Hava Durumu

#Eko Turizm

TOURISMJOURNAL - Eko Turizm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Eko Turizm haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Turizmde “sürdürülebilir” dönüşüm Haber

Turizmde “sürdürülebilir” dönüşüm

Coral Travel Group, Antalya’da iklim, enerji ve işletme alanlarında uluslararası uzmanların katılımıyla bir çalışma toplantısı düzenledi. Türkiye’nin önde gelen otel gruplarının yönetim kurulu başkanları ve üyelerinin de yer aldığı toplantıda, sürdürülebilirlik, yeşil dönüşüm ve bu dönüşümün finansmanı masaya yatırıldı. Katılımcılar, 2033’te 13 triyon dolara ulaşacağı öngörülen sürdürülebilir turizm pazarında başarı için yeni bir yaklaşım geliştirilmesi konusunda görüş alışverişinde bulundu. Küresel ısınma, günümüzün en büyük çevresel sorunlarından biri. Tüm alanlarda olduğu gibi turizm endüstrisi de bu mücadelede sorumluluk alarak sürdürülebilirlik odaklı adımlar atıyor. Endüstri, 2050 yılına kadar karbon emisyonlarını sıfırlamak hedefiyle yeşil dönüşüme yöneliyor. Bu dönüşüm sürecinin öncülerinden Coral Travel Group, Antalya Xanadu Resort Otel’de bir çalışma toplantısı düzenledi. Toplantıya, King’s College London İşletme Fakültesi Bankacılık ve Finans Bölümü’nden Prof. Marc Lepere, Energy & Environment Alliance (EEA) İcra Kurulu Başkanı Ms. Ufi Ibrahim ve TOBB Üniversitesi İşletme ve Finans Bölümü’nden Prof. Ali Alp, TÜROFED Başkanı Erkan Yağcı veAKTOB Başkanı Kaan Kavaloğlu’nun yanı sıra, Türkiye’nin önde gelen otel yatırımcı gruplarından Adalya, Aska, Barut, Champion, Eftalia, Ela, Kilit, Sherwood, Xanadu’nun ile Diana Turizm’in yönetim kurulu başkanları ile üyeleri katıldı. Sürdürülebilir turizm 7,5 kat büyüyecek Antalya’da düzenlenen toplantıda, aynı zamanda King's College London İşletme Fakültesi Yürütme Kurulu Üyesi ve ESG (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) ve Sürdürülebilirlik Bölüm Başkanı olan Prof. Marc Lepere’nin sunduğu veriler, sürdürülebilir turizmin geleceğine dair çarpıcı öngörüler içeriyor. Prof. Marc Lepere'nin paylaştığı güncel araştırmalara göre, küresel sürdürülebilir turizm pazarının 2033 yılına kadar 7,5 kattan fazla büyümesi bekleniyor. Farklı kaynaklardan derlenen veriler, sürdürülebilir turizmin: • 2023 yılında 1.71 trilyon dolar büyüklüğe ulaştığını, • 2033’ye kadar yıllık ortalama yüzde 17.3 büyüme ile 13 trilyon dolarlık (Custom Market Insights, 2025) bir hacme (Precedence Research, 2024) ulaşacağını ortaya koyuyor. • Sürdürülebilirlik yalnızca çevreci otellerin değil, aynı zamanda farklı seyahat segmentlerinin de öncelikli gündem maddesi hâline geliyor. Aile turizmi sürdürülebilir turizmin en büyük segmenti olmayı sürdürüken, tek başına seyahat edenler (solo travelers) ise yükselen bir trend olarak dikkat çekiyor. Lüks turizm pazarı, 2023’te 1.38 trilyon dolar büyüklüğe ulaşırken, 2032’ye kadar yüzde 7.9’luk büyüme ile 2.8 trilyon dolara çıkması bekleniyor (Grand View Research). Yeşil dönüşüm yatırımlarla mümkün Rakamları paylaşan Prof. Lepere, yeşil dönüşümün yalnızca bir etik tercih değil, aynı zamanda güçlü bir ekonomik fırsat sunduğunu vurguladı. Turizm yatırımlarının çevresel sürdürülebilirlik kriterlerine uygun şekilde yönlendirilmesi, sektörün hem risklerini azaltacak hem de finansal performansını güçlendirecek. “İklim riski artık sadece çevresel değil, aynı zamanda finansal bir risktir” diyen Lepere, otelcilik ve turizm sektörünün bu dönüşüme hızla adapte olmasının kritik olduğunu belirtti. Lepere, “Yeni düzenlemeler muhasebe uygulamalarını ve finansal piyasaları temelden dönüştürüyor. Otelcilik endüstrisinin bu değişime hızla uyum sağlaması, hem iklim risklerini azaltmak hem de rekabet gücünü artırmak açısından büyük önem taşıyor. Çünkü iklim riskleri yalnızca çevresel değil, aynı zamanda finansal risklerdir” dedi. Sürdürülebilir iş uygulamalarının, işletmelerin kârlılığını artırdığını ve gayrimenkul varlıklarının değerini koruduğunu belirten Prof. Lepere, yeşil enerji yatırımlarının doğru şekilde finanse edilmesinin bu açıdan kritik olduğunu vurguladı. Değişen küresel sermaye piyasalarında, şirketlerin kârlılıklarını ve varlık değerlerini korumak için sürdürülebilirlik, esneklik ve stratejik öngörüyü bir arada barındıran yeni bir bakış açısına ihtiyaç duyduğunu ifade etti. “Sektörün önemli yatırımcıları ile küresel bir koalisyon kuruyoruz” Energy & Environment Alliance (EEA) İcra Kurulu Başkanı Ufi Ibrahim ise otelcilik endüstrisinin küresel etkisine dikkat çekti: “Yatırımcılar ve liderler olarak attığınız adımlar yalnızca konaklama endüstrisinin geleceğini değil, toplumları, ekonomileri ve gezegenimizi de etkiliyor. EEA olarak amacımız; sizlere bilgi, teknoloji, iş birlikleri ve etki gücü sunarak bu dönüşümde liderlik etmenizi sağlamak. Çevresel ve sosyal liderliği finansal performansla birleştirmeye kararlı, ileri görüşlü yatırımcılar ve işletmecilerden oluşan küresel bir koalisyon inşa ediyoruz.” “Endüstrinin bilgiyle güçlenmesi için bir aradayız” Toplantıya ev sahipliği yapan Coral Travel Group Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Bektaş, buluşmanın önemine şu sözlerle dikkat çekti: “Türk turizmciler olarak çevreye karşı sorumluluğumuzun farkındayız ve sürdürülebilir turizm anlayışını benimsiyoruz. Bu noktadaki görevimiz, konaklama endüstrisinin önde gelen temsilcilerini, akademisyenleri ve uluslararası kuruluşları aynı platformda buluşturmaktır. Düzenlediğimiz çalışma toplantısı endüstrinin bilgiyle güçlenmesine katkı sağladı. Bu tür buluşmaların, yeni trendlere ve teknolojilere uyumu kolaylaştıracağına inanıyoruz.” Toplantı sonunda, sürdürülebilirlik, esneklik ve stratejik öngörüyü birleştiren ortak bir yaklaşım geliştirmek amacıyla King’s College, EEA ve Türk otelciler arasında ortak bir çalışma yürütülmesine karar verildi. Sürdürülebilir Turizm Nedir? Sürdürülebilir turizm; mevcut ve gelecek nesillerin çevresel, ekonomik ve sosyo-kültürel ihtiyaçlarını gözeten, doğal kaynakların korunmasını, yerel halkın refahını ve kültürel mirasın yaşatılmasını esas alan bir yaklaşımı ifade eder. Bu anlayış, turizmin kalkınmaya katkı sunarken doğaya, topluma ve ekonomiye zarar vermemesi gerektiğini savunur. Sürdürülebilir turizm pazarı ise, turizm faaliyetlerinin çevresel etkilerini en aza indirirken sosyal sorumluluğu gözeten işletmeleri, hizmetleri, ürünleri ve yatırımları kapsayan ekonomik ekosistemi tanımlar. Bu pazar; yeşil otellerden karbon ayak izini düşüren seyahat seçeneklerine, yerel üreticiyle işbirliği yapan işletmelerden doğa temelli turlara kadar geniş bir yelpazeyi içine alır. Artan çevresel bilinç ve düzenleyici baskılar, sürdürülebilir turizm pazarının hızlı büyümesine zemin hazırlamaktadır. Coral Travel Group Hakkında: 1992 yılında kurulan Coral Travel Group, 33 yılda 35 milyondan fazla turiste hizmet vererek Türkiye ve Avrupa’nın lider gruplarından biri haline gelmiştir. Tur operatörlüğü, konaklama, destinasyon hizmetleri, havacılık, seyahat acenteliği, bilgi teknolojileri ve güvenlik alanlarında güçlü markalarıyla faaliyet gösteren grup, 23 ülkedeki 38 şirketi ve 6 binden fazla çalışanıyla yılda yaklaşık 3,5 milyon turiste hizmet sunmaktadır. Coral Travel Group, Coral Travel markasıyla 15 ülkede tur operatörlüğü ve satış acenteliği hizmeti vermektedir. Destinasyon hizmetlerinde ODEON Tours (Türkiye, Mısır, Yunanistan, İspanya, BAE, Tayland, Tunus, Vietnam), konaklama sektöründe ise Coral Group Hotels çatısı altındaki Seven Seas Hotels, Marvida Hotels ve Xanadu Resort markalarıyla yer almaktadır. Ayrıca, otel yatak bankası alanında ODEONBEDS, bilgi teknolojilerinde ODEON Yazılım ve Teknoloji, güvenlik sektöründe ise ODEON Güvenlik ve Danışmanlık markalarıyla geniş bir hizmet ağı sunmaktadır. Coral Travel Group, kalite ve müşteri memnuniyetini esas alarak yeni pazarlar ve destinasyonlarda büyümeye devam etmektedir. Bilgi için: MPR İletişim Danışmanlığı Taner Gezer, (532) 357 65 37, tgezer@mpr.com.tr

Burdur'a lavantalı eko turizm Haber

Burdur'a lavantalı eko turizm

Doğal şifa kaynaklarından biri olan ve ilk baharın gelmesiyle birlikte şahlanan adaçayları çiçek açmaya başladı. Burdur’da Lavanta Deresi’ne dikilen adaçaylarının çiçek açmasıyla birlikte tarlalar mora büründü. Litresi 1000 ile 1500 TL arasında satışa sürülen adaçaylarına ise ilgi büyük. Burdur’da 2005 yılında Burdur Gölü’nü kurtarmak amacıyla başlatılan Lisinia Projesi çerçevesinde tarlalara mısır ve yoncaya göre daha az su tüketen gül, lavanta ve adaçayı gibi bitkiler dikilmişti. Böylelikle susuz tarım faaliyetleri gerçekleştirilerek göl ve yer altı içme sularının daha az kullanımı sağlanıyor. Burdur’un Yeşilova ilçesi Akçaköy’de bulunan Lavanta Deresi olarak adlandırılan bölgede yaklaşık 900 dekar alana dikilen adaçayları iklim değişikliği nedeniyle erken çiçek açınca tarlalar mora büründü. Salda Gölü ile Burdur Gölü’nü birbirine bağlayan Lavanta ve gül yolu üzerinde bulunan tarlalar aynı zamanda eko turizme de büyük katkı sağlıyor. Temmuz ile Ekim arasındaki hasat edilen adaçayının hem kurusu hem de yağı farklı alanlarda kullanıldığı için büyük ilgi görüyor. Adaçayı yağının kilosu geçtiğimiz yıl 1000 ile 1500 TL arasında satılırken üreticiler bu seneki fiyatların daha da artacağını düşünüyor. Susuz tarım projesi ile birlikte bölgeye adaçayı dikerek eko turizmin canlanmasına öncülük edenlerden biri olan Lisinia Doğa Projesi kurucusu Veteriner Öztürk Sarıca; “2005’te başladığımız Lisinia Projesi çerçevesinde özellikle Burdur Gölü’nü ve gelecek nesillerin içme sularının kurtarılması noktasında yaptığımız çalışmalarla birlikte Akçaköy’de adaçayı tarımına başladık. Adaçayı hiç su tüketmeden yetişebilen bir bitki. Aynı zamanda uluslararası piyasada ciddi anlamda ülkemize döviz kazandırabilen bir bitki. Adaçayının hem kurusu hem de yağı uluslararası piyasalarda ve Türkiye’de satılabiliyor. Yaklaşık 900 dekarlık alanda biz adaçayı üretimi yapıyoruz. Bu yıl iklimsel şartların birazcık değişmesi ile birlikte adaçayları da biraz erken açmış durumda. Tabii ki lavantadan sonra en ciddi mor görüntüyü biz adaçayında gördük. Uçsuz bucaksız adaçayı bahçelerinde şu an hem eko turizme adaçayı bahçelerini kazandırmış durumdayız hem de insanların gelip de görebileceği ve rahatlayabileceği o mor görüntüyü adaçaylarında yakalayabilme durumları var” şeklinde konuştu. Birçok hastalığa karşı doğal çözüm yolu Adaçayının birçok hastalığa iyi geldiğini bu yüzden de çok fazla tercih edildiğini de dile getiren Öztürk Sarıca, “Adaçayı özellikle mide ağrılarında, Helikobakter Plori’nin sebep olduğu gastritlerde çok etkili. Diğer taraftan Staphylococcus Aureus’un sebep olduğu diğer hastalıklarda da çok etkili. Bunun yanında sindirim sistemi problemlerinde, özellikle gaz problemlerinde, çocukların gaz problemlerinde çok ciddi anlamda adaçayı kullanılabiliyor. Bunun yanında adaçayı sadece antimikrobiyal olarak bakterileri öldürmüyor. Bunun yanında mantarlarda ve birçok virüse karşı da etkili. Dolayısıyla hayatımızın her noktasında adaçayı kullanma şansımız var. Özellikle geçmeyen boğaz ağrılarında, Streptokok dediğimiz antibiyotiklere karşı dirençli olan bakterileri de öldürme durumu var” dedi. Susuz yetişiyor, bin ile bin 500 TL arasında satılıyor Adaçayının yüksek kesimlerde susuz yetiştiğini ve litre fiyatının bin ile bin 500 TL arasında değiştiğini de belirten Sarıca, “Adaçayı 800 ile 900 arasındaki rakamlarda damlama sulama sistemiyle yetişebiliyor, onun üzerindeki rakımlarda ise susuz olarak yetiştirilebiliyor. Şu an biz Akçaköy Lavanta Deresi’nde yaklaşık 900 dekarlık adaçayı bahçelerimizde, tarlalarımızda hiç su kullanmadan bu üretim yapabiliyoruz. Adaçayı hasadı temmuz ayında başlayıp ekim ayı sonun kadar devam ediyor. Uzun bir hasat dönemi var. Yani belirli bir ayda hasadını yapmak zorunda değilsiniz. Hasadı gelen tarlaları zamanında işleyebilme şansınız var. Adaçayının hem kurusu hem de yağı değerlendirildiği için bu süreçte gelen taleplere göre ister yağını çıkartabiliyorsunuz ya da kurusunu yapıp iç piyasaya ve uluslararası piyasaya satabiliyorsunuz. Ada çayının geçen yılki litre fiyatı 1000 TL ise 1500 TL arasındaydı. Tabii ki bu yılki fiyatlar henüz daha ürün çıkmadığı için açıklanmış değil ama zannediyorum daha cazip fiyatlara doğru gelişecek” sözlerini sarf etti. Hasat ettikleri adaçaylarını farklı alanlarda kullandıklarını söyleyen Öztürk Sarıca, “Adaçayını hasat ettikten sonra büyük bir kısmını Lisinia proje alanındaki distilasyon tesislerimizde yağını çıkartıyoruz. Yağını çıkarttıktan sonra bu hem yağ olarak satılabiliyor hem de burada eko turizme gelen kişiler tarafından 10’ar gramlık şişelerde satış yapılıyor. Bunun yanında kozmetik alanda veya yağ karışımlarında burada işlemlerden geçtikten sonra satışa sunuluyor” dedi.

Tunceli'den eko turizm atağı Haber

Tunceli'den eko turizm atağı

Türkiye'nin önemli milli parklarından Munzur Vadisi Milli Parkı'na sahip Tunceli, temiz havası, su kaynakları, yaban hayatı ve endemik türleriyle görülmeye değer yerler arasında bulunuyor. Kentin tarihi, doğal ve kültürel güzelliklerinin tanıtılması amacıyla Fırat Kalkınma Ajansınca bir süre önce "Fırat Yolu Tunceli Etabı" projesi hayata geçirildi. Proje kapsamında Düzgünbaba Dağı, Mercan Vadisi, Sağman köyü, Salördek ormanları, Buyer Buzul Gölü, Ali Boğazı Vadisi girişi, Ekirek Şelalesi, Tağar Köprüsü, İn Delikleri, Masum-u Pak Kalesi, Sarısaltuk Ziyareti, Sülbüs Dağı, Çarçurlu Vadisi, Ganihesen Yaylası, Kırkmerdiven Şelaleleri, Ağdat köyü, Bağırpaşa Dağı, Ağaçpınar köyü, Dinar Kanyonu, Rabat Vadisi ve Nav Gölü'ne gezi rotaları oluşturuldu. Bölgeye daha çok turist gelmesi için de Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) yetkilileri işbirliğinde 18 tur acentesinin sahipleri Tunceli'ye davet edildi. Yaklaşık bir hafta boyunca il merkezi ve ilçeleri ziyaret eden acente sahipleri, kalkınma ajansınca hazırlanan rotaları rehberler eşliğinde gezerek incelemelerde bulundu. Etüt çalışmaları yaparak raporlar hazırlayan acenteler, bundan sonra kente daha çok tur kafilesi getirmeyi amaçlıyor. "Tunceli'nin cazibesiyle diğer bölge illerimizin de ziyaretçi sayısını artırmaya çalışıyoruz" Fırat Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Abdulhavap Yoğunlu, AA muhabirine, bölgenin sosyal ve ekonomik gelişimine turizmin büyük katkı sunduğunu söyledi. Tanıtım ve markalaşma çalışmaları yürüttüklerini belirten Yoğunlu, "Bizler Malatya ile Elazığ'da daha önce yürüyüş ve bisiklet rotalarımızı ortaya çıkarmış, TÜRSAB'a bağlı acentelere tanıtmıştık. Bu sene de Bingöl ve Tunceli'de trekking rotaları ortaya çıkardık. Bu kapsamda rotalarımızı ulusal ve uluslararası trekking turları düzenleyen TÜRSAB'a bağlı 18 acenteye gezdiriyoruz. Acenteler bu sayede Tunceli'deki gezi rotalarına tur düzenlemeden önce etüt çalışmaları yapıyor." dedi. Tur acentelerinin Tunceli'ye yoğun ilgi gösterdiğini dile getiren Yoğunlu, "Tunceli'nin cazibesiyle diğer bölge illerimizin de ziyaretçi sayısını artırmaya çalışıyoruz. Tabii yaptığımız çalışmalar tüm paydaşlarımızla sahiplenildikçe buraya gelen ziyaretçi sayımız artıyor. Tunceli son 4-5 yıldır özellikle doğa ve kültür turizmine yönelik önemli turlar alıyor." ifadelerini kullandı. Özel bir turizm firması sahibi Asuman Bilgiç de acente sahiplerinin kentin kültürel, tarihi ve doğal mekanlarından çok etkilendiğini dile getirdi. Tunceli'de el değmemiş çok sayıda güzelliğin bir arada bulunduğunu vurgulayan Bilgiç, "Fırat Kalkınma Ajansı'nın projesiyle bölgeye gelecek turistlerle halkı kesiştirmek istiyoruz ve böylece yöre halkının gelir elde etmesini sağlayacak çalışma yaptık. Açmış olduğumuz doğa yürüyüşü rotalarında ailelerle ve köylülerle görüştük. Turlar geldiği zaman Tunceli'de yaşayan vatandaşlar, ürettikleri ürünleri satabilecek." diye konuştu.

Aladağ eko turizmde hedef büyüttü: 1 milyon ziyaretçi bekleniyor Haber

Aladağ eko turizmde hedef büyüttü: 1 milyon ziyaretçi bekleniyor

Adana'da 7. Uluslararası Lezzet Festivali'ne Aladağ ilçesi doğasını ve endemik bitki çeşitliliği ön plana çıkaran konseptle katıldı. Aladağ Belediye Başkanı Mustafa Akgedik, 15 bin nüfuslu ilçenin doğa, ekoloji ve spor dalları ile yıllık 500 bin ziyaretçi sayına ulaştığını ifade ederek hedeflerinin ilçede 1 milyon ziyaretçi olduğunu kaydetti. Adana'da 7. Uluslararası Lezzet Festivali'ne Aladağ’ın doğasını ve endemik bitki çeşitliliği ön plana çıkaran konsept ile katılan Aladağ Belediye Başkanı Mustafa Akgedik, 15 bin nüfuslu ilçenin doğa, ekoloji ve spor dalları ile yıllık 500 bin ziyaretçi sayına ulaştığını ifade ederek hedeflerinin ilçede 1 milyon ziyaretçi olduğunu kaydetti. Akgedik, “Torosları Çukurova’ya getirdik. Artık Çukurova’yı oraya taşıyacağız. Kuzeyin tatlarını yerinde vatandaşlarımıza sunacağız. Bundan sonraki süreçte Çukurova’yı Toroslara taşıyacağız. Olmadı Adana’yı Aladağ’ımıza bağlarız. Aladağ dünyanın endemik türleri olan en önemli noktasından biri. Farklı rakımlar ve yüzde 80’i orman olan bir ilçe doğa turizmi ve doğa sporları ile değerlendirmeye çalışıyoruz. Yılda 500 bin ziyaretçiye ulaştık hedef bir milyon ziyaretçiye ulaşmak. Turizm alt yapısı güçlendikçe birçok turizm değeri ortaya çıktı. Gizlediğimiz hazineler var onları da yakında gün yüzüne çıkaracağız” diye konuştu. Aladağ’da ardıç ile sedir ağaçlarının sunduğunu şifayı pekmez ve şurup olarak hazırladıklarını kaydeden Aladağlı Ferdi Kaplan festivalde ilginin yoğun olduğunu kaydetti. Festivalde kara kazanda ardıç pekmezi hazırlayan Beyhan Tuğ ve eşi Hasan Tuğ, 1800 rakımda doğadan gelen şifalı lezzeti katılımcılara sunduklarını kaydederek festivalde Aladağ’a ilginin çok yoğun olduğunu kaydetti.

Eko turizmi canlandırmak için 50 bilim insanı buluşuyor Haber

Eko turizmi canlandırmak için 50 bilim insanı buluşuyor

Düzce Üniversitesi uluslararasılaşma ve sürdürülebilirlik çalışmaları dahilinde Avrupa Birliği Horizon Europe projesi olan MARGISTAR: Marjinalleşmiş Dağlık Alanların Yeniden Canlandırılması için bir Avrupa forumu dahilinde 6-7 Eylül 2023 tarihlerinde Düzce Üniversitesi ev sahipliğinde çalıştay düzenleyecek. Ulusal ve uluslararası birçok projeye imza atan Düzce Üniversitesi, düzenlediği uluslararası çalıştayda; Avrupa Birliği Horizon Europe projesi COST (European Cooperation in Science and Technology) CA21125 - A European forum for revitalisation of marginalised mountain areas (MARGISTAR: Marjinalleşmiş Dağlık Alanların Yeniden Canlandırılması için Bir Avrupa Forumu) Aksiyonu çerçevesinde MC (Management Committee: Yönetim Kurulu) ve CG (Core Group: Çekirdek Grup) üyelerinin oy birliği ile WG2 (Working Group 2: Çalışma Grubu 2) çözüm önerileri için çalıştayda bir araya gelecek. Çözüm için geliştirdikleri projeleri paylaşacaklar Avrupa’nın 21 farklı ülkesinden toplam 50 bilim insanı ve araştırmacının katılacağı çalıştayın ilk gününde açılış konuşmalarının ardından Birleşmiş Milletler Orman Forumu (UNFF: United Nations Forum on Forests) Başkan Yardımcısı ve Orman Genel Müdürlüğü Başmüfettişi İsmail Belen, “Türkiye’nin Dağlık Alanlarında Sürdürülebilir Orman Yönetimi” konusunda davetli konuşmacı olarak sunum yapacak. Ardından Cost Aksiyonu çerçevesinde Avrupa’nın farklı ülkelerindeki dağlık alanlarda yaşanan sorunlara ilişkin örnek olay çalışmaları sunulacak. Çalıştay dahilinde Düzce Valiliği, Düzce Belediyesi, Kültür Turizm Müdürlüğü, Bolu ve Sakarya Orman Bölge Müdürlüğü temsilcileri ile uluslararası bilim insanları ve katılımcılar tanışma fırsatı bularak, ikili iş birlikleri hakkında karşılıklı görüşmeler yapacaklar. Düzce’de tanıtılacak Çalıştayın ikinci gününde ise; Düzce yöresinin dağlık alanlarına arazi gezisi yapılacak. Efteni Gölü Sulak Alanı ve Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Güzeldere Şelalesi Tabiat Parkı, Kardüz Yaylası dağlık alanlarında yaşayan yerel halklar ile dağlık alanların yönetiminden sorumlu paydaşlarla yerinde görüşmeler gerçekleştirilecek. Çalıştay ile yurtdışından gelen katılımcılara Düzce ilinin coğrafi işaretli ürünleri ile birlikte doğal ve kültürel değerlerin tanıtılması da hedefleniyor.

Tunceli'de eko turizm Haber

Tunceli'de eko turizm

Şelale, yayla, akarsu ve gölleriyle öne çıkan Ovacık, her geçen yıl daha çok yerli ve yabancı turistin rotasına giriyor. Özellikle yaz aylarında ilçede tatil yapmayı tercih eden misafirler, çadır kamp alanları, bungalov evler ve butik otellerde konaklıyor. Tabiatla iç içe vakit geçiren ziyaretçiler, ilçedeki bazı işletmecilerce organize edilen kano turlarına da yoğun katılım gösteriyor. Rehberler eşliğinde araçlarla Hozat Köprüsü mevkisine götürülen tatilciler, burada gerekli eğitimleri aldıktan sonra kanolara biniyor. Gruplar halinde Munzur Çayı’nın berrak sularında kürek çeken tatilciler, yaklaşık 6 kilometrelik parkurda seyahat ediyor. Heyecanlı anlar yaşıyorlar Tatilciler, bazı alanlarda da kanolarla çaydaki yüksek dalgaların arasına giriyor. Kentte sportif faaliyetlerle ilgilenen Cemal Akbayin, AA muhabirine, Tunceli'nin doğa ve su sporlarına elverişli ortamlarının olduğunu söyledi. Bölgede son yıllarda raftingin yanı sıra kanonun da ilgi gördüğünü ifade eden Akbayin, şöyle konuştu: "Ovacık'taki Munzur Çayı şu an çok güzel. Su çok dalgalı değil ama menderesler oluşturarak akması eşsiz manzaralar sunuyor ve buna da kano çok yakışıyor. Parkurun en başından kano botuna binip geldiğimiz zaman yemyeşil kavak ve söğüt ağaçlarının arasından geçiyoruz. Munzur Çayı ve çevresindeki tüm güzellikleri görme fırsatımız oluyor. Birçok il ve ilçeden buraya turistler geliyor. Biz de onlar geldiği zaman sportif aktivite yapmalarını sağlıyoruz ve kanoya binenler çok mutlu oluyor." "Parkur çok güzeldi ve 6 kilometre kürek çektik" Doğaseverlerden Suat Eren ise suya girme korkusu olmasına rağmen ilk defa kanoya bindiğini dile getirdi. Eren, Munzur Çayı'nda kano turu yapmanın heyecanlı olduğunu ifade ederek, "Parkur çok güzeldi ve 6 kilometrelik bir alanda kürek çektik. Bazı yerlerde dalgalar yüksekti ama genel olarak çayın suları kano yapmaya uygundu. O enerjiyi yaşamak muhteşemdi." dedi. Milli sporcu Şara Akbayin de kano turlarının Hozat Köprüsü'nden başlayarak ilçe merkezi yakınlarında sonlandırıldığını anlattı. Akbayin, "Bazen tek bazen de iki veya üç kişi bindiriyoruz. Buraya gelen vatandaşlar, hem tatillerini değerlendiriyor hem de Munzur Çayı'nın berrak sularında farklı bir aktivite yapmış oluyor." diye konuştu.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.