Hava Durumu

#Konyaalti

TOURISMJOURNAL - Konyaalti haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Konyaalti haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Okullar Açıldı, Konyaaltı Sahili Yarı Yarıya Boşaldı Video Galeri

Okullar Açıldı, Konyaaltı Sahili Yarı Yarıya Boşaldı

Yaz tatilinde tıklım tıklım dolan dünyaca ünlü sahildeki doluluk oranı, okulların açılmasının ardından yerli tatilci ve kent sakinlerinin çekilmesiyle neredeyse yarı yarıya düştü. Turizm kenti Antalya'da yaz sıcaklığı sürüyor. Hava sıcaklığının 30 derece, nem oranının ise yüzde 61 ölçüldüğü kentte, 2025-2026 eğitim öğretim yılının başlamasının ardından sahillerdeki yoğunluk da gözle görülür şekilde azaldı. Dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili'ndeki doluluk oranı, okulların açılmasıyla birlikte yaz tatilinde Antalya'yı tercih eden yerli turistlerin memleketlerine dönmesiyle neredeyse yarı yarıya düştü. Sahilde yabancı turistlerin yoğunluğu ise dikkat çekti. Sahildekiler Akdeniz'in berrak sularında deniz keyfini sürdü, kimileri de güneşlenmeyi tercih etti. Sahili kuşbakışı gören varyanttaki terasa gelenler ise eşsiz manzara eşliğinde bol bol fotoğraf çekildi. "Suyu on numara" Okulların açılmasına rağmen bazı yerli tatilcilerin iş ve izin planlamasının bu aya sarkmasıyla sahile çocuklarıyla geldiği görüldü. Konya'dan ticaret için Antalya'ya gelen vatandaşlardan Faruk Karakaş, "Seydişehir'den hem tatil hem ticaret amaçlı geldim. Antalya çok güzel. Denizi görünce dayanamadım" dedi. Ailesiyle birlikte Ankara'dan tatil için gelen Aydın Arslanoğlu da, "İznim bu zamana olabildi. Antalya'nın çok sıcak olduğunu, en güzel aylarının eylül-ekim arası olduğunu söylediler, izne ayrılmışken geleyim dedim. Çocukların okulları var ama artık 1 hafta astık. Çocuklar için geldik diyebilirim. Antalya çok güzel, suyu on numara. Konyaaltı en beğendiğim yerlerden. Tatillerde çok kalabalık oluyormuş ama şu an o kadar yoğun değil. Fakat turistler yine oldukça fazla" dedi.

Mercure Antalya, Konyaaltı Kapılarını Açtı Haber

Mercure Antalya, Konyaaltı Kapılarını Açtı

ANTALYA, AĞUSTOS – 1973’ten bu yana yerel deneyimleri ön plana çıkaran Mercure Hotels & Resorts, Türkiye’nin önde gelen tatil şehirlerinden birinde, Mercure Antalya Konyaaltı’nın açılışını duyurmaktan büyük mutluluk duyuyor. Kent ruhunu sahil sakinliğiyle buluşturan Mercure Antalya Konyaaltı, hem iş hem de tatil konaklamalarına uygun olarak tasarlanmış 101 odaya sahip. Tesis, modern mimarisi, şık iç mekan tasarımları ve Mercure’un yerel özgünlükten ilham alan karakteristik hizmet anlayışıyla öne çıkıyor. Toros Dağları eteklerinde ve Akdeniz kıyısında konumlanan otel, denize sadece birkaç adım uzaklıkta ve şehir merkezine kısa bir mesafede yer alıyor. Tasarımı, şehrin enerjisini yansıtırken sahilin huzurunu da yakalıyor. Özgünlük, konfor ve stil arasında kusursuz bir denge sunuyor. Misafirler, klasik, swim-up ve bağlantılı oda seçenekleriyle deniz veya şehir manzaralı odalardan tercih yapabiliyor. Otelin olanakları arasında açık yüzme havuzu, modern fitness merkezi, restoran, havuz ve lobi barı ile samimi buluşmalar için ideal bir pastane yer alıyor. Havuz alanı, gündüzleri ferahlatıcı bir kaçış, akşamları ise zarif bir atmosfer sunarken, fitness merkezi misafirlerin seyahatleri boyunca sağlıklı ve aktif yaşam ritüellerini sürdürmelerine olanak tanıyor. Zengin gastronomisi ile öne çıkan Mercure Antalya Konyaaltı, misafirlere hem Türk hem de Dünya mutfaklarının en seçkin lezzetlerini sunarak, her konaklamayı unutulmaz bir gastronomik deneyime dönüştürüyor. Accor Premium, Orta Ölçekli ve Ekonomik Segment Türkiye Operasyonlarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Sinan Köseoğlu, açılışa dair yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: "Mercure Antalya Konyaaltı, yerel dokunuşlarla zenginleştirilmiş konukseverlik vizyonumuzun güçlü bir yansımasıdır. Antalya’nın en değerli lokasyonlarından birinde yer alan otel, hem iş hem de tatil amaçlı konaklayan misafirlere farklı bir deneyim sunacak şekilde tasarlandı. Otel, Akdeniz’in zarafetini Accor’un güvenilir global standartlarıyla birleştirerek, konuk deneyimini yükseltirken, bölgenin turizm gelişimine de sorumlu ve sürdürülebilir bir katkı sağlıyor." Rasim Mahir Gümüş, Mercure Antalya Konyaaltı Genel Müdürü ise: "Mercure markasını Akdeniz’in kalbindeki bu özel destinasyonda hayata geçirmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Şehrin canlılığı ile kıyının huzurunu birleştiren bir konsept yarattık. Misafirlerimize sadece konfor ve tarz değil, aynı zamanda Mercure’u tanımlayan, yerel ilhamla şekillendirilmiş özgün deneyimler sunuyoruz." diye ekledi. Ödüllü sadakat programı ALL Accor üyeleri, açılışa özel, , 1 Eylül 2025 – 22 Şubat 2026 tarihleri arasında yapacakları konaklamalarda X4 ödül puanı kazanacak. Üyeler ayrıca indirimler, ücretsiz oda yükseltmeleri ve geç çıkış gibi özel avantajlardan yararlanırken, kazandıkları puanları Dünya genelindeki Accor otellerinde kullanabilecek. Roma’nın gezginler tanrısı Merkür’den ilham alan Mercure otelleri, sadece bir konaklama mekanı değil, aynı zamanda bir destinasyona açılan bir kapıdır. 1973’teki kuruluşundan bu yana, Mercure, her adresin çevresindeki hazineleri ortaya çıkarmaya adanmış ve misafirlerine zenginleştirici bir deneyim sunmayı amaçlamıştır. Bugün Mercure, 65’ten fazla ülkede 1.000’den fazla oteli ile Accor’un en hızlı büyüyen markalarından biri. Türkiye’de şu anda Accor tarafından yönetilen 9 Mercure oteli (1.390 oda) bulunmakta olup 2026 yılına kadar da iki yeni otelin (250 oda) daha açılması planlanmaktadır.

Antalya’da Emlak Vergisi Rayiç Bedelleri Tepki Çekti Haber

Antalya’da Emlak Vergisi Rayiç Bedelleri Tepki Çekti

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, 2026-2029 döneminde geçerli olacak emlak vergisi rayiç bedellerindeki olağanüstü artışların hem iş dünyasını hem de vatandaşları zor durumda bırakacağını söyledi. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası tarafından Emlak Rayiç Bedelleri Değerlendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıda 2026-2029 dönemi için belirlenen emlak vergisi rayiç bedelleri kamuoyuyla paylaşıldı. ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, rayiç bedellerde yüzde bin 500’ü aşan artışların adil olmadığını belirterek, “Bu artış mükelleflerin ödeme kapasitesini zorlayacak, kira ve tapu harçlarını da doğrudan etkileyecek, dolaylı olarak enflasyonu artıracaktır” dedi. Konyaaltı, Muratpaşa, Kepez ve Aksu ilçelerinde açıklanan yeni rayiç bedellerin olağanüstü seviyelere ulaştığını ifade eden Hacısüleyman, "Altınkum Mahallesi'nde 6 bin 362 TL olan rayiç bedel 60 bin TL'ye, Kepez Ahatlı'da 279 TL olan rayiç bedel 6 bin 500 TL'ye çıkmıştır. Bu artışlar piyasadaki gerçeklerle uyumlu değildir" diye konuştu. Hacısüleyman, mükelleflerin vergi mahkemeleri nezdinde dava açma hakkına sahip olduğunu hatırlatarak, “7 Eylül dava açma süresi için son gündür. İş dünyasına tavsiyemiz, sadece iptal istemiyle yetinmeyip mahkemenin yeni değeri belirlemesini de talep etmeleridir” ifadelerini kullandı. 2017’de yaşanan benzer bir dava sürecinde artış oranlarının yasal düzenleme ile yüzde 50 ile sınırlandırıldığını hatırlatan ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “Benzer bir düzenleme yapılması hem belirsizlikleri ortadan kaldıracak hem de mahkemelerin yükünü azaltacaktır. Vergi oranlarının makul seviyelere çekilmesi hem vatandaş hem de iş dünyası için zorunludur” dedi.

Caretta Carettaların Isırma Vakaları Turist Kalabalığıyla Bağlantılı Haber

Caretta Carettaların Isırma Vakaları Turist Kalabalığıyla Bağlantılı

Antalya sahillerinde son dönemlerde yaşanan caretta caretta ısırma vakalarına değinen Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu "Yumurta bırakabileceği yerler şu anda insanlar tarafından işgal altında, kalabalıktan rahatsız olan ve zamanında çıkıp yumurtayı bırakamadığı için verdiği bir tepki olabilir" dedi. Sevimli görüntüsüyle dikkat çeken caretta carettalar, son zamanlarda ısırma vakaları ile gündem geliyor. Bir kaç vatandaşın denizde caretta carettalar tarafından ısırıldığını belirtirken, Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, caretta carettaların bu dönemlerde yumurtlama ve yumurtadan çıkış dönemi olduğunu, sahillerin ise insanlar tarafından işgal edilmesinden dolayı yumurta bırakamayarak strese girdiklerini belirtti. "Her yer insan, hayvanların çıkabileceği bir ortam yok" Gökoğlu, geçmiş yıllarda deniz kaplumbağası ısırma vakalarının Lara bölgesinde yaşandığı, bu yıl ise Konyaaltı sahilinde şu ana kadar 2 ısırma vakası görüldüğünü belirtti. Yaz dönemi olması nedeniyle Konyaaltı Sahili'nde insan yoğunluğu yaşandığını belirten Gökoğlu, "Şimdi Carettaların hem yavruların çıkış zamanı, hem de ebeveynlerin yumurtaya çıkış zamanı. Bazıları erken çıktı. Her yer insan, hayvanların çıkabileceği bir ortam yok. Çok kalabalık turizmin en yoğun olduğu dönem. Geçtiğimiz günlerde yine Konyaaltı'nda havyan kıyıya çıkmaya çalışıyor. İnsanlar toplanmış başında kamera ve telefon ışıklarını kullanarak hayvanın çıkışını çekmeye çalışmışlar. Hayvan dönüp gidiyor, çıkmıyor karaya" dedi. "Hayvanların yaşamına müdahale ediyoruz" Caretta Carettaların yumurtlamak için sessiz ve sakin yerleri tercih ettiğini ancak insanların gerek telefon ışıkları, gerekse meraktan başında toplanarak yaşamına müdahale ettiğini söyleyen Gökoğlu, "Farklı bir görüntüde de hayvan kumu kazmak için uğraşıyor. Yine başında insanlar ışık tutuyorlar ve konuşmalar var. Hayvan bundan rahatsız. Bu tür hayvanlar gece sessiz sakin yere çıkar. Ve oraya yumurtasını bırakarak geriye döner. Her taraf insan, dolayısıyla biz bu hayvanların yaşamına müdahale ediyoruz. Bunların yaşam alanı o kumsalla, deniz arasındaki bölge. Dolayısıyla bu kadar kalabalıktan rahatsız olan ve zamanında çıkıp yumurtayı bırakamadığı için verdiği bir tepki olabilir. Konyaaltı'nda şimdiye kadar böyle bir vaka yoktu. Ama Lara tarafından bazı vakalar vardı" ifadelerini kullandı. "Vakalar genellikle öğlen saatlerinde yaşanıyor" Isırma vakalarının özellikle öğlen saatlerinden yaşandığını, bunun nedeninin de suyun bulanık olması nedeniyle seçemediği ve insan vücudunu denizanası sanması nedeniyle yaşanabileceğinin altını çizen Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, "Vakaların saatlerine bakarsanız hep öğlen sonudur. Saban karadan denize doğru bir esinti olur. Deniz sakindir, hiç dalga yoktur. Öğlen saatlerinde sert bir meltem çıkar, o meltemle birlikte deniz dalgalanır ve Lara tarafında da deniz sığ olduğu için bulanır. Bu tür hayvanlar bu bulanıklıkta seçemediği için beyaz tenli vatandaşlara muhtemelen denizanası diye ısırma vakaları oluyor. Ama dikkat ederseniz hep öğlen sonu olur bu vakalar. Konyaaltı'nda şu ana kadar yoktu, bu sene 2 vaka var" şeklinde konuştu. "Yaşam alanları işgal altında" Denizlerin caretta carettaların yaşam alanı olduğunu ve sadece yumurtlamak için karaya çıkan canlılar olduğunun altını çizen Gökoğlu, "Muhtemelen bahsettiğim gibi hayvanın yumurta bırakabileceği yerler şu anda işgal altında insanlar tarafından muhtemelen bundan dolayı verdiği bir tepki olabilir. Yumurtlamak için çıkamıyor. Çıkamayınca ‘Çekilin sahamdan' dercesine verdiği bir tepki. Bu hayvanların yaşam alanı su, bizim yaşam alanımız kara. Karaya adapte olmuş insanlar, dolayısıyla su yaşamını insanoğlu her yerde etkiliyor. Milyonlarca insan denizde, sahilde şu anda, oysa bu hayvanlar çıkıp yumurta bırakacaklar. Yaşam alanlarının işgal edilmesine verdiği bir tepki olabilir diye düşünüyorum" dedi.

Konyaaltı Sahilinde Deniz Tabanı Atıklardan Temizlendi Haber

Konyaaltı Sahilinde Deniz Tabanı Atıklardan Temizlendi

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu ve Sualtı Sporları Topluluğu üyeleri, Konyaaltı sahilinde gerçekleştirdikleri dalışta deniz tabanını çöplerden arındırdı. Prof. Dr. Gökoğlu, "Denizi adeta çöplük gibi kullanıyoruz" sözleriyle kirliliğin boyutuna dikkat çekti. Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu ve Sualtı Sporları Topluluğu üyeleri, Konyaaltı sahilinde gerçekleştirdikleri dalışla deniz tabanında biriken atıkları topladı. Pet şişeden ıslak mendile, çocuk bezinden çikolata ambalajına kadar çok sayıda atığın bulunduğu temizlik çalışmasında su altındaki kirliliğin boyutu gözler önüne serildi. "Pet şişeler, ıslak mendiller kıyıda bırakılıyor" Dalışın ardından açıklama yapan Prof. Dr. Gökoğlu, temizlik çalışmaları sırasında yaptığı değerlendirmede denizlerin sistematik biçimde kirletildiğine dikkat çekerek, "Bu doğayı çocuklarımızdan, gelecek nesillerden emanet aldık. Ancak biz denizi adeta çöplük gibi kullanıyoruz. Özellikle yaz aylarında Konyaaltı gibi alanlarda yoğun insan hareketliliği yaşanıyor. Yanlarında getirdikleri pet şişeler, ıslak mendiller, ambalajlar genellikle kıyıda bırakılıyor. Rüzgârla denize karışan bu atıklar, su altında ciddi bir kirlilik oluşturuyor" dedi. "Deve kuşu gibi kafasını kuma gömüyor ama vücudu dışarıda" Islak mendillerin denizde çözünmediğini vurgulayan Gökoğlu, bu tür atıkların denizel ekosistem üzerinde ciddi olumsuz etkileri olduğunu ifade ederek şunları söyledi: "Rüzgârla uçuşup denize karışıyorlar ve içeride çözünmedikleri için su altında uzun süre kalıyorlar. Bunun yanında poşetler, plastik atıklar, pet, çocuk bezi, çikolata ambalajı gibi çöpler de birikiyor. Pet şişenin içine çakıl doldurup denize atan bile var. Deve kuşu gibi, kafasını kuma gömüyor ama vücudu dışarıda. Bu da ona benziyor. Halbuki çöp kutuları sadece birkaç metre ileride." "Artık tuzda bile mikro plastik var" Denizlerdeki plastik kirliliğinin zamanla mikro plastiğe dönüştüğünü ve canlı yaşamı tehdit ettiğini dile getiren Prof. Dr. Gökoğlu, bu kirliliğin sadece görüntü kirliliğiyle sınırlı kalmadığını vurgulayarak, "Bu plastikler zamanla çözünüp mikro plastiğe dönüşüyor. Balıktan plaktona kadar tüm denizel canlıları etkiliyor. Sindirim sistemlerini tıkıyor, ölümlerine ve üreme bozukluklarına neden oluyor. Artık tuzda bile mikro plastik var. Doğada zaten böyle bir şey yok, doğanın kendisinde yok" ifadelerini kullandı. "Eğer bu körfez kapalı olsaydı, bugün denize girecek hal kalmayabilirdi" Antalya Körfezi'nin açık bir yapıya sahip olduğunu, bu nedenle kirliliğin kıyıdan akıntılarla ötelenebildiğini belirten Gökoğlu, "Şehrin altından çok sayıda tatlı su girişi var. Lara ile Büyük Liman arasında yer altından gelen çatlak sulardan söz ediyoruz. Bu sular kıyısal kirliliği aşağı doğru sürüklüyor. Eğer bu körfez kapalı olsaydı, bugün denize girecek hal kalmayabilirdi" dedi. Gökoğlu, Antalya'nın turizm gelirine de dikkat çekerek, "Şehrin ekonomisinin büyük kısmı turizmden. Kirli deniz sadece turisti değil, yerliyi de etkiliyor. Dışarıdan gelen insana da mahcup oluyoruz. Plastikler yalnızca görüntü kirliliği değil, aynı zamanda birçok mikroorganizmayı da taşıyor. Bu da hastalık riski demek" şeklinde konuştu.

Gençlik Çalışanları Psikolojik Dayanıklılık için Doğa Eğitiminde Buluştu Haber

Gençlik Çalışanları Psikolojik Dayanıklılık için Doğa Eğitiminde Buluştu

Antalya – Gençlerin artan stres, belirsizlik ve ruhsal zorlanmalarla başa çıkmalarına yardımcı olmanın yolları, 23 Haziran 2025 tarihinde Antalya Ütopya Doğa Temelli Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilen “Resilience in Nature – Duygusal Dayanıklılık için Gençleri Doğa İle Buluşturmak” başlıklı eğitimde ele alındı. Oba Ütopya Eğitim ve Sanat’ın ev sahipliğinde ve Hollanda merkezli Flourish in Nature Derneği’nin iş birliğiyle düzenlenen eğitim, doğa temelli öğrenme yoluyla gençlerin psikolojik dayanıklılığını desteklemeyi hedefleyen profesyonel ve gönüllü gençlik çalışanlarını bir araya getirdi. Doğada Deneyimleyerek Öğrenme Gerçekleşti Eğitim, Erasmus+ desteğiyle yürütülen “Resilience in Nature” projesi kapsamında geliştirilen pedagojik ve psikolojik yaklaşımları içeren Toolkit kitapçığının uygulanmasına odaklandı. Katılımcılar, açık hava ortamında gerçekleştirilen etkinliklerle hem kendi deneyimlerini zenginleştirdi hem de çalıştıkları genç gruplar için ilham verici uygulamaları test etti. Deneyimleyerek öğrenme modeliyle ilerleyen eğitimde, doğa etkinliklerinin psikolojik dayanıklılık üzerindeki etkisi, gençlerle kurulan ilişki biçimleri ve kolaylaştırıcılık pratikleri derinlemesine tartışıldı. Eğitim Sonrası Etkileşim ve Uygulamalar Devam Ediyor Eğitimin ardından katılımcılar, kendi hedef gruplarıyla en az bir doğa temelli etkinliği uygulamaya, kendi aktivitelerini geliştirmeye davet edildi. Bu yaklaşım sayesinde, uygulayıcı deneyimlerinin hem proje çıktılarının geliştirilmesine katkı sunması, hem de profesyoneller arasında sürdürülebilir bir bilgi ve deneyim paylaşımı ağı oluşması hedefleniyor. Katılımcılar, ayrıca proje kapsamında kurullan çevrimiçi platformlar aracılığıyla uzmanlar ve diğer gençlik çalışanlarıyla iletişimlerini sürdürme olanağına sahip olacak. Gençlerin Ruhsal Sağlığı İçin Doğadan İlham Pandemi sonrası gençler arasında artan kaygı, stres ve yalnızlık gibi sorunlara karşı doğanın iyileştirici gücünden ilham alan proje, gençlik çalışanlarını bu alanda yeni araçlar ve yöntemlerle tanıştırmayı amaçlıyor. Toolkit kitapçığı, gençlerin gevşeme ve odaklanma becerilerini geliştirmelerine, doğayla güvenli ve anlamlı etkileşimler kurmalarına yönelik etkinlik örnekleri sunuyor.

Antalya’da 4. Raylı Sistem Geliyor, Havalimanında Slot Rekoru Kırılıyor Haber

Antalya’da 4. Raylı Sistem Geliyor, Havalimanında Slot Rekoru Kırılıyor

"Trafik Haftası" kapsamında düzenlenen UKOME Genel Kurulu Toplantısı'nda Antalya'daki ulaşım ve trafik sorunları değerlendirildi. Antalya Valisi Hulusi Şahin, "Her cumartesi 500 uçak iniyor, 500 uçak kalkıyor" diyerek kente havayoluyla gelen turist yoğunluğuna dikkat çekerken, Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ise Konyaaltı'ndan başlayacak 4. raylı sistemin ihalesinin tamamlandığını duyurdu. Antalya Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi Başkanlığı (UKOME) Genel Kurulu Toplantısı, Trafik Haftası kapsamında ASAT Hizmet Binası Toplantı Salonu'nda gerçekleştirildi. Toplantıda, kentteki karayolu, hava ve raylı sistem trafiğine ilişkin güncel veriler ve projeler paylaşıldı. "500 uçak iniyor, 500 uçak kalkıyor" Antalya Valisi Hulusi Şahin, kentteki taşıt yoğunluğuna ilişkin dikkat çekici veriler paylaştı. "Kişi başına düşen araç sayısında Türkiye ortalaması 2.7'yken Antalya 1.7. Yani iki kişiden daha azına bir araba düşüyor" diyen Vali Şahin, motosiklet yoğunluğunda da Türkiye ortalamasının 12 kişide bir motosiklet olduğunu, Antalya'da ise bu sayının 5,5 kişiye kadar indiğini belirtti. Bu tabloya kenti ziyaret eden araçların da eklendiğini vurgulayan Şahin, "Bu kadar yoğun bir trafiğin olduğu bir şehirde sağlıklı bir akışı sağlamak kolay değil. Bunun için iyi organize olup yatırım yapmak gerekiyor" dedi. Karayolları Genel Müdürlüğü'nün sürdürdüğü yatırımlara da değinen Vali Şahin, Kepez üstündeki kavşakta yoğun bir çalışma yürütüldüğünü, Temmuz sonu ya da Ağustos başında Burdur-Antalya yolunun köprü üstüne alınacağını belirtti. Duraliler, Sanayi ve Uncalı kavşaklarında da çalışmaların sürdüğünü aktaran Şahin, Alanya-Antalya Otoyolu projesinin de planlandığı şekilde ilerlediğini söyleyerek, yüklenici firmanın şantiyesini kurduğunu, taşıma planlarını tamamladığını ve bazı noktalarda fiziki çalışmalara başladığını dile getirdi. Turizm sezonuyla birlikte hava trafiğinde büyük bir yoğunluk yaşandığını belirten Vali Şahin, "Devlet Hava Meydanları Müdürümüz her cumartesi slot (bir uçağa belirli hava sahalarını ve havaalanlarını belirli zaman dilimlerinde kullanabilmesi izni) sayılarının bini bulduğunu aktardı. Yani 500 uçağın inip, 500 uçağın kalkması demek bu. Geçen sene bin 213 ile rekor kırmıştık. Görünen o ki bu yıl bu rekor da geçilecek" dedi. Personel sayısı değişmedi denetim sayısı yüzde 10 arttı Vali Şahin, ATV ve offroad safari araçlarına yönelik denetimlerin artırıldığını, geçmişte bu tür araçlarla yaşanan ölümlü kazaların tekrarının önüne geçmek için sıkı kontroller yapıldığını söyledi. Trafik personel sayısında artış olmamasına rağmen yapılan denetim sayısının yüzde 10 arttığını belirten Şahin, "Bu yüzde 10'luk artış büyük bir fedakarlıkla sağlandı" dedi. Korsan taşımacılıkla mücadelede başarılı sonuçlar alındığını, şehir içi ölümlü kazalarda ciddi oranda düşüş sağlandığını aktaran Şahin, "Geçen yıl aynı dönemde üç vefat varken şu anda hiç vefatımız yok. İnşallah da böyle devam eder. Çünkü her kaza bir travmadır, hele ki ölümlü kaza yürek yakan bir hadisedir" ifadelerini kullandı. Motorcu dostu bariyer ve yol düzenlemeleri Özellikle motosiklet kazalarında can kaybını önlemeye yönelik "motorcu dostu bariyer" uygulamalarının önemine değinen Şahin, Karayolları tarafından geçtiğimiz yıl 15 bin metre bariyer uygulandığını, bu yıl da aynı uzunlukta bariyerin daha döşeneceğini açıkladı. Trafikteki yoğunluğu azaltmak adına yapılan düzenlemelere de değinen Vali Şahin, Kardeş Kentler Bulvarı üzerinde bir U dönüşünün kapatıldığını, ayrıca Terminal 2 içerisindeki döner kavşağa bir şerit daha ilave edildiğini aktardı. Şahin, bu hamlelerle birlikte bölgede akışın sağlandığını, sürecin sıkı şekilde takip edildiğini vurguladı. "4. raylı sistemin ihalesini tamamladık" Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'te kentte yürütülen ulaşım projeleri hakkında bilgi verdi. Antalya genelinde 148 akıllı kavşağın aktif olarak hizmet verdiğini belirten Böcek, emniyet birimleriyle iş birliği içinde çalışmaların sürdüğünü kaydetti. Antalya'nın 2040 yılına kadar uzanan Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Master Planı için bu yıl ihale yapıldığını belirten Böcek, "19 ilçeyi kapsayan plan, yıl sonunda tamamlanacak. İlk sunumu aldım, gerçekten çok güzel" dedi. Böcek, projenin maliyetinin 200 milyon lira olduğunu ifade etti. Nüfus artışına da dikkat çeken Başkan Böcek, 2019'dan bu yana Antalya'da 210 bin kişilik bir artış yaşandığını, 07 plaka sayısının 523 bine ulaştığını söyledi. Bu artışa paralel olarak toplu ulaşıma ağırlık verdiklerini belirten Böcek, "Göreve geldiğimizde 3. raylı sistemi tamamladık. Şimdi 4. raylı sistemin de ihalesini tamamladık. Bu hattı Konyaaltı'ndan başlatacağız. Önümüzdeki günlerde kendi öz kaynaklarımızla bu projeye başlayacağımıza dair detayları da kamuoyuyla paylaşacağım" ifadelerini kullandı. Toplantıya; Antalya Valisi Hulusi Şahin, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Tarık Hekimoğlu, İl Emniyet Müdürü İlker Arslan, Sahil Güvenlik Antalya Grup Komutanı Yarbay Tolga Coşkun ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek katıldı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.