Hava Durumu

#Kültür Ve Turizm Bakanlığı

TOURISMJOURNAL - Kültür Ve Turizm Bakanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kültür Ve Turizm Bakanlığı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

AROYA Cruises, Türkiye’de Bodrum, Kaş ve Marmaris’e Sefer Düzenleyecek Haber

AROYA Cruises, Türkiye’de Bodrum, Kaş ve Marmaris’e Sefer Düzenleyecek

Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu (PIF) portföyünde yer alan ve Cruise Saudi tarafından geliştirilen AROYA Cruises, Suudi Arabistan'ın 2030 Vizyonu doğrultusunda hayata geçirilen ilk Arap kruvaziyer markası olma özelliğini taşıyor. Suudi Arabistan'ın kültürel mirasını modern kruvaziyer standartlarıyla birleştiren ve yıl boyunca kesintisiz olarak hizmet verecek şekilde planlanan gemi, misafirlerine iyi bir deneyim sunmayı ve sektörde yeni bir perspektif oluşturmayı hedefliyor. Suudi Arabistan, AROYA Cruises markasıyla yalnızca yerel turizmi canlandırmakla kalmayıp, aynı zamanda ülkeyi deniz turizminde dünya sahnesine taşıyacak önemli bir girişimi hayata geçirmiş bulunuyor. GEMİ 3362 YOLCUYA KADAR HİZMET VEREBİLECEK Toplam 19 güverteden oluşan gemi, eğlenceden yeme içmeye, sağlıktan alışverişe kadar geniş bir yelpazede deneyim sunuyor. 1678 kabin ve süit ile donatılan gemi, 3 bin 362 yolcuya kadar hizmet verebilecek. Farklı ihtiyaç ve tercihlere hitap eden iç kabinlerden lüks süitlere kadar çeşitlilik gösteren konaklama seçenekleriyle gemi, her misafirin kendine uygun bir konfor alanı bulmasını sağlıyor. Ayrıcalıklı bir deneyim arayan misafirler için ise "Khuzama" adıyla özel VIP hizmeti sunan gemi, yolculuk boyunca her yaş grubuna ve zevke hitap eden bir etkinlik programı sunuyor. Suudi misafirperverliğini dünya standartlarında hizmet anlayışıyla birleştiren geminin, dünya mutfaklarından lezzetler sunan 12 restoranında hem ücretsiz hem de özel restoran seçenekleri yer alıyor. TÜRKİYE'DE BODRUM, KAŞ VE MARMARİS'E UĞRAYACAK Kızıldeniz ve Doğu Akdeniz'i kapsayan özel rotalarla misafirlerini ağırlayan AROYA Cruises'in durakları arasında Türkiye’de Bodrum, Kaş ve Marmaris, Yunanistan’da Mikonos, Rodos, Girit ve Atina, Mısır’da ise İskenderiye yer alıyor. Gemi, söz konusu destinasyonlara 6 ve 7 gecelik rotalarla seferler düzenleyecek. Kızıldeniz'de Cidde Limanı'ndan hareket eden AROYA, 3, 4 ve 7 gecelik rotalarla Şarm El-Şeyh, Akabe (Petra) gibi önemli destinasyonlara ve Jabal AlSabaya’daki özel Saba Plajı deneyimine ev sahipliği yapıyor. AROYA Cruises, bu rotalarıyla Suudi turizmini küresel sahneye taşımanın yanı sıra bölgesel iş birliğini ve kültürel etkileşimi de desteklemeyi hedefliyor. "SUUDİ ARABİSTAN VE TÜRKİYE ARASINDAKİ TURİZM İLİŞKİLERİNDE POTANSİYEL ÇOK YÜKSEK" AROYA Cruises’in Pazarlamadan Sorumlu İcra Direktörü Turky Kari, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan ve Türkiye arasındaki turizm ilişkilerinde potansiyelin çok yüksek olduğunu söyledi. Turizm sektöründe Suudi Arabistan ve Türkiye'nin ortaklığının önemine işaret eden Kari, "Türkiye, Kızıldeniz'in dışına çıkmaya karar verdiğimizde ana destinasyondu, AROYA Cruises'a ana liman olarak ev sahipliği yapmaya başlayabilecek. Sadece Suudi Arabistan'dan değil, tüm Arap dünyasından yüksek trafiğe sahip olan tek ülkenin Türkiye olduğunu biliyorduk. Bu yüzden İstanbul ve Türkiye bizim için hedef oldu. Bu konuda iki kez düşünmedik. Türkiye'nin bizim için doğru ortak olduğunu biliyorduk." diye konuştu. Kari, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı ve İstanbul Galataport ekibiyle görüşmeye başladıklarında inanılmaz bir karşılama olduğunu ifade ederek, şunları aktardı: "Herkesin bunu başarılı kılmak istediğini fark ettik. Bunu gerçekten takdir ediyorlar ve biz de onların desteğini gerçekten takdir ediyoruz. Bizim için potansiyel inanılmaz. Bu sadece ilk sezonumuz, bu yüzden bunu her sene tekrarlamak istiyoruz. Türkiye'deki ekiple birlikte başlamaktan çok mutluyuz."

Antalya’da 174 Turistik Tesisin Ruhsatı Askıya Alındı Haber

Antalya’da 174 Turistik Tesisin Ruhsatı Askıya Alındı

Antalya'da Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın talebi ve Antalya Valiliği'nin 2025/1 sayılı genelgesi uyarınca Muratpaşa ilçesi sınırlarında faaliyet gösteren ve yapılan denetimlerde 294 tesisten eksikleri devam eden 174'ünün ruhsatları askıya alındı. Müşteri kabul etmemeleri konusunda uyarılan tesisler yarın itibariyle mühürlenecek. Muratpaşa Belediyesi tarafından yapılan yazılı açıklamada Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın talebi ve Antalya Valiliği'nin 2025/1 sayılı genelgesi uyarınca, ilçe sınırlarında faaliyet gösteren Basit Konaklama Turizm İşletme Belgeli 294 tesisin, Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından denetlendiği ve önemli sayıda tesiste Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde eksiklikler tespit edildiği belirtildi. Denetim tutanaklarının, hem ilgili işletmelere hem de belediyeye tebliğ edildiğinin belirtildiği açıklamada, "Belediyemiz, bu süreçte ilgili tüm kurumlarla iş birliği içinde, sorumlu bir kamu yönetimi anlayışıyla hareket etmiş, tesislere eksikliklerini gidermeleri ve İtfaiye Uygunluk Raporu almaları için 31 Mayıs 2025'e kadar süre tanımıştır" denildi. 50 günlük ek süre tanınmıştı Yangın güvenliği gibi hayati bir konuda ilgili tüm kurumlarla tam bir iş birliği içinde hareket edildiğinin altını çizen Muratpaşa Belediyesi, işletmelere açık bir takvim ve net yükümlülüklerin bildirildiğini belirterek, "Bu süreçte belediyemiz bir kamu kurumu olarak üzerine düşen tüm sorumluluğun fazlasını almış, esnafın yanında durarak tüm iyi niyetli girişimleri sergilemiştir. Belediyemiz, eksikliklerin giderilmesi için 50 gün ek süre tanırken sürecin tüm risk ve sorumluluğu da üstlenmiştir. Ancak geldiğimiz bu noktada, belediyemizin artık yalnızca kamu kurum ve kuruluşlarının ortak aldığı kararları uygulama yükümlülüğü bulunmaktadır. Belediyemiz, yetki ve sorumluluklarını aşarak yeni bir karar alması ne yazık ki mümkün değildir" ifadelerine yer verildi. 174 işletme mühürlenecek Denetim tutanaklarında eksiklikleri devam eden 174 işletmenin ruhsatlarının 31 Mayıs tarihi itibariyle askıya alındığının belirtildiği açıklamada, "Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı denetim tutanaklarındaki eksiklikleri devam eden 174 işletmenin ruhsatları 31 Mayıs 2025 tarih ve saat 17.30 itibariyle askıya alınmıştır. İşletmelere her türlü bildirim yapılmış ve müşteri kabul etmemeleri konusunda uyarılmıştır. 2 Haziran Pazartesi itibariyle de mühürleme işlemleri başlatılacaktır. İşletmelerin faaliyet durumlarına ilişkin olarak tüm kamu kurum ve kuruluşları re'sen denetim ve tespit yetkisi bulunmaktadır. Faaliyetlerine devam ettiği belirlenen işletmeler hakkında ilgili mevzuat çerçevesinde yasal işlem yapılacaktır" denildi. Vali Şahin uyarmıştı Antalya Valisi Hulusi Şahin, 16 Mayıs tarihinde düzenlenen 'Kaleiçi Yangın Denetimleri Değerlendirme Toplantısı' sonrası yaptığı açıklamada Kaleiçi bölgesi ve Antalya genelinde hizmet veren turizm işletmelerinin, tarihi dokuya uygun, aynı zamanda yangına dayanıklı bir yapıya kavuşmasının hedeflendiğini söylemişti. Vali Şahin, "Sürecin tüm aşamaları; Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Muratpaşa Belediyesi'nin ilgili birimleri ve İtfaiye Daire Başkanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı birimler tarafından titizlikle takip edilecek. Ayrıca Ticaret ve Sanayi Odası ile Kaleiçi'nde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları da bu sürece aktif olarak katkı sağlayacaklar. Bu sayede, Kaleiçi'nde turizm faaliyetlerinin yangına dayanıklı şartlarda kesintisiz şekilde devam etmesi sağlanacak" diyerek denetimlerin takipçisi olacaklarını dile getirmişti.

THY’nin “Connect to Türkiye” Etkinliği İzmir’de Gerçekleşti Haber

THY’nin “Connect to Türkiye” Etkinliği İzmir’de Gerçekleşti

Türk Hava Yolları (THY), Türkiye'nin kültürel ve turistik zenginliklerini dünyaya tanıtmak amacıyla sürdürdüğü "Connect to Türkiye" etkinlik serisinin yeni durağında, Ege'nin kalbi İzmir'de turizm profesyonellerini ağırladı. Efes Antik Kenti'nde gerçekleştirilen etkinliğe, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, İzmir Valisi Süleyman Elban ve Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat'ın yanı sıra dünyanın dört bir yanındaki 90 şehirden gelen yaklaşık 200 büyük tur operatörünün üst düzey yöneticisi katıldı. Etkinlik öncesinde ise katılımcılar, Türkiye'nin termal ve kültürel değerlerini tanımaları için Afyon ve Denizli'de ağırlandı. Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat, organizasyona dair yaptığı açıklamada, "Dünyanın dört bir yanından gelen değerli misafirlerimize ülkemizin eşsiz güzelliklerini tanıtmak bizim için büyük bir onur. Türkiye'nin marka değerini yükseltmek ve bölgesel turizme katkı sağlamak adına hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. "Turizm cazibe merkezi olması için" Etkinlikte konuşma yapan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, Türkiye'nin turizm açısından dünyanın önde gelen ülkelerinden birisi konumuna geldiğini ifade etti. Alparslan, "Ülkemizin olağanüstü turizm ürünleri var. Türkiye'de çok sayıda mekanlarımız, turizm ürünlerimiz bulunmakta. Dünyadaki en önemli arkeolojik mekanlar ülkemizde. Göbeklitepe'den Kapadokya'ya, Efes'ten İstanbul'a kadar dünyanın arkeolojik anlamdaki en önemli eserleri ülkemizde. İnsanoğlunun yeryüzündeki macerası bu topraklarda başladığı için tarihi mekanlarımız ve kültürel varlıklarımızla da olağanüstü bir zenginliğe sahibiz. İnanç merkezleri açısından da çok güçlü zenginliğe sahibiz. İslamiyet'in, Hristiyanlığın, Museviliğin en önemli inanç merkezleri ülkemizde bulunmakta. Çok çeşitli, zengin, olağanüstü bir mutfağımız, gastronomimiz var. Akdeniz'de ve Karadeniz'de çok güzel sahillerimiz var. Çok güçlü sağlık merkezlerimiz, kültür merkezlerimiz sayesinde kongre turizmi açısından da çok güçlü potansiyele sahibiz. Ülkemizde aynı anda 4 mevsim yaşanabildiği için bir yerde denize girerken bir yerde kayak yapma imkanınız var. Kış turizmi açısından da güzel tesislerimiz, ürünlerimiz var. Turizm adına aklınıza her ne geliyorsa en güzel örnekleri, ürünleri ülkemizde bulunmakta. Bunun farkında olarak yaptığımız yatırımlarla bunları dünyanın dört bir köşesinde güçlü bir tanıtımla ülkemizin turizm cazibe merkezi olması için çalışmalarımıza devam ettirmekteyiz" diye konuştu. Alparslan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyanın her bir köşesinden çok kısa zamanda İstanbul'a, Antalya'ya ulaşabilmeyi sağlamak konusunda THY gibi bir markamızın olması, turizmde bulunduğumuz noktalarda gelmemizin en önemli sebeplerinden, avantajlarından bir tanesi. Dünyada geçtiğimiz yıl en fazla turist ağlayan 4'üncü ülke konumuna geldik. Geçen yıl 62 milyon yabancı ziyaretçiyi ülkemizde ağırladık, 61 milyar dolar turizm geliri elde ettik. Buralarla yetinmeyip daha üst sıralara çıkmaya, ülkemizde daha fazla yabancı ziyaretçinin gelmesi için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz." "İzmir'e gelmek için çok sebep var" İzmir'in tarihi, doğal güzellikleri, kıyıları, gastronomisi ve doğal rotaları açısından çok özel zenginliklere sahip bir şehir olduğunu vurgulayan İzmir Valisi Süleyman Elban, "Efes, Teos, Smyrna, Bergama başta olmak üzere birçok tarihi şehri içinde barındırıyor. Dikili'den başlayıp Kuşadası'na kadar çok özel sahilleri olan bir şehir. Yine iç kesimlerde çok özel iklimi ve doğal güzellikleriyle, doğa severleri ağırlayacak birbirinden özel dağlık, yaylalık ve ormanlık alanları mevcut. Ülkemizin her köşesinde bulacağınız mutfağın bir özeti İzmir'de. Ciddi göç aldığı için de ülkemizin yakın coğrafyasında bulunan tüm mutfakların örneklerini de burada bulabilirsiniz. Zeytininden incirine birçok doğal ürünü burada bulabildiğiniz için mutfağımıza çok özel tat ve lezzet katan birçok ürün burada bulunabilmekte. Sağlık turizmi, kaplıca turizmi açısından ciddi bir potansiyel mevcut. İzmir'e gelmek için çok bahane var" ifadelerinde bulundu. 2022 yılında New York'ta başlayan ve bugüne kadar birçok uluslararası noktada gerçekleştirilen "Connect to Türkiye" etkinlikleri, Türkiye'nin tanıtımında önemli bir rol üstleniyor. 2024 yılı içerisinde İstanbul'da da düzenlenen etkinlikte, yüzlerce yabancı turizm acentesine Türkiye'nin farklı bölgeleri tanıtılmıştı. İzmir'deki buluşma, katılımcıların büyük beğenisini toplarken, Ege Bölgesi'nin turizm potansiyeline dikkat çekilmesi açısından da önemli bir adım olarak değerlendirildi.

Zeugma Mozaik Müzesi’nde Ziyaretçi Rekoru Bekleniyor Haber

Zeugma Mozaik Müzesi’nde Ziyaretçi Rekoru Bekleniyor

Dünyanın en büyük mozaik müzeleri arasında yer alan ve geçtiğimiz yıl yaklaşık 500 bin kişi tarafından ziyaret edilen Zeugma Mozaik Müzesi, 2025 yılının ilk 5 ayında 218 bin kişiyi ağırladı. Zeugma Mozaik Müzesi, havaların ısınmasıyla birlikte GAP turu için Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki illeri gezdikten sonra Gaziantep'i gezmeye gelen vatandaşların ziyaretçi akınına uğruyor. Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen ve müzeyi gezmek için bilet sırasında uzun kuyruklar oluşturan vatandaşlar, müzeye hayran kalıyor. Gaziantep ile özdeşleşen Çingene Kızı mozaiği başta olmak üzere Mars Heykeli ve Fırat Nehri kenarında yapılan kazılarda bulunan villa taban mozaiklerinin sergilendiği Zeugma Mozaik Müzesi, yılın her döneminde yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret ediliyor. Gaziantep'in en önemli kültürel değerlerinden olan, Zeugma Antik Kenti'nden çıkarılan ve 2 bin 500 metrekarelik alanı kaplayan mozaiklerin yanı sıra Roma dönemine ait heykeller, sütunlar ve çeşmeler ile dikkat çeken Zeugma Mozaik Müzesi, en çok ziyaret edilen müzeler arasında yer alıyor. 2023 yılının şubat ayında meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra ziyaretçi rekoru kırmaya başlayan ve geçtiğimiz yıl yaklaşık 500 bin kişi tarafından ziyaret edilen Zeugma Mozaik Müzesi'ni bu yılın ilk 5 ayında 218 bin kişi ziyaret etti. Henüz yılın ilk 5 ayında 500 bin ziyaretçi hedefinin hemen hemen yarısına ulaşan Zeugma Mozaik Müzesi'nin, yılsonunda ziyaretçi rekoru kırması bekleniyor. Ramazan Bayramı'nın 3'üncü gününde 8 bin 60 ziyaretçi ağırlayarak tüm zamanların günlük ziyaretçi rekorunun kırıldığı müze, 17 Mayısta 8 bin 257 ziyaretçiye ulaşarak ayrı bir rekora daha imza attı. Gaziantep Müze Müdürü Özgür Çomak, Gaziantep'e gelen yerli ve yabancı turistlerin Zeugma Mozaik Müzesi'ne yoğun ilgi gösterdiğini belirtti. "8 bin 257 kişi ile tüm zamanların günlük ziyaretçi rekorunu kırdık" Zeugma Mozaik Müzesi'nin yılın her döneminde ilgi gördüğünü belirten Çomak, "2025 yılında hem Gaziantep olarak hem de ülkemiz olarak turizm sezonuna çok hızlı girdik. 2024 yılındaki 470 bin ziyaretçi rekorunu biz bu sene büyük ihtimalle çok rahat bir şekilde geçeceğiz. Ziyaretçi sayısında 500 binin üzerine çıkacağız. Biz aslında ziyaretçi rekorunu Ramazan Bayramı tatilinde kırdık. Zeugma Mozaik Müzesi Ramazan Bayramı'nda 50 bin ziyaretçiyi ağırladı. Geçtiğimiz yıl Zeugma Mozaik Müzesi, Türkiye'deki müzeler içerisinde en yüksek ziyaretçi sayısına ulaşan bir müzeydi. Aynı zamanda Ramazan Bayramı'nın üçüncü gününde de 8 bin 60 ziyaretçi ile tüm zamanların günlük ziyaretçi rekorunu kırdık. Fakat bu rekor 17 Mayısta tekrar kendisini egale etti. 17 Mayıs 2025 tarihinde 8 bin 257 ziyaretçiye ulaştık. Bu da tüm zamanların günlük ziyaretçi rekoru oldu" dedi. "2025 yılında 500 bini aşkın ziyaretçiyi hedefliyoruz" Bu yılın ilk 5 ayında 218 bin ziyaretçiye ulaştıklarını bildiren Çomak, "Yılın yarısı dolmadan bu rakama ulaştık. Bu da şunu gösteriyor; turizm sezonu sonbahar döneminde daha hareketli olacak. Önümüzde Kurban Bayramı var. Sonbahar döneminde Kültür Yolu Festivali ve GastroAntep Festivali var. Festivaller döneminde de şehrimize gelen yerli ve yabancı tüm misafirlerin zaten Zeugma Mozaik Müzesi'ni gezmeden gitmeyeceğini bildiğimiz için ziyaretçi sayımız çok rahatlıkla 500 bini geçecek diye düşünüyoruz" diye konuştu. Müzeyi ziyaret eden tur rehberi Furkan Can, "Müzemiz iki bölümden oluşuyor. Müzemiz çok güzel ve tarihi eserlerin bulunduğu bir alana sahip. Müzemizi ben de çok seviyorum. Misafirlerimiz de müzemizi çok beğenerek ve keyif alarak, tarihi yaşayarak ve yaşattırarak müzede çok güzel bilgiler ediniyor. Biz de bir tarih elçisi olarak müzemizi misafirlerimize gezdirmeyi bir gönül işi olarak görüyoruz" şeklinde konuştu. Konya'dan geldiğini ve müzenin mutlaka görülmesi gereken bir yer olduğunu belirten ziyaretçilerden Mükremin Bey ise "Gaziantep'e ilk defa geliyorum. Gaziantep çok güzel bir şehir. Bu bizim için yıllardır beklediğimiz bir andı. Gaziantep'te birçok yeri gezdik. Zeugma Mozaik Müzesi'ni gezmeden dönmek ve turumuzu tamamlamak istemedik. Müzede aşırı bir yoğunluk ve ilgi var. Bu bizi mutlu etti. Zeugma Mozaik Müzesini gezmeyi herkese tavsiye ederim" ifadelerini kullandı.

İş Bankası’ndan Laodikeia ve Tripolis Kazılarına 5 Yıllık Destek Video Galeri

İş Bankası’ndan Laodikeia ve Tripolis Kazılarına 5 Yıllık Destek

 Türkiye İş Bankası, Denizli'deki UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Laodikeia ve önemli ticari yolların geçiş güzergâhındaki stratejik konumuyla tarihte önemli bir yerleşim yeri olan Tripolis antik kentlerindeki bilimsel kazı ve araştırma çalışmalarına destek veriyor. Birçok medeniyete tarih boyunca ev sahipliği yapan Anadolu, arkeolojik açıdan insanlığın binlerce yıllık geçmişine de ışık tutuyor. Türkiye İş Bankası, ülkemizin arkeolojik varlığının gün yüzüne çıkarılması, korunmaya alınarak dünya mirasına kazandırılması amacıyla bilim insanlarının yürüttükleri uzun soluklu kazı projelerini destekliyor. Son olarak Denizli'deki iki önemli antik kentte kazı çalışmalarına katkı sunmaya başlayan Banka, Laodikeia Antik Kenti'nde Prof. Dr. Celal Şimşek başkanlığında, Tripolis Antik Kenti'nde Prof. Dr. Bahadır Duman başkanlığında yürütülen bilimsel kazı ve araştırmalara 5 yıl boyunca destek sağlayacak. "Ülkemizin dünya mirasına sunduğu ve sunacağı katkıların zenginliğini her seferinde yeniden görüyoruz" İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat Sözen, konuya ilişkin açıklamasında, kadim uygarlıkların izini sürerek ülkemizin ve dünyanın zengin kültürel mirasına katkı sağlayan arkeolojik çalışmaların önemine işaret ederek, bu uzun soluklu çalışmaların yoğun emek ve çabalarla sürdürüldüğünü vurguladı. İş Sanat aracılığıyla uzun süredir destek verdikleri arkeolojiyi kurumsal sosyal sorumluluk alanlarından biri olarak gördüklerinin altını çizen Sözen, şöyle devam etti: "Şu ana kadar Gaziantep'te Zeugma Antik Kenti, Antalya'da Patara Antik Kenti, İzmir'de Teos Antik Kenti, Aydın'da Nysa Antik Kenti, Muğla'da Stratonikeia Antik Kenti ve Kırşehir-Kaman'daki kazı çalışmalarına katkıda bulunduk. Kazıların yapıldığı antik kentlerdeki gelişmeleri yakından izlerken, ülkemizin dünya mirasına sunduğu ve sunacağı katkıların zenginliğini her seferinde yeniden görüyoruz. Tripolis ve Laodikeia Antik Kentlerinde de Lidyalılar, Frigyalılar, Romalılar ve Bizanslılar'ın binlerce yıllık izlerini görmek mümkün. Köklü bir geçmişin sessiz tanıkları olan ve tiyatrolardan agoralara, sütunlu caddelere birçok anıtsal yapıya ev sahipliği yapan bu kentlerde eminim ki önümüzdeki dönemde de arkeolojik mirasımıza dair pek çok yeni bilgi ortaya çıkacaktır." "Çürüksu Vadisi'nin parlayan yıldızı Laodikeia" Laodikeia Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek de 2003 yılında başlatılan kazı çalışmalarıyla antik kentin yavaş yavaş ayağa kaldırıldığını, özellikle 2013 yılında yürütülen çalışmalarla burayı UNESCO'nun Dünya Geçici Kültür Mirası listesine aldırdıklarını belirtti. 2016'da Laodikeia Kilisesi'nde yaptıkları titiz restorasyon ve konservasyon çalışmaları sayesinde Avrupa Birliği Europa Nostra ödülünü aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Şimşek, şöyle konuştu: "Laodikeia, 8 kilometrekarelik alana yayılan, Denizli'nin binlerce yıl önceki aktif ticari hayatını yansıtan ve birçok belgeyi sunan bir kent olması itibarıyla önemli. Tekstil ticaretine, tarımsal faaliyetlere, hayvansal ürünlere, mermer ticaretine ev sahipliği yapan; bir tıp fakültesi, iki tiyatrosu bulunan ve Olimpiya'daki olimpiyat oyunlarından sonra Anadolu'daki en etkin heptatlon ve dekatlon yarışmalarıyla bilinen bir antik kenti ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Çürüksu (Lykos) Vadisi'nin parlayan yıldızı Laodikeia, binlerce yıl öncesinden bizleri kucaklıyor. Biz, bu kültür mirasının gelecek kuşaklara aktarılması için canla başla çalışıyoruz." Laodikeia'nın Anadolu'nun en çok gezilen 10 ören yeri içinde yer aldığını söyleyen Şimşek, "Bugüne kadar başta Kültür ve Turizm Bakanlığı ve kazıların yürütücüsü olarak Pamukkale Üniversitesi olmak üzere pek çok kamu kurumu ve sivil toplum kuruluşunun desteğini aldık. Bu yıl itibarıyla 5 yıllık bir program dahilinde Türkiye İş Bankası'nın kazılarımıza sponsor olmasından büyük mutluluk duyduk. Bu desteğin prestij açısından da kıymetli olduğunu düşünüyoruz" dedi. "Tripolis'te MÖ 5500'lerden 1920'lere kadar tarihin farklı sahnelerine ait yerleşim izleri görüyoruz" Tripolis Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Bahadır Duman ise 2012 yılından bu yana Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Pamukkale Üniversitesi adına yılın 12 ayı devam eden kazı çalışmaları yürüttüklerini, Tripolis'in aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın başlattığı Geleceğe Miras projesinin bir parçası olduğunu söyledi. Kentin farklı noktalarında kazı çalışmalarının devam ettiğini belirten Duman, "Tripolis'in en önemli özelliği bir yamaç kenti olması. Bu nedenle kentin kuzeyinden güneye doğru akan erozyon toprağı katman katman bu kentin üstünü kapatmış. Dolayısıyla kazı çalışmaları sonrasında yaklaşık 3 ve 9 metre arasındaki dolgunun ardından kentte yapılar sağlam bir şekilde, neredeyse çatı seviyesinde ortaya çıkabiliyor. M.Ö. 5500'lerde ilk yerleşim izlerini tespit ettiğimiz Tripolis'te 1920'lere kadar çeşitli katmanlara ait, tarihin farklı sahnelerine ait yerleşim izlerini görüyoruz. Mevcut kalıntılar dahilinde özellikle MS. 2. ve 3. yüzyılda kentte 20-25 bin civarında bir nüfusun yaşadığını öngörüyoruz" diye konuştu. Zeytinin de Tripolis için önemli bir ürün olarak öne çıktığını ifade eden Duman, konuyla ilgili yürütülen akademik çalışmalar neticesinde Roma döneminde Tripolis'in çok gelişmiş düzeyde bir zeytin yetiştiriciliğine sahip olduğunu, bu üründen önemli gelir elde ettiğinin görüldüğünü aktardı. Geleceğe Miras projesine dahil edilmesi ve ören yeri statüsü almasının ardından Tripolis'in ziyaretçilerinin de giderek artacağını vurgulayan Prof. Dr. Duman, "2025 itibarıyla Türkiye İş Bankası da Tripolis'in önemli destekçilerinden biri oldu. Banka, 5 yıl boyunca Tripolis kazılarına destek verecek" ifadelerini kullandı. Laodikeia Antik Kenti Anadolu'nun en önemli arkeolojik kazı alanları arasında yer alan ve antik dönemlerde ticaret, kültür ve inanç açısından önemli bir merkez olan Laodikeia'nın özellikle Roma imparatorluğu döneminde büyük bir refah ve zenginlik içinde yaşadığı biliniyor. MÖ 3. yüzyılda Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından eşi Laodike adına kurulan kent, Lykos (Çürüksu) Nehri'nin suladığı verimli bir ovada bulunuyor. Ören yerinde 2003 yılından bu yana yapılan kazı ve araştırmalar, ilk yerleşimin MÖ 5500 yılından başlamak üzere MS 7. yüzyıl depremine kadar kesintisiz devam ettiğini gösteriyor. Zamanında yün ve tekstil üretimiyle ünlü olan ve antik kaynaklarda kaliteli yünleriyle anılan Laodikeia, Ana Ticaret Yolu'nun bir kolu üzerinde bulunması nedeniyle de büyük önem taşıyor. Yaklaşık 8 kilometrelik alana yayılan Antik Kent, İncil'de adı geçen yedi kiliseden birine de ev sahipliği yapıyor. Laodikeia, 2013 yılından bu yana UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alıyor. Kentin önemli yapıları arasında Batı Tiyatrosu, Stadyum, Güney Hamamı-Gymnasium Kompleksi, Suriye Caddesi, Doğu Hamamı, Septimius Severus Anıtsal Çeşmesi, Tapınak A, Merkezi Agora, Merkezi Hamam, Caracalla Çeşmesi, Bouleterion (Meclis Binası), Güney Agorası, Kiliseli Perıstylli Ev, Laodikeia (Katedrali) Kilisesi, Stadyum Caddesi, Efes Caddesi Portikosu, Traian Nymphaeumu, I. Su Dağıtım Terminali (Castellum Aquae), Kuzey (Kutsal) Agora, Propylonlar yer alıyor. Tripolis Antik Kenti Denizli'nin Buldan ilçesi sınırlarında yer alan Tripolis Antik Kenti, antik dönemdeki isimleriyle Lydia, Phrygia ve Karia Bölgeleri'nin kesişim noktasında önemli ticari yolların geçiş güzergahında yer alıyor. Yaklaşık 2 kilometrekarelik bir alana yayılan Antik Kent, Çürüksu Vadisi'nin kuzeybatı ucunda vadiye hakim bir tepenin güney yamacında yer alıyor ve stratejik konumu sayesinde hem Ege'ye hem de İç Anadolu ve Akdeniz'e ulaşımı bulunuyor. İsmi Helenistik Dönem'de çeşitli kaynaklarda geçmeye başlayan kentin sanat, müzik, şiir ve kültürün koruyucu tanrısı Apollon'a ithafen Apollonia olarak kurulduğu, daha sonra Roma generali Marcus Antonius'a ithafen Antoniopolis adını aldığı, son olarak İmparator Augustos Dönemi'nden itibaren Tripolis olarak değiştirildiği biliniyor. Antik kentin yüzeyinde yer alan kalıntılar Roma ve Bizans dönemlerine ait mimari özellikleri ve yapı örneklerini yansıtırken, birçok kez yıkıcı depremlerden etkilenen kentte yaşamın pek çok kez yeniden inşa edildiği görülüyor. Tripolis Antik Kenti'nde bu zamana kadar Agora, Konut alanı ve Mozaikli Ev, Sütunlu Cadde, Kilise, Ana cadde, Taberna, Granarium (Tahıl Ambarı), Kemerli Yapı, Anıtsal Çeşme, Agora Hamamı, Latrina (Roma Tuvaleti), Taş Kesim Atölyesi, Roma Dükkânları, Kutsal Alan, Tiyatro, Nekropoller (Mezarlık), Büyük Tekke Türbesi, Yukarı Kale, Hamambükü Höyük, Akkayahöyük alanlarında kazı ve yüzey araştırma çalışmaları gerçekleştirilmiş durumda.

Şırnak’ın Ulya Şeyhan Mağaraları Turizme Kazandırılıyor Haber

Şırnak’ın Ulya Şeyhan Mağaraları Turizme Kazandırılıyor

Şırnak'ta halk arasında "Ulya Şeyhan" olarak bilinen apartman mağaraları, hem tarihi hem de doğal dokusuyla dikkat çekiyor. İsmini bölgede yaşamış, görev yapmış ve burada vefat etmiş bir şeyhten alan mağaralar, çevre halkı tarafından manevi bir ziyaret noktası olarak kabul ediliyor. Terörün yerini huzura bıraktığı bölgedeki mağaraların turizme kazandırılması için çalışma başlatıldı. Şırnak'ın Güçlükonak ilçesine bağlı Akdizgin köyü yakınlarında bulunan Ulya Şeyhan mağaralar (Apartman Mağaraları) Şırnak Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü tarafından kültür envanterine alınarak, hem doğa hem de inanç turizmine kazandırılıyor. Mağaralarda incelemelerde bulunan Şırnak Kültür ve Turizm İl Müdürü Celal Baz, mağara yapısına bakıldığı zaman medrese eğitimi, dini eğitim ve koruma amaçlı yapıldığının görüldüğünü, bölgede bir çok yapının bulunduğunu ve bu yapıların yapılacak olan çalışmaların ardından kültür envanterine ekleneceğini belirterek, doğa ve inanç turizmi için vatandaşların bölgeyi mutlaka ziyaret etmeleri gerektiğini belirtti. Baz, "Bu mağaralar, halk arasında Ulya Şeyhan olarak bilinen bir şeyhten ismini almış. Burada yaşamış, görev yapmış, burada vefat etmiş bir şeyhin eseri olduğu bilinmektedir, düşünülmektedir. Ulya kelimesi Arapça'da ulu, büyük anlamlarına geliyor. Bu bölgede görev yapmış Şeyh Ebubekir isimli bir şeyhinde mezarının bulunduğu bilinmektedir. Akdizgin köylülerinin festival yaptıkları, kurban kestikleri alanda yine bu şeyhin mezarının olduğu bir alan olarak bilinmektedir. Yöremizde, Şırnak ilimizde, bölgede benzeri gezi alanları mağaralar çok sayıda bulunmaktadır. Tabii halkımız güven ve huzur içerisinde buraları gelip görebilirler, gezebilirler, yürüyüşlerini yapabilirler. Şuanda Türkiye'nin en huzurlu, en güvenli şehirlerinden birisidir Şırnak. Şırnak, aynı zamanda Hz. Nuh'un Hut Suresi'nin 44'üncü ayetinde geçtiği gibi, Ya Rabbim beni huzurlu, güvenli ve bereketli topraklara indir dediği yerdir burası. Dolayısıyla yine günümüzde bereketin, huzurun, hürmetin, ev sahipliğinin vücut bulduğu bir şehirdir Şırnak" dedi. Türkiye'nin dört bir yanından gelecek ziyaretçilere Şırnak'ın eşsiz doğasını, tarihi derinliğini ve kültürel zenginliğini keşfetmeleri çağrısında bulunan Baz, "Yazılı kaynaklarda bir bilgi olmamakla birlikte, incelediğimiz kadarı ile buranın bir eğitim merkezi olduğu düşünülmektedir. Çeşitli inançlar tarafından inşa edildiği, yapıldığı bilinmekle birlikte ama bir medrese eğitimi veya bir din eğitimi alındığı ve aslında koruma amaçlı da yapıldığı düşünülüyor. Şırnak'ın bir çok alanında, bir çok doğa alanında çok huzurla ve güvenle yürüyüş yapabileceğimiz yerler olduğu bilinmektedir. Bundan sonraki süreçte insanlarımızın Türkiye'nin her bölgesinden, her yöresinden gelip burada günübirlik yürüyüşünü yapabilirler, pikniklerini yapabilirler. İnanılmaz bir doğa, doğal alanları mevcut ve insanlar hakikaten huzur ve güven içerisinde burada doğa turizmini gerçekleştirebilirler. Kültür Turizm Bakanlığımız olarak, bölgede ki bu tip yapıların hemen hemen hepsini tescilinin ardından envanterlerimize kazandırmak için çalışmalarımız devam ediyor. Bölgede ki bu tür alanların tescil çalışmalarına devam etmekle birlikte tüm alanların kültür envanterine kayıt çalışmaları devam etmektedir" ifadelerini kullandı.

Samsun’da Lezzet Şöleni: Yöresel Ot Yemekleri Festivali Başlıyor Haber

Samsun’da Lezzet Şöleni: Yöresel Ot Yemekleri Festivali Başlıyor

Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından gastronomi turizmini canlandırmak ve geleneksel lezzetleri tanıtmak amacıyla düzenlenen "8. Samsun Yöresel Ot Yemekleri Festivali", 29 Mayıs’ta başlayacak. Festivalde bin 800'ün üzerinde yenilebilir ot ve lezzet tanıtılacak. Atakum ilçesi Çobanlı İskelesi alanında gerçekleşecek festival, 29 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasında 4 gün boyunca misafirlerini ağırlayacak. Festivale katılmak isteyenler, başvurularını Büyükşehir Belediyesi'nin internet sitesi üzerinden 25 Mayıs Pazar gününe kadar yapabilecek. 1800'ün üzerinde yenilebilir ot ve lezzet Bin 800'ün üzerinde yenilebilir otun ve lezzetin tanıtılacağı festivalde, "Yabani Otların Keşfi", "En Lezzetli Ot Yemeği Yarışması", "En Lezzetli Otlu Tatlı Yarışması", "Bitki Çayı Demleme Yarışması", canlı mutfak atölyeleri ve söyleşiler gibi birçok renkli etkinlik yer alacak. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, festivale ilişkin yaptığı açıklamada, "Samsun’umuzun gastronomi turizminde de adından söz ettirmesini istiyoruz. Bu anlamda düzenlenen Yöresel Ot Yemekleri Festivali, şehrimizin zengin mutfağını tanıtmak ve gelecek nesillere aktarmak açısından çok önemli. Tüm hemşehrilerimizi bu gastronomi şölenine davet ediyorum" dedi. Festival, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Samsun Valiliği, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, OKA, Anadoludakiler ve Samsun Turizmciler Derneği iş birliğinde gerçekleştirilecek.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.