Hava Durumu

#Izmir

TOURISMJOURNAL - Izmir haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Izmir haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

SunExpress Kış Sezonunda Uçuşlarını Artırıyor Haber

SunExpress Kış Sezonunda Uçuşlarını Artırıyor

Türk Hava Yolları ve Lufthansa’nın ortak kuruluşu olan SunExpress, 2025/26 kış iç hat uçuş programını duyurdu. Antalya’dan 14 noktaya haftada 77, İzmir’den ise 19 noktaya haftada 135 sefer planlandı. Antalya merkezli SunExpress, yeni kış döneminde Türkiye iç hat ağını genişletiyor. Havayolu şirketi, 2025/26 kış sezonunda Antalya’dan Anadolu’nun 14 şehrine haftada toplam 77 uçuş gerçekleştirecek. Antalya’dan 14 Noktaya Uçuş Antalya çıkışlı uçuşlar şu destinasyonları kapsıyor: Diyarbakır, Elâzığ, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Mardin, Mersin, Muş, Rize, Samsun, Şanlıurfa, Trabzon ve Van. İzmir’den 19 Noktaya Uçuş SunExpress, aynı zamanda İzmir’den iç hat uçuş ağını genişletmeye devam ediyor. Kış sezonunda İzmir’den 19 şehre haftada 135 uçuş düzenlenecek. İzmir kalkışlı seferlerin yapılacağı şehirler arasında Ağrı, Antalya, Batman, Diyarbakır, Elâzığ, Erzurum, Gaziantep, Hatay, Kars, Kayseri, Malatya, Mardin, Mersin, Muş, Nevşehir, Samsun, Şanlıurfa, Trabzon ve Van yer alıyor. Hatay Seferleri Yeniden Başladı 6 Şubat depreminin ardından pistinde yenileme çalışmaları tamamlanan Hatay Havalimanı, yeniden uçuşlara açıldı. SunExpress, 15 Eylül itibarıyla İzmir-Hatay seferlerini başlattı. Uçuşlar haftada üç gün, Pazartesi, Çarşamba ve Cumartesi günleri gerçekleştiriliyor. SunExpress, 2025/26 kış programı ile Türkiye’nin iki önemli merkezi Antalya ve İzmir’den Anadolu’nun dört bir yanına direkt uçuş imkânı sunarak yolcularına kolay ve hızlı ulaşım sağlamayı hedefliyor.

İzmir Turizminde Yabancı Ziyaretçi Sayısında Düşüş Yaşandı Haber

İzmir Turizminde Yabancı Ziyaretçi Sayısında Düşüş Yaşandı

Türkiye genelinde olduğu gibi İzmir turizminde de düşüş dikkat çekti. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün geçici verilerine göre, 2025 yılı Temmuz ayında İzmir’e giriş yapan yabancı ziyaretçi sayısı 258.961 oldu. Bu rakam geçen yılın aynı dönemine kıyasla yaklaşık %5 düşüşe işaret ediyor. İlk yedi ayda da azalma görüldü İzmir, yılın ilk yedi ayında da gerilemeden etkilendi. Ocak-Temmuz 2025 döneminde kente gelen yabancı ziyaretçi sayısı 879.319 olarak kaydedildi. Geçen yılın aynı dönemine göre bu rakamda %2,1 düşüş yaşandı. Kentin Türkiye genelindeki payı ise %3,10 seviyesinde kaldı. Türkiye genelinde de tablo aynı Yalnızca İzmir değil, tüm Türkiye’de yabancı turist sayısında düşüş kaydedildi. 2025 yılı Temmuz ayında ülkeye gelen yabancı ziyaretçi sayısı, geçen yılın aynı ayına göre %4,97 oranında azaldı. İzmir 5. sırada Yabancı turist girişlerinde İzmir’in Türkiye genelindeki payı %3,72 olarak belirlendi. Bu oran kenti, giriş yapılan iller arasında 5. sıraya taşıdı. Turizmde önemli merkezlerden biri olan İzmir’in gerilemesi, sektör temsilcilerini endişelendirdi. Uzmanlar, küresel ekonomik belirsizlikler, döviz kurları ve bölgesel rekabetin İzmir turizmini olumsuz etkilediğine dikkat çekiyor. Özellikle Avrupa pazarından gelen turist sayısındaki azalma, İzmir’in yaz sezonu hareketliliğinde düşüşe yol açtı. Kentte turizm gelirlerinin korunması için yeni tanıtım ve pazarlama stratejileri geliştirilmesinin önemine vurgu yapılıyor.

Ankara-İzmir YHT ile 11,5 Milyon Kişi Hızlı Tren Konforuna Kavuşacak Haber

Ankara-İzmir YHT ile 11,5 Milyon Kişi Hızlı Tren Konforuna Kavuşacak

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Toplam 505 kilometre uzunluğunda bir kalkınma köprüsü olan Ankara-İzmir Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattımız tamamıyla hizmete girdiğinde Ankara-Afyonkarahisar-Uşak-Manisa ve İzmir illerimizde yaşayan yaklaşık 11,5 milyon insanımız doğrudan hızlı tren konforuna kavuşacak" dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Afyonkarahisar'da, Ankara ile İzmir’i birleştiren Ankara-İzmir Yüksek Hızlı Tren (YHT) projesinin son durumunu inceledi. Uraloğlu, ilgili kurum yetkililerinden projeyle ilgili bilgi alarak incelemelerin ardından basın mensuplarına açıklama yaptı. "Son 23 yılda demir yollarımıza yaklaşık 64 milyar dolar yatırım gerçekleştirdik" Ulaşımın bir milletin kalkınma, birlik ve kültür yolculuğunun anahtarı olduğunu vurgulayan Bakan Uraloğlu, "Demir yolları bu yolculuğun güçlü, çevreci ve ekonomik rotalarından biridir. Bu gerçekten hareketle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, 2002 yılından bu yana demir yollarımızı bir devlet politikası olarak ele aldık ve ülkemizin dört bir yanını modern, hızlı ve güvenli demir yolu ağlarıyla donattık. Son 23 yılda demir yollarımıza yaklaşık 64 milyar dolar yatırım gerçekleştirdik. 2002 yılında yaklaşık 11 bin kilometre olan demir yolu uzunluğumuza; 2025 yılı itibariyle, 2 bin 251 kilometresi YHT ve hızlı tren hattı olmak üzere yaklaşık 3 bin kilometre ekledik. Demir yolu ağı uzunluğumuzu 13 bin 919 kilometreye yükselttik. Marmaray ve Bakü-Tiflis-Kars Demiryolları Hattı gibi vizyon projelerle, Türkiye’yi Asya’dan Avrupa’ya uzanan Demir İpek Yolu’nun merkezi yaptık. Hayata geçirdiğimiz bu iki proaktif projeyle demir yolu taşımacılığı alanında ülkemizin doğu-batı yönlü uluslararası yük hareketlerinde üstlendiği kritik rol ülkemizin lojistik gücüne güç katıyor. Daha yeni Çin’in Chongqing (ÇONKCİNG) ve Chengdu (ÇENGDU) şehirlerinden yola çıkan iki tren toplam 98 konteynerlik yükleriyle Halkalı İstasyonu'muzdan başarılı operasyonlarla Avrupa’ya devam etti" şeklinde konuştu. "Yaklaşık 11,5 milyon insanımız doğrudan hızlı tren konforuna kavuşacak" Ankara-İzmir YHT hattının Ankara- Banaz, Banaz-Sahilli ve Salihli-İzmir kesimleriyle toplam 505 kilometre uzunluğunda bir kalkınma köprüsü olduğunu belirten Bakan Uraloğlu, "Projemiz çerçevesinde; Emirdağ, Afyonkarahisar, Uşak, Alaşehir, Salihli, Manisa, Muradiye, Ayvacık, Emiralem ve Menemen İstasyonları olacak şekilde 10 istasyon tasarladık. 40,9 kilometre uzunluğunda 49 tünel, 25,5 kilometre uzunluğunda 67 viyadük, 81 köprü, 781 menfez ve 177 üstgeçit ile 244 adet altgeçit inşa ediyoruz. Ankara-İzmir hızlı tren projesinin tamamlanması ile mevcut demir yolu bağlantısıyla 824 kilometre olan mesafe 624 kilometreye inecek. Ankara-İzmir arası demir yolu ile 14 saat, kara yoluyla ise 7 saat olan seyahat süresi ise 3 saat 30 dakikaya düşecek. Tabii burada şu hususa da dikkat çekmek istiyorum, projemiz tamamlandığında Ankara-İzmir arası hat uzunluğu 624 kilometre olacak ama bizim çalışmalarımız zaten Polatlı’ya kadar olan hızlı tren hattından sonra başladığı için 505 kilometre olarak ifade ediyoruz. Hattımız tamamıyla hizmete girdiğinde Ankara-Afyonkarahisar-Uşak-Manisa ve İzmir illerimizde yaşayan yaklaşık 11,5 milyon insanımız doğrudan hızlı tren konforuna kavuşacak" ifadelerini kullandı. "Yılda yaklaşık 13,3 milyon yolcu ve 90 milyon ton yük taşıyacağımızı öngörüyoruz" Hızlı trenin sağladığı konfor ile birlikte seyahat süresinde konvansiyonel tren ve kara yoluna göre önemli avantajlar sağlanacağını dile getiren Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Az önce de belirttiğim üzere Ankara-İzmir arası seyahat süremiz 3,5 saate düşerken; yine Ankara-Afyon arası seyahat süresi 1 saat 40 dakikaya, Ankara-Uşak arası seyahat süresi 6 saat 50 dakikadan 2 saat 10 dakikaya, Ankara-Manisa arası 11 saat 45 dakikadan 2 saat 50 dakikaya düşecektir ve hattımız tamamlandığında yılda yaklaşık 13,3 milyon yolcu ve 90 milyon ton yük taşıyacağımızı öngörüyoruz. Bu, Afyon’un termal turizmine, Uşak ve Manisa’nın tarım ve sanayi gücüne, İzmir’in limanları ve turizm potansiyeline yepyeni bir ivme kazandıracak. Güzergâh üzerindeki şehirlerimiz, adeta birer inci gibi bu çelik raylarla birbirine bağlanacak; ticaret, turizm ve kültürel etkileşimde altın bir çağ yaşamaya başlayacaktır."

Karareis Barajı Ve Salman Göleti Arıtma Tesisi Çeşme’nin Su Sorununu Çözecek Haber

Karareis Barajı Ve Salman Göleti Arıtma Tesisi Çeşme’nin Su Sorununu Çözecek

İzmir’in Çeşme ilçesinin içme suyunu karşılayacak olan Karareis Barajı ve Salman Göleti iletim hattı arıtma tesisi hizmete alındı. Açılış töreninde konuşan Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, "İzmir’de toplamda yüzde 30’lara varan bir kayıp-kaçak oranı mevcut. Tüm belediyelerimizin, şebeke altyapısını hızla onarıp yenilemeye geçmesi şarttır" dedi. Çeşme ilçesinin içme suyu temin edecek arıtma tesisi hizmete alındı. Yaklaşık 1.7 milyar TL’ye maliyeti olan Karaburun Karareis Barajı ve Salman Göleti Ortak Deposu, iletim hattı yapımı ve arıtma tesisi kapsamında toplam 33 bin 689 metre uzunluğunda, farklı çaplardaki çelik borular döşendi. Ayrıca, 2 adet 1000 metreküp ve 1 adet 500 metreküp kapasiteli olmak üzere toplam 3 adet yükleme deposu, 3 adet terfi merkezi, sanat yapıları ile birlikte günlük 23 bin 760 metreküp kapasiteli arıtma tesisinin tüm üniteleri tamamlandı. Tesisin performans testlerine başlanmış olup, testlerin sonuçlarına göre en kısa sürede su verilmesi hedefleniyor. Projenin tamamlanmasıyla birlikte İzmir’in Çeşme ilçesine yılda 3.74 milyon metreküp içme suyu temin edilecek. Karareis Barajı ve Salman Göleti iletim hattı arıtma tesisi açılışında konuşan Tarım ve Orman Bakan Yardımcı Ebubekir Gizligider, Bundan sonra barajlarımız yüzde 100 dolu bile olsa, kuraklık olmasa da öncelikle yapılması gereken, kuyu suyu ve diğer kaynakların elektrik faturası düşünülmeden kullanılmasıdır. Sonrasında ise barajların yaz dönemine saklanması gereklidir. Buradan bu uyarıyı yapmak istiyorum. Dünya genelinde Akdeniz Çanağı ve bunun da merkezinde Türkiye yeni bir tehditle karşı karşıyadır. Size iki rakam vereceğim. 30 yıllık ortalamayla bu yılın yağış rakamları karşılaştırıldığında, Türkiye genelinde yüzde 26 oranında gerideyiz. Yani bu yıl, ortalamanın yüzde 26’sı kadar daha az yağmur aldık. İzmir özelinde ise bu oran yüzde 43'e ulaştı. Yani İzmir, alması gereken yağışın yüzde 43 daha azını aldı bu yıl. İşte bu sebeple tüm Türkiye'de, öncelikle mevzuatını hazırlayarak yürürlüğe koyduğumuz ve geçtiğimiz yıl itibarıyla da bitkisel üretimde uygulamaya aldığımız suya göre tarımı başlattık. Çünkü tarım sektörü, suyun yüzde 77’sini kullanmaktadır. Keza sanayi ve içme suyu da büyük paya sahiptir. Artık devlet, kendine düşen kısmıyla gerekli tedbirleri ivedilikle almaktadır. Aynı şekilde, sanayi yatırımlarımızda da artık su tasarrufu esas alınmaktadır" ifadelerini kullandı. Gizligider: "Toplamda yüzde 30’lara varan bir kayıp-kaçak oranı mevcut" Belediyelerde ve tüm Türkiye genelinde kayıp-kaçak oranlarını hızla düşürmesi gerektiğini vurgulayan Bakan Yardımcısı Gizligider, "Toplamda yüzde 30’lara varan bir kayıp-kaçak oranı mevcuttur. İzmir’de tüm belediyelerimizin, şebeke altyapısını hızla onarıp yenilemeye geçmesi şarttır. Aksi takdirde, hangi barajı açarsak açalım, hangi tedbiri alırsak alalım; arıtmak için para harcadığımız, nakliyesi için para harcadığımız ve yine elektrik ile diğer enerji giderleri için para harcadığımız içilebilir su yok olmaktadır. Çeşme’nin yaz dönemi ihtiyacı nedir? Nüfusun ve turizmin en yoğun olduğu bu dönemde, Çeşme’nin günlük ihtiyacı 43 bin 000 metreküptür. Birazdan faaliyete geçireceğimiz bu tahsis ile günlük 24 bin 000 metreküp su vereceğiz. Kaldı ki, diğer kuyularla birlikte çok da hayırlı bir tevafuk olmuştur: Bugün itibarıyla, Çeşme’mizin 2071 yılına kadar su sorunu ortadan kalkmıştır" diye ekledi. İnan: "İzmir'in bazı ilçelerinde yüzde 50'ye varan kaçak oranı bulunuyor" İzmir'in içme suyu şebekesinde çok ciddi kayıplar yaşandığını ifade eden AK Parti Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan ise "Bugün İzmir'in bazı ilçelerinde yüzde 50'ye varan kaçak oranı bulunuyor. Barajdan 10 kamyon su çıkıyor, bunun beş kamyonu daha İzmirli hemşehrilerimize ulaşmadan yolda dökülüp gidiyor. Belediyenin DSİ'ye belirttiği rakamların doğruluğu bile şaibeli durumda. Bu şehirde musluğa gelmeden kaybolan su, bazı ilçelerde yarıya kadar ulaşıyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Barajlardan getirilen, arıtılan, enerji ve para harcanan milyonlarca ton su musluğumuza ulaşmadan yok oluyor. Düşünün; paslı borularda, patlamış hatlarda, onarılmayan şebekede heba oluyor. İzmir'in suyu boşa gidiyor, İzmir'in enerjisi boşa gidiyor, İzmir'in parası ve emeği boşa gidiyor. Peki, bunun bedelini kim ödüyor? Tabii ki İzmirliler olarak bizler ödüyoruz. İzmirli hemşehrilerimiz ödüyor" diye ekledi. Karareis Barajı ve Salman Göleti iletim hattı arıtma tesisi açılış programına Tarım ve Orman Bakan Yardımcı Ebubekir Gizligider, Çeşme Kaymakamı Mehmet Maraşlı, AK Parti Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, Ak Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Şahin Devlet Su İşleri çalışanları, partililer ve vatandaşlar katıldı.

Çeşme’de Su Krizi: Günlük 7 Saatlik Kesinti Başladı Haber

Çeşme’de Su Krizi: Günlük 7 Saatlik Kesinti Başladı

Turistik ilçe olan Çeşme'nin su ihtiyacını karşılayan en önemli kaynaklardan biri olan Kutlu Aktaş Barajı'nda, su seviyesi kritik seviyelere geriledi. Kurak geçen kış ve ilkbahar aylarının ardından yaz aylarında da yeterli yağışın alınmaması barajdaki doluluk oranını ciddi şekilde etkiledi. Son verilere göre, barajda su seviyesi yüzde 4'e kadar düştü. Özellikle sıcak havaların etkisiyle su tüketiminin arttığı bu dönemde, barajdaki su kaybının daha da hızlanabileceği değerlendiriliyor. Yetkililer, mevcut suyun daha uzun süre yetecek şekilde kullanılabilmesi amacıyla bazı tedbirlerin devreye alınacağını belirtti. Bu kapsamda, ilk etapta dün gece saat 23.00 ile bu sabah 06.00 arasında su kesintisi uygulanması yapıldı. Uygulamanın yeterli olmaması halinde ise kesintilerin gündüz saatlerine de kaydırılabileceği bildirildi. Susuzluk sorununun en büyük nedeninin kuraklık olduğunu belirten esnaf Recep Okumuş, "Maalesef Çeşme'de zaman zaman su kesintileri yaşanıyordu, ancak su hiçbir zaman bu kadar büyük bir sorun olmamıştı. Oysa Çeşme adı bile su bolluğundan geliyor; her yerde çeşme olduğu için bu isim verilmiş. Ancak bugün mahallemizde akan tek bir çeşme bile yok, hepsi kapatılmış durumda. Türkiye genelinde kuraklık yaşansa da Çeşme'nin bir avantajı var. Zengin yer altı su kaynakları. Bu kaynaklardan çıkan sıcak ve soğuk suların boşa akacağına, toplanıp değerlendirilmesi çok daha faydalı olur. Örneğin, eski bir yerleşim yeri olan Ildırı'da, köprünün altından tatlı su denize boşuna akıyor. Bu suyun toplanarak kullanıma sunulması mümkün. Elbette belediyenin gücü her zaman yeterli olmayabilir, ancak bu konuda Devlet Su İşleri ile iş birliği yapılırsa çözüme ulaşmak daha kolay olur" dedi. Susuzluk sorununun çözümü için yetkililerin önlem alması gerektiğini vurgulayan Okumuş, "Belediye, kaçak su kullanımı ve patlayan borular gibi konulara da daha fazla eğilmeli. Zaman zaman boru patlıyor, saatlerce hatta günlerce su akmaya devam ediyor. Ama ben Çeşme Belediyesi bunda başarısız demiyorum kesinlikle. Öte yandan belediye, inşaatlarda su deposu zorunluluğu getirebilir, yağmur suyu toplama sistemleri teşvik edilebilir. Bu sularla hem bahçeler hem de parklar sulanabilir. Çünkü su sadece yazın değil, kışın da ihtiyaçtır. Esnafın, ticarethanelerin, temizlik hizmetlerinin, herkesin suya ihtiyacı var. Özellikle yazın artan nüfusla birlikte sorun daha da büyüyor. Sonuç olarak su, hayat demektir. Çeşme'nin bu kadar zengin doğal kaynakları varken, bu kaynakların değerlendirilmemesi büyük kayıptır. Çeşme Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi bu konuda daha duyarlı olmalı. Çünkü su geleceğimizdir" şeklinde konuştu. Turizmciler için sezon ortasında su kesintilerinin işletmeleri olumsuz etkileyeceğini belirten esnaf Neşe Bayrak ise, "Çok fazla israf var. Arabalar yıkanıyor, havuzlar dolduruluyor. Diyeceksiniz ki 'bu yer altı suyu.' Yer altı suyu da sonuçta sudur, bir farkı yok. Su kaynaklarını dikkatli kullanmamız gerekiyor. Burası turistik bir bölge. Birçok otel, motel ve pansiyon var. Hepsinin duşu, banyosu var. Benim de küçük bir işletmem var. 15 odamız var ve misafirler geldiğinde bu insanlar nasıl duş alacak diye düşünüyorum. Bunca iş yerinden vergi toplanıyor. Ben de burada bir esnaf olarak sürekli vergi ödüyorum. O zaman bu vergilerle neden su yatırımları yapılmıyor? Yağmur yağıyor ama sular boşa akıp gidiyor. Bu sular nereye gidiyor? Hiçbir altyapı yok. Bu duruma artık bir çözüm üretilmeli. Esnaf olduğumuz için sesimizi çok çıkaramıyoruz ama bu sorunlar gerçek. Şimdilik duş alabiliyoruz, bulaşık ve çamaşır yıkayabiliyoruz. Ama ya yarın bunları yapamaz hale gelirsek? O zaman hastalıklar başlar, hijyen sorunu yaşanır. Çeşme gibi sıcak bölgelerde insanlar sabah akşam duş almak zorunda. Denizden geliyorlar, tuzlu suyla kaplanıyorlar, kıyafet değiştiriliyor, hepsi yıkanıyor. Su burada en temel ihtiyaç. 50 dereceye varan sıcaklıklar oluyor. Bu şartlarda her gün çamaşır yıkanıyor, duş alınıyor. Belediyenin bu konuda ciddi yatırımlar yapması şart" ifadelerini kullandı. Yaz aylarında Çeşme ilçesinde yaşanan nüfus yoğunluğundan kaynaklı su tüketiminin arttığını ifade eden berber Kadir Aydın da şöyle konuştu: "Yani bunu biraz da turizmle ilişkilendiriyorum. Sonuçta burası bir turizm bölgesi ve nüfus artıyor. Bu da doğal olarak tüketimi artırıyor. Kuraklığın da etkisiyle birlikte bazı sıkıntılar yaşanıyor. Ancak bu çözülemeyecek bir durum değil. Ben çözüleceğine inanıyorum. Tabii ki halkımızın da bu konuda daha dikkatli olması, su tasarrufu yapması gerekiyor. Biz elimizden geleni yapıyoruz, dikkatli olmaya çalışıyoruz. Herkesi de bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz. Örneğin biz berber olarak müşterilerimize soruyoruz. Otele ya da evinize gidecekseniz saçınızı yıkamayın ya da denize gidecekseniz orada temizlenin. Bu şekilde biz de su tasarrufuna katkı sağlamaya çalışıyoruz. Ama elbette daha büyük işletmelerin, özellikle otellerin bu konuda çok daha dikkatli olması gerekiyor."

İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda “Sessiz Oda” Hizmeti Başladı Haber

İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda “Sessiz Oda” Hizmeti Başladı

İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nda, sese ve kalabalığa duyarlı özel gereksinimli yolcular için "Sessiz Oda" hizmete açıldı. TAV Havalimanları tarafından işletilen İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nda hayata geçirilen Sessiz Oda, otizm, Down sendromu ve serebral palsi tanısı olan bireyler için seyahat sırasında karşılaşılabilecek stres ve yoğun uyaranlara karşı sakin bir ortam sunuyor. Bu özel alan, destek ihtiyacı olan yolcuların uçuş öncesinde daha konforlu bir deneyim yaşamalarını amaçlıyor. TAV Ege Genel Müdürü Erkan Balcı, "TAV Havalimanları olarak amacımız, tüm yolcularımıza en iyi seyahat deneyimini sunmak. Sessiz Oda uygulamasıyla, özel gereksinimi olan bireylerin de seyahat sürecinde kendilerini rahat ve güvende hissetmelerini hedefliyoruz. Tüm yolcularımıza kapsayıcı ve erişilebilir hizmetler sunmak için çalışıyoruz" dedi. Dış Hatlar Terminali Giden Yolcu Katı hava tarafında bulunan Sessiz Oda'da, konforlu oturma alanlarının yanı sıra aktivite ekipmanları, uçuş bilgi ekranları ve bireysel kullanım için ayrı bir küçük oda yer alıyor. Sessiz Oda'dan yararlanmak isteyen yolcuların, uçuş öncesinde 0232 455 00 00 / 4505 numaralı telefon ya da adb.quietroom@tav.aero adresi üzerinden rezervasyon yaptırmaları gerekiyor. Alan, her özel gereksinimli yolcunun bir refakatçisiyle birlikte kullanabileceği şekilde tasarlandı ve aynı anda en fazla altı yolcuya hizmet verecek kapasitede planlandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.