Hava Durumu

#Restorasyon

TOURISMJOURNAL - Restorasyon haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Restorasyon haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İbradı, Tarihi Düğmeli Evler Turizme Kazandırılıyor Haber

İbradı, Tarihi Düğmeli Evler Turizme Kazandırılıyor

Antalya'nın İbradı ilçesine bağlı Ürünlü Mahallesi'nde, dedelerinden miras kalan tarihi düğmeli evler, Kültür ve Turizm Bakanlığının sağladığı milyonluk hibe destekleriyle restore edilmeye başlandı. Antalya'nın İbradı ilçesi Ürünlü Mahallesi'nde bulunan 150-300 yıllık düğmeli evler, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın "Taşınmaz Kültür Varlıklarına Yardım Sağlanmasına Dair Yönetmelik" kapsamında desteklediği proje kapsamında aslına uygun restore ediliyor. Yöre halkı, hem ata yadigarı evleri yaşatmak hem de bölgenin turizme kazandırılması amacıyla düğmeli evlerin restorasyon çalışmalarına büyük önem veriyor. Tarihi dokusuna sadık kalınarak yapılan restorasyonlar sayesinde, mahalledeki birçok yapı turizm açısından cazibe merkezi haline gelmeye başladı. "Dedemden kalan 150 yıllık tarihi miras" Ürünlü mahallesinden Fatih Özcivan, dedesinden miras kalan, hatta dedesinin taş ve marangoz ustası olan dedesi Alim usta tarafından yapılan düğmeli evi Kültür ve Turizm Bakanlığının vermiş olduğu 2 milyon lira hibe desteği ile yeniden ayağa kaldırdıklarını söyledi. Verilen destekten dolayı teşekkür eden Özcivan, "Yıllardır yıkılmaya yüz tutmuş dedemin bizzat kendisi tarafından yaptığı düğmeli ev yıkılma tehlikesi ile karşı karşıyaydı. Ev koruma altıda ve tescilli bir yapıydı. Öncelikle proje hazırlattık. Yine bakanlık proje içinde destek verdi. Projemiz onaylandıktan sonra ise evin restorasyonu için hibe desteği verildi" dedi. "Çocukluğumuz bu evde geçti" Kendisinin bu evde doğduğunu ve çocukluğunun bu evde geçtiğini anlatan Özcivan, "Düğmeli ev dedemden anneme miras kaldı. Çocukluk yıllarımızdan sonra uzun yıllar Antalya'da kaldık. Uzun yıllar ev ile ilgilenemedik. Adeta oturulamaz haldeydi. Bakanlığımızın verdiği destekle ayağı kaldırdık. Evin durumuna üzülüyorduk. Ata Yadigarı ayağı kalksın istiyorduk. Çok şükür Bakanlığımın verdiği destekle ayağı kaldırdık. Bizde gelecek nesillere bırakarak onlarda devam etsin istiyoruz" şeklinde konuştu. "Dedem Alim ustanın yörede çok emekleri var" Dedesinin çok iyi bir taş ve ağaç işlemeciliği ustası olduğunu dikkat çeken Özcivan, "Dedem evi 150 yıl önce kendisi yapmış. Dedem Alim Usta yörede çok evde emeği var. İnşaat ustası. Ağaç işleriyle, taş işleriyle meşhur. 90 yaşlarında vefat eder. Sonra babam da inşaat ustası. O da bir miktar evin tamiratında ilgilenir. Ama Antalya'da olduğumuz için yeterince ilgilenemedik. İki katlı gördüğünüz gibi ev. Üste beş oda var. Balkon var. Küçük bahçe. Şimdi rahmetli dedem Alim Ustanın evini ayağa kaldırdığımız için çok mutluyum. Bizden önce köyümüzde 10 civarında daha tarihi düğmeli ev restore edildi. Dolayısıyla çok memnunuz. Kültür ve Turizm Bakanlığımıza çok minnettarız bu konuda. İnşallah diğer evler de restore olur" şeklinde konuştu. "Bu konakta doğdum" Restorasyonu tamamlanan bir başka düğmeli evin mirasçılarından Hatice Sacide Gözüpek dedelerinden miras kalan 200-250 yıllık 3 katlı tarihi düğmeli evi ayağa kaldırmanın mutluluğu içerisinde olduğunu söyledi. 60 yıl önce bu tarihi düğmeli evde dünyaya geldiğini anlatan Gözüpek, "Bu konak babamın dedesinden kalma bir konak. Yıllarca atıl kaldı. Fakat Kültür ve Turizm Bakanlığı sayesinde hibe desteği ile birlikte Bakanımız kültürümüz gelişsin diye, düğmeli evlerimiz atıl kalmasın, çökmesin diye bizlere bir ödenek sağladı. 3 katlı düğmeli evimizin restorasyonu için için 2 milyon 200 bin lira civarında bir ödenek aldık. Bütün mirasçılar da katkıda bulunarak konağa ayağı kaldırdık. Babamın dedesine Şükrü Yılmazsoy' ait 250 yıllık 3 katlı bir ev. Altlar ahır. Orta kat genelde kış dönemlerinde kullanılıyor. En üst katta da kafesler var. Kafeslerde yazlık olarak kullanılan bölümleri var. Bizler de inşallah bizden sonraki nesilde bu şekilde bırakacağız. 200 -250 yıl yaşamış. bizden sonraki nesilde de yaşasın diliyoruz" diye konuştu. "Cazibe merkezi" Dünyaca ünlü Altınbeşik Mağarasının da Ürünlü Mahallesi sınırları içerisinde olması ile önemli bir alternatif turizm potansiyeline sahip. Yöre halkı, hem ata yadigarı evleri yaşatmak hem de bölgenin turizme kazandırılması amacıyla düğmeli evlerin restorasyon çalışmalarına büyük önem veriyor. Tarihi dokusuna sadık kalınarak yapılan restorasyonlar sayesinde, mahalledeki birçok yapı turizm açısından cazibe merkezi haline gelmeye başladı. Mahalle sakinleri ise "Dedelerimizin emaneti olan bu evleri gelecek nesillere taşımak istiyoruz. Sağlanan destekler bize büyük güç verdi" diyerek memnuniyetlerini dile getiriyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün taşınmaz kültür varlıklarına yardım sağlanmasına dair yönetmelik kapsamında Antalya Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü'nün denetiminde gerçekleşen hummalı çalışmalar, tarihi dokuyu koruyarak yapılan restorasyonları ortaya çıkarıyor. Bu projeler, sadece tarih severleri değil, aynı zamanda bölge turizmine de katkı sağlayacak şekilde tasarlanıyor.

Selanik Atatürk Evi Restorasyon Sonrası Açılıyor Haber

Selanik Atatürk Evi Restorasyon Sonrası Açılıyor

Selanik Atatürk Evi Kapsamlı Restorasyonun Ardından Yeniden Açılıyor Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, detaylı restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından Selanik Atatürk Evi'nin yeniden ziyarete açılacağını duyurdu. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Bakan Ersoy, Atatürk'ün vefatının 87. yıl dönümünde anlamlı bir açılışa hazırlandıklarını belirtti. Ersoy açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Ata'mızın vefatının 87'nci yıl dönümünde onun kıymetli mirasına sahip çıkan çok anlamlı bir açılışı gerçekleştirmeye hazırlanıyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün doğduğu ve Türk-Yunan dostluğunun simgesi olan Selanik Atatürk Evi'nin kapılarını, kapsamlı bir restorasyon sürecinin ardından yeniden açıyoruz." 1953'teki Özgün Haline Kavuşturuldu TİKA Türkiye iş birliğiyle yürütülen proje kapsamında 315 metrekarelik üç katlı yapı, 1953'teki özgün haline kavuşturuldu. Restorasyon sürecinde bin'in üzerinde eser, belge ve kitap titizlikle yenilenerek Selanik'e taşındı. Bakan Ersoy, "Ali Rıza Efendi'nin diktiği nar ağacının gölgesinde hem tarihimize hem de ortak kültürel mirasımıza ışık tutacak bu ev, artık sadece bir müze değil, milletimizin hafızasını yaşatan bir kültürel diplomasi merkezi olacak" dedi. Türk Evi Konseptiyle Hizmete Girecek Ersoy, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hatırasına duyulan derin saygıyla gerçekleştirilecek açılışta, Türk Evi konsepti sunacak olan bu mirasın yeniden ziyaretçileriyle buluşturulacağını ifade etti.

Gaziantep, Zincirli Bedesten Yeniden Turistlerin Uğrak Noktası Oldu Haber

Gaziantep, Zincirli Bedesten Yeniden Turistlerin Uğrak Noktası Oldu

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'te meydana gelen büyük depremlerde Gaziantep'te büyük hasar gören tarihi Zincirli Bedesten, yeniden turistlerin uğrak noktası oldu. Kahramanmaraş merkezli depremin vurduğu Gaziantep'te tarihi Bakırcılar Çarşısı'nın yanında bulunan Zincirli Bedesten, tamamlanan restorasyon çalışmalarının ardından yeniden ziyarete açıldı. Gaziantep'in en önemli miraslarından biri olan, yerli ve yabancı turistlerin de uğrak noktaları arasında yer alan Zincirli Bedesten'de yaklaşık 3 yıl süren restorasyon çalışmaları tamamlandı. Yeniden şehre ve turizme kazandırılan Bedesten, yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası oldu. Kentin en işlek tarihi çarşılarından olan ve Darendeli Hüseyin Paşa tarafından 1718 yılında L biçiminde yaptırılan Zincirli Bedesten'de 80 iş yeri bulunuyor. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de ticari hayatın merkezi olan Zincirli Bedesten, büyük ilgi görüyor. Esnafın dükkanlarını açmaya başladığı çarşıda yeniden hareketlilik başlarken, depremin yaralarının sarılmaya başlanmasıyla birlikte çarşı, turistik alışverişi yapmak isteyenlerin yeniden uğrak noktası oldu. Esnaf, bayram hareketliliğinin geçmiş yıllara oranla düşük olduğunu belirtirken, vatandaşlar eski günleri yad edip enkazları izleyerek alışveriş yapıyor. Deprem sonrası Hatay'dan ayrılan vatandaşların geri döndüğünü gören esnaf ise gelecek adına umutlu olduklarını söylüyor. Daha çok hediyelik eşyaların ve yöresel ürünlerin satıldığı Bedesten'de iş yerlerini açan esnafın mutluluğu gözlerinden okunuyor. Yeniden hareketliliğin başladığı Zincirli Bedesten'i ziyaret eden yerli ve yabancı turistler, alışveriş yaparak esnafa katkıda bulunuyor. Deprem sonrası tekrar açılan Bedesten'de hareketliliğin yeninden başladığını ve vatandaşların alışveriş için çarşıya geldiğini belirten esnaf, gelecek adına umutlu olduklarını söylüyor. Esnaf Zeki Ecim, "Zincirli Bedesten yeni açıldı. Emeği geçenlerden Allah razı olsun. Bu süreçte bize çok yardımcı oldular. Çarşımız çok güzel oldu. İş yerlerimizi açtık ve kısmetimizi bekliyoruz. Depremden sonra yaklaşık 3 yıl kapalı kaldık. Restorasyon çalışmaları tamamlandı ve çarşımız yeniden ziyarete açıldı. Müşterilerimiz gelmeye başladı. Çarşıda yeniden hareketlilik başladı. Türkiye'nin dört bir yanından turistler gelmeye başladı" dedi. Gelecek adına umutlu olduklarını söyleyen Mehmet Şahan, "3 yıl önce Gaziantep'imizde ve çevre illerimizde meydana gelen büyük depremin ardından Zincirli Bedesten hasar aldı. 3 yıldan beri tadilat sürecindeydi ve yapılan çalışmaların ardından da Zincirli Bedesten'imize yeniden kavuştuk. Gaziantep'in gözbebeği tarihi bir çarşı olan Zincirli Bedesten yeniden turizme açıldı. Turist hareketliliği de yavaş yavaş başladı. Turist yoğunluğunun daha da artacağına inanıyoruz. Esnaf olarak çok mutluyuz. Restorasyon sürecinde emeği geçenlere teşekkür ederiz" diye konuştu. Zincirli Bedesten'i gezerek esnaftan alışveriş yapan turistler ise Zincirli Bedesten'in yeniden ziyarete açılmasına çok sevindiklerini dile getirdiler.

Ayasofya Camii’nin Yeniden İbadete Açılışının 5. Yılı Kutlanıyor Haber

Ayasofya Camii’nin Yeniden İbadete Açılışının 5. Yılı Kutlanıyor

İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed'in ilk cuma namazını kıldığı ‘fethin sembolü' Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi 24 Temmuz 2020'de yeniden ibadete açıldı. Ayasofya'nın ibadete açılmasının 5. yıl dönümünde açıklamalarda bulunan Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 1. Bölge Müdür Yardımcısı Levent Çetin, "Camimizde özellikle ana kubbemiz ve diğer yarım kubbelerle ilgili de statik müdahalelerimiz için hazırlıklar yapıyoruz. Süreç içerisinde 1 yıl önce Ayasofya'da güvenliklerle ilgili ek tedbirler aldı. Bunlar yapay zeka destekli yeni bir kamera sistemi. Bu sistemle beraber artık Ayasofya Camii içerisinde her noktayı güvenlik ekibimizle beraber takip edebilir hale geldik. Aynı zamanda da camimizin yaşatılmasına yönelik restorasyon çalışmalarımız da devam ediyor" dedi. Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği'nin açtığı davanın ardından Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürüldüğü 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını oy birliğiyle iptal etti. Böylece Ayasofya'da yeniden ibadet etmenin yolu açıldı. 86 yıl boyunca müze olarak kullanılan "fethin sembolü" Ayasofya Camii, 10 Temmuz 2020'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın attığı imza ile yeniden ibadete açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam dünyasını sevince boğan kararnameyi imzaladı ve bunu sosyal medya hesabından "Hayırlı olsun" notuyla paylaştı. Diyanet İşleri Başkanlığına devredilen Ayasofya Camii, 24 Temmuz 2020'de 86 yıl sonra kılınan ilk cuma namazıyla yeniden ibadete açıldı. Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan da katılırken, bu tarihi ana tanıklık etmek isteyen binlerce kişi de camiye akın etti. Cami avlusu, bahçesi, çevresindeki birçok cadde ve sokak doldu. Restorasyon çalışmaları devam ediyor 2020 yılında yeniden ibadete açılan Ayasofya Camii'nde 5 yıl içinde değişimler meydana geldi. 1488 yaşında olan Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'nde ibadete açıldıktan sonra restorasyon çalışmaları yürütülmeye başlandı. Muhtemel herhangi bir depremde ağır hasar alacağı tespit edilen camide güçlendirme ve restorasyonunun yapılması için bilim kurulu oluşturulmasının ardından ilk etapta Ayasofya Camii'nin bahçesinde bulunan türbelerde çalışmalara başlanarak tamamlandı. Ayasofya Camii'nin muvakkithanesinde ise restorasyon tamamlanarak, açılışa hazır hale getirildi. Ayasofya'da 2. etap restorasyon çalışmaları çerçevesinde 2. Beyazıt Minaresi'nde ise çalışmalar devam ediyor. Öte yandan, geçtiğimiz aylarda ana kubbede yürütülen restorasyon kapsamında, güçlendirme işlemleri başlatıldı. Kubbenin iç yüzeyindeki mozaiklere zarar gelmemesi için çalışmaların dış yüzeyden yürütüleceği, kurşun kaplamaların sökülerek onarılacağı veya yenileneceği öğrenildi. Hava şartlarından etkilenmemesi ve mozaiklerin korunması amacıyla kubbe, geçici olarak çelik konstrüksiyon ve özel branda ile kapatılacak. İbadet ve restorasyon çalışmalarının eş zamanlı devam etmesi için Ayasofya Camii'nin içinde 43,5 metre yüksekliğinde 4 ana kolon üzerine çelik platform kurulacak. Galeri Katı ziyarete açıldı 5 yıllık süreç içinde Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'nde ibadete gelenler ile tarihi camiyi kültürel amaçlı ziyaret eden yabancıların girişleri birbirinden ayrıldı. Uygulamaya giren düzenlemede Galeri Katı ziyarete açıldı. Gerçekleştirilen ‘ziyaretçi yönetim planı' ile birlikte ziyaretçi yoğunluğu azaltıldı. Ayasofya'nın dijital ikizi çıkarıldı Hem Türk vatandaşlarının hem de turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerden biri olan ve dünyadaki en önemli tarihi ve mimari eserler içinde yer alan Ayasofya ziyaretçi yoğunluğu ve iklim etkisiyle zaman içinde yıpranıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2022 yılında başlatılan ‘Ayasofya Bütüncül Projesi' tamamlandı. Proje kapsamında Ayasofya'nın neredeyse her santimetrekaresi tarandı. Yapının dijital bir ikizi çıkarılarak gelecek kuşaklara aktarılmak üzere arşivlendi. Muhtemel bir İstanbul depreminde Ayasofya tamamen yıkılsa bile, yeniden aynı şekilde inşa edilebilecek. Yapay zeka destekli kamerayla izleniyor Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'nde güvenliğin sağlanabilmesi için yaklaşık 1 yıl önce yapay zeka destekli kamera sistemleri kullanılmaya başlandı. 300 kişilik bir ekibin görev aldığı Ayasofya Camii'nde yapay zeka destekli yeni bir kamera sistemi oluşturuldu. Bu sistem birlikte Ayasofya Camii içerisinde her nokta güvenlik ekibiyle takip edebilir hale geldi. Öte yandan, Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'nin son hali havadan görüntülendi. "24 Temmuz'da 5. yılını yaşıyor olacağız" Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 1. Bölge Müdür Yardımcısı Levent Çetin, "Ayasofya-i Kebir Camii Şerifimiz 10 Temmuz 2020 tarihli resmi gazetede yayımlanan kararname sonrası 24 Temmuz 2020 tarihinde ilk Cuma namazıyla ibadete açıldı. O günden sonra 24 Temmuz'da 5. yılını yaşıyor olacağız. Vatandaşlarımızın ve misafirlerimizin Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'ne olan teveccühleri hala devam ediyor. Bizde Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'ndeki tüm iş ve işlemlerimizi devam ettirmekteyiz. Burada yaklaşık 300 kişilik bir ekiple hizmet veriyoruz. Ekiple buranın hem güvenliğini hem temizliğini hem de idari işlem ve işletmelerini yürütmekteyiz. Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'ndeki 300 kişilik ekiple verdiğimiz hizmetin yanı sıra camimizin restorasyon çalışmaları da devam etmektedir. Aktif olarak devam eden restorasyon çalışmalarımız var. Camimizin hemen bahçesinde bulunan türbelerimizin restorasyon çalışmalarımızı tamamladık. Camilerimizin bütüncül projelerini bitirdik. Aynı zamanda camimizin dijital ikizini çıkardık. Literatürde bulunan bütün envanter taraması yapıldı. Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi ile alakalı basılı, görsel bütün kaynaklardaki bilgi bir ortamda toparlanmış oldu. Aynı zamanda 2. Beyazıt minaresindeki çalışmalarımız devam ediyor. Bütüncül projeyle beraber Bilim Kurulu üyelerimizin verdiği kararlar doğrultusunda ana kubbe ve diğer yarım kubbelerdeki statik ihtiyaçlar ortaya çıktı. Bununla alakalı da çalışmalarımız başladı. Camimizde özellikle ana kubbemiz ve diğer yarım kubbelerle ilgili de statik müdahalelerimiz için hazırlıklar yapıyoruz" ifadelerini kullandı. "5. yılında Ayasofya Camii'nde tüm misafirlerimiz nitelikli bir şekilde ibadetlerini yapabiliyorlar" Ziyaretçi yönetim planını anlatan Çetin, "15 Ocak 2024 tarihi itibariyle Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'nde ziyaretçi yönetim planını uygulamaya başladık. Ziyaretçi yönetim planıyla ilk restorasyon etabında hazırlıklarını yaptığımız Galeri Katını ziyarete açtık. Böylelikle camimizin ‘Harim' kısmındaki insan sirkülasyonu ve yoğunluğunu kontrol altına almış olduk. Hem cami girişinde Sultanahmet Meydanı tarifindeki yoğunluklarımız azaldı hem de cami içerisinde ibadet etmeye gelen misafirlerimizin ibadet kalitesi arttı. Ziyarete gelen misafirlerimiz daha nitelikli olarak camimizi gezebiliyorken, ibadet ortamı da bozulmadan ibadet edilebilir hale gelindi. Süreç içerisinde 1 yıl önce Ayasofya'da güvenliklerle ilgili ek tedbirler aldı. Bunlar yapay zeka destekli yeni bir kamera sistemi. Bu sistemle beraber artık Ayasofya Camii içerisinde her noktayı güvenlik ekibimizle beraber takip edebilir hale geldik. Yapay zeka destekli olması sebebiyle sistemde bizim bu anlamda işimizi kolaylaştırdı. 5. yılında Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'nde tüm misafirlerimiz nitelikli bir şekilde ibadetlerini yapabiliyorlar, nitelikli bir şekilde camimizi ziyaret edebiliyorlar. Aynı zamanda da camimizin yaşatılmasına yönelik restorasyon çalışmalarımızı da Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğünce devam etmektedir" şeklinde konuştu.

Stratonikeia’da 2000 yıllık girlandlı lahit bulundu Haber

Stratonikeia’da 2000 yıllık girlandlı lahit bulundu

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi (İTBF) Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Bilal Söğüt Başkanlığında yürütülen arkeolojik kazı ve restorasyon çalışmaları kapsamında Stratonikeia Antik Kenti’nde girlandlı (meyve, çiçek ve yapraklardan oluşan çelenk), 2 bin yıllık bir lahit mezar bulundu. Stratonikeia Antik Kenti ve Lagina Kutsal Alanı’nda antik dönemlerden günümüze kadar gelen yapılarda yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren Prof. Dr. Bilal Söğüt, şunları belirtti: "Bu çalışmalar Klasik, Hellenistik, Roma İmparatorluk ve Doğu Roma Dönemi yapılarına ilave olarak Menteşe Beyliği, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi yapılarında da gerçekleştirilmektedir. Antik kentin içinde antik yapıların yanı sıra Osmanlı Dönemi köy meydanı da ayağa kaldırılmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ‘Geleceğe Miras’ projesi kapsamında ara verilmeden sürdürülen bu çalışmalar, yılın on iki ayı boyunca devam etmektedir" "Antik dönemde Stratonikeia’nın bir lahit üretim merkezi olduğu düşünülmektedir" diyen Söğüt, "Roma Hamamı, bouleuterion (Meclis Binası) ve Gymnasion (Spor Okulu) gibi yapıların bulunduğu yerden, tiyatroya giden yol üzerinde, agora (etrafında kamu binalarının bulunduğu şehirle ilgili politik, dini, ticari her türlü faaliyetin gerçekleştiği yapı) olduğu düşünülen yerde 2025 yılında kazılar yoğunlaştırılmıştır. Burada Erken Doğru Roma (Bizans) Dönemi seviyesinde yapılan çalışmalarda girlandlı (meyve, çiçek ve yapraklardan oluşan çelenk), bir lahit mezar bulundu. Bu lahit antik dönemde kentin nekropol (mezarlık) alanında getirilip burada tekrar kullanılmıştı. Bu lahdin dış kısmında bulunan girlandı köşelerde koç başları orta kısımda boğa başları ve eroslar (antik dönemde aşk tanrısı) taşımaktadır. Girland betimlemeleri çam kozalağı, haşhaş, nar ve üzüm gibi meyveler ile yaprak ve çiçeklerden oluşmakta dönemin özelliği olarak olabildiğince gösterişli işlenmiş bir çelenkten oluşmaktadır. Üzerindeki mimari süslemelerine göre tarihi daha net olarak belirlenebilmektedir. Stratonikeia antik kentinde daha önce de lahit ve lahit parçaları bulunmuştu. Bu kentte bilinen örnekler içerisinde en erken ve en güzel betimlenen örnek durumundadır. Antik dönemde Stratonikeia’nın bir lahit üretim merkezi olduğu düşünmekteydi. Yeni çalışmalarda bulunan eserler bu düşünceyi desteklemektedir. Bu lahit alandaki çalışmaları tamamlandıktan sonra antik kent içinde uygun bir alanda sergilenmeye devam edecektir" şeklinde konuştu.

Konya’nın zirvesi Gevale Kalesi turizme kazandırılıyor Haber

Konya’nın zirvesi Gevale Kalesi turizme kazandırılıyor

Konya’nın merkez Selçuklu ilçesi Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, Gevale Kalesi’nde sona gelinen 3. etap restorasyon çalışmalarını yerinde inceledi. Selçuklu Belediyesi tarihe vefa kapsamında tarihi ve kültürel varlıkları gün yüzüne çıkartıp turizme kazandırmaya devam ediyor. Bu kapsamda Konya’ya hakim konumdaki Takkeli Dağın zirvesinde yaklaşık bin 700 metrede yer alan Gevale Kalesi'nin Konya turizmine kazandırılması için çalışmalar hummalı bir şekilde sürdürülüyor. Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, Selçuklu’nun tarihi miraslarından olan ve birçok medeniyete ev sahipliği yapan Gevale Kalesi’nde devam eden 3. etap çalışmalarını yerinde inceledi. Konya’nın zirvesinde yer alan ve tarihin adım adım gün yüzüne çıktığı tarihi yapının Konya turizmine kazandırılması için Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Selçuklu Belediyesi örnek bir iş birliği sergiliyor. Turizm açısından büyük potansiyele sahip Gevale Kalesi’nde çalışmalarla bugüne kadar önemli keşiflere ulaşıldı. Takkeli Dağ, Anadolu Selçuklu başkenti Konya'da birçok medeniyete ev sahipliği yapan ve efsanelere konu olan sur ile burçların yer aldığı sembol bir mekan. Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı'ya kadar binlerce yıldır birçok medeniyetin izlerini taşıyan tarihi dağda titizlikle yürütülen çalışmalar bu yüzden büyük önem taşıyor. Gevale Kalesi 3. etap restorasyon çalışmaları çerçevesinde, 100’ün üzerinde sarnıcın konservasyon ve restorasyonu projelerine uygun olarak tamamlandı. Surların mikro enjeksiyon sağlamlaştırması ve konservasyonunu yapan ekipler diğer mesken kalıntılarının da sağlamlaştırma, konservasyon ve restorasyon uygulamalarında sona yaklaştı. Ayrıca, yürüme yolları, dehlizler, hamam ve ibadet mekanlarının da restorasyonu tamamlandı. Kalede 3. etap uygulamaları planlamalar dahilinde sonlanırken bir bütün olarak tamamlanan yapıların turizme açılmasına yönelik destinasyon yönlendirmelerin ve diğer çalışmaları devam edecek. "Gevale, Konya turizmi açısından büyük değer taşıyor" Gevale Kalesi’ndeki çalışmaların Konya turizmi açısından büyük önem arz ettiğini ifade eden Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, "Yaklaşık 13 yıldır tarihi alandaki kazı çalışmalarını paydaşlarımızla beraber büyük bir titizlikle yürütüyoruz ve önemli bir noktaya geldik. Takkeli Dağ, Konya’nın 360 derece gözlemlenebildiği Antik Dönemden itibaren bir kalenin bulunduğu önemli bir yerleşim alanı. Buradaki kazılarda da önemli keşiflere ulaştık ve 3. etap çalışmalarımız planlamalar dahilinde sorunsuz bir şekilde tamamlandı. İnşallah Konya’nın turizmde önemli bir mekan ile Konya siluetine ve turizmine önemli bir katkı sğlamayı düşünüyoruz. Takkeli Dağ’ın zirvesinde Gevale Kalesi’ni ziyarete gelen misafirlerimiz hem tarihin derinliklerine yolculuk edecekler hem de Konya’yı panaromik olarak görebilecekler bu anlarını fotoğraflayarak zamana iz düşebilecekler" dedi.

256 Yıllık Zeynep Sultan Camii İbadete Açılıyor Haber

256 Yıllık Zeynep Sultan Camii İbadete Açılıyor

İSTANBUL (İHA) - İstanbul Fatih’te bulunan ve Sultan III. Ahmet’in kızı Zeynep Sultan tarafından yaptırılan Zeynep Sultan Camii’nin 2014 yılında başlayan restorasyon çalışmalarının büyük bölümü tamamlandı. 11 yıldır ibadete kapalı olan cami, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün çalışmalarıyla yeniden hayat buluyor. Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, "Restorasyon çeşitli sebeplerle akamete uğradı. 2023 yılına gelindiğinde Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak restorasyona başladık ve çalışmalarda yüzde 90 seviyesine ulaştık. En kısa sürede restorasyonu tamamlayarak caminin ibadete açılmasını planlıyoruz. Restorasyona başladığımızda ana kubbede raspa işlemi esnasında 5 parça kubbe kuşak yazısı bulundu. Sanat tarihçiler tarafından aslında bunun Peygamber Efendimizin dış görünüşünü, vasıf ve sıfatlarını anlatan bir Hilye-i şerif olduğu tespit edildi. Özgünlüğüne uygun olarak uzman hattatlar tarafından projelendirilerek bu Hilye-i şerif yazısı ihya edildi" açıklamasında bulundu. 1769 yılında Mimar Tahir Ağa tarafından inşa edilen cami, barok tarzıyla dikkat çekiyor. Zamanla bazı yapıları kaybolan külliyenin türbesi ve sebili, yol genişletme çalışmaları nedeniyle ortadan kalktı. Osmanlı-Rus Savaşı’nda muhacirlere tahsis edilen cami, 1917, 1958 ve 1983 yıllarında çeşitli onarımlar geçirdi. 2014 yılında başlayan fakat kesintiye uğrayan restorasyon çalışmaları, 2023 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yeniden başlatıldı. 2023 yılında hız kazanan restorasyonda minare güçlendirmesi yapıldı, çimento esaslı sıvalar kazınıp yerine geleneksel horosan harcı uygulandı. Caminin renkli kalem işleri özgün desenlerine sadık kalınarak yenilendi. Ahşap elemanların konservasyonu ve halı döşemesi tamamlandıktan sonra caminin ibadete açılması planlanıyor. Tarihi caminin restorasyon sonrası son hali havadan görüntülenerek büyük beğeni topladı.

600 Yıllık Sarıhacılar Camii Eserlerini Bekliyor Haber

600 Yıllık Sarıhacılar Camii Eserlerini Bekliyor

ANTALYA (İHA) - Antalya’nın Akseki ilçesinde, düğmeli evleriyle ünlü Sarıhacılar Mahallesi'nde bulunan 600 yıllık Sarıhacılar Camisi, 2019 yılında restorasyona alındı ve 2022’de tamamlanarak yeniden ibadete açıldı. Ancak restorasyon sürecinde koruma amaçlı götürülen bazı tarihi eserler hâlâ camiye iade edilmedi. Sarıhacılar Köyü Kültür ve Turizm Dayanışma Derneği İstanbul Şube Başkanı Mehmet Orhan Can, caminin restorasyonunun aslında 18 ay sürecek şekilde planlandığını, ancak pandeminin süreci uzatarak üç yıla çıkardığını belirtti. Can, restorasyon öncesinde Sultan 5. Mehmet Reşad’ın 1917’de hediye ettiği sancak, Kabe örtüsünün bir parçası ve altın varaklı seccadelerin Side Müze Müdürlüğü’ne konservasyon için teslim edildiğini, ancak hâlâ geri getirilmediğini söyledi. Caminin aydınlatma sisteminin de 1800’lü yıllara dayandığını vurgulayan Can, asansörlü mekanizmayla çalışan döküm avizenin restorasyon sırasında Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne ait depoya kaldırıldığını aktardı. Caminin içinde bulunan diğer teberrükat eşyalarının da aynı şekilde bölge müdürlüğünün deposuna taşındığını, Sakal-ı Şerif’in ise ilçe müftülüğü tarafından muhafaza edildiğini ekledi. Mahalle halkı, yıllardır beklenen eserlerin camiye iadesi için yetkililere çağrıda bulunuyor. Sarıhacılar Köyü Platformu üyesi Fatma Genç, "Caminin restorasyon işlemleri tamamlanalı 2 yılı aştı. İmam atanarak camimiz ibadete açıldı. Fakat camimizin eserleri yerine konulmadı. Biz Sarıhacılar sakinleri olarak 2022 yılından bu yana Akseki Kaymakamlığını 2 kez, Akseki Müftülüğünü ise defalarca ziyaret ederek camimize ait teberrükat eşyalarının tekrar camimize getirilmesi ile ilgili sürecin başlatılması talebinde bulunduk. Bugüne kadar bu taleplerimiz yerine getirilmedi. Müftülüğün talep yazısı göndermesini istiyor ve bekliyoruz. Camimiz öksüz gibi kaldı" dedi. Sarıhacılar Mahallesi, Türkiye’nin en zengin etnografya müzelerinden biri olan Mustafa Kavasoğlu Türk Etnografya Müzesi’ne de ev sahipliği yapıyor. Ancak camiyi ziyarete gelenlerin en çok sorduğu soruların başında, hâlâ yerine asılmayan tarihi avize geliyor. Mahalle halkı, camilerinin kültürel mirasını kaybetmemesi için yetkililerin bir an önce harekete geçmesini bekliyor.

600 Yıllık Kuran-ı Kerim Yeniden Hayat Buldu Haber

600 Yıllık Kuran-ı Kerim Yeniden Hayat Buldu

İSTANBUL (İHA) - Beyoğlu’ndaki Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Restorasyon ve Konservasyon Atölyesi, yüzlerce yıllık tarihi eserleri uzman ellerde titizlikle onararak gelecek nesillere aktarıyor. Atölyede yürütülen çalışmalar kapsamında, Gaziantep Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne ait 600 yıllık bir Kuran-ı Kerim’in restorasyonu tamamlandı. Laboratuvarda, el yazması eserlerden hat levhalarına, metal objelerden halı ve kilimlere kadar birçok eser doğal yöntemlerle restore edilerek hayat buluyor. Türkiye’nin farklı bölgelerinden getirilen eserler, 21 kişilik bir ekip tarafından onarılarak ait oldukları yerlere geri gönderiliyor. Restoratör Reyhan Özer, Sultan 2. Mahmut’a ait 19. yüzyıldan kalma celî sülüs hat levhasının onarım sürecini, "Bünyemize gelen hat levhaların restorasyonu ile uğraşıyorum. 19. yüzyıl eserlerinden 2. Mahmut'a ait bir eserdir. Celil-i sülüs levhasıdır. Edirnekari ahşap üzerine altın varak kullanılarak malakari üslupla yazılmıştır. Raspa işlemlerin arkasından katmanlara inilerek barok motifler çıkartılmış, motiflerin eksik kısımların aslına bağlı kalarak tamamlanmıştır. Altın varak kısmında da eksiklikler belirlendikten sonra tamir edilmiştir. Restorasyonu da bu şekilde tamamlanmıştır" sözleriyle anlattı. Tekstil restoratörü Özlem Akyel ise 17. yüzyıl Uşak halısının restorasyon sürecini aktardı. "Önümde görmüş olduğunuz 17. yüzyıl Uşak halısı. Eserler bize geldiğinde ilk olarak kuru temizliğini yapıyoruz. Süpürüyoruz, kirlerden ve tozlardan arındırıyoruz. Daha sonra hasarlı bölgeleri var, onları tespit ediyoruz. Atkı ve çözgü ipliklerin detaylı temizliklerini yaptıktan sonra neresinde hasarlı bölge varsa orasının onarım işlemi başlıyor. Hasarlı olan bölge dokunarak onarılıyor. Halımızın restorasyon aşaması bu şekilde bitmiş oluyor. Bu halıda ise atkı ve çözgü iplikleri cımbızla temizleme aşamasındayım. Halıdan halıya göre restorasyon süresi değişiyor ama en az 2 ay elimizde kalmış oluyor. Bu eser bittikten sonra Ankara'ya geri gönderilecek" dedi. Kağıt restoratörü Ece Fuat Başoğlu, geç Osmanlı dönemine ait bir berat üzerinde çalıştıklarını belirtti. "Fiziksel tahribata uğramış, yırtıklarımız var. Bantlar kullanıldığı için lekeleri bulunuyor. Biz şu an kağıt restorasyonunun ilk aşaması olan kuru temizliğini yapıyoruz. Ardından mekanik temizliği yapılacak. Ardından ıslak temizliği yapılacak ve uygun Japon kağıdı ile onarımına geçilecek. Onarımı bittikten sonra dijital ortama aktarılacak. Bizdeki işlemi bitmiş olacak. Bir cildi ve kaplaması olmadığı için bu şekilde muhafaza edeceğiz. Biz burada başka eserler de yapıyoruz. El yazması eserlerimiz de var" dedi. 600 yıllık Kuran-ı Kerim’in restorasyonunun tamamlandığını ve geri gönderilmeye hazır olduğunu da ekledi. Restorasyon sürecinde 13. yüzyıldan kalma bir ferman da inceleniyor. Uzmanlardan Esra Arı, "Eserde yoğun mantar görülmektedir. Eser üzerinde görülen siyah lekeler, mantarın eser üzerinde bıraktığı kalıcı izlerdir. Etil alkol ile eserimizin mantarını arındırma işlemini yapmaktayım. Bundan önce kuru temizleme işlemi yapıldı. Şu an mantar giderme işlemindeyim. Bundan sonra ıslak temizleme ve onarım işlemi yapılacak. Toplamda bitmesi 2 ayı bulur" yorumunda bulundu. Müze Araştırmacısı Battal Yalbaç, restorasyon sürecinin işleyişine dair bilgi verdi. Yalbaç'ın verdiği bilgilere göre, Türkiye’nin farklı bölge müdürlüklerinden getirilen yazma eserler, hatlar, çiniler ve halılar burada özenle inceleniyor. Öncelikle eserin durumu belirleniyor; eğer mantar tespit edilirse öncelikli olarak mantarın yayılması engelleniyor. Sonrasında her esere numara verilerek restorasyon aşamasında karışıklık yaşanması önleniyor. Ön tarama ve temizlik aşamalarının ardından restorasyon süreci, eserin dönemine ve yapısına uygun şekilde tamamlanıyor. Tüm işlemler ulusal ve uluslararası standartlara göre yürütülüyor. Restorasyon tamamlandıktan sonra eserler dijital ortama aktarılıp tekrar ait oldukları bölgelere iade ediliyor. 21 kişilik uzman ekip, her eseri büyük bir titizlikle koruyarak gelecek nesillere aktarmayı amaçlıyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.