#Özgür Öztan

TOURISMJOURNAL - Özgür Öztan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Özgür Öztan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

3. TÜRSAB Turizm Kongresi’nin İlk Gününde Turizmin Geleceğine Işık Tutuldu Haber

3. TÜRSAB Turizm Kongresi’nin İlk Gününde Turizmin Geleceğine Işık Tutuldu

Kongrenin ilk oturumunu, Türkiye ve dünya çapında havalimanı işletmeciliği konusunda önemli çalışmalara imza atan TAV İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sani Şener gerçekleştirdi. Şener, "Turizmin Geleceğinde Havacılık” başlıklı oturumda deneyimlerini ve öngörülerini aktardı. Havalimanlarının turizm zincirinin önemli bir parçası olduğuna işaret eden Şener, farklı örnekler üzerinden turizmde diyalog kurmanın ne kadar önemli olduğuna ve sorunların çözümünde iletişimin gücüne vurgu yaptı. ŞENER: "TURİZM KATMANLARI ARASINDAKİ İŞ BİRLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ" Turizm sektörünün çok değişik katmanları olduğunu vurgulayan Şener, katmanlar arasındaki iş birliğine dikkat çekerek, “Bunların konuşması önemli. Rekabet önemli ama rekabet kan davası gibi olmamalı. Önce iş birliği sonra rekabet olmalı. Uçaklarımızın, otellerimizin sayısı arttı, siz seyahat acentaları ise bu yolcuları getirenler olarak çok önemlisiniz” şeklinde konuştu. Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla’ya turizmin katkısının 100 milyar dolar olduğunu hatırlatan Şener, “Ancak insanlar da mutlu olmalı. Gayrı Safi Mutluluk da son derece önemlidir” dedi. Konuşmasında bilgi kuramcısı Claude Shannon’dan örnek veren Sani Şener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilgisayarın babası olarak kabul edilen Claude Shannon örneğini vermek istiyorum. Eğitimi sırasında bir dersi eksik kalınca mantık dersi alıyor. Doğru önermelere 1, yanlış önermelere 0 vermeyi öğreniyor. Bunu bilgisayara uyarlıyor. Dolayısıyla başka ülkelerde neler oluyor, bunu takip ederek sektörümüze uygulayabilmeliyiz.” TURİZMİN GELECEĞİ PANELİNDE TURİZMDEKİ SON GELİŞMELER TARTIŞILDI Tüm hızıyla devam eden kongrenin ikinci oturumu olan “Turizmin Geleceği” panelinde ise turizmin ekonomik ağırlığı, uluslararası gelişmelerdeki yeri ve yapısal sorunları ele alındı. 54. Hükümet Turizm Bakanı ve TÜRSAB Eski Başkanı Bahattin Yücel moderatörlüğünde gerçekleşen “Turizmin Geleceği” oturumuna, Ekonomist Prof. Dr. Hakan Kara, Emekli Başkonsolos Gülru Gezer ile Turizm ve Seyahat Acentaları Vakfı (TURSAV) Başkanı Faruk Pekin katıldı. BAHATTİN YÜCEL: "TURİZM SEKTÖRÜ EKONOMİDEKİ AĞIRLIĞINI HİSSETTİREMİYOR" Moderatör Bahattin Yücel turizmin, Türkiye ekonomisindeki önemine işaret ederek turizmin önemli bir sektör olmasına rağmen turizmcilerin, ekonomideki ağırlıklarını hissettirmekte geciktiklerini kaydetti. PROF. DR. HAKAN KARA: "KATMA DEĞERİ VE KİŞİ BAŞI GELİRİ ARTIRMAMIZ GEREKİYOR" Panelde konuşan Prof. Dr. Hakan Kara, “2025 yılı 2024’ten daha kötü olmayacak. Yıllık büyüme oranları kademeli toparlanıyor. Yılın ilk yarısında %2, ikinci yarısında %4 civarında büyümeler olacak. Sermaye girişleri kuru baskılıyor. Enflasyonla mücadele yavaş gittiği için kur artmaya devam edecektir. Faizin daha altında bir kur artışı olacak. Sanayide durum daha kötü, turizmde hiç olmazsa talep devam ediyor. Döviz kuru ile fiyatlar arasındaki ayrışma devam ediyor. Bu süreç devam edemez. Türk Lirası trendlere göre değerli bölgeye geçti. Türkiye’de fiyatlar dünyaya göre daha pahalı hale geldi. Türkiye yeme-içme konusunda pahalı bir ülke oldu” dedi. Dünyada turizmin pandemi öncesi seviyesini daha yeni yakaladığına dikkat çeken Hakan Kara, “Türkiye pandemi öncesine göre %41 yukarıda. Veriler doğru mu bilmiyorum. Ama oransal olarak artış var. Bizim katma değeri ve kişi başı geliri artırmamız gerekiyor. Kişi başı turizm harcaması ise yatay seyrediyor. Türk Lirası’ndaki değer düşüşü bu trendi etkiliyor” diye konuştu. Küresel turizmde 2032’ye kadar %36 büyüme beklendiğine işaret eden Kara, “BM güven endeksine göre turizm güven endeksi büyümeye devam ediyor. Küresel ölçekte seyahate ilgi yüksek kalacak. Z kuşağı seyahate ilgisi yükselerek devam edecek. Turizmin yolu açık” şeklinde konuştu. EMEKLİ BAŞKONSOLOS GÜLRU GEZER: "PAZAR ÇEŞİTLİLİĞİNE GİDECEKSEK İYİ TANITIM YAPMALIYIZ" Panelde jeopolitik açıdan Türkiye’nin durumundan yola çıkarak turizmi değerlendiren Emekli Başkonsolos Gülru Gezer ise “Türkiye ürün olarak düşünüldüğünde yurt dışında çok kolay tanıtılan bir ürün değil. Ama turizm hep daha pozitif oldu. Dünyada sürekli politik çalkantılar yaşanıyor. Türk insanı çok dayanıklı. Krizlerde hemen toparlanma yetisine sahibiz” dedi. Türkiye’deki olumsuz gelişmelerin dünyada yansımaları olabildiğine değinen Gezer, “Demokratik ülkelerle siyasi ilişkiler kötüye gitse bile iktisadi ilişkiler devam eder. İspanya ile kapasitelerimiz üç aşağı beş yukarı aynı. Farkımız ne ki rakamlarımız arasında önemli fark var? Ortalama bir Amerikalı Türkiye deyince Ortadoğu’da bir ülke olarak algılıyor. Çevremizdeki ülkeler bizi iyi tanıyor evet, ama pazar çeşitliliğine gideceksek iyi tanıtım yapmalıyız. 70-80 milyon turiste çıkacaksak pazar ve turizm çeşitliliği büyük önem taşıyor” şeklinde konuştu. TURSAV BAŞKANI FARUK PEKİN: "KARLI, SÜRDÜRÜLEBİLİR VE SORUMLU TURİZM ANCAK KÜLTÜR TURİZMİ İLE OLUR" Panelde, kültür turizminin önemini vurgulayan TURSAV Başkanı Faruk Pekin “Turizmde sorunları aşmada çözüm kültür turizmidir” dedi. Mevcut turizm rakamlarının gerçeği ifade etmediğini belirten Pekin, “Türkiye turizminde gerçek girdi çıktı analizleri yapılıyor mu? Son 40 yılda devlet turizme yatırım yaptı. Ancak bunların analizleri yapılıyor mu? Turizmin çevre kirliliğine etkisinin maliyeti nedir? Bunun analizi yapılıyor mu? Bunların hesabını yapmıyoruz” dedi. Faruk Pekin sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin Akdeniz çanağında mukayeseli üstünlüğü yoktur ama kültürel bir üstünlüğü vardır. Güneş-deniz-kum turizminin lokomotif haline getirilmesi bir dönüm noktasıdır. Asıl rekabet gücümüz kültür turizmindedir. Kültür turizminin özellikleri çok çok farklı. Kültür turizminde tanıtımı öne çıkarmalıyız. İspanya ucuzcu turizm istemiyoruz yaklaşımının sonucunu alıyor. Hindistan kişi başına 2000 dolar ediyor. Antalya’ya gelen turistin yüzde yarımı müzeye gidiyor. Antalya çok zengin bir kültür zenginliğine sahip. Ama bunlar değerlendirilemiyor. Elde çok ciddi bir potansiyel var ama bu potansiyel değerlendirilmiyor. Turizm karlı, sürdürülebilir ve sorumlu olmak zorundadır. Bu da ancak kültür turizmi ile olur.” ELİF URAL: "SEYAHAT ACENTALARIMIZ İÇİN SAĞLIK TURİZMİ EĞİTİMİ DÜZENLEYECEĞİZ" Kongrenin ilk gününde masaya yatırılan bir diğer önemli konu da sağlık turizmi oldu. Sektörün katma değeri yüksek ürünlerinden biri olan sağlık turizmindeki gelişmeleri ele almak üzere düzenlenen "Sağlık Turizminin Geleceği" konulu oturum büyük ilgi gördü. Moderatörlüğünü TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Elif Ural’ın üstlendiği oturuma; USHAŞ Genel Müdürü Behlül Ünver, TOBB Sağlık Meclis Başkanı Özgür Öztan ve OHSAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sağlık Turizmi Komite Başkanı Dr. Cengiz Gül panelist olarak katılım gösterdi. Panelde konuşan TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Elif Ural, sağlık alanında çok ciddi teşvikler olduğunu hatırlatarak, bu alanda çalışacak seyahat acentası sayısını artırmak istediklerini kaydetti. TÜRSAB olarak 15 bin TÜRSAB üyesine sağlık turizmi eğitimini nasıl veririz diye düşündüklerini dile getiren Ural, bu kapsamda 2025 yılında birçok şehirde sağlık turizmi eğitim programı planladıklarını açıkladı.  BEHLÜL ÜNVER: "SAĞLIK TURİZMİNDE DAHA ALINACAK ÇOK YOL VAR" Panelde konuşan USHAŞ Genel Müdürü Behlül Ünver, Türkiye’nin sağlık turizminde çok önemli bir misyona sahip olduğuna dikkat çekerek, 2028’de sağlık turizminde hedefin 127 milyar dolar, Türkiye’de 20 milyar dolar olduğunu ifade etti. Sağlık turizminde sadece medikal turizmin değil aynı zamanda termal, engelli, sporcu sağlığı ve yaşlı bakımı gibi alanlarında olduğuna işaret eden Ünver, sağlık turizminde daha alınacak çok yol olduğunu dile getirerek sözlerine şöyle devam etti: “Termalde 110 kaynağımız 500 tesisimiz var. Türkiye maalesef sağlık turizminde hak ettiği yerde değil. Sağlık alanında çalışan seyahat acenta sayısı artmalı. Türkiye sağlıkta çok iyi olabilir ama bunları dünyaya iyi anlatmamız gerekiyor. Türk Cumhuriyetlerinde yapılacak çok işlerimiz var. Ortadoğu’da Türkiye’ye çok ilgi var. Avrupa’nın sağlık sistemi sıkıntılı. Bizden hizmet talep edecek çok ciddi insan kaynağı var. 1-1,5 saatlik uçuş mesafesine bakıldığında bizden hizmet alacak çok insan var. O nedenle seyahat acentaları bizim için çok önemli. TÜRSAB’a çok teşekkür ediyoruz.” USHAŞ, BELGELENDİRME KRİTERLERİNİ DEĞİŞTİRECEK Sağlık turizminde Sağlık Bakanlığı’nın çatı olacağı; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı’nın yer alacağı bir koordinasyon kurulu kuracaklarını açıklayan Ünver, “3 milyarı nasıl 20 milyar yapabiliriz buna odaklandık. 1400 olan sağlık turizmi acentasının sayısının artması önemli. Yurt dışında Türkiye ile ilgili çıkan olumsuz haberlerin engellemek için bir platform kurulmasını gerektiğini belirten Ünver, sağlık turizminin oturması için yeni mevzuat çalışmasının devam ettiğini, mevzuatta belgelendirme kriterlerini değiştireceklerini açıkladı. ÖZGÜR ÖZTAN: "SAĞLIK TURİZMİNDE GÜÇ BİRLİĞİ ÖNEMLİ" Kongrenin katılımcı ve içerik bakımından çok başarılı olduğunu belirterek konuşmasına başlayan TOBB Sağlık Meclis Başkanı Özgür Öztan, Türkiye’deki sağlık çalışanlarının çok nitelikli olduğunu dile getirdi.  Türkiye’de sağlık turizminin çok hızlı büyüdüğünü hatırlatan Öztan, USHAŞ’ın da çalışmalarıyla Türkiye’nin bu alanda güçlendiğini ifade etti. Sağlık turizminde güç birliğinin önemine dikkat çeken Öztan, şunları kaydetti: “TOBB olarak bir güç birliği istiyoruz. Birlikte hareket etmeliyiz? Hem acentalarımız hem hastanelerimiz hem kamu hem de STK’ların birlikte hareket etmeli. Rakip ülkeler arasında başarılı örnekler var. En başarılı ülkeler bunu milli mesele haline getirip birlikte çalışmışlar. Dolayısıyla yapılacak ortak çalışmaları çok önemli olduğunu düşünüyoruz.” DR. CENGİZ GÜL: "SAĞLIK TURİZMİNDE TÜM TARAFLARIN BİRLİKTE ÇALIŞMASI GEREKİYOR" OHSAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sağlık Turizmi Komite Başkanı Dr. Cengiz Gül, sağlık turizminde pazar payını artırmaya odaklandıklarını belirterek, hazırladıkları araştırmanın sonuçlarını paylaştı. İyi hizmet sunmanın nitelikli insan kaynağı ve alt yapıyla olacağını vurgulayan Gül, şunları kaydetti: “Sürdürülebilirlik için; aracısından kural koyucusuna kadar tüm tarafların büyük önemi buluyor. Sağlık alanında 30 yıl profesyonel yöneticilik yaptım. Hep birlikte iş yapmak çok önemli. Bizdeki çürükleri de ayıklamak lazım. Hizmet sunucuları yurt dışından hasta istiyor ama hastanın nasıl geldiğine bakmıyor. O yüzden TÜRSAB gibi güvenilir kurumla ve üyeleriyle çalışmak gerekiyor. Çünkü TÜRSAB üyesi olmayan çok sayıda aracı var. Bizim de içimizdeki çürüklerini ayırmamız gerekiyor. Medikal turizm için her şehre hasta gitmez. Nereye ne yapılacağını hep beraber karar vererek hareket etmeliyiz. Eksik yaptığımız, ucuz yaptığımız ve birbirimize sahip çıkmadığımız her işten gol yeriz. Aracısından kamu kurumlarına her alanı yönetmek gerekiyor. İyi olanı iyi anlatmak, tanıtmak lazım. Pazar payımızı artırabilmemiz için denetlemelerin artması, kamu ve özel sektörün ortak çalışması gerekiyor. Çatı yapı olması önemli.” İlk günü başarılı bir şekilde tamamlanan 3. TÜRSAB Turizm Kongresi, ikinci gününde de önemli oturumlarla devam edecek.

Berlin Sağlık Turizm Fuarına Türkiye’den yoğun katılım oldu Haber

Berlin Sağlık Turizm Fuarına Türkiye’den yoğun katılım oldu

Ticaret Bakanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Uluslararası Sağlık Turizmi Sektör Meclisi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Sağlık İş Konseyi ve Hizmet İhracatçıları Birliğinin desteğiyle Berlin'de düzenlenen "Türkiye-Almanya Sağlık Turizmi Fuarı, Konferansı ve B2B Semineri"nde katılımcılar, Türkiye'nin sağlık turizmi alanında sunduğu hizmetlere ilişkin bilgilendirildi. Türkiye'nin son yıllarda sağlık sektöründe ulaştığı kalitenin damga vurduğu fuarda, Türkiye’nin değişik illerinden hastane ve klinikler, son hizmetlerini kuruluşlara ve fuar katılımcılarına anlatma fırsatı buldu. Hastaneler, diş klinikleri, tüp bebek klinikleri, saç ekim merkezleri, estetik klinikleri ve termal turizm merkezlerinin yer aldığı fuarda, katılımcı kuruluşların üst düzey yetkilileri ile sağlık sektörü temsilcilerinin bir araya geldiği özel nitelikli toplantılar da yapıldı. Sağlık turizmi için büyük önem taşıyan fuara Türkiye'den Memorial Sağlık Grubu, Dünya Göz Hastanesi ve Acıbadem Sağlık Grubu da katıldı. "Almanya'daki hastaların Türkiye'yi tercih etmesinin birinci nedeni Almanya'daki bekleme sürelerinin uzunluğu" Acıbadem Hastanesi Uluslararası Proje Geliştirme ve Operasyonlar Direktörü Dr. Murat Pekmezoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Acıbadem'in 50 ülkede ofisi olduğunu belirterek, yıllar önce insanların Almanya'ya tedaviye geldiğini, şu anda bu durumun tersine döndüğünü, bunun nedeninin Almanya'da sağlık sisteminin eskisi gibi olmaması olduğunu söyledi. Almanya'dan en çok tüp bebek merkezlerine hasta geldiğini aktaran Pekmezoğlu, "İkinci sırada onkoloji hastaları... İnsanlar 'kanser tedavisi Almanya'da var, sigorta karşılıyor' diyecekler ama maalesef bekleme süreleri uzun ve doğru teşhis oranları çok düşük. Üçüncü sırada genel cerrahi hastalarımız var. Dördüncü sırada estetikler geliyor. Almanya'dan bir yıl içinde 1.000'in üzerinde kişi buradaki ofislerimize başvurarak hastamız olarak Türkiye'ye geldi." diye konuştu. Pekmezoğlu, Almanya'daki hastaların Türkiye'yi tercih etmesinde ilk sırada, Almanya'daki bekleme sürelerinin uzunluğunun geldiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Kanser şüphesi var ve PET taraması yapılacak, 2 ay sonraya... Özele gitmek isterseniz 3 bin avroya kadar para ödemeniz gerekiyor. Bizim hastanemizde bu dörtte bir fiyatına yapılabiliyor. Aynı gün yapılıyor ve bir gün içinde de rapor yazılıyor. Teşhis konulduktan sonra tedavisi planlanıyor. Hasta tedaviyi kabul ederse tedaviye de hemen başlayabiliyoruz. Türkiye'de devlet hastanelerimiz dahil hiçbir hastanemizde bekleme süresi yok. Hastanemizde 26 dil konuşuluyor. Yabancı hastalarla ilgilenen 300'e yakın personelimiz var. Odalarımızın hepsi tek kişilik. İnsanlar geldiği zaman hastaneye değil, sanki kendi evine gelmiş gibi hissediyor." "Türkiye, 5 yıl sonra Avrupa'nın sağlık merkezi olabilir" Dünya Göz Hastanesi Uluslararası İş Geliştirme Sorumlusu Sezgin Aydın da Dünya Göz olarak Türkiye'de 21 hastaneye sahip olduklarını, Avrupa ile aynı teknolojiyi kullandıklarını belirterek, "Bizim farkımız hizmetlerimizi uygun fiyata sunmamız. Kalite olarak da Dünya Göz, Avrupa standartları üzerinde hizmet sunmaya başladı. Bu Avrupa'da tescillendi." dedi. Teknoloji firmalarına eğitim verdiklerini, hastanede kullanılan ürünler hakkında geri dönüşler yaptıklarını aktaran Aydın, "Dünya Göz olarak vizyonumuz yeni ameliyat ürünleri üretmek istiyoruz. Her yıl hasta sayısı ve ihracatımız artıyor." ifadelerini kullandı. Aydın, Türkiye'nin, 5 yıl sonra Avrupa'nın sağlık merkezi olabiliceğini söyledi. "Türkiye en önemli alternatif ülke durumunda" TOBB Uluslararası Sağlık Turizmi Meclis Başkanı ve HLC Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Merkezi Kurucusu Dr. Özgür Öztan ise Türkiye ile Almanya sağlık turizmi köprüsünü daha da kuvvetlendirmek için fuara katıldıklarını söyledi. Türkiye'de hastanelerin teknoloji ve eğitim konusunda Almanya'dan farklı olmadığını vurgulayan Öztan, "Alman vatandaşlarının yaşam süresinin uzun olduğu ve ülkede sağlık yatırımları çok fazla olmadığından tedavilere ulaşma süresi çok uzuyor. Bu nedenle hastalar daha çok hızlı tedavi amaçlı alternatiflere yöneliyor." dedi. Öztan, Avrupa'da bazı hastaların saç ekimi, dış tedavileri ve estetik cerrahi gibi tedavi alanlarında bütçesini ayarlamak zorunda kaldığını belirterek, "Seçeneklere bakıyorlar. 'Aynı kaliteyi, aynı tedaviyi, aynı sonucu nasıl daha çabuk ve daha uygun fiyatla alabilirim' diye bakıyorlar. Türkiye en önemli alternatif ülke durumunda." diye konuştu. Türkiye'nin sağlık turizmi hedeflerine değinen Öztan, "Cumhurbaşkanımız ve Sayın Bakanımızın inisiyatifiyle Ticaret Bakanlığı bize bir teşvik programı açıkladı. Bu teşvik, bizim için çok önemli bir güç haline geldi. Bu teşviklerle birlikte sağlık hizmet sektörünü çok genişletme hayalimiz var. İhracat rakamlarını çok kısa zaman içinde katlamayı hedefledik." ifadelerini kullandı. "Çok iyi kalite ile rekabetçi fiyatlar veriyoruz" Memorial Sağlık Grubu Uluslararası Pazarlama Grup Müdürü Johan De Letter, Avrupa'da sağlık hizmetlerinde arz ve talep arasında bir boşluk olduğunu, bu nedenle Almanya ve Avrupa'nın diğer yerlerinde sağlık hizmeti arayan birçok hasta bulunduğunu aktararak, "Ancak ya aradıkları kaliteyi bulamıyorlar ya da doktor veya hastane yok. İnsanların aradığı tedaviyi sağlamak için buraya geldik." dedi. De Letter, Memorial Sağlık Grubu'nun çok kalifiye doktorlara sahip olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Böylece tıbbi olarak bekleme süresi olmadan Almanya'dakinden muhtemelen daha iyi olan bir tedavi sağlayabiliriz. Bu nedenle yaşam kalitenizi etkileyen herhangi bir tıbbi ihtiyacınız varsa Türkiye'ye gelebilirsiniz, burada tedavilerinizi onların sağlayabileceğinden çok daha hızlı sağlarız. Fiyatta rekabetçiyiz. Yani Türkiye'deki fiyatlar Almanya'daki fiyatların oldukça altında ama kalite çok yüksek. Yani ucuz değiliz. Çok iyi kalite ile rekabetçi fiyatlar veriyoruz. Türkiye, sağlık alanında kaliteli hizmetin yanı sıra çok kaliteli destek hizmeti sunuyor." Memorial Sağlık Grubu'nun Almanya ve Avrupa pazarındaki ayak izini artırmak istediklerini ifade eden De Letter, "Hedefimiz, Almanya'da birlikte çalıştığımız hekim ve ortak ağımızı artırmak ve Alman hastalara dünya standartlarında sağlık hizmeti sağladığımızdan emin olmak istiyoruz." dedi. Türk-Alman İşverenler Birliği (TDU) Başkanı Remzi Kaplan da Türkiye'nin sağlık sektöründe önemli ülkelerden biri olduğunu vurgulayarak, "Fuar dolayısıyla Türkiye'den 100'e yakın hastanenin başkent Berlin'de olması bizi çok memnun etti." ifadesini kullandı.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.