtti. Başkan Balkan, festivalde üreticinin, esnafın ve vatandaşların mutlu olduğunu dile getirerek, önümüzdeki senelerde festivalin kalitesini ve kapsamını arttırarak ilerleme kaydedeceklerinin altını çizdi. Selçuk Balkan, “Üç günlük festivalimizin sonuna geldik. Üreticinin ürünlerini doğrudan tüketici ile buluşturduğu, yoğun katılımda esnafımızın ve vatandaşımızın mutlu olduğu bir festivali geride bıraktık. İlçemiz, gastronomi turizminde marka olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Gelişen ve büyüyen ilçemizde üreticimizi ve esnafımızı korumak zorundayız. Hem kültür zenginliğimizi uluslararası boyuta taşıyacak hem üreticimizi ve esnafımızı koruyacağız. Sadece bir festival yapmadık. Tarihiyle, sanatıyla ve kültürüyle ilçemizi tanıttık. Bunu yaparken de üreticimizi ve esnafımızı kalkındırdık. Tarım arazilerimizi korumak, sürdürülebilir kırsal kalkınma politikaları geliştirip, pazar payımızı büyütmek en büyük hedeflerimizden biri" diye konuştu.

Uluslararası Urla Enginar Festivali başladı Haber

Uluslararası Urla Enginar Festivali başladı

Uluslararası Urla Enginar Festivali, 10’uncu kez misafirlerini ağırlamaya başladı. Kortej yürüyüşü ve resmi törenle açılan festivalde konuşan Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, “Bu festival bir Urla hikayesidir. Bu hikayeyi çiftçilerimiz, aşçılarımız yazdılar” dedi. Bu yıl 10’uncusu düzenlenen Uluslararası Urla Enginar Festivali kortej yürüyüşü ve açılış töreniyle ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. Üç gün boyunca renkli ve coşkulu programlarla devam edecek olan festival pazar günü sona erecek. Festivalin ilk gününde Urla Jandarma Kavşağından Cumhuriyet Meydanına doğru yapılan kortej yürüyüşü ve törene İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, CHP Genel Başkan Yardımcıları Deniz Yücel ve Gülşah Deniz Atalar, Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, Urla Kaymakamı Mustafa Gözlet, milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, oda başkanları, çiftçiler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Urla Jandarma Kavşağından Cumhuriyet Meydanına kadar kalabalık bir kortejle belediye binasına kadar yürüyen grup ardından korteje katılan çiftçileri, üreticileri ve STK’ların geçişini izleyerek selamladı. Kortej geçişinin ardından resmi açılış törenine geçildi. Festivalin açılışında konuşan Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, festivalin tüm Urlalıların emeği olduğuna dikkat çekerek, "Enginarın hikayesini bugün yeniden daha güçlü ve daha lezzetli yazmanın heyecanını yazıyoruz. Bu festival bir Urla hikayesidir. Bu hikayeyi çiftçilerimiz, aşçılarımız yazdılar. Bu festivalde Ahmet amcanın Fatma teyzenin alın teriyle topladığı ürünlerin tadına bakacaksınız. Birbirinden farklı lezzetlerle buluşacaksınız. Bu festivalde stantları başında 100’den fazla enginar üreticimiz sizleri ağırlayacak. Urla’da toplam bin 900 ton enginar üretiliyor” diye konuştu. "Toprağımız üreticide kalsın" Festivalin temel amacının üretimde kalkınma olduğunun altını çizen Balkan, “Bu festival bizlere atalarımızın mirası. Asıl amacımızın, alacağı ile vereceğini denk getirmeye çalışan esnafımızın yüzünü güldürmek için olduğunu bilmeliyiz. Bu festivalin asıl amacının; üreticimizin alın teriyle okuttuğu çocukları için olduğunu bilmeliyiz. Bu festivalin asıl amacının; topraktan sofranıza aracısız sağlıklı ürünler götürecek olan sizler için olduğunu bilmeliyiz. Bu bereketli topraklar bizlere asırlardır Yarımadaya özgü çok özel tarım ürünleri armağan ediyor. Enginarımız, kınalı bamyamız, susuz kavunumuz, çileğimiz, kuşkonmazımız, üzümümüz, otlarımız, hurma zeytinimiz ve çok daha fazlası Bu coğrafya bize çok cömert davranıyor. bizim görevimiz de bu coğrafyaya ve tarım arazilerimize sahip çıkarak gelecek nesillere bırakmaktır. Biz istiyoruz ki, bizim toprağımız üreticide kalsın. Tarım arazilerimizi korumak, sürdürülebilir kırsal kalkınma politikaları geliştirip, pazar payımızı büyütmek en büyük hedeflerimizden biri. Amacımız katma değeri yüksek pazar payı olan ürünler yetiştirmek. Bizim amacımız, enginar gibi anlatacağımız yeni hikayeler yazmak. Bugüne kadar yanlış tarım politikaları yüzünden toprağına küsen çiftçimizin ekonomisine can suyu sağlamak boynumuzun borcu. Ülke kalkınması yerelden başlar diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan giderek kooperatiflerimizi desteklemek bizim boynumuzun borcudur. Ülkemizi kalkındıracak politikanın üretim politikası aşikarken bizler ürünlerimizi ithal etmek yerine kendimiz yetiştireceğiz” dedi. "Selçuk Başkanımızı tebrik ediyorum" İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ise Urla’nın kayyumdan alındığına dikkat çekerek başladığı konuşmasında şunları söyledi: "Bizler kısa bir süre önce İzmir'imize hizmet etmeye talip olduk bunu yaparken en önemli amaçlarımızdan biri kentimizi bir demokrasi kenti yapmaktı. Binaların depreme dayanıklılığı nasıl sağlam bir temel üzerine inşa edilmesine bağlıysa bizim de belediyeler olarak alacağımız yol demokrasi zeminine bağlıdır. Selçuk Başkanımızı tebrik ediyorum. Bizler de Büyükşehir Belediyesi olarak tüm çalışanlarımızla birlikte İzmir'in tüm ilçelerinin yanında olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. "Urla dayanışma ile kalkınmaya devam edecek" Festivalin Urla ekonomisine olan katkısına da değinen Başkan Tugay, “Güzel İzmir'imize hizmete talip olduğumuzda temel hedeflerimizden biri İzmir’i kalkınmada örnek bir kent yapmaktı. Bu hedefe kültürel, sosyal, güvenlik ve ekonomik boyutlarıyla bir bütün olarak ulaşabiliriz. Urla’ya baktığımızda şunu görüyoruz. Uzun yıllardır uygulanan yanlış politikalar sonucu çiftçimiz artık toprağını ekip biçmekte zorlanmaktadır. En temel gıdalarımız bile ithal ediliyor. Ama şartlar ne kadar zor olursa olsun bu zor şartlara rağmen Uluslararası Urla Enginar Festivali bugün 10 yaşında. Üretiyorlar. O ürünler ehil ellerde inanılmaz lezzetlere dönüşüyorlar. Festival, Urla’nın tanınırlığını uluslararası boyutta artırıyor. Şehrimizin turizm hacmi artıyor, satış kapasitesi artıyor. Urlalı esnafımızın yüzü gülüyor. Urla bir dayanışma içinde kalkınmaya devam edecek. Şaha kalkmada İzmir’in öncü ilçelerinden biri olacak. Sorunlarımızı biliyoruz. İzmir’in parlayan yıldızı Urla için çalışmalar yapıyoruz. Bugüne kadar yarım kalan her işi tamamlamakta kararlıyız” şeklinde konuştu. Urla Ziraat Odası Başkanı Muharrem Uslucan da zorlu ekonomik şartlara rağmen üretime devam eden çiftçilerin ülkede umudun artmasına katkı sağladığını belirtti.

Urla, gastronomi turistlerini bekliyor Haber

Urla, gastronomi turistlerini bekliyor

Michelin Rehberi 2024 İstanbul-İzmir-Bodrum seçkisi kapsamında lezzet dedektiflerinin yaptığı değerlendirme sonucu İzmir'deki toplam 15 restoran, rehbere dahil edilmeyi başardı. Kentin gastronomi üssü olarak tanımlanan Urla'da OD Urla, Vino Locale ve Teruar Urla restoranları "yıldız" alırken sürdürülebilir mutfak çalışmaları nedeniyle de OD Urla, Vino Locale ve Hiç Lokanta "yeşil yıldız" ile ödüllendirildi. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Betül Öztürk, Urla'nın bu değerlendirme sisteminde aynı dönemde 6 yıldız birden almasının büyük bir başarı olduğuna işaret etti. Bu başarının yakalanmasında Urla'daki restoranların bir bölümü kendilerine ait olan tarlalarda yetiştirilen ürünleri doğrudan sofraya taşımasının etkili olduğunu dile getiren Öztürk, en üst kalite seviyesini gösteren yıldızın yanı sıra sürdürülebilirliği gösteren yeşil yıldızın da ilçenin tarımsal gelişimine önemli etkilerinin olacağını kaydetti. Öztürk, "Tarımsal üretimin önemli olduğu Ege Bölgesi'nde, yerel çiftçilerimiz tarladan sofraya konseptiyle daha büyük bir ekonomik kalkınmaya sahip olacaklar, bölgedeki kırsal tarım da tamamen değişecek." ifadelerini kullandı. İEÜ Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Eğitmen Şefi Öğretim Görevlisi Aypar Satı ise Michelin yıldızlarının gastronomi turistlerinin bölgeye ilgisini arttıracağını dile getirdi. Dünya genelinde turizm anlayışının kabuk değiştirdiğini, gastronomi turizminin de yüksek harcama düzeyine sahip bir alan olarak dikkat çektiğini söyleyen Satı, şu değerlendirmelerde bulundu: "Michelin gibi değerlendirme sistemlerinin turizm destinasyonlarına katkıları çok büyük oluyor. İtalya, Fransa, Japonya, ABD gibi pek çok ülkeden gastronomi tutkunları, gidecekleri restoranları yıldız derecelerine göre belirliyor. Turistler, sırf bu restoranlara gitmek için yolculuk yapıyor. Michelin yıldızının Urla'ya gelmesi gastronomi turizminin cazibesini artırmada önemli bir unsur olacak. Bundan sonra dünyanın dört bir yanından gastronomi tutkunları Urla'ya gelecektir." "Ormandan hasat ettiklerimiz mutfağın bir ürünü" Michelin değerlendirmesinde yeşil yıldızın yanı sıra uygun fiyata eşsiz yemek deneyimi sunan restoranlara verilen Bib Gourmand ödülüne layık görülen Hiç Lokanta'nın şefi Ekin Can Kün ise yaptıkları çalışmaların görünür kılınmasının heyecanını ve gururunu yaşadıklarını belirtti. "Bu ödülleri olağanüstü bir emeğin sonucu olarak görüyoruz." diyen Kün, mutfaklarında kullandıkları ürünlerin önemli bir bölümünü 2 bin 400 dönüm alandaki Hiç Zeytin Ormanı'nda yetiştirdiklerine dikkati çekti. Kün, "Ürünler, mevsimsel olarak hasat ediliyor, bu bazen iki haftalık bir süreç olabiliyor. Mesela sarımsak çiçeği 2-3 hafta süresince toplanabilir, o mevsimi kaçırdığınız zaman sarımsak çiçeğini yemeklerinizde kullanamazsınız. Ormanda 16-20 arası yabani ot, 3-4 çeşit yabani meyve ile 8 civarı yenilebilir çiçek hasadı yapıyoruz. Burada her şey bir bütünün parçası. Ödül de bu çalışma organizasyonuyla kazanıldı." diye konuştu. Lokanta mutfağında çöp kutusu bulundurmadıklarını, atık miktarıyla elektrik ve su tüketimine ilişkin verilerin sürekli analiz edildiğini aktaran Kün, misafirlerden dönen tabaklarda kalan miktarların da sürekli ölçüldüğünü dile getirdi. Tüm ekibin "Misafir neden bu tabaktaki her şeyi yemedi?" sorusunu sorarak değerlendirmelerde bulunduğunu söyleyen Kün, "Tıka basa yedirmek değil zevkle, deneyimle, hikayeyle bütünleşerek yemek yenmesini sağlamak istiyoruz." diye konuştu.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.