Hava Durumu

#Sağlık

TOURISMJOURNAL - Sağlık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bursa, Termal Ve Medikal Sağlıkta Turistlerin Yeni Gözdesi Oldu Video Galeri

Bursa, Termal Ve Medikal Sağlıkta Turistlerin Yeni Gözdesi Oldu

Dünyada sağlık turizminin önemi giderek artarken, yeşili ve termalin medikal sağlıkla buluştuğu Bursa, turistlerin ilgi odağı oldu. Sağlık turizminin önemli dallarından biri olan kaplıcalar da sıkça ziyaret edilen yerlerin başında geliyor. Türkiye, coğrafi yapısı ve iklimi dolayısıyla çok sayıda kaplıca bulundururken, dünyada ise ilk 7 ülke arasında yer alıyor. Sağlık yatırımlarının termal suyla buluşması birlikte Bursa, turistlerin en çok tedavi için geldiği bölgelerden biri oldu. Bursa'da çok sayıda kaplıca yer alırken, sağlık yatırımlarıyla bir araya getirilen hastanelerdeki termal su tedavileri yurt dışından gelen vatandaşların takdirini kazandı. Bursa, Roma, Bizans ve Osmanlı medeniyetlerine ev sahipliği yapan termal potansiyeli, termal ve medikal sağlığın birleşmesiyle Avrupa ve Orta Doğu başta olmak üzere dünya ülkelerinde yeniden ses getirmeye devam ediyor. Bursa'ya bir dizi ziyaret için gelen Alman turistler, termalin sağlıkla buluştuğu merkez olan Doruk Nilüfer Hastanesi'ndeki termal tesislerde uygulanan tedavi yöntemlerini gördüklerinde hayranlıklarını gizleyemedi. Bursa'nın kültür varlığı kadar, sağlık yatırımlarının da çok güzel olduğunu dile getiren Alman turistler, "Bursa'ya daha çok zaman ayrılmalı ve daha çok yer gezilmeli. Termal su, her yerde bulunmaması, Bursa'yı bu konuda ön plana çıkarıyor. Burada böyle bir imkan olmasından dolayı Bursa çok şanslısıdır. Bu hastanede değerlendirilip kullanılması hastalar için, iyileştirici yanının fazla olmasından dolayı çok önemli. Bu zamana kadar böyle bir hastane görmedim, öncelikle dikkatimi çeken şey hasta burada odak noktası ve önemseniyor. Bunun ön plana çıkartılması çok güzel bir durum. Her şey çok mükemmel kurgulanmış ve yapılıyor. Burada sağlık ve tedavi çok güzel bir şekilde bir araya getiriliyor, bu yapı çok güzel" dedi. Bursa'nın Nilüfer ilçesinde 370 yatak kapasitesine çıkabilen yatak dizaynı, 13 ameliyathane, 100 uzman hekim, 400 araçlık kapalı, 300 araçlık açık otoparkı ve Güney Marmara'da tek tescilli heliport pisti gibi birçok donanım ile Doruk Hastanesi ön plana çıkıyor. 2 yarı olimpik termal havuz, 2 refleksoloji havuzu, 4 hidroterapi havuzu, 4 çamur banyosu, 2 doktor balık havuzu, 3 medikal masaj salonu, 3 aile tedavi havuzu ve 6 ambiyans duşu yer alan hidroterapi bölümü ile farkını ortaya koyuyor.

Yerli Turistlerin Seyahat Harcaması, 116 Milyar TL’yi Aştı Haber

Yerli Turistlerin Seyahat Harcaması, 116 Milyar TL’yi Aştı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılı ikinci çeyrek Hanehalkı Yurt İçi Turizm verilerini paylaştı. Buna göre, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarından oluşan ikinci çeyrekte, yurt içinde ikamet eden 13 milyon 938 bin kişi seyahate çıktı. Seyahate çıkanların bir ve daha fazla geceleme kaydı ile ülke içinde yaptıkları toplam seyahat sayısı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 13,9 azalarak 17 milyon 76 bin seyahat olarak gerçekleşti. Bu çeyrekte seyahate çıkanlar 99 milyon 214 bin geceleme yaptı. Ortalama geceleme sayısı 5,8 gece oldu. Seyahate çıkanlar, 116 milyar 933 milyon 487 bin TL harcadı Yerli turistlerin, yurt içinde yaptıkları seyahat harcamaları 2025 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 13,4 artarak 116 milyar 933 milyon 487 bin TL olarak gerçekleşti. Bu harcamaların yüzde 85,2'sini 99 milyar 655 milyon 181 bin TL ile kişisel harcamalar, yüzde 14,8'ini ise 17 milyar 278 milyon 306 bin TL ile paket tur harcamaları oluşturdu. Seyahat başına yapılan ortalama harcama ise 6 bin 848 TL oldu. Bu çeyrekte harcama türlerinin toplam seyahat harcamaları içinde dağılım oranları incelendiğinde en fazla paya yüzde 30,1 ile yeme ve içme harcamaları, yüzde 25,8 ile ulaştırma harcamaları ve yüzde 15,7 ile konaklama harcamaları sahip oldu. Bu harcama türlerinin geçen yılın aynı dönemine göre değişim oranları incelendiğinde ise yeme ve içme harcamalarında yüzde 3,1, ulaştırma harcamalarında yüzde 7,1 ve konaklama harcamalarında ise yüzde 26,2'lik artış görüldü. Yakınları ziyaret amacı ile yapılan seyahatler yüzde 60,3 ile ilk sırada yer aldı Seyahate çıkış amaçlarında ikinci sırada yüzde 32,2 ile "gezi, eğlence, tatil", üçüncü sırada ise yüzde 3 ile "sağlık" yer aldı. Seyahate çıkanlar en çok arkadaş veya akraba evinde kaldı Bu çeyrekte seyahate çıkanlar 68 milyon 739 bin geceleme sayısı ile en çok "arkadaş veya akraba evinde" kaldı. Konaklama türlerine göre geceleme sayısında ikinci sırada 13 milyon 886 bin geceleme ile "kendi evi" yer alırken, "otel" 9 milyon 727 bin geceleme sayısı ile üçüncü sırada yer aldı.

Antalya, ATF25 ile Küresel Turizm Sahnesinde Haber

Antalya, ATF25 ile Küresel Turizm Sahnesinde

ATF25, Turizm Dünyası’nı Antalya’da buluşturuyor Dünyanın dört bir yanından turizm profesyonellerinin yoğun ilgi gösterdiği ATF, her yıl olduğu gibi bu yıl da sektöre yön veren fikirleri, yenilikçi iş birliklerini ve küresel bağlantıları aynı çatı altında buluşturuyor. Yedinci kez kapılarını açmaya hazırlanan ATF, yüze yakın ülkeden gelecek turizm profesyonellerini ve 1000’in üzerinde markayı aynı platformda buluşturuyor. 22–23–24 Ekim 2025 tarihlerinde Antalya ANFAŞ Uluslararası Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek ATF25, bu yıl “Sürdürülebilir Misafirperverlik” temasıyla turizmin geleceğine yön veriyor. Türkiye İş Bankası ana sponsorluğu ve Kilit Hospitality Group ana partnerliğiyle gerçekleşen bu büyük organizasyon, 40.000 metrekarelik alanı ve kapsamlı içeriğiyle turizm dünyasının odak noktası haline geliyor. ATF25, yalnızca bir fuar değil, sektörün vizyonunu paylaşan, geleceği birlikte tasarlayan güçlü bir etkileşim alanı olarak öne çıkıyor. Bu Yılın Öne Çıkan Yenilikleri ATF25, turizmin tüm boyutlarını bir araya getiren, iş birliklerini geliştiren ve sektöre yön veren yenilikleriyle dikkat çekiyor: • T.C. Ticaret Bakanlığı Desteği: “Desteklenen Yurt İçi Etkinlik” statüsüyle, özellikle sağlık, spor ve bilişim alanlarında faaliyet gösteren markalara %60’a varan teşvik imkânı sağlanıyor. • UFI Üyeliği: ATF, dünya fuarcılığının en prestijli organizasyonu UFI – The Global Association of the Exhibition Industry’ye üye olan ilk Türk turizm organizasyonu olarak uluslararası güven ve prestijini pekiştiriyor. • Dijital Dönüşüm: Katılımcı ve ziyaretçiler, tüm deneyimi ATF World mobil uygulaması üzerinden yönetiyor. Akıllı haritalar, B2B randevular ve profil sistemleriyle ATF deneyimi dijitalleşiyor. • ATF Assistant & ATF Help: 7/24 destek sağlayan dijital sistemler, iletişimi hızlandırarak operasyonel süreçlere yeni bir standart kazandırıyor. • Start-Up Adası: İTÜ ARI Teknokent ve Antalya OSB Teknopark iş birliğiyle geliştirilen bu alan, turizm teknolojilerindeki en yenilikçi girişimleri yatırımcılarla buluşturuyor. • Tourism Design Awards: “Good Design, Good Tourism” mottosuyla, turizmde sürdürülebilir fikirleri ve yaratıcı tasarımları ödüllendiriyor. • ATF SHE Eğitim Bursu: Türk Eğitim Vakfı (TEV) iş birliğiyle, turizmin geleceğini temsil eden genç kadın öğrencileri destekliyor. • Sanat ve Kültür: Devlet Tiyatroları iş birliğiyle hazırlanan “Sahnede Bir Dünya” sergisi, sanatın turizmle kesişen yönlerini yansıtıyor. Turizme Dair Her Şey ATF25’te Antalya Turizm Fuarı, panellerden workshoplara, özel sunumlardan ödül programlarına kadar turizmin her alanını kapsayan bir içerik sunuyor. “Türk Misafirperverliği’nin Öncüleri” ödül töreni, “SKAL Dünya Liderleriyle Küresel Bağlantılar” oturumu, “Tourism Design Awards” ve “Start-Up Demo Day” etkinlikleri, sektörde bilgi paylaşımının ve küresel bağlantıların merkezini oluşturuyor. Sektörün öncü isimleri, yerel yönetimler, akademisyenler, teknoloji girişimleri ve otel grupları ATF25’te bir araya geliyor. ATF25, “geçen sezonun son sözlerinin, yeni sezonun ilk cümlelerinin kurulduğu” bir vizyon buluşması olarak, turizm dünyasında heyecanı ve hareketi yeniden canlandırıyor.

Biyologlardan Uyarı: Kış Çaylarına Dikkat Haber

Biyologlardan Uyarı: Kış Çaylarına Dikkat

MERSİN (İHA) - Soğuk kış aylarında sıkça tercih edilen bitki çayları, sağlığa faydalı oldukları düşünülerek tüketiliyor. Ancak Mersin Üniversitesi Biyolog Muhyettin Şentürk ile Adnan Menderes Üniversitesi'nden Doç. Dr. Tülay Aşkın Çelik ve Doç. Dr. Özlem Sultan Aslantürk'ün ortak yürüttüğü bilimsel araştırma, bu çayların sanıldığı kadar masum olmayabileceğini ortaya koydu. "Karışık Bitki Çayı Karışımlarındaki Kompozisyon ve Kirleticilerin Analizi" başlıklı çalışmada, 15 aktardan temin edilen 11 farklı kış çayı karışımı incelendi. Araştırmada, bazı paketlerdeki etiket bilgileriyle içerikte yer alan bitkilerin uyuşmadığı, hatta paketlerde böcek kalıntıları, mantar kontaminasyonu ve alerjik reaksiyonlara neden olabilecek bitkiler bulunduğu belirlendi. YANILTICI ETİKETLER TESPİT EDİLDİ Mersin Üniversitesi Biyoloji Bölümü doktora öğrencisi Biyolog Muhyettin Şentürk, araştırmanın amacının aktarlarda satılan kış çaylarının içeriklerini analiz etmek olduğunu belirtti. Şentürk, "Çalışmamızın sonuçları, aktarlarda satılan kış çayı karışımlarında tağşiş olduğunu göstermiştir. Pilot bölge olarak seçilen 15 aktarda satılan 11 farklı kış çayı belirledik. Bunların paketlemelerini inceledik. Etiketlerinde yer alan bitkilerin bilgilerini ve isimlerini kontrol ettik. İçerikteki bitkileri, morfolojik olarak inceleyerek teşhis ettik. Bunları kıyasladık, karşılaştırdık, analizimizi yaptık. Bazı kış çayı paketlemelerinin iyi olmadığını, bazısının etiket bilgisinin olmadığını, bazısının etiket bilgisinin eksik olduğunu gördük. Etiket bilgisi eksik kış çaylarında farklı ve karışımlarda yer almaması gereken bitki parçaları tespit ettik" açıklamasında bulundu. BÖCEK KALINTILARI VE MANTAR KONTAMİNASYONU Araştırmada, bazı kış çaylarında olmaması gereken bitki parçaları, böcek kalıntıları ve mantar kontaminasyonu da bulundu. Şentürk, "Kış çayı karışımlarında olmaması gereken buğdaygil üyelerine rastladık. Gluten hassasiyeti olan kişiler, etiketinde belirtilmeyen ve içeriğini bilmeyerek bu tür karışımları aldıklarında sıkıntı yaşayabilir. Yani fayda görecekken zarar görebilir. Biz bu tür karışımları, çok karışımlı bitki çaylarını tavsiye etmiyoruz. Çünkü bitki sayısı arttıkça, kombinasyon arttıkça bitkilerin etkileşim riski artar" diyerek alerjenlere karşı uyardı. "Alerjisi olan veya etikette olmayan bitkiyi istemeyen kişiler bu tür ürünü aldıklarında istemedikleri bitkilerle karşılaşabilirler. Bu açıdan bu karışımlar risk taşıyor. Kişide yarardan çok zarar gösterebilir. Neticede tamamlayıcı ya da destekleyici tedavi olarak başvurulan aktar ürünleri ve bunlardan en önemlilerinden biri olan kış çayı karışımlarında tağşiş olduğu görülmüştür" diye ekledi. "AZ KARIŞIMLI ÇAYLAR TERCİH EDİLMELİ" Şentürk, çok sayıda bitki içeren çayların etkileşim riskini artırdığını ve sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguladı. Vatandaşların içeriğini bilmedikleri çaylardan uzak durması gerektiğini belirterek, daha az sayıda bitki içeren, güvenilir kaynaklardan temin edilen karışımları tavsiye etti. Ihlamur ve adaçayı gibi basit bitkilerden oluşan çayların daha güvenli olduğunu vurguladı. Araştırmanın sonuçları, Tarım Bilimleri Dergisi'nde yayımlandı. Bilim insanları, bilinçli tüketim ve kaliteli ürünlerin tercih edilmesi konusunda vatandaşları uyardı.

Soğuyan Havalarda Kış Çayına İlgi Artıyor Haber

Soğuyan Havalarda Kış Çayına İlgi Artıyor

BURSA (İHA) - Havanın soğumasıyla birlikte kış çaylarına olan talep hızla arttı. Soğuk algınlığı ve gripten korunmak isteyen vatandaşlar aktarları dolduruyor. Kilosu 500 TL’ye ulaşan kış çayı, hem sağlıklı hem de doğal bir koruyucu olarak tercih ediliyor. Kış aylarında en çok tüketilen bitkiler arasında ıhlamur, adaçayı, zencefil, tarçın ve karanfil yer alıyor. Aktar Cihan Özdemir, kış çayı hazırlarken doğru miktarda kullanımın önemine dikkat çekti. Özdemir, "Tüketirken doğru miktarda kullanılmalı. Çünkü doğru dozda kullanmanın iyileştirici etkisi varken, yanlış doz kullanıldığında zehirleyici etki de gösterebilir. 1 çorba kaşığı kış çayını, 2-3 bardak su ile 5-6 dakika kaynatıp, 10 dakika dinlendirdikten sonra gün içerisinde 2-3 bardak içmelerini tavsiye ediyorum. 2-3 bardaktan fazlası kişilerde alerjik reaksiyon gösterebilir" uyarısında bulundu. KIŞ ÇAYINDA DOĞALLIK VE TAZELİK ŞART Özdemir, kış çaylarının taze olmasına vurgu yaparak, "Bazı bitkilerde gözle görülür şekilde bitkinin renginde solukluk, nemlenme, kararma, tüylenme ve böceklenme varsa alırken dikkat edilmeli. Çünkü hazırlayan esnafın bile dikkatinden kaçmış olabilir. Raf ömrü 2-3 seneyi geçmiş bir ürün, kış çayının içerisine konulmuş olabilir. Vatandaşlar gözleri ile kontrol etsin. İnternetten ürün görsellerine bakarak karşılaştırma yapsınlar. Ancak bu şekilde ayırt edebilirler" dedi. AİLE BÜTÇESİNE UYGUN ÇÖZÜM Ortalama 150-200 gramlık paketlerde satılan kış çayı, bir ailenin iki haftalık ihtiyacını karşılıyor. Özdemir, "Ayda iki paket kış çayı ile kışı sağlıklı bir şekilde geçirmek mümkün" diyerek doğal antibiyotik etkisi bulunan ıhlamurun düzenli tüketimini de önerdi.

İzmir'de Turizm ve Sağlık Fuarı Sektörleri Bir Araya Getiriyor Haber

İzmir'de Turizm ve Sağlık Fuarı Sektörleri Bir Araya Getiriyor

İZMİR (İHA) -  TTI İzmir Uluslararası Turizm Ticaret Fuar ve Kongresi ile TTI Health Sağlık Turizmi Fuarı, 5 Aralık’ta kapılarını açacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, TÜRSAB’ın desteğiyle düzenlenen 18. TTI İzmir Uluslararası Turizm Ticaret Fuar ve Kongresi, sektör profesyonellerini bir araya getirerek uluslararası ticari iş birliklerine zemin hazırlayacak. Aynı tarihlerde düzenlenecek olan 2. TTI Health Sağlık Turizmi Fuarı ise sağlık ve turizm temalarını birleştirerek sağlık sektöründe yenilikçi çözümler ve iş birlikleri için fırsatlar sunacak. TURİZM VE TEKNOLOJİ İZMİR’DE BULUŞUYOR TTI İzmir Fuarı; ticari görüşmeler, yatırım fırsatları ve etkinliklerin yanı sıra, "Sürdürülebilir Destinasyonlar ve İzmir" ile "İzmir Otel ve İşletmeler" gibi başlıklar altında çeşitli oturumlara ev sahipliği yapacak. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin yürüttüğü Create in İzmir projesi kapsamında, "Turizmde Dijitalleşme Hackathon'u" düzenlenerek teknoloji ve turizm entegrasyonu ele alınacak. Fuarda; kamu kurumları, belediyeler, seyahat acenteleri, tur operatörleri, turizm büroları, oteller ve konaklama tesisleri, havayolları, turizm taşımacılığı, seyahat teknolojileri ve yazılımları gibi çok sayıda sektörden katılımcı yer alacak. Ayrıca, Türk Hava Yolları sponsorluğunda 38 ülkeden 90 sektör profesyoneli B2B görüşmeler gerçekleştirecek. SAĞLIK VE TURİZM BİR ARADA TTI Health Sağlık Turizmi Fuarı, sağlık sektörünün önde gelen isimlerini bir araya getirecek. Hastaneler, klinikler, sağlık turizmi acenteleri, estetik merkezleri, hastane malzemeleri ve teknolojileri tedarikçileri ile termal turizm, SPA wellness, geriatri turizmi, medikal sektörlerindeki firmalar, sektördeki yenilikleri ve gelişmeleri paylaşmak için bir araya gelecek. Fuar kapsamında, İzmir Ticaret Odası iş birliği ile alım heyeti programı gerçekleştirilecek. İtalya, Rusya, İspanya, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerin de içinde yer aldığı 16 ülkeden sağlık turizmi sektörü profesyonelleri programa katılım sağlayacak. Fuarla eş zamanlı olarak Estetik Plastik Cerrahi Derneği’nin düzenleyeceği kongrede sağlık turizminin geleceği, cerrahi uygulamalar ve sektörel yenilikler ele alınacak.

Türk Tıp Tarihinin İlk Doğumevi Demirkapı Viladethanesi Havadan Görüntülendi Haber

Türk Tıp Tarihinin İlk Doğumevi Demirkapı Viladethanesi Havadan Görüntülendi

İSTANBUL (İHA) - Türk tıp tarihinin mihenk taşlarından biri olarak kabul edilen Demirkapı Viladethanesi, 1892 yılında Gülhane Parkı içinde açılarak ilk doğumevi olarak hizmete girmişti. O dönemde doğumların evde, ebeler tarafından yapılması yaygınken, bu yenilikçi girişim Osmanlı İmparatorluğu'ndaki tıbbi alanda önemli bir adım olmuştu. Konuyla ilgili açıklamalar yapan Tıp Tarihçisi Prof. Dr. Ayten Altıntaş, Demirkapı Viladethanesi'nin açılmasında önemli bir figür olan Besim Ömer Akalın’ın, dönemin padişahı Sultan 2. Abdülhamid’i ikna etme sürecini detaylı bir şekilde anlattı. Prof. Dr. Altıntaş, Osmanlı döneminde kadınların evde, ebeler aracılığıyla doğum yaptığı bir dönemi anlatırken, doğumhaneye gayrimeşru doğumlar yapılacağı korkusuyla karşı çıkıldığını aktardı. Akalın'ın yalnızca gayrimeşru doğumlar için değil, tıbbi müdahale gerektiren doğumlar için de gerekli olduğuna dikkat çektiğini ekledi. Besim Ömer Akalın’ın Fransa'da kadın doğum ihtisası yaptıktan sonra, kendi imkanlarıyla bir iki katlı bina bulup restore ederek doğumevi açma çabalarını ve bu çabaların arkasındaki sosyal ihtiyaçları vurguladı. TIP TARİHİMİZDE BİR DÖNÜM NOKTASI: GÜLHANE PARKI’NDAKİ İLK DOĞUMEVİ   1892 yılında açılan ve Gülhane Parkı içinde yer alan Demirkapı Viladethanesi, tıbbiyenin kadın doğum bölümünün öğrencileri için de eğitim alanı sağlamıştı. Ancak zamanla sağlık hizmetlerinin artan gereksinimleri doğrultusunda bu bina İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi’ne dönüştürüldü. Prof. Dr. Altıntaş, Sultan 2. Abdülhamid’in bu yenilikçi adımı nasıl desteklediğinden de bahsetti. Altıntaş, Besim Ömer Akalın’ın, yalnızca fakirlerin ve kimsesizlerin doğumları için değil, her türlü tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyulan doğumlar için de bu doğumevinin gerekliliğini vurguladığını belirtti. Besim Ömer Akalın’ın yaptığı bu yenilikçi çalışmanın, dönemin sağlık sistemi için ne denli önemli bir devrim olduğunu ve tıbbi bir ihtiyaçtan doğduğunu ifade etti. Altıntaş, "Sultan 2. Abdülhamid sağlığa çok önem veren bir padişahtır. Besim Ömer'in yazılarını okudukça doğumevinin herkese lazım olduğunu kabul etmiştir. Bebekler, anneler ve tıbbiyedeki öğrencilerin eğitimleri için gereklidir. Eğitimler ve hizmetler devam ederken 2. Abdülhamid büyük bir para vererek yeni bir doğumevi yapılmasını istiyor. Daha sonra Kadırga'da çok güzel bir doğumevi yapılıyor" dedi. Günümüzün tıbbi imkanlarının çok ötesinde olan dönemin zorluklarına rağmen, Viladethane’nin açılması, dönemin sağlık sisteminde önemli bir adım olarak tarihe geçmişti. Prof. Dr. Altıntaş, son dönemde gündemde olan yenidoğan ölümleriyle ilgili olarak da önemli açıklamalar yaparak, sağlıkta insan odaklı yaklaşımın önemine değindi. Bebeklerin yaşam şanslarının artırılmasında doktorların sorumluluklarına dikkat çekerken, aynı zamanda tıbbın insana hizmet etme amacını yitirmemesi gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye Sağlık Turizminde Yükseliş: Gelir ve Ziyaretçi Sayıları Artıyor Haber

Türkiye Sağlık Turizminde Yükseliş: Gelir ve Ziyaretçi Sayıları Artıyor

Son yıllarda Türkiye, sağlık turizmi alanında önemli bir yükseliş yaşıyor. Ülkeye gelen sağlık turistleri, turizm gelirlerine önemli katkılarda bulunarak ekonomik büyümeyi destekliyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan 2024 II. Çeyrek verileri, sağlık turizminin turizm gelirleri arasından giderek daha fazla pay aldığını ortaya koyuyor. Veriler, 2020 yılında pandemi nedeniyle uçuşların durma noktasına gelmesi nedeniyle o döneme ait istatistikleri içermiyor. Ancak son yıllarda sağlık turizmi, sosyal medyada sıkça gündeme gelen bir konu haline geldi ve gelirlerinin arttığı gözlemleniyor. ZİYARETÇİ SAYISINDA ARTIŞ, TURİZM GELİRLERİNDE YÜKSELİŞ 2021 yılında döviz kurundaki artışlarla birlikte Türkiye’deki sağlık hizmetleri, Avrupa ve Orta Doğu’dan gelen turistler için daha cazip hale geldi. Yaz aylarında eğlence ve turizm amaçlı ziyaretlerin artmasına rağmen, sağlık turizmi ilk çeyreklerde daha yüksek bir pay alıyor. 2020’de büyük bir düşüş yaşayan turizm gelirleri, sağlık turizmi sayesinde tekrar yükselmeye başladı. Özellikle 2021 yılında yaşanan döviz artışları, sağlık turizmi gelirlerini zirveye taşıdı ve bu trend devam ediyor. KİŞİ BAŞINA HARCAMA ORTALAMASI Sağlık turizminde kişi başına harcama, 2020'nin ikinci yarısından 2024'ün ilk yarısına kadar ortalama 2.262 dolar olurken, genel turizm gelirlerinde bu rakam 971 dolar olarak kaydedildi. Yaz döneminde sağlık turizmi harcamaları artarken, 2012-2013 yıllarında ortalama 3.000 dolar kişi başı harcama seviyesine ulaşılmasına rağmen, mevcut harcama miktarları toplam turizm harcamalarının üzerinde seyrediyor.

Esengil: Haber

Esengil: "Ankara Turizmini 12 Aya Yaymak İçin Direkt Uçuşlar Artmalı"

Ankara turizminin gelişmesi için sektördeki aktörler çeşitli öneriler sundu. Turizm Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD) İç Anadolu Bölge Yürütme Kurulu Başkanı Gökhan Esengil, Ankara’nın turizm potansiyelinin yıl boyunca değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Özellikle sağlık turizminde Ankara’nın rekabet gücünü artırmak amacıyla doğrudan uçuşların artırılmasının önemini belirten Esengil, doğrudan ulaşım imkanlarının eksikliği nedeniyle turistlerin başka şehirlerden aktarma yapmak zorunda kaldığını ve bu durumun Ankara’ya olan ilgiyi azalttığını ifade etti. Esengil, Ankara turizminin yapısal bir dönüşüme ihtiyacı olduğunu ve bu sayede Ankara’nın ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlayabileceğini söyledi. Ankara turizmini çeşitlendirmeye yönelik projeler üzerinde çalışan TUROYD’un, sektöre yön verecek tanıtım çalışmalarını öncelikli olarak hayata geçirmek istediğini aktardı. "AKDENİZ'DEKİ REKABETE KARŞI TÜRKİYE ÖNE ÇIKMALI" Ankara’nın turizmi yalnızca belli mevsimlere değil, yılın tamamına yayarak daha sürdürülebilir bir ekonomik model oluşturulması gerektiğini savunan Esengil, dünyadaki turizm trendlerini yakından takip etmenin Türkiye için hayati önem taşıdığını belirtti. Türkiye’nin özellikle Akdeniz Bölgesi’ndeki rekabet ortamında güçlü bir konuma sahip olduğunu vurgulayan Esengil, Basra Körfezi ve Kızıldeniz bölgelerinde artan rekabete karşı Türkiye'nin öne çıkması gerektiğini ifade etti. Bu bağlamda, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un vizyonunun sektöre güç katacağına inandığını dile getirdi. Ankara’da turizmin gelişimini desteklemek için yerli markaların uluslararası arenada daha görünür hale getirilmesi gerektiğine dikkat çeken Esengil, yerli otel zincirlerinin tanıtımının bu süreçte önem taşıdığını söyledi. TUROYD’un hedeflerinden biri olarak Ankara’yı yıl boyunca turist çeken bir merkez haline getirme stratejisi üzerinde çalıştıklarını belirten Esengil, doğrudan uçuşların artırılması halinde kentin turizm kapasitesinin büyük ölçüde artacağını ve daha fazla yabancı turistin Ankara’yı tercih edeceğini ifade etti. "DİREKT UÇUŞ EKSİKLİĞİ, SAĞLIK TURİZMİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR" Esengil, alternatif turizm modellerine yönelik yatırımların ve yeni finansman modellerinin turizmin daha geniş bir tabana yayılmasına katkıda bulunacağını, sektörün büyüme potansiyelini artırmak için bu çeşitlenmenin önem taşıdığını vurguladı. Sağlık turizmi açısından, doğrudan uçuşların eksikliği nedeniyle Ankara’ya gelen turistlerin başka şehirlerde aktarma yapmak zorunda kaldığını ve bu durumun rekabet gücünü düşürdüğünü yineleyen Esengil, doğrudan uçuş imkanlarının artırılması durumunda Ankara’nın çok daha fazla sağlık turisti çekebileceğini belirtti. Son olarak, Esengil turizmde sürdürülebilirlik ve yıl boyu devamlılık sağlamak adına atılacak tüm bu adımların Ankara’yı uluslararası turizm haritasında daha ön planda tutabileceğini ifade ederek, TUROYD’un bu hedefler doğrultusunda sektöre katkı sağlamaya hazır olduğunu belirtti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.