Hava Durumu

#Mimari

TOURISMJOURNAL - Mimari haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mimari haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Özbekistan’da Turizm Atağı Tarihi Mirası Tehdit Ediyor Haber

Özbekistan’da Turizm Atağı Tarihi Mirası Tehdit Ediyor

Turizmi canlandırmak isteyen Özbekistan, büyük ölçekli projelerle dikkat çekiyor. Buhara başta olmak üzere pek çok şehirde hızla yeni oteller inşa ediliyor. Yazar Catherine Bennett, konakladığı tarihi bir kervansarayın çevresinde üç yeni inşaat gördüğünü ve 16. yüzyıldan kalma bir medresenin yanına konuk evi yapıldığını aktardı. Başkent Taşkent’ten Hive’ye kadar benzer projeler gözlemlenirken, zengin iş insanı Bakhtiyor Fazilov’un Semerkant’ı turizm merkezi haline getirme çabalarına da vurgu yapıldı. 2022’de açılan havaalanı ve "Disneyland'e benzetilen" İpek Yolu Semerkant projesi, şehrin çehresini değiştiriyor. Svetlana Gorshenina, Özbekistan’ın "İpek Yolu" konseptiyle turizmi tek pazarlama stratejisi haline getirdiğini belirterek, bu durumun kültürel değerleri tüketebileceğini söylüyor. UNESCO’nun da Buhara’daki çalışmaları yakından izlediği biliniyor. Ülke, son 5 yılda turizm sıralamasında 16 basamak yükselerek 78. sıraya çıktı. 2023’te 6,6 milyon olan turist sayısının, Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in 2030 stratejisi kapsamında 15 milyona çıkarılması hedefleniyor. Ancak bazı uzmanlar, bu hızlı dönüşümün olumsuz etkileri olabileceğini dile getiriyor. Kimliğini açıklamak istemeyen bir Özbek mimar, Buhara’nın giderek sadece turistler için düzenlenen bir yapıya dönüştüğünü ve "Çöldeki Venedik" olma riski taşıdığını belirtti.

İmrahor İlyas Bey Camii Restorasyonu Hızla İlerliyor Haber

İmrahor İlyas Bey Camii Restorasyonu Hızla İlerliyor

İSTANBUL (İHA) - Ayasofya Camii’nden 100 yıl daha eski olan İmrahor İlyas Bey Camii’nde 2023’te başlatılan restorasyon çalışmaları sürüyor. Geçmişte çeşitli hasarlar alarak üst yapısını kaybeden camide, Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü koordinasyonunda geçici çatı tamamlandı. Restorasyonun ardından ibadete açılması planlanan cami, havadan görüntülendi. EN ESKİ DİNİ YAPILARDAN BİRİ Fatih’teki cami, Bizans döneminde kilise olarak inşa edildi ve İstanbul’un fethi sonrası camiye çevrildi. 2. Beyazıt döneminde İmrahor İlyas Bey tarafından tekrar düzenlenen yapı, Latin istilası, 1894 depremi ve 1900’lerdeki yangın ve yağmurlarla büyük zarar gördü. 1925’te terk edilen ve 1934’te müzeye devredilen cami, 2012’de Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne geçti. 2019’da ise yapının restorasyon projeleri onaylandı. ÖZGÜN MİMARİSİ KORUNUYOR 2023’te başlayan restorasyon kapsamında çevre temizliği yapıldı ve 100 yıldır üstü açık olan cami için geçici çatı kuruldu. Güney bölümdeki yıkılan sütunlar aslına uygun şekilde yenilenecek. Yapı hakkında bilgi veren Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, "İstanbul'daki en eski dini yapı olarak ifade edebileceğimiz bu manastır; Studios Manastırı'dır. İstanbul'un fethine kadar manastır olarak kullanılan yapı, fetihten sonra 2. Beyazıt'ın Mirahoru İlyas Bey tarafından cami ve tekkeye çevrilmiştir. Bu yapı kompleksinde caminin yanı sıra sarnıç, ayazma ve çeşme de bulunmaktadır. Geniş bir revaklı avlusunun ve derviş hücrelerinin olduğunu biliyoruz. Cami olduktan sonra minare ekleniyor fakat günümüze külah ve petek kısmının maalesef ulaşamadığını görüyoruz. İmrahor İlyas Bey Camii'nden bahsederken tabii ki opus sectiladan bahsetmemiz gerekir. İnşa edildiği dönemde yurdun birçok yerinden çeşitli taşlar getiriliyor ve bu taşlar belli bir geometrik düzene göre döşeniyor. Bugün burada görülen opus sectila özgündür. Yapının ilk inşasından kalan bir döşemedir" açıklamasında bulundu. RESTORASYON ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR Feyyaz Fidan, restorasyon sürecini anlatarak, geçici çatı ve statik güçlendirme çalışmalarının tamamlandığını belirtti. Minarenin eksik külah ve petek kısmının, bilim kurulunun değerlendirmesi sonrası Koruma Kurulu onayıyla tamamlanacağını ekledi. Caminin en kısa sürede ibadete açılması hedefleniyor.

Dünyanın İkonik Kuleleri Seyahat Tutkunlarına İlham Veriyor Haber

Dünyanın İkonik Kuleleri Seyahat Tutkunlarına İlham Veriyor

İnsanlık tarihinin birikimini günümüze taşıyan ünlü kuleler, bulundukları şehirlerin simgesi haline gelerek turistik cazibe noktaları oluşturuyor. Mimarileriyle hayranlık uyandıran bu yapılar, her yıl milyonlarca gezginin seyahat planlarını etkiliyor. Dünyanın dört bir yanındaki kuleler, yalnızca mimari harikalar değil, aynı zamanda kültürel ve tarihi değerler taşıyan semboller olarak öne çıkıyor. Teknolojik gelişmelerle birlikte gökdelenler inşa edilse de bu yapılar geçmişin ihtişamını yansıtmayı sürdürüyor. EYFEL KULESİ (PARİS, FRANSA) Paris’in kalbinde yer alan Eyfel Kulesi, 1889 yılında EXPO Paris için inşa edildi. Her yıl 7 milyon ziyaretçiyi ağırlayan kule, hem manzarası hem de ışıklandırmasıyla ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunuyor. BIG BEN (LONDRA, BİRLEŞİK KRALLIK) Elizabeth Kulesi olarak bilinen Big Ben, Londra’nın tarihi ve politik merkezinde yer alıyor. Themes Nehri boyunca yürüyüş yaparken mola verilmesi gereken bir durak olarak dikkat çekiyor. GALATA KULESİ (İSTANBUL, TÜRKİYE) İstanbul’un simgelerinden biri olan Galata Kulesi, Boğaz ve Tarihi Yarımada’nın eşsiz manzarasını sunuyor. Özellikle gün batımı manzarasıyla fotoğraf tutkunlarının gözdesi oluyor. EMPIRE STATE BİNASI (NEW YORK, ABD) New York’un simgesi haline gelen bu Art Deco tarzındaki yapı, 86. ve 102. katlardan muhteşem şehir manzarası sunuyor. Gece ışıklarıyla büyüleyici bir atmosfere sahip olmaya devam ediyor. PİSA KULESİ (PİSA, İTALYA) Eğik yapısıyla ünlü Pisa Kulesi, tarihi bir mühendislik hatasını cazibe merkezine dönüştüren örneklerden biri. Kule, eğlenceli fotoğraf çekimleri için turistlerin uğrak noktası haline gelmiş durumda. BURJ KHALIFA (DUBAİ, BAE) 828 metre yüksekliğiyle dünyanın en uzun yapısı olan Burj Khalifa, modern mühendisliğin zirvesini temsil ediyor. Gözlem platformları, ışık şovları ve lüks alanlarıyla eşsiz bir deneyim sunuyor. TOKYO SKYTREE (TOKYO, JAPONYA) 634 metre yüksekliğindeki bu modern kule, Tokyo’nun panoramik manzarasını görmek isteyenler için ideal bir nokta. Ayrıca, bölge restoran ve alışveriş alanlarıyla popüler bir destinasyon. İZMİR SAAT KULESİ (İZMİR, TÜRKİYE) 1901 yılında inşa edilen İzmir Saat Kulesi, Osmanlı taş işçiliğinin zarif bir örneği olarak gösteriliyor. Konak Meydanı’nda yer alan kule, hem tarihi hem de kültürel bir buluşma noktası. Kuleler, tarihin ve kültürün mimariyle harmanlandığı yapılar olarak, şehirlerin hikayesini anlatmaya devam ediyor. Turistlerin ilgisini çeken bu ikonik yapılar, bulundukları yerleri dünya çapında tanıtmada önemli bir rol oynuyor.

35. ANFAŞ Hotel Equipment Fuarı Başlıyor Haber

35. ANFAŞ Hotel Equipment Fuarı Başlıyor

ANTALYA (İHA) - Türkiye’nin en prestijli Horeka sektörü etkinliklerinden biri olan Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları Fuarı, Antalya ANFAŞ Fuar Merkezi’nde kapılarını açmaya hazırlanıyor. Bu yıl fuara 20 bin ziyaretçi beklenirken, 1,5 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefleniyor. Fuar, otel, restoran ve kafeterya sektörüne hizmet eden firmaları yerli ve yabancı katılımcılarla buluşturacak. SEKTÖRÜN GELECEĞİ KONUŞULACAK Antalya Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Hotel Equipment Fuar Direktörü Hakan Arslan, "Geçen sene yaklaşık dört gün süren fuarda on beş bin üzerinde bir ziyaretçi sirkülasyonu vardı. Bu sene bu rakamın 20 binin üzerine çıkması bekleniyor" açıklamasını yaptı. Fuarın yalnızca ticaret değil, sektörün sorunlarının tartışıldığı paneller ve söyleşilere de ev sahipliği yapacağını ekleyen Arslan, "8 ve 9 Ocak tarihlerinde yiyecek-içecek sektörü ve iç mimarlık üzerine toplantılar düzenleyeceğiz. Önemli konuşmacıları ve sektör profesyonellerini ağırlayacağız" dedi. HOTEL DESIGN SHOW BEŞİNCİ KEZ SAHNEDE Fuar kapsamında İç Mimarlar Odası Antalya Şubesi tarafından düzenlenen Hotel Design Show, "Gelecek" temasıyla yeniden ziyaretçilerle buluşacak. Etkinlikte, uzman 10 mimarlık ofisi tarafından tasarlanan otel odaları deneyimlenebilecek. İç Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Güner Onaran, "İspanya, Tunus ve İtalya İç Mimarlar Odası Başkanları gibi önemli isimleri ağırlayacağız. Ayrıca Atilla Kuzu ve Yeşim Kozanlı gibi sektörde öncü mimarlar da konuşmacı olarak fuarımıza katılacak. Gelecekte bu etkinliği 20 veya 30 otel odasına çıkarmayı ve uluslararası düzeyde daha geniş bir platforma taşımayı hedefliyoruz" dedi. Hotel Equipment Fuarı, Antalya’nın turizm ve yatırım alanlarındaki cazibesini artırmayı amaçlıyor. Fuara katılmak isteyenler, dört gün boyunca sektördeki son yenilikleri takip etme ve sektörün öncü isimleriyle buluşma fırsatı bulacak.

2025’te İstanbul’un Turizmde Yıldızı Parlayacak Haber

2025’te İstanbul’un Turizmde Yıldızı Parlayacak

Seyahat firması Titan Travel, Instagram, TikTok ve Google arama trendlerini analiz ederek yaptığı araştırmada, İstanbul’un 2025’te turist akınına uğrayabileceğini öngörüyor. Şirketin sosyal seyahat endeksinde İstanbul, 10 üzerinden 7,96 puan alarak dikkate değer bir başarı elde etti. İstanbul’un bu yüksek puanı, kentin ziyaretçi sayısında ciddi bir artış yaşanabileceğine işaret ediyor. Ancak ağustos ayında Türkiye’de Instagram’a getirilen geçici erişim engelinin, tatil paylaşımları ve hashtag kullanımı açısından belirsizlik yarattığı ifade ediliyor. Titan Travel’ın 2025’te en çok etiketlenmesi beklenen şehirler listesinde Avrupa şehirleri öne çıkıyor. İlk sırada Fransa’nın Nice şehri yer alırken, Londra ikinci, Paris ise üçüncü sırayı aldı. Londra ayrıca Instagram’da en fazla paylaşılan destinasyon unvanını elinde tutuyor. Listede Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Japonya’dan ikişer şehir yer alırken, Avrupa’dan toplam dört şehir dikkat çekiyor. İspanya’nın Palma de Mallorca kenti, 2024 yılında Instagram’da üç milyondan fazla kez etiketlenerek ilk üçe girdi. Ancak bu popülerlik, yerel halkın artan turist yoğunluğundan şikayet etmesine neden oldu. Yunanistan’ın Rodos Adası, son bir yılda Instagram paylaşımlarında yüzde 8’lik bir artış gösterdi. Orman yangınlarına rağmen ada, turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor. Atina’nın ünlü Akropolis’i ise 1,69 milyondan fazla sosyal medya gönderisiyle dünyada en çok etiketlenen 10 tarihi simge arasında bulunuyor. Eyfel Kulesi ve Roma’daki Kolezyum gibi Avrupa’nın diğer ikonik yapıları da sosyal medyada popülerliğini koruyor. Diğer yandan, Google’da tatil aramaları son üç yılda yüzde 427 artış gösteren, Gotik mimari ve çikolatasıyla ünlü Belçika’nın başkenti Brüksel de dikkate değer bir sıçrama yaptı. Ayrıca, Hollanda sosyal seyahat endeksinde geçen yıla kıyasla 13 sıra birden yükseldi.

Anadolu’nun Ahşap Camileri UNESCO Listesinde Haber

Anadolu’nun Ahşap Camileri UNESCO Listesinde

Anadolu-Türk mimarisinde genellikle kesme taş kullanılırken, ahşap tavan ve desteklerle inşa edilen camiler ayrı bir önem taşıyor. 13. ve 14. yüzyıllarda inşa edilen bu yapılar, Türklerin Orta Asya’daki mimari üslubunu hatırlatıyor. Sade dış görünümlerinin aksine, iç mekanları kalem işi süslemelerle renklenmiş olan camiler, ahşap oymacılığına ve işçiliğe vurgu yaparak belirli bir yapı tipinin en seçkin örneklerini temsil ediyor. Türkiye’nin Afyonkarahisar, Ankara, Eskişehir, Kastamonu ve Konya illerindeki beş cami, "Anadolu’nun Orta Çağ Dönemi Ahşap Hipostil Camileri" olarak 2023’te UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alındı. AFYONKARAHİSAR ULU CAMİİ: 1272-1277 yılları arasında yaptırılan bu cami, Selçuklu dönemi mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. 40 ahşap sütun üzerine oturtulmuş olan cami, ahşap minberi ve taş mihrabıyla dikkat çekiyor. Kalem işi bezemelerinin bir kısmı tahrip olsa da tarihi zenginliği göz kamaştırıyor. AHİ ŞERAFETTİN CAMİİ: Ankara Kalesi’nin güney ucundaki bu cami, ahşap işçiliği ve özgün mimarisiyle tanınıyor. Caminin ceviz ağacından yapılmış minberi, devrinin en zarif örneklerinden kabul ediliyor. Üç giriş kapısı olan yapının en dikkat çekici bölümü, taç kapısı olarak öne çıkıyor. SİVRİHİSAR ULU CAMİİ: Eskişehir’de yer alan bu caminin, 1231-1232 yıllarında inşa edildiği tahmin ediliyor. 67 ahşap direkle desteklenen çatısı, Bizans başlıklarının kullanımı ile dikkat çekiyor. Kündekari tekniğiyle yapılmış ceviz ağacından minberi ve aydınlık feneriyle Anadolu Selçuklu dönemi mimarisinin nadide örnekleri arasında gösteriliyor. MAHMUT BEY CAMİİ: Bindirme tekniğiyle inşa edilmiş olan cami, Kastamonu’ya 18 km uzaklıkta bulunuyor. Ahşap giriş kapısı, oymacılık sanatıyla yapılmış nadir bir eser olan caminin kapısı, Kastamonu Etnografya Müzesi’nde sergilenmeye devam ediyor. EŞREFOĞLU CAMİİ: Beyşehir Gölü’ne yakın olan bu cami, Anadolu’daki en büyük ahşap cami olarak bilinir. 40’tan fazla ahşap sütunla yükselen yapı, ceviz ağacından oyulmuş minberi ve renkli kalem işi süslemeleriyle dikkat çeker.

Ayasofya Müzesi: Bin Yıllık Mimaride Zaman Yolculuğu Haber

Ayasofya Müzesi: Bin Yıllık Mimaride Zaman Yolculuğu

İstanbul'un sembolü olan meşhur Ayasofya Müzesi, aslında Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 532-537 yılları arasında İstanbul'un tam kalbine inşa ettirilmiş, bazilika planlı bir patrik katedrali iken, 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra II. Mehmed tarafından camiye dönüştürülmüş muhteşem bir yapı. Alaüddin'in baş mimarlığında inşa edilmiş ve zaman içerisinde Davud Ağa, Mimar Sinan, Sarkis Balyan, Acem Ali gibi isimlerin de katkıda bulunduğu bu saray, Osmanlı Sultanlarının ikametgâhı, devletin yönetim ve eğitim merkezi olarak kullanılıyormuş. Zamanla içeriye eklenen bazı ilavelerle birlikte zengin bir koleksiyona sahip olan Topkapı Sarayı Müzesi'nin içindeki, her bir bölüm ayrı bir güzel. Kubbeli bazilika tipinde, kubbe geçişi ve taşıyıcı sistem özellikleriyle de mimarlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olan yapı, hristiyanlar için hem sembolik hem eksen mânada, fazlasıyla turistik ve çekici bir merkez.  482 yıl cami olarak kullanıldıktan sonra, Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1934 yılında yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile müzeye dönüştürülmüş ve ziyarete açılmış olan bu muhteşem yapı, o günden beri gören herkese tarihi bir şölen yaşatıyor. Ayasofya, Bizans İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerine ait tarihi eserleri bünyesinde barındırdığı için, en çok ziyaret edilen müzeler arasında yer alıyor. Müze, sanat ve mimarlık tarihi bakımından o kadar büyük bir öneme sahip ki, dünyanın 8. harikası olarak gösteriliyor. Tonlarca altının kullanıldığı Ayasofya mozaiklerinin yapımında altının yanı sıra, gümüş, renkli cam, pişmiş toprak ve renkli mermer gibi taş parçaları kullanılmış, 726’da III. Leo’nun tüm ikonaların yok edilmesi emriyle, tüm ikona ve heykeller Ayasofya’dan kaldırılmış. Dolayısıyla, Ayasofya’da günümüzde görülen surat tasvirleri içeren mozaiklerin hepsi, aslında ikonoklazm dönemi sonrasında yapılmış. Kilise camiye dönüştürüldükten sonra insan figürleri içerenlerin bir kısmı ile ince bir sıvayla kaplanmış ve yüzyıllarca sıva altında kalan mozaikler de bu sayede doğal ve yapay tahribattan kurtulabilmiş. Avluya çıkıldığında görünen şadırvan, I. Mahmud döneminde erkeklerin abdesti için eklenmiş. Sol taraftaki kapı ise, II. Selim’in, III. Murad’ın, III. Mehmed’in, Sultan Mustafa’nın, Sultan İbrahim’in ve şehzadelerin türbelerine açılmakta. Bu türbelerden birinde yürütülen restorasyon çalışmalarının sonucunda ise, bilinen en büyük boyutlu, Bizans döneminin 6. yüzyıl öncesi erken Hristiyanlık dönemine ait vaftiz havuzu ortaya çıkarılmış. Avludaki hem taş hem tuğla kullanılarak inşa edilmiş olan yapı ise çocukların Kur'an eğitimi için, Osmanlı döneminde eklenmiş. Bu unutulmaz tarihe ve mimariye şahit olmak isteyen tüm sanat ve tarihseverleri, Ayasofya'nın büyüleyici dünyasını keşfetmeye davet ediyoruz.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.