Hava Durumu

#Güney Amerika

TOURISMJOURNAL - Güney Amerika haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Güney Amerika haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Dünyayı Yürüyerek Gezen İngiliz Gezgini Şaşırtan Karşılama Haber

Dünyayı Yürüyerek Gezen İngiliz Gezgini Şaşırtan Karşılama

SAMSUN (İHA) - Dünyayı yürüyerek dolaşma hedefiyle 1999 yılında yola çıkan 55 yaşındaki İngiliz seyyah Karl Bushby, Samsun'a ulaştığında hayatında ilk kez yerel yönetim tarafından karşılandı. Büyükşehir Belediyesinin kendisine sunduğu konaklama desteği ve sıcak ilgiden etkilendiğini belirten Bushby, "Olağanüstü bir durum. Seyahat ettiğim 26 yıl boyunca böyle bir şey olmadı" dedi. "SAMSUN MUHTEŞEM BİR DURAK" Hiçbir ulaşım aracı kullanmadan dünya turuna devam eden Bushby, Samsun'u Türkiye'deki en önemli duraklarından biri olarak gördüğünü söyledi. Şehirde harika plajlar ve limanlar bulunduğunu belirten seyyah, "Şubat ayının ilk birkaç gününde Türkiye'ye geldim ve o ilk haftalar çok kötüydü. Sadece çok fazla yağmur, soğuk ve çok fazla kar vardı. Şu anda ise hava gerçekten güzel. Bu havada burada olmaktan gerçekten mutluyum" ifadelerini kullandı. "TÜRK MİSAFİRPERVERLİĞİYLE İLERLEYEMİYORUM" Türkiye’de karşılaştığı sıcak misafirperverliği de vurgulayan Bushby, "Türkiye'deki misafirperverlik gerçekten birinci sınıf. Türkiye'ye ilk geldiğimde bazı gazetecilerle konuştum ve sosyal medyada bazı şeyler paylaştılar. Ve o zamandan beri her gün fotoğraf çekmek için yolda beni durduran insanlarla tanıştım. İnsanlar bana yiyecek ve su ikram ettiler. İnsanlar evlerinde kalmama izin verdiler ve bu sadece birkaç haftada oldu. İlk ay Türk halkının ne kadar misafirperver olduğunu görmek inanılmazdı. Aslında bununla tanınıyorsunuz. Yolda Türkiye'deki en zor şeyin aslında ilerleme kaydetmek olduğunu söyleyen birçok gezginle tanıştım. Çünkü birçok insan sizi evlerine davet ediyor, size çay veriyor ve siz hiçbir ilerleme kaydedemiyorsunuz. Bana dediler ki, 'Bak, sen her gün insanların evlerinde olacaksın'. Evet, kesinlikle doğru, bu her yerde olmayan harika bir şey" şeklinde konuştu. "39 BİN KİLOMETRE YÜRÜDÜM, HEDEF İNGİLTERE" Bushby, Güney Amerika’nın en güney noktasından başladığı, hiçbir ulaşım aracı kullanmadığı yürüyüşünü Birleşik Krallık’a ulaşarak tamamlamayı hedeflediğini belirtti. Yolculuğunun büyük zorluklarla dolu olduğunu söyleyen gezgin, Darien Boşluğu, Bering Boğazı ve Kanal Tüneli gibi büyük engelleri aştığını dile getirdi. Jeopolitik nedenlerle Rusya ve İran’dan geçemediğini, bu yüzden Kazakistan üzerinden Hazar Denizi’ni yüzerek geçtiğini ekleyen Bushby, "Şimdi Avrupa’ya dönüş yolundayım. Şu ana kadar yaklaşık 39 bin kilometre yürüdüm" dedi.

Küba’nın İlk Sivaslı Vatandaşı: Andrea Ayşe Haber

Küba’nın İlk Sivaslı Vatandaşı: Andrea Ayşe

İSTANBUL (İHA) - On yıl önce turist olarak Küba’yı ziyaret eden Türk vatandaşı Cem Türk, iş nedenleriyle sık sık gittiği bu ülkeye yerleşmeye karar verdi. Havana Üniversitesi’nde İspanyolca öğrenen ve burada bir aile kuran Türk, "Açıkça söyleyeyim bu 10 sene içerisinde bir gün ile ‘Ben bu Küba'ya neden geldim, neden burada kaldım' diye hiç düşünmedim" dedi. Üç yaşındaki kızı Andrea Ayşe, Sivas kütüğüne kayıtlı ilk Küba vatandaşı olarak tarihe geçti. "KÜBA’DA YAŞAMAYI HEP HAYAL ETMİŞTİM" Cem Türk, Küba’nın kendisinde bıraktığı derin etkiyi anlatarak, "Bir kere ziyaret edeni bir daha bırakmıyor burası. Ben de Küba'ya gezmeye gelmiştim ama işlerim sebebiyle sıklıkla ziyaret ettim. Hayatımın her noktasında 'Ben acaba bir gün Küba'da yaşar mıyım' diye düşündüm. Bu imkanı buldum ve Küba'ya yerleştim. Küba'daki yerleşik hayatımda 10'ncu seneme geliyorum. Bugün Küba'da sağlık konusunda iş sahibiyim. Turizm sektöründe ortak işler yapıyorum. Bir ailem var eşim Kübalı, bir kızım var 3 yaşında Andrea Ayşe adında hem Türk hem Küba vatandaşı. Küba fazla Türk vatandaşının yaşamadığı bir ülke. Ama burada yaşayan arkadaşlarımızla buradaki diplomatik çalışanlarla birbirimize destek oluyoruz" ifadelerini kullandı. "KÜBA’NIN SICAK İNSANLARI BANA KENDİMİ EVİMDE HİSSETTİRDİ" Küba’da yaşamın zorluklarına değinen Türk, "Burada Karayipler coğrafyasından kaynaklı sıkıntılar var. Hava şartları bazen ağırlaşabiliyor, ülkenin ekonomisinin biraz sıkıntıda olmasından dolayı hayatı zorlaştıran şeyler olabiliyor. Biz bunlara zamanla alıştık. Geçen 10 seneden sonra ben artık kendimi Küba'ya ait hissediyorum. Burada iş için, eş için bulunmuyorum. Buraya kendi isteğimle geldim ve kendi isteğimle kalmaya devam ediyorum. Çok güzel bir ülke, çok sıcak ve misafirperver insanları var. Akdeniz'den gelen, Anadolu'dan gelen insanlarımızın aradığı o dokunarak konuşma, hissederek ve içten konuşmayı burada fazlasıyla bulabildim. Oldukça güvenli, keyifli ve içten halkın yaşadığı bir ülke" dedi. "KIZIM, SİVAS KÜTÜĞÜNE KAYITLI İLK KÜBA VATANDAŞI" Cem Türk, ailesinin Türkiye’ye yaptığı ziyaretlerde ülkeyi çok sevdiklerini belirtti. Türk, "Burada herkes İspanyolca konuştuğu için kızım ve eşim fazla Türkçe bilmiyor. Ama 3 yaşındaki kızım Andrea Ayşe, Sivas kütüğüne kayıtlı tek Küba vatandaşı olarak tarihe geçti. Ailem iki defa Türkiye'ye geldi ve ülkemi çok sevdi. Türk yemeklerine bayıldı, insanlarını sevdi ve doğasına hayran kaldı" dedi.

2024'ün En Türbülanslı Rotaları ve Havalimanları Haber

2024'ün En Türbülanslı Rotaları ve Havalimanları

10 bin uçuş rotası analiz edilerek hazırlanan listeye göre, dünyanın en türbülanslı uçuşu Arjantin’in Mendoza şehrinden Şili’nin Santiago kentine yapılan 196 kilometrelik yolculuk oldu. Bu hattın türbülans seviyesi (EDR) 24,6 olarak hesaplandı. İlk sıralardaki diğer rotalar da Güney Amerika’dan Cordoba-Santiago (EDR 20), Mendoza-Salta (EDR 19) ve Mendoza-San Carlos de Bariloche (EDR 18) oldu. DİĞER KITALARIN TÜRBÜLANSLI GÜZERGAHLARI Güney Amerika dışındaki en riskli rotalardan biri, Nepal’in Kathmandu şehrinden Tibet’in Lhasa kentine yapılan uçuş (EDR 18,8) oldu. Kuzey Amerika’da Albuquerque-Denver (EDR 17,7) ve Denver-Jackson Hole (EDR 17,4) dikkat çekerken, Avrupa’da Nice ile Cenevre arasında uçan yolcuların EDR 16 değerinde bir türbülansa hazırlıklı olması gerektiği açıklandı. Okyanusya’da en türbülanslı rota ise, Yeni Zelanda’daki Christchurch-Wellington hattı (EDR 14) olarak belirlendi. HAVALİMANLARINDAKİ TÜRBÜLANS RİSKİ Santiago (Şili), en türbülanslı havalimanı olarak listenin zirvesinde. Ardından Mendoza, Salta (Arjantin) ve Kathmandu (Nepal) geliyor. Avrupa’nın en türbülanslı havalimanı ise Torino oldu. TÜRBÜLANS GÜVENLİĞİ TEHDİT EDİYOR MU? Türbülans rahatsız edici olsa da uçuş güvenliğini genellikle tehdit etmiyor. Uzmanlar, uçakların bu tür durumlara dayanıklı olarak tasarlandığını belirtiyor. Pilotlar, türbülansı azaltmak için rota ve irtifa değişikliği gibi yöntemler uygulasa da bu durumun tamamen önlenmesi her zaman mümkün olmuyor. DÜNYANIN EN TÜRBÜLANSLI HAVALİMANLARI Santiago (Şili) Mendoza (Arjantin) Salta (Arjantin) Kathmandu (Nepal) Lhasa (Tibet) Paro (Butan) Xining (Çin) Denver (ABD) Kabil (Afganistan) Bozeman (ABD) AVRUPA'NIN EN TÜRBÜLANSLI HAVALİMANLARI Torino Milano  Cenevre Bergamo Zürih  Lyon Nice Basel Barselona Verona

Büyüleyici Doğal Güzellik: Iguaçu Ulusal Parkı Haber

Büyüleyici Doğal Güzellik: Iguaçu Ulusal Parkı

Parkın en ünlü cazibe merkezi şüphesiz ki Iguaçu Şelaleleri'dir. 275 farklı şelaleden oluşan bu muhteşem yapı, dünya çapında ziyaretçileri kendine çeker. Şelaleler, ortalama 80 metre yüksekliğindedir ve en yüksek noktası olan Şeytan Boğazı, 82 metreye ulaşır. Iguaçu Şelaleleri, özellikle yağışlı mevsimlerde göz kamaştırıcı bir görselliğe sahiptir. Iguaçu Ulusal Parkı, geniş ormanlık alanları ve zengin biyolojik çeşitliliği ile dikkat çeker. Park, sayısız bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapar. Yaklaşık 2000 farklı bitki türü, 400 kuş türü, çeşitli memeliler, sürüngenler ve böcekler parkın içerisinde yaşamaktadır. Nesli tükenmekte olan jaguar, tapir ve dev karıncayiyen gibi hayvanlar da burada bulunur. Park, ziyaretçilere sunduğu çeşitli aktivitelerle de ünlüdür. Doğa yürüyüşleri, fotoğrafçılık, kuş gözlemciliği ve rafting gibi etkinlikler, doğayla iç içe zaman geçirmek isteyenler için idealdir. Macera tutkunları için parkta zipline ve kano gibi heyecan verici aktiviteler de bulunmaktadır. Iguaçu Ulusal Parkı, hem Brezilya'dan hem de Arjantin'den kolayca erişilebilir. Brezilya tarafındaki Foz do Iguaçu şehri ve Arjantin tarafındaki Puerto Iguazú, parkın giriş noktalarıdır. Her iki şehirde de çeşitli konaklama seçenekleri mevcut olup, ziyaretçilere rahat bir seyahat deneyimi sunar. Park yönetimi, çevre koruma ve sürdürülebilir turizme büyük önem vermektedir. Ziyaretçilerin parkı keşfederken doğaya saygılı olması ve belirlenen kurallara uyması teşvik edilir. Bu sayede, parkın doğal güzellikleri gelecek nesillere de aktarılabilir. Sonuç olarak, Iguaçu Ulusal Parkı, büyüleyici doğal güzellikleri, zengin biyolojik çeşitliliği ve sunduğu çeşitli aktivitelerle dünya çapında bir cazibe merkezidir. Doğa severler ve macera tutkunları için eşsiz bir deneyim sunan bu park, mutlaka görülmesi gereken yerler arasında yer alır.

Manú Milli Parkı adeta bir biyoçeşitlilik hazinesi Haber

Manú Milli Parkı adeta bir biyoçeşitlilik hazinesi

Manú Milli Parkı, UNESCO tarafından Dünya Mirası ve Biyosfer Rezervi olarak ilan edilmiş olup, zengin bitki örtüsü, nadir türlere ev sahipliği yapması ve koruma altına alınmış alanlarıyla biliniyor. Güneydoğu Peru'da, Madre de Dios bölgesinin sınırları içinde yer alan park, 1973 yılında kurulmuş olup, yaklaşık olarak 1.7 milyon hektarlık bir alanı kapsıyor. Bu muazzam alan, And Dağları'ndan başlayarak Amazon Nehri'ne kadar uzanıyor ve farklı ekosistemleri içinde barındırıyor. Manú Milli Parkı, üç temel ekosistemle karakterizedir: yüksek dağ ormanları, bulut ormanları ve Amazon yağmur ormanları. Bu farklı iklimler ve yükseklik seviyeleri ise parkın olağanüstü bir biyoçeşitliliğe ev sahipliği yapmasına olanak tanımakta. Park içinde kaydedilmiş olan bitki türleri 15.000'den fazla ve bu türlerin birçoğu sadece Manú Milli Parkı'nda bulunuyor. Manú Milli Parkı'nda yaşayan hayvanların sayısı da oldukça etkileyici bir değerde. Park, nadir ve tehlike altındaki türlerin koruma altına alındığı bir yer olarak biliniyor. Puma, jaguar, ocelot gibi büyük kedi türleri, renkli kuşlar, yunuslar ve timsahlar gibi birçok vahşi yaşam türü, bu doğal cennette bulunan canlılardan sadece birkaçı. Turizmin kontrollü bir şekilde gerçekleştirilmesi ve çevresel etkilerin azaltılması, Manú Millî Parkı'nın sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi için oldukça önemli bir odak. Ziyaretinizde, rehber eşliğinde belirlenmiş alanlarda gezinti yapabilir ve bu eşsiz doğa harikasını keşfedebilirsiniz. Manú Milli Parkı, sadece Peru için değil, tüm dünya için önemli bir ekolojik hazine olarak kabul ediliyor. Parkın biyoçeşitlilik açısından zengin olması, doğa bilimciler, araştırmacılar ve doğaseverler için bir burayı oldukça çekici bir çekim noktası haline getiriyor. Manú Milli Parkı, doğanın sunduğu büyük bir armağanı temsil ediyor ve bu doğal mirasın gelecek nesillere aktarılması için yapılan çabalar, biyoçeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir turizmin teşvik edilmesi açısından ilham verici. Bu eşsiz alan, doğanın güzelliklerini keşfetmek ve korumak için bir mükemmel bir fırsat sunuyor.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.