Hava Durumu

#Geleceğe Miras Projesi

TOURISMJOURNAL - Geleceğe Miras Projesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Geleceğe Miras Projesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Termessos’ta İlk Kazılar Antik Mezarlarla Başladı Haber

Termessos’ta İlk Kazılar Antik Mezarlarla Başladı

Güllük Dağı'nın zirvesinde, doğayla tarihin iç içe geçtiği Termessos Antik Kenti'nde bu yıl ilk kez kazı çalışmaları başlatıldı. Kazıların bu yılki önceliği, etrafında geniş bloklar hâlinde dağılmış olan bir anıt mezar yapısının ayağa kaldırılması. Kazı Başkanı Doç. Dr. Mustafa Koçak, "Hiç kazı yapılmamıştı, bize kısmet oldu. Şimdi elimizde bütün yapı taşları var, belgeleyerek ayağa kaldıracağız. Ziyaretçilere antik bir anıt mezarın neye benzediğini göstermek istiyoruz" dedi. Termessos, bugün "Güllük" adını taşıyan Solymos Dağı'nın dorukları arasında, Anadolu'nun en eski halklarından Luwilerin soyundan gelen Solymler tarafından kurulmuş bir antik kent. M.Ö. 333 yılında Termessos'u kuşatmak isteyen Büyük İskender'in, kentin sarp coğrafyası ve güçlü savunma yapısıyla karşılaşınca saldırıya geçmeden geri çekildiği tarihi kaynaklarda yer alıyor. Kuşların şehri, ağaçların gölgesi Orman içerisinde konumlanan ve aynı adı taşıyan Güllük Dağı Milli Parkı sınırlarında yer alan Termessos, gerek florası gerekse yaban hayatı ile adeta bir açık hava müzesi ve botanik bahçesini andırıyor, sadece tarihi değil, ekolojik yönüyle de dikkat çekiyor. Antik kentte, kuş cıvıltıları eşliğinde dolaşmak mümkün. Ağaç gövdelerine yerleştirilen kuş yuvaları, doğayla iç içe arkeoloji deneyiminin bir parçası. Bu yıl alanda iki yavru tilkinin de doğaya bırakıldığı bildirildi. Her köşesi bir kalıntı, her adımda bir hikâye Güllük Dağı Milli Parkı'nın kalbinde bulunan antik kentin kalıntıları, Yenicekahve yakınındaki Hellenistik surlarla başlıyor. Tırmanışla ulaşılan kent içinde Hadrian Tapınağı, Gymnasium, agora, meclis binası, tiyatro, kanalizasyon şebekeleri ve lahitlerin yanı sıra sarnıçlar, kurucunun evi ve çeşitli tapınaklar da yer alıyor. Alketas'a ait olduğu düşünülen M.Ö. 319 tarihli anıt mezar, Termessos'un askeri kimliğine dair önemli izler taşıyor. "Termessos kendini korumuş, bize düşen onu anlatmak" Antalya Bilim Üniversitesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında, Termessos'ta geçtiğimiz Mayıs ayından itibaren ilk kez sistemli arkeolojik kazılar başladı. Çalışmaları yürüten Kazı Başkanı Antalya Bilim Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Koçak, bölgenin tarihî ve coğrafi önemine şu sözlerle dikkat çekti: "Termessos, Antalya'ya en yakın antik kentlerden biri, sadece 30 kilometre mesafede. Ama aynı zamanda çok iyi korunmuş durumda. Çünkü burası terk edildikten sonra hiçbir yerleşim görmemiş. Zaten 1960'larda Milli Park ilan edildikten sonra da koruma düzeyi en üst seviyeye ulaştı. Bugüne kadar burada hiç kazı yapılmamıştı. İlk kez biz başlıyoruz." Koçak, Termessos'un askeri-stratejik konumunun tarihteki önemine de dikkat çekerek şöyle devam etti: "Burası Büyük İskender'in bile saldırmayı düşünmediği bir kent. Çünkü gerçekten bir kartal yuvası gibi. Etrafı sarp kayalıklarla çevrili. Boşluklara savunma duvarları inşa edilmiş. Kent, yüzyıllar boyunca neredeyse hiç saldırıya uğramamış. Ve buradaki halk savaşçı bir halk. Mezar yapılarında kalkanlar, zırhlar, mızraklar gibi savaş betimlemeleri görebiliyorsunuz." Anıt mezar yeniden yükseliyor Kazıların bu yılki önceliği, etrafında geniş bloklar hâlinde dağılmış olan bir anıt mezar yapısının ayağa kaldırılması. Doç. Dr. Koçak, kazı sürecine dair şu bilgileri verdi: "Bu mezar yüksek bir podyum üzerinde kurulmuş. İçinde birkaç tane mermer lahit vardı. Tüm yapı malzemeleri hâlâ yerinde, neredeyse yüzde 99'u elimizde. Biz taş tarlalarını oluşturduk, tüm blokları numaralandırarak belgeledik. Şimdi yapının çevresini açıyoruz. Kazıdan sonra bu mezarı tekrar ayağa kaldıracağız. Birçok insan antik dönemde anıt mezarların nasıl göründüğünü hayal edemiyor. Biz bunu somutlaştıracağız. Hem bilimsel olarak belgelenmiş bir yapı olacak hem de ziyaretçilere gerçek bir antik mezar deneyimi sunacağız." Nekropol yolu, su yapıları ve hadrian kapısı gündemde Kazılar sadece mezar yapısı ile sınırlı değil. Bu yıl içinde kazı ekibi, nekropol yolunda ve su yapılarında da restorasyon ve temizlik çalışmaları yapacak. Koçak, çalışmaları şu sözlerle anlattı: "Termessos, özellikle çok büyük nekropolleriyle bilinir. Ana nekropol yolumuz yaklaşık 400-500 metre uzunluğunda. Yolun iki yanında lahitler ve anıt mezarlar var. Bugün pek çoğu devrilmiş durumda. Podyumları onarıp, lahitleri tekrar yerlerine oturtacağız. Ayrıca iki adet su yapısında da çalışmalara başlayacağız. Bir diğer hedefimiz de Hadrian Kapısı. Roma İmparatoru Hadrian'a ithaf edilmiş bu yapı da çok önemli. Onun hemen arkasında da Anadolu'nun en görkemli tapınaklarından biri olan Artemis Tapınağı var. Milattan önce 2. yüzyılda yapılmış. Bu yıl orada da kazılara başlamayı planlıyoruz." "Termessos dört mevsim güzel" Doç. Dr. Mustafa Koçak, Termessos'un yılın her döneminde ziyaretçilerine farklı bir deneyim sunduğunu belirterek, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: "Antalya'da hava 35-36 dereceyken burada 6-7 derece daha serin. Hafif rüzgâr var. Yazın biraz daha az ziyaretçi geliyor ama ilkbahar ve sonbaharda burası çok tercih ediliyor. Ağaçların gölgesinde yürüyüş yaparken her köşe başında bir kalıntıyla karşılaşıyorsunuz. Termessos, dört mevsim keşfedilmeyi bekleyen bir hazine."

Perge’de Beş Yeni Heykel Keşfedildi Haber

Perge’de Beş Yeni Heykel Keşfedildi

ANTALYA (İHA) - Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında Perge Antik Kenti’nde yürütülen kazılarda Roma Dönemi’ne ait beş yeni heykel gün yüzüne çıkarıldı. Antik dönemde heykeltıraşlık okullarıyla ünlü Perge’de yapılan bu keşif, 2025 yılı kazı çalışmalarının en önemli buluntularından biri oldu. Heykeller, Batı Kent Kapısı ve Doğu Sütunlu Cadde’de ortaya çıkarıldı. Batı Kent Kapısı’nda bulunan eserlerden biri, yaklaşık 2 metre yüksekliğindeki Afrodit/Venüs heykeli oldu. Heykelin alt kısmında, bir yunusun üzerinde oturan aşk tanrısı Eros figürü bulunuyor. Bu eserin, M.S. 2. yüzyıla ait bir Roma İmparatorluk Dönemi replikası olduğu düşünülüyor. Aynı alanda keşfedilen diğer iki heykelden biri 1,87 metre yüksekliğinde, giyimli bir kadın figürü; diğeri ise iki parça halinde bulunan benzer bir kadın heykeli. İlk değerlendirmelere göre, bu heykellerin Severuslar Dönemi’ne ait olabileceği üzerinde duruluyor. Doğu Sütunlu Cadde’de bulunan iki heykel ise bir kadın ve bir erkek figürünü tasvir ediyor. Giyimli olarak işlenen bu eserler, Roma Dönemi’nin anıtsal heykel sanatı ve süslemeleri hakkında önemli bilgileri açığa çıkarıyor. Bu yeni keşifler, Perge Antik Kenti’nin zengin tarihi mirasını gün yüzüne çıkarmaya devam ederken, arkeoloji dünyasında da büyük heyecan yarattı.

Hadrianopolis’te 1500 Yıllık Bronz Filtre Bulundu Haber

Hadrianopolis’te 1500 Yıllık Bronz Filtre Bulundu

KARABÜK (İHA) - Karabük’ün Eskipazar ilçesindeki Hadrianopolis Antik Kenti'nde yapılan kazılarda, içeceklerin posasını ayırmak için kullanıldığı düşünülen bin 500 yıllık bronz filtre ortaya çıkarıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında yürütülen kazılar, antik kentin geçmişine ışık tutmaya devam ediyor. Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ersin Çelikbaş’ın başkanlığındaki ekip, SDJ-3 olarak adlandırılan bölgede bronz bir filtre tespit etti. Antik dönemde bu filtrenin, pipet benzeri uzun bir tüpün ucuna takılarak içeceklerin posasız tüketilmesini sağladığı düşünülüyor. Kazı Başkanı Doç. Dr. Ersin Çelikbaş, çalışmalarda önemli buluntulara ulaştıklarını belirterek, "Bu buluntulardan bir tanesi de filtre olarak kullanılan bronz bir obje. Antik dönemde insanların içeceklerini içerken posasından içeceği ayırmak için kullandıkları bir obje bu. Pipetlerin ucuna takıyorlar. Bu pipet yaklaşık bir metre uzunluğunda oluyor. Ortaya koydukları bir kabın içerisinden de insanlar sohbet ederken içeceklerini içiyorlar" dedi. "OBJE DEFALARCA KULLANILMIŞ" Objenin tek kullanımlık olmadığını vurgulayan Çelikbaş, "Üzerinde taşıma halkası var. Bu filtre kullanıldıktan sonra pipetten sökülüyor ve daha sonra kullanılmak üzere tekrar sahibi tarafından koruma altına alınıyor. Defalarca kullanıldığını da söyleyebiliriz. Milattan sonra 5. yüzyıla ait. Ele geçtiği stratigrafi ışığında tahlillendiriyoruz" ifadelerini kullandı. Hadrianopolis’te tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğuna dikkat çeken Çelikbaş, bölgede armut, elma, nar ve üzüm gibi meyveler ve buğday ve arpa gibi tahılların da üretildiğine işaret etti. Elde edilen tarım ürünlerinden yapılan içeceklerin bu filtre aracılığıyla tüketildiğini belirtti. KARADENİZ’İN ZEUGMASI ÖREN YERİ İLAN EDİLMİŞTİ Çelikbaş, bu keşfin, antik dönemde insanların içecekleri daha sağlıklı ve keyifli bir şekilde içtiğini gösterdiğini söyledi. "Karadeniz’in Zeugması" olarak anılan Hadrianopolis, geçtiğimiz günlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından resmi olarak ören yeri ilan edilmişti.

Eski Van Şehri Tarihi İhtişamıyla Yeniden Canlanıyor Haber

Eski Van Şehri Tarihi İhtişamıyla Yeniden Canlanıyor

VAN (İHA) - Van Kalesi'nin güneyinde yer alan Eski Van Şehri, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalan 12 mimari yapının restorasyonuyla eski ihtişamına kavuşuyor. Bölge, Milattan Önce 3000’lerden 20. yüzyıla kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış tarihi bir merkez olarak dikkat çekiyor. ZENGİN TARİHİ GEÇMİŞ 450 bin metrekarelik bir alana yayılan Eski Van Şehri, Urartu, İskit, Med, Pers, Roma ve Sasani medeniyetlerinin ardından 7. yüzyılda İslam hâkimiyetine geçti. 1069'da Selçuklu Sultanı Melikşah tarafından fethedilen şehir, Osmanlı dönemi boyunca Türk-İslam kültürünün önemli bir merkezi oldu. Ancak 20. yüzyılda yaşanan Ermeni ayaklanmaları ve Birinci Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkileri nedeniyle şehir büyük zarar gördü. Eski Van Şehri’nde Ulu Cami, Kızıl Minareli Cami, Hüsrev Paşa Külliyesi, Kaya Çelebi Camii ve Surp Stephanos Kilisesi gibi önemli yapılar yer alıyor. RESTORASYON ÇALIŞMALARI 2024 yılında başlatılan çalışmalar, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülşen Baş Terzioğlu başkanlığında yürütülüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın "Geleceğe Miras" projesi kapsamında devam eden çalışmaların 2025’te de süreceği açıklandı. "YAPILAR YOK OLMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA KALMIŞTI" Kazı Alan Başkanı Prof. Dr. Gülşen Baş Terzioğlu, şehirde 12 adet mimari yapı kalıntısının tespit edildiğini belirtti. Terzioğlu, "19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başlarında yaşanan Ermeni ayaklanmaları, Rus işgali ve Birinci Dünya Savaşı gibi olumsuzluklar nedeniyle şehir terk edilmek zorunda kalmıştır. Bu terk edilişin ardından bölge bir daha yerleşime açılmamış ve büyük ölçüde tahrip olmuştur. Zamanla kendi haline bırakılan bu alan, mimari dokusuyla yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı" dedi. Bu yapılar arasında Mimar Sinan’ın eseri olan Hüsrev Paşa Külliyesi, Selçuklu dönemine ait Kızıl Minareli Cami, Osmanlı dönemi yapısı Kaya Çelebi Camii ve Ulu Cami gibi eserler bulunuyor. Ayrıca, yarı yıkık haldeki Çifte Hamam’ın da Hüsrev Paşa Külliyesi’nin bir parçası olarak restore edilmesi planlanıyor. BÖLGE TURİZMİ İÇİN GELECEK PLANLARI Bakanlık tarafından hazırlanan proje, bölgenin bir ören yeri haline getirilmesini amaçlıyor. Restorasyon tamamlandığında Eski Van Şehri, tarihi yapıları ve dokusuyla ziyaretçilerine kapsamlı bir deneyim sunacak. Giriş-çıkışların kontrol altına alınacağı alanda sesli ve görsel bilgilendirme sistemleri kurulacak. Ayrıca, seyir alanları oluşturularak ziyaretçilerin tarihi daha iyi kavraması sağlanacak. Prof. Dr. Terzioğlu, bu projeyle bölgenin bilinirliğinin artacağını ve tarihi dokunun daha iyi anlaşılacağını ifade etti.

Hadrianopolis’te 5. Yüzyıla Ait Oyun Taşları Bulundu Haber

Hadrianopolis’te 5. Yüzyıla Ait Oyun Taşları Bulundu

KARABÜK (İHA) - Karabük’ün Eskipazar ilçesinde yer alan Hadrianopolis Antik Kenti’nde gerçekleştirilen kazılarda, 5. yüzyıla ait kemik oyun taşları gün yüzüne çıkarıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Geleceğe Miras Projesi kapsamında yürütülen çalışmaların SDJ-3 olarak adlandırılan bölgesinde bulunan taşların, Roma döneminde oynanan "Ludus Latrunculi" ve "Doudecim Scripta" isimli askeri strateji oyunlarında kullanıldığı düşünülüyor. Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ersin Çelikbaş'ın başkanlığında ortaya çıkarılan bu oyun taşları, Batı Karadeniz’in iç kesimlerinde Roma İmparatorluğu’nun askeri varlığını uzun yıllar sürdürdüğünü gösteriyor. ANTİK STRATEJİ OYUNLARINA DAİR ÖNEMLİ İPUÇLARI Kazı Başkanı Doç. Dr. Ersin Çelikbaş, 2024 yılı kazılarında elde edilen bu bulguların, antik dönemdeki strateji oyunlarıyla ilgili önemli bilgiler sunduğunu belirtti. Mercimek şeklindeki kemik taşların üzerindeki dört ve sekiz kollu sembollerin, oyuncuların stratejilerini belirlemesine yardımcı olduğunu ifade eden Çelikbaş, bu oyunların Roma döneminde oldukça popüler olduğunu söyledi. ROMA'NIN ASKERİ VARLIĞINA DAİR KANITLAR Buluntuların 5. yüzyıla ait olduğunu vurgulayan Çelikbaş, Hadrianopolis’te M.S. 2. yüzyılda askeri bir karargah bulunduğunu daha önceki çalışmalarda tespit ettiklerini hatırlatarak, bu yeni bulguların Roma’nın askeri varlığını bölgede yaklaşık 300 yıl boyunca sürdürdüğüne işaret ettiğini söyledi. GÜNÜMÜZ OYUNLARIYLA BENZERLİK TAŞIYOR Çelikbaş, antik dönemdeki bu oyunların modern strateji oyunlarıyla benzerlik taşıdığına dikkat çekti. Günümüzde "Dama", "Amiral Battı" gibi oyunların ya da dijital strateji oyunlarının, o dönemde kemik taşlarla oynanan oyunlarla bağdaştırılabileceğini ifade etti.

Karadeniz'in Efes'i Pompeiopolis Turizme Hazırlanıyor Haber

Karadeniz'in Efes'i Pompeiopolis Turizme Hazırlanıyor

KASTAMONU (İHA) - Kastamonu'nun Taşköprü ilçesindeki Zımbıllı Tepe mevkiinde yer alan Pompeiopolis Antik Kenti, 2024 yılı kazı çalışmalarıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Roma dönemine ait Anadolu'nun en büyük kentlerinden biri olan ve Paflagonya Eyalet Merkezi olarak kurulan antik kentte kazılar Karabük Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mevlüt Eliüşük'ün liderliğinde sürdürülüyor. Çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte Pompeiopolis, "Karadeniz'in Efes'i" olarak anılacak. AFRODİT HEYKELLERİ BULUNDU Kazı çalışmaları sırasında Yunan mitolojisinin aşk tanrıçası Afrodit'e ait iki heykel parçası bulundu. Bölgede ilk kez rastlanan Afrodit heykelleri, kazı ekibinde büyük heyecan yarattı. Koruma altına alınan heykellerin, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Geleceğe Miras Projesi kapsamında restore edilmesi planlanıyor. TURİZM ROTASI ŞEKİLLENİYOR Pompeiopolis’te kazılar tiyatro alanında tamamlanırken, bin 800 yıllık mozaikler Roma villasının zeminine yerleştirildi. Bölge hakkında bilgi veren Doç. Dr. Eliüşük, "Pompeipolis, bir Roma İmparatorluğu kenti oluyor. Aynı zamanda bir eyalet başkenti oluyor. Bu kapsamda bir Roma İmparatorluk kentinde olması gereken tüm yapıları içerisinde barındırıyor. Biz, şu anda tiyatro salonuyla odeonunu açtık. Bunun dışında sivil yapı olarak bir villa kazdık. Bunlara ek olarak birkaç tane bazilikamız var. İki tane hamamımız var. Biz, bu yıl için kazı çalışmalarına öncelikle bazilikadan başlayacağız. Bazilikadan kastımız ise, kiliseden ziyade daha çok Roma'da bir mahkeme binası ve kapalı çarşı işlevi gören büyük bir yapı. Bazilikayı da kazdığımızda oradan gelecek buluntuların bizleri oldukça şaşırtacağını düşünüyoruz" dedi. Çalışmalar tamamlandığında antik kent, bölge turizminin en önemli duraklarından biri olacak. "POMPEİOPOLİS'İ ÖNEMLİ BİR DESTİNASYON YAPACAĞIZ" Kazı Başkanı Doç. Dr. Mevlüt Eliüşük, son üç yıldır çalışmalarda büyük ilerleme kaydettiklerini belirtti. Eliüşük, "Uygulama aşaması biraz daha zor olsa da iki yıl içerisinde bizler, Pompeipolis Antik Kentini hem Kastamonu hem de ülkemiz için önemli bir turizm destinasyonu haline getirmeye çalışacağız. 2 yıl içerisinde bunları sonuçlandırırız" sözleriyle beklentisini dile getirdi. "KARADENİZ'İN EN BÜYÜK ANTİK KENTİ" Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan ise antik kentin bölge turizmine katkı sağlayacağını vurgulayarak, "Pompeipolis Antik Kenti, Karadeniz'in en büyük kazısıdır. En büyük antik kentidir. Turizm rotasında da çok önemli bir yer tutacak. Taşköprü, hatta Kastamonu bölgesi önemli bir turizm alanına kavuşmuş olacak" diye konuştu. Kastamonu İl Kültür ve Turizm Müdürü Kerem Seven, bölgenin önemine dikkat çekerek, "Cumhurbaşkanlığının Geleceğe Miras Projesi kapsamında Taşköprü Pompeipolis Antik Kentinde kazı başkanımız Doç. Dr. Mevlüt Eliüşük hocamız ile ekibi, kazı çalışmalarını devam ettirmektedirler. Bunların karşılığı görüldüğü üzere alınmıştır. Bundan sonra da olumlu yönde alınmaya devam edilecektir. Yakın bir zamanda Pompeipolis Antik Kenti, Karadeniz'in Efes'i olacaktır. Bölge ekonomisine de nefes verecektir" dedi. Ödenek konusundaki destekleri nedeniyle Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'a ve projede emeği geçenlere teşekkürlerini sundu. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen kazılar sayesinde Pompeiopolis’in tarihi ve kültürel değerleri dünya turizmine kazandırılacak.

Gladyatörler Şehri Kibyra, Karla Görsel Şölen Sunuyor Haber

Gladyatörler Şehri Kibyra, Karla Görsel Şölen Sunuyor

BURDUR (İHA) - Gladyatörler şehri olarak da anılan Kibyra Antik Kenti, kar yağışı sonrası eşsiz bir görsel şölen sunarak tarih ve doğa meraklılarının ilgisini çekmeyi başardı. Roma Dönemi'ne ait yapıları ve Medusa Mozaiği gibi eserleriyle öne çıkan Kibyra, 2024 yılında yaklaşık 35-40 bin ziyaretçi ağırladı. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Kibyra, Helenistik dönemden Osmanlı'ya uzanan tarihi katmanlarıyla dikkat çekiyor. Burdur'un Gölhisar ilçesindeki kent, yoğun kar yağışının ardından beyaza bürünerek fotoğraf tutkunlarının da uğrak noktası oldu. 2024 KAZILARI TAMAMLANDI Bu yılki kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın "Geleceğe Miras" projesi kapsamında Agora alanında yoğunlaştı. Prof. Dr. Şükrü Özdoğru'nun başkanlığında kazı gerçekleştiren ekipler, eserlerin belgelenmesi ve konservasyon çalışmalarına ağırlık verdi. Dr. Öğr. Üyesi Düzgün Tarkan, "Bu yılki çalışmalarımıza şimdilik kısa bir ara verdik. Kış şartlarının ağırlaşmasıyla beraber kazı ekibi olarak burada ofis ve büro çalışmalarına ağırlık verdik. Bundan sonraki süreçte, artık yıl boyunca arazide bulunan eserlerin belgelenmesi ve bunlara yönelik konservasyon ve restorasyon çalışmaları sürdürülecek. Önümüzdeki mart sonundan itibaren tekrar arazi çalışmaları başlayacak" dedi. KIBYRA’NIN EN ÜNLÜ ESERLERİ Antik kentin öne çıkan eserleri arasında Medusa Mozaiği, Odeon ve Anıtsal Çeşme yer alıyor. Bu eserlerin korunması için kış aylarında özel önlemler alındığını ifade eden Tarkan, "Bu yıl da bu her iki eserin kış şartlarından korunmasına yönelik olarak üzerlerinin kapanma işlemleri tamamlandı" dedi. Bahar aylarında eserlerin yeniden ziyaretçilerin ilgisine sunulacağını ekledi. KIBYRA’YI KEŞFETMEYE DAVET Restorasyon ve kazı çalışmalarıyla her geçen yıl daha da güzelleşen Kibyra Antik Kenti, geçmişin izlerini görmek isteyen ziyaretçilerini bekliyor. 2024’te ziyaretçi sayısını neredeyse ikiye katlayan kent, hem yerli hem yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor.

Oluz Höyük’te 2 Bin 100 Yıllık Kuş Figürlü Düdük Bulundu Haber

Oluz Höyük’te 2 Bin 100 Yıllık Kuş Figürlü Düdük Bulundu

AMASYA (İHA) - Amasya’nın Oluz Höyük kazılarında, 2 bin 100 yıl öncesine ait, pişirilmiş topraktan yapılmış kuş şeklinde bir asker düdüğü bulundu. Kazı Başkanı Prof. Dr. Şevket Dönmez, düdüğün Mithridatlar Hanedanı’nın güçlü lideri 6. Mithradates dönemine ait olduğunu ve askeri haberleşmede kullanıldığını düşündüklerini belirtti. "BASİT BİR SES ÇIKARMA ALETİ DEĞİL" Düdüğün üzerinde bulunan dört delikle melodi oluşturabilme özelliği dikkat çekiyor. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk İslam Arkeolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Dönmez, bu tip düdüklerin genellikle Roma kültürüne ait olarak bilindiğini, ancak bu keşfin Anadolu’nun yerel krallıklarında da bu tür aletlerin kullanıldığını ortaya koyduğunu söyledi. Kazılarda bulunan düdüğün, yabani kaz ya da angut kuşu şeklinde tasarlandığını ifade eden Dönmez, "Yabani bir kaza ya da angut kuşuna benzemesi bizim için çok şaşırtıcı değil. Çünkü Oluz Höyük'ün yanında Hitit Dönemi'nden beri bir göl olduğunu biliyoruz. Bu gölün ekosistemi zengin bir kuş cenneti olduğunu biliyoruz. Buradaki kuşların da Oluz Höyüklüler tarafından doğru biçimde gözlemlendiği, bazen çanak, çömlekler üzerine işlendiğini biliyoruz. Burada da Amasya'ya özgü endemik bir kuşun düdük üzerinde figürleştiğini söyleyebiliriz" yorumunda bulundu. "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında yürütülen kazılar sırasında çıkarılan bu eşsiz düdüğün temizlik ve konservasyon işlemlerinin tamamlanmasının ardından Amasya Müzesi’nde sergileneceği bildirildi.

Kastabala'da Arkaik Dönemden Daha Eski Kalıntılar Bulundu Haber

Kastabala'da Arkaik Dönemden Daha Eski Kalıntılar Bulundu

OSMANİYE (İHA) - Çukurova’nın Efes’i olarak anılan Kastabala Antik Kenti’nde yürütülen kazılar, Arkaik Dönem öncesine ait tapınak kalıntılarını ortaya çıkardı. Osmaniye'deki Kastabala Antik Kenti’nde devam eden kazılarda, milattan önce 540'lı yıllara tarihlenen Kubaba Tapınağı'nın yanında daha eski bir döneme ait olduğu düşünülen Açık Hava Kaya Kült Alanı ve sarnıçlar bulundu. Kazılar, "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi iş birliğiyle yürütülüyor. Osmaniye İl Kültür ve Turizm Müdürü Burhan Torun, kutsal bir kent anlamına gelen Kastabala’da sütunlu caddenin hemen yanında yer alan alanın hem tapınak hem de dini ritüeller için kullanıldığını belirtti. Torun, bölgenin tiyatrosu, kilisesi ve hamamıyla tam bir antik kent olduğunu ifade ederek, ziyaretçileri Kastabala’ya davet etti. Kastabala Kazı Başkanı Doç. Dr. Faris Demir, açık hava kaya kült alanının Arkaik Dönem tapınağından daha eski olduğunu belirterek, burada heykel kaidesi ve sarnıçlar bulduklarını açıkladı. Bu alanın, tapınağın yapımında kullanılan taşların kesim yeri olarak değerlendirildiğini belirtti. 2023 kazılarında ulusal ve uluslararası basında geniş yer bulan keşiflerin, Türkiye’de üçüncü, Avrupa’da ise altıncı sırada yer aldığını ifade eden Demir, 2024 yılı çalışmalarının da heyecan verici bulgularla ilerlediğini söyledi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.