Hava Durumu

#Arkeolojik Alan

TOURISMJOURNAL - Arkeolojik Alan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Arkeolojik Alan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kayseri, Roma Dönemi’nden Kalma Hipodromla Gündemde Haber

Kayseri, Roma Dönemi’nden Kalma Hipodromla Gündemde

Kayseri'de uzun süredir 'Bit Pazarı' olarak kullanılan alanın altında Roma Dönemi'nden kalma hipodrom olduğu belirlenirken; bölge Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 3. Derece Arkeolojik Alan ilan edildi. Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Vakfı Kayseri Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy; "Kayseri’de böyle bir hipodromun bulunması oldukça ilginçtir. Bu, soğuk ve küçük bir şehir olan Kayseri için beklenmedik önemli bir keşif olmuştur" dedi. Kayseri'nin Beştepeler mevkiinde uzun süredir Bit Pazarı olarak kullanılan alanın altında Roma Dönemi'nden kalma olduğu değerlendirilen hipodrom olduğu belirlendi. Bölge; Kültür ve Turizm Bakanlığı Kayseri Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan edildi. Hipodromların atların koştuğu, gladyatörlerin dövüştüğü alanlar olduğunu aktaran ÇEKÜL Kayseri Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy; "Bu bölge; Kayseri’de Beştepeler olarak bilinmekte ve Eskişehir Bağları olarak da geçmektedir. Battal Mezarlığı, surlar gibi sürekli gündemde olan ve Kayseri’nin ilk yerleşim yeri olarak kabul edilen bu bölge, 7 Ekim tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescil edilmiştir. Uzmanlar; buranın bir hipodrom olduğu görüşünü bildirmiştir. Hipodrom; Roma İmparatorluğu’na ait bir kültürel unsur ve mimari yapı olarak, atların koştuğu yer anlamında kullanılmaktadır. Büyük törenler düzenlemek, orduyu sefere hazırlamak veya sefer dönüşlerinde kutlamalar yapmak amacıyla kullanılmıştır. Ayrıca ritüeller ve gladyatör dövüşleri gibi etkinlikler de hipodromlarda yapılmıştır. Zemini düz veya kot farkı kullanılarak inşa edilen hipodromlar; genellikle taşlarla yükseltilmiş oturma yerlerine sahip yapılar olmuştur. Hipodromun içinde bir imparator bulunur ve önünde yarışlar yapılır. Çoğu hipodromda, yarışlar 7 kez çevresinde dönerek gerçekleştirilir; bu da 7 büyük gezegene atıfta bulunur. Yarışlar genellikle askerler arasında yapılır ve bu, imparatorluğun kültürel simgelerinden biri olmuştur. Her hafta Pazar günü burada, yaz-kış demeden, pazar kurulmaktadır" dedi. Bölge 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillendi Bölge hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Özsoy; "7 Ekim tarihindeki Kayseri Koruma Bölge Kurulu tarafından hazırlanan rapora göre; burası 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmiştir. Buraya ait 1950’li yıllara ait hava fotoğraflarına baktığımızda, yapılaşmanın az olduğu dönemde buradaki hipodrom yapısının varlığı, Kayseri'ye gelen gezginlerin tarifleriyle örtüşmektedir. Zaman içinde burası farklı amaçlarla kullanılmış ve yapılaşmalar olmuştur. Kayseri’deki bu yerin varlığı, kurul kararıyla tescil edilmiştir. Ancak tarihleme noktasında, tescilleme fişinde bir tarih yazılmamaktadır. Bizler Roma Dönemi'ne ait olduğunu biliyoruz. Kayseri’nin Roma İmparatorluğu’na katılımı, isminin 'Kaseria' olması ne zaman gerçekleşmişse, muhtemelen bu tarihten sonra hipodrom da yapılmıştır. Strabon’dan itibaren, şehrin yerleşmeye en uygun yerlerinden biri Beştepeler olarak bilinen bu tepedir. Aşağısı bataklık ve balçık olduğu için, şehre hakim bir yerleşim tercih edilmiştir. Bu yüzden bu bölgeye 'Beştepeler' adı verilmiştir. Kayseri’deki ilk mescit ve camiinin de Battal’da olması tesadüfi değildir" ifadelerini kullandı. "Kayseri’de böyle bir hipodromun bulunması oldukça ilginçtir" Kayseri'de böyle bir yapının bulunmasının oldukça ilginç olduğunu aktaran Prof. Dr. Özsoy; "Hipodrom gibi bir yapının inşa edilmesi, çevresinde saray, alışveriş merkezi, tapınak ve sütunlu geçitler gibi yapıları gerektirir. Burada hipodromu ortalayacak şekilde yerleşmiş bir mimari yapıdan bahsediyoruz. Eğer burada bir hipodrom kurulduysa, diğer yapılar nerelerdeydi merak edilebilir. Bu eski yapılara ne olduğunu zaman gösterecek. Dünyada en büyük hipodrom, Roma’dadır. Roma İmparatorluğu’nun hakimiyetindeki Yunanistan, Kuzey Afrika, İsrail ve Türkiye’deki Ege ve Akdeniz kıyılarında da benzer yapılar bulunmuştur, ancak en büyüğü Roma’dadır. Hipodromların büyüklüğü, çevredeki nüfus ve hareketliliğe göre değişmiştir. Roma’daki devasa hipodromlar, 250 bin, 300 bin kişilik kapasiteye sahipken, küçük hipodromlar 5 bin kişiye kadar yer alabiliyordu. Roma hakimiyetinde kültürel yatırımların Akdeniz ve Ege kıyılarına kaydığı düşünülüyordu, ancak Kayseri’de böyle bir hipodromun bulunması oldukça ilginçtir. Bu, soğuk ve küçük bir şehir olan Kayseri için beklenmedik önemli bir keşif olmuştur. Patara, Aspendos ve Afrodisias gibi yerlerde olduğu gibi, burada da benzer bir yapının oluşması mümkündür" diye konuştu. Yapının ortaya çıkarılmasının Kayseri açısından önemli olduğunu da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Osman Özsoy açıklamasını şöyle sürdürdü; "Türkiye’deki en büyük hipodrom ise İstanbul’un yarımadasında, At Meydanı olarak bilinen alanda yer almaktadır. Zamanla savaşlar ve diğer olaylarla bazı bölümleri ayakta kalabilmiştir. Hipodromlar, dünyada at yarışları kültürü ve sporu olarak halen devam etmektedir. Kayseri’de böyle bir yapının açığa çıkması, Kayseri’nin tarihî tanıtımı açısından çok önemli bir anlam taşıyabilir ve büyük ilgi görebilir. Bu bölgeye yapılacak çalışmalar, sondaj yapılarak mı yoksa olduğu gibi bırakılarak mı devam edileceği, bir kısmının turizme kazandırılıp kazandırılmayacağı gibi sorular zamanla cevaplanacaktır. Buradaki yapının malzeme, giriş, çıkış, geometrisi ve mimarisi ortaya çıktıkça, hangi malzemelerin kullanıldığı; örneğin Erciyes’ten bazalt ve volkanik tüf mü yoksa mermer mi kullanıldığı gibi konular da tartışma konusu olacaktır. Bunlar, önümüzdeki dönemde Kayseri’de konuşulacak başlıca konular arasında yer alacaktır."

Bodrum’da İmara Açılan Orman Alanına TMMOB’den Tepki Haber

Bodrum’da İmara Açılan Orman Alanına TMMOB’den Tepki

Bodrum’un Göl Mahallesi’nde Türkbükü Doğusu Turizm Merkezi’nde yapılan imar planı değişikliği tartışmalara yol açtı. Plan kapsamında 7.5 hektarlık orman alanı, turizm tesisi alanına dönüştürüldü. Bu karar, TMMOB Bodrum İlçe Koordinasyon Kurulu tarafından anayasa ve çeşitli kanunlara aykırı olarak değerlendirildi. Türkbükü’nde gerçekleştirilen plan değişikliği, Anayasa’nın 169. maddesine aykırı olarak değerlendiriliyor. Söz konusu maddenin ormanların korunmasını zorunlu kıldığını belirten TMMOB, bu düzenlemenin orman statüsünü ortadan kaldırarak turizm yatırımlarına olanak sağladığını vurguladı. Tahsis edilen alanın bir kısmının III. derece arkeolojik sit alanında yer aldığı da ifade edildi. TMMOB'DAN YETKİLİLERE ÇAĞRI TMMOB Bodrum İKK adına Mimar Gamze Bağcı, yapılan uygulamanın hatalı olduğunu belirterek bir açıklama yaptı. Açıklamaya göre, Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Göl Mahallesi’nde yer alan Türkbükü Doğusu Turizm Merkezi’nde, 1/25000, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı imar planı değişiklikleri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hazırladığı bu plan değişiklikleri, 21 Ağustos 2024 tarihinde askıya çıkarıldı ve söz konusu alan yatırımcılara tahsis edildi. Değişiklik yapılan alanın tamamının orman statüsünde olduğu, aynı zamanda "Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı" ve III. Derece Arkeolojik Sit Alanı sınırları içerisinde yer aldığı bildirildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 31 Ekim 2021 tarihli onayı ile toplam 104.59 hektarlık ormanlık alan, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 8. maddesi uyarınca turizm amaçlı kullanılmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tahsis edildi. Plan değişikliğine konu olan 7.5 hektarlık bölüm, bu tahsis edilen alanın içinde yer alıyor. Onaylı planlarda “orman alanı” olarak belirtilen bu bölge, yapılan değişiklikle "Turizm Tesisi Alanı" olarak düzenlendi. Muğla’nın Bodrum ilçesi Göl Mahallesi’nde yapılan imar planı değişikliği, "orman alanı" statüsünde olan bir bölgenin statüsünü ortadan kaldırarak turizm tesisi alanına dönüştürdü. Anayasa, ormanların korunmasını ve genişletilmesini öngörürken, orman alanlarının kamu yararı dışında başka amaçlarla kullanılmasını yasaklıyor. Plan değişikliğinde, Kıyı Kanunu’na da aykırılıklar bulunduğu ifade ediliyor. Özellikle sahil şeridindeki ilk 50 metrede yapılaşma yasağı bulunmasına rağmen, bu alanın turizm tesisi olarak gösterilmesi ve gerisinde yoğun yapılaşmaya izin verilmesi tepki topladı. Yetkililer, bu durumun orman bütünlüğünü bozduğunu ve kamu yararına hizmet etmediğini vurguluyor. Plan değişikliği sırasında, ilgili kurum ve kuruluşlardan alınan görüşlerin de dikkate alınmadığı belirtiliyor. Kurumlar, planlama alanını "orman alanı" olarak değerlendirmiş olsa da, yapılan değişiklikle alan "Turizm Tesisi" statüsüne geçirildi. Bu durum, kurum görüşlerinin geçersiz hale geldiği ve hukuki açıdan sorunlar doğurduğu şeklinde yorumlanıyor. Ayrıca Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne göre, sit alanlarının korunmasını tehlikeye atacak plan değişiklikleri yapılamazken, bu değişikliklerin İmar Kanunu’na da aykırı olduğu dile getiriliyor. Planın Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanıp, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanması ise dikkat çekici bulunuyor. Aynı bakanlıkların hem planı yapması hem de onaylaması bağımsız değerlendirme eksikliği olarak eleştiriliyor. Ayrıca plan raporundaki eksik görüşler ve mevzuat ihlalleri, her iki bakanlığa yönelik eleştirilerin odak noktası olmuş durumda. Bodrum’da son yıllarda artan nüfus, su ve trafik sorunları gibi altyapı yetersizliklerini daha da kötüleştiren bu tür planlar, çevre tahribatını hızlandırıyor. Uzmanlar, Bodrum’un mevcut kaynaklarının bu kadar nüfus yoğunluğunu kaldıramayacağını ve alınan kararların çevresel felaketlere yol açabileceğini belirterek, Bodrum’un rant projelerine kurban edilmemesi gerektiğini ifade ediyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.