Hava Durumu

#Güneydoğu Anadolu

TOURISMJOURNAL - Güneydoğu Anadolu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Güneydoğu Anadolu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Gaziantep, Ara Tatilde Turist Akını Yaşıyor Haber

Gaziantep, Ara Tatilde Turist Akını Yaşıyor

Tarihi mekanları ve gastronomisiyle turistlerin vazgeçilmez rotası arasında yer alan Gaziantep'te ara tatil nedeniyle turizm yoğunluğu yaşanıyor. Ara tatilin başlamasıyla birlikte turistlerden yoğun ilgi gören Gaziantep'in tarihi mekanları, çarşıları ve müzeleri ziyaretçi akınına uğradı. Dünyanın en eski 10 şehri arasında bulunan, tarihi camileri, hanları, bedesten ve çarşılarının yanı sıra müzeleriyle ziyaretçilerine unutulmaz bir gezi yaşatan Gaziantep 9 günlük ara tatilde de turistlerden ilgi görüyor. Tatilciler dinlenmek ve yeni yerler keşfetmek amacıyla farklı destinasyonlara yönelirken, Gaziantep'te büyük ilgi gören illerden biri oldu. Ara tatilde özellikle yerli turistlerin ve öğrencilerin ilgi odağı haline gelen Gaziantep, ziyaretçi akınına uğruyor. Çeşitli illerden gelen tatilciler ve turistler, tarihi mekanlarda ve çarşılarda vakit geçirip tatilin keyfini çıkarıyor. Tarihi Gaziantep Kalesi ve çevresi ile Bakırcılar Çarşısı, Almacı Pazarı, Zincirli Bedesten ve müzeler gibi çok sayıda tarihi, turistik ve kültürel mekanları ziyaret eden turistler, Gaziantep'e hayran kalıyor. Tatilin ilk gününden itibaren gösterilen büyük ilgi nedeniyle adeta ziyaretçi akınına uğrayan ve tarihi mekanlarında adım atacak yer kalmayan Gaziantep'i gezen turistler, kentin Antep fıstığı, baklava ve katmer gibi lezzetlerini tatmak için ise lokanta, restoran ve yöresel ürünler satan iş yerlerinin yolunu tuttu. Havanın da güzel olmasını fırsat bilen yerli turistler, güzel vakit geçirmek üzere tatillerini Gaziantep'te geçirmeyi tercih ettiklerini dile getirdi. Türkiye'nin en önemli turizm merkezleri arasında yer alan Gaziantep'e hayran kaldıklarını dile getiren turistler, Gaziantep'in mutlaka görülmesi, gezilmesi ve lezzetlerinin tadına bakılması gerektiğini ifade etti. Tur rehberi Hatice Taşpınar, Güneydoğu Anadolu Bölgesi turuna çıkan yerli turistlerin ve öğrencilerin Gaziantep'i görmeden ve gezmeden memleketlerine dönmediğini belirterek, "İki gece üç günlük bir turdayız. Programımıza Diyarbakır'dan başladık. Diyarbakır, Midyat, Mardin, Şanlıurfa Göbeklitepe ve artık son olarak Gaziantep'teyiz. Tarihi çarşıların ne kadar kalabalık olduğunu hepimiz görüyoruz. Ara tatilin vermiş olduğu bir yoğunluk var. Rehber arkadaşlarımız ve turizm acenteleri için biraz zor bir durum ama esnaf için gerçekten çok güzel bir durum var. Hem bölgenin kalkınması hem de insanların yöreyi tanıması için çok güzel bir ortam oluşuyor" dedi. Ara tatil nedeniyle Gaziantep'te ciddi bir yoğunluğun olduğunu belirten acente yetkilisi Kaan Sağlam ise "Ara tatilden dolayı inanılmaz bir yoğunluk var ve bu yoğunluk buradaki esnafın çok işine geliyor. Özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesi çok rağbet görüyor ve bizler de turizmci olarak bu durumdan memnunuz. Çünkü her hafta 3-4 otobüs tur getiriyoruz. Getirdiğimiz insanlar da gerçekten memnun kalıyor" şeklinde konuştu. Ara tatil nedeniyle ailece Tokat'tan Gaziantep'e gezmeye geldiklerini belirten Ümmü Gülsüm Aydın da, "Gaziantep'in hem yöresel lezzetlerini hem meşhur yemeklerini yemeye geldik hem de çarşılarını gezmek istedik. Gezimiz bayağı güzel geçti. Gaziantep'i çok beğendik. İnşallah yine gelmek nasip olur" diye konuştu.

Gaziantep’te Turist Sayısı Artıyor, Esnafın Yüzü Gülüyor Haber

Gaziantep’te Turist Sayısı Artıyor, Esnafın Yüzü Gülüyor

Tarih ve kültürel mirası ile dikkat çeken Türkiye'nin önde gelen turizm merkezlerinden Gaziantep, yaz sezonunda turist akınına uğradı. 2024 yılında 1,5 milyonu konaklamalı olmak üzere toplamda 2 milyonun üzerinde yerli ve yabancı turisti ağırlayan Gaziantep, 2025'te de turist yoğunluğunu sürdürüyor. İnanç, kültür ve gastronomi merkezi olan şehir, tarihi yapıları, doğal güzellikleri ve müzeleriyle turistlerin gözdesi olmaya devam ediyor ve turist artışı yüzleri güldürüyor. Son 20 yılda rekor kıran Gaziantep turizmi, bu yıl da esnafın yüzünü güldürüyor. Tarihin en eski 10 şehrinden biri olan Gaziantep, hanlar, camiler, hamamlar, bedestenler, Almacı ve Bakırcılar Çarşısı gibi tarihi çarşılarıyla, geleneksel konakları, kalesi ve müzeleriyle ziyaretçilerine tarihî bir yolculuk sunuyor. Günlük yüzlerce ziyaretçi Gaziantep'i keşfediyor. Sanayi ve ticaretin yanında kültürü, tarihi ve gastronomisiyle de öne çıkan Gaziantep, yerli ve yabancı turistlere doğal güzelliklerini, tarihi yapıları ve mutfağının zenginliğini keşfetme fırsatı sunuyor. Daha önce günübirlik ziyaret edilen Gaziantep, bu yıl da konaklamalı turizme ev sahipliği yaparken, binlerce turisti ağırlamaya devam ediyor. Tarih dolu kent, ziyaretçi akınına uğramakta. Gaziantep'e gelen ziyaretçilerin büyük bir kısmı, başta Zeugma Mozaik Müzesi olmak üzere şehirdeki diğer müze ve tarihi mekanları gezip görüyor. Gaziantep Valisi Kemal Çeber, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında Gaziantep'in turizm alanında büyük bir canlanma yaşadığını ifade etti. "Turizm ivme kazanıyor" İyi bir turizm yılı geçirdiklerini belirten Vali Çeber, "Gaziantep oldukça özel, güzel, tarihi ve turistik açıdan zengin bir kent. Almacı pazarı gibi çok bilinen yerleri bulunuyor. Deprem sürecinde turizmde kısa süreli bir duraklama olsa da, turizmdeki doğal hareketlilik devam ediyor ve bu potansiyel sürekli artıyor." diyerek, yıllık ortalama yüzde 15 artış gösteren turizmde yabancı turist oranının yüzde 30'a ulaştığını vurguladı. "Daha fazla turist bekleniyor" Vali Çeber, Uzak Doğu turistleri için yapılan çalışmaların arttığını ve bu durumun kent turizminde daha fazla hareketlilik yaratacağına dikkat çekti. "Uzak Doğu'dan gelen turist sayısındaki artışla birlikte, büyükelçiler geldi, görüşmeler yaptık. Suriye ve Irak'taki gelişmeler de olumlu oldukça, Gaziantep turizminde hareketlilik de artıyor. Biz hazırlıklıyız. Turist sayısı daha da artacak." dedi. "Turist ilgisi ve çarşılardaki canlılık sürecek" Gastronomi alanında özellikle dikkat çekici olan Gaziantep'te turizm yoğunluğunun yüzleri güldürdüğünü belirten Vali Çeber, "Gaziantep bir gastronomi cenneti ve insanlar buraya özel lezzetlerini denemeye gelirken, tarihin, kültürün ve etnocoğrafik zenginliklerin de tadını çıkarıyorlar. 108 coğrafi işaretli üründen 4'ü Avrupa Birliği tarafından tescilli. Ayrıca 5 antik kentte kazılar devam ediyor. Rum Kale gibi doğal güzellikler ve tarihi çarşılar, hiç eksilmeyen medeniyet izleri ziyaretçileri cezbetmekte. Turist sayısındaki artış ve canlılık devam edecek." dedi. "Terörsüz Türkiye vizyonuyla turizmde canlanma" Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde başlatılan "Terörsüz Türkiye" hedefiyle Gaziantep'in en çok yararlanacak şehirlerden biri olduğunu vurgulayan Vali Çeber, "Terörsüz Türkiye çalışmaları bütün ülkede olduğu gibi bölgemizde de etkisini gösteriyor. Gaziantep güvenli şehirlerden biri olarak ön plana çıkıyor. Ancak Diyarbakır, Mardin gibi diğer şehirlerimizde de olumlu etki görülmekte. Terörsüz Türkiye süreci zengin bir turizm potansiyelini ortaya çıkaracak." ifadelerini kullandı.

Güneydoğu’da Tourism Flight Deneyimi Başladı Haber

Güneydoğu’da Tourism Flight Deneyimi Başladı

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bir ilke imza atan Pilot Fırat Tekin, iki kişilik çok hafif hava aracıyla Diyarbakır, Mardin, Batman ve çevre illerde turizm amaçlı uçuşlar gerçekleştiriyor. Bölgenin tarihi ve doğal güzelliklerini gökyüzünden keşfetmek isteyenler için büyük bir fırsat sunan bu uçuşlara ilgi her geçen gün artıyor. Yoğun talep gören turizm uçuşları, üç farklı rota seçeneğiyle sunuluyor. 30 dakikalık kısa tur, 60 dakikalık orta tur ve 120 dakikalık uzun tur. Uçuşlar sırasında bölgenin önemli kültürel ve tarihi noktaları havadan izlenebiliyor, katılımcılar eşsiz bir deneyim yaşıyor. Fırat Tekin'in öncülüğünde başlatılan bu girişim, hem bölge turizmine yeni bir soluk getiriyor hem de adrenalin ve manzara tutkunlarını gökyüzünde buluşturuyor. Tekin, sadece Diyarbakır'da değil Güneydoğu'da bir ilk olduğunu aktardı. Tekin, "Havacılık sektöründe hem genel havacılığı tanıtmak hem de bölgemizin Güneydoğu'da biliyorsunuz muhteşem manzara, tarihi dokusunu da insanlara aktarmak açısından böyle bir işe karar verdim ve çok da talep oldu. Talepler doğrultusunda gelişmeye, geliştirmeye devam ediyoruz. Şu an için sadece tek yolculuğu çok hafif hava araçları olarak tanımlanan bir hafif hava aracıyla turistik geziler gerçekleştirmeye çalışıyoruz" dedi. Diyarbakır'ın tarihi dokusunu havadan da görmenin çok ayrı bir görüntü sağladığını dile getiren Tekin şunları aktardı: "Bu uçuş ayrı bir heyecan veriyor insanlara. Ancak daha fazla yolcu noktasında biraz eksik kalıyoruz bunun için de çalışmalarımız devam ediyor. Daha fazla insana ulaşabilmek, daha fazla insana dokunabilmek, aile olarak bu manzarayı insanlara tattırabilmek bu duyguyu heyecanı paylaşabilmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Şu an için çok hafif hava araçları 30 dakika, 60 dakika, 120 dakikalık uçuşlarımız var ve özel bir rota planlaması yapabilmekteyiz meteoroloji şartlarını göz önünde bulundurarak. Van'dan, Batman'da, Mardin'den arayan oldu çevre illerde çok büyük bir taleple karşılaştık ancak biz talep noktasında biraz eksik kaldık dediğim gibi onu da gidermeye çalışıyoruz. Şimdi tek yolcu ile bunu yapıyoruz, ileriki süreçte daha fazla yolculu bir uçakla hizmet vermeye başlayacağız, bunun için çalışmalarımız devam ediyor."

Gaziantep Turizminde Son 20 Yılın Rekoru Kırıldı Haber

Gaziantep Turizminde Son 20 Yılın Rekoru Kırıldı

GAZİANTEP (İHA) - Gaziantep, 2024 yılında turizmde rekor kırarak 2 milyonu aşkın turisti ağırladı. Kentte konaklayan turist sayısı ise bir buçuk milyonu geçti. Tarihi dokusu, gastronomisi ve müzeleriyle turistlerin gözdesi olan şehir, ziyaretçi yoğunluğuyla hem kültürel hem de ekonomik anlamda önemli bir merkez haline geldi. ZEUGMA MÜZESİ ZİYARETÇİ REKORU KIRDI Gaziantep’in simgelerinden Zeugma Mozaik Müzesi, 2024 yılında 466 bin 102 ziyaretçi ağırlayarak açılışından bu yana en yüksek sayıya ulaştı. Ayrıca, kentteki müzeler 952 bin 298 yerli ve yabancı ziyaretçi tarafından gezildi. ESNAF MEMNUN, EKONOMİYE KATKI BÜYÜK Tarihi Almacı Pazarı’ndan Bakırcılar Çarşısı’na kadar birçok turistik alanda yoğunluk yaşandı. Antep fıstığı, baklava, kurutmalık, salça ve baharat gibi yerel lezzetler ve el yapımı ürünler turistler tarafından büyük ilgi gördü. Esnaf, turistlerin alışverişleriyle hem kazanç sağladı hem de Gaziantep ekonomisine önemli katkılar sundu. Esnaflar, 2024’te elde edilen başarıdan memnuniyetlerini dile getirirken, 2025 yılında da benzer bir ilgi beklediklerini ifade etti. Esnaf Beşir Tanrıkulu, "Gaziantep gerçekten turistik bir bölgedir. Turistik bir bölge olduğu için yerli ve yabancı turistlerin ilgisini bayağı çekiyor. Baklava ve Antep fıstığı başta olmak üzere lezzetleriyle de öne çıkan bir şehir olduğu için Gaziantep'te geçen yıl aşırı bir turist yoğunluğu vardı. Yurt içinden ve yurt dışından ciddi bir ziyaretçi şehrimize geldi. İnşallah bu sene de aynı yoğunluğu bekliyoruz. Bu sene de herkesi Gaziantep'e davet ediyoruz. Antep Kalesi, Peynir Müzesi, Zeugma Mozaik Müzesi'nin yanı sıra Türkiye'nin en büyük hayvanat bahçesi Gaziantep'te bulunmaktadır. Turistik çarşı olarak Almacı Pazarı, Bakırcılar Çarşısı ve Gaziantep'in diğer tarihi, turistik yerlerini gezebilirler" dedi. Bir diğer esnaf Zübeyir Şenci ise, "Gaziantep geçen yıl turist konusunda çok iyiydi. Geçtiğimiz yıl Gaziantep'e gelen ziyaretçiler çok oldu. Gaziantep'in yemekleri, tarihi yerleri, müzeleri, kültürü, Antep fıstığı, baklava ve diğer lezzetli ürünleri yoğun talep görüyor. Gaziantep'in yemekleri çok lezzetli ve mutfağı da çok geniş olduğu için Gaziantep'e gelenler çok fazla oluyor. Gaziantep'in tarihi yerleri hiç tartışılmaz. Zeugma Mozaik Müzesi, Antep Kalesi, Savaş Müzesi ve diğer müzeler gibi gezilecek çok yerimiz var. Esnaf olarak Gaziantep'e 2025 yılında daha fazla turist bekliyoruz" yorumunda bulundu.

Hazarbaba Kayak Merkezi Sezona Merhaba Dedi Haber

Hazarbaba Kayak Merkezi Sezona Merhaba Dedi

ELAZIĞ (İHA) - Elazığ Sivrice’de bulunan Hazarbaba Kayak Merkezi, etkileyici Hazar Gölü manzarası ve yenilenen pistleriyle kayak sezonunu açtı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin öne çıkan kış turizmi noktalarından olan merkez, son günlerde aldığı yoğun kar yağışıyla sezona hazır hale getirildi. Kayakseverler için kızak ve kayak pistlerinin tamamı hizmete sunulurken, yenilenen kafeterya alanı da ziyaretçilere kapılarını açtı. UZUN SÜRECEK BİR SEZON UMUDU Kayak merkezi işletmecisi Korkut Altundaş, mevcut pistlerin tamamının aktif olduğunu belirterek hafta içi de vatandaşların bu fırsattan yararlanmasını önerdi. Altundaş, "Geçen yıl karı bastıramamıştık, ancak bu sene kar yağışı ve havanın dona çekmesiyle pistlerimizi hazırladık. Şu an birçok tesis de henüz kayak sezonunu açmadı. Bu yönden şanslıyız. Pazar ve Pazartesi günleri de kar yağışı gösteriyor. Şimdilik yağışa ihtiyacımız yok fakat Ocak ayının 15’ine kadar tekrar bir yağış alırsak daha güzel olur. Umudumuz, Mart ayının 15’ine kadar kayak sezonunun devam etmesidir" dedi. DESTEK VE YATIRIMLAR DEVAM EDİYOR Altundaş, yerel yöneticilerden gelen destekle birlikte bölgenin turizm potansiyelinin her geçen gün arttığını vurguladı. Hazarbaba Kayak Merkezi, hem doğal güzelliği hem de yenilenen imkanlarıyla Elazığ’ın kış turizmi değerine değer katmaya devam ediyor.

Depremzede Şehirler Turizmde Eski Günlerini Arıyor Haber

Depremzede Şehirler Turizmde Eski Günlerini Arıyor

Normal hayata dönmeye başlayan deprem illerinde, "bacasız sanayi" olarak adlandırılan turizmin yeniden canlanması için kapsamlı çalışmalar gerçekleştiriliyor. Depremden etkilenen şehirlerin turizm temsilcileri, İzmir’deki Uluslararası Turizm Ticaret Fuar ve Kongresi’nde (TTI İzmir) şehirlerinin kültürel ve tarihi değerlerini tanıtma fırsatı buldu. KÜLTÜREL DEĞERLER FUARLA TANITILIYOR Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, Adıyaman Belediyesi ve Şanlıurfa’dan katılan turizm şirketleri, yöresel lezzetlerden tarihi yapılara kadar birçok unsuru TTI İzmir’de sergiledi. Deprem bölgesinden gelen temsilciler, turizmin bölgede normalleşme sürecine katkı sağlayacağını vurguladı. TURİZM, DAYANIŞMAYI ARTIRMANIN BİR YOLU Adıyaman Belediye Başkan Yardımcısı Ceyhan Kayhan, deprem sonrası Adıyaman’ın toparlanmaya başladığını ve şehrin turizm potansiyelini canlandırmayı hedeflediklerini belirtti. Ceyhan Kayhan, "Bir yandan vatandaşlarımızın yaşamlarını düzene sokuyoruz, bir yandan da kentin tarihi ve kültürünü ön plana çıkarmayı istiyoruz. Çünkü Türkiye ve dünyadaki insanların Adıyaman'ı görmesini istiyoruz. Depremin ardından yeni dönemde bununla ilgili çalışmalarımız var. TTI İzmir de bunlardan biridir. Depremin etkisiyle kent turizminde eksilme vardı. Hayatın normalleşmesiyle turizmdeki hareketliliği yavaş yavaş görebiliyoruz" dedi. Nemrut, Cendere Köprüsü ve Perre Antik Kenti gibi önemli turistik alanlara turistler gelmeye başladığı söyleyen Kayhan, "Adıyaman turizm anlamında kısa sürede ayağa kalkıp toparlanacak. Devletimizin destekleri oluyor ama herkesin gelip Adıyaman'ı görmesi lazım. Adıyaman barış ve huzurun kenti, çok eski medeniyetlerin yaşadığı kent. Çiğ köftemizi de tatmalarını isteriz. Turizm aynı zamanda bir dayanışmadır. Adıyamanlıların yaşadıklarını ve nasıl hissettiklerini gelip paylaşmaları gerekiyor" diye ekledi. "KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM EDİYORUZ" Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Kültür, Spor ve Turizm Dairesi’nden Harun Karasakız, deprem sonrası ilk kez bir turizm fuarına katıldıklarını belirterek, "Kahramanmaraş'ın yöresel ürünlerini, bakır ve ahşap işlemeciliği gibi değerlerini İzmir'deki fuara gelen turizmcilere tanıtarak ayakta olduğumuzu, kaldığımız yerden devam ettiğimizi göstermek istedik. Turizm bacasız sanayi. Bunu etkin hale getirmek için fuarlara katılarak kenti eski haline döndürmek için elimizde gelen çalışmaları yapıyoruz" dedi. ŞANLIURFA'DAN SEYAHATSEVERLERE ÇAĞRI Şanlıurfa’da turizm acentesi sahibi Sefa Taşhan ise, bölgeye düzenledikleri turların tekrar canlanmaya başladığını ve seyahatseverlerden destek beklediklerini ifade etti. Taşhan, "Bölgemizde her türlü imkan var, herkesin yöresel yemekler, doğa harikaları ve tarihi yapıları görmesini istiyoruz. Bu desteğe ihtiyacımız var. Depremin verdiği algı nedeniyle bölgede eskisi gibi yoğunluk yaşamıyoruz. Kendi ülkemizin turistinin desteğini bekliyoruz" çağrısında bulundu.

Güneydoğu Anadolu'nun gizemli antik kentleri Haber

Güneydoğu Anadolu'nun gizemli antik kentleri

Tarihin tozlu sayfalarında saklanan uygarlıkların izlerini sürmek, binlerce yıl öncesine bir yolculuğa çıkmak demektir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, insanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden bazılarına ev sahipliği yapıyor. Kadim medeniyetlerin iz bıraktığı bu topraklar, günümüz turistleri için adeta açık hava müzesi niteliğinde.  Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ziyaretçilerini bu büyülü yolculuğa çıkararak, adeta bir zaman makinesi işlevi görür. Bu toprakların sahip olduğu antik kentler, sadece geçmişi değil, geleceğe dair ipuçlarını da bize sunar. Bölgedeki bu tarihi hazineler, tarihe ışık tutmanın yanı sıra, medeniyetin izlerini gün yüzüne çıkarıyor. Bu antik diyarlar, yalnızca tarih kitaplarında değil, bizatihi ayaklarımızın altında, keşfedilmeyi bekliyor. Gelin, Güneydoğu Anadolu’nun en etkileyici antik kentlerine birlikte göz atalım. NEMRUT DAĞI Adıyaman’ın Kahta ilçesinde yer alan Nemrut Dağı, Kommagene Krallığı’nın en görkemli mirasıdır. Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara ve kendi soyuna ithaf ettiği dev heykellerin yer aldığı bu kutsal alan, M.Ö. 62 yılında yapılmıştır. Nemrut, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almakta ve ziyaretçilere antik kültürlerin nasıl bir araya geldiğini gösteren mükemmel bir örnek sunmaktadır. Doğu ve Batı medeniyetlerinin sentezlendiği bu antik alan, Pers ve Helenistik kültürlerin bir arada bulunduğu, mistik ve kutsal bir mekandır. Dağın zirvesinde yer alan dev heykeller, Tanrı Zeus, Apollon, Herakles ve diğer mitolojik figürleri temsil eder. Heykellerin yanı sıra, Kral Antiochos’un dev anıt mezarı da burada yer alır ve bu mezar, antik dönemin mühendislik harikalarından biri olarak kabul edilir. Nemrut’un zirvesinde üç farklı terasa dağılmış olan bu dev heykeller ve kitabeler, Kommagene Krallığı’nın tanrılarla olan ilişkisini simgeler. Doğu terası, sabah güneşini selamlamak için, batı terası ise gün batımını izlemek için eşsiz bir noktadır. Antiochos, Nemrut Dağı’na gömüldüğüne inanılır, ancak mezarı bugüne kadar bulunamamıştır. Bu dağ, arkeologlar için hala bir gizem barındırmaktadır. ÇAYÖNÜ Diyarbakır yakınlarındaki Çayönü, medeniyetin doğuşuna tanıklık eden bir yerleşimdir. Dünyanın en eski yerleşik hayata geçen topluluklarından biri olan Çayönü, tarım ve hayvancılığın başladığı, insanların avcı-toplayıcı hayatı geride bıraktığı ilk yerlerden biri olarak bilinir. Bu yerleşim, M.Ö. 10.000’lere kadar gitmektedir. Çayönü, insanlık tarihinin en önemli evrimsel aşamalarından birine sahne olmuştur. Burada tarımın başladığı, hayvanların evcilleştirildiği ve toplumsal yaşamın şekillendiği keşfedilmiştir. Çayönü’nün kazılarında ortaya çıkan yapılar, dünyanın en eski taş temelli kerpiç binalarının örneklerini sunar. Bu yerleşim, Neolitik dönem mimarisi ve yaşam tarzı hakkında paha biçilmez veriler sağlamaktadır. HALFETİ Şanlıurfa’ya bağlı olan Halfeti, Fırat Nehri üzerinde baraj yapımı sonrası büyük bir kısmı sular altında kalan eski bir yerleşimdir. Tarihi M.Ö. 9. yüzyıla kadar uzanan Halfeti, Helenistik ve Roma dönemlerinde önemli bir ticaret merkezi olmuştur. Günümüzde, sular altında kalan yapıları ile ziyaretçilere huzurlu bir atmosfer sunar. Halfeti, sadece su altındaki yapılarıyla değil, aynı zamanda Rumkale gibi antik kaleleriyle de tanınır. Rumkale, Fırat Nehri’nin kıyısında yer alan stratejik bir kale olup Roma döneminde büyük bir dini merkez olarak kullanılmıştır. Kaleyi ziyaret edenler, hem tarihe tanıklık eder hem de Fırat’ın muhteşem manzarası eşliğinde unutulmaz anlar yaşar. ZEUGMA Gaziantep’in Nizip ilçesinde bulunan Zeugma, Roma döneminin en zengin kentlerinden biri olarak bilinir. M.Ö. 300 yılında Büyük İskender’in generallerinden Selevkos Nikator tarafından kurulan bu şehir, Fırat Nehri kıyısında stratejik bir noktada yer alırdı. Zeugma’nın adı, köprü anlamına gelen "Zeugma" kelimesinden gelir ve bu şehir, doğu ile batıyı birbirine bağlayan bir köprü vazifesi görürdü. Zeugma’nın en büyük özelliklerinden biri, muhteşem mozaikleridir. Roma villalarının zeminlerinde bulunan bu mozaikler, antik dünyanın sanatsal zirvesi olarak kabul edilir. Çingene Kızı Mozaiği, Zeugma’nın en bilinen eseri olup, bakışlarıyla herkesi büyüleyen mistik bir figürdür.   1990’lı yıllarda başlayan kazılarda, villalar, hamamlar ve tapınaklar ortaya çıkarılmıştır. Zeugma’da çıkarılan eserler, bugün Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergilenmektedir. Bu müze, dünyadaki en büyük mozaik müzelerinden biri olarak kabul edilir. DARA ANTİK KENTİ Mardin’in Nusaybin ilçesine yakın bir konumda bulunan Dara, antik Mezopotamya’nın en önemli şehirlerinden biridir. Dara Güneydoğu’nun Efes’i olarak anılır. Pers İmparatorluğu döneminde stratejik bir askeri merkez olarak kullanılan Dara, Bizans döneminde surlarla çevrilmiş büyük bir metropol haline gelmiştir. Dara, devasa kaya mezarları, su sarnıçları ve yeraltı şehirleriyle dikkat çekmektedir.  Dara, antik dönemde su kaynakları açısından çok önemli bir bölgeydi. Burada yer alan devasa su sarnıçları, antik dönemin en gelişmiş su mühendisliği örneklerinden biridir. Ayrıca, kentin mezarları ve kaya oymaları, ziyaretçileri büyüleyen bir atmosfere sahiptir. HARRAN Şanlıurfa’nın güneydoğusunda yer alan Harran, antik dönemin en eski yerleşimlerinden biri olarak bilinir. M.Ö. 2000'lere kadar uzanan köklü bir tarihe sahip olan Harran, aynı zamanda bilim ve inanç merkezi olarak da dikkat çeker. Harran, İslam öncesi dönemde Pagan inançlarının merkeziyken, İslam döneminde ise felsefe, astronomi ve matematik alanında önemli bir akademik merkez haline gelmiştir. Orta Çağ'da, Harran Üniversitesi, felsefe ve astronomi başta olmak üzere birçok bilim dalında önemli çalışmaların yapıldığı bir okul olarak ün kazanmıştır. Burada Aristo'nun öğretileri de okutulmuş ve ünlü bilim insanları bu bölgede yetişmiştir. Harran'da eğitim gören bilim insanları, İslam dünyasına büyük katkılar sağlamıştır. Harran, konik biçimli kerpiç evleriyle ünlüdür. Bu evler, yörenin çöl iklimine uygun şekilde tasarlanmış olup, yazın serin, kışın ise sıcak tutma özelliğine sahiptir. Bu benzersiz mimari yapılar, Harran’ın en önemli simgelerindendir. Ayrıca, Harran Kalesi ve Emeviler Dönemi’nden kalma Ulu Cami'nin kalıntıları da tarihe ışık tutar. Harran, Sümerlerden itibaren Ay Tanrısı Sin’e adanmış bir dini merkez olarak önem kazanmıştır. Bu nedenle, Pagan dönemine ait tapınak kalıntıları hala görülebilir. Ayrıca, Harran’ın İbrahim peygamberin doğduğu yer olduğuna inanılır ve bu, Harran’ın dini açıdan kutsal kabul edilmesine sebep olmuştur. RUMKALE Rumkale, Gaziantep ve Şanlıurfa sınırında, Fırat Nehri'nin kıyısında stratejik bir konumda yer alır. Eski dönemlerde askeri ve dini bir merkez olarak kullanılan Rumkale, tarih boyunca birçok medeniyetin eline geçmiştir. Asur, Pers, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir askeri nokta olan bu kale, Haçlı Seferleri sırasında da kullanılmıştır. Rumkale, doğal savunma avantajlarıyla dikkat çeker. Fırat Nehri’nin ortasında yer alan yüksek kayalıklara inşa edilmiş olan kale, doğu ve batı dünyasını birbirine bağlayan önemli bir geçiş noktasıydı. Ayrıca, Bizans İmparatorluğu döneminde bir piskoposluk merkezi olarak dini açıdan da büyük önem taşımıştır. Bugün büyük bir kısmı baraj gölü altında kalan Rumkale, antik dönemin izlerini su altındaki yapılarıyla barındırmaktadır. Su altındaki manastır kalıntıları, mağaralar ve Roma dönemine ait su yolları, burada yapılan arkeolojik araştırmalarla gün yüzüne çıkmıştır. Ziyaretçiler, bu batık yapıları teknelerle gezebilir ve bölgenin mistik atmosferini keşfedebilirler. EDESSA (ŞANLIURFA) Bugünkü Şanlıurfa olarak bilinen Edessa, tarihin en eski şehirlerinden biri olup, “Peygamberler Şehri” olarak adlandırılır. Tarihi M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanan Edessa, Süryani, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir merkez olmuştur. İslam’ın yayılmasıyla birlikte ise Urfa, İslam coğrafyasının önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir. Edessa’nın en bilinen simgelerinden biri olan Balıklı Göl, İslam inancına göre Hz. İbrahim’in Nemrut tarafından ateşe atıldığı yer olarak kabul edilir. Rivayete göre, ateş suya dönüşmüş ve Hz. İbrahim’in düştüğü yer bugün Balıklı Göl olarak bilinmektedir. Göl çevresindeki kutsal atmosfer, hem yerli hem de yabancı turistler için önemli bir cazibe merkezi oluşturur. Edessa, Süryani kültürü ve inanç sistemi açısından da büyük bir öneme sahiptir. Süryani Hristiyanlar için önemli bir dini merkez olan Urfa, ayrıca Ermeni ve Arap topluluklarının da tarihi boyunca yerleşim yeri olmuştur. Tarihi Urfa Kalesi, eski surlar, ve mağaralar Edessa’nın tarih boyunca sahip olduğu zengin kültürel mirası gözler önüne sermektedir. HASANKEYF Hasankeyf, Batman ilinde, Dicle Nehri kıyısında bulunan ve 12.000 yıllık tarihi ile dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biridir. Roma, Bizans, Artuklu ve Osmanlı dönemlerinde önemli bir yerleşim alanı olan Hasankeyf, 2019 yılında tamamlanan Ilısu Barajı nedeniyle büyük oranda sular altında kalmıştır. Hasankeyf’in en belirgin özelliği, doğal kayalıklar üzerine inşa edilen kale ve mağaralarıdır. Hasankeyf Kalesi, Roma döneminde inşa edilmiş ve bölgeyi düşman saldırılarından korumak için kullanılmıştır. Mağaralar ise insanlar tarafından binlerce yıl boyunca ev, kilise ve depo olarak kullanılmıştır. Bu mağaralar, tarihi boyunca insan yaşamının nasıl şekillendiğini gösteren önemli arkeolojik verilere sahiptir. Hasankeyf, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Özellikle Artuklular döneminde bölge, bilim ve sanatın merkezi haline gelmiştir. Tarihi köprü, El-Rızk Camii, Sultan Süleyman Camii ve Zeynel Bey Türbesi gibi yapılar, bu dönemin izlerini taşır. Bu yapılar, baraj yapımı sırasında koruma altına alınarak taşınmış ve Hasankeyf Kültürel Parkı’nda yeniden inşa edilmiştir. Baraj sularının yükselmesiyle birlikte Hasankeyf’in büyük bir kısmı sular altında kalmış olsa da, bölgedeki tarihi eserlerin birçoğu taşınarak koruma altına alınmıştır. Bu durum, hem yerel halk hem de tarihçiler arasında büyük bir tartışma yaratmış, Hasankeyf’in sular altında kalması büyük bir kültürel kayıp olarak nitelendirilmiştir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, insanlık tarihinin derin izlerini taşıyan ve kültürel mirasın en önemli örneklerini barındıran bir coğrafyadır. Dara’dan, Göbeklitepe’ye, Nemrut’tan Zeugma’ya, Harran’ın bilim dünyasına katkılarından Hasankeyf’in sular altındaki tarihine, Rumkale’nin stratejik konumundan Edessa’nın dini merkez olmasına kadar bu kadim şehirler, geçmişin kapılarını aralıyor ve tarih severlere eşsiz bir yolculuk sunuyor. Bu kentler, ziyaretçilerine sadece birer turistik destinasyon değil, aynı zamanda insanlık tarihinin köklerine doğru bir keşif sunuyor. Kaynak: Güneydoğu Ekspres

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.