Hava Durumu

#İzmit Körfezi

TOURISMJOURNAL - İzmit Körfezi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İzmit Körfezi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kurban Bayramı Tatilinde Antalya’da Hareketlilik Haber

Kurban Bayramı Tatilinde Antalya’da Hareketlilik

Kurban Bayramı arifesi bu yıl 5 Haziran, bayram ise 6- 9 Haziran tarihlerine denk geliyor. Kurban Bayramı tatilinin uzayıp uzamaması merakla beklenirken, turizm sektöründe bayram dönemi rezervasyonları da hız kazandı. Sıcaklıkların 28 derece civarında olması beklenen Antalya'da özellikle bayram tatili dönemi için yoğun talep oluşuyor. Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kaşif Kavaloğlu, turizm sezonunu Ramazan Bayramı'yla açan sektörün yüksek sezon olarak adlandırılan dönemi de Kurban Bayramı ile başlatacağını kaydetti. Bayram tatilinin uzaması yönündeki taleplerini tekrarlayan AKTOB Başkanı Kavaloğlu, "Turizm açısından çok önemli ve değerli. Ayrıca bu ne kadar önceden açıklanırsa Türk misafirlerimiz o kadar önceden tatil programlarını yapabilir. Tabii Kurban Bayramı döneminin dezavantajlı bir önemi de var; tam sınav haftası ve okulların kapanmasının öncesine denk geldiği için rezervasyon yaptıran aileler genellikle çocukları sınava girmeyen aileler" dedi. ALMAN TURİST BEKLENTİSİ Bu Kurban Bayramı'nın Avrupalı turist açısından da önemli bir döneme denk geldiğini açıklayan Kavaloğlu, "Kurban Bayramı tatilinin Hristiyanlıkta en önemli dini bayramlardan Pfingsten'in ile birleşiyor olması nedeniyle Avrupa'dan yoğun ilgi bekliyoruz. Almanların Pfingsten tatiliyle Kurban Bayramı peş peşe. Ramazan Bayramı da Paskalya ile peş peşe gelmişti. Dolayısıyla özellikle Almanların çok yoğun tercihi olacağını düşünüyoruz" diye konuştu. AVRUPA'DAKİ TÜRKLER İÇİN İKİ BAYRAM FIRSATI Hamsin Yortusu olarak da bilinen Pfingsten tatili ile Kurban Bayramı'nın peş peşe olmasının Almanya ve Avrupa'da yaşayan Türkler için de uzun tatil fırsatı oluşturduğuna işaret eden Kavaloğlu, "Avrupa'da yaşayan Türkler bizim için çok değerli. Onların ana vatanlarında tatil yapabilme istekleri, arzuları bizim için çok değerli. Pfingsten ile Kurban Bayramı'nın birleşiyor olmasıyla Avrupa'daki Türk vatandaşlarımız açısından da yoğun bir dönem geçireceğimize inanıyorum" dedi. HER BÜTÇEYE UYGUN TATİL FIRSATI Kurban Bayramı'nda otellerde yüzde 100 doluluk beklediklerini dile getiren Kavaloğlu, "Antalya'nın en büyük özelliklerinden bir tanesi, her bütçeye uygun tatil yapabilme şansının olması. Bu anlamda bakıldığında 9 günlük tatilin bir an önce açıklanması ile birlikte insanlar tatillerini bölerek, daha rahat planlama yapabilecektir" diye konuştu. REZERVASYON UYARISI: YER KALMAYABİLİR Kundu'da faaliyet gösteren beş yıldızlı bir otelin genel müdürü İsmail Çağlar, "Tabii bayramlar ne kadar uzun olursa bizim için o kadar iyi. Umarız bu bayram hemen açıklanır ve 9 güne uzatılır. Kurban Bayramı'yla birlikte haziran ayının ilk haftasında yüksek sezona da başlangıç yapıyoruz. Şu an bölgemizdeki birçok otelin bayram dönemi rezervasyonlarına bakıldığında, doluluklar yüzde 90-95 oranlarına kavuştu, son odaları satıyorlar. Misafirlerimize de seslenelim; bir an önce rezervasyonları yaptırsınlar, istedikleri bölge veya otellerde yer bulamayabilirler veya yer bulmakta sorun yaşayabilirler. Önümüzdeki birkaç gün içinde birçok otelde yer kalmayacak gibi görünüyor" dedi. OTELLERİN YÜZDE 20-25'İ İÇ PAZARA AYRILDI Bölgesel olarak Antalya'da Kundu-Lara, Belek bölgelerinin öne çıktığını anlatan İsmail Çağlar, "Bu sene özellikle Belek bölgesi hızlı gidiyor. Yüksek sezonun başlangıcıyla Kemer, Manavgat, Alanya da hareketleniyor. Bayramda ciddi bir hareketlilik oluşacaktır. En önemli üç pazarımız Rusya, Almanya ve İngiltere başta olmak üzere diğer tüm pazarlarımızdan turistler geliyor ve özellikle haziran ayı itibarıyla ciddi hareketlilik bekliyoruz. Sektördeki paydaşlarımızın verdiği bilgiler doğrultusunda bayram döneminde otellerin yüzde 20-25'i iç pazara ayrıldı. Şu an kendi otelimizde de bu şekilde. Tabii şehir otellerinde de doluluk bekleniyor, bu da sevindirici" diye konuştu. KUNDU'DA REZERVASYONLAR YÜZDE 90'I AŞTI Kundu Turizm Yatırımcıları Birliği (KUYAB) Genel Müdürü Erden Arı, Kundu bölgesinde KUYAB'a bağlı 6 otel bulunduğunu belirterek, şu an için bu otellerde bayram dönemi rezervasyonlarının yüzde 90 doluluğa ulaştığını açıkladı. Otellere göre yerli ve yabancı turist için ayrılan oranların farklılık gösterdiğini anlatan Arı, "Şu anki rezervasyonlara göre yüzde 90'ı aşan dolulukların bayram yaklaştıkça yüzde 95 ve yüzde 100'lere ulaşmasını bekliyoruz" diye konuştu.

Atatürk Vapuru Elektrikli Dönüşüme Hazırlanıyor Haber

Atatürk Vapuru Elektrikli Dönüşüme Hazırlanıyor

KOCAELİ (İHA) - Kocaeli'de dizel yakıtla çalışan Atatürk Yolcu Vapuru, elektrikli batarya tahrik sistemiyle dönüştürülecek. 2027’de tamamlanması planlanan projeyle vapur, enerji tasarrufu sağlayan çevre dostu bir ulaşım aracı haline gelecek. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Avrupa Birliği’nin Horizon Programı kapsamında, Atatürk Yolcu Vapuru’nu dizel yakıttan elektrikli batarya sistemine dönüştürme projesini yürütüyor. AB Yeşil Teknolojiler Brüksel Araştırma ve Yenilik Merkezi tarafından desteklenen proje sayesinde karbon salınımı azalacak ve yüzde 70 enerji tasarrufu sağlanacak. Bu kapsamda, Kocaeli Kongre Merkezi'nde düzenlenen toplantıda büyükşehir yetkilileri, denizcilik sektörünün temsilcileri, akademisyenler ve mühendisler bir araya geldi. Avrupa Birliği yetkilileri ise toplantıya çevrim içi olarak katıldı. Proje süreci, hibrit sistemlerin teknik detayları ve karşılaşılabilecek zorluklar masaya yatırıldı. YEŞİL TEKNOLOJİLERE ÖNCÜLÜK EDİLECEK Büyükşehir Ulaşım Dairesi Başkanı Salih Mülayim, projenin sadece Kocaeli için değil, Türkiye ve Avrupa’da deniz taşımacılığında yeşil dönüşüme öncülük edeceğini vurguladı. Avrupa'nın 12 ülkesinden 16 farklı kurumun bir araya geldiği projeye dahil olmaktan memnuniyet duyduklarını belirten Mülayim, "Temel amacımız, deniz ulaşımında kullanılan dizel yakıtlı motorları elektrikli sistemlere dönüştürerek karbon salınımını azaltmak ve çevre dostu teknolojilere öncülük etmektir. Bu kapsamda 3 MW kapasiteli bir batarya geliştirilerek Atatürk Yolcu Vapuru'na entegre edilecektir" dedi. 8 MİLYON AVROLUK FON SAĞLANDI 1988 yılından beri İzmit Körfezi'nde hizmet veren Atatürk Yolcu Vapuru’nun dönüşüm süreci için 8 milyon avro fon sağlandı. Avrupa’nın bu alandaki ilk projelerinden biri olan "FLEXSHIP" kapsamında, vapura 3 megavat kapasiteli elektrikli tahrik sistemi entegre edilecek. Proje sürecinde Belçika merkezli Yeşil Teknolojiler İçin Brüksel Araştırma ve Yenilik Merkezi ile ortak toplantılar yapıldı. Elektrikli sisteme geçiş için batarya dolum istasyonları ilk etapta iki noktada kurulacak. Bununla birlikte, hibrit sistemle desteklenecek vapurun makine dairesi de Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın katkılarıyla güçlendirilecek. 2027’DE SEFERLERE BAŞLAYACAK Projenin araştırma, projelendirme ve fizibilite çalışmaları devam ediyor. Dönüşüm sürecinin 2026 sonunda tamamlanması, vapurun ise 2027 yılı başında elektrikli batarya tahrik sistemiyle yolcu taşımaya başlaması hedefleniyor. Bu projeyle Kocaeli'de deniz ulaşımı daha çevreci ve sürdürülebilir hale gelecek, enerji verimliliği artırılarak yolcular için daha konforlu bir deneyim sunulacak.

Marmara Denizi’nde Müsilaj Kabusu Yayılıyor Haber

Marmara Denizi’nde Müsilaj Kabusu Yayılıyor

BALIKESİR (İHA) - Marmara Denizi’nde yeniden ortaya çıkan müsilaj, 23 Ekim 2024’te Erdek Körfezi’nde görülmesinden sonra hızla yayılarak 5 Aralık’ta İzmit Körfezi’ni, 19 Aralık’ta ise Kuzey Ege kıyılarını etkiledi. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın 3-25 metre derinliklerde denizi sardığını ve baharda yüzeye çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu ifade etti. "Deniz dibine çökmeye başlayan müsilaj, pinalar, deniz çayırları, süngerler ve mercanlar gibi canlı gruplarını tehdit etmeye başladığı gibi balıkçıların attıkları ağı çekemez hale gelmesine neden olmaya başlamıştır" diyen Sarı, bu durumun deniz ekosistemini ve balıkçılığı tehdit ettiğini belirtti. Müsilaj, deniz kirliliği, durağan deniz şartları ve artan su sıcaklığı gibi faktörlerin etkisiyle oluşuyor. Prof. Dr. Sarı, Marmara Denizi’ndeki atık yönetiminin eksikliklerine dikkat çekerek deniz kirliliğinin azaltılması gerektiğini söyledi. Marmara Denizi Eylem Planı kapsamında alınan önlemlerin yetersiz olduğunu belirten Sarı, ileri biyolojik arıtma oranının son üç yılda sadece yüzde 0,7 artırılabildiğini açıkladı. Sarı, orijinal akıntı sistemlerine dayandırılan bazı bilimsel değerlendirmeler yüzünden yıllar boyu tüm atıkların derin deşarjla denize boca edilmesinin yanlış olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Sarı, merkezi ve yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve bireylerin iş birliği yaparak sanayi atıklarının kontrol altına alınması gerektiğini belirtti. "Marmara Denizi’nin kirlilik yükünü azaltmak için acilen sanayi kuruluşlarının atık deşarjı akarsuların debisine göre yeniden düzenlenmeli, akarsuların zehir kanalına dönüşmesine neden olan sanayi atıkları denetimle engellenmeli, çalışmayan atık arıtma tesisleri çalışır hale gelmeli, denize çamur dökülmesi önlenmeli, ulusal düzeyde vatandaşların denize yardım etmesini sağlayacak kampanyalar başlatılmalı, Marmara Denizi balıkçılığı müsilaj dikkate alınarak yeniden düzenlenmeli ve müsilajdan zarar görecek sektörler için acilen sigorta sistemleri geliştirilmelidir" diyerek sözlerini tamamladı.

Pusula denizanalarının çoğalmasında müsilajın rolü büyük Haber

Pusula denizanalarının çoğalmasında müsilajın rolü büyük

Okyar, su altı görüntüleme yönetmeni ve belgesel yapımcısı Tahsin Ceylan'ın, İzmit Körfezi'nde yaptığı dalışta kayda aldığı pusula denizanaları hakkında, AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Atlantik kökenli olan pusula denizanasının Akdeniz ve Ege Denizi'nde de görülen bir tür olduğunu anlatan Okyar, bu türün Marmara'da ilk kez 2000 yılında Erdek Körfezi'nde, o tarihten sonra da Marmara Denizi'nde özellikle kıyısal alanlarda gözlendiğini kaydetti. Marmara Denizi'nde 2000 yılından itibaren başta denizanaları olmak üzere çeşitli çalışmaları olduğunu anımsatan Okyar, "Pusula denizanasının sayılarında Marmara Denizi'nde ilk kez 2007-2008 yılında gözlenen müsilaj olayından sonra artış yaşandığını gözlemledik. Marmara Denizi'nde özellikle güney kıyılarında, Erdek Körfezi'nde ayrıca Çanakkale Boğazı girişi ile İstanbul Boğazı civarları ve İzmit Körfezi'nde o süreçte çok yoğun olarak görüldü. Sonraki yıllarda bu türün artışını fazla görmedik. Marmara Denizi'nde kıyısal alanlarda tek tük görülüyordu. 2021 yılında meydana gelen müsilaj olayından sonra bu yıl da pusula denizanalarının sayısında artış meydana geldi." diye konuştu. "Zehri diğer denizanalarına göre daha etkili" Pusula denizanalarının orta derecede zehir etkisine sahip ve Marmara Denizi'nde rastlanan diğer denizanalarına göre daha yakıcı bir tür olduğunu aktaran Okyar, "Zehri diğer denizanalarına göre daha etkili. Temas ettiğinde insana acı yaşatıyor. Bu sebeple temastan kaçınılmalı." uyarısında bulundu. Dünyada daha zehirli, öldürücü denizanası türlerinin mevcut olduğunu ancak pusula denizanasının öldürücü bir tür olmadığını kaydeden Okyar, şu bilgileri aktardı: "Tüm denizanalarında olduğu gibi bu türde de düşmanlarından korunmak ve avlarını yakalamaya yarayan mikroskobik organ olan yakıcı kapsüller bulunur. Yakıcı hücreler tentakül dediğimiz dokunaçlarda ve vücudunun etrafında yer alır. Yakıcı hücrelerin insana teması ile görülen etkileri, yanma ve kaşınmadır. Bu denizanasının değdiği yerde biraz acı veren, kaşınan isilikler oluşur. Fakat alerjik bünyeli insanlarda bu zehrin etkisi daha kuvvetli olabilir. Ayrıca göz, burun ve ağız çevresi gibi hassas bölgelerin temasından da kaçınılmalıdır. Temas edilen yere hiçbir şekilde tatlı su değdirilmemelidir. Denizanalarının zehirli hücreleri, temas esnasında vücuda yapıştığından ve bu parçalarda deşarj olmamış hücreler bulunabileceğinden ilk yıkamadan sonra temas edilen bölge, kredi kartı veya banka kartı gibi sert bir materyal ile yumuşak bir şekilde taranarak zehirli hücrelerin vücuttan çıktığına emin olunması lazım." "Tatlı su zehrin daha aktif bir duruma gelmesini sağlar" Tedavi noktasında en önemli hususun tatlı su ile yıkamadan kaçınmak olduğunu vurgulayan Okyar, "Tatlı su ve duş zehrin daha aktif bir duruma gelmesini sağlar. Bu sebeple ilk tedaviden sonra temas edilen bölgeye amonyak veya sirke dökülebilir. Yanma ve kaşıntıyı almak için lokal anestezik madde içeren merhemler kullanılabilir." diye konuştu. "Ortamımıza renk kattı" Gölcük ilçesi Değirmendere Mahallesi Çınarlık mevkiinde yaptığı dalışta 10 metre derinlikte 2 pusula denizanasını görüntüleyen Ceylan ise, kayda aldığı pusula denizanasının birinin 30-35, diğerinin 20 santimetre civarında olduğunu belirtti. Ceylan, "Gölcük Değirmendere çalışmamızda sıkça karşımıza çıkan tür, büyüleyici görselliğiyle de ortamımıza renk kattı." dedi.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.