Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Zengin kültüre sahip, Çerkesler

Dünyanın her yerinde, Türkiye’de ve Kafkas Dağları'nın güneybatısında yaşayan Çerkeslerin gelenekleri, ritüelleri, yeme içme alışkanlıkları, dansları, müzikleri, giyimleri ve dil gibi birçok unsurdan oluşan zengin bir kültürel mirasa sahiptir. Günümüzde; dünyadaki en büyük Çerkes nüfusu Türkiye'de bulunmaktadır.

Haber Giriş Tarihi: 02.04.2023 12:43
Haber Güncellenme Tarihi: 02.04.2023 13:36
Kaynak: Haber Merkezi
Zengin kültüre sahip, Çerkesler

Çerkesler, Kuzeybatı Kafkasya'da yaşayan bir etnik gruptur. Çerkesya olarak da bilinen bu bölge, Rusya, Gürcistan ve Türkiye sınırlarına kadar uzanır. Çerkesler, tarihte farklı devletler altında yaşamış olsalar da, geleneksel olarak bağımsız bir halk olarak tanınırlar. Çerkeslerin kökeni, Kafkasya'nın yerli halklarından oluşur ve binlerce yıllık bir geçmişi vardır. Tarih boyunca, Çerkesler, Pers İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya gibi farklı güçlerin egemenliği altında yaşamışlardır. Bugün, Rusya, Türkiye, Suriye, Ürdün ve İsrail gibi birçok ülkede, özellikle de diaspora toplulukları olarak yaşamaktadırlar. 

Günümüzde; dünyadaki en büyük Çerkes nüfusu Türkiye'de bulunmaktadır

Çerkes Sürgünü ardından Kafkasya'dan Osmanlı İmparatorluğu topraklarına sürülmüşlerdir ve bugün Türkiye, Ürdün, Suriye ve İsrail gibi ülkelerde yaşarlar. Günümüzde; dünyadaki en büyük Çerkes nüfusu Türkiye'de bulunmaktadır. Batı Çerkesleri ve Doğu Çerkesleri olmak üzere iki ana kola ayrılan Çerkesler on iki ana boydan oluşurlar. Günümüzde 3 bin kişilik bir Hristiyan topluluk dışında Çerkeslerin tamamına yakını Müslümandır.

Çerkes boyları üzerine en eski ve en geniş bilgiyi 1667 yılında Evliya Çelebi vermiştir. Rus İmparatorluğu ile Çerkesler ve Kafkasya İmamlığı arasında Rusların Kafkas Savaşı, Çerkeslerin ise Rus-Kafkas Savaşı ya da Rus-Çerkes Savaşı (1763–1864) dedikleri savaşlardan sonra Ruslara geçen Çerkes topraklarında yaşayanların büyük bölümü Osmanlı topraklarına tehcir ettirilmiştir. Çerkes Sürgünü ya da Çerkes Soykırımı adı verilen bu olaylar 20 Mayıs 2011 tarihinde Gürcistan parlamentosu tarafından soykırım olarak tanınmıştır. Türkiye'de yaşayan Çerkesler ve diğer diaspora Çerkesleri Kafkasya'dan sürgün edilmeleri tarihini 21 Mayıs 1864 Çerkes Sürgünü ve Soykırımı Anma Günü olarak kabul etmektedirler.

Çerkesçe ortak adıyla anılan dilleri konuşan Kuzey Kafkasyalılar günümüzde Kafkasya'da idari yönden birbirinden bağımsız üç cumhuriyette (Adıgey, Karaçay-Çerkes, Kabardey-Balkar) yaşarlar. Günümüz Rusçasında hepsini için adıgi (Adığeler) terimi kullanılırken resmî olarak Adıgeyli terimi Adıgey Cumhuriyeti'ndekileri, Çerkes terimi Karaçay-Çerkes'tekileri, Kabardey terimi ise Kabardey-Balkar'dakileri tanımlamak için kullanılmaktadır.

Bu üç idari birimde yaşayan Çerkesler/Adığeler Rusya'da (ve Rusçadan çeviri yapan dillerde) üç ayrı milliyetmiş (Adıgeyliler, Çerkesler ve Kabardeyler) gibi kabul edilmeye başlanmıştır.

Etimoloji

Çerkes adının kökeni hakkında değişik görüşler vardır. Antik Yunanlar, Çerkesya'dan "Siraces" olarak bahsetmişti. Bu ismin, Antikçağ Yunan ve Roma tarihçileri tarafından kaydedilen Kelkit halkından geldiği düşünülüyor. Çoğu kişi "Çerkes" isminin Siraces kelimesinden türediğini düşünse de, çeşitli görüşler vardır. Bir görüşe göre, Çerkes adını onlara Orta çağ’da komşu olan Türk halkları vermiştir. Diğer bir görüşe göre ise kökeni Farsçadır. Başka ve artık geçerliliğini yitiren bir görüşe göre, Çerkes adının etimolojisi Türkçe çeri kelimesi ile kesmek fiilinin emir kipi olan kes ile kurulu olarak açıklamak mümkündür. (Çeri-kes) Bu bir halk etimolojisi örneğidir ve doğruluğu yoktur.

Kafkasya’ya yakın coğrafyadaki dillerde isim ‘Çerkes’ olarak yerleşmiştir. Bu dillerden alıntı yapan birçok Batı dilinde de aynı ya da benzerdir (Almanca: Tscherkessen, İngilizce: Circassian, Fransızca: Circassien).

Çerkesler kendilerine "Adığe" derler. Bu ismin etimolojisi tartışılsa da, Adığe adının atté ("yükseklik") ve ghéi ("deniz") ile kurulu olduğu ileri sürülür ve dağlar ile deniz arasında yaşayanları belirttiği iddia edilen farazî attéghéi kelimesine dayandırılır.

Türkiye’de ise farklı bir karışıklık söz konusudur. Çerkesler dışında Anadolu’da Kafkas göçmeni olarak Abaza, Oset, Çeçen, Karaçay, Dağıstanlı Avar-Lezgi halkları da yaşamaktadır. Yaklaşık 150 yıl önce Osmanlı topraklarına gelen Kuzey Kafkasyalı göçmenlerin büyük çoğunluğunun Çerkes olması; kıyafet, gelenek görenek, dans ve müzik ve benzeri kültür öğelerinin benzerliği gibi nedenlerle diğer Kafkas halkları da bu coğrafyada Çerkes olarak adlandırılmıştır. Anadolu’nun bazı bölgelerinde bu dış algı zamanla içselleştirilmiş ve seçkinler tarafından da siyasi olarak formüle edilmiştir. 1990’larda başlayan bilgilenme ve yeniden kimliklenme sürecinde bu terminoloji de değişmeye ve yerli yerine oturmaya başlamıştır.

Çerkes Nüfusu 

Rus-Çerkes savaşı ve Çerkes Sürgünü öncesinde dünyada 1.500.000 Çerkes olduğu tahmin edilmektedir.

Rusya’da 1897 yılında yapılan genel nüfus sayımından iki yıl önce "Rus İmparatorluğu’nda Yaşayan Halkların Alfabetik Listesi" başlığıyla bir ön çalışma yapılmış. 1895 yılında Petersburg’ta yayınlanan bu listede Rusya halklarının değişik yayınlarda yer alan ve farklı yıllara ait nüfus bilgileri derlenerek dilleri, dini inançları ve yaşadıkları bölgeyle ilgili kısa bilgiler verilmiştir. Buna göre Çerkeslerin 1891 yılındaki nüfusu 161.950 kişidir. Günümüzde Rusya dışında Çerkes kabul edilen yakın halklar ise Rusya'da Çerkeslerden ayrı tutulmuştur. 

Köken

Çerkesya 1427 yılında kurulmuştur ama Çerkes tarihinin daha geriye gittiği düşünülmektedir. Günümüzdeki Çerkeslerin ataları, Meot kabileleri olarak bilinmektedir. Arkeolojik araştırmalar sonucu ortaya çıkan bulgular Meot kabilelerinin Kafkasya'nın yerli halkı olduğunu göstermektedir. Sovyet araştırmacılar Çerkesler ve Hint-Avrupa dili konuşan topluluklar, özellikle Keltler arasında bağlantılar olduğunu iddia etmektedir. Bazı araştırmacılar Çerkesler ve Antik Anadolu Halklarından olan Hattiler arasında bağlantılar olduğunu, Çerkes dili ile bu medeniyetlerin dilleri arasında benzerlik olduğunu savunmaktadır.

Çerkesler üzerinde yapılan genetik testler kapsamında Adige Cumhuriyeti, Kabardey-Balkarya Cumhuriyeti, Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti ve çeşitli diasporalarda yaşayan Çerkesler üzerinde yapılan testlerde, Çerkeslerin en yakın akrabalarının İnguşlar, Çeçenler ve Abhazlar olduğu ortaya konmuştur.

Yakın Çağ

1917 yılında Çerkesler de dahil olmak üzere pek çok Kuzey Kafkas halkı birleşerek bağımsızlık ilan ettiler ve Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti (Aynı zamanda Dağlı Cumhuriyeti olarak da bilinir) devletini kurdular. Bu devlet, 1921 yılında Sovyetler Birliği ordusu tarafından işgal edildi. Hâlen Rusya sınırları içerisinde bulunan Dağıstan, Çeçenistan, İnguşetya, Kuzey Osetya, Kabardino-Balkarya Cumhuriyeti ve Karaçay-Çerkesya Cumhuriyeti bölgeleri de bu Cumhuriyet sınırlarına dahildi.

Dağlı ÖSSC içinde bir ulusal okrug (ilçe) oluşturan Kabardey Çerkesleri, 1 Eylül 1921'de Dağlı ÖSSC'den ayrılarak Kabartay Özerk Oblastı'nı (il) oluşturdular.

Sırasıyla, 12 Ocak 1922'de, şimdiki Karaçay-Çerkesya Cumhuriyeti yerinde Karaçay-Çerkes, 16 Ocak 1922'de Kabardey-Balkar ve 27 Temmuz 1922'de Adigey özerk oblastları ve en son 23 Eylül 1924'te de, Karadeniz kıyısında Şapsığ Ulusal Rayonu (ilçe) oluşturuldu.

5 Aralık 1936'da Çerkes nüfusunun çoğunluğunun yaşadığı Kabardino-Balkarya; 3 Temmuz 1991'de de, daha az sayıda bir Adige nüfusunu barındıran Adigey (ya da Adige) ve Karaçay-Çerkesya oblastları da birer cumhuriyet oldular. Bu üç cumhuriyet, şimdi Rusya Federasyonu içindedir.

Çerkesler Osmanlı topraklarında

Asıl Çerkes nüfusu ise deniz yoluyla Osmanlı topraklarına deporte (sürgün) edildi. Gemilere bindirilen Çerkesler, Karadeniz'in Anadolu kıyılarındaki limanlara (Batum, Trabzon, Samsun, Sinop ve şimdiki Akçakoca) indirildi. Bir bölümü de Varna ve Köstence'ye götürülerek Balkanlar'a yerleştirildi. Göç sırasında açlık ve salgın hastalıklar yüzünden çok sayıda Çerkes öldü. Balkanlar'a yerleştirilen Çerkesler de, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Balkanları terk etmek zorunda kaldılar. Anadolu'ya ve Ortadoğu'ya yerleştirildiler.

Osmanlı hareminde tarih boyunca Çerkes cariyeler padişah ve halifelerin eşlerinin önemli bir bölümünü oluşturmuş, pek çok Osmanlı Hanedanı üyesi de, aralarında son Osmanlı halifesi olan Abdülmecid Efendi'nin ilk eşi Şehsuvar Kadınefendi'nin de bulunduğu Çerkes asıllı anneler tarafından dünyaya getirilmiştir. Osmanlı ve İran'da haremlerde yer almış Çerkesler, 17 ve 18. yüzyıl boyunca Batı sanat ve edebiyatında, özellikle Oryantalizm döneminde geniş yer bulmuş ve Çerkes güzeli ideali ile karakterize edilmiş, halkın kadınları beyaz ten, yeşil göz ve kibarlık ile bağdaşlaştırılmıştır.

Çerkeslerin en önemli değerlerinden bir tanesi de saygıdır. Çerkeslerle yapılan bir mülakatta “Çerkes denilince aklınıza gelen ilk özellik nedir?” sorusuna çoğu “saygı” karşılığını vermiştir.

Evlilik

Çerkeslerde erken yaşta evlilik görülmez ve geç evlenmeleriyle dikkati çekerler. Türkiye'de genelde Lazlardan, Türklerden ya da Kürtlerden daha geç evlenirler. Bir Çerkes atasözü «köpek niteliklerini üç yaşında, at dokuz yaşında, erkek otuz yaşında gösterir» der. Evlenme yaşı erkek için 25 – 35 arasıdır; zira aile sorumluluğunun bilineceği yaş olarak o yaşlar görülür. Büyük kardeş evlenmeden küçük kardeş evlenemez.

Öğün

Aile içi sofra, pek çok kültürde olduğu gibi Çerkeslerde de kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği olmak üzere 3 ana öğün olarak kurulur.

Sabah kalvaltısında geleneksel olarak, Kalmuk çayı ve kaymak; ilkbahar sonu ile yazın taze peynir, sonbaharda isli peynir, kışın ve ilkbaharda kuru peynir, taze kaymak ve yeni dövülmüş tereyağı sofrada yer alırdı. Kalmuk çayına eşlik eden tahıl ürünleri arasında yağda kızartılmış ince börek olan sıcak şelame/şeleme fabe, yağda kızartılmış sade börek olan thurıje haluj, fırınlanmış pide olan haku haluj, sütle yoğurulmuş ama kabartılmamış buğday hamuru içine peynir konup fırınlanan guvıvbat, kabartılmamış/mayasız ekmek, kabartılmış/mayalanmış ekmek, undan yapılma thurıje/börek çeşidi (ki hamur ince sürülür, sarılır, ikinci kez sürülür; çüvende pişirilir, katlarına ayrılmaya ve parçalanmaya uygun) olan zetepşş’ıç’, yağ, yumurta ve un karıştrılıp yağda kızartılan thujevıt gibi daha çok buğday unundan yapılanlar tercih edilse de, mısır unundan yapılan ve tavada pişirilen mecac ile akdarı ya da mısır unundan yapılan hatık gibi buğday dışı tahıl ürünleri de bazen sofraya konabilir. 

Çerkes kültürü, özgün gelenekleri, zengin müzik ve dans kültürü, lezzetli yemekleri, renkli kıyafetleri ve misafirperverliğiyle öne çıkar.

Gelenekleri, ritüelleri, yeme içme alışkanlıkları, dansları, müzikleri, giyimleri ve dil gibi birçok unsurdan oluşan zengin bir kültürel mirasa sahip. 

​​​​​​Çerkes kültüründe, misafir ağırlamak büyük önem taşır ve her misafir, özel bir konuk olarak karşılanır.

Aile yapısı genellikle büyük ve geniş aileden oluşur. Aile reisi, aile içinde büyük saygı görür.

Çerkesler geleneksel olarak, renkli kıyafetleri ve şapkaları ile tanınırlar. Kadınlar, renkli etekler ve gömlekler giyerlerken, erkekler, genellikle bir çift pantolon, ceket ve şapka giyerler.

İslam ve Hristiyanlık gibi birçok dini inançları mevcuttur. Ancak, Çerkesler geleneksel olarak, doğaüstü güçlere ve putperestlik uygulamalarına da inanırlar.

Çerkes kültüründe, dans ve müzik büyük önem taşır. En ünlü dansları arasında "Adige" ve "Çerkeska" bulunur. Müzik aletleri arasında, davul, zurna, keman, klarnet ve akordeon yer alır.

​​​​​Çerkes dilinin iki ana lehçesi vardır: Adığe ve Kabardeyce.

Her iki dil de, zengin bir kültürel mirasa sahip olan şiirler, hikayeler ve şarkılar gibi birçok edebi eserin yazıldığı bir dildir.

​​​​​​Çerkes kadınları, güzellikleriyle ünlüdür.

Dünya genelinde bu şekilde bilinirler. Ayrıca, güzellik standartlarına önem veren birçok ülke ve kültürde de güzel olarak kabul edilirler. Yüksek elmacık kemikleri, ince burunları ve yüksek alınları ile öne çıkan bir yüz yapısı ve açık renkli gözleri ile bilinirler. Ancak, sadece dış görünüşleri değil, aynı zamanda Çerkes kültüründe önemli bir rol oynayan diğer nitelikleri, örneğin misafirperverlik, güçlü aile bağları, cesaret ve kahramanlık gibi özellikleri de takdir edilir.

Çerkez mutfağı, Kafkasya bölgesinde yaşayan Çerkezler tarafından geliştirilmiş bir mutfaktır. Kafkasya bölgesi, tarihsel olarak birçok farklı kültürün kesişim noktasıydı ve bu nedenle Çerkez mutfağı da birçok farklı kültürün etkisi altında kalmış. 

Çerkez mutfağının temel özellikleri arasında, sağlıklı ve doğal malzemeler kullanımı, zengin baharat ve otların kullanımı ve yemeklerin lezzetlendirilmesinde sade yöntemlerin kullanımı yer tutuyor. Ayrıca, Çerkez mutfağı genellikle et ağırlıklı ve et yemekleri pişirme ve marine etme teknikleri ile hazırlanır.

Çerkez mutfağı, Osmanlı İmparatorluğu döneminde de etkisini sürdürmüş ve Osmanlı mutfağına da önemli katkılarda bulunmuştur. Özellikle, Çerkez tavuğu ve Çerkez köftesi gibi yemekler Osmanlı mutfağına da girmiştir.

Bugün, Çerkez mutfağı hala Kafkasya bölgesinde ve Türkiye'de yaşayan Çerkezler arasında popülerdir. Ayrıca, dünya genelinde de tanınmaya başlamış ve özellikle sağlıklı ve doğal malzemelerin kullanımı ve zengin baharatların kullanımı nedeniyle birçok insan tarafından tercih ediliyor. 

Çerkez yemekleri, Çerkez mutfağına özgü birçok lezzet içermektedir.

Bazı örnekler şunlardır:

Çerkez tavuğu: Haşlanmış tavuk göğsü, çekilmiş ceviz, sarımsak ve maydanoz gibi malzemelerle hazırlanan bir salata. Bu yemek, dünya genelinde en ünlü Çerkes yemeklerinden biridir.

​​​​

Çerkez pilavı: Nohut, pirinç, ceviz, sarımsak ve baharatlar gibi malzemelerle hazırlanan bir pilav. 

Kuşbaşı etli çerkez böreği: Yufka, et, ceviz ve baharatlar gibi malzemelerle hazırlanan bir börek.

Çerkez mantısı: İçi kıymalı ve baharatlı bir harçla doldurulan, açılan hamurların kesilip kaynatılmasıyla yapılan bir mantı türü.

Çerkez köftesi: Bulgur, ceviz, sarımsak, biber salçası ve baharatlar gibi malzemelerle hazırlanan bir köfte türü.

Kabaklı kıymalı sarma: Kabak, kıyma, pirinç ve baharatlar gibi malzemelerle hazırlanan bir dolma türüdür.

Fıstıklı pilav: Pirinç, kuşüzümü, badem, fıstık, tereyağı ve baharatlar gibi malzemelerle hazırlanan bir pilav türüdür.

Hinkal: Hamur, et ve baharatlar gibi malzemelerle hazırlanan bir çorba türüdür.

Çerkes mutfağında tatlı önemli bir yer tutar

Kepçe tatlısı: Süt, şeker ve irmik gibi malzemelerle yapılan bir tatlı türüdür. 

Kabak tatlısı: Kabak, şeker ve baharatlar gibi malzemelerle hazırlanan bir tatlıdır. Genellikle ceviz veya bademle servis edilir.

Halka tatlısı: Hamur, pekmez, ceviz ve baharatlar gibi malzemelerle hazırlanan bir tatlıdır. Halka şeklinde kesilerek servis edilir.

Yalancı tavuk göğsü: Pirinç, süt, şeker ve vanilya gibi malzemelerle hazırlanan bir tatlıdır. Tavuk göğsüne benzemesi için pudra şekeri ile süslenir.

Fıstıklı baklava: Yufka, şerbet ve fıstık gibi malzemelerle hazırlanan bir tatlıdır. Baklava türleri arasında en ünlü olanlarından biridir.

Un helvası: Un, tereyağı, şeker ve baharatlar gibi malzemelerle hazırlanan bir tatlıdır. Üzerine ceviz veya badem serpilerek servis edilir.

Tahinli pişi: Hamur, tahin ve şeker gibi malzemelerle hazırlanan bir tatlıdır. Genellikle kahvaltıda tüketilir.

Bademli şekerpare: Un, şeker, badem ve şerbet gibi malzemelerle hazırlanan bir tatlıdır. Küçük toplar halinde şekil verilerek servis edilir

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.