Hava Durumu

#Düğmeli Evler

TOURISMJOURNAL - Düğmeli Evler haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Düğmeli Evler haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İbradı, Tarihi Düğmeli Evler Turizme Kazandırılıyor Haber

İbradı, Tarihi Düğmeli Evler Turizme Kazandırılıyor

Antalya'nın İbradı ilçesine bağlı Ürünlü Mahallesi'nde, dedelerinden miras kalan tarihi düğmeli evler, Kültür ve Turizm Bakanlığının sağladığı milyonluk hibe destekleriyle restore edilmeye başlandı. Antalya'nın İbradı ilçesi Ürünlü Mahallesi'nde bulunan 150-300 yıllık düğmeli evler, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın "Taşınmaz Kültür Varlıklarına Yardım Sağlanmasına Dair Yönetmelik" kapsamında desteklediği proje kapsamında aslına uygun restore ediliyor. Yöre halkı, hem ata yadigarı evleri yaşatmak hem de bölgenin turizme kazandırılması amacıyla düğmeli evlerin restorasyon çalışmalarına büyük önem veriyor. Tarihi dokusuna sadık kalınarak yapılan restorasyonlar sayesinde, mahalledeki birçok yapı turizm açısından cazibe merkezi haline gelmeye başladı. "Dedemden kalan 150 yıllık tarihi miras" Ürünlü mahallesinden Fatih Özcivan, dedesinden miras kalan, hatta dedesinin taş ve marangoz ustası olan dedesi Alim usta tarafından yapılan düğmeli evi Kültür ve Turizm Bakanlığının vermiş olduğu 2 milyon lira hibe desteği ile yeniden ayağa kaldırdıklarını söyledi. Verilen destekten dolayı teşekkür eden Özcivan, "Yıllardır yıkılmaya yüz tutmuş dedemin bizzat kendisi tarafından yaptığı düğmeli ev yıkılma tehlikesi ile karşı karşıyaydı. Ev koruma altıda ve tescilli bir yapıydı. Öncelikle proje hazırlattık. Yine bakanlık proje içinde destek verdi. Projemiz onaylandıktan sonra ise evin restorasyonu için hibe desteği verildi" dedi. "Çocukluğumuz bu evde geçti" Kendisinin bu evde doğduğunu ve çocukluğunun bu evde geçtiğini anlatan Özcivan, "Düğmeli ev dedemden anneme miras kaldı. Çocukluk yıllarımızdan sonra uzun yıllar Antalya'da kaldık. Uzun yıllar ev ile ilgilenemedik. Adeta oturulamaz haldeydi. Bakanlığımızın verdiği destekle ayağı kaldırdık. Evin durumuna üzülüyorduk. Ata Yadigarı ayağı kalksın istiyorduk. Çok şükür Bakanlığımın verdiği destekle ayağı kaldırdık. Bizde gelecek nesillere bırakarak onlarda devam etsin istiyoruz" şeklinde konuştu. "Dedem Alim ustanın yörede çok emekleri var" Dedesinin çok iyi bir taş ve ağaç işlemeciliği ustası olduğunu dikkat çeken Özcivan, "Dedem evi 150 yıl önce kendisi yapmış. Dedem Alim Usta yörede çok evde emeği var. İnşaat ustası. Ağaç işleriyle, taş işleriyle meşhur. 90 yaşlarında vefat eder. Sonra babam da inşaat ustası. O da bir miktar evin tamiratında ilgilenir. Ama Antalya'da olduğumuz için yeterince ilgilenemedik. İki katlı gördüğünüz gibi ev. Üste beş oda var. Balkon var. Küçük bahçe. Şimdi rahmetli dedem Alim Ustanın evini ayağa kaldırdığımız için çok mutluyum. Bizden önce köyümüzde 10 civarında daha tarihi düğmeli ev restore edildi. Dolayısıyla çok memnunuz. Kültür ve Turizm Bakanlığımıza çok minnettarız bu konuda. İnşallah diğer evler de restore olur" şeklinde konuştu. "Bu konakta doğdum" Restorasyonu tamamlanan bir başka düğmeli evin mirasçılarından Hatice Sacide Gözüpek dedelerinden miras kalan 200-250 yıllık 3 katlı tarihi düğmeli evi ayağa kaldırmanın mutluluğu içerisinde olduğunu söyledi. 60 yıl önce bu tarihi düğmeli evde dünyaya geldiğini anlatan Gözüpek, "Bu konak babamın dedesinden kalma bir konak. Yıllarca atıl kaldı. Fakat Kültür ve Turizm Bakanlığı sayesinde hibe desteği ile birlikte Bakanımız kültürümüz gelişsin diye, düğmeli evlerimiz atıl kalmasın, çökmesin diye bizlere bir ödenek sağladı. 3 katlı düğmeli evimizin restorasyonu için için 2 milyon 200 bin lira civarında bir ödenek aldık. Bütün mirasçılar da katkıda bulunarak konağa ayağı kaldırdık. Babamın dedesine Şükrü Yılmazsoy' ait 250 yıllık 3 katlı bir ev. Altlar ahır. Orta kat genelde kış dönemlerinde kullanılıyor. En üst katta da kafesler var. Kafeslerde yazlık olarak kullanılan bölümleri var. Bizler de inşallah bizden sonraki nesilde bu şekilde bırakacağız. 200 -250 yıl yaşamış. bizden sonraki nesilde de yaşasın diliyoruz" diye konuştu. "Cazibe merkezi" Dünyaca ünlü Altınbeşik Mağarasının da Ürünlü Mahallesi sınırları içerisinde olması ile önemli bir alternatif turizm potansiyeline sahip. Yöre halkı, hem ata yadigarı evleri yaşatmak hem de bölgenin turizme kazandırılması amacıyla düğmeli evlerin restorasyon çalışmalarına büyük önem veriyor. Tarihi dokusuna sadık kalınarak yapılan restorasyonlar sayesinde, mahalledeki birçok yapı turizm açısından cazibe merkezi haline gelmeye başladı. Mahalle sakinleri ise "Dedelerimizin emaneti olan bu evleri gelecek nesillere taşımak istiyoruz. Sağlanan destekler bize büyük güç verdi" diyerek memnuniyetlerini dile getiriyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün taşınmaz kültür varlıklarına yardım sağlanmasına dair yönetmelik kapsamında Antalya Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü'nün denetiminde gerçekleşen hummalı çalışmalar, tarihi dokuyu koruyarak yapılan restorasyonları ortaya çıkarıyor. Bu projeler, sadece tarih severleri değil, aynı zamanda bölge turizmine de katkı sağlayacak şekilde tasarlanıyor.

Akseki’nin Sarıhacılar Köyü Litvanyalı Turistlerin Gözdesi Oldu Haber

Akseki’nin Sarıhacılar Köyü Litvanyalı Turistlerin Gözdesi Oldu

Antalya'nın Akseki ilçesine bağlı tarihi Sarıhacılar köyü, İpek Yolu üzerinde düzenlenen kültür ve doğa yürüyüşleriyle yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Antalya'nın Akseki ilçesine bağlı tarihi Sarıhacılar köyü, Litvanya'dan gelen turist kafilelerinin yeni gözdesi oldu. Turizm firmaları tarafından düzenlenen kültür turları kapsamında köyü ziyaret eden Litvanyalı turistler, tarihi camiyi, düğmeli evleri ve İpek Yolu güzergâhını gezerek geçmişle iç içe bir gün geçirdi. Köyün taş ve ahşaptan yapılmış düğmeli evleri ile yüzlerce yıllık geçmişe sahip camisini hayranlıkla gezen Litvanyalı turistler, rehberlerden köyün tarihi ve mimari özellikleri hakkında bilgi aldı. Ziyaretçiler, özellikle Osmanlı döneminden günümüze ulaşan evlerin dokusunu korumasına ve İpek Yolu üzerindeki eski ticaret kültürüne büyük ilgi gösterdi. Sarıhacılar halkı ise Litvanyalı misafirlere yöresel ürünlerden oluşan köy kahvaltısı ikram ederek sürpriz yaptı. Gözleme, pekmez, reçel, keçi peyniri ve doğal baldan oluşan kahvaltı, turistlerden tam not aldı. Turistlerin her birine yörenin ada çayı hediye edildi. Köyü gezen Litvanyalı turistler, Sarıhacılar'ın doğal güzelliği ve misafirperverliğinden etkilendiklerini belirterek, "Kendimizi geçmişin içinde bir film sahnesinde gibi hissettik" dedi. Lüftanyalı turistlerden oluşan 50 kişilik bir grup, kültür ve doğa turu kapsamında Sarıhacılar'a gelerek hem tarihi hem de doğal güzellikleri yerinde görme fırsatı buldu. Osmanlı döneminden kalma cami ile geleneksel köy evlerini ziyaret eden turistler, ardından tarihi İpek Yolu'nun bir bölümünde yürüyüş yaptı. Tur rehberi ve firma sahibi Mustafa Erkut, 9 yıldır bölgeye turist getirdiğini belirterek, "Bu yıl 10. yılımız olacak. Her geçen yıl artan bir grafik görüyoruz. Geçen sene Türkiye genelinde 30 bin Litvanyalı turisti ağırladık. Özellikle köy, kültür ve doğa turizmine büyük ilgi gösteriyorlar" dedi. "Köy halkı bizi kahvaltı ile karşıladı" Erkut, Sarıhacılar halkının misafirperverliğini anlatarak, "Bugün sağ olsun köy halkı bizleri çok güzel bir kahvaltıyla karşıladı. Yöresel incir reçellerinden, pişilerden, yufkalardan yedik. İnanılmaz samimi bir ortam vardı. Hatta bir turistimiz, ‘Böyle bir ortamı parayla hiçbir yerde bulamam,' dedi. Bu sözleri duymak insanın bu işe olan sevgisini artırıyor" ifadelerini kullandı. "Düğmeli evler turistleri etkiliyor" Turistlere köydeki geleneksel düğmeli evlerin tarihini ve mimarisini de anlattıklarını belirten Erkut, "Evlerin ahşap ve taş karışımı yapısı onları çok etkiliyor. ‘Bu kadar taş var, nem olmaz mı?' diye soruyorlar. Ben de ‘İşte o yüzden bu ağaçlar evin nefes almasını sağlıyor,' diyorum. Bu açıklama onları şaşırtıyor. Normalde burada 1,5 saat kalıyoruz ama bugün sanırım 3 saatten çıkamayacağız. Çünkü çok mutlular, ben de onların keyfini bozmuyorum." diye konuştu. "Bu yıl 82 tur düzenledim" Bu yıl Sarıhacılar köyüne 82'nci turunu gerçekleştirdiğini ve yaklaşık 12 bin Litvanyalı misafir getirdiğini belirten rehber Erkut, Sarıhacılar'ın kendisi için özel bir yere sahip olduğunu vurgulayarak, "Çok köy gezdim ama buradaki doğallığı hiçbir yerde yakalayamadım. Diğer köylerde modernleşme başlamış, yeni yapılar, internet, pimapenli evler var. Ama burada öyle değil. Burada her şey doğal haliyle korunuyor. Beton yapı girmemiş muhteşem bir köy. Bu doğallık hem bizi hem de turistleri büyülüyor. İlk kez gelen herkes adeta buraya aşık oluyor. İnşallah bu doğallık hep böyle korunur." dedi. Litvanya'dan gelen turist Robertas Matusevıcıus, ilk defa böyle bir dağ köyünü ziyaret ettiğini belirterek, etrafın kayalık yapısı ve köy evlerinin farklı mimarisinin kendisini çok etkilediğini söyledi. Camiye hayran kaldığını, içindeki atmosferin caminin ne kadar eski olduğunu hissettirdiğini ve burada duygusal anlar yaşadığını ifade etti. "Tekrar geleceğim" Köyde verilen kahvaltı ve köy halkının misafirperverliği de Robertas'ın beğenisini kazandı. Daha önce tatmadığı incir reçelini ve köy ekmeğini denediğini, peynirlerin özellikle keçi peynirinin çok lezzetli olduğunu dile getirdi. Ziyaretin unutulmaz bir anı olduğunu belirten turist, en kısa zamanda tekrar gelmek istediğini söyledi. "Türkiye'ye 12 kez geldim fakat buradan çok etkilendim" Köyü ziyaret eden Litvanya'lı turist Ingrıda Yaıcıulyte ise, daha önce 12 kez Türkiye'ye geldiğini ancak ilk kez bu kadar otantik bir köy gördüğünü belirterek, "Gerçekten çok etkilendim. Burada yapılan kahvaltıda tattığım lezzetleri daha önce hiç yememiştim. Özellikle köy halkının hazırladığı pişi, reçeller ve yöresel kekik çayı çok hoşuma gitti. Hatta yanımda kekik çayı da aldım. Bundan sonraki Türkiye ziyaretlerimde de bu tarz yerleri gezmeye devam edeceğim" dedi. Köy halkından Fatma Genç, bu yıl Sarı Aşılar köyüne Litvanyalı grupların özel bir ilgisi olduğunu belirtti. Son yıllarda Litvanyalılardan yoğun katılım olduğunu, ancak bu yıl ziyaretlerin daha da arttığını ifade eden Genç, 2025 yılında yaklaşık 12 bin Litvanyalı misafirin köyü ziyaret ettiğini söyledi. Fatma Genç, "Misafirlerimiz köyümüzden, özellikle tarih ve kültürümüzden çok memnun ayrılıyorlar. Bugün onlara bir sürpriz hazırladık, yöresel kahvaltıda misafir ettik. Yufka ekmeğimiz, peynir çeşitlerimiz ve köyümüzde yetişen kekik ile ada çayımızı ikram ettik. Hepsi çok beğendi, çok mutlu oldular. Biz de çok mutlu olduk. İnşallah gelecek sene daha da kalabalık olarak tekrar bekliyoruz" dedi. Kültür turlarının önümüzdeki aylarda da devam edeceği, Litvanya'dan yeni kafilelerin bölgeye geleceği öğrenildi.

Ormana’da 50 Yaş Üstü Kadınlardan Futbol Turnuvası Haber

Ormana’da 50 Yaş Üstü Kadınlardan Futbol Turnuvası

Antalya'nın İbradı ilçesine bağlı, Torosların zirvesindeki tarihi düğmeli evleri ve 57 yıllık üzüm festivali geleneğiyle Dünya Turizm Örgütü tarafından '2024 Dünyanın En İyi Turizm Köyü' seçilen Ormana köyünde 50 yaş üzeri kadınlar futbol müsabakasıyla spor farkındalığı oluşturmaya çalıştı. Antalya'nın İbradı ilçesi Ormana mahallesinde bulunan ASKF İbradı Ormana Spor Köyü Tesisleri'nde düzenlenen ve Ormanalı kadınlardan oluşan iki takımlı müsabakada mavi takım, sarı takımı 6-1 yenerek turnuvanın şampiyonu oldu. Şampiyon takıma Antalya Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu tarafından özel olarak hazırlattırılan kupa verildi. Ormanalı kadınların oluşturduğu futbol takımının maçını izleyen Antalyaspor Scout Şefi Mustafa Öğut, "Ormana spor köyüne geldiğimde bayan takımlarının futbol oynadığını gördükçe gerçekten çok gururlandım. Ben de geçmişte Antalyaspor bayan futbol takımı çalıştırmıştım ve bayan futbol takımını Türkiye şampiyonu yapmışlığım vardır. Sporun her türlüsü güzeldir. Şu gördüğüm anne ve anneannelerin futbol oynamaları o kadar sevindirici ki anlatamam. İnşallah yakın zamanda İbradı Bayan Futbol Takımı olarak onları yeşil sahalarda görürüz" dedi. "İstanbul'da çocukluğumda mahalle aralarında futbol oynardım" Sarı takım oyuncularından 50 yaşındaki İpek Gökçe, senelerce İstanbul'da çalıştıktan sonra emekli olduğunu ve emekliliğinin tadını Ormanada geçirdiğini söyledi. Gökçe, "Emekliliğimi şu anda güzel köyüm olan Ormana'da geçiriyorum. Uzun yıllar futbol ve diğer aktivitelerde bulundum ama uzun zamandır da futbol oynamamıştım. Şu anda uzun yıllardan sonra yeniden sahaya çıkmanın heyecanını yaşadım. Gayet güzel. Biz bayanlar için güzel aktiviteler oluyor. Bütün bayanları spora teşvik edip spora davet ediyorum. Sporu kesinlikle bırakmayın. İstanbul'un Fatih ilçesinde yaşadığımız süre içerisinde çocukluğumuzda çok futbol oynardık. Mahalle aralarında erkek kız karışık olarak birlikte futbol oynardık. Mahalle aralarında çok güzel çocukluk geçirmiştik. Şu an o günlere döndük. Biz herkesi spor yapmaya devam edeceğiz. Sporun yaşı yoktur. Spor her yaşta yapılır" diye konuştu. "Uzun yıllar İstanbul'da kaldıktan sonra Ormana'ya dönüş yaptım" Mavi takım sporcusu 55 yaşındaki Gülcan Gül, kendisinin Ormanalı olduğunu ve uzun yıllar İstanbul'da oturduktan sonra köyüne geri döndüğünü söyledi. Uzun yıllardan sonra Ormana'ya geri dönme kararını aldığını anlatan Gül, "Yıllarca İstanbul'da oturdum. Geçen yıl Ormana'daki evimizi yaparak ata toprağımıza göçtüm. Kendim seramik sanatı ile uğraşıyorum. İlk seramik atölyemi de Ormana'da açtım. Daha sonrada arkadaşlarım ile çeşitli etkinlikler yapmaya başladık. Futbolu da buna dahil ettik. Futbolun ne yaşı, ne de kadını erkeği varmış. Bunu sahalarda oynayarak göstermeye çalışıyoruz. Hepimiz genç kız değiliz. Anane olanımız var. Babaanne olanımız var. Torun torba sahibiyiz ama sahalar bizi çekiyor. Sporu bırakmayın lütfen çıkın gelin oynayın. Sporun yaşı yok" ifadelerini kullandı. "11 yıl önce İstanbul'dan Ormana'ya dönüş yaptım" Mavi takım oyuncularından 52 yaşındaki Sema Bilgen, "11 yıl öncesine kadar İstanbul'da yaşıyordum. Daha sonra İstanbul'un büyük yorgunluğundan kurtulup 11 yıl önce Ormana'ya yerleştim. Burada hayat olduğunu görüyorum. Doğa ile iç içesiniz. Bayan arkadaşlarımız ile sporlarımızı yapıyoruz. Bende bir anneyim. Ortaokulda futbol oynadım. Daha sonra karate hocalığı yaptım. Şimdide arkadaşlarımı hep birlikte bütünleyerek futbol derslerine başladık. Ormana gerçekten mükemmel bir yer. Burada atmosfer harika. Burada hasta olanlar ilaçlarını bıraktı. Herkesi spora bekliyorum" şeklinde konuştu. Yöresel sanatçı Aydın Demiroğlu, dünyaca ünlü turizm köyü Ormana'da bir takım faaliyetlere katıldıklarını söyledi. Demiroğlu, "50 yaş üzeri bayanlarda futbol takımı kurduk. Eşim de takımın futbolcusu. Ormanamızı dünyaya tanıtmak adına bir çok faaliyetlerde bulunacağız" dedi. Üç torun sahibi 63 yaşındaki Zekiye Bilgin, İstanbul'da yaşadıklarını ve kendisinin Ormanalı olduğunu söyledi. Genellikle Ormana'da yaşadığını anlatan Bilgin, "Çok güzel bir kadın grubumuz var. Ormana'da birçok etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Bunlardan bir tanesi de futbol. Futbolda bizim için özel. Ben bir ananeyim. 3 tane torunum var. Takım olarak çok güzel dostluğumuz var. Ormana'da hasta olan insan düzeliyor. Bizim genimizde doğup büyüdüğümüz yeri unutmamak vardır" sözlerini kaydetti. "Sporun birleştirici gücüne inanıyoruz" Ormanalı kadın sporcular ise, "Bizim bu turnuvayı düzenlememizdeki en büyük amaç, kadın futbolunun gelişmesi, küçükken futbolculuğa fırsat bulamamış kadınları buluşturmak ve şehrin stresini sahalarda atmak. Biz, sporun birleştirici gücüne inanarak bu yola girdik. Dünyanın en iyi turizm köyü olan Ormana'da farklı yerlerde, bakış açılarında ve iş kollarında olan kadınlar, futbol sayesinde ortak alanda birleşip sosyalleşebiliyor. Bu da sporun en güzel yanını ortaya çıkarıyor. Turnuvalarımızı geliştirerek daha da sık hale getireceğiz" ifadelerini kullandı.

Toroslar’da Açık Hava Müzesi: Düğmeli Evleriyle Sarıhacılar Haber

Toroslar’da Açık Hava Müzesi: Düğmeli Evleriyle Sarıhacılar

Toroslarda bir açık hava müzesi 800 yıllık geçmişi ve Antalya'nın düğmeli evleri ile meşhur olan ayrıca beton yapı bulunmayan eşsiz güzelliğe sahip "Düğmeli ev" olarak adlandırılan mimari yapıları ile ünlü. Sarıhacılar köyünün son hali dron ile görüntülendi. "Düğmeli ev" olarak adlandırılan mimari yapıları ile ünlü alternatif turizm alanı olan Akseki'nin Sarıhacılar köyü, düğmeli evlerinin yanı sıra eski camisi, müzesi nedeniyle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Sarıhacılar, 2007 yılında Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından "Korunması Gerekli Kültür Varlığı" olarak tescil edilen yöredeki Sarıhacılar köyü, adeta geçmişe ışık tutuyor. Köyün ahşap oymacılığının en güzel örneklerinden birini barındıran 600 yıllık camisi, geçmişte Konya ve Antalya arasındaki tarihi kervan yolları üzerinde önemli bir mola yeri olan Sarıhacılar'da yörenin sivil konut mimarisinin özgün örneklerinden olan düğmeli evler ve eski konaklar, geçmişin görkemini yansıtan birer kültür mirası niteliğinde. Birçoğu zamanla yıkılan tarihi evler, son yıllarda birer birer restore edilerek yeniden ayağa kaldırılan düğmeli taş evleri, harman yerleri, zamanla yıkılıp yerle bir olan düğmeli evlerin yıkılıp taş yığını haline geldiği, tarihi yolları ve su sarnıçlarıyla Torosların sedir ve ardıç ormanlarının arasında yeniden eski canlılığına kavuşmaya başlayan Sarıhacılar köyü, dron ile görüntülendi. Toroslar'da açık hava müzesi konumundaki köyün tarihini en iyi yansıtan yapı ise bilinen en eski yapısı camisi. İpek Yolu'nun üzerinde kurulu köyün ahşap oymacılığını en güzel örnekleri 200-400 yıllık evleri ve 600 yıllık camisi tarihi geçmişe ışık tutan, geçmişin görkemini yansıtan birer kültür mirası olarak dikkat çekiyor. 1900'lü yıllara kadar köyde 160 hanenin olduğu önemli bir ticaret hattı üzerinde bulunan köyde kervanlarla alışveriş yapılıyordu. Ancak 1950 yıllarında araç yollarının açılmaya başlanmasıyla Kervanyolu önemini kaybetmiş ticari faaliyetlerinin azalması ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle köyden göçler yaşanmıştır. Bölge Akdeniz'in ılıman ve iç kesimlerin karasal iklimi arasında bir geçiş noktası özelliğini taşıyor Akdeniz bölgesinde diğer yerleşim yerlerine göre daha yüksek bir kesimde bulunan bu bölge yükseltinin etkisiyle yörede etkili olan serin hava nedeniyle Düğmeli evlerin inşasında kullanılan malzemeyi de doğrudan etkilemiş bu iki ilçede coğrafi çevre şartlarının şekillendirdiği yerel kültür geleneksel mimari ile kendini yansıtıyor. Temeli kırsal çevrenin mimari yapılar üzerindeki etkisini gösterirken kültürün doğal çevre şartları ile bağlantısını da yansıtıyor. Burası doğdukları yeri unutamayanların köyüdür. Almanya Hollanda Belçika ve İngiltere olmak üzere diğer batı ve doğu Avrupa ülkelerinden turistlerin uğrak yeri Sarıhacılar köyündeki 300 ila 400 yıllık düğmeli evler tarihi cami ve tarihi göç yolu ile birlikte ahşap ve taş işçiliğinin en özgün mimarisinin eşsiz örneklerini sünüyor geleneksel sivil mimari konut kültürünün özgün yapılarını barındıran Düğmeli evleri ile Sarıhacılar köyü tarihi kervan yollarının rotası üzerinde bulunuyor. Bölgenin önemli kırsal turizm noktalarından biri olan Sarıhacılar‘daki bazı evler Kültür ve Turizm Bakanlığının da desteğiyle restore edilmiştir. Çekimlerimiz esnasında halen çok sayıda yıkık ev yapısı vardır. Buna rağmen restore edilmiş ve yeniden ayağa kaldırılmış yapılar geçmiş yaşantıların anısını canlı tutmaya devam edecek yerel halkın çabalarına kültür ve turizm Bakanlığının maddi destekleri ile devam eden Sarıhacılar restorasyon çalışmaları sonucu köyün ziyaretçileri her geçen gün ciddi biçimde artmaya başlamıştır. Düğmeli taş evleri tarihi yolları ve su sarmışlarıyla Toroslar‘ın ardıç ormanlarının arasında yeniden eski canlılığına kavuşmaya başladı. "El işçiliğinin en güzel örnekleri" Sarıhacılar Köyü Kültür ve Turizm Dayanışma Derneği İstanbul Şube Başkanı Mehmet Orhan Can, Sarıhacılar köyünün özellikle tarihi camisinin en büyük özelliğinin mihrabı olduğunu söyledi. "Mihrabın tamamen el işçiliği ile yapıldığını dikkat çeken Can, "Mihrap tamamen yekpare bir ağaç üzerine yapılmış ve muhteşem bir el işçiliği bulunmaktadır. Bu hali ile yerli ve yabancı ziyaretçilerin çok fazla ilgisini çekmektedir. Sırf bunun için camiyi ziyaret edenler vardır. Yine tamamen el işçiliği ile yapılan ve el işçiliğinin çok güzel örneği olan Minber bulunmaktadır. Yapıldığı günkü hali ile bugün halen muhafaza edilebilmiş bir minberdir. Camimiz ağaç işlemeleri ile çok özel eserlere sahiptir" dedi. "Adeta açık bir hava müzesi" Sarıhacılar köyü aslında adeta açık bir hava müzesi olduğunu söyleyen Can, "Hiçbir özelliğini bozmayan köyümüz adeta açık bir hava müzesi gibidir. Hiçbir şekilde zaten beton girmemiş bir köydür. Bunun için ziyaretçilerin rağbetine mahzar oluyor. Bu köydeki evlerin bir kısmı bizim bundan 25 yıl öncesinden restorasyon çalışmalarımız başladı. Devletimizin de bu konuda bir hayli katkısı oldu. Bir takım eserlerin yeniden ayağa kaldırılması konusunda devletimizin desteği ile köy yeniden hayat bulmaya başladı. Buradaki düğmeli evler her bakımdan çok dikkat çekici bir özelliğe sahiptir. Özellikle burada doğal malzemelerden yani taşlardan ve ağaçlardan yapılan ev tarzıdır. Bu evler zaman içerisinde buradaki insanlar diğer şehirlere göç ettikten sonra maalesef kendi haline terk edilmişti. 25 seneki faaliyetimizle bu evler yeniden ayağa kaldırılmaya başlandı. O sayede her geçen gün ziyaretçi akınına uğramaya başladı" diye konuşan Can, şöyle devam etti "2001 yılında koruma altına alındı" "Sarıhacılar köyü 2001 yılında Antalya Koruma Kurulu tarafından koruma altına alındı. 2007 yılında ise sit alanı ilan edildi. Sit alanı olduktan sonra böyle bir yerin koruma amaçlı imar planına sahip olması gerekiyordu. Biraz uzun sürdü ama geçtiğimiz yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Koruma amaçlı imar planı yapıldı. Bir yıllık sürenin dolmasının ardından kesinlik kazanacak. Böylece eski evlerin mimarisine sadık kalmak kaydı ile evler yapılabilecek" diye sözlerini ekledi. "Ziyaretçilerin sayısı artıyor" Sarıhacılar köyü muhtarı Mehmet Yıldırım da, "Köyümüz tamamen açık bir müze gibidir. 800 yıllık camimiz, kervan göç yolu bir açık müze gibidir. Her geçen gün yerli ve yabancı ziyaretçilerimizin sayısı artmaktadır. Düğmeli evlerimizin restorasyonları yapılıyor. Tarihi camimizin ise restorasyonu tamamlandı. Ayrıca tarihi Han'ın restorasyonu 8 yıl önce tamamlandı. Köyde bulunan sarnıçlar halen ayakta. Köyümüzde kesinlikle hiç beton yapı bulunmamaktadır. Bir zamanlar terk edilen köyümüzden göç eden insanlar kendi evlerinin restorasyonlarını yapmaya başladılar. Yaz aylarında köyümüz kalabalık oluyor. Yine eskisi gibi canlanmaya başlandı. Köyümüzde düğmeli evler, tarihi camimiz, sarnıçlar, kervan göç yolu tamamen koruma altına alındı. Her geçen gün ise köyümüze yerli ve yabancı ziyaretçi sayısı ise hızla artmaktadır" diye konuştu.

Tarihi Düğmeli Evler Yok Olma Tehlikesi Altında Haber

Tarihi Düğmeli Evler Yok Olma Tehlikesi Altında

ANTALYA (İHA) - Antalya'nın Akseki ilçesi Alaçeşme Mahallesi'nde Osmanlı sivil mimarisinin eşsiz örneklerinden biri olan düğmeli evler, zamana yenik düşüyor. 2008 yılında Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından koruma altına alınan 7 evden 5’i yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumda. Evlerin restorasyonu, hem yüksek maliyetler hem de mirasçılar arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle yapılamıyor. 800 YILLIK KÖY, TARİHİYLE DİKKAT ÇEKİYOR Alaçeşme Mahallesi’nin muhtarı Hasan Uluğkay, mahallenin yaklaşık 800-900 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu belirterek, düğmeli evlerin Osmanlı dönemi mimarisinin nadir örnekleri olduğunu söyledi. Köyün eski adı "Alakilise" iken, 1928 yılında ismi "Alaçeşme" olarak değiştirilmiş. Bugün ise köy, Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu uzmanlarınca tescillenen, geçmişten kalan bu değerli yapılarla anılıyor. RESTORASYON ÇIKMAZI Bölgeden büyükşehirlere göç nedeniyle boş kalan evler, yıllar geçtikçe bakımsızlıktan zarar görmeye devam ediyor. Koruma altına alınan evlerin restore edilmesi için çaba harcandığını belirten Uluğkay, bürokratik engellerin ve ekonomik zorlukların süreçleri yavaşlattığını ifade etti. Uluğkay, "Bu evler, çatılarından su aldığı anda ev yıkılmaya başlar. Eskiden çatılarını bakımlarını yaptırıyorlardı. Şimdi ise bir çivi dahi çakamıyorlar. Bazıları ise Kültür ve Turizm Bakanlığı her ne kadar destek verse de kendilerinin ekonomik durumlarının iyi olmaması nedeni ile restorasyon yaptıramadılar. Sadece 2 kişi restorasyonunu yaptırabildi. Bunlar da bakanlıktan bir miktar yardım alarak yaptırdı" dedi. BİR MİMARİ HARİKA: ÇİFT CUMBALI EVLER Tarihi düğmeli evlerin, Akseki’nin geleneksel hatıllı ev sınıfında olduğunu belirten Uluğkay, "Korumaya alınan evler, yaklaşık 250-300 metrekare alana yerleştirilmiş, her odasında banyo bulunan 6 ve 7 odalı evlerdir. Bunların kafesleri cumba olarak anılmaktadır ve dışa açık şekilde bulunmaktadırlar. Cumbalar evin hem ön tarafında hem de arka tarafında mevcuttur. Sabahtan sabah güneşini alırken, öğleden sonra ise akşam güneşini alıyor. Zamanında muhteşem bir mimari ile yapılmış" diye ekledi. ÇÖZÜM BEKLEYEN TARİHİ MİRAS Tarihi düğmeli evlerin geleceği belirsizliğini korurken, Alaçeşme Mahallesi’nin bu eşsiz mimari mirasının kurtarılması için devlet desteği ve restorasyon süreçlerinin kolaylaştırılması gerekiyor. Mahalle muhtarı, "5 ev kullanılamaz hale geldi. Bu evlerin kırılan kiremitleri bile değişseydi bugün hepsi ayakta olacaktı. Fakat maalesef izinsiz çivi bile çakılamıyor. Tarihi köyün tarihi düğmeli evleri yıkılmaya terk edildi. Devletimiz inşallah bu evlere bir çözüm bulur" diyerek çağrıda bulundu.

Dünyanın En İyi Turizm Köyü Türkiye’den Haber

Dünyanın En İyi Turizm Köyü Türkiye’den

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO), her yıl olduğu gibi bu yıl da dünyanın en iyi turizm köylerini belirledi. Türkiye’den bir köy, benzersiz doğal güzellikleri, zengin kültürü ve sürdürülebilir turizme katkılarıyla bu seçkin listeye adını yazdırdı. Yaklaşık 600 kişinin yaşadığı bu huzur dolu köy, ziyaretçilerine adeta bir masal dünyası sunuyor. Toros Dağları'nın zirvesine kurulu olan bu köy, geleneksel Yörük yaşamını sürdüren halkıyla doğayla iç içe bir deneyim yaşatıyor. Dağcılık gibi outdoor aktiviteler sunan köy, misafirlerini büyüleyen bir atmosfer yaratıyor. UNWTO’nun 2024 Dünya Turizm Köyleri Listesi’nde yerini alan Ormana Köyü, Türkiye’nin bu prestijli listede yer alan dördüncü köyü oldu. Daha önce Nevşehir Mustafapaşa, Sakarya Taraklı, İzmir Birgi ve Şirince gibi köyler de bu onura layık görülmüştü. Ormana’nın bu listeye seçilmesi, Türkiye’nin doğal güzellikleri ve kültürel mirasını uluslararası arenada tanıtma yolunda atılmış büyük bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu köyler, yalnızca turistik cazibe merkezleri olmakla kalmıyor, aynı zamanda geleneksel yaşamı ve sürdürülebilirliği destekleyen örnek yerler olarak ön plana çıkıyor. Ormana Köyü, taş sokakları, eski camisi ve tarihi konaklarıyla geçmişten bugüne kültürel bir köprü kuruyor. Geleneksel taş işçiliğiyle inşa edilen evleri, yüzyıllar boyunca ayakta kalmayı başarmış. Köyün her köşesi, tarih ve doğanın büyüleyici uyumunu gözler önüne seriyor.

2024'ün En İyi Turizm Köyü Seçilen Ormana, Misafirlerini Bekliyor Haber

2024'ün En İyi Turizm Köyü Seçilen Ormana, Misafirlerini Bekliyor

ANTALYA (İHA) - Antalya'nın İbradı ilçesine bağlı Ormana Köyü, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü'nün (UNWTO) düzenlediği "En İyi Turizm Köyü Programı" kapsamında 2024 yılının en iyi turizm köyü seçildi. Tarihi düğmeli evleri, doğal güzellikleri ve 57 yıldır düzenlenen üzüm festivali gibi kültürel etkinlikleriyle tanınan köy, hem yerel hem de uluslararası turizme katkılarıyla bu prestijli unvanı almaya hak kazandı. Bu ödül, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un da köyü olan Ormana'nın sürdürülebilir turizm ve kırsal kalkınma konusundaki başarısını tescillemiş oldu. TÜRKİYE'DEN LİSTEYE GİREN TEK KÖY Toros Dağları'nın zirvesinde, Manavgat Çayı'nı besleyen derelerin arasında yer alan Ormana, Yörük kültürünün izlerini taşıyor. Köy, Türkiye'den listeye giren tek yerleşim yeri oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) tarafından yapılan başvurunun ardından seçilen köy, doğal ve kültürel dokusuyla dikkat çekiyor. Ormana'nın en dikkat çekici özelliği, Yörük kültüründen gelen ve harçsız bir yapı tekniğiyle yapılan tarihi düğmeli evler. Köyde yaklaşık 300 düğmeli ev bulunuyor. Bu evlerin 80 oda ve 170 yatak kapasiteli olanları restore edilerek 7 butik otele dönüştürüldü. Bu çalışmalar sayesinde köy, turizmde büyük bir dönüşüm yaşadı. Özgüven Vakfı Başkanı Tolga Özgüven, köyün bu başarıya ulaşmasının uzun soluklu bir çalışmanın sonucu olduğunu belirtti. Özgüven, "Bu aslında 2021 yılından itibaren süregelen bir çalışmanın eseridir. 2021 yılında TGA aracılığı ile Muhtarlığımız üzerinden bu başvuruyu yapmıştık. 2021 yılından sonra da çalışmalarımızı bırakmadık. 3 senenin vermiş olduğu tecrübe ve form iyileştirmesiyle dosyamızı daha da iyi bir şekle getirip eksikliklerimizi tamamlayıp bu unvana sahip olmuş olduk ve TGA aracılığıyla bu yıl için yaptığımız başvuru neticesinde Ormana dünyada 55 köyle birlikte bu yıl Türkiye'den seçilen tek köy oldu" sözlerinin ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı çalışanları ve STK'lara teşekkürlerini sundu. YÖRÜK KÜLTÜRÜNDEN GELEN BİR MİRAS: DÜĞMELİ EVLER Düğmeli evler, taş ve sedir ağacından yapılmış özel bir iskelet sistemine sahip. Harç kullanılmadan yapılan bu yapılar, kitleme mekanizmasıyla dikkat çekiyor. Bu nedenle "düğmeli ev" olarak adlandırılan bu mimari, 850 yıllık Yörük geleneğinin bir yansıması. Ormana'daki en eski düğmeli ev 400 yıllık geçmişe sahipken, diğer evlerin ortalama yaşı 300. EYNİF OVASI VE YILKI ATLARIYLA DOĞA TURİZMİ Ormana'nın doğal güzellikleri de en az tarihi kadar etkileyici. Osmanlı Sipahi ocağından kalma Eynif Ovası’nda yaşayan yılkı atları, doğa severler için büyüleyici bir manzara sunuyor. Ayrıca köy, tarihi İpek Yolu güzergahında yer almasıyla kültürel bir zenginlik de taşıyor. BİNLERCE TURİST AĞIRLANDI, BÖLGE TURİZMİ CANLANDI Özgüven Vakfı’nın öncülüğünde on yıldır sürdürülen çalışmalar sayesinde Ormana, her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Vakıf Başkanı Tolga Özgüven, bu başarının sadece köy halkı için değil, Antalya ve Türkiye turizmi için de büyük bir kazanım olduğunu ifade etti. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un desteği ve köylülerin yıllardır süren emeği ile, Ormana’nın hak ettiği noktaya taşındığını belirtti. Dünya Turizm Örgütü tarafından en iyi turizm köyü unvanı almanın, bölge için büyük bir onur ve sorumluluk olduğunu ekledi.

Ormana, 2024'ün En İyi Turizm Köyü Seçildi Haber

Ormana, 2024'ün En İyi Turizm Köyü Seçildi

Birleşmiş Milletler'e bağlı Dünya Turizm Örgütü (UNWTO), 2021 yılında başlattığı "Dünya Turizm Köyü Listesi"nin 2024 sonuçlarını açıkladı. Listede, kültürel ve biyolojik çeşitliliği koruyan dünya köyleri arasına Türkiye'den bir köy de girdi. Antalya'nın İbradı ilçesindeki Ormana köyü, "2024 Dünyanın En İyi Turizm Köyü" unvanını kazandı.   Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un köyü olan Ormana, Torosların zirvesinde yer alan tarihi bir Yörük köyü. Manavgat Çayı'nı besleyen derelerle çevrili olan köy, 57 yıllık üzüm festivali, düğmeli evleri ve kırsal turizm faaliyetleriyle dikkat çekiyor. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nın (TGA) başvurusu sonucu listeye dahil edilen Ormana, bu yıl Türkiye'den seçilen tek köy oldu.   TÜRKİYE'DEN SEÇİLEN TEK KÖY Ormana'daki düğmeli evlerin restorasyonunu ve turizme açılmasını sağlayan Özgüven Vakfı'nın yöneticisi Tolga Özgüven, köyün ilk başvurusunu 2021'de yaptıklarını ancak o yıl üçüncü seçildiklerini belirtti. Özgüven, "2021'den sonra yeniden tüm hazırlıklarımızı yaptık ve TGA aracılığıyla bu yıl için yaptığımız başvuru neticesinde Ormana, dünyada 55 köyle birlikte bu yıl Türkiye'den seçilen tek köy oldu" dedi.  600 NÜFUSLU KÖYÜN DÜĞMELİ EVLERİ   600 nüfuslu köyde 300 adet tarihi düğmeli ev bulunuyor. Yığma taş ve sedir ağacı kullanılarak yapılan bu evler, harç ya da sıva kullanılmadan inşa edilen özel bir mimari yapıya sahip. Ormana ayrıca Osmanlı Sipahi ocağına uzanan yılkı atları ve tarihi İpek Yolu güzergahında yer almasıyla da öne çıkıyor.   Köyde 80 oda ve 170 yatak kapasiteli 7 butik otel ve pansiyon olarak düzenlenmiş düğmeli evler de mevcut. Özgüven, Dünya Turizm Örgütü'nden alınan bu unvanın Antalya, İbradı ve bölge turizmi için büyük bir önem taşıdığını ifade etti.   DAHA ÖNCE LİSTEYE GİREN TÜRK KÖYLERİ   Ormana'dan önce Türkiye’den Mustafapaşa (Ürgüp-Nevşehir), Taraklı (Sakarya), Birgi (Ödemiş-İzmir) ve Şirince (Selçuk-İzmir) köyleri de Dünya Turizm Köyü Listesi'ne girmeyi başarmıştı.  

Antalya’nın İlçesindeki Evler Restore Edilerek Turizme Kazandırılıyor Haber

Antalya’nın İlçesindeki Evler Restore Edilerek Turizme Kazandırılıyor

Antalya’nın İbradı ilçesinin Ormana ve Ürünlü mahallelerinde bulunan, turistlerin büyük ilgisini çeken tarihi "düğmeli evler" aslına uygun bir şekilde restore edilerek turizme kazandırılıyor. Bu evlerin karakteristik mimarisi nedeniyle "düğmeli evler" olarak adlandırılan yapılar, uzman ustalar tarafından ince işçilikle yenileniyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Taşınmaz Kültür Varlıklarına Yardım Sağlanmasına Dair Yönetmelik” kapsamında desteklediği bu proje, bölgedeki asırlık yapıları geleceğe taşıma hedefiyle yürütülüyor. Bu yıl toplamda altı düğmeli evin restorasyonu planlanırken, İbradı merkez, Ormana ve Ürünlü mahallelerindeki evler için 7 milyon 400 bin TL hibe desteği sağlandı. Tarihi dokuyu koruyarak yapılan restorasyon çalışmaları Restorasyon süreci, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün denetiminde Antalya Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü tarafından yürütülüyor. Bu kapsamda yapılan çalışmalar, düğmeli evlerin özgün mimarisini korumaya özen göstererek, bölgenin tarihi dokusunu yeniden canlandırmayı amaçlıyor. Bu projeler sadece tarih meraklılarına hitap etmekle kalmıyor, aynı zamanda bölge turizmine de önemli katkılar sağlıyor. Düğmeli evlerin özel konumu ve mimari mirası Düğmeli evler, Antalya'nın İbradı ve Akseki ilçelerine özgü, sedir katran ağacından yapılan iskeletleri ve birbirine kenetlenen ahşaplarıyla dikkat çeken özel bir mimariye sahip. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nin akademik incelemelerine göre, bu yapılar dünyada yalnızca bu bölgede bulunuyor ve eşsiz bir mimari miras olarak değerlendiriliyor. Üniversitenin Güzel Sanatlar Fakültesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü’nden Doç. Dr. Ali Akın Akyol, düğmeli evlerin en önemli özelliğinin ustaca seçilmiş ve uygulanmış yapısal malzemeleri olduğunu ifade ediyor. Akyol’a göre, “Bizim gördüğümüz yapılar taşlardan, harçlardan, kiremitlerden ve ihtişamlı ahşaplardan oluşuyorlar. İbradı'nın Ormana Mahallesi ve Akseki önemli bir kimliğe sahip.” "Dünyada sadece burada var" Doç. Dr. Akyol, düğmeli evlerin yapısal malzemeleri ve inşaat tekniklerinin detaylı bir şekilde incelenmesinin literatürde yer almadığını belirtiyor ve ekliyor: “Tüm dünyada düğmeli evlerin sadece Akseki ve İbradı bölgesinde bulunduğunu söyleyebiliriz. Bu yapılar taş ve ahşap birleşimlerinden oluşuyor ve hatıl genişlikleri, üç kata kadar ulaşan yapım sistemleri gibi ustaların yıllarca uyguladıkları bilgi ve tecrübeleri içeriyor.” Restorasyon ustalarının 3. kuşağı: Selami Bayram Bozkurt Bölgede restorasyon işi yapan Selami Bayram Bozkurt, bu mesleği babasından öğrendiğini ve 30 yılı aşkın süredir bu işi yaptığını ifade ediyor. Bozkurt, restorasyon işinin çok detaylı olduğunu ve düğmeli evleri canlandırmanın kendisi için büyük bir onur olduğunu belirtiyor. “Bu Osmanlı mimarisi evleri, hassas bir şekilde kanaviçe işler gibi işliyoruz. Kültür Bakanlığı'nın desteği ile tarihimiz ayakta kalıyor” diye konuşan Bozkurt, restorasyonun en önemli aşamalarından birinin çatılar olduğunu vurguluyor: “Çatısı sağlam olan bir ev, 500 yıl bile ayakta kalabilir.” Ata mirası düğmeli evini restore ettiriyor Ormana Mahallesi’nde babasından miras kalan düğmeli evin restorasyonunu yaptıran İhsan Tolay ise, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sağladığı hibe desteği sayesinde bu tarihi yapıyı yeniden canlandırma fırsatı bulduğunu belirtiyor. Tolay, “Rahmetli babam bu evin yapımını bizzat kendisi yaptırmıştı. Şimdi onun anısını yaşatmak için restorasyon işine başladık” diyor. Tolay ayrıca, düğmeli evlerin yıkılmasının başlıca nedenlerinden birinin, mirasçılar arasındaki anlaşmazlıklar olduğunu vurguluyor. Bu proje sayesinde, bölgenin tarihi yapıları korunarak gelecek nesillere aktarılacak ve bölgenin turistik potansiyeli daha da artırılacak.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.