Hava Durumu

#Diyarbakır

TOURISMJOURNAL - Diyarbakır haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Diyarbakır haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türkiye’de KKTC’yi görmeyen kişi kalmasın istiyoruz Haber

Türkiye’de KKTC’yi görmeyen kişi kalmasın istiyoruz

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti turizm ve Çevre Bakanlığı, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) ile Kıbrıs Türk Turizm ve Seyahat Acentaları Birliği (KITSAB) iş birliğiyle düzenlenen “AdaKıbrıs Bilgilendirme Gezisi ve B2B Etkinliği”nin son gününde Acapulco Resort Otel Girne’de hem B2B etkinliği hem basın toplantısı hem de görkemli bir gala yemeği gerçekleştirildi. Gün boyunca süren etkinliği; KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC Başbakanı Ünal Üstel, KKTC Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, KKTC Milletvekili Ahmet Savaşan, TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, TÜRSAB Başkan Yardımcıları Davut Günaydın ve Hasan Eker, TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Akyıl, Engin Ceylan, Elif Ural, Esra Başeskioğlu, Erol Türk, Ali Yaramışlı ile KITSAB Başkanı Orhan Tolun, KITSA Aşbaşkanı Oğuz Akçansay, KITOB Başkanı Dimağ Çağıner’in yanı sıra etkinlik kapsamında Ada’da bulunan 250’yi aşkın seyahat acentası, 30’un üzerinde gazeteci, sosyal medya fenomenleri ile KKTC’li turizmciler katılım gösterdi. Ersin Tatar: “KKTC marka değeri artan bir destinasyon” Etkinlik kapsamında bir konuşma gerçekleştiren KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TÜRSAB’a bağlı seyahat acentalarına KKTC’ye geldikleri ve Ada’ya verdikleri önem için teşekkür ederek, KKTC turizminin; KKTC Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı KITSAB, KITOB ve TÜRSAB’ın çalışmalarıyla belli bir aşamaya geldiğini söyledi. Ada’da turizmi daha da geliştirmek için gelen ziyaretçi sayısını artıracak adımların önemine dikkat çeken Tatar, “Ne kadar uçak ne kadar charter sefer ne kadar farklı destinasyonlardan gelen kişi sayısını artırırsak turizm o kadar artar” dedi. Bugün artık İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır’dan Türkiye’nin farklı bölgelerinden uçakların KKTC’ye geldiğini ve dünyanın sayılı havalimanlarından İstanbul’a inen uçakların bir saat sonra Kuzey Kıbrıs’ta olduğuna işaret eden Tatar sözlerine şöyle devam etti:  “KKTC marka değeri artan bir destinasyon ve Ada’ya ulaşım eskiye göre daha kolay. Dolayısıyla KKTC ulaşım noktasında THY ve Pegasus’un yaptığı planlamalar çok önemli. Hepinize başarılar diliyorum. Bizler için sizlerin varlığı, başarıları ve KKTC’ye verdiği değer çok kıymetli. KKTC’nin ayrı bir destinasyon olarak sadece Türkiye’de değil, dünyanın farklı ülkelerinde buradaki mücadelemizin anlatılması, turizmin burada lokomotif bir sektör olduğunun vurgulanması çok önemli. Bu nedenle bu organizasyonu da çok değerli buluyorum. Turizm güzellik, dostluk, kardeşlik ve kültürlerin kaynaşması demektir. Türkiye’den gelenlerin bizleri tanıması, kaynaşması en büyük temennimizdir. Kıbrıs meselesini ve burada yaşananları herkesin anlaması, yoluna bağımsız bir devlet olarak devam edebilmesi sizlerin desteğiyle mümkün.” Üstel: “Mücadelemizde Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğini hep yanımızda hissettik” Daha sonra söz alan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, AdaKıbrıs Turizm tanıtım Etkinliğinin önemine değinerek katkı sunanlara teşekkür etti. Konuşmasında “Bu Ada’da yalnızca güneş ve deniz yoktur. Çok değerli eski eserleri, kültürü, müzeleri ve mutfağı var” ifadelerini kullanan Üstel, Kıbrıs Türk’ünün var olma mücadelesi verdiğini ve hiçbir zaman benliğini yitirmediğini kaydetti. Bu mücadelede Türkiye Cumhuriyeti’nin her zaman yanlarında olduğunu vurgulayan Üstel, “20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’ndan sonra KKTC’deki yatak sayısı çok azdı. O dönemde 5 bin olan yatak sayısı bugün 25 binlere çıktı. Hedefimiz yatak sayısını 50 binlere çıkarmak” diye konuştu. Kuzey Kıbrıs’ta turizmi baltalamak ve geriye götürmek için Rum tarafından büyük baskı yapıldığını dile getiren Üstel, “Biz barış elimizi uzatırken karşı tarafın karalama politikalarıyla karşı karşıya kalıyoruz” dedi.  “Türkiye’nin en ücra köşesinde yaşayanlara KKTC’yi tanıtma fırsatı yakaladık” Son derece sıcak görüntülerin oluştuğu etkinlikte katılımcılara hitap eden KKTC Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ise bu organizasyonla Türkiye Cumhuriyeti’nin en ücra köşesinde yaşayanlara dahi KKTC’yi tanıtma fırsatı yakaladıklarını söyledi. Turizm Haftası nedeniyle turizm emekçilerinin gününü de kutlayan Ataoğlu, AdaKıbrıs Etkinliği kapsamında Türkiye’den gelen TÜRSAB ailesine ve basına Kuzey Kıbrıs’ın doğal güzellikleri, tarihi zenginlikleri ve alternatif turizm modellerini tanıttıklarını söyledi. KKTC için turizmin önemine değinen Ataoğlu, Ada turizminden elde edilen gelirin bütçe açığının yüzde 60’ını karşıladığını açıkladı. KKTC’ye gelen turist sayısının artırılması için farklı ülkelerde birçok tanıtım girişimlerinde bulunduklarını, ancak bu etkinliklerde Güney Kıbrıslıların eylemleriyle karşılaştıklarını dile getiren Ataoğlu, bu çalışmaları hayata geçiren bakanlık çalışanlarına ve uluslararası fuarlarda kendilerine destek veren tüm paydaşlara teşekkür etti. Ataoğlu, 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti nüfusunun seyahat eden yüzde 15’lik kesiminin bir kısmının KKTC’ye gelmesi halinde tanıtım yapılmasına bile ihtiyaç kalmayacağını sözlerine ekledi.   Bağlıkaya: “KKTC’yi henüz görmemiş milyonlarca vatandaşımız var” Fikri Ataoğlu’nun ardından söz alan TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, Kuzey Kıbrıs’ın dört mevsim turizme imkan sağlayan iklimi ve insanının sıcaklığını yansıtan konukseverliğiyle eşsiz bir destinasyon olduğunu belirterek, “Kıbrıslı dostlarımızla aynı dili konuşuyor, aynı kültürü paylaşıyoruz. Ortak değerlere sahip iki kadim milletiz. Bu nedenle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, yurt dışına giden Türk turistlerin en rahat ettikleri ve rağbet gösterdikleri destinasyon. Geçtiğimiz yıl Türkiye’den yurt dışına gerçekleşen seyahat sayısı 11,4 milyon düzeyindeyken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gelen vatandaşlarımızın sayısı 1,8 milyon oldu. Yani yurt dışına çıkanların sadece yüzde 15’i Kuzey Kıbrıs’ı tercih etti. Buraya henüz gelmemiş, bu güzellikleri yerinde görmemiş milyonlarca insanımız da var” diye konuştu.Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye’de her yönüyle tanıtılması gerektiğine işaret eden Bağlıkaya, bu etkinliğin seyahat acentalarının Kuzey Kıbrıs’ın kültürel değerlerini çok daha yakından tanımalarına ve sundukları ürünleri zenginleştirmelerine olanak sağlayacağını kaydetti. “Bu inceleme gezisi Kuzey Kıbrıs turizminin gelişimine katkı sağlayacak” Amaçlarının KKTC turizmine katkı sunmak olduğunun altını çizen Bağlıkaya, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’de Kıbrıs’ı görmeyen kişi kalmasın, her vatandaşımız hayatında en az bir kez bu güzel ülkeye gelsin istiyoruz. Bu nedenle yurt dışı tatili planlayan her vatandaşımıza öncelikle Kıbrıs’ı tavsiye ediyoruz. Bu çalışma tanışma, kaynaşma seyahati ile ortak hedefimize ulaşmada önemli bir mesafe katettiğimizi umuyorum. Gastronomi İhtisas Başkanlığımızla birlikte Ada’nın eşsiz lezzetlerini tatma fırsatı bulduk. Doğa Macera Turizmi İhtisas başkanlığımızla alternatif rotaları deneyimledik. Kültür Turizmi İhtisas Başkanlığımızla adanın eşsiz tarihi ile ilgili bilgiler edindik. MICE turizmi yapan üyelerimizle Kuzey Kıbrıs’ın kongre turizmi için ne kadar büyük bir kapasitesi olduğunu tekrar hatırladık. Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Bölge Temsil Kurulu ve İhtisas Başkanlarımız, ülkemizin dört bir yanından gelen seyahat acentalarımızdan oluşan geniş bir kafileyle katıldığımız bu inceleme gezisinin Kuzey Kıbrıs turizminin gelişimine katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum. Bu arada Rum kesiminden kaynaklanan izolasyon politikası artarak devam ediyor. Devletimiz gibi biz turizmciler de her zaman KKTC’nin yanında olmaya devam edeceğiz. KKTC yalnız değildir. Bu sıkıntıların en kısa sürede giderileceğine inanıyoruz. TÜRSAB olarak turizmin gelişmesi konusunda bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.” Orhan Tolun: “Amacımız Ada’da değişik bir turizm modeli yaratmak” Konuşmasında KITSAB ve TÜRSAB’ın iki kardeş kuruluş olarak bir araya gelerek AdaKıbrıs projesi için aylarca hazırlık yaptıklarını belirten KITSAB Başkanı Orhan Tolun, amaçlarının Kuzey Kıbrıs’a davet ettikleri seyahat acentalarına Ada’nın tüm güzelliklerini göstermek olduğunu söyledi. 250’ye yakın seyahat acentası ile basın mensubuna Ada’da görülmeyen yerleri gezdirdiklerini ifade eden Tolun, “Eminim ki buradan çok güzel sonuçlar çıkacak. Organizasyonda emeği geçenlere teşekkür ederim. İyi ki bugünlere gelmişiz, iyi ki bugünü organize etmişiz” diye konuştu. KITOB Başkanı Dimağ Çağıner de KKTC’nin turizm çeşitliliğine vurgu yaparak, Ada’nın Türkiye vatandaşlarına doğru tanıtılması için bu tür organizasyonların öneminden söz etti. “Sizleri ağırlamak bizler için bir onurdur” diyen Çağıner, organizasyon için KITSAB, TÜRSAB, KKTC Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığına teşekkür etti.   KKTC’li turizmciler sunumlar gerçekleştirdi Organizasyon kapsamında düzenlenen B2B etkinliğinde KKTC turizminin tüm yönlerini ele alan sunumlar da gerçekleştirildi. Kıbrıs Türk Otelciler Birliği Başkanı (KITOB) adına Esra Çelikeri, Uluslararası Kıbrıs Sağlık Turizm Konseyi Başkanı Ahmet Savaşan, Kuzey Kıbrıs Restorancılar Birliği (RESBİR) adına Cerrah Gülercan, Kıbrıs Türk Rehberler Birliği (KITREB) Başkanı Dener Öğmen, Eko-Agro Turizm Federasyonu Başkanı Tarık Tarkan Bozalan ve Hasan Karlıtaş yemek esnasında Kuzey Kıbrıs’ın zenginliklerini ve potansiyelini ele alan birer sunum gerçekleştirdiler. Gecede; Acapulco Resort Otel Genel Müdürü Özer Özbilen, Arkın Karpaz Gate Marina Odalar Müdürü Umut Sarıca, THY Kıbrıs Ülke Müdürü Pınar Ayvaz Arıkan ile Sun Express Ülke Satış Müdürü Murat Hatipoğlu da kurumlarının KKTC’deki çalışmalarını da ele alan birer konuşma gerçekleştirdiler.

Termal Sağlık Turizminde Büyük Potansiyel Haber

Termal Sağlık Turizminde Büyük Potansiyel

İZMİR (İHA) - Türkiye’nin jeotermal kaynakları sağlık turizmi için büyük fırsatlar sunuyor. Jeotermal Enerji Derneği (JED) Başkanı Ali Kındap, termal tesislerin yalnızca kaplıca turizmine değil, fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerine de entegre edilmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye’de termal tesisler hızla çoğalsa da, uluslararası standartlarda fizik tedavi ve kür merkezleri yetersiz kalıyor. Jeotermal kaynak zenginliği açısından dünyada 4. sırada yer alan Türkiye, bu potansiyeli sağlık turizmine daha fazla entegre ederek ekonomiye milyarlarca dolar katkı sağlayabilir. JED Başkanı Ali Kındap, termal turizm yatırımlarının, uluslararası akredite sağlık merkezleriyle birlikte planlanmasının önemine dikkat çekerek, "Yatırımları planlanan termal turizm tesisler, profesyonel hekimler ve sağlık çalışanlarının hizmet verdiği termal tedavi, kür ve fizik tedavi merkezleri ile birlikte planlamalıdır. Böylelikle ülkemiz, büyük potansiyel taşıyan jeotermal kaynaklarından sağlık turizmi boyutuyla da daha fazla yararlanmış olacaktır" ifadelerini kullandı. TURİZM GELİRİ İKİYE KATLANABİLİR Termal otellerdeki yatak kapasitesi ile ilgili konuşan Kındap, hizmete girecek otellerle 7 bin 500 kişilik kapasite artırımı yapılabileceğini aktardı. "Başta en önemli ticaret partnerimiz olan Avrupa'da kür merkezlerindeki termal tedaviye ilgisi giderek artıyor. Türkiye bu noktada büyük potansiyel vadetse de, hizmete giren ve yatırım aşamasında olan tesislerimiz daha çok kaplıca turizmine odaklanan altyapılara sahip. Yüz milyonlarca dolar yatırım yaptığımız bu tesislerimiz, uluslararası akreditasyonu olan fizik tedavi ve rehabilitasyon, balneoterapi ve kür tedavisi merkezleri ile birlikte planlanmalı. Bu tesisleşme atılımını yaparsak, milyarlarca dolar gelir elde etmemiz mümkün" diye ekledi. Türkiye’de 2024 yılında 62,2 milyon turist ağırlanırken, kişi başı turizm geliri 1000 dolar seviyesinde kaldı. Kındap, termal tedavi merkezlerinin geliştirilmesiyle bu gelirin en az iki katına çıkabileceğini belirtti. 2024’te açılan 9 termal otele ek olarak, 2025 sonrası 15 yeni termal tesis daha hizmete girecek. Afyonkarahisar, Konya ve Diyarbakır yeni yatırımlarda öne çıkan şehirler arasında yer alıyor.

Diyarbakır’da Kış Turizmi Canlılığını Koruyor Haber

Diyarbakır’da Kış Turizmi Canlılığını Koruyor

DİYARBAKIR (İHA) - 33 farklı medeniyetin izlerini taşıyan Diyarbakır, kış aylarında da ziyaretçilerini ağırlıyor. Hurrilerden Abbasilere, Selçuklulardan Osmanlılara kadar pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış olan kadim şehir, UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki surları, İçkale Müze Kompleksi, Ulu Cami, Ongözlü Köprü, Hasanpaşa Hanı, Zerzevan Kalesi ve tarihi camileriyle ilgi görüyor. Kültür ve inanç turizminin önemli merkezlerinden biri olan Diyarbakır, yılın her döneminde ziyaretçilerin tercih ettiği bir destinasyon olmayı sürdürüyor. Diyanet İşleri gönüllü tercümanı Hızır Kanioğlu, turistlerin kış mevsiminde de Ulu Cami’yi ziyaret ettiğini belirterek, Güney Kore, Japonya ve Avrupa’nın farklı ülkelerinden misafirler ağırladıklarını dile getirdi. Profesyonel turist rehberi Taner Polat, sadece sömestir tatilinde 780’den fazla turisti gezdirdiğini ifade ederek, bölgede çok sayıda rehberin aktif olarak çalıştığını ve bu sayede hem turizme hem de yerel ekonomiye katkı sağladıklarını vurguladı. Polat, kış aylarında da Diyarbakır ve çevresinin yoğun ilgi gördüğünü ekledi. Kenti ikinci kez ziyaret eden Özlem Karabıyık ise, "Diyarbakır’ı seviyoruz, güzel bir şehir, çok tarihi bir şehir. Bütün dini kültürleri barındırıyor. Burada olduğum için mutluyum" sözleriyle şehirde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

10 Bin Yıllık Tarihe Işık Tutan Kazılar Tamamlandı Haber

10 Bin Yıllık Tarihe Işık Tutan Kazılar Tamamlandı

DİYARBAKIR (İHA) - Diyarbakır'daki UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Amida Höyük'te 2024 kazı dönemi sona erdi. Kazılarda, Cumhuriyet döneminde basılmış, üzerinde Osmanlıca yazılar bulunan bir sikke de dahil olmak üzere birçok tarihi eser ortaya çıkarıldı ve sergilendi. Binlerce yıllık tarihî geçmişiyle Hurri-Mitanniler'den Persler'e, Eyyubiler'den Osmanlı'ya kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapan höyükte, 2018 yılında başlatılan kazılar bu yıl Artuklu Sarayı’nın çeşitli bölümlerinde sürdürüldü. Yangın izlerinden ve seramik kalıntılarından elde edilen verilere göre, höyükte yerleşimin M.Ö. 8 bin yılına kadar uzandığı tespit edildi. Kazı başkanı ve Dicle Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Yıldız, 2024'te 19 işçi ve 9 teknik personelin katkısıyla toplamda 35 noktada çalışma yaptıklarını belirtti. Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle yapılan çalışmalarda bu yıl bulunan en dikkat çekici eserler arasında Osmanlı dönemine ait bir rozet, Geç Uruk dönemine ait mühürler ve 1926 tarihli Cumhuriyet dönemi sikkesi bulunuyor. Sikke ile ilgili bilgi veren Yıldız, "Cumhuriyet döneminde gelen sikkemiz 1926 yılında basılan, 1923'te Cumhuriyet'in kurulmasıyla beraber ilk basılan paralar arasındadır. Ön yüzünde palamut ve meşe yaprağı, üstte ay-yıldız, hemen sol tarafta Osmanlıca 10 kuruş ibaresi yer almaktadır. Arka yüzde ise buğday başağı ve yine Osmanlıca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yine paranın basım tarihi olan 1926 tarihi vardır. Harf inkılabından önce basıldığı için yazılar Osmanlıca yazılmıştır" dedi. KAZILARDA ELDE EDİLEN BULGULAR Bu yıl gerçekleştirilen kazılarla ilgili konuşan Yıldız, "Bu yılki çalışmalarda özelikle Geç Uruk dönemine ait mühür, yine Osmanlı dönemine ait Çanakkale Savaşı rozetinin bulunması önemliydi. Onun dışında Neolitik ve Kalkolitik dönemden başlayıp Selçuklu, Artuklu, Eyyubi, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait birçok eser bu yılki kazı çalışmalarında ortaya çıkartıldı. Paleolitik döneme ait taş buluntular da var. Ama bunlar muhtemelen taşınma yoluyla Amida Höyük'e getirilmiştir" açıklamasını yaptı. Prof. Dr. Yıldız, Amida Höyük’ün kesintisiz 10 bin yıllık geçmişiyle Diyarbakır’ın tarihine ışık tuttuğunu vurguladı. Elde edilen eserler, Diyarbakır Arkeoloji Müzesi’nde sergilenecek.

Diyarbakır’ın Hedefi: 2025’te 3 Milyon Turist Haber

Diyarbakır’ın Hedefi: 2025’te 3 Milyon Turist

DİYARBAKIR (İHA) - Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, yeni yıl vesilesiyle jandarma ve polis kontrol noktalarını ziyaret etti. Ziyaret sırasında güvenlik güçlerine teşekkür eden Zorluoğlu, Diyarbakır’ın turizmdeki hedeflerini de açıkladı. Vali Zorluoğlu'nun Diyarbakır-Şanlıurfa yolundaki ziyaretine İl Jandarma Komutan Tümgeneral Selçuk Yıldırım, İl Emniyet Müdür Fatih Kaya, kurum müdürleri ve amirleri de eşlik etti. "Diyarbakır'ın, 2024 yılında misafir ettiği 1.1 milyon turisti var. Bu sayının önümüzdeki yıllarda 2-3 milyona ulaşacağını da hep birlikte göreceğiz" diyen Zorluoğlu, "Diyarbakır'ımız için tamamıyla bir huzur yılı oldu. Uzunca yıllar terör olaylarıyla anılan Diyarbakır'ımız, güvenlik kuvvetlerimizin son dönemlerdeki etkin mücadelesi neticesinde artık terörle değil, yatırımla, üretimle, turizm, istihdamla anılır hale geldi. Turizm, Diyarbakır için vazgeçilmez, Diyarbakır'ın geleceğinde çok önemli bir yer tutacak. Bilhassa kültür turizm, inanç turizmi noktasında çok zengin bir imkana sahibiz" dedi. Vali, 2025 sonunda hizmete girecek şehir hastanesinin de önemli bir gelişme olduğunu ekledi. Yeni yıl dolayısıyla jandarma ve polis noktalarında yapılan denetimlerde, durdurulan araçların sürücülerine iyi dileklerde bulunuldu. Vali Zorluoğlu, "Diyarbakır'da sağlanan bu huzur ortamının, bu uygun zeminin üzerine kamu hizmetleri yoğun bir şekilde 2024'te devam etti. 2025 yılında daha büyük bir gayretle şehrimizi daha yaşanabilir hale getireceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.

Afyon Kaymağı ve Bal, THY ile Güney Kore Sofralarında Haber

Afyon Kaymağı ve Bal, THY ile Güney Kore Sofralarında

İSTANBUL (İHA) - Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat, Afyon kaymağını Güney Koreli ünlü şef Paik Jong-won’a göndererek Türk mutfağını tanıttı. Koreli şefin televizyon programlarında Afyon kaymağı ve Türk balını övgüyle anlatmasının ardından Türkiye’den bu ürünlerin Güney Kore’ye ihracatı başladı. Dünyanın en geniş uçuş ağına sahip olan Türk Hava Yolları, Türk lezzetlerinin uluslararası tanıtımında da öncü rol oynuyor. Güney Koreli şefin İstanbul ziyaretinde yediği bal ve kaymak, memleketine döndükten sonra şovlarında sıkça yer buldu ve bu lezzetlerin Güney Kore sofralarına taşınmasını sağladı. "BU KAYMAĞA HAYRAN KALDIM" Prof. Dr. Ahmet Bolat, sosyal medya paylaşımında Güney Kore ziyaretinde bu ünlü şefi tanıdığını belirterek, "Çok kaymak seven biri olmamama karşın bir keresinde Afyonkarahisar'a yaptığımız ziyarette öğle yemeği sonrası yediğimiz ekmek kadayıfının üstüne gelen Afyon kaymağının tadına bakarak hayran kalmıştım. Bunun üzerine aklıma Güney Kore'deki şef geldi ve bu kadar lezzetli bir kaymağa onun yorumunun ne olacağını düşündüm" dedi. Bolat’ın bu fikri, Afyonkarahisar’dan özenle toplanan kaymağın en uygun koşullarda Güney Kore’ye ulaştırılmasıyla hayata geçti. ŞEF TÜRKİYE’YE DAVET EDİLDİ Bolat, bu başarı hikayesinin ardından Güney Koreli şefi Türkiye’ye davet etti. Bolat, "Daha önceleri ülkemizi sık ziyaret etmiş olan ve birçok lezzetimizi de denemiş olan Şef Jong-won'u önümüzdeki yaz Mezopotamya turizm rotamız üzerinde olan Diyarbakır, Elazığ, Malatya, Adıyaman ve Şanlıurfa şehirlerimizde ağırlayacağız ve buradaki bize has lezzetleri yöresel şeflerimizle beraber deneyimleyeceğiz" açıklamasını yaptı. Türk mutfağının sembollerinden biri olan Afyon kaymağı ve Türk balı, şimdiden Güney Kore sofralarında yer bulmaya başladı. Bu lezzetler, aynı zamanda Güney Koreli turistlerin Türkiye’ye ilgisini artırmayı hedefliyor.

Lezzet Tutkunlarına Diyarbakır’dan Dubai Pastası Haber

Lezzet Tutkunlarına Diyarbakır’dan Dubai Pastası

DİYARBAKIR (İHA) - Diyarbakır'da, son dönemlerde Türkiye'de popüler hale gelen Dubai çikolatasının pasta versiyonu üretildi. Bu yeniliğin arkasında, sektörde öncü girişimleriyle bilinen Hacıbaba Pastaneleri Ar-Ge ekibi bulunuyor. Hacıbaba Pastaneleri Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Elaldı, Ar-Ge ekipleriyle birlikte çeşitli tatlılarda öncü olduklarını ve bu deneyimle Dubai pastasını ürettiklerini belirtti. Elaldı, "Hem hijyenik hem organik hem de fiyatının çok altında. Her zamanki sloganla, ‘en iyisini en ucuza' diyerek Dubai pastası yaptık. Buna da Türkiye'de en iyisi ve en ucuzu diyebiliriz. Sadece Diyarbakır'da değil, Türkiye'de bizim sektörde, bizim branşta hiçbir isim adı altında da bu kadar geniş yelpazesi olan bir kurum yoktur" sözleriyle pastanelerinin yeniliklerde lider olduğunu vurguladı. Elaldı, Dubai pastasının lezzeti kadar fiyatıyla da dikkat çektiğine vurgu yaparak, "Fıstık, bizim ana malzemelerimizden biri. Çikolata yine pastanemizin ana malzemesi. Kadayıf teli, Diyarbakır'a has tescilli ürünümüzdür. Bunlardan esinlenerek, Dubai Çikolatası'nın Dubai değil, Diyarbakır isimli olmasını tercih ederdim. Fiyat olarak şu bir no.'lu pasta 550 lira. Olması gereken 800 lira, ürünü 550 liraya veriyoruz. Tanıtım amaçlı. Bundan ucuz, kalitelisini şu anda Türkiye'de bulamazsınız diye iddia ediyorum" dedi. Elaldı, Dubai pastasının üretimine 10 gün önce başladıklarını belirterek, yakın gelecekte diğer pastaların üretimini durdurarak sadece Dubai pastası üretmeyi planladıklarını söyledi. Bu strateji ile Hacıbaba Pastaneleri, hem tatlı severlere yeni bir lezzet sunmayı hem de rakiplerine fark atmayı hedefliyor.

Diyarbakır Yüzde 25 Artışla Turizmde Altın Çağını Yaşıyor Haber

Diyarbakır Yüzde 25 Artışla Turizmde Altın Çağını Yaşıyor

Yıllardır turizmde geri planda kalan Diyarbakır, 2024 yılında sektörde büyük bir başarı elde ediyor. Özellikle yapılan tanıtım çalışmalarıyla, kente gelen turist sayısı önceki yıllara göre kayda değer bir artış gösteriyor. Bu gelişme, bölgedeki ekonomik hareketliliğe de katkı sağlıyor. 1 MİLYON ZİYARETÇİNİN 170 BİNİ YABANCI Diyarbakır, 2023’te 10 ayda 800 bin turist ağırlarken, 2024 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 25 artarak 1 milyona ulaştı. Bu turistlerin 170 binini yabancılar oluşturdu. Diyarbakır Surları, İç Kale, Dört Ayaklı Minare, Surp Giragos Ermeni Kilisesi, Ongözlü Köprü, Çayönü, Malabadi Köprüsü ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Zerzevan Kalesi'nin aralarında bulunduğu mekânlar büyük ilgi gördü. TANITIM ÇALIŞMALARI SONUÇ VERDİ Diyarbakır Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün kapsamlı tanıtım projeleri, turist sayısındaki artışın temel nedeni olarak öne çıkıyor. Şehre davet edilen tur operatörleri ve tanıtımlar sayesinde, özellikle Sur ilçesi ve çevresindeki restoranlar, kafeler ve hediyelik eşya satıcıları yoğun bir sezon geçirdi. UÇAK SEFERLERİ TALEBİ KARŞILAMIYOR Turizmdeki artışa rağmen, otel işletmecileri uçak seferlerinin yetersizliğinden yakınıyor. Turizm İşletmecilerine göre, Haziran-Ekim döneminde seferlerin azalması, şehre gelen turist sayısını olumsuz etkiliyor. İşletmeciler, İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya gibi büyük şehirlerden Diyarbakır’a uçuşların artırılmasını talep ediyor. Diyarbakır, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle bölgenin en önemli turizm destinasyonlarından biri olma yolunda ilerliyor. Sektör temsilcileri, gerekli altyapı ve ulaşım yatırımlarının yapılması durumunda şehrin bu potansiyelini daha da ileri taşıyacağını vurguluyor.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.