Hava Durumu

#Unesco

TOURISMJOURNAL - Unesco haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Unesco haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türkiye, Wanderlust’ın 2025 Travel Green List’inde Yer Aldı Haber

Türkiye, Wanderlust’ın 2025 Travel Green List’inde Yer Aldı

Milyonlarca okuyucuya ulaşan seyahat dergisi Wanderlust’ın 2025 seçkisinde, Türkiye’nin sürdürülebilir turizm adımları örnek gösterildi. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Nemrut Dağı da dikkat çeken destinasyonlardan biri olarak öne çıktı. İngiltere merkezli, dünyanın en köklü bağımsız seyahat dergilerinden Wanderlust, 2025 yılına dair hazırladığı “Travel Green List” seçkisinde Türkiye’ye de yer verdi. Her yıl hazırlanan bu özel liste; çevre dostu, sorumlu ve sürdürülebilir turizm politikalarıyla öne çıkan ülkeleri, bölgeleri, şehirleri ve kuruluşları kapsıyor Türkiye’nin 2025 yılı listesinde yer alması, sürdürülebilir turizmdeki liderlik iddiasının uluslararası alanda bir kez daha teyit edilmesini sağladı. Dünyanın en çevreci rehberi Türkiye'yi seçti Birleşik Krallık’ın en köklü bağımsız seyahat dergisi olarak bilinen Wanderlust, yalnızca gezi tutkunlarının değil, global turizm profesyonellerinin de yakından takip ettiği saygın bir yayın haline geldi. Wanderlust, çevreci destinasyonlar konusunda uluslararası düzeyde referans kabul ediliyor. Avrupa’dan Amerika’ya, Okyanusya’dan Asya’ya kadar geniş bir coğrafyada etkili bir okuyucu kitlesine sahip derginin 2024 medya kitine göre Wanderlust’ın toplam basılı ve dijital tirajı 153 bin 504’e ulaşıyor. Dünya mirası Nemrut, sürdürülebilirlik vizyonunun simgesi oluyor Türkiye’ye ayrılan özel sayfada, sürdürülebilir turizmdeki liderliğine dikkat çekilirken UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Nemrut Dağı da dikkat çeken destinasyonlardan biri olarak öne çıktı. Görkemli heykelleriyle Nemrut, yalnızca kültürel bir değer değil; aynı zamanda Türkiye’nin çevreye duyarlı yönetim anlayışının da görsel simgesi olarak tam sayfa yer buldu. Bu vurguyla birlikte, Türkiye’nin 21 Dünya Mirası alanında yürüttüğü sürdürülebilir koruma çalışmaları da uluslararası ölçekte takdir gördü. 2025 seçkisinde neler var? Wanderlust’ın “Travel Green List” sayısı yalnızca ülkeleri sıralamakla kalmadı; aynı zamanda çevre dostu oteller, sıfır atık girişimleri, doğaya saygılı rehber turları ve eko turizme dair örnek uygulamaları da tanıttı. Derginin 2025 sayısında yer alan dosyada Türkiye, özellikle çevre koruma politikaları, destinasyon yönetimi uygulamaları ve yerel kalkınmayı önceleyen turizm modelleriyle dikkat çekti. Yayın, Türkiye’nin son yıllarda Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi (GSTC) ile yürüttüğü programlara, sürdürülebilirlik belgesi alan konaklama tesislerine ve çevresel bilinç çalışmalarına da atıfta bulunarak ülkemizin bu alandaki yükselişini ayrıntılarıyla okurlarına aktardı. Türkiye çevreye duyarlı seyahatin yeni adresi Seyahat dünyasının prestijli yayınlarından Wanderlust’ta yer almak, Türkiye’nin yalnızca doğal ve kültürel zenginliklerini değil; çevreye duyarlı ve sorumlu turizm politikalarını da küresel ölçekte görünür kıldı. Çevreci seyahat tutkunlarının yakından takip ettiği Travel Green List, milyonlarca turistin rota tercihinde belirleyici oluyor.

Gaziantep’in Tarihi Kastelleri Turistlerin İlgi Odağı Haber

Gaziantep’in Tarihi Kastelleri Turistlerin İlgi Odağı

Dünyada benzeri bulunmayan ve Gaziantep'in su mimarisinin eşsiz örnekleri olan yer altı su tesisleri kasteller ile içme suyu şebekesi olan livaslar, turistlerden yoğun ilgi görüyor. 2018 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) geçici listesine alınan ve yapılan restorasyon çalışmalarının ardından turizme kazandırılan Gaziantep'in tarihi altyapısı olarak bilinen, yer altı su tesisleri ve içme suyu şebekesi kasteller ile livaslar, günümüzde de halen canlılığını koruyor. Türk mimarisinde sadece Gaziantep'te bulunan ve 1282 yılında inşa edilen kasteller, içinde tuvaleti, yıkanma yeri, dinlenme ve abdest alma yerleri, çamaşır, yün yıkama mekanları ve bazılarında namaz kılma alanlarını da barındırıyor. Gaziantep'te 20 kastelden 6'sı varlığını koruyor Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde sadece Gaziantep'te rastlanan yer altı su tesisleri kastel ve livaslar, geçmişin su dağıtım sistemi olarak bilinirken, bu yapıların turizme kazandırılması noktasında yapılan çalışmalar da sonuç vermeye başladı. Kastellerin evlerin modern manada şehir içme suyuna kavuştuğu ve çeşmelerin yapıldığı tarihe kadar önemini koruduğu biliniyor. Kentte 13 ve 16'ıncı yüzyıllarda yapıldığı tahmin edilen, geçmiş dönemde yaklaşık 20 kastelden 6'sı varlığını koruyor. Geçmiş dönemin şartlarında su sistemi aracılığıyla evlerin altından geçen "Livas" adı verilen su yolları ile her eve su ulaşımını sağladığı da biliniyor. Yerli ve yabancı turistlerden tarihi kastel ve livaslara yoğun ilgi Şahinbey Belediyesi'nin yaptığı restorasyon çalışmaları sonucunda turizme kazandırılan, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinden de izler taşıyan kasteller, yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekiyor. Her geçen gün artan ziyaretçi akını ile yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan kasteller, turistleri kendine hayran bırakıyor. Kasteller ve livaslar, günümüzde de canlılığını koruyor Gaziantep'i her gezmeye geldiğinde kastelleri mutlaka ziyaret ettiğini belirten kültür elçisi Nişan Aziz Koç, kastel ve livasların Gaziantep'in geçmiş tarihinde önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Gaziantep'te geçmişte sosyal hayatın merkezi olan kentin yeraltı su tesisleri kasteller ile içme suyu şebekesi livasların günümüzde de canlılığını koruduğunu belirten Koç, kentteki kastel ve livasların Türkiye'nin başka yerinde olmadığına dikkat çekti. "Kastellerin bakımları, restorasyonları ve şu anki durumu gerçekten muazzam" Gaziantep'in kastelleri ile ön plana çıkan bir şehir olduğunu belirten Koç, "Kastel her ne kadar köklü bir yapı biçimi olsa da Gaziantep ile özdeşleşmiştir. Bu da Gaziantep'in kültürel tarihi değerlerini yükseltmektedir. Gaziantep'te aktif olarak 6 tane kastel bulunmaktadır. Kastellerin bakımları, restorasyonları ve şu anki durumu gerçekten muazzam, biz de misafirlerimizi bu kastellere getirip gezdiriyoruz, tanıtıyoruz" dedi. Yer altı su şebekelerinin Gaziantep'te olmasının büyük bir değer olduğunu belirten Koç, "Gaziantep'te kastel olduğunu duyduğumda çok şaşırmıştım ve çokta hoşuma gitti. Her fırsatta da kastelleri ziyaret ederim, misafirlerimi de gezdirmeye getiririm. Gerçekten böyle güzel değerlere sahip çıktıkları için Şahinbey Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Tahmazoğlu'na şükran borçluyuz ve çok müteşekkiriz" diye konuştu. Tekirdağ'dan Gaziantep'i gezmeye geldiğini, Kozluca Kastelini gezdiğini ve kasteli çok beğendiğini dile getiren Berrin Akkoyunlu ise herkesin kastelleri görmesi ve tarihi yerinde yaşaması gerektiğini ifade etti.

İş Bankası’ndan Laodikeia ve Tripolis Kazılarına 5 Yıllık Destek Video Galeri

İş Bankası’ndan Laodikeia ve Tripolis Kazılarına 5 Yıllık Destek

 Türkiye İş Bankası, Denizli'deki UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Laodikeia ve önemli ticari yolların geçiş güzergâhındaki stratejik konumuyla tarihte önemli bir yerleşim yeri olan Tripolis antik kentlerindeki bilimsel kazı ve araştırma çalışmalarına destek veriyor. Birçok medeniyete tarih boyunca ev sahipliği yapan Anadolu, arkeolojik açıdan insanlığın binlerce yıllık geçmişine de ışık tutuyor. Türkiye İş Bankası, ülkemizin arkeolojik varlığının gün yüzüne çıkarılması, korunmaya alınarak dünya mirasına kazandırılması amacıyla bilim insanlarının yürüttükleri uzun soluklu kazı projelerini destekliyor. Son olarak Denizli'deki iki önemli antik kentte kazı çalışmalarına katkı sunmaya başlayan Banka, Laodikeia Antik Kenti'nde Prof. Dr. Celal Şimşek başkanlığında, Tripolis Antik Kenti'nde Prof. Dr. Bahadır Duman başkanlığında yürütülen bilimsel kazı ve araştırmalara 5 yıl boyunca destek sağlayacak. "Ülkemizin dünya mirasına sunduğu ve sunacağı katkıların zenginliğini her seferinde yeniden görüyoruz" İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat Sözen, konuya ilişkin açıklamasında, kadim uygarlıkların izini sürerek ülkemizin ve dünyanın zengin kültürel mirasına katkı sağlayan arkeolojik çalışmaların önemine işaret ederek, bu uzun soluklu çalışmaların yoğun emek ve çabalarla sürdürüldüğünü vurguladı. İş Sanat aracılığıyla uzun süredir destek verdikleri arkeolojiyi kurumsal sosyal sorumluluk alanlarından biri olarak gördüklerinin altını çizen Sözen, şöyle devam etti: "Şu ana kadar Gaziantep'te Zeugma Antik Kenti, Antalya'da Patara Antik Kenti, İzmir'de Teos Antik Kenti, Aydın'da Nysa Antik Kenti, Muğla'da Stratonikeia Antik Kenti ve Kırşehir-Kaman'daki kazı çalışmalarına katkıda bulunduk. Kazıların yapıldığı antik kentlerdeki gelişmeleri yakından izlerken, ülkemizin dünya mirasına sunduğu ve sunacağı katkıların zenginliğini her seferinde yeniden görüyoruz. Tripolis ve Laodikeia Antik Kentlerinde de Lidyalılar, Frigyalılar, Romalılar ve Bizanslılar'ın binlerce yıllık izlerini görmek mümkün. Köklü bir geçmişin sessiz tanıkları olan ve tiyatrolardan agoralara, sütunlu caddelere birçok anıtsal yapıya ev sahipliği yapan bu kentlerde eminim ki önümüzdeki dönemde de arkeolojik mirasımıza dair pek çok yeni bilgi ortaya çıkacaktır." "Çürüksu Vadisi'nin parlayan yıldızı Laodikeia" Laodikeia Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek de 2003 yılında başlatılan kazı çalışmalarıyla antik kentin yavaş yavaş ayağa kaldırıldığını, özellikle 2013 yılında yürütülen çalışmalarla burayı UNESCO'nun Dünya Geçici Kültür Mirası listesine aldırdıklarını belirtti. 2016'da Laodikeia Kilisesi'nde yaptıkları titiz restorasyon ve konservasyon çalışmaları sayesinde Avrupa Birliği Europa Nostra ödülünü aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Şimşek, şöyle konuştu: "Laodikeia, 8 kilometrekarelik alana yayılan, Denizli'nin binlerce yıl önceki aktif ticari hayatını yansıtan ve birçok belgeyi sunan bir kent olması itibarıyla önemli. Tekstil ticaretine, tarımsal faaliyetlere, hayvansal ürünlere, mermer ticaretine ev sahipliği yapan; bir tıp fakültesi, iki tiyatrosu bulunan ve Olimpiya'daki olimpiyat oyunlarından sonra Anadolu'daki en etkin heptatlon ve dekatlon yarışmalarıyla bilinen bir antik kenti ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Çürüksu (Lykos) Vadisi'nin parlayan yıldızı Laodikeia, binlerce yıl öncesinden bizleri kucaklıyor. Biz, bu kültür mirasının gelecek kuşaklara aktarılması için canla başla çalışıyoruz." Laodikeia'nın Anadolu'nun en çok gezilen 10 ören yeri içinde yer aldığını söyleyen Şimşek, "Bugüne kadar başta Kültür ve Turizm Bakanlığı ve kazıların yürütücüsü olarak Pamukkale Üniversitesi olmak üzere pek çok kamu kurumu ve sivil toplum kuruluşunun desteğini aldık. Bu yıl itibarıyla 5 yıllık bir program dahilinde Türkiye İş Bankası'nın kazılarımıza sponsor olmasından büyük mutluluk duyduk. Bu desteğin prestij açısından da kıymetli olduğunu düşünüyoruz" dedi. "Tripolis'te MÖ 5500'lerden 1920'lere kadar tarihin farklı sahnelerine ait yerleşim izleri görüyoruz" Tripolis Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Bahadır Duman ise 2012 yılından bu yana Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Pamukkale Üniversitesi adına yılın 12 ayı devam eden kazı çalışmaları yürüttüklerini, Tripolis'in aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın başlattığı Geleceğe Miras projesinin bir parçası olduğunu söyledi. Kentin farklı noktalarında kazı çalışmalarının devam ettiğini belirten Duman, "Tripolis'in en önemli özelliği bir yamaç kenti olması. Bu nedenle kentin kuzeyinden güneye doğru akan erozyon toprağı katman katman bu kentin üstünü kapatmış. Dolayısıyla kazı çalışmaları sonrasında yaklaşık 3 ve 9 metre arasındaki dolgunun ardından kentte yapılar sağlam bir şekilde, neredeyse çatı seviyesinde ortaya çıkabiliyor. M.Ö. 5500'lerde ilk yerleşim izlerini tespit ettiğimiz Tripolis'te 1920'lere kadar çeşitli katmanlara ait, tarihin farklı sahnelerine ait yerleşim izlerini görüyoruz. Mevcut kalıntılar dahilinde özellikle MS. 2. ve 3. yüzyılda kentte 20-25 bin civarında bir nüfusun yaşadığını öngörüyoruz" diye konuştu. Zeytinin de Tripolis için önemli bir ürün olarak öne çıktığını ifade eden Duman, konuyla ilgili yürütülen akademik çalışmalar neticesinde Roma döneminde Tripolis'in çok gelişmiş düzeyde bir zeytin yetiştiriciliğine sahip olduğunu, bu üründen önemli gelir elde ettiğinin görüldüğünü aktardı. Geleceğe Miras projesine dahil edilmesi ve ören yeri statüsü almasının ardından Tripolis'in ziyaretçilerinin de giderek artacağını vurgulayan Prof. Dr. Duman, "2025 itibarıyla Türkiye İş Bankası da Tripolis'in önemli destekçilerinden biri oldu. Banka, 5 yıl boyunca Tripolis kazılarına destek verecek" ifadelerini kullandı. Laodikeia Antik Kenti Anadolu'nun en önemli arkeolojik kazı alanları arasında yer alan ve antik dönemlerde ticaret, kültür ve inanç açısından önemli bir merkez olan Laodikeia'nın özellikle Roma imparatorluğu döneminde büyük bir refah ve zenginlik içinde yaşadığı biliniyor. MÖ 3. yüzyılda Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından eşi Laodike adına kurulan kent, Lykos (Çürüksu) Nehri'nin suladığı verimli bir ovada bulunuyor. Ören yerinde 2003 yılından bu yana yapılan kazı ve araştırmalar, ilk yerleşimin MÖ 5500 yılından başlamak üzere MS 7. yüzyıl depremine kadar kesintisiz devam ettiğini gösteriyor. Zamanında yün ve tekstil üretimiyle ünlü olan ve antik kaynaklarda kaliteli yünleriyle anılan Laodikeia, Ana Ticaret Yolu'nun bir kolu üzerinde bulunması nedeniyle de büyük önem taşıyor. Yaklaşık 8 kilometrelik alana yayılan Antik Kent, İncil'de adı geçen yedi kiliseden birine de ev sahipliği yapıyor. Laodikeia, 2013 yılından bu yana UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alıyor. Kentin önemli yapıları arasında Batı Tiyatrosu, Stadyum, Güney Hamamı-Gymnasium Kompleksi, Suriye Caddesi, Doğu Hamamı, Septimius Severus Anıtsal Çeşmesi, Tapınak A, Merkezi Agora, Merkezi Hamam, Caracalla Çeşmesi, Bouleterion (Meclis Binası), Güney Agorası, Kiliseli Perıstylli Ev, Laodikeia (Katedrali) Kilisesi, Stadyum Caddesi, Efes Caddesi Portikosu, Traian Nymphaeumu, I. Su Dağıtım Terminali (Castellum Aquae), Kuzey (Kutsal) Agora, Propylonlar yer alıyor. Tripolis Antik Kenti Denizli'nin Buldan ilçesi sınırlarında yer alan Tripolis Antik Kenti, antik dönemdeki isimleriyle Lydia, Phrygia ve Karia Bölgeleri'nin kesişim noktasında önemli ticari yolların geçiş güzergahında yer alıyor. Yaklaşık 2 kilometrekarelik bir alana yayılan Antik Kent, Çürüksu Vadisi'nin kuzeybatı ucunda vadiye hakim bir tepenin güney yamacında yer alıyor ve stratejik konumu sayesinde hem Ege'ye hem de İç Anadolu ve Akdeniz'e ulaşımı bulunuyor. İsmi Helenistik Dönem'de çeşitli kaynaklarda geçmeye başlayan kentin sanat, müzik, şiir ve kültürün koruyucu tanrısı Apollon'a ithafen Apollonia olarak kurulduğu, daha sonra Roma generali Marcus Antonius'a ithafen Antoniopolis adını aldığı, son olarak İmparator Augustos Dönemi'nden itibaren Tripolis olarak değiştirildiği biliniyor. Antik kentin yüzeyinde yer alan kalıntılar Roma ve Bizans dönemlerine ait mimari özellikleri ve yapı örneklerini yansıtırken, birçok kez yıkıcı depremlerden etkilenen kentte yaşamın pek çok kez yeniden inşa edildiği görülüyor. Tripolis Antik Kenti'nde bu zamana kadar Agora, Konut alanı ve Mozaikli Ev, Sütunlu Cadde, Kilise, Ana cadde, Taberna, Granarium (Tahıl Ambarı), Kemerli Yapı, Anıtsal Çeşme, Agora Hamamı, Latrina (Roma Tuvaleti), Taş Kesim Atölyesi, Roma Dükkânları, Kutsal Alan, Tiyatro, Nekropoller (Mezarlık), Büyük Tekke Türbesi, Yukarı Kale, Hamambükü Höyük, Akkayahöyük alanlarında kazı ve yüzey araştırma çalışmaları gerçekleştirilmiş durumda.

Manisa’dan 485 yıldır şifa dağıtan mesirin duası yapıldı Haber

Manisa’dan 485 yıldır şifa dağıtan mesirin duası yapıldı

UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'nde yer alan 485. Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali kapsamında 27 Nisan Pazar günü saçılacak olan 8 ton mesir macunu, protokol üyelerinin de katılımıyla yapılan duanın ardından çuvallara yerleştirildi. UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesinde yer alan 485. Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali kapsamında Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Ayşe Hafsa Sultan tarafından yaptırılan tarihi Sultan Camisi'nden 27 Nisan Pazar günü saçılacak 8 ton mesir macununun duası yapıldı. Manisa'yı Mesiri Tanıtma ve Turizm Derneği'nin mesir imalathanesinde okunan duaya; Manisa Valisi Vahdettin Özkan, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, CHP Manisa Milletvekilleri Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Bekir Başevirgen, Selma Aliye Kavaf, Manisa İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral İlhan Şen, İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Sudak, CHP Manisa İl Başkanı İlksen Özalper, Manisa'yı Mesiri Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık ve STK başkanları eşlik etti. Manisa İl Müftüsü Şükrü Kabukçu tarafından yapılan duanın ardından Vali Özkan ve protokol üyeleri, sembolik olarak basın mensuplarına mesir macunu saçtı. 485. Uluslararası Mesir Macun Festivali kapsamında 8 ton mesir macunu, 27 Nisan Pazar günü Sultan Camii kubbe ve minareleri ile birlikte 44 noktadan binlerce vatandaşa saçılacak. Geleneğin tarihçesi Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim'in eşi, Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Ayşe Hafsa Sultan Manisa'da hastalanınca, dönemin ünlü hekimi Merkez Efendi, sultan için baharat karışımıyla macun hazırladı. Bir süre sonra iyileşen Ayşe Hafsa Sultan, macunun her yıl aynı dönemde karılarak halka saçılmasını buyurdu. Bunun üzerine her yıl nevruzda hazırlanan mesir macunu, Manisa'daki Sultan Camisi'nin kubbe, minare ve şerefeleri ile çevresindeki 44 noktadan halka saçılıyor. 485 yıldır içeriği bozulmadan hazırlanan mesir macununun içinde şu baharatlar bulunuyor: "Tarçın, karabiber, yenibahar, karanfil, çörek otu, hardal tohumu, anason, kişniş, zencefil, hibiskus, zerdeçal, hindistan cevizi, rezene, kebabiye, sinameki, sarıhalile, vanilya, darı fülfül, kakule, havlıcan, hıyarşembe, safran, kimyon, çam sakızı, mürsafi, meyan balı, zulumba, limon kabuğu, portakal kabuğu, deve dikeni tohumu, keten tohumu, keçiboynuzu, udi hindi, ısırgan tohumu, akbiber, üzüm çekirdeği, hayıt tohumu, biberiye, funda yaprağı, melisa otu, karahalile"

Roma’daki “Göbeklitepe: Kutsal Bir Yerin Gizemi” sergisi 6 milyon ziyaretçiye ulaştı Haber

Roma’daki “Göbeklitepe: Kutsal Bir Yerin Gizemi” sergisi 6 milyon ziyaretçiye ulaştı

İtalya'nın başkenti Roma'daki Kolezyum'da geçtiğimiz yıl 24 Ekim'de açılan "Göbeklitepe: Kutsal Bir Yerin Gizemi" sergisi, 6 ayın sonunda 6 milyonu aşkın ziyaretçiye ulaştı. İtalya'nın başkenti Roma'nın önemli kültürel mekanlarından Kolezyum'da 24 Ekim 2024 tarihinde açılan "Göbeklitepe: Kutsal Bir Yerin Gizemi" sergisi son misafirlerini ağırlıyor. Sergi, 6 ayın sonunda 6 milyonu aşkın ziyaretçiye ulaştı. "Göbeklitepe'nin tanıtımını önemsiyoruz" 21 Nisan'da son bulacak olan serginin Kolezyum'daki kapanış töreninde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Göbeklitepe'nin yalnızca bir arkeolojik yapı değil, geçmişi bugüne bağlayan yollarla geleceğin yönünü belirleyen bir medeniyet mirası olduğunu dile getirerek, "UNESCO Dünya Mirası olan Göbeklitepe'yi bütün hikayesiyle açığa çıkarmayı, korumayı ve tüm dünyada tanıtmayı bu yüzden önemsiyoruz" dedi. Türk ve dünya arkeoloji tarihinin en kapsamlı girişimlerinden biri olan "Geleceğe Miras" projesi çerçevesinde Göbeklitepe ve Şanlıurfa'daki diğer neolitik yerleşimlerin dünya Neolitik Çağ araştırmalarının merkezi haline getirildiğini vurgulayan Ersoy, "İnsanlığın ortak mirasına birlikte sahip çıkılması gerektiğine de inanıyoruz" ifadelerini kullandı. Şanlıurfa'dan Roma'ya uzanan bir medeniyet köprüsü Şanlıurfa'da 2021 yılında başlatılan "Taş Tepeler: Büyük Dönüşümün Coğrafyası" çatısı altındaki Şanlıurfa Neolitik Çağ Araştırmaları Projesi çerçevesinde Karahantepe, Sayburç, Sefertepe, Çakmaktepe gibi alanların arkeoloji dünyasına kazandırıldığını belirten Bakan Ersoy, projenin önemli bir bileşeni olan ve bir ilk niteliği taşıyan "Dünya Neolitik Kongresi"nin 2024 yılı Kasım ayında Şanlıurfa'da 63 ülkeden binden fazla bilim insanının katılımıyla gerçekleştiğini hatırlattı. "Göbeklitepe: Kutsal Bir Yerin Gizemi' sergisi de 'Taş Tepeler: Büyük Dönüşümün Coğrafyası Projesi'nin bir ayağıydı" diyen Ersoy, serginin 6 milyonu aşkın kişi tarafından ziyaret edilmesini Türk ve İtalyan bilim insanlarının ortak çalışmasının kıymetli bir göstergesi olarak değerlendirdi. Roma Kolezyumu'ndaki sergide Türkiye'den eserler de yer alacak Konuşmasının sonunda İtalya ile kültürel iş birliğine verdikleri öneme değinen Ersoy, "Türkiye ve İtalya dünyanın en görkemli imparatorluklarının varisleri, insanlık medeniyetinin sayısız mirasının emanetçisi olarak önemli sorumluluklar omuzlamaktadır" şeklinde konuştu. Ersoy, haziran ayında Kolezyum Arkeolojik Parkı Direktörlüğü'nce düzenlenecek "Magna Mater" sergisinde Türk müzelerinden eserlerin yer alacağını ve Roma'da Troya temalı bir sergi için İtalyan makamlarıyla çalışmalara başlandığını da duyurdu. Ersoy konuşmasını, "Bu vedanın yeni buluşmalara vesile olmasını diliyor, sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum" ifadeleriyle sonlandırdı.

485. Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali başlıyor Haber

485. Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali başlıyor

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, bu yıl 485’incisi düzenlenecek Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali’nin programını düzenlenen basın toplantısı ile açıkladı. "Festival’in kentimizin uluslararası kimliğini güçlendireceğine ve ekonomimize canlılık katacağına yürekten inanıyorum" diyen Başkan Ferdi Zeyrek, Festival’in yalnızca geleneksel saçım töreni ve konserlerden ibaret olmayacağını vurgulayarak, ‘Dolu Dolu Festival’ mottosuyla kültür, sanat, spor, gastronomi ve şifa temalı etkinliklerle çıtayı daha da yukarı taşıyacaklarını ifade etti. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban ve Manisa’yı Mesiri Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık ile birlikte düzenlediği basın toplantısı ile 485’inci Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali’nin programını açıkladı. Basın toplantısına başkanların yanı sıra Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Burak Deste, Genel Sekreter Yardımcısı Ulaş Aydın, daire başkanları ve belediye bürokratları da katıldı. UNESCO’nun İnsanlığının Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’nde yer alan, ülkemizin köklü mirası Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali’nin 22 Nisan’da başlayacağını duyuran Başkan Zeyrek, "Valimizin koordinasyonunda da ve onaylarıyla Şehzadeler, Yunusemre belediyelerimiz, Mesir Derneği’miz ve ilgili tüm kurumların katkılarıyla yepyeni bir görüntüyle karışınızda olacağız. Logomuzu yeniledik, içeriğimizi hem çeşitlendirdik hem de zenginleştirdik. Dolayısıyla adına da ‘Dolu Dolu Festival’ dedik. Beş başlıkta festival programı hazırladık. Bu başlıklar; Kültür ve Sanat Dolu Festival, Şifa Dolu Festival, Lezzet Dolu Festival, Eğlence Dolu Festival ve son olarak Enerji Dolu Festival olacak" dedi. Festivalin 22 Nisan Pazartesi akşamı 20.30’da Hakkı İplikçi Parkı’dan Cumhuriyet Meydanı’na uzanacak Hoş Geldin Mesir kortejiyle başlayacağını söyleyen Başkan Zeyrek, "Yerli ve yabancı halk dansları ekiplerinin eşlik edeceği kortejimizin ardından, sevilen sanatçımız Sıla, Manisalılarla unutulmaz bir halk konseri gerçekleştirecek. Festivalimizin açılışını sevgili Sıla ile yaparken kapanışını ise Kenan Doğulu gerçekleştirecek. Sevilen sanatçı Can Bonomo ise 25 Nisan Cuma günü bizlerle olacak. Ayrıca 24 Nisan’da konuk ülkelerin dansçıları Halk Dansları Gala Gecesiyle sahne alacak, ardından ünlü radyocu ve DJ sevgili Nihat Sırdar ile 90’lar Kafası etkinliği, festivalimize renk katacak" diye konuştu. "Sadece konserlerle değil, birbirinden değerli sanatçılarla festivalimizin adını tüm yurtta ve uluslararası alanda duyurmayı hedefliyoruz" diyen Başkan Ferdi Zeyrek, "Dünyaca ünlü ressamımız Devrim Erbil, ‘Bir Müzeye Doğru’ adlı özel sergisiyle Manisalı sanatseverlerle buluşacak. Ayrıca Netflix ile birlikte Devrim Erbil’in hayatının anlatıldığı Devrim belgeselinin gösterimini de Manisa’da yapacağız. Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, ‘Manisa’nın Mesir Tarihi’ başlıklı söyleşisiyle, polisiye edebiyatın güçlü kalemi Ahmet Ümit ise yazar Tuğrul Keskin’in moderatörlüğünde edebiyatseverlerle bir araya gelecek. Yine Tarihçi Emrah Safa Gürkan, ünlü yönetmen Ezel Akay ile birlikte ‘Tarihin Geleceği ve Geleceğin Tarihi’ söyleşisiyle festivalimizde yer alacak. 23 Nisan’da ise Yazar Sinan Meydan, ‘Çocuklarla Atatürk’ün Yolunda’ söyleşisiyle gençlerle bir araya gelecek" şeklinde konuştu. Festivalin ilkleri Ferdi Zeyrek, bu festivalde ilklerin yaşanacağının bilgisini de vererek "Hayata geçireceğimiz ilklerden bir tanesi 1. Mesir Tiyatro Festivali. Manisa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatromuzun ev sahipliğinde düzenleyeceğimiz bu etkinlik kapsamında hem yetişkinlere hem çocuklara yönelik sekiz oyun sahnelenecek. Lorca’dan ‘Ağaçlar Ayakta Ölür’, Dario Fo’dan ‘Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü’ gibi eserler sanatseverlerle buluşacak. Çocuklar içinse interaktif oyunlarla tiyatroyu sevdirecek, onları kültürle buluşturacağız. Bu yıl ilk kez düzenleyeceğimiz bir diğer etkinlik de 1. Ulusal Manisa Mesir Fotoğrafçılar Maratonu olacak. Bu yarışmayla Festival’imizin renklerini fotoğraf karelerine taşımayı amaçlıyoruz. Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu onaylı ve 22-27 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek yarışmada, Manisa sınırları içerisinde çekilen fotoğraflar değerlendirilecek. Bu etkinlik sayesinde Mesir Festival’imizin ruhu, objektiflerden tüm Türkiye’ye yansıyacak" dedi. Çocuklar için 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın Festival ruhuyla birleşeceğinin ve onlara unutulmaz bir gün yaşatacaklarını söyleyen Ferdi Zeyrek, gün boyunca çeşitli etkinlikler düzenleneceğini aktardı. Atatürk Kent Parkı’nda, Kültür Merkezi’nde çocuklara yönelik etkinliğin olacağını söyleyen Başkan Zeyrek, "Festival’imiz, doğayı ve sporu da içine alıyor. Mesir Doğa Yürüyüşü, Spil Dağı’nın eşsiz doğasında gerçekleşecek. Satrançtan tenise, atıcılıktan paraşüte uzanan çok sayıda spor etkinliği, gençlerimize hareket ve heyecan sunacak. Düzenlediğimiz satranç turnuvası dünyadan önemli isimleri kentimizde buluşturacak. Üstelik Manisa’mız, aynı tarihlerde FIBA Gençler Basketbol Şampiyonlar Ligi finallerine de ev sahipliği yapacak. Bu önemli organizasyonu da şehrimizin tanıtımı açısından özel ve önemli buluyorum. Lezzet tutkunlarını da unutmadık. Bülent Koşmaz Parkı’nda kuracağımız Gastronomi Panayırı, geleneksel lezzetlerimizi tanıtacağımız renkli bir alana dönüşecek. 25 Nisan’da ünlü şef Hazer Amani ile gerçekleştireceğimiz özel etkinlik, bu şöleni daha da özel kılacak. Kurşunlu Han’da yapılacak ‘Mesirden Doğaya: Şifalı Buluşma’ söyleşisi ve atölyeler ise tamamlayıcı tıp ve bitkisel tedavi konularına ışık tutacak" şeklinde konuştu. Başkan Zeyrek, bu yıl 28. kez kapılarını açacak Manisa Mesir Sanayi ve Ticaret Fuarı’nın da sanayi ve ticaret alanında da önemli bir organizasyon olacağını, bölgenin üretim gücünü ve yatırım potansiyelini gözler önüne sereceğini dile getirdi. Festivalin en önemli anının saçım töreni olduğunu vurgulayan Zeyrek, "27 Nisan Pazar günü Manisa Valiliği önünden başlayacak geleneksel kortej, Sultan Camii’ne ulaşacak. Hafsa Sultan’ın Merkez Efendi’ye berat vermesi temsili olarak canlandırılacak. Ardından, binlerce vatandaşımızın sabırsızlıkla beklediği, Sultan Camii’nin kubbelerinden mesir macunu saçılacak. Bu özel günde, Genel Başkanımız Özgür Özel başta olmak üzere, Büyükşehir, İl, İlçe ve kardeş şehir belediye başkanlarımız, büyükelçi ve konsoloslarımız, siyasi partilerimizin değerli genel başkanları ve belediye başkanlarını da aramızda görmekten büyük mutluluk duyacağız. Bu büyük emeğin ve coşkunun arkasında yer alan herkese teşekkür ediyor; festivalimizin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum" diye konuştu. Zeyrek, "Bu yıl ne yazık ki 14 CHP’li büyükşehir belediye başkanımızdan Ekrem Başkan aramızda olamayacak. Aslında programına almıştı, mutlaka burada olacaktı. Ancak buna rağmen, ben dahil tüm belediye başkanlarımızın ve Manisa’daki siyasi görüşü ne olursa olsun tüm siyasi figürlerin omuz omuza, kol kola katılacağı bir kortej yürüyüşü gerçekleştirmeyi çok arzu ediyorum. Görünen o ki bir aksilik çıkmazsa bunu hep birlikte başaracağız. Genel Başkanımız da her zaman olduğu gibi bu yıl da bizimle olacak. O, Manisa’yı her fırsatta sahiplenen, buraya her daim yürekten bağlı bir lider. İki eli kanda olsa gelir dediğimiz türden bir bağlılıkla, Manisa sevgisini her defasında gösteriyor. Bu kortej yürüyüşü, birlik ve beraberliğin, dayanışmanın, ortak bir geleceğe olan inancın çok güçlü ve anlamlı bir fotoğrafı olacak" dedi. "41 çeşit baharatı gelecek nesillere aktaracağız" 41 çeşit baharatın korunması ve yarınlara aktarılmasını için tarımsal faaliyete başlayacaklarını da kaydeden Başkan Zeyrek, "18 dönümlük arsayı Yunusemre Belediyesi, Büyükşehir’e verdi. Biz burada oluşturacağımız sera ile 41 çeşit baharatın korunması ve yarınlara aktarılmasını sağlamak istiyoruz. Ayrıca orada kadın kooperatiflerimizin stantları olacak. Okullardan gelecek öğrencilerimize mesirin nasıl yapıldığını anlatmak istiyoruz. Böyle bir alanla gelecek nesillere mesiri taşımak istiyoruz. Şehir hafızasının korunması ve yarına aktarılması noktasında kentimizin temsili açısından çok önemli olduğuna inanıyorum" dedi. Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, yıllardır bu Festival’i takip ettiğini ve içinde bulunduğunu belirterek, "Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’e çok teşekkür ediyorum. Ben yıllardır takip ediyorum, hiç bu kadar yoğun ve dolu dolu bir program olmamıştı. Biz de Yunusemre Belediyesi olarak Ferdi Başkanımıza desteğimizi veriyoruz" diye konuştu. Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay ise Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’e teşekkürlerini ileterek, "Şehzadeler Belediyesi olarak da UNESCO’nun İnsanlığının Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’nde yer alan bu Festival’e ev sahipliği yapmanın gururu bizim için çok büyük mutluluk. Bu yıl hep birlikte gerçekleştirmenin mutluluğu da ayrı. Manisa’nın bir ve bütün olduğunu, beraberliğimizi de tescillemiş oluyoruz. Çünkü Mesir sadece bir festival değil. 485 yıllık bir gelenek. Birlik, beraberliğin, şifanın geleneği. Biz de bunun somut örneğini göstermiş olduk. 22-27 Nisan’da tüm halkımızı Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali’ne davet ediyoruz. Manisa Büyükşehir Belediyesi olarak çok büyük bir vizyon değişikliğiyle kentimiz ulusal boyutta bir Festivale kavuştu" şeklinde konuştu. "8 ton mesir saçılacak" Manisa’yı Mesiri Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık da bu yıl 8 ton mesir macununun halka saçılacağının bilgisini verirken, "Bu hafta bunu tamamlamış oluruz. Polisler ve zabıtalar eşliğinde saçım zamanında biz mesir macunlarını teslim etmiş oluyoruz. Mesir macunun simgesi olan 41 çeşit baharatı kullanıyoruz. Tarım Bakanlığı tarafından bize bilgilendirmeler yapılıyor, o bilgilendirmeler eşliğinde mesir macunlarımızı hazırlıyoruz. Baharatların üretimi için de belediyemiz ile çalışmalarımız mevcut" dedi. Programın açıklamasının ardından Başkan Ferdi Zeyrek, Gülşah Durbay, Semih Balaban ve Dernek Başkanı Ufuk Tanık, basın mensuplarından gelen soruları yanıtladı.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.