Hava Durumu

#Hüseyin Baraner

TOURISMJOURNAL - Hüseyin Baraner haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hüseyin Baraner haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

21. Yüzyılda Antalya Çalıştayları: Turizmin Geleceği ve Sürdürülebilirlik Konuşuldu Haber

21. Yüzyılda Antalya Çalıştayları: Turizmin Geleceği ve Sürdürülebilirlik Konuşuldu

Turizm profesyonelleri, akademisyenler ve kamu temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen panelde, turizmin çevre ile ilişkisi, sürdürülebilir turizm hedefleri, sektörün dönüşüm ihtiyacı, turizmin geleceği, rakip analizleri ve overtourism tehlikesi gibi önemli konular ele alındı.  “Kararların Takipçisi Olacağız” Panelin açılışında konuşan Antalya Kent Konseyi Başkanı Sema Kurt, “50 yıl sonra Antalya turizmi nasıl var olur, nasıl sürdürülebilir ve gelecek nesillere aktarılır, bu çalıştayda ortaya konulacak konularla buna yanıt arıyoruz. Burada alacağımız kararlara sadık kalacağımızın sözünü veriyoruz” dedi. “Gündemimiz Antalya’nın Geleceğidir” Açılışın ardından, şehrin turizmcilerinin toplantıya ilgisine teşekkür ederek ilk oturumu başlatan Antalya Kent Konseyi Turizm Grubu Başkanı Recep Yavuz, "Ana gündemimiz Antalya'nın geleceğidir" ifadesini kullandı. Recep Yavuz‘un moderatörlüğünde düzenlenen “Çevre ve Aşırı Turizm (Over Tourism)” konulu ilk oturuma Tuncay Neyişçi, Lokman Atasoy, Hüseyin Çağlar İnce ve Antalya Büyükşehir Belediyesi Turizm Danışmanı Osman Ayık konuşmacı olarak katıldı. Yavuz, 'Dünyada turizm sektörü nereye evriliyor? Antalya’yı kısa ve orta vadede nerede tasavvur ediyoruz? Antalya’nın turistik başarısının altında ne yatıyor?' gibi merak edilen soruları gündeme getirdi. “Kontrollü Büyüme Olmazsa Tehlike Kaçınılmaz” Antalya Büyükşehir Belediyesi Turizm Danışmanı Osman Ayık, sürdürülebilir turizm planlamasının önemine dikkat çekti. Antalya’nın Türkiye’nin toplam yatak kapasitesinin yaklaşık yarısını barındırdığını hatırlatarak, yatırımların da bu ölçekte planlanması gerektiğini söyledi. Ayık, “Antalya dünyada en çok misafir alan 6'ncı şehirdir, Türkiye'nin 100 milyar dolara yakın turizm geliri bulunuyor. Türkiye'nin yatak kapasitesinin yarısına yakını Antalya'da, dolayısıyla sürdürülebilir turizm için yatırımın yaklaşık yüzde 50'si Antalya'ya olmalıdır. Antalya'nın büyümesi çok kıymetli ama kontrollü büyümek önemlidir. Bundan sonrasını iyi planlamaz, kontrolsüz büyümeye devam edersek bu kanser gibi yayılacak ve elimizdeki değerleri kullanamayacağız. Bu konuda sürdürülebilirlik önemli. Bakanlık sürdürülebilirlik sertifikası başlattı, sürdürülebilir destinasyon sertifikası da verileceği söyleniyor. Su arıtma faaliyetlerimiz ve mavi bayraklı plajlarımız bunu var olan değerleri aktarmaya yöneliktir. Büyükşehir olarak master plan yaptık. Overturizme karşı altyapı yatırımları ve planlamaları doğru olmalıdır.” ifadelerini kullandı. “Otel Merkezli Değil, Kültür Merkezli Turizm” Panelin ilk oturumunda konuşan Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, turizmin özüne dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Neyişçi, “Turizmcilik ile otelcilik farklıdır. Bu ayrımı netleştirmek lazım. Türkiye turizme 100 milyar dolar yatırım yapmıştır, bu müzedeki kültürel değerler dahi 100 milyar dolardan fazlası eder. Turizm bakımından en karizmatik coğrafyada yaşıyoruz. Bizim otel yatırımlarımız için değil kültürel ve doğal miraslarımız için turizm var. İnsanlar oteller için gelmiyor. Otel sadece bir araçtır. Eğer maddi bakacaksak bir sikke değeri dahi 650 bin dolar. Oteli merkeze koyarak turizm yapılmaz, insanlar kültürel değerlere bakarak burayı tercih ediyorlar. Bunu tanımalı ve korumalıyız. Yerel halk, yemek kültürü dahi turizmin bir ürünüdür. Türk kahvesi, Türk hamamı gibi dünya çapında markalarımıza sahip çıkarak, kendi turizm unsurlarımıza sahip çıkarak sürdürülebilir turizmi sağlarız” dedi. Neyişçi, kültürel değerlerin korunmasının sürdürülebilir turizmin temel koşulu olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Neyişçi, "Biz farklılıklarımızı ortaya çıkaracak şekilde turizm yaparsak ön plana çıkabiliriz. Bunlara sahip çıktıkça turizmi sürdürülebilir kılacağız" sözlerini vurguladı. “Biyoçeşitlilik Otel Peyzajlarına Yansımıyor” Biyomühendis Hüseyin Çağlar İnce, panelde yaptığı konuşmada Antalya’nın doğal zenginliklerine dikkat çekti. Antalya’nın yalnızca turistik altyapısıyla değil, özgün doğası ve biyolojik çeşitliliğiyle de öne çıktığını belirten İnce, “Dünyada sadece Antalya’da görülebilecek yaklaşık 250 bitki türü bulunuyor. Kelebek çeşitliliğimiz Avrupa ülkelerinin üzerinde. Fakat bu zenginliği otel peyzajlarında göremiyoruz. Bunun yerine, ithal ve alerjen riski yüksek peyzaj öğeleri tercih ediliyor” dedi. İnce, sürdürülebilir turizmin temel bileşenlerinden biri olarak suya ve biyoçeşitliliğe sahip çıkılması gerektiğini vurguladı. “Tüm medeniyetler suya yakın kurulmuştur. Su varsa yaşam vardır. Otel dışındaki sahipsiz alanlarda, peyzaj müdahalesi olmadan gelişen doğanın sürdürülebilirliği bu anlamda yol gösterici olmalıdır” ifadelerini kullandı. “Antalya Taşıma Kapasitesinin Üzerinde” Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Danışmanı Lokman Atasoy ise konuşmasında turizmin altyapı ve kaynak kullanımı üzerindeki baskılarına dikkat çekti. Antalya’nın mevcut turist sayısıyla taşıma kapasitesinin üzerine çıktığını belirten Atasoy, “Buna rağmen hedefler hâlâ turist sayısının artırılması üzerine kurulu. Bizi bekleyen en büyük tehdit, doğal kaynaklarımızın tükenmesidir” dedi. Kentte her yıl artan su ihtiyacına ve atık yönetimine ilişkin verileri paylaşan Atasoy, “770 bin metreküp su arıyoruz, 600 ton çamur çıkıyor. 4 bine yakın içme suyu altyapısı ve 850 kilometre kanalizasyon hattı oluşturduk. Kentte 1,5 milyondan fazla 07 plakalı araç var. Bu araçların kişi başına ortalaması 1,7. Trafik ciddi bir sorun. Yerel yönetimlerin bu yükü karşılayabilmesi için konaklama vergilerinden daha fazla pay alması şart. Bu destek olmadan sürdürülebilir turizm planlaması eksik kalacaktır” şeklinde konuştu. Oturumun sonunda Moderatör Recep Yavuz konuşmacılara, "Sürdürülebilir turizm için önerileriniz nedir?" diye sordu. Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, öncelikle tasarruf ve farkındalık gerektiğini dile getirdi. Neyişçi, "Turist kalitesinin artırılması, overturizm yerine nitelikli turistin Türkiye'ye gelmesi gerekiyor" diyerek benzersiz ürünlerin önemli olduğunu ve bunun korunması gerektiğini söyledi. Overtourism Gölgesinde Geleceği Planlamak Katılımcılar, Amsterdam, Venedik, Barselona, Santorini gibi şehirlerin yaşadığı overtourism krizlerinden örnekler vererek Antalya için benzer tehditlerin altını çizdi. Kentin taşıma kapasitesinin belirlenmesi, ziyaretçi profiline göre planlama yapılması ve alternatif destinasyonların geliştirilmesi gerektiği vurgulandı. Turizmde Rekabet Gücümüz: Sektörün Güçlü Yönleri ve Geleceği Tartışıldı “Turizmde Rekabet Gücümüz” başlığı altında gerçekleşen ikinci oturumun moderatörlüğünü GM Center Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Meral üstlendi. Oturumda konuşmacı olarak Hamit Kuk ve Hüseyin Baraner yer aldı. Katılımcılar, Türkiye’nin ve Antalya’nın küresel turizm pazarındaki konumunu, rekabet avantajlarını ve gelecekte karşılaşılması muhtemel dönüşüm dinamiklerini ele aldı. Selçuk Meral, “Bugün burada sadece bir sektörü değil hepimizin hayalini, emeğini ve geleceğe dair beklentilerini konuşacağız. Hepimiz büyük bir ekosistemin parçasıyız. Ülkemizdeki her dağın, her yaylanın, antik kentteki her bir taşın hikayesi ve büyük bir değeri var. Bu hikayeleri ürünleştirebiliyor muyuz, tanıtabiliyor muyuz ve sürdürülebilirlikle bütünleştirebiliyor muyuz? Bugün burada bu soruların konuşulmasını arzu ediyoruz” dedi. “Antalya turizmi hiç bu kadar yorgun olmamıştı” Selçuk Meral'in "Dünyada turizm nereye gidiyor?" sorusunu Hüseyin Beraner yanıtladı. Baraner, “Antalya turizminin ilk gününden bu yana meslekteyim, buradayım, bölge turizminin kara kutusuyum. Antalya turizmi hiç bu kadar yorgun olmamıştı. 2025 yılı kadar belirsiz ve tehlikeli bir yıl olmamıştı. Antalya aslında bir turistik destinasyon değil, tatilci destinasyonu. Turistler buraya gezmeye değil, dinlenmeye geliyor. Turizm, sanat ve kültür ile değil para ve rekabet ile kontrol ediliyor, ilerliyor” ifadelerini kullandı.  “Kruvaziyer turizmi çevre kirliliğine yol açıyor” Yüksek gelirli ve farkındalığı yüksek turistin kruvaziyer turizmini reddettiğini söyleyen Baraner, “Gemi ve uçağı tercih etmeyen, bilinçli milyonlarca turist var ve gittikçe çoğalıyor. Avrupa'da yeni bir hareket başlıyor” dedi. Turizmde ilk ilkenin şeffaflık olduğunu belirten Baraner, ikinci kuralın ise güvenilirlik ve sürdürülebilirlik olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Biz de buna uygun olmalıyız.”  Rusların 30 yıldır Antalya'ya geldiğini hatırlatan Baraner, “Artık sunduğumuz ürünlere aşinalar, yeterince ilgi çekici değil. Bakış açısını değiştirmek, dünya turizminde rekabeti güçlendirmek için gereklidir. 2025 yılı Antalya turizmi için tehlikeli, Antalya'nın rakibi artık İspanya değil Mısır. Türkiye'nin en büyük rakiplerinden birisi de Suudi Arabistan, çünkü korkunç paraları var. Antalya'yı kopyalıyorlar ve daha uygun fiyatla turisti alıyorlar. Bunu fark etmeli ürünü isteğe göre vermeliyiz. Aile turizmine yönelmeliyiz. Çocukların en mutlu olduğu destinasyon Antalya. Rezervasyon iptallerine bakıldığında ailelerin iptal etmediğini görüyoruz, bunu korumalıyız” yorumlarını paylaştı. Varlıklı ve zengin insan profilinin radikal bir değişime uğradığını belirten Baraner, “Bu insanların yemek talepleri azaldı. Sağlıklı beslenmek istiyorlar, bu taleplere uygun revizyonlar gerekiyor” diyerek turistlerin değişen beklentilerini vurguladı. “Avrupa formatlanırken Antalya’nın sadece turizmle anılmaması gerekiyor” Hüseyin Baraner, Trump kararlarının Avrupa'ya ve dolayısıyla turizme etkilerini değerlendirirken, "Avrupa şu ana kadar ABD gölgesinde durağan ve stabil bir yapıdaydı. Trump'ın kararları Avrupa'da uyanışa neden oldu. Yeniden formatlanacak olan Avrupa toplumunda Türk insanının rolü ve geleceği büyük olacak. Avrupa, Türkiye'ye ciddi ekonomik katkı sağlayacak. Antalya'nın bu noktada sadece turizmle anılmaması gerekiyor" dedi. Antalya'nın Rekabet Gücü ve Sürdürülebilirlik İhtiyacı Hamit Kuk Antalya'nın rekabet gücünü artırmak için doğru adımlar atılması gerektiğini vurgulayarak, "Dünyada dördüncü turizm ülkesiyiz ama en gelişmiş ülkeler sıralamasında 29. sıradayız. Bu makasın daralması lazım. Turizmde rekor kırıyoruz ama buna odaklanarak sorunların çözümünü kaçırıyoruz. Rekabet gücümüz için güçlü yönlerimizi artırmalıyız. Çok büyük turizm potansiyelimiz var. Los Angeles ile Antalya kıyaslanır ama burada 163 antik kent var. Bu taklit edilemez bir avantaj. Ancak Antalya'nın su sorunu var, bunun çözülmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.  Yapay Zeka ile Turizmde Verimlilik Panelin son oturumunda ise “Turizmde Yapay Zeka ve Dijitalleşme” konusu ele alındı. Alternatif Turizm Etkinlikleri ve İşletmeleri Birliği (ATİB) Başkanı Cem Karaca‘nın yönetiği son oturumda, Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürü Candemir Zoroğlu ile Alper Özcan, Kemal Oral, Ümit H. Çolak ve Ümit Deniz Ulaşer konuşmacı olarak yer aldı.  Yeni Tanıtım Stratejileri ve Yapay Zekanın Rolü Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürü Candemir Zoroğlu, Bakanlığın TGA (Türkiye Turizm Geliştirme Ajansı) sayesinde yeni tanıtım sistemleri ve stratejileri geliştirdiklerini belirtti. "Bakanlığımızın yeni sistemi ile dinamik bir şekilde tanıtım yapabileceğiz" dedi. Yapay zekanın tanıtımda etkin kullanımına yönelik gelişmelere de değinen Zoroğlu, "Örneğin, Antakya depreminin Antalya'da olduğu söylentisini yapay zeka ile tespit ederek doğru bilginin yayılımını sağladık ve durumun turizmi olumsuz etkilemesini önledik" ifadelerini kullandı.  Zoroğlu, özellikle sağlık ve spor turizminde yapay zeka alanına Ticaret Bakanlığı'nın önemli destekler verdiğini iletti. Zoroğlu, GoTürkiye ve Turkish Riviera markalarıyla Türkiye'nin etkili bir şekilde tanıtıldığını da sözlerine ekledi. Yapay Zeka ile Sürdürülebilir Otel Yönetimi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit H. Çolak ise, yapay zekanın otellerin sürdürülebilirlik önlemlerini tespit edip çözüm sunduğu bir sistemden bahsederek sorunların bu yolla çözüme kavuşabileceğini dile getirdi. Çolak, çalışmalarının bir ürün haline geldiğini ve ülke turizmi için önemli bir ürün olduğunu ifade etti. Veri analisti olarak karşılaştığı veri analizi sorunlarını bu sistemle çözebileceklerini belirten Çolak, otellerden enerji, su, tüketim verilerini alarak sistemi eğittiklerini ve bu ürünün bir çok soruna karşı çözüm sunabileceğini söyledi. Ümit Deniz Ulaşer, yapay zekanın karbon emisyonunu azaltma, verimliliği artırma ve acentelerin turist transferini yönetmesini sağladığını ifade etti. Akdeniz Üniversitesi'nden 5 akademisyenin bu ürün için çalıştığını ve ürünün ihraç edilebilir bir potansiyele sahip olduğunu belirtti. Alper Özcan ise yapay zeka ile itibar yönetimi üzerine uzmanlaştıklarını söyledi. Twitter'daki Grok benzeri bir çalışma yaparak oteller hakkındaki şikayet ve memnuniyet yorumlarını toplayan bir sistem geliştirdiklerini açıkladı. Özcan, sistemin otomatik cevap verme ve sorunu ilgili departmana aktarma gibi işlevleri olduğunu belirtti. Turizm Teknolojilerinde Türkiye'nin İlerleyişi ve Yapay Zekanın Rolü Kemal Oral, 6000'e yakın otele hizmet verdiklerini belirterek Türkiye'nin turizm teknolojilerinde oldukça ileride olduğunu ifade etti. 60 milyon turist ağırlayan Türkiye için en az tüketimi sağlamak ve tasarruf etmek amacıyla yapay zekanın elzem olduğunu vurguladı. Yeni projelerinden bahseden Kemal Oral, yapay zeka kullanarak otel içi teşviklerle turistlere tasarruf yaptırdıkları bir sistem oluşturduklarını açıkladı. Oral, tasarruf sağlayan turistleri ödüllendirerek karbon ayak izini ve tüketimi azaltmayı hedeflediklerini belirtti. Turizmde yapay zeka ve dijitalleşmenin kaçınılmaz önemine dikkat çekilen oturumda, turistik tesis ve işletmelerin dijitalleşmeye gerekli önemi göstermesinin zorunluluğu vurgulandı.

Alman Seyahat Devleri Kuşadası’nda Buluştu Haber

Alman Seyahat Devleri Kuşadası’nda Buluştu

AYDIN (İHA) – Kuşadası, Avrupa’nın en büyük seyahat acentesi zincirlerinden RTK Reiseland’ın düzenlediği "Türk-Alman Dostluk Gecesi"ne ev sahipliği yaptı. Yaklaşık 4 bin acentenin üye olduğu dev firmanın Almanya’dan gelen 500 temsilcisi, kentin doğal ve tarihi güzellikleriyle tanıştı. Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, belediye başkan yardımcıları, Kuşadası’nın turizm paydaşları, Almanya RTK Reiseland CEO’su Hanke Moll, Dünya Kardeş Kentler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner ve çok sayıda davetlinin katıldığı etkinlik, Kuşadası’nın turizm potansiyelini artırmak adına büyük bir adım olarak değerlendirildi. KIRMIZI BEYAZ DOSTLUK GECESİ RTK Reiseland üyesi seyahat acentelerinin temsilcileri geceye kırmızı-beyaz kıyafetlerle katıldı. Kuşadası Kent Orkestrası’nın müzikleri eşliğinde karşılanan katılımcılar, keşkek, gözleme, yaprak sarma, tantuni kebabı ve baklava gibi Türk mutfağının yöresel lezzetlerini tattı. Etkinlik, halk oyunları gösterileri ve Türk-Alman turizmcilerin "Erik Dalı" oynamasıyla unutulmaz bir dostluk atmosferine sahne oldu. Gecede, Alman seyahat acentelerinin temsilcilerine Kuşadası’nın doğal ve tarihi güzellikleri ile konaklama olanakları anlatıldı. Ayrıca, daha fazla yabancı turist çekmek için fikir alışverişinde bulunuldu. Programın, Almanya’dan gelecek turist sayısını artıracağı vurgulandı. RTK Reiseland CEO’su Hanke Moll, Kuşadası’nın Almanya’daki tatil rezervasyonlarında liste başında yer aldığını belirtti. Moll, "Türkiye’nin hem Avrupa hem de Almanya için çok önemli bir turizm destinasyonu olduğunu belirtmek istiyorum. Gelecek sene Almanya’dan Kuşadası’na yapılan tatil rezervasyonlarında önemli bir artış olacak. Kuşadası’nda çok samimi bir tatil ortamı var" dedi.   KUŞADASI TURİZMİNDE YÜKSELİŞ DEVAM EDİYOR Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel ise, "Göreve geldiğimiz günden bu yana geçen sürede gerek yurt içi gerekse de yurt dışında katıldığımız birçok fuarda Kuşadası’na daha fazla yabancı turist çekmek için etkili bir şekilde tanıtım faaliyetlerimizi gerçekleştirdik. Bunun sonucunda Kuşadası ilk defa Avrupa’nın en büyük turizm acentelerini kentimizde ağırlıyor. Kuşadası’nda Alman turistleri yeniden görmenin heyecanı içerisindeyiz. Her geçen yıl Kuşadası’na gelen yabancı turist sayısında artış yaşanıyor" dedi. Günel, her yıl artan turist sayısının kent esnafı ve turizm sektörü için umut verici olduğunu da sözlerine ekledi.  

Haber

"Türkiye, Sürdürülebilir Turizmle Öne Çıkabilir"

Kardeş Şehirler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner, dünyanın aşırı turizm sorunuyla mücadele ederken Türkiye'nin ise sürdürülebilir turizm politikalarıyla bu durumu fırsata çevirebileceğini söyledi. Popüler turizm destinasyonlarındaki turist yoğunluğu, yerel halkın yaşam kalitesinin düşmesine, doğal ve kültürel alanların zarar görmesine, çevre kirliliğine ve yerel ekonomilerin dengesiz şekilde gelişmesine neden oluyor.  "Aşırı turizm" olarak adlandırılan bu sorunla karşı karşıya olan İtalya'nın Venedik, İspanya'nın Barcelona, Hollanda'nın Amsterdam şehirleri, turist vergisi, kapasite sınırlamaları, daha az bilinen destinasyonların teşviki gibi çeşitli önlemler üzerinde çalışırken, kısmen uygulamalara da başlanmış durumda.  Türkiye ise turizmde sürdürülebilirlik çalışmaları ile farklılaşma çabası içinde. Kültür ve Turizm Bakanlığının 2022 yılında ilan ettiği Sürdürülebilir Turizm Programı ile doğal ve kültürel zenginliklerinin korunması, yerel ekonomilerin güçlendirilmesi ve kültürel değerlerin korunarak gelecek nesillere aktarılması için sürdürülebilir turizme yönelik politikalar yapılacağı ilan edilmişti.  Ülkemizin, konaklama tesisleri ve tur operatörleri için başlattığı sürdürülebilir turizm sertifikasyon süreciyle, sürdürülebilir turizm açısından küresel turizme hizmet etmeye çalışıldığı değerlendiriliyor. -"TURİZM SEKTÖRÜ İÇİN YENİ BİR ŞANSTAN KONUŞABİLİRİZ" Dünya Kardeş Şehirler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner, Türkiye'nin, aşırı turizm sorunu yaşanan destinasyonlara karşı sürdürülebilir turizm politikalarıyla fark yaratabileceğini ifade etti.  Türkiye'nin aşırı yoğunluktan uzak durmak isteyen turistlere tarih, doğa, kültür ve gastronomi alanlarında farklı deneyimler sunabileceği, bunu da sürdürülebilir turizm planlarıyla uygulayabileceğini vurgulayan Baraner, şunları söyledi : "Aşırı turizm, dünya turizmi için büyük bir dert olarak kendini gösterirken bazı şansları da içerisinde barındırıyor. Bizi değişime zorladığı için yeni bir şanstan konuşabiliriz. Bu yapıyla turizm dünyada bazı noktalarda, bazı kentlerde artık devam edemez. Türkiye, doğal zenginlikleriyle, güçlü bir turizm potansiyeline sahip. Turizm destinasyonlarının çevreye duyarlı projeler geliştirmesi, doğa ve açık alan sporları için altyapıların oluşturulması, köylerin mimari, gastronomi ve yaşam tarzlarının korunarak turizme açılması ve turizmin 12 aya yayılmasının turizm gelirlerini artıracağını düşünüyorum. Bunun yanı sıra ülkenin doğal ve kültürel mirasının sürdürülebilir bir şekilde korunması da hedeflere hizmet edecektir" dedi.  Yerelde kazanılan turizm gelirlerinin bir kısmının o şehirde kalması gerektiğini söyleyen Baraner, bunun şehirlerin ekonomik gelişmesini hızlandıracağını ifade etti. Baraner, turizmde küçülerek büyümenin önemli olduğunu söyleyerek, "Ciromuzu daha az odalarla, daha az masraf yaparak yüksek karlarla artırmalıyız. İsviçre ya da Avusturya'ya baktığınız zaman 20 odalı otelin net kazancı, Türkiye'de Kuşadası'ndaki 250 odalı otelden daha fazla. Bizim 20 odayla bunu kazanmamız, zorlamamız lazım. Beden olarak küçülmemiz, net karlılık olarak büyümemiz, gelişmemiz gerekiyor." dedi.

2025'te Hedef 10 Milyon Alman Turist Haber

2025'te Hedef 10 Milyon Alman Turist

Türkiye’nin turizmdeki başarılarında Almanya önemli bir yere sahip. Uzun yıllardır 5-6 milyon aralığında seyreden Alman turist sayısı, sektörün yoğun çabalarıyla 7 milyon sınırını aştı ve hedef daha da büyüdü. Almanya merkezli Kardeş Kentler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner, Antalya Turizm Fuarı’nda yaptığı açıklamada, “2025 erken rezervasyonları bugüne kadar hiç olmadığı kadar iyi. Açık söylüyorum; biz hiçbir zaman bu oranda ön satış almamıştık. Bu ilgiyi görünce gelecek sezonda Almanya hedefimizi 10 milyon turist olarak güncelledik” dedi. KÜLTÜR PROGRAMLARININ ETKİSİ BÜYÜK Alman pazarındaki bu artışta Türkiye’nin son yıllarda kültür ve turizmi birleştiren stratejik yaklaşımlarının da büyük etkisi oldu. Baraner, bu başarının üç önemli faktöre dayandığını belirtti. İlki, Türkiye’nin tarihi ve kültürel zenginliklerini öne çıkaran Kültür Yolu festivalleri gibi projeler oldu. Alman turistler için Türkiye yalnızca bir tatil destinasyonu olmaktan çıkıp, kültürel zenginliklerle dolu bir rota haline geldi. Özellikle Anadolu’daki kültürel rotaların yeniden canlanması, Alman turistler tarafından büyük ilgi gördü. İkinci önemli faktör ise tanıtım çalışmalarının kapsamının genişletilmesiydi. Türkiye, farklı turizm türlerine yönelik çok yönlü tanıtım çalışmaları yürüterek kültür, spor, aile tatilleri ve keşif gezilerine yönelik her türde tanıtımla Alman turistlerin ilgisini çekmeyi başardı. Bu çok yönlü tanıtım çalışmaları Türkiye’yi rakiplerinin önüne geçirdi. Üçüncü olarak Türkiye’nin eskiden sahip olduğu “ucuz tatil” algısından sıyrılması da Alman turistlerin ilgisini artırdı. Türkiye, yüksek kaliteli hizmet sunarken, imajını güçlendirerek turist profilinde çeşitlilik sağladı. Bu gelişmeler Almanya pazarındaki rekabet gücümüzü artırdı. TÜRKİYE’NİN YIL SONU HEDEFİ 60 MİLYON TURİST Türkiye, 2024 yılı için belirlediği 60 milyon turist hedefine emin adımlarla ilerliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın verilerine göre, 2024 yılı Ocak-Ağustos döneminde Türkiye’ye gelen turist sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7.11 artış göstererek 35 milyon 803 bin 874’e ulaştı. Almanya ise 4 milyon 385 bin turist ile Rusya'nın ardından en çok turist gönderen ülke olarak dikkat çekiyor. Alman pazarındaki yükselişin 2025 yılında da devam etmesi beklenirken, sektörde yapılan bu güçlü adımlar Türkiye’nin küresel turizmdeki rekabet gücünü daha da artırıyor. Türkiye’nin kültürel mirası, özgün lezzetleri ve geniş turizm yelpazesiyle Alman turistleri çekmeye devam etmesi, hedefleri büyütüyor ve Türkiye’yi bu alanda zirveye taşıyor.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.