Hava Durumu

#Lojistik

TOURISMJOURNAL - Lojistik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Lojistik haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Gaziantep, THY İş Birliğiyle Dünyaya Tanıtılacak Haber

Gaziantep, THY İş Birliğiyle Dünyaya Tanıtılacak

Tarihi, gastronomisi ve doğasıyla turizmin yükselen değerlerinden olan Gaziantep, Büyükşehir Belediyesi, Gaziantep Valiliği ve Türk Hava Yolları işbirliğiyle ulusal ve uluslararası platformlarda tanıtılacak. Hava kargo ile Gaziantep'ten 200 tonluk ihracat yapıldığını belirten THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Ahmet Bolat, "Uzun yıllardır Türkiye içindeki önemini bildiğimiz Gaziantep gibi şehirler için özel yatırımlar yapıyor, bu şehirleri stratejik şekilde konumlandırıyoruz" dedi. Köklü tarihi, 5 antik kente ev sahipliği yapması, gastronomisi ve doğasıyla turizmde yükselen değerlerden olan Gaziantep'in ulusal ve uluslararası platformlarda tanıtımı için Türk Hava Yolları (THY) ile yapılacak iş birlikleri ve tanıtım stratejileri ele alındı. Kamu kurumları yetkilileri, üniversite rektörleri, STK temsilcileri ve THY yöneticilerinin katıldığı Zeugma Mozaik Müzesi Konferans Salonu'ndaki toplantıda, kentin turizm potansiyelinin artırılması, yurt içi ve yurt dışı destinasyonlarda Gaziantep markasının güçlendirilmesi, gastronomi turizminin desteklenmesi konularında fikir alışverişinde bulunuldu. Toplantıda Gaziantep merkezli 10 şehirdeki 17 kültürel varlığı kapsayan destinasyonda hedeflere ulaşılması için uluslararası tanıtım ve iş birlikleri, tematik tur paketleri, bölgesel farkındalık ve altyapı gelişimi, hedef pazarlar olan Asya, Uzak Doğu ve Amerika'dan gelecek turistlere yönelik tanıtım çalışmaları, influencer, basın ve acente iş birlikleri başta olmak üzere çeşitli konular irdelendi. Gaziantep, THY ile dünyaya ihracat yapıyor THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Ahmet Bolat, yaptığı sunumda Gaziantep için 2025 yılında yurt dışında 19 tanıtım turu yapıldığını, 2026 yılı için de 23 tanıtım turu yapılacağını belirtti. Gazi şehrin ihracatında lojistik rakamlarla THY'nin verilerini paylaşan Bolat, bu yıl ürünlerin 72 ülkeye hava kargo ile taşındığını aktardı. 323 ton dış hat kargosunun 200 tonunun Gaziantep üretimi olduğunu belirten Bolat, 110 ton gibi rekor bir taleple Avustralya'ya ürünlerin taşındığını ifade etti. Gazi şehrin sanayisi ile farklı iş ortaklıkları yürütülmesi hedefleniyor THY'nin gelecek hedefleri içinde sadece turizm ve taşıma açısından değil şehrin sanayisiyle ortak çalışmalar yapılabileceğini aktaran Bolat, üniversiteler ve Teknopark şirketleriyle projeler yürütülebileceğini söyledi. Bolat, "Türk Hava Yolları'nın geçmişine baktığımızda bir dönem sadece 65 uçağı bulunuyordu. Bunların 11'i geniş gövdeli, geri kalanı dar gövdeliydi. Ancak Cumhurbaşkanımızın havacılığa yönelik vizyonu ve ülkemizde yapılan büyük yatırımlar sayesinde Türk Hava Yolları bugün dünyanın en önemli hava yollarından biri haline geldi. Son 20 yılda Türk Hava Yolları yüzde 12 oranında büyüme sağladı. Bu oran, dünya ortalamasının yaklaşık 3,5 katı. Yani dünya ortalaması yüzde 3,5 iken, THY yüzde 12 büyüdü. 65 uçaktan bugün 515 uçağa ulaştık. Türk Hava Yolları'nın şu anda 515 uçağı bulunuyor. 2033 vizyonumuz doğrultusunda bu sayıyı 813 uçağa çıkarmayı hedefliyoruz. Bugün THY, haftada 8 bin dış hat, 4 bin 700 iç hat uçuşu gerçekleştiriyor. Dünyada 541 farklı noktaya uçuyoruz. Bu da Gaziantep gibi sanayi şehirleri için büyük bir avantaj. Çünkü Gaziantep'teki bir sanayici, THY'nin uçuş ağı sayesinde dünyanın 541 noktasına 24 saat içinde erişebiliyor. İstanbul Havalimanı üzerinden ortalama 2,5 saat içinde birçok noktaya bağlantı kurulabiliyor. İç hatlarda da pandemi öncesi dönem olan 2019'a göre yüzde 33 oranında büyüme sağladık" dedi. "Gaziantep gibi şehirler için özel yatırımlar yapıyor" Bolat, "THY'nin üç farklı markası bulunuyor. Bunlardan biri, yüzde 50 ortağı olduğumuz SunExpress. Uzun yıllardır Türkiye içindeki önemini bildiğimiz Gaziantep gibi şehirler için özel yatırımlar yapıyor, bu şehirleri stratejik şekilde konumlandırıyoruz. Uluslararası yolcu kapasitesinde dünyada üçüncü sıradayız. 2024 ile 2025 yılları karşılaştırıldığında yüzde 4 oranında büyüme bekliyoruz. Bu yılki gelirimiz, Allah nasip ederse 22 milyar dolar civarında olacak. Esas faaliyet karımız da geçen yıla benzer bir seviyede gerçekleşecek. Kredi yükümüz ise sadece 300 milyon dolar civarında. Peki, tüm bunların ülkemize katkısı ne? Bir uçak, tipine göre büyük bir ekonomik büyüklüğü temsil ediyor. Dar gövdeli uçakların her biri 55-60 milyon dolar, geniş gövdeli uçaklar ise 150-180 milyon dolar arasında. Elbette bu alımlar Airbus ve Boeing gibi firmalara kazanç sağlıyor, ancak aynı zamanda Türkiye ekonomisine de önemli katkılar sağlıyor. Türk Hava Yolları, son 16 yılın en büyük ihracatçısı konumunda. Geçtiğimiz yıl 18 milyar dolar döviz girdisi sağladı. Bunun 9 milyar doları doğrudan Türkiye'de kaldı. Yani THY, Türkiye'ye 9 milyar dolarlık cari fazla kazandırıyor. Türk Hava Yolları'nın ülke ekonomisine toplam katkısı 60 milyar dolar seviyesinde. Türkiye'nin 1,1 trilyon dolarlık gayrisafi yurt içi hasılası içinde THY'nin payı yaklaşık yüzde 6'dır. THY'nin 20 iştiraki ve 95 bin çalışanı bulunuyor. Şirketin bu yıl 44 milyar dolar döviz geliri elde etmesi, bunun da 20 milyar dolarının Türkiye'de kalması tahmin ediliyor ülkemize getirilen yüksek gelir grubundaki turistler ve iş insanları sayesinde" ifadelerini kullandı. "Bu yıl Amerika'dan 1,7 milyon turist geldi" THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Bolat, "Amacımız, kültüre, tarihe, gastronomiye ve Türkiye'nin ürettiği değerlere ilgi duyan turistleri ülkemize çekmek. Bu kapsamda 11 hedef ülke belirledik. Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere bu ülkelerden gelen turistler, kişi başı 2 ila 3 bin dolar arasında harcama yapıyor. Bu yıl Amerika'dan 1,7 milyon turist geldi. Hedefimiz, bu sayıyı 5 milyona çıkarmak. Aynı dönemde Dubai'ye giden Amerikalı sayısı sadece 300 bin civarında. Bu da Türkiye'nin turizm potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Bu topraklar insanlığın ve medeniyetin doğduğu yerler. Özellikle Şanlıurfa'daki Taş Tepeler projesiyle başlayan yeni hikayemiz, medeniyet tarihini yeniden yazıyor. 12 bin yıl öncesine uzanan bu topraklarda, o dönemde bile 10 bin kişilik yerleşimler bulunduğunu görüyoruz. Bu da bölgenin tarihi önemini ortaya koyuyor. Türk Hava Yolları'nın 19 iştiraki arasında TGS, THY Teknik ve Turkish Cargo gibi önemli firmalar var. Bunlardan biri de BayiDek. Bu şirketimiz, kapıdan kapıya teslimat yapan bir lojistik firması. Örneğin, Gaziantep'teki bir esnaf, internet üzerinden tanıttığı bir ürününü Frankfurt'taki bir müşteriye göndermek isterse BayiDek devreye giriyor. Ürünü esnafın dükkanından alıp ertesi sabah Frankfurt'taki adrese teslim ediyor. Türk Hava Yolları, geçmişte olduğu gibi bugün de sadece bir hava yolu şirketi değil, aynı zamanda Türkiye'nin ekonomik, kültürel ve turistik kalkınmasına yön veren stratejik bir markadır" ifadelerine yer verdi. "Tanıtım deyince bizim en önemli tanıtım ayağımız, tanıtım mekanizmamızdan bir tanesi Türk Hava Yolları" Toplantıda konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ise, kentin OECD Şampiyon Şehir, EBRD Yeşil Şehir ve Avrupa Ödülü sahibi olduğunu belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli markası olan Türk Hava Yolları'nı bugün üst düzey yöneticilerini şehrimizde ağırlıyoruz. Misafirlerimiz bizi markalaştıran, Türk Hava Yolları'nı dünya markası haline getiren çok özel misafirler. Bunun en önemli sermayesi beşeri sermaye, yetişmiş insan gücü. Bugün vizyonlarıyla, ufuklarıyla, stratejileriyle bu önemli çalışmada ülkemizin en önemli marka değerini yöneten sizler bizim için en kıymetli hazinesiniz. Kültürel mirasımız da diğer önemli hazinemiz. Bugün iki hazineyi bir araya getirdik ve birleştirdik. Bir taraftan ortak geçmişimiz var. Geleceğe emin adımlarla ilerliyoruz. Geçmişimizde büyük medeniyet var. Cumhuriyet Dönemi'nin en güzel eserleri burada ve bunların tanıtılmaya ihtiyacı var. Tanıtım deyince bizim en önemli tanıtım ayağımız, tanıtım mekanizmamızdan bir tanesi elbette ki Türk Hava Yolları" dedi. "Dünyada da Türk Hava Yolları bizim bu şekilde sesimiz olacak" Gaziantep Valisi Kemal Çeber de önemli bir heyeti misafir ettiklerini vurgulayarak, "Biz Gaziantep ile ilgili belki bundan sonra ‘Türk Hava Yolları'ndan önce, Türk Hava Yolları'ndan sonra' diye konuşabiliriz. Gaziantep'in muhteşem bir potansiyeli var. Bunu Türk Hava Yolları'nın profesyonelliğiyle birleştirmek istiyoruz. Dünyada da Türk Hava Yolları bizim bu şekilde sesimiz olacak. ‘Buraya bir ek sefer daha koymaktansa burayı dünyada çok daha iyi tanıtmak bize çok daha fayda sağlar denildi'. Bu gerçekten güzel bir vizyondur, ekiptir. Ben şahsım ve şehrim adına teşekkür ediyorum böyle güzel bir kadroyla, geniş bir kadroyla buraya geldiği için ve şimdiden hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum" diye konuştu.

BTSO Lojistik Bursa’yı Dış Ticarette Stratejik Merkez Haline Getirdi Haber

BTSO Lojistik Bursa’yı Dış Ticarette Stratejik Merkez Haline Getirdi

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), dış ticaret potansiyelini geliştirmeye yönelik çalışmalarını kararlılıkla sürdürüyor. Bursa Yenişehir Havalimanı'nda bulunan kargo tesislerini gümrüklü geçici depolama alanı statüsüne kavuşturan BTSO, firmalara ihracat ve ithalat operasyonlarını daha etkin, hızlı ve verimli bir şekilde yürütme imkânı sunuyor. BTSO Lojistik A.Ş., şirketlerin lojistik maliyetlerini azaltmak, dış ticaret süreçlerini hızlandırmak ve hava kargo operasyonlarını daha verimli hale getirmek amacıyla faaliyetlerini aralıksız sürdürüyor. Bu çalışmalar sayesinde Bursa Yenişehir Havalimanı, dış ticaret ve e-ticaret taşımacılığında stratejik bir merkez konumuna yükseliyor. BTSO Lojistik'in sağladığı altyapı ve hizmetler ile Elektronik Ticaret Gümrük Beyannamesi (ETGB) işlem yetkisine sahip İnegöl Gümrük Müdürlüğü iş birliğiyle, son bir yıl içerisinde 7 milyon doların üzerinde e-ticaret ihracatı gerçekleştirildi. Ayrıca, devreye alınan konveyörlü elektronik barkod okuyucu sistemi sayesinde e-ticaret merkezi çalışmalarına da hız kazandırılıyor. Soğuk hava depolarında 250 ton kapasite Yenişehir Havalimanı'ndaki gümrüklü geçici depolama alanında, -25 dereceye kadar ürün muhafaza imkânı sunan soğuk hava depoları tam kapasiteyle hizmet veriyor. BTSO Lojistik'in girişimleriyle güncel teknolojiyle yenilenen soğuk hava depoları yeniden devreye alınarak kısa sürede tam doluluk oranına ulaştı. Bu yıl yaş meyve-sebze sezonunda ise 250 tonun üzerinde ürün güvenli bir şekilde muhafaza edildi. Turkish Cargo ile güçlü işbirliği BTSO Lojistik, Bursa iş dünyasının hava kargo hizmetlerinden daha etkin yararlanmasını sağlamak amacıyla Turkish Cargo ile iş birliği gerçekleştirdi. Bu iş birliği sayesinde Bursa Yenişehir Havalimanı ile İstanbul Havalimanı arasında gümrüklü ticaret hacmi önemli ölçüde artış gösterdi. 2025 yılının ilk 8 ayında 34 milyon dolara yakın dış ticaret işlemi başarıyla tamamlanırken, bu gelişme sunulan hizmetlerden faydalanan iş dünyası temsilcilerinin küresel ticaretteki etkinliğini her geçen gün daha da güçlendirdi. Yurtiçi uçuşlarda kargo desteği BTSO Lojistik, Bursa iş dünyasına sunduğu hava kargo hizmetleriyle yurtiçi taşımacılığı da destekliyor. Yenişehir Havalimanı üzerinden gerçekleştirilen seferlerle firmalar kargolarını hızlı ve güvenli bir şekilde Türkiye'nin farklı noktalarına ulaştırabiliyor. Bu kapsamda Diyarbakır'a pazartesi, perşembe ve cuma günleri, Erzurum'a salı, perşembe ve cumartesi günleri, Muş'a perşembe, cuma ve pazar günleri, Trabzon'a ise pazartesi ve cuma günleri düzenli kargo seferleri gerçekleştiriliyor. BTSO, sunduğu bu hizmetlerle firmalara hem zaman hem de maliyet avantajı sağlamayı hedefliyor. Stratejik işbirlikleri ile güçlü altyapı Türk Hava Yolları'nın hızlı kargo taşımacılık iştiraki olan Widect Express gibi küresel taşıma şirketleriyle iş birlikleri sürdürülüyor. Dondurulmuş gıda lojistiği, transit geçişler, e-ticaret operasyonları ve ithalat-ihracat süreçlerinde güçlü bir hizmet ağı oluşturulurken, milyonlarca dolarlık projelerin lojistik süreçleri başarıyla yönetiliyor. BTSO Lojistik İstanbul Havalimanı'nda da temsilcilik bulundurarak üyelerinin operasyonlarını yerinde takip ediyor. Böylece firmalar, ihracat ve ithalat süreçlerinde hızlı ve güvenilir bir lojistik desteğe erişiyor.

Deniz Yapılarında Yeni Tehdit: Yükselen Deniz Seviyesi Haber

Deniz Yapılarında Yeni Tehdit: Yükselen Deniz Seviyesi

İSTANBUL (İHA) - Yakın Doğu Üniversitesi’nde düzenlenen Deniz Mühendisliği: Rutinden Krize sempozyumunda, deniz yapılarına yönelik güncel gelişmeler ele alındı. Simpson Gumpertz & Heger firmasından Yüksek Mühendis Allison C. DiGregorio, deniz seviyesindeki artışın kıyı yapıları üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, bu faktörlerin mühendislik tasarımlarında mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Yakın Doğu Üniversitesi İnşaat ve Çevre Mühendisliği Fakültesi ile Teknoloji Transfer Ofisi (NERITA) iş birliğiyle gerçekleştirilen etkinlik, kıyı ve liman mühendisliği alanında uzmanları bir araya getirdi. İki oturumdan oluşan sempozyum, Teknoloji Transfer Ofisi Başkanı Prof. Dr. Murat Özgören’in moderatörlüğünde gerçekleştirildi. İlk oturumda Allison C. DiGregorio, Sahil Yapıları Mühendisliği Değerlendirmeleri başlıklı sunumunda, rıhtım, iskele ve dalgakıran gibi kıyı yapılarına yönelik mühendislik tekniklerini anlattı. İkinci oturumda ise Yüksek Mühendis Dolunay Öniz, 2023 Şubat depremlerinin güneydoğudaki deniz yapıları üzerindeki etkilerini aktardı. Sempozyumun sonunda Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Umut Aksoy, konuşmacılara teşekkür belgesi takdim etti. DENİZ YAPILARINDA MÜHENDİSLİK ZORLUKLARI Deniz mühendisliğinin en büyük zorluklarından birinin yükselen deniz seviyeleri ve kıyı gelişimi olduğunu belirten DiGregorio, kıyı yapılarını yalnızca dalga ve akıntılara karşı değil, sismik riskler ve kirlenmiş zeminlere karşı da dayanıklı hale getirmenin kritik olduğunu vurguladı. Deprem riski yüksek bölgelerde derin zemin karışımı (DSM) ve kazıklı rıhtım sistemleri gibi çözümlerin önemine değinen DiGregorio, uzun ömürlü ve sürdürülebilir mühendislik çözümlerinin gerekliliğini dile getirdi. DEPREMİN DENİZ YAPILARINA ETKİSİ Türkiye’de 2023’te yaşanan depremler sonrası güneydoğudaki deniz yapılarında gerçekleştirilen saha çalışmalarını aktaran Dolunay Öniz, özellikle İskenderun ve çevresindeki liman ve iskelelerin durumuna dair değerlendirmelerini paylaştı. Kazıklı yapıların büyük oranda dayanıklı kaldığını ancak zemin sıvılaşması, oturma ve deformasyon gibi sorunların sıkça gözlemlendiğini belirtti. Limanların deprem sonrası lojistik destek sağlamak açısından kritik rol üstlendiğini ifade eden Öniz, hızlı onarım süreçlerinin önemine dikkat çekti.

Lojistik İhracatında Büyük Hedef: 2025'te 48 Milyar Dolar Haber

Lojistik İhracatında Büyük Hedef: 2025'te 48 Milyar Dolar

ANKARA (İHA) - Ticaret Bakanlığı, lojistik ve taşımacılık sektöründe hizmet ihracatı hedeflerini açıkladı. 2024 yılında 38,9 milyar dolar olarak gerçekleşen sektör ihracatının, 2025’te 48 milyar dolara, 2028’de ise 78 milyar dolara ulaşması hedefleniyor. Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Lojistik ve taşımacılık sektörü, 100 milyar dolarlık pazar büyüklüğü ile küresel lojistik ihracatından yüzde 2,5 pay almakta ve dünyada 11. sırada yer alarak, hem hizmet ihracatımızın lokomotifi, hem de dış ticaretimizin en önemli bileşeni olarak konumlanmıştır. Hizmet ihracatımızın yaklaşık yüzde 40'ını oluşturan sektörün payını her yıl daha da artırması hedeflenmekte olup, 2024 yılında 115,2 milyar dolar olarak gerçekleşen hizmet ihracatı rakamının 38,9 milyar doları lojistik ve taşımacılık sektörünün çalışmalarıyla gerçekleşmiştir" ifadelerine yer verildi. Açıklamanın devamında, "Ticaret Bakanlığı olarak, lojistik ve taşımacılık sektöründeki gelişmelerin, ülkemizin ekonomik gücüne ve dünya ticaretindeki konumuna sağladığı katkı göz önünde bulundurularak, 2024 yılında 38,9 milyar dolar olarak gerçekleşen hizmet ihracatımızı, 2025 yılında 48 milyar dolara, 2028 yılında ise 78 milyar dolara ulaşmasının sağlanması hedeflenmektedir. Bu hedeflere ulaşmak için sektör paydaşlarıyla birlikte her zaman olduğu gibi iş birliği içerisinde çalışmalarımızı sürdürmeye devam edilecektir" denildi.

Hindistan Turizminde Büyüme Trendi Sürüyor Haber

Hindistan Turizminde Büyüme Trendi Sürüyor

Hindistan'ın turizm sektörü, dönüşüm sürecinin eşiğinde, dünyanın en dinamik endüstrilerinden biri olma yolunda ilerliyor. Son istatistikler bu büyümeyi gözler önüne seriyor. 2023-2024 yılları arasında uluslararası ziyaretçi sayısı yaklaşık 10 milyona ulaşırken, 2024'te yurt içi seyahatler 5 milyar sefer sayısına yükseldi. Bu, Hindistan'ı küresel çapta altıncı en büyük yurt içi seyahat pazarı yaparken, 2030 itibarıyla ülkenin dördüncü sıraya yerleşmesi bekleniyor. Bu büyüme, yıllık yüzde 9'luk seyahat harcama artışıyla destekleniyor. Bu ivme, hükümetin 2047 yılına kadar turizm ekonomisi hedefini 4 trilyon dolara revize etme olasılığını artırırken, bu sektörü Hindistan’ın ekonomik kalkınmasında hayati bir unsur olarak öne çıkarıyor. TURİZM VE KONAKLAMADA DÖNÜM NOKTASI 2024 yılı, Hindistan'ın turizm sektörü için belirleyici bir dönem oldu. Otel doluluk oranları, deneyimsel ve sürdürülebilir seyahate artan taleple rekor seviyelere ulaştı. Staycation, sağlık turizmi, gastronomi turizmi ve kültürel kaçamaklar gibi kavramlar, modern gezginlerin anlamlı ve yenileyici deneyimler arayışını yansıtarak büyük ilgi gördü. Bu evrimde teknoloji başrolde olmaya devam etti. Yapay zeka, kişiselleştirilmiş seyahat deneyimlerini mümkün kılan "dijital bir uşak" olarak öne çıktı. Online rezervasyonlardan gerçek zamanlı destek sağlayan sohbet robotlarına kadar teknoloji süreci kolaylaştırırken, insan dokunuşu ve özenli misafirperverlik Hindistan turizminin ayırt edici özelliği olmaya devam ediyor. PAZARDAKİ FIRSATLAR VE ZORLUKLAR Hindistan'ın turizm patlaması, yıllık yüzde 6'lık hızlı GSYİH büyümesi ve ülkenin kültürel ve doğal çeşitliliğini keşfetmek isteyen genişleyen orta sınıf tarafından destekleniyor. "Chalo India" kampanyası ve "Vibrant Villages Programme" gibi hükümet girişimleri, kırsal ve kültürel turizmin kapsamını genişletiyor. IndiGo ve Air India gibi havayollarının rekor uçak siparişleri ise yeni destinasyonlara erişimi artırıyor. Ancak, altyapı eksiklikleri, lojistik sorunlar ve güvenlik endişeleri gibi engeller endişe vermeye devam ediyor. Örneğin, uluslararası turistlerin yüzde 32’si sağlık kaygıları nedeniyle, yüzde 27’si ise güvenlik gerekçesiyle seyahat planlarını ertelediğini belirtiyor. Bu engellerin üstesinden gelmek için altyapı yatırımları ve yenilikçi pazarlama stratejileri kritik öneme sahip. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE DENEYİMSEL SEYAHAT Küresel çapta, turistlerin yüzde 76’sı sürdürülebilir turizmi önceliklendiriyor. Hindistan, "Heal in India" ve "Dekho Apna Desh" gibi sorumlu seyahat kampanyaları ile bu alanda önemli adımlar atıyor. Yerel ekonomileri desteklemek adına, turistlerin bütçelerinin yüzde 5 ila 10’unu yerel ürünlere ayırması teşvik ediliyor. Yurt içinde, 2030 yılına kadar hava yolcu trafiğinin iki katına çıkması bekleniyor. Bu büyüme, ikinci ve üçüncü kademe şehirlerdeki yatırımlarla destekleniyor. Uluslararası otel markaları da bu bölgelerde hızla genişliyor ve yüksek kaliteli konaklama ihtiyacını karşılıyor. İŞ BİRLİĞİ İLE BÜYÜME Turizmin büyümesi, küresel ve yerel iş birliği çabalarıyla hız kazanıyor. SATTE gibi platformlar, Hindistan’ı önde gelen bir turizm destinasyonu olarak tanıtıyor ve yenilikçi çözümleri tartışma imkanı sunuyor. Ayrıca, ABD-Hindistan Turizm Ortaklık Yılı ve Japonya ile Budist turizm projeleri, kültürel alışverişleri artırıyor. GELECEK İÇİN YOL HARİTASI Hindistan’ın turizm endüstrisinin olağanüstü büyümesini sürdürmek için altyapı eksikliklerini gidermek, sürdürülebilirliği teşvik etmek ve teknolojiyi benimsemek öncelikli hedefler olacak. Az bilinen destinasyonları tanıtmak için yaratıcı sosyal medya kampanyaları ve altyapı projeleri gibi stratejiler, turizmin çeşitlenmesini sağlayabilir. Hindistan, gelenek ve inovasyonu bir araya getirerek, gezginlere eşsiz bir deneyim sunma potansiyeline sahip. Sektörün kapsayıcı ve yenilikçi yaklaşımları, Hindistan turizmini sürdürülebilir bir geleceğe taşıyabilir.

Karadeniz Konteyner Ticaretinde Yüzde 14 Büyüme Haber

Karadeniz Konteyner Ticaretinde Yüzde 14 Büyüme

2024'ün ilk dokuz ayında Bulgaristan, Romanya ve Ukrayna’daki Karadeniz konteyner terminalleri toplam 979.000 TEU yük elleçledi. Bu rakam, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14'lük bir artışa işaret ediyor. Bu büyüme, özellikle Ukrayna limanlarında yeniden canlanan konteyner ticaretinden kaynaklanıyor. EN BÜYÜK ARTIŞ UKRAYNA’DA Dolu konteyner hacimleri tüm ülkelerde artarken, Ukrayna yüzde 79 ile en yüksek büyüme oranını yakaladı. İthalatta yüzde 19’luk genel bir artış kaydedilirken, Ukrayna’daki ithalat hacmi yüzde 116 artarak rekor seviyeye ulaştı. İhracat da yüzde 10 artış gösterdi; özellikle Ukrayna ve Bulgaristan’dan yapılan ihracat sırasıyla yüzde 64 ve yüzde 14 oranında büyüdü. ROMANYA, LİDER KONUMDA 2024’te dolu konteyner hacminin yüzde 70’i Romanya, yüzde 22’si Bulgaristan, yüzde 8’i ise Ukrayna’da gerçekleşti. Romanya, bölgedeki ticaretin merkez üssü olurken, Ukrayna doğrudan konteyner bağlantılarının yeniden sağlanmasıyla dikkat çekiyor. GELECEK TAHMİNLERİ Bölgede MSC, Maersk ve CMA CGM gibi taşıyıcıların pazar payı yüzde 60’ın üzerinde. 2025 yılı itibarıyla Karadeniz bölgesindeki konteyner ticaretinin yüzde 5-7 büyüme göstererek 3 milyon TEU’yu aşması bekleniyor. Bu artışta, Ukrayna limanlarına yönelik konteyner bağlantılarının genişlemesi büyük rol oynayacak. Karadeniz’in konteyner ticaretindeki bu büyüme, bölgesel ekonomiye ve lojistik sektörüne büyük katkılar sağlıyor.

Hatay, Suriye’nin Yeniden İnşasında Lojistik Üssü Oluyor Haber

Hatay, Suriye’nin Yeniden İnşasında Lojistik Üssü Oluyor

İSTANBUL (İHA) - Suriye’de 53 yılık Esad rejiminin sona ermesinin ardından bölge, yeniden yapılanma sürecine girdi. Bu dönüşümde, altyapı, lojistik ve inşaat gibi kilit sektörlerde Türkiye’nin etkin bir rol oynaması bekleniyor. Bu süreçte Hatay, lojistik ve tedarik merkezi olarak öne çıkıyor. HATAY’IN STRATEJİK KONUMU 9-13 Aralık tarihleri arasında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ev sahipliğinde Ankara’da düzenlenen 15’inci Büyükelçiler Konferansı’nda Suriye'nin yapılanma süreciyle ilgili de konuşuldu. Konunun önemine dikkat çeken Liberya Fahri Başkonsolosu Selahattin Yılmaz, "Suriye ile sınır olan Hatay hem tarihi hem de coğrafi olarak çok stratejik bir konumda. Birleşmiş Milletlerin raporuna göre Suriye’nin yeniden inşa 400 milyar dolara mal olacak. Analizlerde, yenilenme ve ticaret koridorunun açılmasıyla Türkiye’ye 100 milyar dolarlık pazar açılacak. Hatay ise bu pazara açılan kapı. O nedenle Suriye’nin yeniden inşasında Hatay 'üs' olacak" dedi. 6. BÖLGE TEŞVİKLERİ’NİN ETKİSİ 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depreminde en büyük yarayı alan illerden biri olan Hatay’da, devletin sağladığı 6. Bölge Teşvikleri’nin önemi büyük. Bu teşvikler, yatırımcılara vergi avantajları, düşük faizli krediler ve diğer desteklerle bölgede kalkınmayı hızlandırıyor. Bu teşvikler sayesinde Hatay’da yatırımların hızla artacağı, şehrin bölgesel bir sanayi merkezi haline geleceği belirtiliyor. "HATAY VE SURİYE BİRBİRİNE MERHEM OLACAK" Liberya Fahri Başkonsolosu Yılmaz, deprem felaketini yaşayan Hatay’ın, savaşın yaralarını sarmaya çalışan Suriye ile ekonomik ve ticari anlamda birbirini destekleyeceğini söyledi. Yılmaz, "Hatay bölgede küresel düzeyde önemli bir ticaret ve sanayi merkezi olacak. Savaş yarası alan Suriye ile deprem yarası alan Hatay birbirine merhem olacak. Yaralarını birlikte saracaklar" yorumunda bulundu. HATAY’DA SANAYİ VE TİCARET GÜÇLENECEK Hatay’daki yeniden yapılanma sürecinde İskenderun Limanı’nın kapasitesinin artırılması kritik bir adım olarak görülüyor. Bu yatırımların, ticaret hacmini artırması ve lojistik faaliyetleri hızlandırması bekleniyor. Bu bağlamda, Hatay’ın sanayi ve ticaret altyapısının daha güçleneceği öngörülüyor. İŞ İNSANLARINA YATIRIM ÇAĞRISI Liberya Fahri Başkonsolosu Yılmaz, iş insanlarını Hatay’a yatırım yapmaya davet ederek, "Hatay’da sanayi, lojistik, inşaat, dijital altyapı ve turizm gibi alanlardaki fırsatlar, yatırımcılar için büyük kazançlar sunuyor. Hatay, sadece Türkiye’nin değil, bölge genelinde ekonomik bir güç merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Bu süreçte, diplomatik ilişkilerin de güçlenmesiyle birlikte, yatırımcılar ve iş insanları için şehir büyük fırsatlar sunuyor. Suriye’nin yeniden inşa sürecine katılarak Hatay ve çevresi büyük bir ekonomik büyüme yakalayacak. Bu bölge uluslararası arenada daha da güçlü bir konum elde edecek" dedi.

Türkiye'nin 15 Dev Sektörü Yeşil Gelecek İçin Dönüşüyor Haber

Türkiye'nin 15 Dev Sektörü Yeşil Gelecek İçin Dönüşüyor

Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nın TBMM’de onaylanmasıyla 2053 yılı için “net sıfır karbon” hedefini ilan etti. Bu karar, ambalajdan gıdaya, tekstilden kimyaya kadar tüm sektörlerin ajandasında yeşil dönüşümü birincil öncelik haline getirdi. Özellikle ihracatçı sektörler, rekabetçiliği korumak için yeşil dönüşüm yatırımlarına hız veriyor. İklim krizinin etkisi her geçen gün daha fazla hissedilirken, iş dünyasında büyük ölçekli politika değişiklikleri yaşanıyor. Dünya genelinde üretimden tüketime kadar her aşamada yeşil dönüşüm, en önemli gündem maddesi haline geldi. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Dünya Enerji Yatırımı raporuna göre, temiz enerji teknolojisi ve altyapısına yapılan küresel yatırımlar bu yıl 2 trilyon dolara ulaşacak. Bu rakam, fosil yakıtlara yapılan yatırımın iki katı. IEA, toplam enerji yatırımının 2024’te ilk kez 3 trilyon doları aşacağını öngörüyor. TÜRKİYE’NİN ENERJİ VERİMLİLİĞİ HEDEFİ Türkiye, sürdürülebilir ekonomiye geçiş için önemli adımlar atıyor. 2024 yılı başında açıklanan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’na göre, Türkiye 2030’a kadar enerji tüketimini %16 azaltarak 100 milyon ton emisyon azaltımı hedefliyor. Bu hedef için planlanan 20 milyar dolarlık yatırımın 7 milyar doları sanayide gerçekleşecek. Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER) Başkanı Onur Ünlü, Türk sanayisinin bu dönüşüme hazır olduğunu ancak finansman maliyetlerinin önemli bir engel oluşturduğunu belirtiyor. Ünlü, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve Türkiye Yeşil Taksonomisiyle ilgili mevzuatların yakın zamanda yürürlüğe girmesini beklediklerini ifade etti. Türkiye’nin yeşil dönüşüm ajandasında karbon nötr hedeflere ulaşmak, yeşil ekonomi uygulamalarını yaygınlaştırmak ve döngüsel ekonomiye geçişi desteklemek gibi stratejik öncelikler yer alıyor. Bu doğrultuda enerji, sanayi, ulaşım ve tarım sektörlerinde emisyon azaltıcı önlemler alınması planlanıyor. Deloitte Türkiye Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri Murat Günaydın, karbon fiyatlandırma politikalarının ve Emisyon Ticaret Sistemi’nin öncelikli konular olduğunu vurguluyor. Günaydın, yenilenebilir enerji yatırımlarının hız kazanacağını, enerji depolama sistemleri ve akıllı şebeke altyapılarına yatırımların önem kazanacağını belirtti. 15 SEKTÖRÜN DÖNÜŞÜM PLANLARI AB’nin Yeşil Mutabakat kriterleriyle uyum sağlamak isteyen Türkiye, ambalajdan tekstile, gıdadan plastik sektörüne kadar 15 büyük sektörü kapsayan dönüşüm projelerine odaklanmış durumda. 2050 yılında iklim nötr ilk kıta olmayı hedefleyen AB’yle ticaret yapmak isteyen ihracatçılar, bu süreç için kolları sıvadı. Yavuz Eroğlu / PAGEV / PAGÇEV PAGÇEV, Türkiye’yi küresel geri dönüşüm merkezine dönüştürmek için önemli projeler hayata geçiriyor. RePlast Eurasia Fuarı ile sektörde uluslararası bir platform oluşturuluyor, Türkiye’nin yeşil dönüşümde liderlik hedefi destekleniyor. Ambalaj Sektörü - Zeki Sarıbekir / ASD: Ambalaj sektörü, karbon ayak izini azaltarak döngüsel ekonomiye geçişte önemli adımlar atıyor. Geri dönüştürülebilir malzemelerle üretimi artırmayı hedefleyen sektör, ileri teknoloji yatırımlarıyla kaynak kullanımını optimize etmeye odaklanıyor. Yeşil OSB projelerine destek veren sektör, otomasyon ve Endüstri 4.0 ile uyumlu çalışmalara yöneliyor. Çimento Sektörü - Volkan Bozay / TÜRKÇİMENTO: Yeşil çimentoya geçiş sürecini hızlandıran çimento sektörü, düşük karbonlu üretim için alternatif yakıtlar ve geri kazanım teknolojilerine yatırım yapıyor. Klinker oranını düşürmeyi amaçlayan tebliğ ile önümüzdeki 10 yılda 11 milyon ton karbon salımı azaltılacak. Plastik Sektörü - Kenan Benliler / PAGDER: Plastik sektörü, karbon ayak izini azaltmak için geri dönüşüm kapasitesini artırıyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarıyla kaynak kullanımını optimize eden sektör, ürünlerin geri dönüşüm perspektifiyle tasarlanmasını teşvik ediyor. Kimya Sektörü - Adil Pelister / İKMİB: Plastik ve polimer alt sektörlerinde geri dönüştürülmüş hammadde kullanımıyla fosil yakıtlara bağımlılık azaltılıyor. Biyoplastikler ve biyoparçalanabilir malzemeler öne çıkıyor, özellikle temizlik, tarım ve kozmetik sektörlerinde çevre dostu ürünlere olan talebi karşılıyor. Sektör, sera gazı emisyonlarını azaltmaya odaklanarak yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji tasarrufu önlemleri geliştiriyor. Tekstil Sektörü - Ahmet Öksüz / İTHİB: Tekstil sektörü, "Tekstil Sektörü Sürdürülebilirlik Rehberi"ni yayımlayarak yeşil dönüşümde öncü adımlar attı. Marka-üretici-tüketici iş birliğine dayalı çözümlerle "greenwashing" denen yanıltıcı pazarlama taktiklerine karşı önlemler geliştirilmesi planlanıyor. Üreticiler, operasyonel süreçlerinde çevre dostu yöntemlere geçiş ve enerji verimliliği için yenilikçi teknolojilere yatırım yapıyor. Hazır Giyim Sektörü - Mustafa Paşahan / İHKİB: Belirlenen 40 eylemden 18’i uygulamaya geçti. Sektör, AB’nin sağladığı 37 milyon Euro’luk hibe desteğinden faydalanıyor. Karbon ayak izi ölçümü, ürün yaşam döngüsü, sera gazı emisyonları gibi konularda eğitimler düzenleniyor. Temmuz 2024’te yürürlüğe giren Ekotasarım Yönetmeliği ile, 2027’de dijital ürün pasaportuna geçilecek. Dönüşümün finansmanı için bakanlıklarla temaslar sürüyor. Lojistik Sektörü - Bilgehan Engin / UTİKAD: Lojistik, küresel sera gazı emisyonlarının %5’ini oluşturuyor. Taşımacılık %89, depolama %11 oranında buna katkıda bulunuyor. UTİKAD, üyelerine karbon ayak izi hesaplama, çevre dostu teknolojiye geçiş, intermodal taşımacılığın teşviki ve demiryolu taşımacılığının artırılması gibi alanlarda destek sağlıyor. Yeşil Lojistik Odak Grubu ile mevzuat değişikliklerini ve sürdürülebilir ulaşım çözümlerini değerlendiriyor, webinarlar düzenliyor. Enerji Sektörü - Elvan Tuğsuz Güven / HESİAD: Türkiye’nin yenilenebilir enerji üretimindeki payı %59’a ulaştı. 2035’e kadar 120 bin MW rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesi hedefleniyor. 80 milyar dolarlık yatırım planlanıyor. HES projelerinin hibrit kaynaklarla entegre edilmesi ve izin süreçlerinin kolaylaştırılmasının yeşil dönüşüme büyük katkı sağlayacağı söyleniyor. Tarım Sektörü - Muzaffer Turgut Kayhan / IPUD: Türkiye, 1,5 milyon hektar alanda organik tarım yapıyor ve iyi tarım uygulamaları yaygınlaştırılıyor. Türkiye'deki pamuk üretiminin %10’u sürdürülebilir kaynaklardan sağlanıyor. Tekstil ve hazır giyim sektörleri 2025’e kadar sürdürülebilir pamuk kullanımını %100’e çıkarmayı hedefliyor. İyi pamuk uygulamaları ile, yerli hammadde kullanımı artırılarak ihracat gelirlerinin Türkiye’de kalmasını sağlanacak. Demir ve Demir Dışı Metaller Sektörü - Çetin Tecdelioğlu / İDDMİB: 2026’dan itibaren karbon vergisi zorunluluğu getirileceği için hazırlıklar yapılması gerekiyor. Sektör, enerji yoğunluğu nedeniyle yeşil dönüşüm için enerji yatırımlarına ihtiyaç duyuyor. Dünya Bankası’ndan yatırımlar için 600 milyon Euro’luk kredi garantisi sağlandı. Firmaların, atıklarını uygun şekilde bertaraf etmesi ve kooperatif enerji üretim merkezleri kurarak kendi enerji ihtiyaçlarını karşılaması gerekecek. OTOMOTİV SEKTÖRÜ Otomotiv sektörü ihracatının %70’ini Avrupa pazarına yaparken, yeşil dönüşüm sürecine hız kazandırıyor. Ticari araçlarda elektrikli, binek araçlarda hibrit ve şarj edilebilir hibrit modellerle bu dönüşüme uyum sağlanıyor. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde IPA III programı kapsamında hibe desteği almaya hak kazandı. "Döngüsel Ekonomi ve Kaynak Verimliliği" ile "Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim" odaklı dört yıllık proje, sektördeki dönüşümün temellerini güçlendirecek. OSD Başkanı Cengiz Eroldu, Avrupa pazarında daralan talep ve elektrikli araçların düşük pazar payına dikkat çekerek, şarj altyapısı, teşvik mekanizmaları, yerli tedarik sanayinin dönüşümü, mevzuat altyapısı ve temiz enerji yatırımlarına yönelik bütüncül politikaların gerekliliğini vurguladı. 2025'te devreye girecek sıkı karbon emisyon hedefleri doğrultusunda Avrupa'nın milyarlarca Euro'luk elektrifikasyon yatırımları hızlanırken, Türkiye de bu sürece entegre olmak zorunda kalacak. TÜRKİYE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZMDE ÖNCÜ Sürdürülebilir turizm, çevrenin korunması ve çevre bilincinin geliştirilmesi odaklı çalışmalarıyla öne çıkıyor. Türkiye, 2023 yılında Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) aracılığıyla Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi (GSTC) ile iş birliği anlaşması yaparak, sürdürülebilirlikte dünya çapında örnek gösterilmişti. Türkiye’nin GSTC ile geliştirdiği ulusal sürdürülebilir turizm programı, Paris İklim Anlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’ndan doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesine katkı sağlıyor. Bu dönüşüm, ülkeyi uluslararası turizm trendlerine uyumlu hale getirerek güçlü bir rekabetçi konuma taşıyor. 2030'da uluslararası turist sayısının 1,8 milyara ulaşması beklenirken, Türkiye’nin bu süreçteki rolü giderek büyüyor. İNŞAAT SEKTÖRÜ: UYUYAN DEV İnşaat sektörü, küresel karbon emisyonlarının %40'ını oluşturması nedeniyle iklim kriziyle mücadelede kilit bir sektör olarak konumlanıyor. Binaların enerji tüketimi ve yaşam döngüsünde kullanılan malzemeler büyük oranda sera gazı emisyonlarına yol açıyor. Dünya Bankası, 2050’ye kadar dünya nüfusunun %70’inin şehirlerde yaşayacağını ve enerji tüketiminin büyük kısmının kentlerden kaynaklanacağını öngörüyor. Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), bu doğrultuda Ulusal Katkı Beyanı ve Yeşil Mutabakat Eylem Planı altında bilgilendirme ve yönlendirme çalışmalarını sürdürüyor. Kamu-özel sektör iş birliği ile kurulan Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu, sektörü geleceğe hazırlamak için gerekli koordinasyonu sağlıyor. Süheyla Çebi Karahan - Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkan Vekili: İnşaat sektöründe yapılı çevre kaynaklı karbon emisyonlarını azaltmak için ulusal bazda bütüncül bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini söylüyor. Tasarım, malzeme seçimi, inşaat, kullanım ve yıkım süreçlerini kapsayan yapısal değişiklikler gerektiğini belirtiyor. Yeşil bina teknolojileri ve enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi gerektiğini ekliyor. Cem Özkök - Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı: Türkiye’nin iklim hedeflerine ulaşması için yeşil enerji projelerine daha fazla destek sağlanması gerektiğini aktarıyor. "Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) oluşturulmalı ve AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ile uyumlu hale getirilmeli" diyor. 2053 net sıfır karbon hedefi doğrultusunda uzun vadeli düşük emisyonlu kalkınma stratejilerinin geliştirilmesi gerektiğini söylüyor Dr. Sena Serhadlıoğlu - SHURA Enerji Merkezi Kıdemli Analisti: İklim Yasası’nın yürürlüğe girmesi ve karbon fiyatlaması pilot uygulamasının başlaması bekleniyor. AB pazarında rekabet gücünü artırmak için karbon fiyatlamasına geçiş önemli hale geliyor. Kısa vadede enerji verimliliği ve elektrifikasyon, uzun vadede ise yeşil hidrojen gibi teknolojiler sanayide düşük karbonlu üretim için belirleyici olacak. Müberra Eresin - Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı: Türkiye, sürdürülebilir turizmde küresel bir örnek olmaya hazırlanıyor. Türkiye Sürdürülebilir Turizm Endüstri Kriterleri (TR-I), uluslararası standartlarla uyumlu şekilde hayata geçirildi. Bu dönüşüm, turizm sektöründe farkındalığı artırarak hem işletmelere hem de topluma katkı sağlayacak. Fatih Eren - Geri Dönüşümcüler ve Geri Kazanımcılar Derneği (GEKADER) Başkanı: Geri dönüşüm sektöründe enerji tüketimi yüksek, ancak güneş ve rüzgâr gibi alternatif enerji kullanan tesisler oldukça az. Yeşil enerji altyapısına yatırım yapmak ve bu enerjinin üretime yeterli olup olmayacağı konularında soru işaretleri bulunuyor.  

Aliağa Limanları, Türkiye'nin Dış Ticaret Merkezi Olacak Haber

Aliağa Limanları, Türkiye'nin Dış Ticaret Merkezi Olacak

İZMİR (İHA) - Aliağa, Türkiye’nin sanayi ve lojistik sektöründe önemli bir merkez haline gelmiş durumda. Hem bölgesel hem de ulusal ölçekte büyük bir stratejik öneme sahip olan Aliağa, son 15 yılda limancılık sektöründe ciddi yatırımlar yaparak bu alanda hızla büyüyor. Özellikle petrokimya, enerji ve demir-çelik sanayi alanlarında önemli adımlar atan Aliağa, son yıllarda liman faaliyetleriyle de dikkatleri üzerine çekiyor. Geçtiğimiz yıl, Aliağa limanları Türkiye’deki liman bölgeleri arasında birinci sırada yer alarak en fazla yük elleçlemesi gerçekleştiren liman olan Aliağa, 2024 yılında da bu unvanını koruyarak, konteyner taşımacılığı alanında 5. sıradan 3. sıraya yükseldi. 3. ÇEYREKTE 26,6 MİLYAR DOLAR DIŞ TİCARET HACMİ Ege İhracatçılar Birlikleri (EİB) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Aliağa limanlarından 2024 yılının 3. çeyreğinde gerçekleştirilen ihracat, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 1,1 artış göstererek 15,93 milyar dolara ulaştı. İthalat ise geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 3,11 düşüşle 10,77 milyar dolara geriledi. Toplamda yılın ilk 9 ayı itibariyle gerçekleşen toplam dış ticaret hacmi 26 milyar 698 milyon doları buldu. LİMAN VE SANAYİ FAALİYETLERİNDE GÜÇLÜ PERFORMANS Aliağa limanları, 2024’ün 3. çeyreğinde toplam 64 milyon 37 bin ton yük elleçleyerek geçen yıla göre yüzde 6,3'lük bir artış sağladı. Konteyner taşımacılığında ise yüzde 35,5 artışla 1 milyon 594 bin TEU'ya ulaşarak Ambarlı ve Kocaeli’nin ardından üçüncü sırada yer aldı. Aliağa, sanayi ve lojistik faaliyetlerinin yanı sıra enerji üretim kapasitesiyle de dikkat çekiyor. Ülkenin demir-çelik ihtiyacının yüzde 25’i, işlenmiş petrol ürünleri ihtiyacının yüzde 30’u Aliağa’daki tesislerden karşılanıyor. Bölgenin stratejik konumu ve büyük üretim kapasitesi, yatırımcıların ilgisini çekiyor. Aliağa, ayrıca yenilenebilir enerji alanında da güçlü bir üretim kapasitesine sahip, özellikle rüzgar ve güneş enerjisi santralleriyle önemli bir üretim merkezi olma yolunda ilerliyor. ALTYAPI YATIRIMLARI VE ÇÖZÜM ODAKLI YAKLAŞIMLAR Aliağa’nın hızlı büyümesiyle birlikte bazı altyapı sorunları gündeme gelmişti. Bu sorunları çözmek amacıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı başkanlığında gerçekleştirilen toplantılarda, demiryolu ve karayolu altyapısının güçlendirilmesi, lojistik altyapının geliştirilmesi ve depolama kapasitesinin artırılması gibi adımlar tartışıldı. Aliağa Ticaret Odası Başkanı Ömer Ertürk, Aliağa’daki ulaşım altyapısının hızla büyüyen sanayi ve liman işlevlerine uygun hale getirilmesi gerektiğini vurguladı. Bu sorunların çözülmesi için tüm paydaşlarla birlikte hareket edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Aliağa'nın iç ve dış ticaretteki önemini vurgulayan Ertürk, "Ege Bölgesi’nin toplam dış ticaretinin yüzde 55’i, Türkiye’nin dış ticaretinin de yüzde 6’sı yine Aliağa’dan gerçekleşiyor. Aliağa olarak 7 yıldır dış ticaret fazlası vermeye devam ediyoruz. İleriye dönük projeksiyonlar Aliağa bölgesinin limancılıkta 2050 yılına kadar Türkiye ve dünya ortalamasının üzerinde büyümeye devam edeceğine işaret ediyor. Aliağa üretim, ticaret ve ihracatın en aktif olduğu çevre iller başta olmak üzere tüm Batı Anadolu ve İç Anadolu illerinde bulunan sanayicilerin dünya ile bağlantı kurduğu bir hub haline geldi" açıklamasını yaptı. ALTO Başkanı Ömer Ertürk, Lojistik Koordinasyon İcra Kurulu’nun Alt Komitesi ile yapılan toplantıda, hızlı büyüme sonucu yaşanan altyapı sorunlarının yerinde görülmesi için komisyondaki bakanlık ve diğer kurum yetkililer ile birlikte Aliağa limanları ve sanayi bölgesinde saha ziyareti yapma kararı alındığını belirtti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.