Hava Durumu

#Sağlık Bakanlığı

TOURISMJOURNAL - Sağlık Bakanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık Bakanlığı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türkiye Turizmde ve Arkeolojide Zirveye Oynuyor Haber

Türkiye Turizmde ve Arkeolojide Zirveye Oynuyor

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy TGRT Haber ekranlarında yaptığı açıklamada, 2024 yılının 61,1 milyar dolarlık turizm geliri ve 62,3 milyon ziyaretçi sayısıyla tamamlandığını belirterek, "Bu sene 64 milyar dolar gelir hedefliyoruz. Hem geceleme hem de gelen turistin sayısının tespiti konusunda en iyileri şu anda Türkiye. Sağlık turizminde 3 milyar dolardan fazla bir gelir elde ettik" dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, TGRT Haber ekranlarında "Gündem Özel" programında Mehmet Aydın'ın sorularını yanıtladı. Türkiye'nin 2024 turizm performansını değerlendiren Bakan Ersoy, 2025 hedefleri ve kültür politikalarına ilişkin bilgiler verdi. Bakan Ersoy, 2024 yılının 61,1 milyar dolarlık turizm geliri ve 62,3 milyon ziyaretçi sayısıyla tamamlandığını aktararak 2025 yılı turizm geliri hedefinin 64 milyar dolar olduğunu ifade etti. "Bu sene 64 milyar dolar gelir hedefliyoruz" 2025 yılı için hedeflerini de paylaşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "61,1 milyar dolar gelir, 62,3 milyon ziyaretçi sayısıyla 2024'ü kapattık. Turizm gelirlerinin her geçen gün ekonomideki payı artıyor. İnşallah bundan sonra da artık hedefleri artırarak devam etmemiz gerekiyor. Hedefin üstünde kapattık; hedef 60 milyon ziyaretçi, 60 milyar dolardı, o açıdan başarılı bir yıl. Türkiye gibi bir jeopolitik ortamda yer alıyorsanız her zaman anlık olumsuzluklara da hazırlıklı olmanız gerekiyor. Global olumsuzluklar da çok gelişmeye başladı; savaşlar, afetler, hareketlilikler, sıcak çatışma ortamlarının sayısı artmaya başladı. Dünyadaki bu değişime paralel bir şekilde biz buna hazırlanarak gelmiş olduk. Her seferinde yeni rekorlar getirerek yolumuza devam etmek istiyoruz. Bu sene 64 milyar dolar gelir hedefliyoruz. Yıl ortalamasına baktığınız zaman yüzde 4,4'lük gelirde artış öngörüyoruz. İlk 3 aylık veriler, baktığınız zaman hedefin üzerinde gerçekleşti. 9,5 milyar dolarla kapattık, yüzde 5,6 artış oldu. İlk çeyrekte bir sürü takvimsel olumsuz etki vardı. Mesela ocak ayında ziyaretçi sayısında iyi bir büyüme yaptık. Aşama aşama yukarı çıkmaya başladık. 2024'te Dünya Turizm Örgütü'nün açıkladığı verilere göre Türkiye, ziyaretçi sayısı olarak 4'üncü sıraya geldi. Bizim nihai hedefimiz; ilk 3'e girmek, tabi bu kolay bir süreç değil. 20 milyon kadar bir fark var, çok detaylı hazırlanmak gerekiyor. Yasalarda bazı değişiklikler yaparak bütün otellerin Bakanlıktan belge almasını mecburi hale getirdik, bakanlık tarafından takip edilebilir hale geldiler. Bütün otellerin standartları, kriterleri tek elden denetlenebiliyor. Sertifikasyon programlarını devreye soktuk" dedi. "Hem geceleme hem de gelen turistin sayısının tespiti konusunda en iyileri şu anda Türkiye" Türkiye'nin sürdürülebilir turizmde öncü olduğunu belirten Bakan Ersoy, 42 kriterlik bir yapı oluşturduklarını, 2030 yılına kadar tüm tesislerin bu standartlara ulaşmasını hedeflediklerini söyledi. Sözlerini sürdüren Bakan Ersoy, "Biz turizme daha geç girdik, eskiden Türkiye'de turizm dediğiniz zaman sadece deniz, kum, güneş akla gelirdi. Halbuki Türkiye'nin o kadar büyük potansiyeli var ki. Üçüncülüğe gelmek istiyorsak turizmi sadece deniz, kum, güneşten çıkartmamız gerekiyor ki çıkartmaya başladık. Ürün çeşitliliğini artırdığınız zaman 81 vilayete yayma şansını yakalıyorsunuz. İstanbul, Antalya, Ege ile sınırlı kalmıyor, ikincisi 12 aya yayma şansını yakalıyorsunuz. Turizmin sezonluk olmaması lazım, mümkünse 12 ay olması gerek. Uluslararası sertifikasyonlara ve standartlara bütün konaklama tesislerinizin sahip olması gerekiyor. Giriş yapan turistin tamamı pasaport okutarak girer. Hem geceleme hem de gelen turistin sayısının tespiti konusunda en iyileri şu anda Türkiye çünkü hepsi sayılıyor. Avrupa Birliği'nde öyle olmuyor. Geçen sene yabancı turistten elde edilen gecelik gelir 108 dolara çıktı, bu seneki hedefimiz 117 dolar. Kişi başı gecelik gelirde hedefin üzerinde gidiyoruz, bu iyi bir şey" diye konuştu. "Sağlık turizminde 3 milyar dolardan fazla bir gelir elde ettik" Sağlık Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında imzalanan Uluslararası Sağlık Turizmi Alanında İşbirliği Protokolüne ilişkin konuşan Bakan Ersoy, "Sağlık turizmi; geçen gün Sağlık Bakanımızla bir protokol imzaladık. Her şeyin başı denetim ve standart. Sağlık amaçlı Türkiye'ye gelenler turist var bir de gelen turistin sağlığı var. Turistle muhatap olan hastanelerin belli bir sertifikasyona tabi olması sağlanacak. Sağlık Bakanlığı hem bu hastaneleri ayrıca denetleyecek hem de turistin yaptığı işlemleri de E-nabız sisteminde takip edilebilir hale getireceğiz. Sağlık Bakanlığı bu çalışmayı yapıyor, bu çok çok önemli. Turist hangi sağlık hizmetlerini almış, hangi fiyat politikalarıyla almış çok rahat bir şekilde göreceğiz. Turistin de sağlığını takip ediyor olacağız. Geçen sene çok ciddi sayıda turist aldık, sağlık turizminde 3 milyar dolardan fazla da bir gelir elde ettik. Sağlık alt yapımız çok iyi, pandemi sürecinde bu zaten kanıtlandı. Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nı getirmekte maalesef Türkiye olarak çok geç kaldık. Biz 2019'da kurduk, Türkiye şu an 200'e yakın ülkede en etkili ve yoğun tanıtım yapan ülke. Birkaç sene içinde bu üstünlüğü Türkiye ele geçirdi, her ülkeye göre ayrı tanıtımlar görüyorsunuz. O ülkeye hitap eden ürünlerle tanıtım yapıyorsunuz. ABD seçimlerinde Trump-Biden tartışma programında, tam ortasında Türkiye reklamı olmuştu, ABD'de sosyal medyada bile kazananı Türkiye diye insanlar yorumlar yapmıştı. 100'e yakın ürün çeşidi var, şu anda 60'ını öne çıkardık GoTürkiye sitesiyle. Türkiye Instagram'da en yoğun takipçisi olan; 3,7 milyonu geçtik yanılmıyorsam 2'nci ülkeyiz, ilk 20'ye dahi giremiyorduk, TikTok'ta birinciyiz. Diğer bütün sosyal medyalarda birinciyiz. Tanıtım sayfamızı oluşturduk, dünyada en çok ziyaretçi alan, tıklanan turizm platformu, 350 milyona yakın tıklama var" diye konuştu. "Türkiye en çok kazı yapan ülke, dünyada rekor kırdık" Türkiye'nin arkeoloji tarihi konusunda dünyada çok büyük bir potansiyele sahip olan bir kaç ülkeden biri olduğunu ifade eden Bakan Ersoy, "Türkiye 163 yıldır kazılıyor. Şu an sadece yüzde 10'u kazılmış durumda. Hala yüzde 90'ını toprak altında ya da kazılmayı bekliyor. 2018 itibariyle yapılan strateji değişikliğiyle arkeoloji de bunların en önemli ürün çeşidi. Bizi rakiplerimizden ayıran bizi rakiplerimize karşı ön plana çıkaran avantajlı bir ürünümüz. Önce kazmak sonra restore edip koruma altına almanız gerekiyor sonra da tanıtıp gelecek nesillere aktarmanız gerekiyor. Burada uzun süreli bir çalışma var. Türkiye'de çok kısa süreli kazılar yapılıyordu. 46-60 günlük kazı programları vardı. 46-60 günlük kazı programlarında zaten 15 günü açma kapama ile geçiyor. 30 gün doğru düzgün kazıyorsunuz. Çok da yavaş ilerliyor. Biz önce kazı yoğunluğunu artıracağımızı söyledik.12 aylık kazı programı başlattık. İlk etabı böyle yaptık. Ve biz 2018 devraldığımızda yaklaşık 146 tane kazı başkanlığı vardı. Geçen sene biz 264 kazı başkanlığına çıktık. Kazı başkanlığı sayısını çok ciddi bir şekilde artırdık. 12 aylık kazı programına geçtik. 12 ay boyunca kaynak aktarıyorsunuz. Mevsim el verdiği sürece kazılıyor. Bunların bir raporlanması bülten haline getirilmesi lazım. Bu süreç bu şekilde işliyor. Bunu oturtturduktan sonra daha ileri bir aşamaya geçebileceğimizi söyledik. Gerekli alt yapıyı hazırladık. Geleceği Miras Projesini hayata geçirebileceğimizi söyledik. Bu proje hızlı kazı projesi değil. Yani yoğun kazı programı. Yani eskiden bir kazı bölgesinde bir noktada kazı yapılırken şimdi 5, 10,15 noktada kazı yapıyoruz. Kazı başkanlığının kapasitesiyle alakalı. 20 yıllık işi bir yılda yapıyoruz. Sadece bir kazı programı gibi görülmesin. Kazıyoruz, ayağa kaldırıyoruz. Karşılama merkezlerinde Ziyaretçi alabilecek hale getiriyoruz. Geleceği en iyi şekilde koruyarak devrini yapmış oluyoruz. Çok geniş kapsamlı bir çalışma. 2000'den fazla uzman istihdam ediliyor. Ve 3 bine yakın da çalışan var. Geçen sene yaptığımız çalışmada 6 binden fazla arkeolojik buluntu ele geçirdi. Bizdeki envanteri de çoğaltıyoruz. Türkiye geçen sene 760 tane kazı yaptı. Türkiye en çok kazı yapan ülke, dünyada rekor kırdık. Yıllık 800 kazı yapan bir kapasiteye geldi Türkiye ve dünyada bu konuda lider olduk" ifadelerini kullandı. "Gece müzeciliği çok başarılı oldu" Sıcak yaz aylarında turistlerin antik kentlere ilgisini artırmak için başlattıkları gece müzeciliği uygulamasının çok olumlu sonuçlar verdiğini söyleyen Bakan Ersoy, "Turizm gelirini tabana yaymak için turisti gece çekebilmek için gece müzeciliğini artırdık. Ege, Antalya kıyılarında olsun insanlar gündüz saatinde deniz başından havuz başından çıkamıyor. Özellikle şehir merkezlerinde ve şehir merkezlerine yakın olan çok ziyaretçi alan bölgelerde başlattığımız bir çalışma. Akşam güneş baktıktan sonra turist farklı serin bir ortamda gezebilmesini, öncesinde ve sonrasında esnafla buluşmasını sağlıyoruz. Yani otelin dışına çıkarıyoruz. Çok başarı oldu. 1 Haziranla 1 Ekim tarihleri arasında başlıyoruz. İlave yerleri dahil ediyoruz. Her sene bunun sayısını artıracağız. Bizin antik şehirler gündüz ve gece bambaşka güzel. Gündüz gelen gece ayrı gelmek istiyor. Çeşitlilik açısından çok başarılı sonuçlar veriyor" dedi. "Dünyanın en geniş yazma eser envanterine sahibiz" Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı'nın bu yıl 15. yılını kutladığını söyleyen Bakan Ersoy, "Dünyanın en geniş yazma eser envanterine sahibiz. İçinde bir şifahanesi yani restorasyon bölümü var. Çok yoğun restorasyon yapıyoruz. Belli sayıda yazma eser satın almaya devam ediyoruz. Dünya ile kıyasladığımızda açık ara en büyük koleksiyona sahip ülkeyiz diyebiliriz. Koruma aşamasında da çok iyiyiz. Strateji değişikliği yapıldı. Sadece koruma değil. Aktif üretim yapacağız. Erişimi ve dünya ile entegre edeceğiz. Restorasyonla üretimini yapıyoruz. İkincisi dijitalleştirme programı başlattık. Dijitalleştirerek akademisyenlerin ve konuya ilgi duyan herkesin erişimini sağlıyoruz. Tüm dünyanın bu eserlerden de faydalanmasını sağlıyoruz" dedi. "Türkiye Kültür Yolu Festivali bu yıl 20 ilde yapılacak" Türkiye Kültür Yolu Festivaline ilişkin de konuşan Bakan Ersoy, festivalin şehir ekonomilerine katkısının da altını çizerek bazı esnafların, 9 günde 3 aylık ciro yaptığı söyleyerek, "İstanbul'da başlayan proje çok başarılı olunca büyükşehirlere ve tüm ülkeye yayıldı. Her sene 5 şehir eklemeye çalışıyoruz. Bu yıl 20 ilde yapılacak. Avrupa Festivaller Birliği üyesi oldu. Bu senede toplam 219 gün sürecek, 6 bin 800 etkinlik gerçekleşecek. 44 binden fazla sanatçı katılacak. İşin turizm yönü çok etkili olmaya başladı. Komşu ve büyük şehirlerden festivalin olduğu şehirlere çok ciddi ziyaretçi geliyor. İç turizm hareketi de oluşturmaya başladı. Turizm hareketi oluşturuyor. Şehirlerin markalaşmasını hedefliyoruz. Yurtdışından da takip ediliyor. Yabancı etkinliklere de yer vermeye başladık. Bunun da çok olumlu sonuçlarını aldık" diye konuştu. "Türkiye'ye toplamda 13 binden fazla eser getirildi" Yurtdışına izinsiz çıkarılmış eserlerin tespitinin çok önemli olduğunu ifade eden Bakan Ersoy, "Tespit ettikten sonra çok uzun bir hukuki süreci var. Biz 2018'de süreci hızlandırma için yapısal bir değişikliğe gittik. Kaçakçılıkla Mücadele Dairesini, daire başkanlığı seviyesine getirdik. 3 kat daha fazla ekip ve rütbeli ekiplerle çalışıyoruz. Hızlı sonuç alıyoruz. Bir de işbirliği protokollerimiz var. 12'den fazla ülkede protokolümüz var. Protokol sayısını artırmak için çalışmalarımız sürüyor. Protokolle süreç çok hızlanıyor. Türkiye'ye toplamda 13 binden fazla eser getirildi" diye konuştu.

3. TÜRSAB Turizm Kongresi’nin İlk Gününde Turizmin Geleceğine Işık Tutuldu Haber

3. TÜRSAB Turizm Kongresi’nin İlk Gününde Turizmin Geleceğine Işık Tutuldu

Kongrenin ilk oturumunu, Türkiye ve dünya çapında havalimanı işletmeciliği konusunda önemli çalışmalara imza atan TAV İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sani Şener gerçekleştirdi. Şener, "Turizmin Geleceğinde Havacılık” başlıklı oturumda deneyimlerini ve öngörülerini aktardı. Havalimanlarının turizm zincirinin önemli bir parçası olduğuna işaret eden Şener, farklı örnekler üzerinden turizmde diyalog kurmanın ne kadar önemli olduğuna ve sorunların çözümünde iletişimin gücüne vurgu yaptı. ŞENER: "TURİZM KATMANLARI ARASINDAKİ İŞ BİRLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ" Turizm sektörünün çok değişik katmanları olduğunu vurgulayan Şener, katmanlar arasındaki iş birliğine dikkat çekerek, “Bunların konuşması önemli. Rekabet önemli ama rekabet kan davası gibi olmamalı. Önce iş birliği sonra rekabet olmalı. Uçaklarımızın, otellerimizin sayısı arttı, siz seyahat acentaları ise bu yolcuları getirenler olarak çok önemlisiniz” şeklinde konuştu. Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla’ya turizmin katkısının 100 milyar dolar olduğunu hatırlatan Şener, “Ancak insanlar da mutlu olmalı. Gayrı Safi Mutluluk da son derece önemlidir” dedi. Konuşmasında bilgi kuramcısı Claude Shannon’dan örnek veren Sani Şener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilgisayarın babası olarak kabul edilen Claude Shannon örneğini vermek istiyorum. Eğitimi sırasında bir dersi eksik kalınca mantık dersi alıyor. Doğru önermelere 1, yanlış önermelere 0 vermeyi öğreniyor. Bunu bilgisayara uyarlıyor. Dolayısıyla başka ülkelerde neler oluyor, bunu takip ederek sektörümüze uygulayabilmeliyiz.” TURİZMİN GELECEĞİ PANELİNDE TURİZMDEKİ SON GELİŞMELER TARTIŞILDI Tüm hızıyla devam eden kongrenin ikinci oturumu olan “Turizmin Geleceği” panelinde ise turizmin ekonomik ağırlığı, uluslararası gelişmelerdeki yeri ve yapısal sorunları ele alındı. 54. Hükümet Turizm Bakanı ve TÜRSAB Eski Başkanı Bahattin Yücel moderatörlüğünde gerçekleşen “Turizmin Geleceği” oturumuna, Ekonomist Prof. Dr. Hakan Kara, Emekli Başkonsolos Gülru Gezer ile Turizm ve Seyahat Acentaları Vakfı (TURSAV) Başkanı Faruk Pekin katıldı. BAHATTİN YÜCEL: "TURİZM SEKTÖRÜ EKONOMİDEKİ AĞIRLIĞINI HİSSETTİREMİYOR" Moderatör Bahattin Yücel turizmin, Türkiye ekonomisindeki önemine işaret ederek turizmin önemli bir sektör olmasına rağmen turizmcilerin, ekonomideki ağırlıklarını hissettirmekte geciktiklerini kaydetti. PROF. DR. HAKAN KARA: "KATMA DEĞERİ VE KİŞİ BAŞI GELİRİ ARTIRMAMIZ GEREKİYOR" Panelde konuşan Prof. Dr. Hakan Kara, “2025 yılı 2024’ten daha kötü olmayacak. Yıllık büyüme oranları kademeli toparlanıyor. Yılın ilk yarısında %2, ikinci yarısında %4 civarında büyümeler olacak. Sermaye girişleri kuru baskılıyor. Enflasyonla mücadele yavaş gittiği için kur artmaya devam edecektir. Faizin daha altında bir kur artışı olacak. Sanayide durum daha kötü, turizmde hiç olmazsa talep devam ediyor. Döviz kuru ile fiyatlar arasındaki ayrışma devam ediyor. Bu süreç devam edemez. Türk Lirası trendlere göre değerli bölgeye geçti. Türkiye’de fiyatlar dünyaya göre daha pahalı hale geldi. Türkiye yeme-içme konusunda pahalı bir ülke oldu” dedi. Dünyada turizmin pandemi öncesi seviyesini daha yeni yakaladığına dikkat çeken Hakan Kara, “Türkiye pandemi öncesine göre %41 yukarıda. Veriler doğru mu bilmiyorum. Ama oransal olarak artış var. Bizim katma değeri ve kişi başı geliri artırmamız gerekiyor. Kişi başı turizm harcaması ise yatay seyrediyor. Türk Lirası’ndaki değer düşüşü bu trendi etkiliyor” diye konuştu. Küresel turizmde 2032’ye kadar %36 büyüme beklendiğine işaret eden Kara, “BM güven endeksine göre turizm güven endeksi büyümeye devam ediyor. Küresel ölçekte seyahate ilgi yüksek kalacak. Z kuşağı seyahate ilgisi yükselerek devam edecek. Turizmin yolu açık” şeklinde konuştu. EMEKLİ BAŞKONSOLOS GÜLRU GEZER: "PAZAR ÇEŞİTLİLİĞİNE GİDECEKSEK İYİ TANITIM YAPMALIYIZ" Panelde jeopolitik açıdan Türkiye’nin durumundan yola çıkarak turizmi değerlendiren Emekli Başkonsolos Gülru Gezer ise “Türkiye ürün olarak düşünüldüğünde yurt dışında çok kolay tanıtılan bir ürün değil. Ama turizm hep daha pozitif oldu. Dünyada sürekli politik çalkantılar yaşanıyor. Türk insanı çok dayanıklı. Krizlerde hemen toparlanma yetisine sahibiz” dedi. Türkiye’deki olumsuz gelişmelerin dünyada yansımaları olabildiğine değinen Gezer, “Demokratik ülkelerle siyasi ilişkiler kötüye gitse bile iktisadi ilişkiler devam eder. İspanya ile kapasitelerimiz üç aşağı beş yukarı aynı. Farkımız ne ki rakamlarımız arasında önemli fark var? Ortalama bir Amerikalı Türkiye deyince Ortadoğu’da bir ülke olarak algılıyor. Çevremizdeki ülkeler bizi iyi tanıyor evet, ama pazar çeşitliliğine gideceksek iyi tanıtım yapmalıyız. 70-80 milyon turiste çıkacaksak pazar ve turizm çeşitliliği büyük önem taşıyor” şeklinde konuştu. TURSAV BAŞKANI FARUK PEKİN: "KARLI, SÜRDÜRÜLEBİLİR VE SORUMLU TURİZM ANCAK KÜLTÜR TURİZMİ İLE OLUR" Panelde, kültür turizminin önemini vurgulayan TURSAV Başkanı Faruk Pekin “Turizmde sorunları aşmada çözüm kültür turizmidir” dedi. Mevcut turizm rakamlarının gerçeği ifade etmediğini belirten Pekin, “Türkiye turizminde gerçek girdi çıktı analizleri yapılıyor mu? Son 40 yılda devlet turizme yatırım yaptı. Ancak bunların analizleri yapılıyor mu? Turizmin çevre kirliliğine etkisinin maliyeti nedir? Bunun analizi yapılıyor mu? Bunların hesabını yapmıyoruz” dedi. Faruk Pekin sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin Akdeniz çanağında mukayeseli üstünlüğü yoktur ama kültürel bir üstünlüğü vardır. Güneş-deniz-kum turizminin lokomotif haline getirilmesi bir dönüm noktasıdır. Asıl rekabet gücümüz kültür turizmindedir. Kültür turizminin özellikleri çok çok farklı. Kültür turizminde tanıtımı öne çıkarmalıyız. İspanya ucuzcu turizm istemiyoruz yaklaşımının sonucunu alıyor. Hindistan kişi başına 2000 dolar ediyor. Antalya’ya gelen turistin yüzde yarımı müzeye gidiyor. Antalya çok zengin bir kültür zenginliğine sahip. Ama bunlar değerlendirilemiyor. Elde çok ciddi bir potansiyel var ama bu potansiyel değerlendirilmiyor. Turizm karlı, sürdürülebilir ve sorumlu olmak zorundadır. Bu da ancak kültür turizmi ile olur.” ELİF URAL: "SEYAHAT ACENTALARIMIZ İÇİN SAĞLIK TURİZMİ EĞİTİMİ DÜZENLEYECEĞİZ" Kongrenin ilk gününde masaya yatırılan bir diğer önemli konu da sağlık turizmi oldu. Sektörün katma değeri yüksek ürünlerinden biri olan sağlık turizmindeki gelişmeleri ele almak üzere düzenlenen "Sağlık Turizminin Geleceği" konulu oturum büyük ilgi gördü. Moderatörlüğünü TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Elif Ural’ın üstlendiği oturuma; USHAŞ Genel Müdürü Behlül Ünver, TOBB Sağlık Meclis Başkanı Özgür Öztan ve OHSAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sağlık Turizmi Komite Başkanı Dr. Cengiz Gül panelist olarak katılım gösterdi. Panelde konuşan TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Elif Ural, sağlık alanında çok ciddi teşvikler olduğunu hatırlatarak, bu alanda çalışacak seyahat acentası sayısını artırmak istediklerini kaydetti. TÜRSAB olarak 15 bin TÜRSAB üyesine sağlık turizmi eğitimini nasıl veririz diye düşündüklerini dile getiren Ural, bu kapsamda 2025 yılında birçok şehirde sağlık turizmi eğitim programı planladıklarını açıkladı.  BEHLÜL ÜNVER: "SAĞLIK TURİZMİNDE DAHA ALINACAK ÇOK YOL VAR" Panelde konuşan USHAŞ Genel Müdürü Behlül Ünver, Türkiye’nin sağlık turizminde çok önemli bir misyona sahip olduğuna dikkat çekerek, 2028’de sağlık turizminde hedefin 127 milyar dolar, Türkiye’de 20 milyar dolar olduğunu ifade etti. Sağlık turizminde sadece medikal turizmin değil aynı zamanda termal, engelli, sporcu sağlığı ve yaşlı bakımı gibi alanlarında olduğuna işaret eden Ünver, sağlık turizminde daha alınacak çok yol olduğunu dile getirerek sözlerine şöyle devam etti: “Termalde 110 kaynağımız 500 tesisimiz var. Türkiye maalesef sağlık turizminde hak ettiği yerde değil. Sağlık alanında çalışan seyahat acenta sayısı artmalı. Türkiye sağlıkta çok iyi olabilir ama bunları dünyaya iyi anlatmamız gerekiyor. Türk Cumhuriyetlerinde yapılacak çok işlerimiz var. Ortadoğu’da Türkiye’ye çok ilgi var. Avrupa’nın sağlık sistemi sıkıntılı. Bizden hizmet talep edecek çok ciddi insan kaynağı var. 1-1,5 saatlik uçuş mesafesine bakıldığında bizden hizmet alacak çok insan var. O nedenle seyahat acentaları bizim için çok önemli. TÜRSAB’a çok teşekkür ediyoruz.” USHAŞ, BELGELENDİRME KRİTERLERİNİ DEĞİŞTİRECEK Sağlık turizminde Sağlık Bakanlığı’nın çatı olacağı; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı’nın yer alacağı bir koordinasyon kurulu kuracaklarını açıklayan Ünver, “3 milyarı nasıl 20 milyar yapabiliriz buna odaklandık. 1400 olan sağlık turizmi acentasının sayısının artması önemli. Yurt dışında Türkiye ile ilgili çıkan olumsuz haberlerin engellemek için bir platform kurulmasını gerektiğini belirten Ünver, sağlık turizminin oturması için yeni mevzuat çalışmasının devam ettiğini, mevzuatta belgelendirme kriterlerini değiştireceklerini açıkladı. ÖZGÜR ÖZTAN: "SAĞLIK TURİZMİNDE GÜÇ BİRLİĞİ ÖNEMLİ" Kongrenin katılımcı ve içerik bakımından çok başarılı olduğunu belirterek konuşmasına başlayan TOBB Sağlık Meclis Başkanı Özgür Öztan, Türkiye’deki sağlık çalışanlarının çok nitelikli olduğunu dile getirdi.  Türkiye’de sağlık turizminin çok hızlı büyüdüğünü hatırlatan Öztan, USHAŞ’ın da çalışmalarıyla Türkiye’nin bu alanda güçlendiğini ifade etti. Sağlık turizminde güç birliğinin önemine dikkat çeken Öztan, şunları kaydetti: “TOBB olarak bir güç birliği istiyoruz. Birlikte hareket etmeliyiz? Hem acentalarımız hem hastanelerimiz hem kamu hem de STK’ların birlikte hareket etmeli. Rakip ülkeler arasında başarılı örnekler var. En başarılı ülkeler bunu milli mesele haline getirip birlikte çalışmışlar. Dolayısıyla yapılacak ortak çalışmaları çok önemli olduğunu düşünüyoruz.” DR. CENGİZ GÜL: "SAĞLIK TURİZMİNDE TÜM TARAFLARIN BİRLİKTE ÇALIŞMASI GEREKİYOR" OHSAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sağlık Turizmi Komite Başkanı Dr. Cengiz Gül, sağlık turizminde pazar payını artırmaya odaklandıklarını belirterek, hazırladıkları araştırmanın sonuçlarını paylaştı. İyi hizmet sunmanın nitelikli insan kaynağı ve alt yapıyla olacağını vurgulayan Gül, şunları kaydetti: “Sürdürülebilirlik için; aracısından kural koyucusuna kadar tüm tarafların büyük önemi buluyor. Sağlık alanında 30 yıl profesyonel yöneticilik yaptım. Hep birlikte iş yapmak çok önemli. Bizdeki çürükleri de ayıklamak lazım. Hizmet sunucuları yurt dışından hasta istiyor ama hastanın nasıl geldiğine bakmıyor. O yüzden TÜRSAB gibi güvenilir kurumla ve üyeleriyle çalışmak gerekiyor. Çünkü TÜRSAB üyesi olmayan çok sayıda aracı var. Bizim de içimizdeki çürüklerini ayırmamız gerekiyor. Medikal turizm için her şehre hasta gitmez. Nereye ne yapılacağını hep beraber karar vererek hareket etmeliyiz. Eksik yaptığımız, ucuz yaptığımız ve birbirimize sahip çıkmadığımız her işten gol yeriz. Aracısından kamu kurumlarına her alanı yönetmek gerekiyor. İyi olanı iyi anlatmak, tanıtmak lazım. Pazar payımızı artırabilmemiz için denetlemelerin artması, kamu ve özel sektörün ortak çalışması gerekiyor. Çatı yapı olması önemli.” İlk günü başarılı bir şekilde tamamlanan 3. TÜRSAB Turizm Kongresi, ikinci gününde de önemli oturumlarla devam edecek.

Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Turizminde İddialı Haber

Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Turizminde İddialı

İZMİR (İHA) - Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Hafsa Sultan Hastanesi, güçlü hekim kadrosu ve ileri teknolojisiyle yalnızca Manisa'ya değil, Türkiye genelinde sağlık alanına katkılar sunmaya devam ediyor. Sağlık turizmi alanında yeni bir hamle yapan hastane, Dosthealth Tedavi ve Turizm ile iş birliği gerçekleştirdi. Manisa, tarihi, sanayisi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra, sağlık alanındaki gelişmeleriyle de dikkat çekiyor. Bölgenin önemli kuruluşlarından biri olan MCBÜ Hafsa Sultan Hastanesi, yurt dışındaki Türk vatandaşlarına kaliteli ve uygun maliyetli sağlık hizmeti sunmayı hedefleyen Dosthealth ile anlaşma sağladı. "DOĞRU HASTA İLE DOĞRU DOKTORU BULUŞTURACAĞIZ" Dosthealth Tedavi ve Turizm Kurucusu, aynı zamanda MCBÜ mezunu olan Hukukçu Gülten Dost, "Eğitim gördüğüm üniversiteye hizmet vermek benim için paha biçilemez bir gurur. Dosthealth Sağlık Turizm şirketimiz, doğru hasta ile doğru doktoru buluşturarak özellikle yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarına yerinde ve uygun maliyetli sağlık hizmeti sunmayı hedefliyor. Bu süreçte Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi ve yönetimi ile birlikte yurt dışında yaşayan Türk hastalarımıza önemli sağlık hizmetleri vereceğimize inanıyoruz" dedi. MCBÜ Hafsa Sultan Hastanesi, 2021’den itibaren Sağlık Turizmi hizmeti verme yetkisini almış olup, Sağlık Bakanlığı kalite değerlendirmelerini başarıyla tamamlayarak TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim belgesine sahip oldu. Gülten Dost, Manisa’nın turistik yapısı, uluslararası yatırımları ve İzmir’e olan yakınlığı sayesinde sağlık turizmi için cazip bir destinasyon haline gelebileceğini vurguladı. VIP STATÜSÜNDE İLERİ TEKNOLOJİ HİZMETİ MCBÜ Hafsa Sultan Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İsmet Topçu, hastanenin sağlık turizmi kapsamında VIP hizmet sunacağını belirterek, "Türkiye'deki üniversite hastaneleri arasında modern ameliyathanelerden birini Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi olarak hastalarımızın hizmetine sunuyoruz. Ameliyathanelerimizde ileri teknoloji tıbbi cihazlar, robotik cerrahi altyapısı ve modern otomasyon sistemleriyle hastalarımıza uygun ve iyi koşullarda hizmet veriyoruz. Toplamda 20'ye yakın büyük ameliyathane salonuyla hem nicelik hem de nitelik anlamında fark oluşturuyoruz" dedi.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.