#Ceyhan Nehri

TOURISMJOURNAL - Ceyhan Nehri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ceyhan Nehri haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Misis Köprüsü Turizme Kazandırılamıyor Haber

Misis Köprüsü Turizme Kazandırılamıyor

Adana'da Ceyhan Nehri üzerine 4'üncü yüzyılda yapılan, 'Ölümsüzlük Köprüsü' adıyla da bilinen 'Misis Köprüsü', 1700 yıldır tarihe ışık tutuyor. Bölge sakinleri ise köprünün bakımsızlık nedeniyle turizme kazandırılamamasından dert yandı. Merkez Yüreğir ilçesine bağlı Misis Beldesi'nde yer alan ve Ceyhan Nehri üzerine 4'üncü yüzyılda Roma İmparatoru 2'nci Flavius Julius Costantinus tarafından yaptırılan Misis Köprüsü, Anadolu'nun ilk Roma köprüsü olarak biliniyor. Arkeolojik verilere göre Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde doğuyla batının en önemli kavşak noktası olan Misis Köprüsü, ölümsüzlük ilacını bulduğuna inanılan Lokman Hekim'in, bu ilacı yazdığı kağıdı üzerinden geçerken nehre düşürdüğü köprü olması nedeniyle, ‘Ölümsüzlük Köprüsü' adıyla da biliniyor. Halen araç ve yaya trafiğine açık olan köprünün Misis için önemli bir eser olarak öne çıkıyor. Ancak uzun yıllardır belediyelerin bölgeye ilgisiz kalması nedeniyle 1700 yıllık köprü turizme kazandırılamadı. Köprünün çevresinde dinlenme alanı veya bir kafe olmaması sebebiyle bölge halkı turizm geliri elde edemiyor. Köprünün bulunduğu mahalle, sadece tarım yaparak geçiniyor. Yeni köprü inşaatı duyuruldu ancak yapılmadı Öte yandan 2020 yılının Temmuz ayında Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Ceyhan Nehri üzerindeki tarihi Misis Köprüsü'nü kurtarmak ve ulaşımda ortaya çıkan tehlikeyi ortadan kaldırmak için yeni bir köprü yapılacağını duyurmuştu ancak bölgede bu konuyla ilgili de bir çalışma yapılmadı. "Nehrin kenarında parklar olsa, temizlense buraya turistler gelir" İhlas Haber Ajansı'na konuşan Misis Mahallesi eski muhtarı Ekrem Tanışer, bakımsızlık nedeniyle turistlerin gelmediğini ve bölge halkının bu sebeple büyük kayıp yaşadığını anlattı. Tanışer, "Bakımsızlıktan dolayı buraya turistler gelmiyor. Burası tarihi yer ama bakım yok. Eğer bakım olsa buraya turist gelir. Burası sit alanı olduğu için buraya hizmet yapılmıyor. Nehrin kenarında parklar olsa, temizlense buraya turistler gelirdi" ifadelerini kullandı. "Ağır tonajlı araçların köprüden geçişi yasak" Köprünün araç geçişlerine serbest olduğunu vurgulayan Tanışer, "Bu köprü çok eski ve tarihe gerçekten ışık tutuyor. Bu köprü halen araç trafiğine açık. Ağır tonajlı araçların köprüden geçişi yasak, ceza uygulanıyor" dedi. Mahalle sakinlerinden işletmeci Necip Yılmaz ise köprünün tarihinin çok eskiye dayandığını anlattı. Yılmaz, "Fatih Sultan Mehmet'in bile bu köprüden geçip Mısır'a kadar gittiği bizlere il kültür müdürümüz tarafından söylendi. Ancak yetersiz altyapı çalışmaları nedeniyle bu köprüyü turizme kazandıramadık. Turistler buraya geldiğinde 1-2 dakika fotoğraf çekilip gidiyor. Onları konaklatamadığımız için sıkıntı yaşıyoruz. Burası Türkiye'de isim yaptı ama buraya kafeler yapmalıyız, insanları bu manzara eşliğinde dinlendirmeliyiz. İnsanların isteklerini karşılamalıyız. Ancak o zaman bölgeye turist gelir" diye konuştu. (UMT-HİV-BA-Y)

Akdeniz'de Kirlilik Alarmı: Mersin ve İskenderun Tehdit Altında Haber

Akdeniz'de Kirlilik Alarmı: Mersin ve İskenderun Tehdit Altında

MERSİN (İHA) – Akdeniz kıyılarında kirlilik krizi derinleşiyor. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, Mersin ve İskenderun Körfezlerinin Akdeniz'deki en kirli bölgeler olduğunu belirterek, kirliliğin denizlerdeki oksijen seviyesini düşürecek boyuta ulaştığını söyledi. Salihoğlu, "Kirlilik, denizdeki canlılar için ana tehditlerden biri. Kirlilik ve iklim baskısı bir araya geldiği zaman oldukça sağlıksız bir ekosistemle karşı karşıya kalıyoruz, aynı zamanda insan sağlığı için de bir tehdit" dedi. MERSİN VE İSKENDERUN KÖRFEZLERİ ALARM VERİYOR Mersin’in Erdemli ilçesinde bulunan ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, Akdeniz kıyılarındaki kirlilik konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kıyılara vuran atıkların deniz ekosistemine büyük zarar verdiğini vurgulayan Salihoğlu, Mersin Körfezi'nin Akdeniz'deki en kirli bölge olduğunu ifade etti. Mersin Körfezi'nin yanı sıra İskenderun Körfezi'nin de benzer bir kirlilik baskısı altında olduğuna dikkat çeken Salihoğlu, "Burada gördüğümüz kirliliğin ana kaynağı şehir deşarjları. Tabi nehirlerden de ciddi kirlilik baskısı var. Nehirlerden gelen kirlilik baskısının ana nedeni de tarımsal ve endüstriyel aktiviteler" dedi. OKSİJEN SEVİYESİ AZALIYOR, EKOSİSTEM DEĞİŞİYOR Denizlerdeki kirlilik, yalnızca suyun rengini değil, ekosistemi de değiştiriyor. Prof. Dr. Salihoğlu, "Kirliliğin boyutları oksijen seviyelerini düşürecek kadar arttı. Deniz üstünde köpüklenmeler görülmeye başlandı. Bu, sağlıksız bir denizin işaretidir. Eğer kirliliğe neden olan bu girdileri hızla azaltmazsak, denizlerdeki canlı türlerinin varlığı tehlikeye girecek" dedi. Bu durumun denizlerdeki bitkisel üretimden en üst seviyedeki canlılara kadar tüm ekosistemi etkilediğini ifade eden Salihoğlu, "Kirlilik, deniz canlılarının beslenmesini engelliyor ve oksijen seviyelerini düşürüyor. Bu da ekosistemi değiştiriyor ve direnç seviyesini azaltıyor" diye konuştu. KİRLİLİK VE İKLİM BASKISI BİRLEŞİRSE FELAKET KAÇINILMAZ Salihoğlu, kirliliğin iklim baskısı ile birleştiğinde daha büyük bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. "Kontrolsüz avcılık, biyoçeşitliliği ve ekosistem direncini zaten düşürüyor. Bunun üzerine kirlilik ve iklim baskısı eklenince, sağlıksız bir ekosistemle karşı karşıya kalıyoruz. Bu durum, aynı zamanda insan sağlığını da tehdit ediyor. Özellikle şehir deşarjları, insan sağlığını doğrudan etkileyebilecek bakterileri ve mikropları içeriyor" açıklamasında bulundu. İleri arıtma sistemlerinin önemine dikkat çeken Salihoğlu, şehir deşarjlarının denize boşaltılmadan önce etkili bir şekilde arıtılması gerektiğini ifade etti. "Bu konuda hem mevcut sistemlerin iyileştirilmesi hem de kapasite yetersizliği olan bölgelerde yeni arıtma tesislerinin kurulması gerekiyor" dedi. PLASTİK ATIKLAR EN BÜYÜK TEHDİTLERDEN BİRİ Akdeniz’deki kirliliğin önemli bir bölümünü de plastik atıklar oluşturuyor. Prof. Dr. Salihoğlu, "Denize giren plastiğin hiçbiri denizde üretilmiyor. Hepsi karadan geliyor. Gemilerden atıldığı sanılıyor ama asıl kirlilik kaynağı bizim kendi nehirlerimiz" dedi. Ceyhan Nehri'nin taşıdığı atıkların tüm bölgeyi kirlettiğini belirten Salihoğlu, karada biriken plastik atıkların zamanla denize ulaştığını ve bunun ekosistemi ciddi şekilde etkilediğini ifade etti. Plastik atıkların ekosistemdeki yıkıcı etkisine dikkat çeken Salihoğlu, "Artık tek kullanımlık plastiklerden ve doğaya atık bırakma alışkanlığından vazgeçmemiz gerekiyor" dedi. DENİZ EKOSİSTEMİ VE TURİZM TEHLİKEDE Deniz suyundaki kalite kaybının turizme de büyük darbe vuracağını belirten Salihoğlu, "Kimse bulanık, pis bir denizde yüzmek istemez. Oysa Akdeniz’in görünürlük seviyesi yüksek, pırıl pırıl sularıyla bilinir. Bu kaliteyi kaybetmek, turizmde büyük kayıplara neden olur" dedi. Mersin ve İskenderun Körfezlerinde yürütülen projelerin önemine dikkat çeken Salihoğlu, "Hızlı ve etkili müdahalelerle sağlıklı bir deniz ekosistemine tekrar kavuşabileceğimize inanıyoruz. Ama bunun için kararlı bir çevre politikası gerekiyor" dedi.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.