Hava Durumu

#Almanya

TOURISMJOURNAL - Almanya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Almanya haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Eisenhüttenstadt 2 Hafta Ücretsiz Deneme Konaklaması Başlattı Haber

Eisenhüttenstadt 2 Hafta Ücretsiz Deneme Konaklaması Başlattı

Almanya’nın doğusunda, başkent Berlin’e yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta ve Polonya sınırında yer alan Eisenhüttenstadt kasabası, potansiyel yeni sakinlere 14 günlük deneme süresiyle ücretsiz konaklama imkânı sunuyor. Bu ilginç teklifin amacı kasabanın nüfusunu artırmak. Başvurular Temmuz'a kadar geçerli olacak. Belediye, projeyi şöyle duyuruyor: 'YENİLİKÇİ GÖÇ PROJESİ' "Eisenhüttenstadt, "Şimdi plan yapın" sloganıyla yenilikçi bir göç projesi başlatıyor: Seçilen katılımcılar, 6-20 Eylül 2025 tarihleri ​​arasında 14 günlük deneme konaklaması boyunca Eisenhüttenstadt'taki yaşamı, işi ve topluluğu ücretsiz ve şehrin kalbinde deneyimleme fırsatına sahip olacaklar. Proje, Eisenhüttenstadt'a taşınmayı hayal edebilen ilgili taraflara yöneliktir; örneğin, işe gidip gelenler, geri dönmeyi düşünenler, kalifiye işçiler veya değişiklik arayan serbest meslek sahipleri. Katılımcılar, mobilyalı bir dairede iki hafta boyunca ücretsiz olarak kalıyor ve sadece günlük hayata dair değil, aynı zamanda kariyer olanaklarına dair de bilgi ediniyorlar: Bölgedeki şirketler staj veya mülakat fırsatları sunuyor. Deneme gezisine zengin bir program eşlik ediyor: Şehir turu, eğitim hakkında bilgi, fabrika turu konuklara şehri gerçek anlamda tanıtmayı amaçlıyor. Başvurular temmuz ayının başına kadar devam ediyor. Eisenhüttenstadt'ı yeni bir bakış açısıyla deneyimlemek isteyen, gerçek motivasyona sahip ilgili kişileri arıyoruz". Açıklamaya göre deneme yaşamı, “Eisenhüttenstadt’ın 75. yıldönümünde kalifiye işçi alımı stratejisinin bir parçası. CNN'nin haberine göre 1950 yılında kurulan Eisenhüttenstadt eski Doğu Almanya’daki sosyalist yönetim tarafından inşa edilen ilk planlı şehir olma özelliğini taşıyor. Oder Nehri kıyısında yer alan şehir, büyük bir çelik fabrikası etrafında inşa edilmişti. Kasabanın eski adı Stalinstadt (Stalin Kasabası) idi ve bu isim, dönemin Sovyet lideri Josef Stalin’den geliyordu. Berlin Duvarı’nın 1989’da yıkılmasının ardından Doğu ve Batı Almanya birleşince şehir bugünkü adını aldı. Habere göre Eisenhüttenstad birleşmeden bu yana nüfus kaybı yaşadı. Nüfusu, en yoğun döneminde 50 binin üzerindeyken, bugün yaklaşık 24 bin civarında.

Kurban Bayramı Tatilinde Antalya’da Hareketlilik Haber

Kurban Bayramı Tatilinde Antalya’da Hareketlilik

Kurban Bayramı arifesi bu yıl 5 Haziran, bayram ise 6- 9 Haziran tarihlerine denk geliyor. Kurban Bayramı tatilinin uzayıp uzamaması merakla beklenirken, turizm sektöründe bayram dönemi rezervasyonları da hız kazandı. Sıcaklıkların 28 derece civarında olması beklenen Antalya'da özellikle bayram tatili dönemi için yoğun talep oluşuyor. Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kaşif Kavaloğlu, turizm sezonunu Ramazan Bayramı'yla açan sektörün yüksek sezon olarak adlandırılan dönemi de Kurban Bayramı ile başlatacağını kaydetti. Bayram tatilinin uzaması yönündeki taleplerini tekrarlayan AKTOB Başkanı Kavaloğlu, "Turizm açısından çok önemli ve değerli. Ayrıca bu ne kadar önceden açıklanırsa Türk misafirlerimiz o kadar önceden tatil programlarını yapabilir. Tabii Kurban Bayramı döneminin dezavantajlı bir önemi de var; tam sınav haftası ve okulların kapanmasının öncesine denk geldiği için rezervasyon yaptıran aileler genellikle çocukları sınava girmeyen aileler" dedi. ALMAN TURİST BEKLENTİSİ Bu Kurban Bayramı'nın Avrupalı turist açısından da önemli bir döneme denk geldiğini açıklayan Kavaloğlu, "Kurban Bayramı tatilinin Hristiyanlıkta en önemli dini bayramlardan Pfingsten'in ile birleşiyor olması nedeniyle Avrupa'dan yoğun ilgi bekliyoruz. Almanların Pfingsten tatiliyle Kurban Bayramı peş peşe. Ramazan Bayramı da Paskalya ile peş peşe gelmişti. Dolayısıyla özellikle Almanların çok yoğun tercihi olacağını düşünüyoruz" diye konuştu. AVRUPA'DAKİ TÜRKLER İÇİN İKİ BAYRAM FIRSATI Hamsin Yortusu olarak da bilinen Pfingsten tatili ile Kurban Bayramı'nın peş peşe olmasının Almanya ve Avrupa'da yaşayan Türkler için de uzun tatil fırsatı oluşturduğuna işaret eden Kavaloğlu, "Avrupa'da yaşayan Türkler bizim için çok değerli. Onların ana vatanlarında tatil yapabilme istekleri, arzuları bizim için çok değerli. Pfingsten ile Kurban Bayramı'nın birleşiyor olmasıyla Avrupa'daki Türk vatandaşlarımız açısından da yoğun bir dönem geçireceğimize inanıyorum" dedi. HER BÜTÇEYE UYGUN TATİL FIRSATI Kurban Bayramı'nda otellerde yüzde 100 doluluk beklediklerini dile getiren Kavaloğlu, "Antalya'nın en büyük özelliklerinden bir tanesi, her bütçeye uygun tatil yapabilme şansının olması. Bu anlamda bakıldığında 9 günlük tatilin bir an önce açıklanması ile birlikte insanlar tatillerini bölerek, daha rahat planlama yapabilecektir" diye konuştu. REZERVASYON UYARISI: YER KALMAYABİLİR Kundu'da faaliyet gösteren beş yıldızlı bir otelin genel müdürü İsmail Çağlar, "Tabii bayramlar ne kadar uzun olursa bizim için o kadar iyi. Umarız bu bayram hemen açıklanır ve 9 güne uzatılır. Kurban Bayramı'yla birlikte haziran ayının ilk haftasında yüksek sezona da başlangıç yapıyoruz. Şu an bölgemizdeki birçok otelin bayram dönemi rezervasyonlarına bakıldığında, doluluklar yüzde 90-95 oranlarına kavuştu, son odaları satıyorlar. Misafirlerimize de seslenelim; bir an önce rezervasyonları yaptırsınlar, istedikleri bölge veya otellerde yer bulamayabilirler veya yer bulmakta sorun yaşayabilirler. Önümüzdeki birkaç gün içinde birçok otelde yer kalmayacak gibi görünüyor" dedi. OTELLERİN YÜZDE 20-25'İ İÇ PAZARA AYRILDI Bölgesel olarak Antalya'da Kundu-Lara, Belek bölgelerinin öne çıktığını anlatan İsmail Çağlar, "Bu sene özellikle Belek bölgesi hızlı gidiyor. Yüksek sezonun başlangıcıyla Kemer, Manavgat, Alanya da hareketleniyor. Bayramda ciddi bir hareketlilik oluşacaktır. En önemli üç pazarımız Rusya, Almanya ve İngiltere başta olmak üzere diğer tüm pazarlarımızdan turistler geliyor ve özellikle haziran ayı itibarıyla ciddi hareketlilik bekliyoruz. Sektördeki paydaşlarımızın verdiği bilgiler doğrultusunda bayram döneminde otellerin yüzde 20-25'i iç pazara ayrıldı. Şu an kendi otelimizde de bu şekilde. Tabii şehir otellerinde de doluluk bekleniyor, bu da sevindirici" diye konuştu. KUNDU'DA REZERVASYONLAR YÜZDE 90'I AŞTI Kundu Turizm Yatırımcıları Birliği (KUYAB) Genel Müdürü Erden Arı, Kundu bölgesinde KUYAB'a bağlı 6 otel bulunduğunu belirterek, şu an için bu otellerde bayram dönemi rezervasyonlarının yüzde 90 doluluğa ulaştığını açıkladı. Otellere göre yerli ve yabancı turist için ayrılan oranların farklılık gösterdiğini anlatan Arı, "Şu anki rezervasyonlara göre yüzde 90'ı aşan dolulukların bayram yaklaştıkça yüzde 95 ve yüzde 100'lere ulaşmasını bekliyoruz" diye konuştu.

Visa Akdeniz Turizm Analizi: Türkiye’nin 2024 Turizm Başarısı Haber

Visa Akdeniz Turizm Analizi: Türkiye’nin 2024 Turizm Başarısı

Visa Akdeniz Turizm Analizi, 2024 yılında Türkiye’nin Akdeniz havzası ülkeleri arasında ziyaretçi sayısını en çok artıran ikinci ülke olduğunu ortaya koydu. Diğer yandan Türkiye son 5 yılda yabancı kartlı turizm gelirlerini en çok artıran ikinci ülke oldu. 2024 yılında ülkemizi ziyaret eden turistlerin %18’inin 2023’te de Türkiye’yi tercih ettiği ve geri dönen bu ziyaretçilerin, ortalama bir turistten %74 daha fazla kart kullandığı görüldü. İstanbul, Türkiye’nin turizm gelirlerinin yarısından fazlasına katkı sağlarken bu trendin dört mevsim boyunca etkili olduğu görüldü. Yeme-içme, ulaşım, market ve sağlık sektörleri yüksek çift haneli büyüme kaydederek Türkiye’nin 2024 turizm başarısında öncü oldu. ABD ve Körfez Ülkeleri ziyaretçilerinin harcamalarının Türkiye’nin toplam turizm gelirlerinin üçte birini oluşturduğu görüldü. Visa, Akdeniz’e kıyısı olan Türkiye, İspanya, İtalya, Fransa, Portekiz, Yunanistan, Hırvatistan ve Malta’ya seyahat eden yabancı turistlerin kart kullanımı trendlerine dair içgörüler sağlayan Visa Akdeniz Turizm Analizi’nin 2024 yılı sonuçlarını açıkladı. Türkiye, son 5 yılda kartlı turizm gelir artışında ikinci sırada Visa Akdeniz Turizm Analizi, Türkiye’nin turizmdeki rekabet gücünü ortaya koyuyor. Araştırma sonuçları Türkiye’de kart kullanımının 2024 yılında Euro bazında %5 artış kaydettiğini gösteriyor. Kartlı ziyaretçi sayısındaki büyüme ise %16. Bununla birlikte rakamlar son 5 yıl içinde Akdeniz’de turizm gelirlerini en çok artıran ikinci ülkenin Türkiye olduğuna işaret ediyor. Analiz sonuçlarına göre, son 5 yılda toplam yabancı kart harcamaları Akdeniz havzası genelinde yaklaşık 2 katına çıkarken aynı dönemde Türkiye’nin ortalamanın üzerinde büyüdüğü gözlemleniyor. Bu gelişme, Türkiye’nin 2019 yılından bu yana turizm alanında güçlü bir ivme yakaladığını gösteriyor. Türkiye, sağlık turizminde öne çıkıyor Visa Akdeniz Turizm Analizi’nin ortaya koyduğu rakamlara göre, 2024’te sağlık turizmi Akdeniz havzasında turizm harcamalarının ortalama %2’sini oluştururken, bu rakam ülkemizde turist harcamalarının %7’sine denk geliyor. Rakamlar, Türkiye’nin önceki yıllarda olduğu gibi bu alanda stratejik bir rekabet avantajına sahip olduğunu ortaya koyuyor. Visa Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin, “Visa Akdeniz Turizm Analizi, Türkiye’nin turizm stratejisi açısından değerli içgörüler sunuyor. Analizin en dikkat çekici bulgularından biri, 2024 yılında ülkemizi ziyaret eden her beş turistten birinin 2023’te de Türkiye’yi tercih etmesi ve geri dönen bu turistlerin, genel ortalamaya kıyasla yaklaşık %74 daha yüksek kart kullanımı gerçekleştirmesi olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca, analiz sonuçları yabancı turistlerin kart harcamalarında artışa işaret ederken, kartlı ödemelerin turizm gelirlerine olumlu etkisini ve ülke ekonomimize katkısını da gözler önüne seriyor. Visa olarak, yabancı turistlerin Türkiye’de güvenli ve kesintisiz harcama yapmalarını desteklemeye, aynı zamanda turizm sektöründeki küçük ve orta ölçekli işletmelerin dijital ödeme yöntemlerini kullanabilmesini sağlamaya devam edeceğiz” dedi. Visa Güney Avrupa Danışmanlık ve Analitik Başkanı Sertan Şener, “Visa Akdeniz Turizm Analizi, Türkiye’nin Akdeniz havzasındaki güçlü konumunu bir kez daha ortaya koyuyor. Son beş yılda, bölgedeki ülkeler arasında kartlı harcamalarını en fazla artıran ikinci ülkenin Türkiye olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin 2024 yılında turizmdeki başarısını yeme-içme, ulaşım, market ve sağlık sektörlerindeki kart harcamalarında kaydedilen büyüme önemli ölçüde destekliyor. Analiz bulguları, yabancı kartlarla gerçekleştirilen sağlık harcamalarının ülkemizin toplam turizm gelirine katkısının, Akdeniz havzası ortalamasının üç katından fazla olduğunu gösteriyor. Visa olarak, kartlı ve yenilikçi ödeme çözümlerinin turizm sektörünün en önemli itici güçlerinden biri olduğunu gözlemliyor, Türkiye’de turizmin sürdürülebilir büyümesini desteklemeye kararlılıkla devam ediyoruz”Formun ÜstüFormun Altı dedi. Türkiye’ye geri dönen turistler, %74 daha fazla kart kullanımı gerçekleştirdi 2024 yılında ülkemizi ziyaret eden her 5 turistten birinin, 2023’te de Türkiye’yi tercih ettiği ve geri dönen bu ziyaretçilerin, ortalama bir turistten %74 daha fazla kart kullandığı görüldü. Türkiye’ye geri dönen ziyaretçilerin kart kullanım artışları incelendiğinde 96% ile ABD, 85% ile Fransa ve 80% ile Hollanda koridorları dikkat çekti. En fazla kartlı turizm harcaması 4 ana coğrafi koridordan geldi Türkiye’de 2024 yılında en fazla kartlı harcama Körfez Ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Türki Cumhuriyetler’den geldi. Körfez Ülkeleri’nden gelen ziyaretçilerin kart kullanımının dörtte üçü İstanbul’da gerçekleşirken, Trabzon ve Bursa’da da yoğunluk görüldü. ABD koridoru ise İstanbul’un ardından sahil bölgeleri ve Kapadokya’yı tercih etti. İngiltere’den gelen turistler, Antalya, Muğla ve İstanbul arasında dengeli bir profil çizdi. 2024’te Türkiye’nin turizm büyümesine en büyük nominal katkıyı ise İngiltere, Almanya ve ABD koridorları verdi. Türkiye’de turistlerin önceliği: Seyahat harcamaları Öte yandan turistlerin Türkiye’de yaptıkları harcamalarda konaklama, yeme-içme ve market sektörlerini içeren seyahat kategorisi %36’lık payla ilk sırada geliyor. Turistlerin Türkiye’de en çok harcama yaptıkları ikinci önemli kategori ise %33’lük pay ile perakende alışverişler olarak öne çıkıyor. Toplam Türkiye turizminin yaklaşık %10’unu Körfez Ülkeleri’nden gelen ziyaretçilerin perakende alışverişleri oluşturuyor. Araştırma tek başına Körfez Ülkeleri’nin giyim harcamalarının, diğer ana koridorların giyim harcamalarının toplamıyla neredeyse eşit olduğuna işaret ediyor. ABD’den gelen ziyaretçiler, kuyum/aksesuar harcamalarıyla öne çıkarken, sağlık harcamalarında İngiltere ve Türki Cumhuriyetler’in ön planda olduğu gözlemleniyor. Kartlı harcamalarda İstanbul zirvede 2024 yılında Türkiye’deki yabancı kart harcamalarının %88’i sırasıyla İstanbul, Antalya, Muğla, İzmir, Aydın, Trabzon ve Nevşehir olmak üzere 7 ana ilde gerçekleşti. Körfez Ülkeleri’nden gelen turistler, İstanbul’da en fazla kartlı harcama yapan grup olurken, Muğla’da İngiltere ve Almanya’dan gelen turistler öne çıktı. Antalya’da İngiltere, Almanya ve Türki Cumhuriyetler’den gelen ziyaretçiler harcamalarda en büyük payı aldı. Antalya’da kart kullanımında Norveç, Danimarka ve Polonya’dan gelen ziyaretçilerin de önemli bir yer tuttuğu görüldü. İzmir ve Aydın’da ise ABD’den gelen turistlerin harcamaları dikkat çekti. Trabzon turizminin tamamına yakını Körfez Ülkeleri’nden gelen ziyaretçiler tarafından yapıldı. Nevşehir’de ise diğer şehirlere kıyasla Japonya ve Çin gibi Asya ülkelerinden ve Latin Amerika’dan gelen ziyaretçilerin yoğunluğu dikkat çekti. Bu veriler, Türkiye’nin turizm gelirlerinde çeşitlenmenin arttığını ve farklı coğrafyalardan gelen turistlerin belirli bölgelerde yoğunlaştığını ortaya koydu. İstanbul dört mevsimde de turizm lideri Araştırma sonuçlarına göre İstanbul dört mevsim boyunca Türkiye’nin toplam turizm gelirlerine en büyük katkıyı sunan il oldu. İstanbul’da en yoğun kart kullanımı ise 2024’ün üçüncü çeyreğinde gerçekleşti. İstanbul’un kış aylarında turizme yaptığı katkının yaz turizmi ile öne çıkan illerin turizme toplam katkısından daha fazla olması ise dikkat çekici bir veri olarak öne çıktı.

Alman acente temsilcileri Bodrum’a çıkarma yaptı Haber

Alman acente temsilcileri Bodrum’a çıkarma yaptı

Almanya’ndan gelen 600’e yakın acente temsilcisi Bodrum’a çıkarma yaptı. Duja Bodrum Otel’de düzenlenen buluşma, Almanya pazarında Türkiye ve özellikle Bodrum’un tanıtımına ivme kazandırdı. GoTürkiye, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Bodrum Otelciler Derneği (BODER) desteğiyle organize edildi. Etkinlikte, Alman turizm firmasına bağlı acenteler ile Bodrum’un önde gelen otelleri birebir görüşmeler yaparak yeni iş birliklerinin temellerini attı. Türkiye’nin Almanya turizm pazarındaki payını artırmayı hedefleyen buluşma, Bodrum’un özgün destinasyon kimliğini daha görünür kılmayı amaçladı. Alman turizmciler, fuar boyunca Bodrum’daki otel ve tesisleri yakından inceleme fırsatı buldu. Turizm firmasının CEO’su Ömer Karaca, organizasyona ilişkin yaptığı açıklamada, "Alman misafirlerin Türkiye’ye olan ilgisi hızla artıyor. Bodrum gibi özel bir bölgeyi yerinde tanıtmak, acentelerimiz için büyük bir avantaj. Bu organizasyon, Türkiye’nin turizm tanıtımında da stratejik bir adımdır" dedi. Duja Hotels Genel Koordinatörü Şahin Seval ise, "Güçlü bir yapıyı Bodrum’da ağırlamak bizim için önemli. Etkinlik, tesisimizin tanıtımının ötesinde tüm Bodrum bölgesi adına büyük bir kazanım. Alman pazarında daha güçlü bir yer edinmeyi hedefliyoruz" ifadelerini kullandı. Uluslararası iş bağlantılarına kapı aralayan fuar, Türk turizmine sezon öncesi moral olurken, Türkiye’nin sürdürülebilir tanıtım vizyonuna da katkı sağladı.

Rusya’dan Türk vatandaşlarına verilen e-vize sayısı açıklandı Haber

Rusya’dan Türk vatandaşlarına verilen e-vize sayısı açıklandı

Bu artışta en büyük etken, 2023 yılının Ağustos ayında başlatılan elektronik vize sisteminin yaygınlaşması oldu. Söz konusu sistem sayesinde yalnızca 2024 yılında 670 binden fazla elektronik vize düzenlendi. Bu, toplam vizelerin yaklaşık yüzde 47’sine denk geliyor. Dışişleri Bakanlığı'nın konsolosluk istatistiklerine göre, vize taleplerinde en çok turistik, ticari, çalışma ve eğitim amaçları öne çıkıyor. 2024 yılı verilerine göre Türkiye, Rusya’ya en fazla vize başvurusu yapan ülkeler arasında yer aldı. Türkiye vatandaşlarına toplamda yaklaşık 39,5 bin klasik vize verildi. Bu rakam, 2023 yılına kıyasla yüzde 32’lik bir düşüşe işaret ediyor. Klasik vizelerin önemli bir kısmı, yaklaşık 25,3 bini turistik amaçlı olarak düzenlendi. Ayrıca Türkiye, elektronik vize düzenleme sıralamasında da üst sıralarda yer aldı. 2024’te Türk vatandaşlarına 42,2 bin elektronik vize verildi. Bu vizeler çoğunlukla akraba ziyareti, iş seyahati ve kısa süreli turistik geziler için tercih edildi. Klasik vize taleplerinde liderlik Çin vatandaşlarına ait; 2024’te Çinlilere toplam 550 binin üzerinde vize verildi. Bunların önemli bir kısmını (yaklaşık 312 bin) elektronik vizeler oluşturdu. Çin’in ardından en fazla klasik vize verilen ülkeler arasında Türkmenistan, Hindistan, Türkiye ve Almanya yer aldı. Türkmenistan vatandaşlarının çoğu turistik vize alsa da, bu vizelerin sıklıkla iş veya akraba ziyareti amaçlı kullanıldığı belirtiliyor. Hindistan vatandaşlarının yarısı ise Rusya’ya çalışmak üzere gelmek için vize başvurusunda bulundu. Rusya’da elektronik vize sisteminin en çok tercih edildiği ülkeler arasında Çin’in ardından Suudi Arabistan, Almanya, Türkiye ve Hindistan geliyor. Elektronik vizelerin işlem süresi daha kısa, başvuru daha kolay ve maliyeti daha düşük olduğu için özellikle sık seyahat eden iş insanları ve eski Rusya vatandaşları tarafından tercih ediliyor. Bu vizeler tek girişli olup, 60 gün içinde kullanılmak ve en fazla 16 gün ülkede kalmak üzere düzenleniyor. 2024 yılında Rusya’ya toplamda 16,7 milyon yabancı giriş yaptı. Bu sayı, 2023’e göre yaklaşık 1,3 milyon artışa işaret ediyor. Turistik amaçlı ziyaretlerde ise artış daha çarpıcı: FSB verilerine göre geçen yıl Rusya’ya turizm amacıyla yapılan seyahatler önceki yıla kıyasla 2,3 kat artarak 1,5 milyona ulaştı. Ancak uzmanlara göre bu rakamlar, birçok ülke ile yürürlükte olan vizesiz rejim ve çok girişli vizeler nedeniyle tek başına ülkeye olan ilgiyi tam olarak yansıtmıyor.

Boubon Antik Kenti’nden kaçırılarak yurt dışına çıkarılan bronz heykeli, 65 yıl sonra Türkiye’ye teslim edildi Haber

Boubon Antik Kenti’nden kaçırılarak yurt dışına çıkarılan bronz heykeli, 65 yıl sonra Türkiye’ye teslim edildi

Roma İmparatoru Marcus Aurelius'un Boubon Antik Kenti'nden kaçırılarak yurt dışına çıkarılan bronz heykeli, 65 yıl sonra Türkiye'ye teslim edildi. Roma İmparatoru Marcus Aurelius'un Boubon Antik Kenti'nden kaçırılarak yurt dışına çıkarılan bronz heykeli, 65 yıl sonra Türkiye'ye iade edildi. Amerika Birleşik Devletleri'nin Ohio eyaletinde bulunan Cleveland Sanat Müzesi'nde düzenlenen resmi törenle gerçekleştirilen teslim sürecine, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı katıldı. Cleveland Sanat Müzesi koleksiyonunda yer alan ve Marcus Aurelius'u bir filozof olarak betimleyen nadir bronz eser, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın yürüttüğü uzun soluklu diplomatik, hukuki ve bilimsel çalışmalar neticesinde Türkiye'ye kazandırıldı. "Uzun yolculuğu, ait olduğu topraklarda son bulmuş olacak" Gelişmeyi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla duyuran Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, şu ifadelere yer verdi: 1960'lı yıllarda Boubon Antik Kenti'nden yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarılan ve Roma İmparatoru Marcus Aurelius'u filozof kimliğiyle betimleyen eşsiz bronz heykel, 14 Nisan 2025 tarihinde Cleveland Sanat Müzesi'nde düzenlenen törenle resmen Türkiye'ye iade edilmiştir. Yaklaşık 65 yıl süren bilimsel, hukuki ve diplomatik girişimlerin ardından, Marcus Aurelius'un heykeli nihayet ait olduğu Anadolu topraklarına dönmektedir. Söz konusu eser, Türkiye'ye getirilişinden önce, 3 ay süreyle Cleveland Sanat Müzesi'nde özel bir sergi kapsamında ziyaretçilerin ilgisine sunulacaktır. Temmuz ayında ise ülkemizde, kendi kültürel bağlamı içerisinde yeniden hayat bulacaktır. Böylelikle, Marcus Aurelius'un uzun yolculuğu, ait olduğu topraklarda son bulmuş olacaktır." Boubon'dan Cleveland'a uzanan kaçakçılık hikâyesi Marcus Aurelius heykeli, 1960'lı yıllarda Burdur'daki Boubon Antik Kenti'nde gerçekleştirilen izinsiz kazılar sonucu gün yüzüne çıkarılmış, ardından yasa dışı yollarla Türkiye dışına çıkarılmıştı. 1980'li yıllardan itibaren Cleveland Sanat Müzesi koleksiyonuna dâhil edilen eser, Türkiye tarafından onlarca yıl süren titiz takibe konu oldu. Boubon kökenli eserler, Prof. Dr. Jale İnan'ın öncülüğünde yapılan akademik çalışmalarla uluslararası kamuoyunun gündemine taşınırken, 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın New York Manhattan Bölge Savcılığı ve ABD İç Güvenlik Soruşturmaları Birimi (HSI) ile kurduğu iş birliği sürecin seyrini değiştirdi. Bu iş birliği sayesinde Lucius Verus, Septimius Severus ve İmparator Caracalla'ya ait heykellerin de aralarında bulunduğu çok sayıda Boubon kökenli eser Türkiye'ye kazandırıldı. Bilimsel kanıtlar ortaya konuldu Heykelin Boubon Antik Kenti'ndeki Sebasteion yapısına ait olduğu; arkeolojik bulgular, akademik yayınlar, tanık ifadeleri ve bakanlık arşivlerinden elde edilen belgelerle bilimsel olarak ortaya kondu. Bu bulgular ışığında, Manhattan Bölge Savcılığı ve HSI 2023 yılında heykele el koydu. Cleveland Sanat Müzesi'nin kaygılarını gidermek amacıyla 2024 yılında Türk ve Amerikalı uzmanlarca ortak çalışmalar yürütüldü. Heykelin silikon ayak kalıplarının Boubon'daki kaidelerle birebir uyum göstermesi, ayrıca Almanya'daki Curt Engelhorn Arkeometri Merkezi'nde yapılan analizlerin eserin uzun süre Boubon'da toprak altında kaldığını doğrulaması, iade kararını pekiştirdi. Örnek bir iş birliği modeli Cleveland Sanat Müzesi, Türkiye'nin sunduğu kapsamlı bilimsel veriler karşısında etik ve yapıcı bir yaklaşım sergileyerek eserin iadesini kabul etti. Marcus Aurelius heykelinin Türkiye'ye dönüşü, kültürel mirasın korunması adına uluslararası düzeyde örnek bir iş birliği modeli olarak öne çıkıyor. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı'nın da hazır bulunduğu teslim töreni, kültürel adaletin tesisi ve tarihî eser kaçakçılığıyla mücadelede diplomatik, hukuki ve bilimsel iş birliğinin gücünü bir kez daha ortaya koydu.

Türkiye’nin Sağlık Turizminde Yeni Trendi: “Obezite Cerrahisi” Haber

Türkiye’nin Sağlık Turizminde Yeni Trendi: “Obezite Cerrahisi”

Sağlık turizmi potansiyeli her yıl artan Türkiye, obezite cerrahisinde birçok ülkeden talep görüyor. Dominik Cumhuriyeti, Brezilya, İtalya gibi yaklaşık 20 ülkeden talep gören Trabzon'da hastalar başarılı yöntemlerle obeziteden kurtarılarak ülkelerine geri dönüyor. Dünya genelinde yaygın olarak görülen obezite, her geçen gün daha da artan bir halk sağlığı problemi haline geldi. Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) açıkladığı verilere göre Avrupa'da obezitede ilk sırada yer alan Türkiye, mücadele yöntemlerinde de en çok tercih edilen ülkeler arasında yer alıyor. Tüp mide ameliyatı, mide balon ve mide botoks gibi uygulamalar ile hastalar obeziteden kısa sürede kurtarılıyor. Sağlık turizminde her geçen yıl ivme kazanan Trabzon, obezite ile mücadelede de adından söz ettiriyor. Kentte Dominik Cumhuriyeti, Brezilya, İtalya gibi yaklaşık 20 ülkeden gelen hastalar yapılan başarılı yöntemler ile tekrar sağlığına kavuşarak ülkelerine geri dönüyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Serkan Tayar, obezitenin yandaş hastalıklar ile birlikte yaşamı tehdit eden süreçlere yol açtığını söyledi. Tayar, "Maalesef ki Avrupa'da şuanda obezitede Türkiye birinci sırada. Dünyada da ilk 10 içerisindeyiz. O yüzden çağımızın sorunu daha da önemlisi ülkemizin sorunu. Obezite yandaş hastalıklar birlikte yaşamı tehdit eden süreçlere yol açabiliyor. O yüzden obezite ile mücadele farkındalığı oluşturmak çok önemli" dedi. Yapılan yöntemlerin ardından hastanın bir yıl içerisinde ideal kilosuna kavuştuğunu kaydeden Tayar, "Obezite ile mücadelede elimizde çok güçlü argümanlarımız var. Bunlardan en önemlisi tüp mide ameliyatı. Vücut kitle endeski uygun hastalarda 4 tane küçük delikten yaptığımız yaklaşık yarım saat süren ve hastanın bir yıl içerisinde ideal kilosuna kavuştuğu bir ameliyat. Onun dışında mide balon uygulaması, mide botoks uygulaması ve Tip 2 diyabeti olan kontrolsüz şeker hastalarında gastrik by-pass gibi obezite ve yandaş hastalıklardan kurtulacak argümanlarımız elimizde var" şeklinde konuştu. "Yaklaşık 20 ülkeden gelen hastalarımızla obezite ile mücadeleye devam ediyoruz" Birçok ülkeden obezite hastalarının Trabzon'a gelerek sağlığına kavuştuğunu söyleyen Tayar, "Ülkemiz sağlık turizm açısından çok cazip bir yer. Hekimlerimiz çok iyi. Yurtdışından çok talep ve rağbet görüyoruz. Yaklaşık 20 ülkeden gelen hastalarımızla obezite ile mücadeleye devam ediyoruz. Yurtdışından çok sık gelen hasta portföyümüz var. Dominik Cumhuriyeti, Brezilya'dan gelen hastalarımız oluyor. Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa, Avusturya gibi ülkeler çok rutin hasta popülasyonumuzun olduğu yerler. Gürcistan'dan çok hastamız var. Rusya, Azerbaycan, Ürdün, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerden gelen hastalarımızda oluyor. Yurtiçi hastalarımızı saymıyorum bile. Trabzon'a çeşitli illerden gelen hastalarımız oluyor" diye konuştu. "Hastaların değişimlerini gördüğümüzde inanılmaz mutlu oluyoruz" Obezitenin genç yaşlarda geri dönüşü olmayan bazı hastalıklara yol açabileceğini belirten Tayar, "Bizim mesleki motivasyonumuzu sağlayan şey hastaların olumlu geri dönüşleri. Biz hastaları ameliyat edip bırakmıyoruz. Sonraki takipleri de çok önemli. Hastaların değişimlerini gördüğümüzde inanılmaz mutlu oluyoruz. Obezite estetik bir ameliyat değil. Özellikle genç popülasyonda estetik kaygısı ile yapılması gibi planlanıyor. Obezite gerçekten genç yaşlarda geri dönüşü olmayan bazı hastalıklara yol açıyor. Kalp, tansiyon, şeker, boyun fıtığı gibi ciddi sıkıntılara yol açabiliyor. Kilo verdikçe yaşam kalitesinin artması onu hem sistemik hastalıklardan koruyor hem de psikolojik olarak etrafındaki insanlarla sosyo-kültürel daha rahat iletişim kurmasını sağlıyor" ifadelerini kullandı.

Turizmde bu yıl için hedef açıklandı: 65 milyar dolar gelir Haber

Turizmde bu yıl için hedef açıklandı: 65 milyar dolar gelir

Türkiye, son yıllarda turizmde gerçekleştirdiği atılımlar, elde ettiği gelir ve turist sayısıyla dünyanın önde gelen ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Ekonomiye önemli katkılar sağlayan turizmde yeni rotalar tanıtmayı hedefleyen turizm acenteleri ise bu yıl da gelirlerin, hedeflenen rakamlara ulaşacağını öngörüyor. TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Bağlıkaya, Türkiye'nin turizmde dünyada ilk sıralar içinde yer aldığını ve bu başarının sürdürülebilir kılınması için sektör olarak üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye hazır olduklarını belirtti. Türkiye'de Ramazan Bayramı dolayısıyla sezonun erken açılacağını kaydeden Bağlıkaya, "Ramazan Bayramı ile sezon bu sene biraz daha erken başlayacak gibi gözüküyor. Okullarda ikinci dönem ara tatili de bu dönemde başlayacak. Dolayısıyla güzel bir tatil fırsatı çıkacak. İç turizmde hareketlilik olacak. Yurt dışı işleri, zaten nisan ayıyla başlayacak. Yani, şu anda beklentimizin düşük olduğu bir pazar yok. Her yerde olağan artışlarımız devam edecek." dedi. Dünya genelinde turist sayısı ve turizm gelirlerindeki yükselişin Türkiye'de de benzer bir şekilde gerçekleştiğini aktaran Bağlıkaya, Türkiye'nin güvenli bir turizm destinasyonu imajını korumak için çaba harcadıklarını ifade etti. "2025'te de rekorlar kırmaya devam edeceğiz" Turizmde Türkiye'nin ana pazarlarının Almanya, Rusya ve İngiltere olduğunu kaydeden Bağlıkaya, bu pazarlardaki güçlü ilişkileri korumak ve geliştirmek için yoğun çaba sarf ettiklerini belirtti. Orta Avrupa ülkelerinin özellikle kültür ve tarih turizmi açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu ve bu bölgelerden ciddi turist akışı beklediklerini dile getiren Bağlıkaya, "Türkiye, başka hangi sektörde dünyada dördüncü? Turizm, ülkemizin döviz girdisi, istihdam ve tanıtımı açısından vazgeçilmez bir sektör. 2025'te de rekorlar kırmaya devam edeceğiz. Bu başarı, sektördeki tüm paydaşlarımızın özverili çalışmaları sayesinde gerçekleşecek." diye konuştu. Bu yıl için turizm gelir hedeflerinden bahseden Bağlıkaya, "Bakanlığımızın beklentileri doğrultusunda, geçen yılın geliriyle bu yılın geliri arasına yüzde 10'luk bir artış hedefi koyduk. Geçen yılı 60 milyar dolarla kapatmıştık, bu yıl hedefimiz 65 milyar dolara ulaşmak. Bu konuda sürpriz beklemiyorum, hedefe ulaşmak için tüm gücümüzle çalışacağız." ifadelerini kullandı. Turizmde değişen eğilimlere ve turistlerin beklentilerine dikkati çeken Bağlıkaya, şöyle devam etti: "Artık turistler deniz, kum, güneş üçlüsüyle yetinmiyor. Gastronomi, kültür, inanç ve sağlık turizmi gibi farklı alanlarda da deneyimler yaşamak istiyorlar. Biz de TÜRSAB olarak, bu trendleri yakından takip ediyor ve Türkiye'nin turizm çeşitliliğini artırmak için çalışıyoruz." Türkiye'nin turizm potansiyelini artırmak için yeni destinasyonlar keşfetmenin ve mevcut destinasyonları daha iyi tanıtmanın önemine değinen Bağlıkaya, TÜRSAB olarak bu konuda önemli çalışmalar yürüttüklerini dile getirdi. Özellikle Anadolu'nun gizli kalmış köşelerini turizme kazandırmayı hedeflediklerine işaret eden Bağlıkaya, turizmi 12 aya ve 81 ile yaymak amacıyla gerçekleştirdikleri "Turizm Yüzyılı Projesi"nin tüm hızıyla devam ettiğini, tanıtılacak ürün ve bölgeleri seçme konusunda üniversite ve yerel yönetimlerle işbirliği içinde çalıştıklarını söyledi. TÜRSAB'ın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) gerçekleştireceği yeni projeden bahseden Firuz Bağlıkaya, "Ada Kıbrıs projesi gibi yeni projelerle turizmde çeşitliliği artırmayı hedefliyoruz. Çok belli ürünlerle anılan KKTC, aslında çok güzel bir aile tatil destinasyonu. KKTC'nin tanıtımı için 250 seyahat acentesiyle bir program gerçekleştireceğiz." şeklinde konuştu. "Her ürünle rekabet edebiliriz" Bağlıkaya, son yıllardaki çalışmalarla Türkiye'nin gastronomi potansiyelini gerçekleştirmede önemli adımlar atıldığına değinerek, "Mardin'de, Gaziantep'te çok iyi lezzet durakları var. Artık turistler ve gezginler, tek amaç için seyahat etmiyor. Yani muhakkak yanına bir şey dahil etmek gerekiyor ürünün. Bizde de her ürünle rekabet edebilecek düzeyde ürün zenginliği var." dedi. Turizmde acentelerin başat bir role sahip olduğunun altını çizen Bağlıkaya, şunları kaydetti: "Hastaneler ve hastalar orada duruyor. Sağlık turizmini, seyahat acenteleri yapabilir, başkası yapamaz. Gastronomi turizmi için her yerde güzel restoranlarımız var. Oteller var, müşteri yok, ne işe yarar? Bunları deneyimlemek isteyen insanlar da var ama bunu bir ürün haline getirmezsen, satılabilir bir hal almıyor. Dolayısıyla pazarlanabilir bir ürün haline gelmiyor. Türkiye'ye gelen turistin yüzde 85'i organize turlarla, yani seyahat operatörleriyle gelir. Bir turizm ürünü elde etmek için seyahat acentesi lazım."

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
TOURISMJOURNAL En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.