Hava Durumu

#Aylin Özsavaş

TOURISMJOURNAL - Aylin Özsavaş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Aylin Özsavaş haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Haber

"2025'te Turizmde Sürdürülebilir Büyüme İçin Adım Atılmalı"

2024 yılı, Türk turizminin hem potansiyelini hem de karşılaştığı zorlukları net bir şekilde ortaya koyduğu bir dönem oldu. Pandemi sonrası toparlanma sürecinde, sektör bir yandan artan turist sayılarıyla umut verici bir tablo çizerken, diğer yandan ekonomik ve yapısal sorunlarla mücadele etmek zorunda kaldı. Türkiye’de yüksek enflasyon, artan işletme maliyetleri ve döviz kurunun baskılanmasıyla, turizm işletmelerinin sürdürülebilir bir hizmet kalitesi sunmasını zorlaştırdı. Özellikle vize sorunları ve nitelikli insan kaynağı eksikliği, tur operatörleri ve seyahat acentalarının uluslararası pazarlardaki etkinliğini sınırlayan temel engeller arasında yer aldı. Bununla birlikte, gastronomi, kültür, sağlık ve doğa turizmi gibi tematik alanlarda yeni projelerin hayata geçirilmesi olumlu bir gelişme. Ancak bu çeşitliliğin uluslararası pazarlarda yeterince tanıtılamaması, potansiyelin tam anlamıyla değerlendirilememesine neden oldu. Aşırı turizmin etkileri, 2024 yılında hem Türkiye’de ama özellikle de dünyada tartışılan önemli konular arasında yer aldı. Kapasiteyi aşan turist yoğunluğu, popüler destinasyonlarda doğal kaynakların tükenmesine, tarihi mirasın zarar görmesine ve yerel halkın yaşam kalitesinin düşmesine neden oldu. Türkiye’de özellikle Kapadokya, Antalya ve İstanbul gibi destinasyonlarda bu durumun etkileri hissedilirken, çözüm olarak alternatif turizm türlerine yönelim ön plana çıktı. Agro turizm bu bağlamda dikkat çeken bir alternatif olarak değerlendirilmelidir. Türkiye’nin zengin tarımsal mirası, agro turizmi kırsal kalkınmayı destekleyen ve turizmin daha dengeli yayılmasını sağlayan bir araç haline getirecektir. Kapadokya’da bağcılık deneyimleri, Karadeniz’de çay ve fındık hasadı turları, Ege’de zeytin festivalleri gibi tematik etkinlikler, hem çevresel sürdürülebilirliği destekleyecek hem de turistlere özgün deneyimler sunacaktır. Dünya genelinde 2024 yılı, turizmin sürdürülebilir bir modele geçiş çabalarının hızlandığı bir yıl oldu. Karbon ayak izini azaltmaya yönelik projeler, döngüsel ekonomi uygulamaları ve yeşil turizm girişimleri, sektörün geleceğini şekillendiren temel unsurlar haline geldi. Dijitalleşme, turist davranışlarını analiz etmek, operasyonel verimliliği artırmak ve müşteri deneyimini geliştirmek adına önemli bir araç olarak kullanıldı. Ancak bu dönüşüm, gelişmiş ülkelerde daha hızlı ilerlerken, gelişmekte olan ülkeler dijitalleşme ve sürdürülebilirlik alanında adaptasyon sorunları yaşadı. Aşırı turizmin etkilerini azaltmak ve turizmi daha sürdürülebilir bir zemine oturtmak için, destinasyon yönetimi ve alternatif turizm türlerinin teşviki global ölçekte öne çıkan stratejiler oldu. 2025 yılı, turizmin bu dönüşüm sürecinde doğru adımların atılması gereken kritik bir yıl olarak karşımıza çıkıyor. Öncelikle, sürdürülebilirlik ve çevre dostu projelere daha fazla öncelik verilmesi gerekiyor. Enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kullanımı ve atık yönetimi gibi konularda hem Türkiye’de hem de dünyada somut adımlar atılmalı. Dijital dönüşüm yatırımları hızlandırılmalı ve özellikle küçük ölçekli işletmelerin bu sürece entegrasyonu sağlanmalı. İnsan kaynağına yönelik yatırımlar artırılmalı; nitelikli iş gücünün sektörde tutulması ve gençlerin turizme teşvik edilmesi için kapsamlı programlar devreye alınmalı. Türkiye özelinde, vize kolaylıklarının sağlanması ve uluslararası tanıtım stratejilerinin yeniden yapılandırılması, ülkenin turizmdeki rekabet gücünü artıracak önemli adımlar olacaktır. 2025 yılında, turizmde kısa vadeli kazanç odaklı ve aşırı turizmi destekleyen politikalardan vazgeçilerek, daha sürdürülebilir yaklaşımlara odaklanılmalıdır. Popüler destinasyonlardaki yoğunluğu azaltmak için az bilinen bölgelerin tanıtımına ağırlık verilmesi ve alternatif turizm türlerinin teşvik edilmesi büyük önem taşımaktadır. Turizm politikaları yalnızca ekonomik kazanç sağlamayı hedeflemekle kalmamalı, aynı zamanda yerel kalkınmaya katkı sunmayı ve kültürel değerlerin korunmasını da öncelik haline getirmelidir. Bu çerçevede, az ama nitelikli turist gruplarını getiren ve/veya iç turizmde az bilinen destinasyonlara yönelik tur düzenleyen orta ölçekli seyahat acentalarının maddi ve manevi olarak desteklenmesi kritik bir strateji olacaktır. Bu destek, hem yerel ekonomilere canlılık kazandıracak hem de turizmin daha dengeli bir şekilde yayılmasını sağlayacaktır. Böyle bir yaklaşımla Türkiye, hem kendi içindeki zorlukları aşabilir hem de global turizm pazarında güçlü bir konuma ulaşabilir. 2025, turizm sektöründe sürdürülebilir büyüme ve yenilikçi çözümlerin temel taşlarının atıldığı bir yıl olmalıdır. Dileriz ki bu yıl, turizmin yerel kalkınmayı desteklediği, doğal ve kültürel zenginliklerin korunduğu, insan odaklı bir dönüşüm sürecinin başlangıcı olsun.

Yeşil pasaport bundan sonra ayrıcalık olmaktan çıkacak mı? Haber

Yeşil pasaport bundan sonra ayrıcalık olmaktan çıkacak mı?

Türk vatandaşları, başta Schengen bölgesi ülkeleri olmak üzere İngiltere, ABD ve Kanada’ya vize başvurusunda ya vize randevusu engeline takılıyor ya da başvuruları ‘ret’ ile sonuçlanıyor. Bordo pasaport sahibi binlerce iş insanı, bilim insanı ya da sanatçı ise turistik amaçlı olarak vize engeline takıldıkları için Edirne’yi geçemiyorlar. Ne fuarlara gidebiliyor, ne konser verebiliyor ne de konferanslara katılabiliyorlar. Hal böyle olunca özellikle Schengen bölgesi kısıtlamasını aşabilmek için yeşil pasaport yani hususi damgalı pasaport uygulamasının kapsamının genişletilmesi gündeme geldi. Zira yeşil pasaport sahipleri 6 aylık dilimler içerisinde 90 günü aşmamak kaydıyla 157 ülkeye vizesiz seyahat edebiliyorlar. Kapsamı genişletilmişti Yeşil pasaportun kapsamındaki ilk değişiklik 2016 yılında, ikincisi ise 2019 yılında yapıldı. Yeşil pasaport, 2016 yılına kadar sadece Pasaport Kanunu’nda birinci, ikinci ve üçüncü derece kadrolara bulunan devlet memurlarına, vakıf üniversitelerinde 15 yılını dolduran öğretim üyelerine, onların eşlerine ve 25 yaşına kadar bekar, çalışmayan çocuklarına veriliyordu. 2016’da yeşil pasaport kapsamına ihracatçılar da eklendi. Ancak ihracatçılar için şartlar çok ağır. Şöyle ki ilgili şirketin eğer son üç yılda yıllık ortalama ihracatı 500 bin ile 10 milyon dolar arasındaysa 1, 10-25 milyon dolar arasındaysa 2, 25-50 milyon dolar arasındaysa üç, 50-100 milyon arasındaysa 4, 100 milyon dolar üzerindeyse 5 firma yetkilisine dört yıl süreyle yeşil pasaport veriliyor. 2019 yılında ise 15 yılını dolduran avukatlar yeşil pasaport alma hakkı kazandı. Tekliflerin yarısı 2024 yılında sunuldu Zaman içinde TBMM’ye hususi damgalı pasaportun kapsamının genişletilmesi için verilen kanun teklifleri de arttı. Öyle ki TBMM komisyonlarında bu konuda bekleyen 37 teklifin 14’ü 2024 tarihli. 3 Ocak’ta MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, meslekte 15 yılını dolduran gazetecilerin de yeşil pasaport alması için bir kanun teklifi sundu. 20 gün sonra CHP Uşak Milletvekili Ali Karaoba özel sektörde çalışan ve 15 yıl kıdemi bulunan hekimlere de bu hakkın tanınmasını talep etti. Aynı partiden Elazığ Milletvekili Gürsel Erol’un 29 Ocak’ta sunulan kanun teklifi ise nüfusu 500 binden fazla olan il ya da ilçelerde bir dönem belediye başkanlığı yapanlara yönelikti. 5 Şubat’ta CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal en az 10 yıl uluslararası tır şoförlüğü yapanların da bu kapsama alınmasını istedi. Birçok meslek bekliyor CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, 14 Mart günü 15 yıl kıdemli mali müşavirlere de yeşil pasaport verilmesi için teklifte bulundu. 2024’te verilen kanun teklifleri arasında sendikaların yönetim kurullarına seçilenleri, belde belediye başkanlarını, TBMM danışman ve personelleri ile belediye danışmanlarını ve eczacıları kapsıyor. Bu teklifler TBMM’nin İçişleri Komisyonu’nda. Fakat komisyonda halen bekleyen başka teklifler de var: Örneğin yine Tanal’ın 2018’de verdiği teklifler çarşı ve mahalle bekçilerine ve muhtarlara yeşil pasaport verilmesi talebinde bulunuyor. Mühendis ve mimarlar, tiyatrocular ve milletvekili danışmanları da komisyonda karar çıkmasını bekleyen diğer meslek grupları. 4’te 1’i oldu Kapsam zamanla genişletilince “yeşil pasaport” kullanımı da arttı. Bunu Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü’nce yapılan pasaport üretim rakamlarından anlıyoruz. Darphane verilerine göre 2010’dan bu yana toplam 36 milyon 187 bin 656 pasaport üretildi. Bunun yüzde 78.8’i (28 milyon 547 bin 196) bordo pasaportken yaklaşık yüzde 18’i (6 milyon 529 bin 100) yeşil pasaport. Yeşil pasaport üretimi uzun süre boyunca yılda 300-400 bin bandında seyrederken 2023’te birden 1 milyon 816 bin 700’e çıkıyor. 2010’dan beri üretilen hemen hemen her 6 pasaporttan 1’i yeşil pasaportken, 2023’te bu oran 4’te 1 oluyor. 2024 verileri ise daha ilginç çünkü temmuz ayına gelindiğinde üretilen yeşil pasaport sayısı, bordo pasaport sayısını ilk defa geçiyor.  Ne dediler? “Dünyada benzeri yok” Prof. Dr. Bilgin Tiryakioğlu (Bilkent Üniversitesi milletlerarası özel hukuk uzmanı) “Dünyada bu uygulamanın bir benzeri yok. Çünkü birçok ülke zaten buna ihtiyaç duymuyor. Bizim için de vizesiz seyahat sınırlı olduğundan burada çok ince bir çizgi var. Yeşil pasaport imkanı daha da yayıldığı takdirde diğer ülkeler bunu çok fazla bulup sınırlama da getirebilir. Örneğin Kanada, ABD ve İngiltere gibi ülkeler, yeşil pasaportlulardan da vize istiyor. Buradaki mantık hangi temelle kuruldu bilemesem de tek bir çalışanın olduğu aile yapısı baz alınmış gibi duruyor. Mesela ailenin çalışan üyesinin sigortasından da eş ve çocuklar istifade edebiliyor.” “İtibarını kaybetmemeli” Ahmet Öksüz (İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı “İhracat sektörünün üyeleri işini direkt yurtdışında yapıyor ama birçok iş insanı vize alamıyor. Bu nedenle ne yatırım yapabiliyor ne de malını satabiliyor. Fuarlarda stantlar boş kalıyor. Bu nedenle yeşil pasaport, ihracat için çok kritik. Bu imtiyazın kamu çalışanları ve avukatların bu mesleklerde bulunmayan aile üyelerine de tanınıyor olması, hatta imtiyazın kapsamının daha da genişletilmesine yönelik tasarılar pasaportun itibarını düşürebilir. Çok fazla tabana yayılmaması gerekiyor. Yeşil pasaport mevzuatında mutlaka bir revizyona gidilerek itibarını koruyacak bazı kısıtlamalar getirilmeli. Yalnızca yurtdışında işi olana bu imkan sağlanmalı.” “Deporta bile yol açabilir” Aylin Özsavaş (İstanbul Seyahat Acenteleri Tanıtım ve Geliştirme Derneği (İSATAG) Başkanı) “Seyahat acenteleri yurtdışındaki fuarlara ve konferanslara katılmadan, yeni iş bağlantıları için yurtdışındaki tur operatörlerini ziyaret etmeden yeni müşteriyi nasıl bulabilir, işbirliklerini nasıl geliştirebilir? 60 milyar dolarlık bir turizm geliri hedefi koyup bunu sağlayacak turizm profesyonellerini vize almaya mecbur bırakmak sektöre ve Türkiye’nin marka değerini yükseltmek için yoğun çaba gösteren turizm yöneticilerine büyük bir haksızlık olacaktır. Yeşil pasaportun bu kadar yaygınlaşması, sınır kapılarında yeşil pasaportluların daha sıkı denetlenmesine, uzun bekleme kuyruklarına ve hatta deport olaylarına yol açabilir. Daha da kötüsü yeşil pasaportluların Avrupa’daki serbest dolaşımına kısıtlama getirilmesi gibi ciddi sonuçlar doğurabilir.”

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.