Hava Durumu

#Kuraklık

TOURISMJOURNAL - Kuraklık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kuraklık haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Su Kaynakları Kritik, Kuraklık Antalya Turizmini Etkiliyor Haber

Su Kaynakları Kritik, Kuraklık Antalya Turizmini Etkiliyor

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, "Barajlarımızdaki su rezervi, kritik seviyelere geriledi. Kuraklık, tarımdan sanayiye, günlük yaşamdan üretime, ticarete kadar her alanda büyük tehdit oluşturuyor" dedi. Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, ATO Olağan Meclis Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu. ATO 29'uncu Dönem Olağan Meclis Toplantısı, ATO Meclis Başkanı Mustafa Deryal'in başkanlığında ATO Meclis Üyeleri'nin katılımıyla, ATO Meclis Salonu'nda yapıldı. Toplantıda yaptığı konuşmada, ekonomi gündemine ilişkin konuları değerlendiren ve faaliyetleri hakkında bilgi veren ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, yaz aylarındaki hava sıcaklıklarına dikkat çekerek, küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle etkisini daha fazla hissettiren su ve kuraklık konularını gündeme getirdi. "Yeşil mirasımız küle dönüyor" Baran, yaz aylarında ülkenin farklı bölgelerinde yaşanan orman yangınlarına da değinerek, "Yurdun dört bir yanında çıkan ve içimizi dağlayan orman yangınlarında ağaçlar, bitkiler, hayvanlar yok oluyor, yeşil mirasımız ne yazık ki küle dönüyor. Binlerce hektarlık orman alanı, yaşam alanlarımız, biyoçeşitliliğimiz ve temiz hava kaynaklarımız da geri dönülmez şekilde zarar görüyor" şeklinde konuştu. "Su varsa hayat var, ticaret var, kalkınma var" Barajlardaki su rezervinin kritik seviyelere gerilediğine dikkat çekeni Baran, "Ağustos ayının sonuna geldik. Sıcaklık rekorlarının kırıldığı bir yazı geride bırakıyoruz. Küresel ısınma ve iklim değişikliği, artık hayatımızın tam ortasında. Barajlarımızdaki su rezervi, kritik seviyelere geriledi. Kuraklık, tarımdan sanayiye, günlük yaşamdan üretime, ticarete kadar her alanda büyük tehdit oluşturuyor. Kaynakları akıllıca kullanmak, tasarrufu alışkanlık haline getirmek ve sürdürülebilir bir kalkınma anlayışını benimsemek zorundayız. Su varsa hayat var, su varsa üretim var, ticaret var, kalkınma var. Suyumuzu korumak hepimizin sorumluluğu. Suya sadece bir kaynak değil, gelecek nesillere bırakacağımız kıymetli bir emanet gözüyle bakmalıyız" değerlendirmesinde bulundu. "Zengezur ülkemiz için fırsatlar barındırıyor" Türkiye'nin, sürekli kaynayan, taşların yerine oturmadığı bir coğrafyada, bir yandan ekonomisini ilerletmeye, büyümeye gayret gösterdiğini vurgulayan Baran, "Türkiye, bir yandan jeopolitik sorunları çözmeye çalışırken, diğer yandan faydasına olan tüm gelişmelerin de içinde yer almaya çalışıyor. Zengezur Koridoru da bunlardan biri" ifadelerini kullandı. Zengezur Koridoru'nun Türkiye'ye sağlayacağı katkılara dikkati çeken Baran, "Bakü'den Kars'a uzanacak bu güzergâh tamamlandığında, karayolunun yanı sıra, demiryolu, doğalgaz ve petrol hatları ile fiber optik hatları da içerecek stratejik bir koridor olacak. Türkiye'yi Kafkasya'ya bağlayacak bu proje sayesinde, Hazar ve Akdeniz havzaları arasında yeni bir ticaret yolu açılacak. Bu koridor, ticaret yollarının çeşitlenmesi, lojistik maliyetlerin düşmesi ve Türkiye'nin bölgesel transit gücünün artması açısından büyük fırsatlar barındırıyor" şeklinde konuştu. "Dünya Gazze için artık harekete geçmeli" Baran, İsrail kuşatması altındaki Gazze'de yaşanan insanlık dramına da değinerek, uluslararası örgütlerin bir an önce harekete geçmesi gerektiğini kaydetti. Gazze'den yansıyan tablonun, insanlığın en karanlık sınavlarından biri durumunda olduğunu ifade eden Baran, "Bugün burada, bir yandan kendi gündemimizle meşgulken, diğer yandan yüreğimizin bir köşesinde derin bir yara kanıyor. 21'inci yüzyılda, uzayda yaşamın konuşulduğu bu dönemde Gazze'de insanlar açlıktan ölüyor. Hiçbir siyasi gerekçe, hiçbir stratejik hesap Gazze'de bir evladın canından, bir annenin feryadından daha kıymetli olamaz. Dünyanın gözü önünde yaşanan bu zulme artık son verilmesini istiyoruz. Bölge ile ilgili ‘kıtlık' ilan eden Birleşmiş Milletler başta olmak üzere, uluslararası örgütler artık harekete geçmeli ve Gazze'de yaşanan insanlık dramına bir son vermelidir" diye konuştu. Baran, konuşmasında ATO Yönetim Kurulu faaliyetleri hakkında da bilgi verdi.

Sapanca Gölü Kuruyor: Sakarya’da Su Tasarrufu Seferberliği Başlıyor Haber

Sapanca Gölü Kuruyor: Sakarya’da Su Tasarrufu Seferberliği Başlıyor

Sakarya'nın içme suyu ihtiyacını karşılayan Sapanca Gölü, kritik seviyenin altına indi. SASKİ, 29.90 kotunun altına düşen göl için acil eylem planını devreye almaya hazırlanıyor. Önlemler 29,70 seviyesinin ardından Sakarya'nın genelinde uygulanmaya başlanacak. Şehrin geleceğini korumak için park-bahçe ile tarımsal sulamada içme suyu kullanımı, turistik yerlerde havuzların doldurulması yasaklanacak ve tüketimi yüksek olan ticari ve konut abonelikleri takibe alınacak. İki aydan fazla süredir yağış almayan göl, artan su kullanımı ve yüksek sıcaklıktan kaynaklanan buharlaşma ile kritik seviye olan 29,90'ın da altına düşerek 29,88 seviyesine geriledi. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ), kuraklıkla mücadelesinde her geçen gün milyonlarca metreküp su kaybeden Sapanca Gölü'nün su kalitesi ve ekolojik dengesini korumak için aldığı tedbirleri bir üst seviyeye taşıyor. Su kalitesini, gölün ekolojik dengesini ve geleceğin su kaynağını korumak için bir dizi önemli tedbir kararı alındı. Kararın devreye alınmasıyla su tüketimi minimuma inecek Endüstri alanında yapılacak kesintiler, park ve bahçe sulamalarının durdurulması, tarımsal faaliyetlerde içme suyu kullanımını önlemek için denetimlerin artırılması, turistik tesislerde bulunan veya süs niteliğinde olan havuzlara su verilmemesi ve konut ve ticari aboneliklerde su tüketimi yüksek olan vatandaşların takibe alınması ile Sapanca Gölü'nün su seviyesindeki azalma hızının önüne geçilecek. Kararın devreye alınmasıyla endüstriyel, tarımsal, konut ve turizmde su tüketimi minimuma inecek. 29,70 seviyesinden sonra uygulamaya girecek Önlemler 29,70 seviyesinin ardından Sakarya'nın genelinde uygulanmaya başlanacak. Son 5 yılın ortalamasına göre 149 santimlik kayıp yaşayan su kaynağında alınacak önlemlerin yanı sıra korunması için ayrıca diğer faktörler de masaya yatırıldı. Buna göre üzerinde su kullanım hakkı olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na, Tarım ve Orman Bakanlığı'na, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü'ne, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'ne ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'ne resmi olarak yazı gönderilecek. "Göl seviyesi kritik seviyelerde" SASKİ'den yapılan açıklamada, "Sapanca Gölü, tarihinin en zor yaz aylarından birini yaşıyor. Son yılların temmuz ayında görülmemiş bir seviye ile karşı karşıyayız. Önceki yıllarda eylül ayında karşılaştığımız seviyeler, sonrasında başlayan yağışlar ile gölde kalıcı hasarlar bırakmıyordu. Bu yıl göldeki kuraklık tehlikesi maalesef temmuz ayında başladı. Biz su kalitemizi korumak için önlemlerimizi artırdık. Ana su alma hatlarımızda dalgıçlar eşliğinde yaptığımız temizlik çalışmalarının yanı sıra bir yandan da gölden numune alma ve su kalitesi takibi çalışmalarını sıklaştırdık" ifadeleri kullanıldı. "Sapanca Gölü'nün kuraklıkla yok olmaması için tasarruf şart" Açıklamada alınacak önlemler ile ilgili şu ifadelere yer verildi: "Kıyıdan 15-20 metre çekilme, kuruyan dere yatakları ve kaybolan binlerce metreküp su, bu şehrin geleceği için kaygılanan herkes için su tasarrufunu zorunlu hale getirmiştir. Bu seviyeden sonra kuraklık etkisini daha hızlı gösterecektir. Bu etkiyi azaltmak için acil durum eylem planımızı devreye alacağız. Alınacak tedbirler bugün ve yarının suyuna sahip çıkmak için. Burada her vatandaşımıza da önemli görev düşüyor. Sapanca Gölü'nün kuraklıkla yok olmasına izin vermemek için lütfen suyu tasarruflu kullanalım."

Van Gölü’nde Mikrobiyalit Tehlikesi Video Galeri

Van Gölü’nde Mikrobiyalit Tehlikesi

Van Gölü'nde her geçen yıl etkisini artıran su çekilmesi, Bitlis'in Tatvan ilçesinin kıyı şeridini adeta mikrobiyalit tarlasına çevirdi. Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü, küresel iklim değişikliğine bağlı olarak kuraklık nedeniyle alan kaybetmeye devam ediyor. Geçen yıl bölge, önceki yıllara oranla daha fazla yağış almasına rağmen Van Gölü'nde suyun yükselmesi istenen seviyede olmadı. Göl suyunun çekilmesiyle, göl tabanındaki mikrobiyalitler de gün yüzüne çıkıyor. Bilimsel olarak "biyojenik karbonat yapılar" olarak tanımlanan mikrobiyalitler, suyun dibinde oluşan ve sadece çok az sayıda gölde görülebilen doğal yapılar olarak biliniyor. Van Gölü, bu açıdan dünyada eşine az rastlanır zenginliğe sahip. Ancak göl suyunun gerilemesiyle birlikte daha önce su altında kalan bu yapılar, artık kıyılarda açık şekilde gözlemlenebiliyor. Bitlis'in Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz ilçelerinin kıyılarında farklı boyut ve şekillerde ortaya çıkan yüzlerce mikrobiyalit, hem görsel bir şölen sunuyor hem de göldeki değişimin somut bir göstergesi oluyor. Özellikle Tatvan ilçesine bağlı İncekaya köyü kıyılarında, farklı boyut ve şekillerde yüzlerce mikrobiyalit gün yüzüne çıktı. Mikrobiyalitlerin bazıları ise 1 metreyi aşan boylarıyla dikkat çekiyor. İncekaya köyünü ziyaret eden vatandaşlardan Mihriban Sancak, geçen yıl daha az olan mikrobiyalitlerin bu yıl ciddi şekilde çoğaldığını belirterek, "Manzara çok güzel ama gölün bu şekilde çekilmeye devam etmesi bizleri endişelendiriyor" dedi. Mikrobiyalitlerin manzarayı da değiştirdiğini aktaran Mehmet Okay isimli vatandaş da, "Her geçen yıl göl daha da geri çekiliyor. Mikrobiyalitler ortaya çıktıkça manzara değişiyor ama bu değişim, Van Gölü için iyiye işaret değil" ifadelerini kullandı. Bilim insanları tarafından gölün ekolojik dengesinin bozulduğuna işaret edilen bu durum, dalış turizmi açısından yeni alanlar sunarken, bölge halkı için ise kaygı verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Ayvalık’ta Su Sorunu Çözüme Kavuşturuldu Haber

Ayvalık’ta Su Sorunu Çözüme Kavuşturuldu

BALIKESİR (İHA) - Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden biri olan ve kaliteli zeytinyağıyla tanınan Ayvalık’ta, yaz aylarında yaşanan su sıkıntısının sona ereceği açıklandı. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’ın öncelikli projelerinden biri olan su sorununun çözümü için çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. BASKİ Genel Müdürlüğü ekipleri, ilçenin farklı noktalarında sondajlar açarak elde edilen kaliteli içme suyunu yenilenen hatlarla halka ulaştırmayı sürdürüyor. Altınova Mahallesi ve çevresinde yapılan sondaj çalışmalarını yakından takip eden BASKİ Ayvalık Şube Müdürü Ayfer Solmaz, son iki ayda üç farklı noktada sondaj açtıklarını belirtti. Bu çalışmalar sonucunda elde edilen suyun, Cennet Tepesi’ndeki 10 bin tonluk depoya aktarıldığını ve böylece Ayvalık’ın sadece Altınova’dan gelen suya bağımlı kalmayacağını vurguladı. "SONDAJLAR DEVAM EDİYOR" Ayvalık’ın su ihtiyacının daha önce Altınova’daki kuyulardan karşılandığını hatırlatan Solmaz, "Artan nüfus ve zaman içinde eskiyen, yıpranan su hatlarının sıklıkla patlaması nedeniyle susuzluk sorunu daha da fazla kendini gösteriyordu. Ancak yaptığımız bu hummalı çalışmaların sonucunda, Altınova’da kuyular bölgesinin dışında yeni bir sondaj bölgesi oluşturduk. Halkımızın 'Sokol Kavşağı' olarak hatırladığı mevkide bir vatandaşımızın bize kullanım hakkını hibe ettiği bölgede sondaj açtık" ifadelerini kullandı. "BU YAZ SUSUZLUK YAŞANMAYACAK" Geçtiğimiz yıl yaşanan su kesintilerinin tekrarlanmayacağını belirten Solmaz, "Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Akın’ın halkımıza verdiği sözü bir kez de biz veriyoruz ve bu yaz sezonunda susuzluk yaşanmayacağını buradan bir kez daha ifade ediyoruz" dedi.

Bodrum'da Su Krizi: Barajlardaki Doluluk Kritik Seviyede Haber

Bodrum'da Su Krizi: Barajlardaki Doluluk Kritik Seviyede

MUĞLA (İHA) - Bodrum’daki su kaynaklarının doluluk oranı tehlikeli seviyelere geriledi. Kentin en önemli içme suyu kaynaklarından olan Geyik ve Mumcular barajlarında 8 Kasım itibarıyla kaydedilen doluluk oranları, dikkat çekici bir düşüşle kritik eşiğe ulaştı. Geyik Barajı'ndaki doluluk oranı yüzde 7'ye kadar inerken, Mumcular Barajı’nda bu oran yüzde 5 olarak ölçüldü. Kasım ve Aralık aylarında yaşanan yağışlar, bölgeye kısmen nefes aldırdı. 6-9 Aralık tarihleri arasında Milas’a metrekareye 61,8 kilogram, Bodrum’a ise 60 kilogram yağış düştü. Bu yağışların ardından Geyik Barajı'nın doluluk oranı yüzde 14’e yükseldi. Ancak, yağışlardan etkilenmeyen Mumcular Barajı’nda herhangi bir değişiklik yaşanmadı. Geçen yılın aynı döneminde Geyik Barajı'nın doluluk oranı yüzde 27 olarak kaydedilmişti. Mumcular Barajı'ndaki doluluk oranı ise bu yılki seviye ile aynıydı. Geyik Barajı, Bodrum’a içme suyu sağlayan en önemli kaynak olarak öne çıkarken, bu barajdaki su seviyesinin düşük kalması, ilerleyen dönemde su krizi yaşanabileceği endişesini artırıyor. "YAĞIŞLAR YETERSİZ, SU KRİZİ YAKLAŞIYOR" Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, Bodrum ve Milas bölgesinin yakın gelecekte susuz kalabileceği uyarısında bulundu. Özçelik, "Bodrum, aylardır yağış almıyordu. Gelen yağışlarla beraber maalesef kentsel altyapıdaki yetersizlikler nedeniyle taşkın ve su baskınları görülmeye başlandı. Bodrum’un bir yağmur suyu drenaj hattı olmamasından kaynaklı olarak yağan yağışlar, yüzeysel drenaj sistemleriyle tahliye edilmeye çalışılıyor. Bu ise en ufak bir yağışta dere yataklarının temizlenmemesi ya da rögarların temizlenmemesi nedeniyle su baskınlarına yol açıyor" dedi. Bodrum Yarımadası’nda Akyarlar ve Turgutreis gibi uç kesimlerde su baskınlarının sıkça görüldüğünü belirten Özçelik, "Yarımada’nın genelinde taşkın etkileri görülürken, rezervuarların bulunduğu Mumcular ve Yatağan bölgesinde yağış miktarı istenilen seviyede olmadı. Bundan kaynaklı olarak Mumcular Barajı’nda su seviyesi hala yüzde 5’ler civarında, Geyik Barajı’nda ise yüzde 14’ler civarında. Bu iki baraj, Bodrum’a içme suyu sağlayan en önemli barajlar; bu nedenle hâlâ stresin devam ettiğini söyleyebilirim" ifadelerini kullandı. "BÖLGENİN TEK GÜVENCESİ AKGEDİK BARAJI" Bölgedeki su krizine karşı tek güvence, Milas'a içme suyu ve Milas Ovası'na sulama suyu sağlayan Akgedik Barajı olarak gösteriliyor. Doç. Dr. Özçelik, "Akgedik Barajı’nda ise su seviyesi yüzde 40’lar civarında. Önümüzdeki dönemde eğer kuraklık etkileri devam ederse, sadece Bodrum’da değil, Milas da dahil olmak üzere bölgenin genelinde ciddi anlamda kuraklık etkileri söz konusu olacaktır" dedi.

Türkiye'de Ekim Yağışları Kritik Düzeyde Haber

Türkiye'de Ekim Yağışları Kritik Düzeyde

Ekim ayında Türkiye'de görülen yağışların, uzun yıllar ortalamasının yüzde 46, geçen yıla göre ise yüzde 27 azaldığı açıklandı. Bu yıl özellikle Ege ve Marmara bölgelerinde dikkat çeken bir azalma yaşandı. Yağışların, harita üzerinde kahverengine dönmesi, kuraklığın etkilerini gözler önüne serdi. Aydın ve Muğla'da, normalin çok altında bir yağış seviyesine ulaşılırken, bazı bölgelere ise hiç yağmur düşmedi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, ekim ayı yağış raporunu yayımlayarak, Türkiye genelinde yağışların normallerin altında gerçekleştiğini belirtti. Ekim ayı boyunca metrekareye ortalama 26,8 kilogram yağış düştü. Normali 49,4 kilogramken, 2023 yılı ekim ayında yağış miktarı 36,6 kilogram olarak kaydedilmişti. Bu düşüş, normalin yüzde 46, geçen yılın ise yüzde 27 altındaydı. Son 6 yıldır Türkiye genelindeki ekim yağışları, normalin altında kalmaya devam ediyor. Özellikle Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu'nun batı ve güney kesimlerinde yağışlar yüzde 60’ın üzerinde azaldı. Buna karşın, Karadeniz kıyılarında ve bazı illerde ise yağışlar artış gösterdi. Karadeniz hariç, Türkiye’nin çoğu bölgesinde yağışlar normalin altında kaldı. Bartın, son 65 yılın en fazla ekim ayı yağışını alırken, yüzde 93'lük bir artışla dikkat çekti. Rize'de ise en fazla yağış 331,4 mm ile kaydedildi. Ege Bölgesi’nde, son 40 yılın en düşük yağış miktarı gözlendi. Ekim ayında, yağışların yüzde 95 oranında azaldığı bildirildi. Marmara Bölgesi ise son 23 yılın en düşük seviyesini yaşadı. En düşük yağışı Aydın ve Muğla alırken, her iki ilde de 0,3 mm'lik bir yağış miktarı ölçüldü. Muğla'da yağış, normaline göre yüzde 99 azalmış durumda görünüyor. Ayrıca, İzmir, Aydın, Kütahya ve Manisa gibi iller, son 40 yılın en düşük yağışını aldı. Ekim ayında yağışsız geçen yerler arasında İzmir’in güneyi, Antalya’nın kuzeyi, Aydın, Manisa, Burdur, Mersin, Gaziantep ve Şanlıurfa gibi iller de bulunuyor. Bölgesel yağış miktarları ise Marmara’da normali 72 kilogramken bu yıl 13,9 kilogram olarak kaydedildi. Ege Bölgesi'nde yağışlar, 47,2 kilogramdan 2,2 kilograma düşerken, Akdeniz Bölgesi'nde yüzde 90’lık bir azalma yaşandı. İç Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde de ciddi düşüşler gözlendi.

Başkan Aras: Haber

Başkan Aras: "Ekonomik Kriz İnsanları Eve Kapatıyor"

MUĞLA (İHA) - Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, katıldığı bir televizyon programında hem Muğla’nın hem de belediyelerin genel sorunlarına dair önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Aras, ekonomik şartların insanların sosyal hayatını büyük ölçüde etkilediğini ifade ederek, "İnsanlar yoksulluk pandemisi yaşıyor, yasak yok ama ekonomik şartlar eve kapatıyor" dedi.   SOSYAL HARCAMALAR %70 AZALDI  Ekonomik krizin halkın sosyal yaşamına olan etkilerini vurgulayan Başkan Aras, "Muğla refah düzeyi yüksek illerden biri olmasına rağmen insanlar sosyal harcamalarını yüzde 70 kısmış durumda. Bu da insanların artık dışarı çıkamadığı, sosyalleşemediği ve kültürel etkinliklere katılamadığı anlamına gelmektedir. Halkı bir araya getirmek ve kültür sanat etkinlikleriyle buluşturmak belediyelerin görevidir" dedi.   TÜM BELEDİYELERİN ORTAK SORUNU Başkan Aras, yalnızca Muğla değil, Kıyı Ege Belediyeler Birliği’ne bağlı 116 belediyenin de aynı zorluklarla karşı karşıya olduğunu belirtti. "Belediyeler olarak önce pandemi, ardından deprem ve sonrasında yaşadığımız ekonomik problemle boğuşuyoruz. Bu süreçte ne yazık ki herhangi bir belediyenin bütçesi artırılmadı. Özellikle Muğla gibi turizm kentlerinde yaz kış nüfusu çok farklı. Kışın 1 milyon olan nüfusumuz yazın 6-7 milyonu buluyor" ifadelerini kullandı.   SOSYAL BELEDİYECİLİK Göreve geldiği günden beri sosyal belediyecilik anlayışıyla çalıştıklarını vurgulayan Aras, "Göreve geldiğim andan itibaren Kreş, yaşlı bakımevi, 100 yaş evleri gibi sosyal alanlara öncelik verdik. Belediyelerin işi sadece yol, su, kanalizasyon değildir" dedi. Ayrıca sosyal yardımları %400 artırdıklarını belirterek, "Halk Kart’ımız ile yaptığımız yardımları artırdık. Öte yandan ulaşımda hem öğrencilerimize 1 TL yaparak kolaylık sağladık hem de emekliliklerimize ücretsiz geliş-gidiş imkânı verdik" diye ekledi.   KURAKLIKLA MÜCADELE DEVAM EDİYOR Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan haritaya göre son 6 ayın en kurak şehri olan Muğla’nın su sorununa da değinen Başkan Aras, "Barajlarımızın da neredeyse kurumasıyla elimizde tek bir yöntem kalıyor o da deniz suyumuz. Denizden su arıtma sistemleri için çalışıyoruz" dedi.   Muğla’daki su isale hatlarının yenilenmesi için Fransa Kalkınma Ajansı’ndan 62 milyon Euro’luk kredi bulduklarını belirten Aras, "Tek ihtiyacımız olan bir imza iken bu imza, bir türlü atılmıyor" diyerek projelerinin hayata geçmesi için gerekli desteği talep etti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.