Hava Durumu

#Ar-Ge

TOURISMJOURNAL - Ar-Ge haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ar-Ge haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türk-Alman İş Dünyasında Vize Engeli Gündemde Haber

Türk-Alman İş Dünyasında Vize Engeli Gündemde

Türk-Alman Yatırım ve İşbirliği Programında konuşan Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, "Vize süreçleri, Türkiye ve Almanya arasındaki ekonomik ilişkilerin gerçek potansiyelinin ortaya çıkmasının önünde ciddi bir engel oluşturmaktadır. Bizler, iki ülke iş dünyası arasındaki bu güçlü bağın daha hızlı, daha kolay ve karşılıklı güven çerçevesinde ilerlemesi gerektiğine inanıyoruz" dedi. KAYSO Konferans Salonu'nda; Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçisi Sibylle Katharina Sorg'un katılımıyla Türk - Alman Yatırım ve İşbirliği Programı düzenlendi. Programın açılışında konuşan KAYSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci; Kayseri hakkında Alman heyete bilgiler verdi. İş dünyası olarak en büyük beklentilerinden birinin vize konusu olduğunu kaydeden Başkan Büyüksimitci; "Vize süreçleri, Türkiye ve Almanya arasındaki ekonomik ilişkilerin gerçek potansiyelinin ortaya çıkmasının önünde ciddi bir engel oluşturmaktadır. Takdir edesiniz ki, iş dünyası için zaman, en kritik unsurdur. Üretimi, tedariki, fuar ziyaretlerini, makine kurulumlarını, eğitim programlarını ve ticari görüşmeleri etkileyen bu gecikmeler, firmalarımızın rekabet gücünü zayıflatmakta; kimi zaman da ticaretin tamamen aksamasına neden olmaktadır. Bugün aramızda bulunan değerli Büyükelçimiz ve Schengen Vize Bölümü yetkililerinin bu konudaki hassasiyetimizi bizzat duyması bizim için çok önemli. Bizler, iki ülke iş dünyası arasındaki bu güçlü bağın daha hızlı, daha kolay ve karşılıklı güven çerçevesinde ilerlemesi gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle vize süreçlerinde iş insanlarına yönelik öngörülebilirlik, hız ve kolaylaştırıcı uygulamaların artırılmasını talep ediyoruz. Bu, sadece Türk iş dünyasının değil, Alman şirketlerinin Türkiye'deki yatırımlarının da daha etkin yönetilebilmesi için karşılıklı bir ihtiyaçtır" dedi. Kayseri'nin Türk ekonomisine katkı sunan nadir şehirlerden bir tanesi olduğunu vurgulayan Başkan Büyüksimitci; "2024 yılında 4 milyar dolar ihracat, 2 milyar dolar ithalat gerçekleştiren şehrimiz, ithal ettiğinin iki katını ihraç ederek Türkiye ekonomisine net katkı sunan nadir illerden biri olmuştur. Sektörel olarak Kayseri; mobilya ve mobilya yan sanayi üretiminde açık ara 1. sırada, elektrikli ev aletleri ihracatında Türkiye'de 2. sırada, mobilya ve kabloda ise 3. sıradadır. Almanya, Irak ve ABD en çok ihracat yaptığımız ülkeler arasında yer almaktadır. Kayseri olarak toplam ihracatımızın yüzde 20'den fazlasını sadece Almanya'ya yaptığımızı özellikle belirtmek isterim. Ayrıca 2024 yılı verilerine göre İSO İlk 1000 listesinde 23 firmamızla Türkiye'de 8. sıradayız. 16 Ar-Ge Merkezi ve 4 Tasarım Merkezi ile yenilikçi, verimli ve teknoloji odaklı üretimi güçlendirmeye devam ediyoruz. Kayseri sanayisinin bugün ulaştığı güçlü ölçek; şehir yönetimimizle kurduğumuz yakın iş birliğinin, ortak aklın ve birlik beraberliğin önemli bir sonucudur. Bu doğrultuda, sanayimize verdikleri destekler ve üretim ile yatırım ortamının geliştirilmesine sağladıkları katkılar için Valimiz Gökmen Çiçek'e ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Memduh Büyükkılıç'a gönülden teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. Kayseri Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Emre Sönmez ise programda yaptığı konuşmada; "Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkiler yalnızca ekonomik değil; insani bağları, kültürel etkileşimi ve karşılıklı güveni içinde barındıran çok katmanlı bir yapıdadır. Almanya'da yaşayan milyonlarca vatandaşımız ve Türkiye'de faaliyet gösteren Alman şirketleri, bu ilişkinin en değerli köprüleridir. Kayseri, Almanya için güvenilir, üretken ve vizyoner bir ortak şehirdir. Almanya ile iş birliğinde önümüzde geniş bir potansiyel bulunmaktadır. Özellikle; makine ve metalde ortak üretim, mobilya ve tasarım odaklı kümelenme, enerji verimliliği ve yeşil dönüşüm, sanayide dijitalleşme ve otomasyon, tedarik zinciri entegrasyonu Kayseri'nin üretim kapasitesi ile Almanya'nın ileri teknoloji tecrübesi birleştiğinde sürdürülebilir ve yüksek katma değerli projeler ortaya çıkacaktır" ifadelerini kullandı. Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçisi Sibylle Katharina Sorg ise; Kayseri ile ekonomik işbirliğinin önemine değinerek, ticari ilişkilerinin daha da güçlenmesinin iki ülke ekonomisine değer katacağını kaydetti.

Antalya’dan Doğan Maren Robotics, Teknolojiyle Dünyaya Açılıyor Haber

Antalya’dan Doğan Maren Robotics, Teknolojiyle Dünyaya Açılıyor

Antalya’dan dünyaya açılan yüksek teknoloji firması Maren Robotics’in kurucu ortağı Ahmet Utku Atay, Antalya’nın sadece bir turizm şehri değil, aynı zamanda girişimcilik ve teknoloji açısından da büyük potansiyel taşıyan bir şehir olduğunu belirtti. Atay, “Deniz, doğa ve inovasyonun iç içe geçtiği bu şehirde doğmuş olmak, burada yaşamak ve iş yapmak gerçekten ilham verici. Antalya aşığı bir insanım diyebilirim,” ifadelerini kullandı. İnsansız deniz araçları ve deniz teknolojileri alanında yürüttüğü Ar-Ge çalışmalarıyla öne çıkan Maren Robotics, ilk adımını askeri projelerle atarken, bugün 30’dan fazla ülkeye ihracat yapan küresel bir teknoloji firması haline geldi. “DENİZ TEKNOLOJİLERİNDE ÖNCÜ PROJELER GELİŞTİRİYORUZ” ODTÜ Teknokent Yerleşkesi’nde yer alan Ar-Ge merkezi ile Antalya’da bulunan üretim, test ve demo merkezlerinde faaliyetlerini sürdüren Maren Robotics’in üretim kapasitesini her geçen gün artırdığını ifade eden Atay, şöyle konuştu: “Bilimsel çalışmalarımızı inovasyonla birleştirerek deniz robotları alanında öncü projeler geliştiriyoruz. Şu anda üç ayrı merkezde faaliyet gösteriyoruz. Sualtı robotları, insansız cankurtaran araçları, dalgıç intikal araçları, otonom su üstü keşif ve tespit araçları, Fasty adını verdiğimiz insansız cankurtaran aracı gibi birçok yenilikçi ürünü hayata geçirdik. Bu ürünler, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Özel Kuvvetler başta olmak üzere turizmde de birçok otel ve plajımızda aktif olarak kullanılıyor. Ayrıca özel sektörde de denizle ilgili birçok alanda ürünlerimize büyük talep var.” Antalya’dan dünyaya açılan Maren Robotics’in ürünlerini Amerika’dan Japonya’ya, Güney Afrika’dan İngiltere’ye kadar 30 farklı ülkeye ihraç ettiğini belirten Atay, küresel çapta teknolojilerini kanıtlamış olmanın gururunu yaşadıklarını ifade etti. “BU MESLEK BENİM İÇİN MERAKIN VE TUTKUNUN BİR BİLEŞİMİ” Deniz teknolojileri alanındaki çalışmalara olan ilgisinin çocukluk merakıyla başladığını anlatan Atay, şunları söyledi: “Bu meslek benim için merakın, tutkunun ve keşfetme arzusunun bir bileşimi. Denizler, tarih boyunca insanlık için bir gizem ve keşif alanı oldu. Bugün bile dünya denizlerinin %80’i hâlâ keşfedilmiş değil. Bu bilinmezlik, teknolojiyle birleşince benim için büyük bir heyecana dönüştü.” İşin zorluklarına da değinen Atay, yüksek Ar-Ge bütçeleri ve nitelikli personel istihdamının sektör için en büyük sıkıntılar olduğunu belirtti. Özellikle zorlu deniz koşullarında çalışan ürünlerin minimum hata ile görev yapma zorunluluğunun süreci oldukça stresli hale getirdiğini de ekledi. “KAZANDIĞIMIZI YİNE DENİZE YATIRIYORUZ” Bugüne kadar ağırlıklı olarak savunma ve güvenlik alanında ürün geliştirdiklerini ifade eden Atay, önümüzdeki süreçte sivil kullanım alanlarına, deniz turizmi ve eğlence sektörüne yönelik yeni ürünlerle de gündemde olacaklarını söyledi. SAHİLLERDE ‘FASTY’ DÖNEMİ Antalya Valiliği’nin 05.06.2025 tarihli ve 2025/4 sayılı “Suda Boğulma Olaylarının Önlenmesi” konulu genelgesi kapsamında, sahillerde insansız cankurtaran araçlarının kullanımı zorunlu hale getirilirken, bu çerçevede Maren Robotics tarafından geliştirilen ‘Fasty’ isimli insansız cankurtaran aracı, birçok otel ve plajda aktif olarak kullanılmaya başlandı. “Fasty, uzaktan kumandayla kontrol edilen bir İnsansız Cankurtaran Aracı (İCA) olup, yüksek hız ve manevra kabiliyetiyle boğulma vakalarına çok hızlı müdahale imkânı sunuyor,” diyen Atay, turizm sektörünün güvenliğine katkı sunmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirtti. GELECEĞİN DENİZİ ANTALYA’DAN DOĞUYOR Antalya'nın sadece turizmle değil, teknolojiyle de adını duyurmaya başladığı bu yeni dönemde; Maren Robotics gibi vizyoner girişimlerin varlığı, şehrin geleceğini şekillendiriyor. Denizin derinliklerinden gelen bu yüksek teknoloji rüzgârı, Antalya’yı bir inovasyon üssüne dönüştürme yolunda önemli bir adım daha atıyor.

Kerevitaş 2024’te Büyümesini Sürdürdü Haber

Kerevitaş 2024’te Büyümesini Sürdürdü

İSTANBUL (İHA) - Kerevitaş, 2024 yılında yüzde 6,8 artışla 5,9 milyar TL brüt kâr elde ederek büyümesini sürdürdü. Sektör lideri şirket, dondurulmuş gıdada SuperFresh markasıyla yüzde 41, margarinde ise Ülker Bizim Yağ ve Ülker Teremyağ ile yüzde 66,9 pazar payına ulaştı. Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) bildirilen finansal sonuçlara göre şirket, geçen yıl 3,2 milyar TL FAVÖK elde ederken, ihracat geliri 2,5 milyar TL olarak gerçekleşti. Türkiye’nin margarin ihracat gelirinin yüzde 37’si Kerevitaş markalarından oluştu. Ülker Bizim Yağ’ın ciro payı yüzde 35,2’ye, Teremyağ’ın kase margarin pazarındaki payı ise yüzde 58,2’ye yükseldi. Kerevitaş, 2024’te toplam 74,6 milyon TL’lik Ar-Ge yatırımı yaparak 90 projeyi tamamladı. SuperFresh, yenilikçi ürünleriyle perakende cirosunun yüzde 20’sini inovasyonla sağladı. Dünyanın en büyük gıda ve içecek fuarlarından SIAL Paris 2024’te "yenilikçi ürün" seçilen SuperFresh Kumpir Topları, pazarda fark yarattı. Bunun yanı sıra sürülebilir peynir, peynirli çikolata ve peynirli ballı gibi ürün çeşitleriyle pazarda rekabetten ayrışma sinyalleri verdi. SuperFresh markası "Türkiye'nin Lovemark'ları" listesine dondurulmuş gıda kategorisinde ilk kez girmeyi başardı. Bizim Yağ markasının YouTube kanalı "Hamur Bizim İşimiz", FMCG sıralamasında 1 milyondan fazla abonesiyle altın plaket alan ilk markalı kanal oldu.   CEO Mert Altınkılınç, "Kerevitaş olarak sürdürülebilirlik, inovasyon ve dijitalleşme odağındaki faaliyetlerimizle başarılı bir yılı geride bıraktık. Markalarımıza yatırımlarımızı sürdürürken ürünlerimizi her noktada erişilebilir fiyatla tüketicilerimizle buluşturma misyonumuzu önceliklendirdik. Faaliyet gösterdiğimiz dondurulmuş gıda ve yağ sektörlerinin büyümesine katkı gösteren Pazar lideri markalarımız, geniş ürün portföyümüz ve büyüyen ihracat kapasitemiz, başarılı iş sonuçları ve finansal performansımızı güçlendirdi. Başarılı bir yılı geride bırakırken, sürdürülebilir yarınların güvenilir gıda şirketi olma hedefiyle, etki ettiğimiz geniş ekosistemde, tüm paydaşlarımızı kapsayan uzun vadeli değer oluşturmak için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz" dedi.

Ankara ile Fransa Arasında Ticaret Hedefi Büyüyor Haber

Ankara ile Fransa Arasında Ticaret Hedefi Büyüyor

ANKARA (İHA) - Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Isabelle Dumont ve beraberindeki heyeti makamında ağırladı. Görüşmeye, Büyükelçilik Ekonomi Dairesi Başkan Yardımcısı Orhan Chiali, Konsolos Yardımcısı Valentin Allary Lacroix, Sürdürülebilir Kalkınma Ataşesi Berat Durmuş ile ATO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Temel Aktay ve Yönetim Kurulu üyeleri Ahmet Akça, Ali Yıldız, Halil İlik ve Yasin Özyolu da katıldı. Toplantıda, Türkiye ile Fransa arasındaki ticari ilişkilerin güçlendirilmesi, yatırım fırsatları ve ekonomik iş birlikleri masaya yatırıldı. "TİCARET HACMİMİZİ ARTIRMALIYIZ" ATO Başkanı Gürsel Baran, Ankara’nın ekonomik gücünü ve sanayi altyapısını vurgulayarak, iki ülke arasındaki ticaretin mevcut rakamların ötesine taşınması gerektiğini ifade etti. Pandemi öncesinde belirlenen 20 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin gerçekleştiğini belirten Baran, "Bu hedefe ulaştığımızı görüyoruz. Ancak bu rakam da iki ülke potansiyelini yansıtmaktan uzak. Özellikle Ankara’nın Fransa ile ticaretini artırmak istiyoruz" dedi. Başkent Ankara’nın 13 organize sanayi bölgesinde faaliyet gösteren 15 binden fazla firmanın üretim yaptığını aktaran Baran, savunma ve havacılık sanayi, medikal sanayi, yenilenebilir enerji ve iş makineleri sektörlerinde Ankara’nın uluslararası rekabet gücünün yüksek olduğunu söyledi. 21 üniversite bulunan Ankara'nın teknoloji ve inovasyon açısından da öne çıktığını belirten Baran, "Ankara, teknoloji üretim ve geliştirme konularında da öncü bir şehir. 13 teknoloji geliştirme merkezimiz yani teknokentimiz, 152 Ar-Ge, 36 da tasarım merkezimiz var. Teknokentlerde bin 600’ü aşkın iş yeri bulunuyor ve bünyelerinde yaklaşık 16 bin kişi çalışıyor. Ülkemizde yüksek teknolojili ürünlerin ticarileşmesi ve bu ürünlere yatırımların artırılması çeşitli programlarla destekleniyor" diye konuştu. Ankara’nın ekonomik yapısına da değinen Baran, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYH) yaklaşık yüzde 70’inin hizmet sektöründen geldiğini belirterek, sağlık ve turizm sektörlerinin de geliştiğini vurguladı. "FRANSA’DAKİ YATIRIMLARIMIZI ARTIRMALIYIZ" Baran, Fransa’nın Türkiye’nin hem ithalatında hem de ihracatında altıncı sırada yer aldığını ve 2024 yılı sonunda iki ülke arasındaki dış ticaret hacminin 22,5 milyar dolara ulaşacağını ifade etti. Türkiye’de faaliyet gösteren Fransız sermayeli şirketlerin sayısının yaklaşık bin 700 olduğunu ve bu firmaların toplam yatırım tutarının 8,5 milyar dolara yaklaştığını belirten Baran, "Aynı şekilde Beko, Eczacıbaşı Holding, Otokar gibi şirketlerimiz de ülkenizde yatırım yapıyor. Bu örnekleri çoğaltmamız gerektiğini düşünüyoruz. Ülkelerimiz arasında her türlü yatırım, ticaret ve turizm ilişkilerinin geliştirilebileceğine inanıyoruz" dedi. VİZE KOLAYLIĞI TALEBİ Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerine de değinen Baran, Fransa’nın Türkiye’nin AB üyelik sürecine desteğini görmek istediklerini belirtti. İş dünyasının vize konusunda yaşadığı sıkıntılara dikkat çeken Baran, Schengen vizesine yönelik katı uygulamaların fuarlara katılım, B2B toplantılar ve ticari faaliyetler açısından iş insanlarını zor durumda bıraktığını söyledi. Yeşil Mutabakat sürecine de değinen Baran, Avrupa Birliği'nin bu süreci ertelemesi gerektiğini ifade etti. "30 MİLYAR DOLAR İÇİN SÖZ VERDİM" Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Isabelle Dumont, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesinden memnun olduklarını belirtti. Göreve başladığında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ticaret hacmini 30 milyar dolara çıkarmak için çalışacaklarını söylediğini hatırlatan Dumont, "Ülkelerimiz arasındaki ticaretin dengeli bir şekilde gelişmesinden memnunuz. İki ülke olarak ticaret hacmimizi nasıl geliştireceğimizi daha detaylı ele almak istiyoruz" dedi. Yeşil Mutabakat konusuna da değinen Dumont, gelecekteki sanayi yatırımlarını ve iş birliklerini güçlendirmek istediklerini belirtti. Fransa’nın Türkiye’nin AB ile yakınlaşmasını desteklediğini ifade eden Dumont, "AB değerler birliğidir. Türkiye’nin bu değerler birliğine dahil olması bizler için önemlidir" diye konuştu.

F-35'lerde Peş Peşe Kazalarla Güvenlik Endişesi Büyüyor Haber

F-35'lerde Peş Peşe Kazalarla Güvenlik Endişesi Büyüyor

İSTANBUL (İHA) - Türkiye'nin dahil edilmediği F-35 projesinde, savaş uçakları güvenlik sorunları nedeniyle düşmeye devam ediyor. 2018’den itibaren 10’dan fazla F-35 kazası yaşanırken, en son olay Alaska’daki Eielson Hava Üssü'nde meydana geldi. Burada düşen uçakta, elektronik algılama sisteminin devre dışı kalması ve pilotun kontrol sağlayamaması dikkat çekti. Türkiye’nin geliştirme ortaklarından biri olduğu F-35 projesinde son yedi yılda birçok kaza raporlandı. Son olarak ABD’nin Alaska eyaletinde gerçekleşen kazada, F-35 savaş uçağı üsse çakıldı, pilot fırlatma sistemini kullanarak kurtuldu. Görgü tanıkları, uçağın hızla düştüğü ve infilak ettiğini kaydetti. ABD Operasyonel Test ve Değerlendirme Müdürlüğü'nün 2024 raporuna göre, F-35 uçaklarının güvenilirlik standartlarının altında kaldığı belirtildi. ABD Hükümeti Hesap Verebilirlik Ofisi ise bakım maliyetlerinin arttığını vurgulayarak, 2018’de 1,1 trilyon dolar olan ikame maliyetinin 2023’te 1,58 trilyon dolara yükseldiğini açıkladı. SON YILLARDA YAŞANAN ÖNEMLİ F-35 KAZALARI: 2018: ABD'ye ait F-35B, South Carolina kıyılarında düştü, pilot kurtuldu. 2019: Japonya'ya ait F-35A, Pasifik Okyanusu’na düştü, pilotun bedeni aylar sonra bulundu. 2020: Florida'da iniş sırasında kaza geçiren uçak kullanılmaz hale geldi. 2021: İngiltere'ye ait F-35B, uçak gemisinden kalkış sırasında Akdeniz'e düştü. 2022: Güney Kore’de iniş sırasında ağır hasar alan F-35 envanterden çıkarıldı. 2023: ABD’de South Carolina’da düşen F-35’in enkazı uzun süre bulunamadı. 2024: New Mexico’da kalkıştan hemen sonra düşen uçakta pilot kurtuldu. 2025: 29 Ocak'ta Alaska'da düşen son F-35’in kaza nedeni henüz bilinmiyor. Kazalar devam ederken, F-35 uçaklarının güvenlik sorunları ve maliyetleri konusundaki tartışmalar da büyüyor.

Pegasus, 200 Uçak Siparişi ile Filosunu Genişletiyor Haber

Pegasus, 200 Uçak Siparişi ile Filosunu Genişletiyor

İSTANBUL (İHA) - Pegasus Hava Yolları, büyüme stratejisi doğrultusunda önemli bir adım atarak Boeing ile 200 uçaklık bir sipariş anlaşmasına imza attı. Bu sipariş, şirketin bugüne kadar verdiği en büyük uçak siparişi olarak dikkat çekiyor. Yeni uçaklar, 2028’den itibaren Pegasus filosuna dahil olacak. Anlaşma kapsamında ilk etapta 100 uçak için kesin sipariş verilirken, 100 uçak için de satın alma opsiyonu tanındı. Boeing 737-10 model uçaklardan oluşan bu sipariş, şirketin hem ulusal hem de uluslararası arenada hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacak. Pegasus’un bu dev yatırımı, toplamda 36 milyar ABD doları değerinde olup, 2050 sürdürülebilirlik hedeflerini destekleyen bir adım olarak öne çıkıyor. Yapılan açıklamaya göre, bu anlaşma, Pegasus’un havacılık sektöründe yerel üretim, teknoloji transferi, AR-GE, eğitim ve istihdam alanlarında yeni fırsatlar yaratma vizyonunu da güçlendirecek. Pegasus CEO’su Güliz Öztürk, anlaşmayla ilgili yaptığı değerlendirmede, "Ülkemize net nakit ve en büyük katma değer oluşturan, pandemi sonrası rekorlar kırarak büyüyen turizm sektörümüzün önde gelen bir paydaşı olarak yeni rekorlar kırmak, turizmde 100 milyon misafir ve 100 milyar dolar gelir hedefimize ulaşmak için kendi kulvarımızda var gücümüzle çalışıyoruz. Türkiye'de ve yurt dışında büyüme, yeni rotalar açarak uçuş ağımızı genişletme hedeflerimiz doğrultusunda, filomuza yatırım yapmaya devam ediyoruz. 4,5 yaş ortalamasıyla Türkiye'nin en genç filosuna sahibiz. Dünyada en genç filo sahibi hava yolları arasında ilk sıralardayız. Boeing firmasıyla imzaladığımız anlaşmayla toplam 200 adet Boeing 737-10 model uçak için siparişimizi verdik. İlk etapta kesin siparişini verdiğimiz 100 adet uçak, 2028 yılından itibaren filomuza katılmaya başlayacak. Geri kalan 100 uçak için opsiyonumuzu kesin siparişe dönüştürmeyi, piyasa koşulları ve filomuzun ihtiyaçları doğrultusunda önümüzdeki yıllarda değerlendireceğiz" sözleriyle anlaşma detayları hakkında bilgi verdi. Açıklamasının devamında, "Boeing uçakları, Pegasus'un 1990 yılında havacılık sektörüne giriş yaptığı günden bu yana operasyonlarımızın ayrılmaz bir parçası oldu; filomuzu yeni Boeing 737-10 model uçaklarla büyüteceğimiz için heyecanlıyız. İş birliğimizin ülkemizin havacılık sanayisinde yerel üretim, teknoloji transferi, AR-GE, eğitim ve istihdam alanlarında yeni fırsatlar oluşturacağına olan inancımız tam. Bu sipariş, Boeing'in 2017 yılında devletimiz ile başlattığı MHİ-Milli Havacılık İnisiyatifi (NAI-National Aerospace Initiative) kapsamında değerlendirildiğinde gerek Türk üreticilerine ve gerekse de havacılık endüstrimize yeni kapılar ve üretim ile ihracat imkânı sağlayacaktır" ifadelerini kullandı. Boeing 737-10, CFM International LEAP-1B motorları sayesinde önceki nesillere kıyasla yüzde 20 daha az yakıt tüketimi sağlıyor. Kısa ve orta mesafeli uçuşlar için tasarlanan bu model, 230 yolcu kapasitesi ve geniş bagaj alanlarıyla yolcu deneyimini artırmayı hedefliyor.

Lezzet Tutkunlarına Diyarbakır’dan Dubai Pastası Haber

Lezzet Tutkunlarına Diyarbakır’dan Dubai Pastası

DİYARBAKIR (İHA) - Diyarbakır'da, son dönemlerde Türkiye'de popüler hale gelen Dubai çikolatasının pasta versiyonu üretildi. Bu yeniliğin arkasında, sektörde öncü girişimleriyle bilinen Hacıbaba Pastaneleri Ar-Ge ekibi bulunuyor. Hacıbaba Pastaneleri Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Elaldı, Ar-Ge ekipleriyle birlikte çeşitli tatlılarda öncü olduklarını ve bu deneyimle Dubai pastasını ürettiklerini belirtti. Elaldı, "Hem hijyenik hem organik hem de fiyatının çok altında. Her zamanki sloganla, ‘en iyisini en ucuza' diyerek Dubai pastası yaptık. Buna da Türkiye'de en iyisi ve en ucuzu diyebiliriz. Sadece Diyarbakır'da değil, Türkiye'de bizim sektörde, bizim branşta hiçbir isim adı altında da bu kadar geniş yelpazesi olan bir kurum yoktur" sözleriyle pastanelerinin yeniliklerde lider olduğunu vurguladı. Elaldı, Dubai pastasının lezzeti kadar fiyatıyla da dikkat çektiğine vurgu yaparak, "Fıstık, bizim ana malzemelerimizden biri. Çikolata yine pastanemizin ana malzemesi. Kadayıf teli, Diyarbakır'a has tescilli ürünümüzdür. Bunlardan esinlenerek, Dubai Çikolatası'nın Dubai değil, Diyarbakır isimli olmasını tercih ederdim. Fiyat olarak şu bir no.'lu pasta 550 lira. Olması gereken 800 lira, ürünü 550 liraya veriyoruz. Tanıtım amaçlı. Bundan ucuz, kalitelisini şu anda Türkiye'de bulamazsınız diye iddia ediyorum" dedi. Elaldı, Dubai pastasının üretimine 10 gün önce başladıklarını belirterek, yakın gelecekte diğer pastaların üretimini durdurarak sadece Dubai pastası üretmeyi planladıklarını söyledi. Bu strateji ile Hacıbaba Pastaneleri, hem tatlı severlere yeni bir lezzet sunmayı hem de rakiplerine fark atmayı hedefliyor.

LC Waikiki’den Teknoloji Atağı: LCW Digital Haber

LC Waikiki’den Teknoloji Atağı: LCW Digital

İSTANBUL (İHA) - Türkiye’nin önde gelen moda perakende markalarından LC Waikiki, dijital dönüşüm yolculuğunda yeni bir adım atarak LCW Digital’i kurdu. Şirketin yüzde 100 iştiraki olan LCW Digital, moda ile teknolojiyi buluşturarak sektörde yenilikçi bir fark yaratmayı hedefliyor. 5 kıtada, 60 ülkede 1.300’den fazla mağazası ve 25 lojistik merkeziyle faaliyet gösteren LC Waikiki, 800 kişilik BT ekibiyle yapay zeka, üretken yapay zeka, iş zekası, bulut bilişim ve e-ticaret gibi alanlarda projeler geliştiriyor. Şirket, e-ticaret, lojistik, mağazacılık, tedarik zinciri ve planlama gibi birçok alanda teknoloji çözümleri sunuyor. Bu çözümleri, Türkiye’deki iki veri merkezi ve iki büyük bulut hizmet sağlayıcı üzerinden gerçekleştiriyor. LCW Digital, bu stratejiyi bir üst seviyeye taşımayı ve teknoloji dünyasında öncü bir oyuncu olmayı hedefliyor. LCW Digital yalnızca LC Waikiki’nin ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayacak, aynı zamanda Türkiye’nin teknoloji ekosistemine de katkıda bulunacak. Üniversite-sanayi iş birliklerini güçlendirme, inovasyon kültürünü destekleme ve Ar-Ge projeleriyle sektöre değer kazandırma gibi misyonlarla yola çıkan LCW Digital, ulusal ve uluslararası pazarlarda LC Waikiki’nin konumunu daha da ileriye taşımayı planlıyor. LC Waikiki Dijital Dönüşüm ve Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü Şerafettin Özer, şirketin teknolojide global trendleri yakından takip ettiğini belirterek, "LC Waikiki olarak perakende sektöründe ve moda dünyasında öncü bir marka olarak konumlanıyoruz. Şimdi LCW Digital ile bu liderliği teknoloji alanına da taşıyoruz. Halihazırda güçlü teknoloji ekibimizle pek çok yenilikçi projeye imza attık. Ancak artık bunu bir adım ileriye taşıyarak, dijitalleşme ve Ar-Ge odaklı bir yapıya kavuşuyoruz. LCW Digital ile sadece kendi iş süreçlerimizi daha da güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda ülkemizin teknoloji geliştirme kapasitesine katkı sağlayacağız. Bu hamle, moda ve teknolojinin kesişim noktasında nasıl bir fark oluşturabileceğimizi gösteren güçlü bir örnek olacak" dedi. Yeni girişimle birlikte LCW Digital, yapay zeka ve üretken yapay zeka ekseninde veri odaklı karar alma süreçlerini optimize eden, e-ticaret ekosistemine yenilikçi çözümler sunan ve müşteri deneyimini geliştiren projelere imza atmayı hedefliyor. LC Waikiki, bu hamlesiyle moda ve teknoloji sektörlerinde liderlik konumunu güçlendirmeyi amaçlıyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.