Hava Durumu

#Kültürel Miras

TOURISMJOURNAL - Kültürel Miras haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kültürel Miras haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kastamonu'dan UNESCO'ya Jeopark Başvurusu Haber

Kastamonu'dan UNESCO'ya Jeopark Başvurusu

Kastamonu Güney Karadeniz Jeoparkı UNESCO Yolunda Önemli Adım Attı Kastamonu'nun 11 ilçesini kapsayan Güney Karadeniz Jeoparkı'nın UNESCO Küresel Jeoparklar Ağı'na katılımı için hazırlanan resmi başvuru dosyası, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu'na sunuldu. 2021 yılında Kastamonu İl Genel Meclisi kararıyla ilan edilen ve 11 ilçeyi kapsayan Kastamonu Güney Karadeniz Jeoparkı için KASTAB koordinasyonunda sürdürülen çalışmalar kritik bir aşamaya ulaştı. Yaklaşık dört yıllık hazırlık sürecinin ardından, Ekim ayı sonunda UNESCO Türkiye Milli Komisyonu'na teslim edilen başvuru dosyası, bilimsel, kültürel ve yönetsel açıdan kapsamlı bir şekilde hazırlandı ve UNESCO'nun belirlediği tematik ile teknik kriterleri karşılayacak nitelikte. Başvurunun onaylanması durumunda Abana, Ağlı, Azdavay, Bozkurt, Cide, Çatalzeytin, Doğanyurt, İnebolu, Küre, Pınarbaşı ve Şenpazar ilçelerini içeren bölge, ilk aşamada ulusal jeopark statüsü kazanacak. Küresel jeopark ağına dahil olunması halinde ise 11 ilçede kırsal kalkınma desteklenirken, turizmde mekansal yayılma ve hareketlilik artışı bekleniyor. Zengin Jeolojik ve Kültürel Miras Kastamonu'nun kuzeyinde, Karadeniz kıyı şeridinde yaklaşık 4.400 kilometrekare alanı kapsayan bölge, jeolojik oluşumları, kanyonları, denizel ekosistemleri ve kültürel mirasıyla dikkat çekiyor. Tethys Okyanusu'nun kalıntılarından Karadeniz'in bugünkü haline uzanan jeolojik geçmişi, kültürel mimarisi ve doğal yaşam biçimleriyle ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sunuyor. Kapsamlı Çalışmalar Tamamlandı KASTAB koordinasyonunda paydaş kurumların desteğiyle yürütülen jeopark çalışmaları disiplinli bir şekilde sürdürüldü. Bu kapsamda kurumsal kimlik, alan sınırları, harita, web sitesi ve sosyal medya hesapları oluşturuldu. Ayrıca jeositlere ilişkin ön inceleme raporları, tanıtım materyalleri, bisiklet ve trekking haritaları, hediyelik eşya tasarımları, gezici ziyaretçi merkezi ve jeolojik unsurların tespiti gibi çalışmalar hayata geçirildi. Birlik, jeolojik mirasın korunması, eğitsel ve turistik faaliyetlerin geliştirilmesi, yerel kalkınma ve sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. KUZKA'dan Ziyaretçi Merkezi Desteği Karadeniz'in doğal, jeolojik ve kültürel zenginliklerinin görünür kılınması amacıyla "Ana Ziyaretçi Merkezi ve Müzesi" kurulması planlanıyor. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı'nın (KUZKA) 2025 Yılı Destinasyon Geliştirme Teknik Destek Programı kapsamında "Ziyaretçi Merkezi ve Müze Konsepti Tasarım Danışmanlığı Projesi'ne destek sağlanacak. Kastamonu il merkezinde kurulacak ziyaretçi merkezi, jeoparkın tanıtım, eğitim ve sergileme işlevlerini bir araya getirerek bölgenin jeolojik ve kültürel mirasını modern yöntemlerle sunacak. Merkez, UNESCO Küresel Jeopark Ağı kriterlerini karşılamanın yanı sıra Kastamonu'nun marka değerini ve doğa temelli turizmini güçlendirecek. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu'nun değerlendirmesi sonucunda başvurunun uygun bulunması halinde, Kastamonu Güney Karadeniz Jeoparkı "Ulusal Jeopark" unvanı alacak ve bu adım, UNESCO Küresel Jeopark Ağı'na dahil olma sürecinde önemli bir temel oluşturacak.

Samsun, Atık Malzemeleri Sanata Dönüştüren Usta Öğreticiyle Tanışıyor Video Galeri

Samsun, Atık Malzemeleri Sanata Dönüştüren Usta Öğreticiyle Tanışıyor

Samsun'da el sanatları teknolojisi-kilim dokuma usta öğreticisi Selma Kavaklı, atık malzemeleri geri dönüştürerek kilim, çanta ve dekoratif ev ürünlerine dönüştürüyor. "Sıfır atık" felsefesini sanatla birleştiren Kavaklı, hem doğayı koruyor hem de geleneksel dokuma sanatını yaşatıyor. İlkadım ilçesi Saathane Meydanı yanında bulunan tarihi Taşhan'daki atölyesinde öğrencileriyle birlikte üretim yapan Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Sanatçısı Selma Kavaklı, çöpe gidecek kumaş, poşet ve ipleri yeniden değerlendiriyor. Kavaklı, atık malzemeleri dönüştürürken insanların hayatlarına da dokunduklarını ifade etti. "Dünyamızın yaşanılabilir bir durumda olması için herkes elinden geleni yapıyor. Ben de mesleğimle bu konuda destek olmak istedim" diyen Selma Kavaklı, "Biz hiçbir şeyi atmıyoruz, her şeyi geri dönüştürebiliyoruz. Çöpe gidecek kıyafetleri yeniden kilime dönüştürüyoruz. Dokumalardan artan iplerle çantalar yapıyoruz. Atık poşetlerden çantalar, sepetler ve dekoratif ev ürünleri üretiyoruz. İnsanlar sıfır atık malzemelerini kendileri getiriyor, ben de evimden temin ediyorum. Hiçbir şeyi atmıyorum çünkü her şey dokunabilir. Bir sanatçı olarak her şeye ‘geri dönüştürülebilir' gözüyle bakıyorum" dedi. Kavaklı, sadece kumaş ve ipleri değil, mısır kabuklarını da değerlendirerek dekoratif ev ürünlerine dönüştürdüklerini belirterek, "Sıfır atığı dönüştürürken aslında hayatları da dönüştürüyoruz. Geri dönüşüm malzemelerini dönüştürerek, insanların hayatındaki bir anının devam etmesine vesile oluyoruz" diye konuştu. Kilim dokuma usta öğreticisi Selma Kavaklı ve öğrencileri, hem çevre bilincini artırıyor hem de el sanatlarını yeni nesillere aktarıyor.

Kıyı Tesislerine Kimlik Bildirimi Yükümlülüğü Geliyor Haber

Kıyı Tesislerine Kimlik Bildirimi Yükümlülüğü Geliyor

AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Milli Parklar Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Vakıflar Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin TBMM Başkanlığı'na sunulduğunu açıkladı. Güler, yeni kanun teklifi ile kıyı tesislerini işletenlere ve deniz aracı kiralayanlara kimlik bildirim yükümlülüğü geleceğini söyledi. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, AK Parti Grup Başkanlığı fuaye alanında basın toplantısı düzenledi. TBMM Başkanlığı’na iki kanun teklifi sunulduğunu belirten Güler, "Birinci kanun teklifimiz, toplam 30 maddeden oluşuyor. Milli Parklar Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükümde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi. İkinci kanun teklifimiz ise yürütme ve yürürlülük maddesiyle birlikte toplam 19 maddeden oluşuyor. Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifimiz. Ülkemizin eşsiz doğal, tarihi ve kültürel zenginliklerini barındıran milli park alanlarının korunması ve bu mirası gelecek nesillere aktar sorumluluğumuz bizim için en büyük öncelikli sorunlardan biridir. Ekolojik dengeyi gözeten, aynı zamanda bölgesel kalkınmayı ve turizmi de destekleyen, sürdürülebilir koruma, bunların dengesini sağlayacak yeni bir hukuki çerçeve oluşturmayı da zorunlu hale getirmiştir. AK Parti döneminden önce 2003'lü yıllarda ülkemizde 30 civarında milli park koruma altındaydı, yaklaşık 150 de tabiat parkı vardı. Bu sayı şu anda 50 milli park ve 262 tabiat parkı. Tarım ve Orman Bakanlığımız ve bünyesindeki Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, mevcut yasalardaki güncel ihtiyaçları karşılamak ve doğal hukuki boşlukları doldurmak amacıyla ve çevre, şehircilik alanındaki yetkili hukukçularımızın da görüşleri alınarak imza sahibi milletvekillerimizle beraber uzun bir çalışmayı ortaya koydu ve 30 maddelik teklifimizi hazırlamış oldular" şeklinde konuştu. "Kıyı tesislerini işletenlere ve deniz aracı kiralayanlara yönelik kimlik bildirim yükümlülüğü gelecek" Vakıflar Kanununda ve Bazı Kanunlara Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin 19 maddeden oluştuğunu söyleyen Güler, "Bu kanun teklifiyle toplumsal, ekonomik ve teknolojik gelişmelere paralel olarak ortaya çıkan güncel ihtiyaçlar doğrultusunda hukuki altyapımızın güncellenmesi hem de Anayasa Mahkemesi’nin geçmiş dönemde vermiş olduğu bazı iptal kararları vardı. Bu noktada da bu hukuki boşluğu gidermesi için kanun teklifimizde değişlik çalışmalarına da yer vermiş oluyoruz. Teklifimizin getirdiği ana düzenlemeler; devletimizin koruma, denetim ve kültürel miras yönetim alanlarındaki yetkilerini güçlendirmek ve aynı zamanda etkin hale getirmektir. Teklifle milli güvenlik ve genel asayişin teminatı için kritik bir adım atılmakta. Kimlik Bildirme Kanunu'nda yapılan değişik, sadece kara konaklama tesisleri değil, marinalar, liman tesisleri ve kıyı tesislerini işletenlere ve deniz aracı kiralayanlara yönelik kimlik bildirim yükümlülüğü getirmektedir. Bu sayede giriş-çıkış ve konaklama işlemleri kontrol altına alınarak, suç ve saldırıya karşı da daha caydırıcı, etkin tedbirler geliştirilmektedir. Ayrıca konaklama tesislerinin genel kolluk bilgisayar terminallerine anlık veri gönderme zorunluluğuna uymamaları halinde uygulanacak idare para cezaları arttırılmakta, tekrarı halindeyse işletme ruhsatlarının iptaline kadar gidecek müeyyideler de yine teklifimizde yer alıyor" dedi. "Meclis Başkanlığımıza gelecek her türlü tezkere ve taleplerde biz gerekli desteği vereceğimizi ifade ediyoruz" Açıklamasının ardından basın mensuplarını sorularını cevaplayan Güler, Meclis’e gelme ihtimali olan Gazze Görev Gücü ile ilgili tezkereye ilişkin soru üzerine, "Henüz daha erken, olayın başındayız. Burada İsrail anlaşmanın olduğu tarihte ve saatlerde bile Gazze'yi bombalamaya devam etmişti. İnşallah orada bu saldırganlık ve bombalamalar son bulur. Türkiye, Gazze'deki masum ve mağdur Filistin halkının en üst seviyede hem korunması, hem bu saldırganlıklarının sona ermesi hem ateşkesin sağlanması noktasında ve bundan sonra da çok acil ihtiyaç duyulan noktada her türlü imkanlarıyla Gazze ve Filistin halkının yanında olacaktır. Desteğini bu konuda devam ettirecektir. İnşallah biz bundan sonraki süreçlerde Meclis Başkanlığımıza da gelecek her türlü tezkere ve taleplerde biz gerekli desteği vereceğimizi ifade ediyoruz" dedi. "Gündemimize alırız ve konuşuruz" Bir basın mensubunun "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'İmralı'ya komisyondan heyet gönderilsin' çağrısına AK Parti olarak nasıl yaklaşıyorsunuz?" şeklindeki sorusu üzerine Güler, "Burada yapılan mevcut çalışmanın birinci esas amacı terörün bir daha bu toplumun gündemine gelmeyeceğe şekilde hiçbir şart ve hiçbir koşul altında asla bir daha silahın ve şiddetin oluşmayacağı ortamı ve kalıcı varlığı tesis etmesi lazım. Bizim hedefimiz terörün sonlanması. Komisyon yeri geldiğinde, çalışmalarını tamamladığında ihtiyaçlar neyse tekrar değerlendirir. Ortaya değerlendirmeden sonra bir husus çıkar. Biz de gündemimize alırız ve konuşuruz" dedi.

Cumalıkızık’ta Korsan Tezgahlara ve Kural Dışı Satışlara Müdahale Haber

Cumalıkızık’ta Korsan Tezgahlara ve Kural Dışı Satışlara Müdahale

Bursa'da Yıldırım Belediyesi, Unesco Dünya Miras listesine giren 700 yıllık tarihi Cumalıkızık'ta izin verilen alanın dışına taşan ve korsan tezgah açanlarla, yöresel ve el emeği ürün dışında Çin malı kalitesiz hediyelik eşya satan bölge sakinlerine müdahale etti. Belediye, kültürel miras dışında binaları restore edenlere, korsan tezgah açanlara kesinlikle izin verilmeyeceğini açıkladı. Yola taşmalar ve korsan tezgahların muhtemel bir yangında itfaiye ve orman araçlarının geçişine engel olacağı gerekçesiyle de belediyenin çalışma yaptığı öğrenildi. Büyük bir kısmı 2010 yılından itibaren restore edilen Cumalıkızık, 2014 yılında Unesco Dünya Miras listesine girdi. Bazı ev sahipleri evlerini restore ettirmedi. Belediye evleri restore edilmeyen bölge sakinlerine yöresel ürünler ve el işi satmak şartıyla tezgah açmalarına izin verdi. Valilik, Büyükşehir ve Yıldırım Belediyesi'nin de destekleriyle konaklarını restore edenlere ise gözleme, yöresel yemekler, ve kahvaltı salonu işletmesi imkanı verildi. Ancak konaklarında kahvaltı veren bazı işletmeciler de tezgah açmaya başladı. 80 adet izin verilen tezgah sayısı 110'u geçti. Hatta bazı yöre sakinleri köy dışından kişilere de kiralama yapmaya başladı. Yola tecavüzlerin yanı sıra yöresel ürün haricinde Çin malı hediyelik eşya ile başka yerden getirilen gıda ürünleri satılmaya başlandı. Yıldırım Belediyesi zabıta ekipleri de yola taşmalar ve korsan tezgah açmalar üzerine bölgede denetim başlattı. Belediye yetkilileri kesinlikle izin dışına çıkanlara ve korsan tezgah açanlara müsaade edilmeyeceğini kaydetti. Denetlenen bazı konaklarda ise tarihi ve kültürel yapının bozularak buraların işyerine çevrildiği belirlendi. Bunun üzerine de Kültür Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu da harekete geçti. Belediye yetkilileri, "Cumalıkızık'ta tezgahlar kaldırılmıyor. Düzenin dışına taşmış olanlara müdahale ediliyor. Belediye, daha önce evi tamir edilmemiş insanlar tezgah açsın ekmek kazansın diye imkan sağladı. Evi restore edilmiş bölge sakinlerine de evlerinde kahvaltı gözleme yöresel yemek imkanı sundu. Ancak evleri restore edilenler de tezgah açtı. Ayrıca bazı ürünlerin sağlıksız olduğu, Çin malı ürünler satıldığı yönünde şikayetler geldi. Her binanın önünde satış yapılması yönünde izin verilmedi. Bir de tezgah açanlar alt kiracılar bulup rant elde etmeye başladı. Tarihi köye bir düzen getirilmeye çalışılıyor" dedi. Öte yandan gelen turistlerin en uğrak noktalarından birisi olan Cumalıkızık'taki olumsuz gelişmeler de turizmciler, tur operatörleri ve rehberlerin de gündemine geldi. Sektör temsilcileri belediyeden 700 yıllık köye bir çeki düzen verilmesini, köylülerin de iştirakiyle yeni projeler üretilmesini istedi. Esnaflar belediyenin kararına yönelik eylem başlattı. Kendi görüşlerini birlik olarak dile getirmek isteyen esnaflar "Biz yıllardır bu dükkanlardan ekmek yiyoruz. Önümüzdeki tezgahlar olmazsa bizim ekmeğimiz kesilir" şeklinde kendilerini ifade etti. Köy halkı, "Bu köyde herkesin ekmek yemesi lazım, tezgahların kaldırılması bizi zor durumda bırakır" diyerek karara tepki gösterirken, köydeki diğer esnaflardan ise farklı görüşler geldi. Cumalıkızık Köyü Kadınları Kalkındırma Dernek Başkanı Şerife Uludağ, "Kurallara uyulmazsa tarihi köyün düzeni bozulur. Belediyenin yaptığını doğru buluyoruz. Fakat komşu esnaflarımızı da gözetmeye çalışıyoruz. Halkın geçimini sağlayacağı, köyünde düzeninin bozulmayacağı, kurallı bir şekilde, yasalara uygun olarak orta yolun bulunmasını istiyorum, bu köy hepimizin" diyerek uzlaşmacı bir yaklaşım sergiledi.

Pamukkale ve Hierapolis’i gece 76 bin kişi ziyaret etti Haber

Pamukkale ve Hierapolis’i gece 76 bin kişi ziyaret etti

Denizli’de geçtiğimiz yıl gece ziyaretlerine açılan Hierapolis Örenyeri ve Pamukkale’yi 76 binin üzerinde ziyaretçinin gezdiği bildirildi. Türkiye’nin eşsiz tarihi mekanlarını ve zengin kültürel miraslarını, gün batımı sonrası bambaşka bir atmosferde ziyaretçilerle buluşturan ve ilk yılında yoğun ilgi gören "Gece Müzeciliği" uygulaması, Haziran ayında yeniden başlıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı himayelerinde hayata geçirilen "Gece Müzeciliği" projesi kapsamında Efes ve Hierapolis’te toplam 450 bin metrekare alanı aydınlatarak gece ziyaretlerine açılmasını sağladı. Bu kapsamda 2024 yılında sorumluluk alanındaki 930 bin metrekarelik Efes Örenyerinin 90 bin metrekaresini, 1 milyon 250 bin metrekarelik Denizli Pamukkale Örenyerinin de 360 bin metrekarelik kısmını aydınlatarak gece müzeciliğine kazandırdı. Uygulama sayesinde, 2024 yılı Nisan – Eylül döneminde her iki örenyerini yaklaşık 350 bin turist gece gezdi. Özellikle yaz aylarında, sıcak nedeniyle buraları gündüz ziyaret edemeyen yerli ve yabancı turistler, her iki örenyerini de saat 23.00’e kadar ziyaret etme imkanı buldu. Proje sayesinde, geçen yıl Efes Örenyerini 260 binden fazla, Denizli Hierapolis Örenyerini ise 76 binin üzerinde ziyaretçinin gece gezdi. 1 Haziran’da Hierapolis, 4 Haziran’da Efes’te yeniden başlayacak Gece Müzeciliği kapsamında bu örenyerlerini ılık yaz akşamları yıldızlar altında gezmek ve unutulmaz bir tarih ve kültür deneyimi yaşamak mümkün olacak.

Yaşayan miraslar Sivas’ta buluştu Haber

Yaşayan miraslar Sivas’ta buluştu

Sivas’ta düzenlenen ve 3 gün sürecek olan ‘Yaşayan Miras Festivali’ başladı. Sanatseverlerin dikkatini çeken festivale birçok ilden 50’den fazla sanatçı katıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla Sivas Valiliği, Sivas Belediyesi iş birliğinde düzenlenen Sivas Yaşayan Miras Festivali başladı. Farklı şehirlerden gelen Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcılarının katıldığı festivalin açılış töreni Muhsin Yazıcıoğlu Kültür Merkezi’nde yapıldı. Açılışa Sivas Valisi Yılmaz Şimşek, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü Selim Terzi’nin yanı sıra kurum müdürleri ve vatandaşlar katıldı. Açılış töreninde konuşan Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdürü Selim Terzi, "Bakanlık olarak, geçmişten günümüze kültürel değerlerimizin ve mirasımızın önemli bir göstergesi olan el sanatlarımızın yaşatılması ve tanıtılması önde gelen önceliklerimiz arasında. Yaşayan Miras Festivalleri de bu değerleri tanıtmak ve geleceğe taşımak amacıyla birçok şehrimizde düzenliyoruz. Bu festivaller, ülkemizin kültürel ve turistik tanıtımına ciddi katkılar sağlıyor. Elbette bunun yanında festivallerimiz, düzenlendiği şehirlerimizin sanatsal ve kültürel ortamının canlanmasına ve gelişimine de katkı sunuyor. En önemlisi de yerel sanatçılarımızın ülkemizin dört bir yanındaki sanatçılar ile diyaloglarını ve iş birliklerini artırmaları noktasında büyük bir fayda sağladığının da altını çizmek isterim" dedi. Sivas Valisi Yılmaz Şimşek ise, "Tarihin, kültürün ve sanatın başkenti Sivas’ımızda birbirinden değerli sanatçılarımızın buluştuğu ve el sanatlarımızın tanıtıldığı özel bir etkinlikteyiz. Sivas Yaşayan Miras Festivalimizin şehrimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Sivas; birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir kültür ve tarih şehridir. Selçuklu’nun iz bıraktığı, Osmanlı’nın kokusunun hissedildiği, Cumhuriyetimize can suyu veren bir şehirdir. Aşıkları, türküleri ile aşıklar ve ozanlar şehridir. Bu kadar zenginliği bünyesinde barındıran Sivas, diğer el sanatları ve zanaat dallarında da kendini göstermiş ve adını tüm dünyaya duyurmuş bir şehirdir" dedi. Konuşmaların ardından kurdele kesimi gerçekleştirildi. Protokol üyeleri, farklı illerden gelerek uğraştıkları sanatlar ile ilgili stant açan ustalar ile bir süre sohbet etti.

Geleneksel Çin Tıbbı, Medikal Turizmin Geleceği Olabilir Haber

Geleneksel Çin Tıbbı, Medikal Turizmin Geleceği Olabilir

Pekin, Macau’yu ekonomik çeşitlilik için medikal turizmi benimsemeye teşvik ederken bu konsept giderek ilgi görüyor. Araştırmalar, Geleneksel Çin Tıbbı’nın (TCM) bu çabalarda önemli bir rol oynayabileceğini ortaya koyuyor. Macau Üniversitesi İşletme Fakültesi'nden Profesör Glenn McCartney liderliğindeki bir araştırma ekibi, Geleneksel Çin Tıbbı'nın Macau’daki medikal turizmi geliştirme potansiyelini inceledi. Araştırmada, Profesör McCartney, Uluslararası Entegre Tatil Yönetimi alanında doktora adayı Chu Feng Wang ve Geleneksel Çin Tıbbı ile klinik onkoloji alanında uzman bir tıp doktoru olan Yue Peng, Geleneksel Çin Tıbbı'nın Macau’nun turizm ekonomisini oyun sektörünün ötesinde çeşitlendirmek için Çin Merkez Hükümeti tarafından desteklenen bir strateji olduğunu belirtildi. Araştırma, Geleneksel Çin Tıbbı'nın ulusal ve uluslararası düzeyde önemini artırmak için Çinli yetkililer tarafından giderek daha fazla desteklenen bir kültürel miras olduğunu vurguladı. Makale, bu kültürel mirasın Macau’nun medikal turizm hedefleriyle birleştirilmesindeki zorlukları ve bu çabaların sürdürülebilir ve özgün bir turizm stratejisi olarak nasıl sunulabileceğini de ele aldı. Bununla birlikte, yazarlar bu hedeflere ulaşmadaki zorluklara da dikkat çekti. Özellikle Geleneksel Çin Tıbbı profesyonellerinin eksikliği, yetersiz finansman, Geleneksel Çin Tıbbı'nın etkinliği konusundaki endişeler ve geleneksel sistemlerin standartlaşmamış olması gibi sorunlar öne çıkarıldı. Bölgedeki medikal turizm rekabetinin artmasının da zorlukları daha karmaşık hale getirdiği belirtildi. Özellikle Çin ana karasında, bütünsel tedavi ve alternatif tıp destinasyonlarının önemli bir rekabet oluşturduğu vurgulandı. Araştırmacılar, Geleneksel Çin Tıbbı'nın geliştirilmesinin, geleneksel sistemler ve alternatif tıp uygulayıcıları arasındaki sınırlı iş birliği nedeniyle engellendiğini de belirtti. "Macau’da Medikal Turizm Geliştirmede Geleneksel Çin Tıbbı Üzerine Bahis" başlıklı araştırma, sektör uzmanlarıyla yapılan görüşmelerden elde edilen içgörülerle şekillendirildi. Araştırma, Geleneksel Çin Tıbbı'nın medikal turizm ile entegrasyonunu ilerletmek için daha fazla düzenleme ve uyum sağlanması gerektiğini vurguladı. Bununla birlikte, hükümet desteğinin, hem Geleneksel Çin Tıbbı hem de medikal turizmin ilerlemesi için kritik öneme sahip olduğu belirtildi. Araştırmacılar, Macau yetkililerinin Geleneksel Çin Tıbbı'nın hem yerel hem uluslararası alanda tanıtma konusunda aktif bir rol üstlenmesi gerektiğine işaret etti. Sonuç olarak, araştırmada, Macau'nun Geleneksel Çin Tıbbı ve medikal turizm entegrasyonunda karşı karşıya olduğu yüksek düzeydeki zorluklarla başa çıkması gerektiği ifade edilerek üç ana öneri sunuldu: Geleneksel Çin Tıbbı standartlarının, Macau ve Büyük Körfez Bölgesi'nde bölgesel ve uluslararası düzenlemelere uyumlu hale getirilmesi. Kaynak yönetiminin sürdürülebilir şekilde planlanması. Yetkililerle iş birliği yaparak eğitim, finansal destek ve politika rehberliği sağlayacak bir Geleneksel Çin Tıbbı Ağı kurulması. Araştırma, medikal turizmin Macau’da henüz başlangıç aşamasında olan bir sektör olarak daha fazla araştırılması gerektiğini ve bu sürece Geleneksel Çin Tıbbı profesyonellerinin dahil edilmesinin önemini vurguladı.

Latmos'ta Tarih ve Doğanın Kapıları Dünyaya Açılıyor Haber

Latmos'ta Tarih ve Doğanın Kapıları Dünyaya Açılıyor

AYDIN (İHA) - Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, kentin tarihi, doğal ve kültürel miraslarını koruma ve dünyaya tanıtma çalışmalarını sürdürüyor. Antik çağın ünlü tarihçisi, "Tarihin Babası" unvanlı Herodotos’un "En güzel gökyüzünün altında ve en güzel iklime sahip yöre" diye tanımladığı Aydın, Büyükşehir Belediyesi’nin projeleriyle her yıl daha fazla turist çekiyor. Bereketli toprakları, uygun iklimi ve ulaşım kolaylıkları sayesinde tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Aydın, Başkan Çerçioğlu’nun liderliğinde uluslararası alanda adından söz ettiriyor. Her bölgesinde kadim uygarlıkların izlerini taşıyan şehir, doğal güzellikleri ve zengin kültürel mirasıyla dikkat çekiyor. LATMOS TANITIM MERKEZİ: TARİH VE DOĞANIN BULUŞMA NOKTASI 2018 yılında Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan Latmos Tanıtım Merkezi, bölgenin tanıtımına büyük katkı sağlıyor. Merkez, Beşparmak Dağları’nın sarp kayalıkları ve Bafa Gölü’nün huzur veren atmosferiyle birleşen eşsiz manzarayı ziyaretçilere sunuyor. Turistlere rehberlik hizmeti veren merkezde, kaya resimlerine ulaşımı kolaylaştıracak bilgiler sağlanırken, sanal gerçeklik teknolojisiyle ziyaretçilere bölgenin tarihi ve doğal dokusu hakkında interaktif deneyimler yaşatılıyor. Başkan Çerçioğlu, Latmos’un tanıtım çalışmalarının yanı sıra Aydın’ın diğer değerlerini koruma ve turizme kazandırma projelerine de devam edeceklerini belirterek, "Büyükşehir Belediyesi olarak güzel kentimizin değerlerinin korunması ve tanıtılması adına yürüttüğümüz çalışmalar ile Aydın'ımızın değerlerinin kapısını tüm dünyaya açıyoruz. Uygarlığın beşiği, kültürlerin yeşerdiği bu topraklarda, gezilecek ve görülecek güzel yerlerde yerli ve yabancı misafirlerimizi ağırlamak, hep birlikte daha da güzel bir Aydın'da yaşamak için çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi. LATMOS ZİYARETÇİLERDEN TAM NOT ALIYOR Latmos’u ilk kez ziyaret eden Alev Öztürk Ürek, "Latmos’tayız. Hayatımda ilk defa duydum ve geldim, çok memnun kaldım. Her şeyiyle, doğasıyla çok güzel buralar. Bugün turumuza Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin Latmos Tanıtım Merkezi’nden başladık. Sanal gerçeklik ile görmediğimiz tarihi yerleri, kültürlerimizi gördük. Biz burada eski bir uygarlığın olduğunu bilmiyorduk, onun sayesinde öğrendik. Eski insanların yaşadığı yerleri, çok güzel bir uygarlık olduğunu gördük, doğayla iç içeydik" diyerek tanıtım merkezlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini belirtti. Fatma Varol ise sanal gerçeklik teknolojisinden etkilendiğini ifade ederek, "Türkiye’de böyle bir yerin olduğunu hiç bilmiyordum. İyi ki gelmişim dedim. Ülkemizde gerçekten gezmeye, görmeye değer ne çok yerimiz var, farkında değiliz. Özlem Hanım gerçekten çok güzel düşünmüş. Sanal gerçekliği de çok beğendim, içindeymiş gibi yaşadım. Sanki o bölgeye geldim, mağaraya girdim, mağaranın içinde dolaştım, bana o hissiyatı verdi" dedi. Aydın'ın turistik olarak daha çok bilinmesi gerektiğini ekledi.

Elazığ Maden’de Tescilli Kültür Varlığı Sayısı 33’e Ulaştı Haber

Elazığ Maden’de Tescilli Kültür Varlığı Sayısı 33’e Ulaştı

ELAZIĞ (İHA) - Elazığ’ın tarihi Maden ilçesinde 5 taşınmaz daha tescillenerek koruma altına alındı. Böylece ilçedeki toplam tescilli kültür varlığı sayısı 33’e yükseldi. Bakır Maden Kültür, Turizm, Kalkınma ve Dayanışma Derneği (Bakır Maden-DER) Başkanı Süleyman Deniz Seyrek, bu gelişmeyi kamuoyuyla paylaşarak derneğin kültürel mirası koruma çalışmalarına olan katkısını vurguladı. Seyrek, yaptığı açıklamada, "Maden, geçmişten bugüne uzanan tarihi içinde oluşan kültürü, sosyal hayatı, gelenek ve görenekleriyle Elazığ’ın kimlikli bir ilçesidir. Bakır Maden-DER olarak Kasım 2020'de kurulduğumuz günden beri ilçemizin problemlerine kayıtsız kalmıyor, ilçemizin kimliğinin yok olmaması için dağ, bayır demeden tespit çalışmaları yapıyoruz" dedi. Bölgedeki yetkililerin ilçeyi tanımadığını da ifade eden Seyrek, kendi çalışmalarının kültürel mirası korumaya olan katkısını vurguladı. Seyrek, "Derneğimizi kurduğumuzda ilçe merkezinde 8, köylerde 10 taşınmaz olmak üzere toplam 18 tescilli kültür varlığımız varken şimdi bu sayı, ilçe merkezinde 20, köylerde 13 taşınmaz olmak üzere toplam 33'e yükselmiştir. Bakır Maden-DER ilçesinin değerlerine sahip çıkarak 4 yılda ilçe merkezindeki tescilli eser sayısının 2 katından fazla sayıya çıkmasını sağlamıştır" dedi. KORUMA ALTINA ALINAN 5 YENİ ESER Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 29 Kasım 2024 tarihli toplantısında alınan kararla tescillenen 5 taşınmaz, ilçenin kültürel mirasını daha da zenginleştirdi. Seyrek, bu önemli adımın, ilçenin tarihi ve kültürel kimliğinin korunmasına büyük katkı sağlayacağını ifade ederek, "Maden, bu eserlerden daha fazla kültür varlığına sahiptir. Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 29 Kasım 2024 tarihli toplantısında tescillenerek koruma altına alınan 5 taşınmazın ilçemize hayırlı olmasını diliyoruz" ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.