Hava Durumu

#Turizm Haberi

TOURISMJOURNAL - Turizm Haberi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Turizm Haberi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

TÜRSAB’da Acentalar Değişim İstiyor Haber

TÜRSAB’da Acentalar Değişim İstiyor

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Bölge Temsil Kurulu (BTK) seçimleri Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde gerçekleşti. Bölge seçimleri üzerine genel bir değerlendirme yapan TÜRSAB Başkan Adayı M. Nezih Hacıalioğlu, sektörün değişim istediğini vurguladı. ‘Sandığa Gitmeyen Yüzde 64 Sessiz Çoğunluk’ Toplam 14.830 delegenin oy kullanma hakkına sahip olduğu bölge seçimlerinde 5.453 oy sandığa yansıdı. Yani, katılım oranı yüzde 36 olurken, yüzde 64’lük kesim sandığa gitmedi. Konuyla ilgili açıklama yapan TÜRSAB Başkan Adayı M. Nezih Hacıalioğlu: “Bu oran, ilk bakışta yalnızca bir istatistik gibi dursa da aslında sektörün nabzını, umudunu ve beklentisini açıkça gösteriyor. Birden fazla listenin yarıştığı bölgelerde ortalama katılım oranı yüzde 42, tek listenin olduğu bölgelerde ise yüzde 29 civarında gerçekleşti. Ben bu durumu sektörün temsilinden duyduğu umutsuzluğun bir sonucu olarak değerlendiriyorum. Tablo bize rekabetin olduğu yerlerde ilginin arttığını, tek adaylı bölgelerde ise heyecanın ve umudun azaldığını gösteriyor. Sektörün değişim istediği çok net” dedi. ‘İstanbul Bölge Seçimlerinde Yüzde 16,48 Oy Kullanımı, Mevcut Yönetime Sessiz Değişim Mesajıdır’ Hacıalioğlu, İstanbul'un beş ayrı bölgesinde gerçekleşen TÜRSAB bölge seçimlerinde yaşanan düşük katılım konusunda şunları söyledi: "Seçim sonuçlarında kullanılan oyların yüzde 77’sini almak, bazı çevrelerce ‘büyük bir zafer’ gibi lanse edilirken toplam delege sayısına göre bakıldığında bu oran yalnızca yüzde 16,48’e denk geliyor. Bu tablonun sektörün mevcut yönetime karşı ilgisizliğini, kayıtsızlığını ve derinleşen bıkkınlığını gözler önüne seriyor. Yüzde 16,48 oranında oy kullanılan bir yerde yüzde 77 başarıdan söz etmek, kamuoyunu yanıltmaktır. Bu, artık temsil değil; algı yönetimidir. “ Bu durumun turizm acentalarının mevcut yönetime karşı olan umutsuzluğunu, motivasyon kaybını ve değişim arzusunu açıkça yansıttığı ifade eden Hacıalioğlu, “Üç dönemdir aynı ismin genel başkan olduğu, son 8 yılı başkanlık olmak üzere 23 yıldır TÜRSAB'ın yönetim kadrolarında yer alan bu yapıda, sektör artık tıkanmış durumda. Saha bunu söylüyor. Acentalar küsmüş, ilgisizleşmiş, bıkmış. Bu tabloyu görmezden gelenler, gerçeğin üzerini örtemez. Mevcut başkan 8 yıldır yaptığı değerlendirme toplantılarında her seferinde dinlediği sorunları bugünlerde de yine bölge bölge gezerek dinlemeye devam ediyor. Hala hiçbir sorunun çözülmediği bu toplantılar bu yönetimin beceriksizliğini ve basiretsizliğini tescil ediyor.” dedi. Antalya Seçimleri yüzde 60 Katılımla Gerçekleşti Olaylı gerçekleşen Antalya seçimlerinde toplam 725 geçerli oyun 315 adedini Firuz Bağlıkaya’nın desteklediği Onur Özer kazanırken,163 oy Tolga Güven, 235 oy da Oktay Arı aldı. Konuyla ilgili Nezih Hacıalioğlu şunları söyledi: “Antalya tek bir bölge gibi hareket ederek yüzde 60 katılım sağladı. Mevcut yönetimin adayı yüzde 43,6 oy oranıyla kazandı. Öncelikle kazanan adayı tebrik ediyorum. Öte yandan ortaya çıkan tabloda Antalya’da da değişim isteğinin net olarak ortaya çıktığını düşünüyorum. Çünkü diğer adaylar yüzde 56,4 oy oranına ulaşmıştır.” ‘Rekabetin olduğu yerlerde ilgi artmış, tek adaylı bölgelerde heyecan ve umut azalmıştır’ Bölge seçim sonuçlarıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunun Hacıalioğlu, “Bölgesel dağılıma baktığımızda tablo çok dikkat çekici. Karadeniz, yüzde 64 katılım, Doğu illeri yüzde 61, Antalya yüzde 60 katılım, Ege Bölgesi yüzde 48, Marmara yüzde 46, (İstanbul hariç), İç Anadolu illeri yüzde 40, İstanbul, yalnızca yüzde 16,48 katılım oranıyla listenin en sonunda yer alıyor. Buradan çıkan sonuç açık; TÜRSAB’a dair inanç ve temsil duygusu, yerel dayanışmanın güçlü olduğu bölgelerde hâlâ diri; ancak merkezde, özellikle İstanbul’da yorgunluk ve ilgisizlik hâkim” diye konuştu. ‘Yüzde 36’lık katılım ile yüzde 64’lük sessiz çoğunluk değişim istiyor’ Değişim talebine dikkat çeken Nezih Hacıalioğlu şöyle devam etti: “Aslında seçmen çok daha güçlü bir mesaj veriyor. Sektör, temsilcilerinden artık gerçek bir değişim, adaletli bir temsil ve güven veren bir yönetim bekliyor. Bu seçim, sadece bir sonuç değil; bir uyarı niteliği taşıyor. Ben sektörde değişimin öncüsü olarak tüm delegelere bir çağrıda bulunuyorum. Her oy bir geleceği belirler. Sandığa gitmek, mevcut yapıya sessiz onay vermek demektir. Bizler, yaklaşan Genel Kurul sürecinde bu umutsuzluğu yeniden umuda dönüştürmek ve birlik ruhumuzu daha da güçlendirmek için buradayız. Acentalarımızın yıllardır biriken sorunlarını çözmek ve sektörü büyütmek için yeni bir yönetim anlayışı gereklidir. Bölge seçimleri bize göstermiştir ki, tüm meslektaşlarımızın Kasım ayındaki genel seçime katılımı çok önemlidir. Önümüzdeki günlerde bütün projelerimizi de kamuoyuna açıklayacağım.”

Priene Antik Kenti UNESCO Kalıcı Miras Listesi Yolunda Haber

Priene Antik Kenti UNESCO Kalıcı Miras Listesi Yolunda

Aydın'ın Söke ilçesinde bulunan Priene Antik Kenti'nin UNESCO Dünya Kalıcı Miras Listesi yolunda önemli adımlar atılmaya devam ediliyor. Söke Priene Antik Kenti'nin tüm dünyada tanıtımının yapılabilmesi için Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat'ı ağırladı. Bolat, Türkiye ve Söke'nin tarihi miraslarından biri olan Priene Antik Kenti'ni ziyaret etti. Söke Ticaret Odası ve Söke Belediyesi'nin öncülüğünde gerçekleşen program, bölge turizmini canlandırma ve kültürel miras bilincini artırma hedefi taşıyor. Ziyarette Prof. Dr. Bolat'a; Söke Belediye Başkanı Dr. Mustafa İberya Arıkan, Söke Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Sakalar ve Meclis Başkanı Veysel Kara ile oda yönetimi, Aydın İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkilileri, Priene Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Hakan Mert, Priene Antik Kenti Alan Başkanı Mine Aşçı, İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Fatih Fuçular eşlik etti. "Priene'yi dünyaya tanıtacağız" Ziyarette konuşan Prof. Dr. Ahmet Bolat, Priene'nin dünya çapında tanıtımı için özel bir çalışma başlatacaklarını belirtti. Bolat açıklamasında, "Priene Antik Kenti UNESCO'nun kalıcı miras listesinde yer almak için bekliyor. Türkiye'de 90 antik ören yerimiz bu listede sırada. Her yıl sadece bir tanesi dahil ediliyor. Biz bu süreci hızlandırmak ve Priene'yi dünyaya daha fazla tanıtmak istiyoruz" dedi. THY olarak Priene'nin tanıtımı için özel bir fon ayıracaklarını vurgulayan Bolat, "Bundan sonra dünyanın dört bir yanından gazetecileri, YouTuber'ları buraya getireceğiz. Deniz, kum, güneş turizmine gelen insanları antik kentlere yönlendirmemiz gerekiyor. Aydın Valimiz Yakup Canbolat ve Aydın Büyükşehir Belediye Başkanımız Özlem Çerçioğlu'na söz verdik; önümüzdeki 5 yıl boyunca bu bölgeye yatırım yapacağız" dedi. Ziyareti sırasında antik kentteki öğrencilerle de karşılaştıklarını dile getiren Bolat, eğitimle kültürel mirasın birleştirilmesi gerektiğini belirtti. Söke Ticaret Odası Başkanı Metin Sakalar, ziyaretin Priene'nin uluslararası tanıtımı ve UNESCO hedefi açısından büyük anlam taşıdığını ifade etti. Sakalar, "Türk Hava Yolları gibi güçlü bir markanın bu sürece destek vermesi, bölge turizmi için büyük bir fırsat" dedi. Priene başta olmak üzere kültürel zenginliklerin toplumun ortak paydası olduğunu belirten Söke Belediye Başkanı Dr. Mustafa İberya Arıkan, "Ören yerlerimiz bacasız fabrikalar. Tüm dinamikleri harekete geçirmek, turizmin canlanması dolayısıyla Güllübahçe, Sökemiz ve Aydın'ımız ile tüm ülkemize katma değer sağlamayı amaçlıyoruz. Bu amaçla çalışmalarımız devam edecek" diye konuştu.

Antalya-Alanya Otoyolu Yıllık 17,7 Milyar Lira Tasarruf Sağlayacak Haber

Antalya-Alanya Otoyolu Yıllık 17,7 Milyar Lira Tasarruf Sağlayacak

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Projemiz, zamandan 16,9 milyar lira, akaryakıttan 800 milyon lira olmak üzere yıllık yaklaşık 17,7 milyar lira tasarruf sağlamış olacak" dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Antalya-Alanya Otoyolu Finansal Kapanış Töreni'ne katıldı. Törende konuşan Bakan Uraloğlu, Antalya ve Alanya'nın her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlayan iki önemli turizm merkezi olduğunu belirterek, "Artan nüfus ve turizm hareketliliği, ulaşım altyapısını da yeni yatırımların yapılması noktasında zorlamaktadır, gerekli kılmaktadır. İşte bu noktada hayata geçirdiğimiz bu projemiz, sadece bir ulaşım hattı değil, aynı zamanda turizmi, ticareti ve bölge ekonomisini güçlendirecek bir kalkınma hamlesidir. 84 kilometre ana gövde, 38 kilometre bağlantı yoluyla toplam 122 kilometre uzunluğundaki bu otoyolumuz 7 farklı seviyeli kavşak, 4 bin 365 metre uzunluğunda 5 tünel, 5 bin 966 metre uzunluğunda 16 viyadük ve 4 otoyol hizmet tesisiyle modern mühendisliğin örneklerinden birisini teşkil edecek" ifadelerini kullandı. "Projemiz, 17,7 milyar lira tasarruf sağlamış olacak" Otoyolun yolculuk süresini de kısaltacağını aktaran Uraloğlu, "Saatte 140 kilometre tasarım hızıyla mevcut yolda ortalama 2,5 saat, yoğun zamanlarda özellikle yaz aylarında 4 saate kadar varan bir ulaşım süresini 36 dakikaya güvenli ve istikrarlı bir şekilde indirmiş olacağız. Özellikle yaz aylarında yaşanan trafik çilesini de ortadan kaldırmış olacağız. Bölgedeki Kleopatra Plajı'ndan Kaleiçi'ne, Aspendos'tan Manavgat Şelalesi'ne uzanan yolculukları hızlı, güvenli ve konforlu bir hale getirmiş olacağız. Ayrıca projemiz zamandan 16,9 milyar lira, akaryakıttan 800 milyon lira olmak üzere yıllık yaklaşık 17,7 milyar lira tasarruf sağlamış olacak" şeklinde konuştu. Otoyolu kamu-özel iş birliği modeliyle inşa ettiklerine dikkati çeken Bakan Uraloğlu, "Yüksek kaynak ihtiyacı duyulan projelerin gerçekleştirilmesinde kamu kaynağı kullanılmadan özel sektör imkanları ve finansmanıyla yatırımların çok daha kısa sürede gerçekleşmesini sağlıyoruz. Uluslararası finans kuruluşlarının ‘biz bu projeyi finanse edeceğiz' diyerek kredi sağlayacaklarını da sektörün içindekiler siz çok iyi bilirsiniz. Bir ülkenin istikrarına ve ekonomisine olan güvenin en büyük göstergelerinden bir tanesidir" değerlendirmesinde bulundu. "Bu proje, sadece bölge için değil, Türkiye'nin küresel lojistik ağındaki rolü için de stratejik bir öneme sahip" Bakan Uraloğlu, şu ifadeleri kullandı: "Bu projeler, Türkiye'nin istikrarına ve geleceğine duyulan inancın somut birer kanıtıdır ve bugün kamu-özel iş birliğiyle hayata geçirilen bu projemizde görevli şirketlerimiz Limak İnşaat ve Antalya-Alanya Otoyol Yatırım İşletmesi tarafından sürdürülen kredi çalışmalarında nihai aşamaya gelmiş olmanın mutluğunu yaşıyoruz. Yatırım bedeli 2 milyar 429 milyon avro olan söz konusu otoyolumuzun 729 milyon avrosu, yani yaklaşık yüzde 30'u öz sermaye ile yapılırken, 1.7 milyar avro yani yüzde 70'lik kısmı ise banka kredisi ile sağlanmış olacak. Kredi verenler, 3'ü Çinli, 2'si Suudi Arabistan kökenli, 1'i Kuveyt, 1'i Almanya ve 1'i de Yunanistan merkezli 8 ayrı uluslararası yatırım finansman kuruluşları ve bazı bankalar, 6 yerli banka olmak üzere 14 finans kuruluşundan oluşuyor. Antalya-Alanya Otoyolu, önümüzdeki yıllarda planlanan Denizli-Burdur ve Burdur-Antalya otoyollarıyla entegre olarak, İzmir'den Avrupa sınırına uzanan kesintisiz bir otoyol ağının parçası olacak. Bu proje, sadece bölge için değil, Türkiye'nin küresel lojistik ağındaki rolü için de stratejik bir öneme sahip." Bakan Uraloğlu'na konuşmasının ardından hediye takdimi yapıldı ve imza töreni gerçekleştirildi.

Arslantepe Karşılama Merkezi Açıldı Haber

Arslantepe Karşılama Merkezi Açıldı

Arslantepe Karşılama Merkezi'nin açılışı Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında Malatya'da bulunan Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un katılımıyla gerçekleştirildi. Törende konuşan Bakan Ersoy, Arslantepe'nin insanlık tarihinde devletleşme sürecine ışık tutan eşsiz bir merkez olduğunu söyledi. Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında Malatya'da bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Arslantepe Karşılama Merkezi'nin açılış törenine katıldı. Programda konuşan Bakan Mehmet Nuri Ersoy, Arslantepe Karşılama Merkezi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. "Toplamda 765 kapsamlı saha çalışması gerçekleştirdik" Bakan Ersoy, "Bu kadim topraklar sahip olduğu eşsiz kültürel mirasla her kazı sezonunda insanlık tarihine ışık tutan yeni veriler ortaya koymakta her keşif ve her buluntu, ortak geçmişimizin kayıtlarına değerli katkılar sunmaktadır. Bakanlığımız da taşıdığı bu büyük sorumluluğun bilinciyle Anadolu'nun dört bir yanına hak ettiği değeri ulaştırmak için azim ve kararlılıkla yol almaktadır. Bu bilinçle yalnızca 2024 yılı içerisinde Türk ve yabancı ekiplerle yürütülen 212 kazının yanı sıra, kurtarma kazıları, müze başkanlığındaki çalışmalar ve arkeolojik yüzey araştırmalarıyla birlikte toplamda 765 kapsamlı saha çalışması gerçekleştirdik. Bu rakamlar, Türkiye arkeolojisinin ulaştığı dinamizmi, bilimsel derinliği ve uluslararası iş birliği kapasitesini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Bakanlığımız, saha çalışmalarımızın yanı sıra müzelerimizin güçlendirilmesinden bilimsel yayınların teşvikine, dijital arşivlerin oluşturulmasından çağdaş müzeciliğin yaygınlaştırılmasına ve yurt dışına kaçırılan eserlerin ait oldukları topraklara geri kazandırılmasına kadar geniş bir yelpazede faaliyetlerini sürdürmektedir. İşte bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Arslantepe Karşılama Merkezi de bu bütünün önemli bir parçasıdır" dedi "İnsanlık tarihinde devletleşme sürecine ışık tutan eşsiz bir merkezdir" Binlerce yıllık bir geçmişi barındıran Arslantepe'nin Anadolu'nun en önemli arkeolojik alanlarından biri ve Kalkolitik Çağ'dan Doğu Roma dönemine kadar uzanan kesintisiz bir yerleşim tabakalanmasına sahip olduğunu kaydeden Bakan Ersoy, "1930'lu yıllarda başlayan kazılar, bugün uluslararası bir ekip ve Türk bilim insanlarımızın katkılarıyla 'Geleceğe Miras Projesi' kapsamında sürdürülmektedir. M.Ö. 4. binyıl sonlarına tarihlenen kerpiç saray yapıları, tören salonları, boyalı duvarları ve kabartmaları Arslantepe'nin yönetim, ekonomi ve dini yaşamın ilk örgütlü örneklerine ev sahipliği yaptığını göstermektedir. Binlerce mühür baskısı, tarihin en erken bürokratik sistemlerinden birinin burada ortaya çıktığını; metal silahlar ise savaş teknolojisinin ilk örneklerinin bu topraklarda üretildiğini kanıtlamaktadır. Bu nedenle Arslantepe, insanlık tarihinde devletleşme sürecine ışık tutan eşsiz bir merkezdir" ifadelerini kullandı "Karşılama Merkezi bu eşsiz mirasın tanıtılmasında önemli bir rol üstlenecektir" 2021 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne giren Arslantepe'nin artık uluslararası bir değer olarak korunma altında olduğunu ifade eden Bakan Ersoy, "Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Karşılama Merkezi, bu eşsiz mirasın dünya kültürüne tanıtılmasında önemli bir rol üstlenecektir. 1330 metrekare kapalı alana ve toplamda 1650 metrekare inşaat alanına sahip olan merkez; hemşerilerimizin ve yerli-yabancı tüm misafirlerimizin bölgeyi ve bölgenin tarihini daha yakından tanımasına imkân sağlayacak, aynı zamanda sosyal ve kültürel etkileşimi de artıracaktır. İçerisinde simülasyon alanları, sergi ve etkinlik salonları bulunan bu merkez, ziyaretçilere Arslantepe'nin tarihini modern ve etkileyici yöntemlerle aktarma imkanı sunacaktır Bugün iki önemli açılışı birlikte gerçekleştirmenin de ayrı mutluluğunu yaşıyoruz. Arslantepe Karşılama Merkezi'nin açılışının yanı sıra özel bir serginin de açılışını gerçekleştiriyoruz. Cumhuriyetimizin 102. yılına özel olarak hayata geçirdiğimiz ‘102. Yılda 102 Sergi: Cumhuriyet'in Işığında Anadolu'nun Kültürel Mirasına Yolculuk' projesi kapsamında, Malatya Müzemizce hazırlanan ‘Arslantepe'nin Işığında' sergisini de açıyoruz. Sergide Arslantepe'de bir metal ustasının evinden çıkan döküm kalıbı ve pota, yönetici mezarı buluntuları, silindir mühür, törensel kılıçlar, fildişi plaka gibi 9'u ilk kez sergilenecek, toplam 29 kıymetli eser sergilenecek. Bu ayın sonuna kadar açık olacak sergimize herkesi davet ediyorum. Bu eserin hayata geçirilmesinde emeği geçen Bakanlığımızın ilgili birimlerine, Valiliğimize, Büyükşehir Belediyemize, Fırat Kalkınma Ajansı'na ve destek veren tüm kurumlara teşekkür ediyorum. Yıllardır özveriyle çalışan kazı başkanlarına, bilim insanlarına ve ekiplerine şükranlarımı sunuyorum" dedi. "Geçmişten geleceğe ışık tutan bir medeniyet mirası" Arslantepe, geçmişten geleceğe ışık tutan bir medeniyet mirası olduğunu da aktaran Bakan Ersoy, "Bu merkezin Malatya'nın kültür turizmine yeni bir soluk kazandıracağına ve şehrimizin uluslararası alandaki görünürlüğünü artıracağına yürekten inanıyorum. Karşılama Merkezi'nin ülkemize ve insanlığa hayırlı olmasını diliyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum" diye konuştu

THY Ve Ajet Kıbrıs Turizmine Güçlü Katkı Sağlıyor Haber

THY Ve Ajet Kıbrıs Turizmine Güçlü Katkı Sağlıyor

Türkiye ile KKTC arasında güçlü bir hava köprüsü kuran Türk Hava Yolları (THY), iştirak şirketi AJet ile birlikte yıl sonuna kadar 2,1 milyon Kıbrıs yolcusunu Kıbrıs'a ulaştırmayı planlıyor. Türkiye ile KKTC arasında güçlü bir hava köprüsü kuran Türk Hava Yolları (THY), alt markası Ajet ile birlikte icra ettiği haftalık 152 seferle yolcularına hizmet veriyor. Türk Hava Yolları (THY) iştirak şirketi AJet ile birlikte geçen yıl 1 milyon 775 bin yolcu taşımış olup hedefi doğrultusunda 2025 yılı sonuna kadar 2,1 milyon Kıbrıs yolcusunu Kıbrıs'a ulaştırmayı planlıyor. KKTC'nin turizminin geliştirilmesine büyük önem atfeden ve bu yönde çalışmalar yapan bayrak taşıyıcı havayolu, kültür turları kapsamında kullanılabilmesi amacıyla çalışmakta olduğu acentelere yıl süresince avantajlı uçak biletleri sağlıyor. Türkiye ile KKTC arasındaki kültür turizmi odaklı seyahatlerin artırılması ve tüm dünyadan bölgeye gelme potansiyeli olan seyahat severlerin ilgisinin çekilebilmesi amaçlarıyla 2024 yılı itibarı ile kültür turu paketlerini uygulamaya alan milli havayolu, geçtiğimiz yıl kültür turu projesi kapsamında 4 bin yolcu taşırken 2025 yılında bu sayıyı 10 bin yolcuya çıkarmayı hedefliyor. "Ada Kıbrıs" ile ülkenin tarihi noktalarını keşif KKTC'nin turizmini geliştirmeye yönelik "Ada Kıbrıs" projesini destekleyen THY bu kapsamda KKTC ile İstanbul ve Londra arasında seyahat eden yolcular için özel ücretler sunarak Ajet tarafından icra edilen günde 2 sefer düzenliyor. THY İstanbul ve Antalya Havalimanlarından, AJet ise Sabiha Gökçen, Ankara Esenboğa ve Mersin Çukurova Havalimanlarından Ercan Havalimanı'na düzenlediği uçuşlarla Kıbrıs'a yolcu taşıyor. Düzenlenen seferlerle adanın tarihi dokusunu, yemek kültürünü, günlük yaşamını, eşsiz sahilini keşfetmek mümkün. THY ile İstanbul'dan Lefkoşa'ya yaklaşık 1 buçuk saatlik bir uçuşla varılıyor. Kimlikle de KKTC'ye girmek mümkün. Yeni Ercan Havalimanı'na varışın ardından ülkeye giriş yaptıktan sonra başkent Lefkoşa'da Türk misafirperverliği ile sıcak bir karşılama gerçekleşiyor. "Hayalet şehir" unvanını geride bırakan Maraş KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın 19 Ekim'de yapılacak KKTC Cumhurbaşkanlığı seçiminde yeniden göreve gelmesi durumunda imar planları ve benzer çalışmalarla KKTC'nin Mağusa bölgesinde bulunan Kapalı Maraş'ın yeni bir imar planını duyurduğu kent turistlerin de büyük ilgisini çekiyor. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında askeri kontrol noktası ilan edilen ve sivil yerleşime tamamen kapatılan Kapalı Maraş, uzun yıllar boyunca "hayalet şehir" olarak anıldı. Yıllar boyunca dikenli tellerin arkasında kalan Kapalı Maraş'ın derin sessizliği ve terk edilmişliği 46 yıl sonra bozuldu. Sivillerin bölgeden ayrılmasından sonra her şeyin olduğu gibi kaldığı kent uzun yıllar terk edilmişliğin izlerini taşıdı. 8 Ekim 2020'de açılan Kapalı Maraş, bugün adaya gelen çok sayıda yerli ve yabancı turistin ziyaret noktalarından biri oldu. Kentin sokaklarını gezen turistler bir kısmı yıkılan, kurşun izleri taşıyan binalarda tarihin önemli anlarına tanıklık ediyor. Sokaklarında çocukların artık bisiklet kullanabildiği Kapalı Maraş'ta ziyaretçilerin bugün yükselen kahkaha sesleri, kentin artık hayalet olarak anılmasını engelliyor. Kentin sokaklarında gezmek adeta zaman yolculuğunda hissettiriyor. Yalnızca bir otelin hizmet verdiği Kapalı Maraş'ı ziyaret edenler Plaj 1 ve Plaj 2'de denize girebiliyor. Suriye'nin Lazkiye kıyısının da görülebildiği Kapalı Maraş'ı ziyaret edenler kum sahilde huzurla denize kendini bırakıyor. Maraş'ı ziyaret edenlerin uğrak noktalarından birinin, meşhur "Toyota" tabelasının bulunduğu bina olduğu biliniyor. Adeta bölgenin sembolü haline gelen binanın önünde fotoğraf çektirmek bir gelenek olarak değerlendiriliyor. Ziyaretçilerin burada bir fotoğraf çektirmek için zaman zaman dakikalarca beklediği Maraş'ın yalnızca yüzde 3,5'lik kesimi ziyarete açık. Bir kısmı hala kapalı olan kent, sivil ziyarete açılmasının ardından hemen hemen her binaya yerleştirilen güvenlik kameralarıyla takip ediliyor. Kapalı Maraş'ta 47 yıl sonra ibadete açılan Bilal Ağa Mescidi Bilal Ağa Mescidi de Kapalı Maraş'taki önemli noktalardan biri olarak nitelendiriliyor. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında kapatılan Bilal Ağa Mescidi 47 yıl sonra 20 Temmuz 2021'de hizmete açıldı. Kıbrıs Vakıflar İdaresi (EVKAF) tarafından gerçekleştirilen restorasyonun ardından yeniden ibadete açılan 200 yıllık mescid, bugün ziyaretçilerini de ağırlıyor. Bilal Ağa Vakfı'na ait arazi içerisinde bulunan mescidin yanı sıra 7 dükkân, 2 kahvehane ve 1 ev de yer alıyor. Geçmişle günümüz arasındaki köprü: Selimiye Cami Adaya ayak basanların uğrak noktalarından biri de başkent Lefkoşa'da bulunan Selimiye Camii. Gotik mimarinin görkemli çizgileriyle yükselen yapının imarına 1209 yılında başlanırken yapım süreci yaklaşık bir asır sürdü. St. Sophia Katedrali olarak da bilinen dönemin en büyük dini yapılarından biri olarak tasarlanan yapı inşası 1326 yılında tamamlanarak ibadete açıldı. Kıbrıs'ın 1570 yılında Osmanlı Devleti tarafından fethedilmesiyle camiye dönüştürülen yapı, "Selimiye Cami" adını aldı. Bugün ziyarete ve ibadete açık olan cami, Türkiye'den gelen turistlerin ilgi odağı. Görkemli yapısı, hayran bırakan mimarisi ile ziyaretçilerin şaşkın bakışlarını üzerine çeken bu tarihi yapı, adeta geçmişle günümüz arasında bir köprü kuruyor. Tarihi yapı hem kültürel miras olarak korunabilmesi hem de güvenli bir şekilde varlığını sürdürebilmesi amacıyla 2020 yılında Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) tarafından restore edildi. Lokmacı Sınır Kapısı, Lefkoşa'yı ikiye ayırıyor Mimarisi ile ziyaretçileri derinden etkileyen Selimiye Cami'ne çok yakın bir mesafede bulunan KKTC ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasında bulunan Lokmacı Sınır Kapısı'na gidilebiliyor. 1963 yılında başlayan çatışmalar sonucu kapatılan ve 3 Nisan 2008 yılında yeniden açılan Lefkoşa'yı ikiye ayıran 180 kilometre uzunluğundaki Yeşil Hat üzerinde yer alan sınır geçişinde Türk tarafı ile Rum tarafını çıplak gözle görmek mümkün. Lefkoşa'nın Arasta (Çarşı) bölgesinde yer alan sınır kapısına doğru ilerlerken yol üzerinde çok sayıda kafe, hediyelik eşya dükkanları ve mağaza yer alıyor. Sınır kapısına geçişin hemen önünde "Lefkoşa-Nicosia" yönünü gösteren bir taş dikkat çekiyor. Sınırı geçmek isteyenler bu sınır kapısında her iki tarafından görevlilerin kontrolünden geçmek zorunda. KKTC'nin sembolü Hellim KKTC'in sembolü olan Hellim son günlerde Güney Kıbrıs'ın KKTC'ye yönelik siyasi söylemlerinin tam merkezinde yer alıyor. KKTC gezisinde en çok tadına bakılan ve satın alınan Hellim, ülkenin dışarıya açılan pencerelerinden biri. Yere halk, Kıbrıs mutfağının kalbinde yer alan Hellim için "her şeyin yanına yakışır" ifadesini kullanıyor. KKTC denilince akla ilk gelenlerden Hellim, hem yerli halkın hem de turistlerin sıkça tercih ettiği bir ürün.

Ticaret Bakanlığından Emlak İlanlarına Fahiş Fiyat Cezası Haber

Ticaret Bakanlığından Emlak İlanlarına Fahiş Fiyat Cezası

Ticaret Bakanlığı, emlak ilanlarındaki fahiş fiyat artışlarını engellemek ve piyasa istikrarını sağlamak amacıyla yürüttüğü denetimler kapsamında, bin 416 kişi hakkında toplam 172 milyon TL idari para cezası uyguladı. Ticaret Bakanlığı, emlak ilanlarındaki fahiş fiyat artışlarına karşı, piyasa istikrarını sağlamak amacıyla, bin 416 kişi hakkında 172 milyon TL idari para cezası uyguladı. Ticaret Bakanlığından yapılan açıklamada, emlak sektöründe adil, rekabetçi ve istikrarlı bir piyasa yapısının tesis edilmesi ve vatandaşların mağduriyetinin önüne geçilmesi amacıyla denetimlerin aralıksız sürdürüldüğü vurgulandı. Yönetmelik değişikliği ile sınır getirildi Mayıs ayı sonunda yapılan yönetmelik değişikliğiyle, internet ortamında verilen taşınmaz ilanlarında genel ekonomik verilerle uyumlu olmayan ve haklı gerekçeye dayanmayan fiyat artışlarının yasaklandığı hatırlatıldı. Düzenleme kapsamında, emlak işletmelerinin bu tür artışlara aracılık etmesi de engellenirken, yalnızca işletmelerin değil taşınmaz maliklerinin ve ilanı yayımlayan kişilerin de idari yaptırımla karşı karşıya kalabileceği belirtildi. Son dönemde 256 kişiye 34,9 milyon TL ceza Elektronik ortamda yapılan son incelemelerde, 70 taşınmaz sahibi ve 186 emlak işletmesinin fiyatları ekonomik verilerle uyumsuz şekilde artırdığı tespit edildi. Bu kapsamda toplam 256 kişi hakkında 34,9 milyon TL idari para cezası uygulanmasına karar verildi. 172 milyon TL’lik ceza Bakanlık, bugüne kadar yapılan denetimler sonucunda taşınmaz ilanlarında fahiş fiyat artışı yaptığı belirlenen bin 416 kişi hakkında işlem yapıldığını ve toplamda 172 milyon TL ceza uygulandığını duyurdu. Açıklamada, "Bakanlığımız, emlak sektöründe şeffaf ve dengeli bir piyasa yapısının oluşturulması ve vatandaşlarımızın menfaatinin korunmasına yönelik gerekli tüm tedbirleri almaya devam edecektir" ifadeleri kullanıldı.

Çukurova Havalimanı Servislerinin İlçeden Geçmemesi Tepki Çekti Haber

Çukurova Havalimanı Servislerinin İlçeden Geçmemesi Tepki Çekti

Çukurova Uluslararası Havalimanı servislerinin Adana'da alınan karar gereği Çukurova ilçesinden geçmemesi, vatandaşları mağdur etti. Vatandaşlar, servislerin bir an önce ilçelerinden geçmesini istediğini söyledi. Türkiye'nin gökyüzüne açılan 58. kapısı Çukurova Uluslararası Havalimanı 10 Ağustos 2024'ten bu yana Çukurova bölgesinin turizm ve ticaret potansiyeline katkı sağlıyor. Havalimanı açıldığı günden bu yana Havamaş servisleri Mersin'in Silifke ilçesinden Hatay'ın Antakya ilçesine kadar hizmet veriyor. Ancak servisler, Adana'da izin alamadıkları gerekçesiyle sadece Seyhan ve Ceyhan ilçelerinde hizmet verebiliyor. Hal böyle olunca havalimanını en çok kullananlardan Adana'nın Çukurova ilçesindeki vatandaşlar mağdur oldu. "Bizler mağduruz" İhlas Haber Ajansı'na konuşan Mehmet Tuğ, "Biz havalimanını sürekli kullanıyoruz. Bu servisler Turgut Özal Bulvarı, Süleyman Demirel Bulvarı ve Çukurova ilçesinden neden geçmiyor. Bizler mağdur oluyoruz. Yetkililerden bir an önce çözüm bekliyoruz" dedi. Vatandaşlardan İmdat Sevimli, "Eskiden havalimanı şehir merkezine yakındı ancak artık havalimanı şehir merkezine uzak. Güzel bir yatırım oldu ancak gidişimiz çok zor. Çukurova ilçesinden Havamaş servisleri geçmiyor ve bizler mağdur oluyoruz. Buraya yetkililerin bir an önce çözüm bulmasını bekliyoruz" diye konuştu. "Vatandaş mağdur" Güzelyalı Mahalle Muhtarı Gökalp Güngör ise havalimanının isminin 'Çukurova' olduğunu ancak servislerin 'Çukurova'dan geçmediğini belirterek, "Bu servislerin Çukurova ilçesinden geçmemesi bizleri zorluyor. Vatandaşlar, Havamaş servisleri neden Çukurova'dan geçmiyor diyorlar ve sıkıntı yaşıyorlar" ifadelerini kullandı. "Çok sıkıntılıyız" Toros Mahalle Muhtarı Sibel Polat ise "Eskiden havalimanı için geliş-gidiş sorunu yoktu ancak artık böyle sorun var. Havamaş, gerekli izinleri almadığı için Çukurova ilçesinden geçmiyor. Çok sıkıntılıyız ve biran önce bu soruna çözüm bulunmasını istiyoruz. İmza toplayıp kaymakamlığa ilettik ama herhangi bir çözüm olmadı" dedi.

Ankara Ticaret Odası Sağlık Sektörünü Riyad’da Tanıtacak Haber

Ankara Ticaret Odası Sağlık Sektörünü Riyad’da Tanıtacak

Ankara Ticaret Odası (ATO), Riyad'da düzenlenecek ‘Global Health Exhıbıtıon 2025'te Türk sağlık ve sağlık teknolojileri sektörünü dünyaya tanıtarak, yeni iş birliklerine kapı aralayacak. Üyelerinin uluslararası ticarette etkinliğini artırmak üzere çalışmalar yürüten Ankara Ticaret Odası (ATO), Ticaret Bakanlığı'ndan aldığı ‘Milli Katılımlı Fuar Düzenleme' yetkisi ile ilk fuar organizasyonunu, sağlık sektörüne yönelik olarak gerçekleştirecek. ATO, 27-30 Ekim tarihlerinde Suudi Arabistan'ın Başkenti Riyad'da sağlık sektörünün uluslararası alanda en prestijli buluşmalarından biri olan ‘Global Health Exhibition 2025'te (Küresel Sağlık Fuarı 2025) sağlık ve sağlık teknolojileri alanında faaliyet gösteren üyelerini küresel alanda tanıtarak, yeni iş bağlantıları kurmalarına zemin hazırlayacak. Dünyanın dört bir yanından sağlık profesyonellerini, sektör liderleri ve teknoloji uzmanlarını bir araya getirecek Fuar'ın, sağlık sektörü açısından önemli bir platform olduğunu kaydeden ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, "Milli Katılımla sağlıktaki gücümüzü dünyaya tanıtacağız. Küresel Sağlık Fuarı'nda Türkiye'nin dünya pazarındaki rekabet gücünü artırmayı ve sağlıkta bir marka haline getirmeyi hedefliyoruz" dedi. ATO Başkanı Gürsel Baran, yazılı bir açıklama yaparak, ATO'nun, Başkent'in sağlık ve sağlık teknolojileri alanındaki gücünü dünya vitrinine taşıyacağı "Küresel Sağlık Fuarı 2025" hakkında değerlendirmelerde bulundu. Ankara Ticaret Odası'nın, Ticaret Bakanlığı'ndan hizmet sektöründe milli katılımlı fuar düzenleme yetkisi aldığını hatırlatan Baran, Körfez bölgesinin önde gelen organizasyonlarından biri olan, dünya sağlık sektörünü bir araya getirecek ‘Global Health Exhibition 2025'e milli katılım organizasyonu ile üyelerinin katılımını sağlayacaklarını bildirdi. "Riyad Sergi ve Kongre Merkezi"nde gerçekleştirilecek ‘Global Health Exhibition 2025'te 270 metrekare ile en büyük stantlardan birini açacaklarını kaydeden Baran, stantta hastane ve klinik yönetim çözümlerinden sağlık bilişimi ve yapay zeka uygulamalarına, laboratuvar teknolojilerinden medikal turizme kadar geniş bir alanda faaliyet gösteren şirketlerle birlikte, ‘Şifa ve İnovasyon' temasıyla Türkiye'nin sektördeki potansiyelini tanıtacaklarını söyledi. "İlk defa milli katılımlı olarak gerçekleştireceğimiz bu Fuar ile Başkentimizin sektördeki gücünü dünyaya tanıtacağız" Fuar hazırlıkları kapsamında ATO'nun sağlık sektöründe faaliyet gösteren üyelerinin kayıtlı olduğu İlaç ve Tıbbi Cihaz, Bilişim Teknolojileri ve Sağlık Hizmetleri Meslek Komiteleri ile çalışma ve hazırlık toplantıları yaptıklarını anlatan Baran, "Konuyla ilgili çalışmalara başlarken, öncelikle ilgili komitelerimize bilgilendirme yaptık. Sağlık ve sağlık bilişimi alanında faaliyet gösteren, İlaç ve Tıbbi Cihaz, Bilişim Teknolojileri ve Sağlık Hizmetleri Meslek Komitelerimiz ile bir araya gelerek, hazırlık çalışmalarını detaylarıyla ele aldık. İlk defa milli katılımlı olarak gerçekleştireceğimiz bu Fuar ile Başkentimizin sektördeki gücünü dünyaya tanıtacağız. Bu Fuar, Odamız için kıymetli bir deneyim, üyelerimiz, sektörümüz, şehrimiz için önemli bir fırsat ve kazanım olacak" diye konuştu. "Körfez'in en büyük fuarına Ankara'nın imzasını atacağız" Fuarın, Körfez bölgesinin en etkili sağlık organizasyonlarından biri olduğuna dikkat çeken Baran, "2024 yılında 130'dan fazla ülkeden bin.240 firma ve 100 bini aşkın profesyonelin katılım sağladığı fuar, bu yıl da sağlık sektörünün uluslararası iş bağlantıları açısından önemli bir platform olacak. Sağlık sektöründe faaliyet gösteren firmaların büyük bölümü Ankara'da yer alıyor, geliştirdikleri ürünler ise dünya standartlarında rekabet edebilecek nitelikte. Ayrıca ülkemizin diğer illerinde de sektörlerinde başaralı çalışmalar yürüten şirketler var. Biz de standımızla, Körfez'in en büyük sağlık fuarına Türkiye'nin imzasını atacağız. Ülkemizin sağlık potansiyelini üretim gücünü ve teknolojik yetkinliğini tüm dünyaya tanıtacağız" ifadelerini kullandı. "Sağlık sektörünün fırsatları en verimli şekilde değerlendirebilmesi için çalışmalarımızı titizlikle yürütüyoruz" 2025 yılı itibariyle Suudi Arabistan'ın sağlık sektörüne 66 milyar dolarlık yatırım planladığını kaydeden Baran, "Özellikle Suudi Arabistan'ın 2025 yılı itibarıyla planladığı 66 milyar dolarlık sağlık yatırımı, Türk firmaları için önemli bir ticari fırsat anlamına geliyor. Bölgenin sağlık altyapısının güçlendirilmesi, yapay zekâ ve dijital sağlık çözümlerine yönelik yatırımlar ve medikal turizmin büyümesi Türk sağlık firmaları için yeni pazarlar oluşturuyor. ATO olarak, sağlık sektörünün fırsatları en verimli şekilde değerlendirebilmesi için çalışmalarımızı titizlikle yürütüyoruz" dedi. Firmaların güçlü ticari bağlantılar kurmasına yönelik çalışmaların da titizlikle yürütüldüğünü ifade eden Baran, programa Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi'nin de destek vereceğini söyledi. Bu katılımın, özellikle Körfez bölgesindeki yatırımcılarla buluşma noktasında, firmalar için önemli bir zemin olacağını dile getiren Baran, fuarda Suudi Arabistan Sağlık Bakanı ve bakanlık yetkilileriyle de bir araya geleceklerini ifade etti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.