Hava Durumu

#Fransa

TOURISMJOURNAL - Fransa haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Fransa haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ankara ile Fransa Arasında Ticaret Hedefi Büyüyor Haber

Ankara ile Fransa Arasında Ticaret Hedefi Büyüyor

ANKARA (İHA) - Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Isabelle Dumont ve beraberindeki heyeti makamında ağırladı. Görüşmeye, Büyükelçilik Ekonomi Dairesi Başkan Yardımcısı Orhan Chiali, Konsolos Yardımcısı Valentin Allary Lacroix, Sürdürülebilir Kalkınma Ataşesi Berat Durmuş ile ATO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Temel Aktay ve Yönetim Kurulu üyeleri Ahmet Akça, Ali Yıldız, Halil İlik ve Yasin Özyolu da katıldı. Toplantıda, Türkiye ile Fransa arasındaki ticari ilişkilerin güçlendirilmesi, yatırım fırsatları ve ekonomik iş birlikleri masaya yatırıldı. "TİCARET HACMİMİZİ ARTIRMALIYIZ" ATO Başkanı Gürsel Baran, Ankara’nın ekonomik gücünü ve sanayi altyapısını vurgulayarak, iki ülke arasındaki ticaretin mevcut rakamların ötesine taşınması gerektiğini ifade etti. Pandemi öncesinde belirlenen 20 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin gerçekleştiğini belirten Baran, "Bu hedefe ulaştığımızı görüyoruz. Ancak bu rakam da iki ülke potansiyelini yansıtmaktan uzak. Özellikle Ankara’nın Fransa ile ticaretini artırmak istiyoruz" dedi. Başkent Ankara’nın 13 organize sanayi bölgesinde faaliyet gösteren 15 binden fazla firmanın üretim yaptığını aktaran Baran, savunma ve havacılık sanayi, medikal sanayi, yenilenebilir enerji ve iş makineleri sektörlerinde Ankara’nın uluslararası rekabet gücünün yüksek olduğunu söyledi. 21 üniversite bulunan Ankara'nın teknoloji ve inovasyon açısından da öne çıktığını belirten Baran, "Ankara, teknoloji üretim ve geliştirme konularında da öncü bir şehir. 13 teknoloji geliştirme merkezimiz yani teknokentimiz, 152 Ar-Ge, 36 da tasarım merkezimiz var. Teknokentlerde bin 600’ü aşkın iş yeri bulunuyor ve bünyelerinde yaklaşık 16 bin kişi çalışıyor. Ülkemizde yüksek teknolojili ürünlerin ticarileşmesi ve bu ürünlere yatırımların artırılması çeşitli programlarla destekleniyor" diye konuştu. Ankara’nın ekonomik yapısına da değinen Baran, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYH) yaklaşık yüzde 70’inin hizmet sektöründen geldiğini belirterek, sağlık ve turizm sektörlerinin de geliştiğini vurguladı. "FRANSA’DAKİ YATIRIMLARIMIZI ARTIRMALIYIZ" Baran, Fransa’nın Türkiye’nin hem ithalatında hem de ihracatında altıncı sırada yer aldığını ve 2024 yılı sonunda iki ülke arasındaki dış ticaret hacminin 22,5 milyar dolara ulaşacağını ifade etti. Türkiye’de faaliyet gösteren Fransız sermayeli şirketlerin sayısının yaklaşık bin 700 olduğunu ve bu firmaların toplam yatırım tutarının 8,5 milyar dolara yaklaştığını belirten Baran, "Aynı şekilde Beko, Eczacıbaşı Holding, Otokar gibi şirketlerimiz de ülkenizde yatırım yapıyor. Bu örnekleri çoğaltmamız gerektiğini düşünüyoruz. Ülkelerimiz arasında her türlü yatırım, ticaret ve turizm ilişkilerinin geliştirilebileceğine inanıyoruz" dedi. VİZE KOLAYLIĞI TALEBİ Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerine de değinen Baran, Fransa’nın Türkiye’nin AB üyelik sürecine desteğini görmek istediklerini belirtti. İş dünyasının vize konusunda yaşadığı sıkıntılara dikkat çeken Baran, Schengen vizesine yönelik katı uygulamaların fuarlara katılım, B2B toplantılar ve ticari faaliyetler açısından iş insanlarını zor durumda bıraktığını söyledi. Yeşil Mutabakat sürecine de değinen Baran, Avrupa Birliği'nin bu süreci ertelemesi gerektiğini ifade etti. "30 MİLYAR DOLAR İÇİN SÖZ VERDİM" Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Isabelle Dumont, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesinden memnun olduklarını belirtti. Göreve başladığında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ticaret hacmini 30 milyar dolara çıkarmak için çalışacaklarını söylediğini hatırlatan Dumont, "Ülkelerimiz arasındaki ticaretin dengeli bir şekilde gelişmesinden memnunuz. İki ülke olarak ticaret hacmimizi nasıl geliştireceğimizi daha detaylı ele almak istiyoruz" dedi. Yeşil Mutabakat konusuna da değinen Dumont, gelecekteki sanayi yatırımlarını ve iş birliklerini güçlendirmek istediklerini belirtti. Fransa’nın Türkiye’nin AB ile yakınlaşmasını desteklediğini ifade eden Dumont, "AB değerler birliğidir. Türkiye’nin bu değerler birliğine dahil olması bizler için önemlidir" diye konuştu.

Haber

"Yaşam Boyu Kira" Konsepti Genişliyor

Moskova’da konut fiyatlarındaki yükseliş, emlak sektöründe farklı bir yöntemi gündeme getirdi. "Yaşam boyu kira kontratı" olarak bilinen bu model, yaşlı bir ev sahibine, yaşamının geri kalanında maddi destek ve bakım sağlanması karşılığında, evinin ölümünden sonra mülk sahibine geçmesini içeriyor. Moskova’da özellikle yalnız yaşayan yaşlılar arasında bu sistemin popülerliği giderek artıyor. TALEPLER ARTIYOR Emlakçılar, son dönemde yaşam boyu kira anlaşmalarına olan talebin belirgin şekilde arttığını söylüyor. Her sözleşme, tarafların özel ihtiyaçlarına göre şekillendiriliyor. Bazı durumlarda evin hemen devri talep edilirken, bazı anlaşmalarda bu şart öncelikli olmuyor. Anlaşmalar noter huzurunda resmi olarak kayıt altına alınıyor ve genellikle asgari geçim düzeyinin altına düşmeyecek bir maddi yardım şartı yer alıyor. Moskova’da bu miktar yaklaşık 24 bin ruble. Ancak bu tutar, şehirde bir oda kiralamaya bile yetmiyor. SORUMLULUKLAR ÇEŞİTLENİYOR Bazı anlaşmalarda maddi desteğin yanı sıra, yaşlı bireylerin bakımına yönelik ek yükümlülükler de yer alabiliyor. Ancak çoğu durumda yalnızca düzenli mali destek yeterli oluyor. Emlak uzmanları, Moskova’daki konut krizinin ve yaşam maliyetlerinin artışının, özellikle genç nüfusu bu tür sözleşmelere yönelttiğini belirtiyor. Bununla birlikte, bu modeli kabul edecek yaşlı bireylerin sayısının sınırlı olduğu ifade ediliyor. FARKLI ÜLKELERDE BENZER MODELLER Diğer ülkelerde de benzer uygulamalar farklı isimlerle yaygın. İtalya: "Nuda proprietà" olarak bilinen bu modelde, ev sahibi yaşam boyu oturma hakkını korurken, mülkiyet başka birine devrediliyor. İngiltere: "Lifetime lease" veya "home reversion plan" adı verilen yöntemlerde, mülkiyet bir başkasına geçerken evde yaşama hakkı korunuyor. Fransa: "Viager" adı verilen sistemde, alıcı, satıcıya yaşamı boyunca düzenli ödemeler yapıyor; vefattan sonra ise tam mülkiyeti alıyor. ABD: "Reverse mortgage" sistemiyle, ev genellikle bir bankaya ipotek ediliyor ve banka, ev sahibine düzenli ödeme yapıyor. Almanya: "Leibrente" adı verilen sistem, ev sahibine yaşam boyu oturma hakkı ve düzenli ödeme sunuyor. Her ülkede farklılık gösteren bu modeller, özellikle yaşlı bireylerin ekonomik güvencesini sağlamak amacıyla kullanılıyor.

Dünyanın İkonik Kuleleri Seyahat Tutkunlarına İlham Veriyor Haber

Dünyanın İkonik Kuleleri Seyahat Tutkunlarına İlham Veriyor

İnsanlık tarihinin birikimini günümüze taşıyan ünlü kuleler, bulundukları şehirlerin simgesi haline gelerek turistik cazibe noktaları oluşturuyor. Mimarileriyle hayranlık uyandıran bu yapılar, her yıl milyonlarca gezginin seyahat planlarını etkiliyor. Dünyanın dört bir yanındaki kuleler, yalnızca mimari harikalar değil, aynı zamanda kültürel ve tarihi değerler taşıyan semboller olarak öne çıkıyor. Teknolojik gelişmelerle birlikte gökdelenler inşa edilse de bu yapılar geçmişin ihtişamını yansıtmayı sürdürüyor. EYFEL KULESİ (PARİS, FRANSA) Paris’in kalbinde yer alan Eyfel Kulesi, 1889 yılında EXPO Paris için inşa edildi. Her yıl 7 milyon ziyaretçiyi ağırlayan kule, hem manzarası hem de ışıklandırmasıyla ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunuyor. BIG BEN (LONDRA, BİRLEŞİK KRALLIK) Elizabeth Kulesi olarak bilinen Big Ben, Londra’nın tarihi ve politik merkezinde yer alıyor. Themes Nehri boyunca yürüyüş yaparken mola verilmesi gereken bir durak olarak dikkat çekiyor. GALATA KULESİ (İSTANBUL, TÜRKİYE) İstanbul’un simgelerinden biri olan Galata Kulesi, Boğaz ve Tarihi Yarımada’nın eşsiz manzarasını sunuyor. Özellikle gün batımı manzarasıyla fotoğraf tutkunlarının gözdesi oluyor. EMPIRE STATE BİNASI (NEW YORK, ABD) New York’un simgesi haline gelen bu Art Deco tarzındaki yapı, 86. ve 102. katlardan muhteşem şehir manzarası sunuyor. Gece ışıklarıyla büyüleyici bir atmosfere sahip olmaya devam ediyor. PİSA KULESİ (PİSA, İTALYA) Eğik yapısıyla ünlü Pisa Kulesi, tarihi bir mühendislik hatasını cazibe merkezine dönüştüren örneklerden biri. Kule, eğlenceli fotoğraf çekimleri için turistlerin uğrak noktası haline gelmiş durumda. BURJ KHALIFA (DUBAİ, BAE) 828 metre yüksekliğiyle dünyanın en uzun yapısı olan Burj Khalifa, modern mühendisliğin zirvesini temsil ediyor. Gözlem platformları, ışık şovları ve lüks alanlarıyla eşsiz bir deneyim sunuyor. TOKYO SKYTREE (TOKYO, JAPONYA) 634 metre yüksekliğindeki bu modern kule, Tokyo’nun panoramik manzarasını görmek isteyenler için ideal bir nokta. Ayrıca, bölge restoran ve alışveriş alanlarıyla popüler bir destinasyon. İZMİR SAAT KULESİ (İZMİR, TÜRKİYE) 1901 yılında inşa edilen İzmir Saat Kulesi, Osmanlı taş işçiliğinin zarif bir örneği olarak gösteriliyor. Konak Meydanı’nda yer alan kule, hem tarihi hem de kültürel bir buluşma noktası. Kuleler, tarihin ve kültürün mimariyle harmanlandığı yapılar olarak, şehirlerin hikayesini anlatmaya devam ediyor. Turistlerin ilgisini çeken bu ikonik yapılar, bulundukları yerleri dünya çapında tanıtmada önemli bir rol oynuyor.

Antalya'dan Turizmde Rekor: 17 Milyon Ziyaretçi Haber

Antalya'dan Turizmde Rekor: 17 Milyon Ziyaretçi

ANTALYA (İHA) - Akdeniz’in turizm cenneti Antalya, 2024’te 17 milyon 278 bin 103 turisti ağırlayarak rekor kırdı. Dünyanın en çok ziyaret edilen şehirleri arasında altıncı sıraya yükselen Antalya, listedeki tek sahil şehri olarak dikkat çekti. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bu başarıyı "Antalya için bir rekorlar yılı" olarak tanımladı. ZİYARETÇİ SAYISINDA TARİHİ ZİRVE Bakanlığın açıkladığı verilere göre, Antalya Havalimanı'ndan giriş yapan turistler, bir önceki yıla göre yüzde 8’lik artışla toplamda 17 milyon 278 bin 103 kişiyle yeni bir rekora imza attı. En fazla turist 3 milyon 909 bin 960 ziyaretçiyle Rusya’dan gelirken, Almanya ve İngiltere sırasıyla ikinci ve üçüncü oldu. Yurt dışından gelen Türk vatandaşlarının sayısı ise ilk kez 1 milyon barajını aştı. 3 Ağustos’ta Antalya Havalimanı Dış Hatlar Terminali’ne 102 bin 755 turist giriş yaptı. Bu rakam, Antalya tarihinde bir günde ulaşılan en yüksek ziyaretçi sayısı oldu. ANTALYA, DÜNYADA İLK 10’A GİRDİ Euromonitor’un en çok ziyaret edilen şehirler listesinde Antalya altıncı sırada yer aldı. İstanbul’un ikinci sıradaki başarısıyla Türkiye, iki şehirle listeye giren tek ülke oldu. Antalya Kent Konseyi Turizm Grubu Başkanı Recep Yavuz, bu başarıyı "2024'te savaşlar ve ekonomik zorluklara rağmen elde edilen bu zafer, Antalya'nın dünya turizmindeki gücünü bir kez daha gösterdi" sözleriyle tanımladı. Türkiye'nin listedeki başarısı hakkında da konuşan Yavuz, "İstanbul ve Antalya'nın toplam ziyaretçi sayısı 40 milyonu aştı. Bu rakam dünya turizmi için oldukça dikkate değer bir başarıdır" diye ekledi. SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM VE REKABET VURGUSU Geçtiğimiz yılda Polonya ve Hollanda pazarlarındaki büyümeye dikkat çeken Yavuz, "Polonya, Antalya'nın en önemli kaynak pazarlarından biri haline geldi. Önümüzdeki yıllarda Polonya'nın ilk üç kaynak pazar arasında yer alabileceğini düşünüyorum. Polonyalı turistler için Antalya, sunduğu çeşitlilik ve avantajlarla rakipsiz bir destinasyon" yorumunda bulundu. Recep Yavuz, fiyat artışlarının turizmi olumsuz etkileyebileceğini belirterek, "Antalya'nın fiyat artışlarını kontrol altında tutarak rekabet gücünü koruması önemli. Turizm, fiyatla el ele gider. Aşırı artışlar, kayıplara yol açabilir" dedi. Antalya’nın sunduğu çeşitlilik ve uzun konaklama süreleri sayesinde gelirlerin arttığını belirten Yavuz, ortalama tatil süresinin 8-9 gün olduğunu ifade etti. 2025 için hedefler arasında, Antalya’nın yalnızca ziyaretçi sayısıyla değil, "en cazip turizm destinasyonları" listesinde de yer alması gerektiği belirtildi.

Uçak Biletlerinde Karbon Etiketi Dönemi Başlıyor Haber

Uçak Biletlerinde Karbon Etiketi Dönemi Başlıyor

Avrupa Komisyonu’nun kabul ettiği düzenlemeyle, Temmuz 2025 itibarıyla AB içi ve AB'den kalkış yapan uçuşlarda satılan biletlerde karbon emisyon bilgisi yer alacak. Türkiye'de bu uygulama başlangıçta gönüllü olacak olsa da, uygulamanın 2028'den itibaren zorunlu hale gelmesi bekleniyor. "Uçuş Emisyonları Etiketi" (FEL) adı verilen sistem, yolcuların aldıkları biletlerin çevresel etkilerini görmelerine olanak tanıyacak. Yolcular, bu bilgiler sayesinde uçuşlar arasında karbon salınımını karşılaştırma şansına sahip olacak. TREN YOLCULUKLARI TEŞVİK EDİLECEK Avrupa’da, özellikle Fransa'nın öncülüğünde, kısa mesafeli uçuşların yerini düşük emisyonlu tren yolculuklarının alması isteniyor. 3 saatten az süren şehirlerarası tren bağlantıları varken uçuş yapılmasının engellenmesi bekleniyor. 1 saatten kısa süren uçuşlar için trenlerin kullanılmasına yönelik teşviklerin artırılması da planlanıyor. Türkiye’de ise benzer bir uygulamanın başlatılması için raylı sistem projelerinin tamamlanması hedefleniyor. HAVACILIK EMİSYONLARININ KÜRESEL PAYI Dünya ulaşım sektöründe toplam emisyon yılda 8 gigatonu aşarken, bu emisyonların yüzde 10’u havayolu taşımacılığından kaynaklanıyor. AB, elektrikli araçlarla bireysel otomobil emisyonlarını azaltmayı hedeflerken, uçaklar için de karbon salınımını sıfıra indirmeyi amaçlıyor. Avrupa'nın sıkılaşan kuralları ve Türkiye’nin gönüllü uygulama hazırlığı, çevre dostu bir ulaşım geleceği için önemli bir adım olarak görülüyor.

Dr. Dilek Gürsoy: Haber

Dr. Dilek Gürsoy: "Türkiye Kendi Yapay Kalbini Üretebilir"

İSTANBUL (İHA) - Avrupa’da yapay kalp nakli yapan ilk kadın cerrah olan Dr. Dilek Gürsoy, İstanbul’da düzenlenen Take Off Girişim Zirvesi’nde konuştu. Türk mühendislerinin ve kaynaklarının, yapay kalp üretiminde büyük potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Gürsoy, "Türkiye kendi yapay kalbini ve destekleyen pompalarını üretsin istiyorum. Çünkü Fransızlar, Amerikalılar, Çinliler, İsveçliler bu konuda önderler. Neden Türkiye olmasın diyorum. Ben çok çabuk bir şekilde iyi bir pompa üreteceklerinden eminim" dedi. YAPAY KALP ÜRETİMİ İÇİN DESTEK VE TECRÜBE HAZIR BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar'ın daveti üzerine Take Off Girişim Zirvesi'ne gelen Gürsoy, Türkiye’nin Aselsan gibi güçlü kuruluşlarla bu alanda önemli adımlar atabileceğini belirtti. Cerrahi anlamda ihtiyaç duyulacak tüm desteği sağlamaya hazır olduğunu ifade etti. Kalp yetmezliği nedeniyle nakil bekleyen hastalar için yapay kalplerin hayati önem taşıdığını söyleyen Gürsoy, dünyada kronik kalp yetmezliği yaşayan 30 milyon hastanın yalnızca birkaç çeşit pompaya bağımlı olduğunu belirtti. Yapay kalp cerrahisinde uzmanlaşmanın uzun bir süreç olduğunu ifade eden Gürsoy, "Asistan doktor olarak Avrupa'nın en büyük kalp merkezinde çalışmaya başladım. Kalp nakilleri yapılan yapay kalpler yapılan implante edilen bir hastanede başladım, ameliyatlarına girdim. Tecrübe kazanınca ameliyatları ben yapmaya başladım. Bu 10-15 senelik bir süreç. Yapay kalbin uzamanı olmanız için 1-2 sene yetmiyor. Hatta cerrahi anlamda impilante etmeye yeteneğiniz de yetmiyor. Buna çok büyük, uzun vadeli bir tecrübe lazım" dedi. Ameliyat kadar ameliyat sonrası süreçlerin de önemli oluğunu ekledi. YAPAY KALPLER VE GELECEĞİN TEKNOLOJİLERİ Gürsoy, tam yapay kalpte 5 yıl yaşayan bir hastalarının bulunduğunu, sol kalbi destekleyen cihazlarda ise 20 yıla kadar hastaların takip edildiğini belirtti. "Gelecekte kablosuz, sessiz ve uzun ömürlü yapay kalpler geliştirileceğini düşünüyoruz. Bu, teknolojik ve finansal yatırımlarla mümkün" dedi. GENÇ GİRİŞİMCİLERE İLHAM OLDU Türk gençlerini girişimcilik konusunda cesaretlendirmek istediğini belirten Gürsoy, başarı için inatçı olmanın, kendine güvenmenin ve yılmazlığın çok önemli olduğunu vurguladı. "Girişimciler, konfor alanından çıkıp büyük riskler almaktan korkmamalı" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.