Hava Durumu

#Akseki

TOURISMJOURNAL - Akseki haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Akseki haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Akseki’nin Sarıhacılar Köyü Litvanyalı Turistlerin Gözdesi Oldu Haber

Akseki’nin Sarıhacılar Köyü Litvanyalı Turistlerin Gözdesi Oldu

Antalya'nın Akseki ilçesine bağlı tarihi Sarıhacılar köyü, İpek Yolu üzerinde düzenlenen kültür ve doğa yürüyüşleriyle yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Antalya'nın Akseki ilçesine bağlı tarihi Sarıhacılar köyü, Litvanya'dan gelen turist kafilelerinin yeni gözdesi oldu. Turizm firmaları tarafından düzenlenen kültür turları kapsamında köyü ziyaret eden Litvanyalı turistler, tarihi camiyi, düğmeli evleri ve İpek Yolu güzergâhını gezerek geçmişle iç içe bir gün geçirdi. Köyün taş ve ahşaptan yapılmış düğmeli evleri ile yüzlerce yıllık geçmişe sahip camisini hayranlıkla gezen Litvanyalı turistler, rehberlerden köyün tarihi ve mimari özellikleri hakkında bilgi aldı. Ziyaretçiler, özellikle Osmanlı döneminden günümüze ulaşan evlerin dokusunu korumasına ve İpek Yolu üzerindeki eski ticaret kültürüne büyük ilgi gösterdi. Sarıhacılar halkı ise Litvanyalı misafirlere yöresel ürünlerden oluşan köy kahvaltısı ikram ederek sürpriz yaptı. Gözleme, pekmez, reçel, keçi peyniri ve doğal baldan oluşan kahvaltı, turistlerden tam not aldı. Turistlerin her birine yörenin ada çayı hediye edildi. Köyü gezen Litvanyalı turistler, Sarıhacılar'ın doğal güzelliği ve misafirperverliğinden etkilendiklerini belirterek, "Kendimizi geçmişin içinde bir film sahnesinde gibi hissettik" dedi. Lüftanyalı turistlerden oluşan 50 kişilik bir grup, kültür ve doğa turu kapsamında Sarıhacılar'a gelerek hem tarihi hem de doğal güzellikleri yerinde görme fırsatı buldu. Osmanlı döneminden kalma cami ile geleneksel köy evlerini ziyaret eden turistler, ardından tarihi İpek Yolu'nun bir bölümünde yürüyüş yaptı. Tur rehberi ve firma sahibi Mustafa Erkut, 9 yıldır bölgeye turist getirdiğini belirterek, "Bu yıl 10. yılımız olacak. Her geçen yıl artan bir grafik görüyoruz. Geçen sene Türkiye genelinde 30 bin Litvanyalı turisti ağırladık. Özellikle köy, kültür ve doğa turizmine büyük ilgi gösteriyorlar" dedi. "Köy halkı bizi kahvaltı ile karşıladı" Erkut, Sarıhacılar halkının misafirperverliğini anlatarak, "Bugün sağ olsun köy halkı bizleri çok güzel bir kahvaltıyla karşıladı. Yöresel incir reçellerinden, pişilerden, yufkalardan yedik. İnanılmaz samimi bir ortam vardı. Hatta bir turistimiz, ‘Böyle bir ortamı parayla hiçbir yerde bulamam,' dedi. Bu sözleri duymak insanın bu işe olan sevgisini artırıyor" ifadelerini kullandı. "Düğmeli evler turistleri etkiliyor" Turistlere köydeki geleneksel düğmeli evlerin tarihini ve mimarisini de anlattıklarını belirten Erkut, "Evlerin ahşap ve taş karışımı yapısı onları çok etkiliyor. ‘Bu kadar taş var, nem olmaz mı?' diye soruyorlar. Ben de ‘İşte o yüzden bu ağaçlar evin nefes almasını sağlıyor,' diyorum. Bu açıklama onları şaşırtıyor. Normalde burada 1,5 saat kalıyoruz ama bugün sanırım 3 saatten çıkamayacağız. Çünkü çok mutlular, ben de onların keyfini bozmuyorum." diye konuştu. "Bu yıl 82 tur düzenledim" Bu yıl Sarıhacılar köyüne 82'nci turunu gerçekleştirdiğini ve yaklaşık 12 bin Litvanyalı misafir getirdiğini belirten rehber Erkut, Sarıhacılar'ın kendisi için özel bir yere sahip olduğunu vurgulayarak, "Çok köy gezdim ama buradaki doğallığı hiçbir yerde yakalayamadım. Diğer köylerde modernleşme başlamış, yeni yapılar, internet, pimapenli evler var. Ama burada öyle değil. Burada her şey doğal haliyle korunuyor. Beton yapı girmemiş muhteşem bir köy. Bu doğallık hem bizi hem de turistleri büyülüyor. İlk kez gelen herkes adeta buraya aşık oluyor. İnşallah bu doğallık hep böyle korunur." dedi. Litvanya'dan gelen turist Robertas Matusevıcıus, ilk defa böyle bir dağ köyünü ziyaret ettiğini belirterek, etrafın kayalık yapısı ve köy evlerinin farklı mimarisinin kendisini çok etkilediğini söyledi. Camiye hayran kaldığını, içindeki atmosferin caminin ne kadar eski olduğunu hissettirdiğini ve burada duygusal anlar yaşadığını ifade etti. "Tekrar geleceğim" Köyde verilen kahvaltı ve köy halkının misafirperverliği de Robertas'ın beğenisini kazandı. Daha önce tatmadığı incir reçelini ve köy ekmeğini denediğini, peynirlerin özellikle keçi peynirinin çok lezzetli olduğunu dile getirdi. Ziyaretin unutulmaz bir anı olduğunu belirten turist, en kısa zamanda tekrar gelmek istediğini söyledi. "Türkiye'ye 12 kez geldim fakat buradan çok etkilendim" Köyü ziyaret eden Litvanya'lı turist Ingrıda Yaıcıulyte ise, daha önce 12 kez Türkiye'ye geldiğini ancak ilk kez bu kadar otantik bir köy gördüğünü belirterek, "Gerçekten çok etkilendim. Burada yapılan kahvaltıda tattığım lezzetleri daha önce hiç yememiştim. Özellikle köy halkının hazırladığı pişi, reçeller ve yöresel kekik çayı çok hoşuma gitti. Hatta yanımda kekik çayı da aldım. Bundan sonraki Türkiye ziyaretlerimde de bu tarz yerleri gezmeye devam edeceğim" dedi. Köy halkından Fatma Genç, bu yıl Sarı Aşılar köyüne Litvanyalı grupların özel bir ilgisi olduğunu belirtti. Son yıllarda Litvanyalılardan yoğun katılım olduğunu, ancak bu yıl ziyaretlerin daha da arttığını ifade eden Genç, 2025 yılında yaklaşık 12 bin Litvanyalı misafirin köyü ziyaret ettiğini söyledi. Fatma Genç, "Misafirlerimiz köyümüzden, özellikle tarih ve kültürümüzden çok memnun ayrılıyorlar. Bugün onlara bir sürpriz hazırladık, yöresel kahvaltıda misafir ettik. Yufka ekmeğimiz, peynir çeşitlerimiz ve köyümüzde yetişen kekik ile ada çayımızı ikram ettik. Hepsi çok beğendi, çok mutlu oldular. Biz de çok mutlu olduk. İnşallah gelecek sene daha da kalabalık olarak tekrar bekliyoruz" dedi. Kültür turlarının önümüzdeki aylarda da devam edeceği, Litvanya'dan yeni kafilelerin bölgeye geleceği öğrenildi.

Torosların Zirvesindeki Dipsiz Göl Yaz Sıcağında Serinlik Sunuyor Video Galeri

Torosların Zirvesindeki Dipsiz Göl Yaz Sıcağında Serinlik Sunuyor

Antalya'nın Akseki ilçesi ile Konya'nın Bozkır ilçesi sınırları içerisinde, 1700 rakımda yer alan Dipsiz Göl, yaz sıcağından bunalanların serin sulara koştuğu adres haline geldi. Antalya merkezde sıcaklık 40 dereceyi bulurken, gölün buz gibi suyuna girenler adeta yeniden doğuyor. Sıcak havayı fırsat bilen genç yaşlı ziyaretçiler, Torosların zirvesinde doğayla iç içe hem piknik yapıyor hem de gölde yüzerek serinliyor. Öte yandan gölde yüzenler, dron ile havadan görüntülendi. Turkuaz renkli suların ortasında serinleyen vatandaşların görüntüleri, bölgenin doğa harikasını bir kez daha gözler önüne serdi. Bölge halkı, Dipsiz Göl'ün her geçen yıl daha fazla ziyaretçi çektiğini, özellikle yaz aylarında doğal bir cazibe merkezi haline geldiğini söylüyor. Torosların eteklerindeki göl, serin suyu, nilüferlerle bezenmiş yüzeyi ve eşsiz manzarasıyla sadece yüzmek isteyenleri değil, doğa yürüyüşü ve kamp yapmayı tercih edenleri de kendine çekiyor. Dipsiz Göl'ün kıyısında açan nilüfer çiçekleri ve göl çevresini saran sazlıklar, manzaraya ayrı bir güzellik katıyor. Çocuklar gölün kenarında oynarken, gençler serin sulara atlayarak yazın keyfini çıkarıyor. "Doğal havuz gibi" Gölde yüzen vatandaşlardan Mustafa Erdoğan, "Antalya'da sıcaktan durulmuyor, burası adeta doğal havuz gibi. Su öyle soğuk ki insanın içi açılıyor. Antalya'da insanlar sahilde yanıyorlar. Torosların zirvesinde dağın başında serin sularda yüzüyoruz. Ferahlamak isteyen Dipsiz Göle gelsinler. Ailecek buraya geldik. Antalya'da boşuna vakit kaybetmesinler. Sıcaktan bunalmıştık. Zaten de Antalya'da sahile hiç gitmemiştim. Burası bin 700 rakımlı doğal göl. Anlatılmaz yaşanır. Herkesin gelip burayı görmesini isterim" diye konuştu. "Her yıl mutlaka Dipsiz Göl'e gelirim" Kendisinin Rize ilinde ikamet ettiğini anlatan Erdoğan "Yazın kavurucu sıcağında serinlemek isteyen, Antalya'nın ateşinde, sıcağında bunalan arkadaşları buraya bekleriz. Çocuklarım ile birlikte buraya geldik. Ailem ile birlikte Rize'de yaşıyoruz. Yaz aylarında memleketim Bozkır'a babamın yanına geliyorum. Mutlaka Dipsiz Göle gelerek serin sularında yüzüyorum. Çocukluğum buralarda geçti. Bozkır'a geldiğimiz zaman mutlaka buraya geliriz. Tertemiz mis gibi turkuaz renkli suda yüzüyoruz. Burada balıkta var ama balıklar azalmış. Nedenini bilmiyorum. Burada Nilüfer çiçekleri, kamışlar var. Bambaşka bir yer. Antalya'nın sahiline gitseydik yanacaktık. Kıpkırmızı olacaktık. Burada hava mis gibi serin. Doğanın kokusu var. Etrafta fazla çöp yok. İnsan kalabalığı yok. Ailece gelinecek mis gibi bir yer" ifadelerine yer verdi. "Çocukluğum burada geçti" Dipsiz gölün ziyaretçilerinden Şükrü Erdoğan da "Bizim çocukluğumuz burada geçti. Buraya her sene gelip hem piknik yapıyoruz, hem de yüzüyoruz. Çocukluğumdan bu yana burayı hiçbir zaman unutamıyoruz. Ben yüzmeyi çocukluğumda burada öğrendim" şeklinde konuştu.

Toroslar’da Açık Hava Müzesi: Düğmeli Evleriyle Sarıhacılar Haber

Toroslar’da Açık Hava Müzesi: Düğmeli Evleriyle Sarıhacılar

Toroslarda bir açık hava müzesi 800 yıllık geçmişi ve Antalya'nın düğmeli evleri ile meşhur olan ayrıca beton yapı bulunmayan eşsiz güzelliğe sahip "Düğmeli ev" olarak adlandırılan mimari yapıları ile ünlü. Sarıhacılar köyünün son hali dron ile görüntülendi. "Düğmeli ev" olarak adlandırılan mimari yapıları ile ünlü alternatif turizm alanı olan Akseki'nin Sarıhacılar köyü, düğmeli evlerinin yanı sıra eski camisi, müzesi nedeniyle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Sarıhacılar, 2007 yılında Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından "Korunması Gerekli Kültür Varlığı" olarak tescil edilen yöredeki Sarıhacılar köyü, adeta geçmişe ışık tutuyor. Köyün ahşap oymacılığının en güzel örneklerinden birini barındıran 600 yıllık camisi, geçmişte Konya ve Antalya arasındaki tarihi kervan yolları üzerinde önemli bir mola yeri olan Sarıhacılar'da yörenin sivil konut mimarisinin özgün örneklerinden olan düğmeli evler ve eski konaklar, geçmişin görkemini yansıtan birer kültür mirası niteliğinde. Birçoğu zamanla yıkılan tarihi evler, son yıllarda birer birer restore edilerek yeniden ayağa kaldırılan düğmeli taş evleri, harman yerleri, zamanla yıkılıp yerle bir olan düğmeli evlerin yıkılıp taş yığını haline geldiği, tarihi yolları ve su sarnıçlarıyla Torosların sedir ve ardıç ormanlarının arasında yeniden eski canlılığına kavuşmaya başlayan Sarıhacılar köyü, dron ile görüntülendi. Toroslar'da açık hava müzesi konumundaki köyün tarihini en iyi yansıtan yapı ise bilinen en eski yapısı camisi. İpek Yolu'nun üzerinde kurulu köyün ahşap oymacılığını en güzel örnekleri 200-400 yıllık evleri ve 600 yıllık camisi tarihi geçmişe ışık tutan, geçmişin görkemini yansıtan birer kültür mirası olarak dikkat çekiyor. 1900'lü yıllara kadar köyde 160 hanenin olduğu önemli bir ticaret hattı üzerinde bulunan köyde kervanlarla alışveriş yapılıyordu. Ancak 1950 yıllarında araç yollarının açılmaya başlanmasıyla Kervanyolu önemini kaybetmiş ticari faaliyetlerinin azalması ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle köyden göçler yaşanmıştır. Bölge Akdeniz'in ılıman ve iç kesimlerin karasal iklimi arasında bir geçiş noktası özelliğini taşıyor Akdeniz bölgesinde diğer yerleşim yerlerine göre daha yüksek bir kesimde bulunan bu bölge yükseltinin etkisiyle yörede etkili olan serin hava nedeniyle Düğmeli evlerin inşasında kullanılan malzemeyi de doğrudan etkilemiş bu iki ilçede coğrafi çevre şartlarının şekillendirdiği yerel kültür geleneksel mimari ile kendini yansıtıyor. Temeli kırsal çevrenin mimari yapılar üzerindeki etkisini gösterirken kültürün doğal çevre şartları ile bağlantısını da yansıtıyor. Burası doğdukları yeri unutamayanların köyüdür. Almanya Hollanda Belçika ve İngiltere olmak üzere diğer batı ve doğu Avrupa ülkelerinden turistlerin uğrak yeri Sarıhacılar köyündeki 300 ila 400 yıllık düğmeli evler tarihi cami ve tarihi göç yolu ile birlikte ahşap ve taş işçiliğinin en özgün mimarisinin eşsiz örneklerini sünüyor geleneksel sivil mimari konut kültürünün özgün yapılarını barındıran Düğmeli evleri ile Sarıhacılar köyü tarihi kervan yollarının rotası üzerinde bulunuyor. Bölgenin önemli kırsal turizm noktalarından biri olan Sarıhacılar‘daki bazı evler Kültür ve Turizm Bakanlığının da desteğiyle restore edilmiştir. Çekimlerimiz esnasında halen çok sayıda yıkık ev yapısı vardır. Buna rağmen restore edilmiş ve yeniden ayağa kaldırılmış yapılar geçmiş yaşantıların anısını canlı tutmaya devam edecek yerel halkın çabalarına kültür ve turizm Bakanlığının maddi destekleri ile devam eden Sarıhacılar restorasyon çalışmaları sonucu köyün ziyaretçileri her geçen gün ciddi biçimde artmaya başlamıştır. Düğmeli taş evleri tarihi yolları ve su sarmışlarıyla Toroslar‘ın ardıç ormanlarının arasında yeniden eski canlılığına kavuşmaya başladı. "El işçiliğinin en güzel örnekleri" Sarıhacılar Köyü Kültür ve Turizm Dayanışma Derneği İstanbul Şube Başkanı Mehmet Orhan Can, Sarıhacılar köyünün özellikle tarihi camisinin en büyük özelliğinin mihrabı olduğunu söyledi. "Mihrabın tamamen el işçiliği ile yapıldığını dikkat çeken Can, "Mihrap tamamen yekpare bir ağaç üzerine yapılmış ve muhteşem bir el işçiliği bulunmaktadır. Bu hali ile yerli ve yabancı ziyaretçilerin çok fazla ilgisini çekmektedir. Sırf bunun için camiyi ziyaret edenler vardır. Yine tamamen el işçiliği ile yapılan ve el işçiliğinin çok güzel örneği olan Minber bulunmaktadır. Yapıldığı günkü hali ile bugün halen muhafaza edilebilmiş bir minberdir. Camimiz ağaç işlemeleri ile çok özel eserlere sahiptir" dedi. "Adeta açık bir hava müzesi" Sarıhacılar köyü aslında adeta açık bir hava müzesi olduğunu söyleyen Can, "Hiçbir özelliğini bozmayan köyümüz adeta açık bir hava müzesi gibidir. Hiçbir şekilde zaten beton girmemiş bir köydür. Bunun için ziyaretçilerin rağbetine mahzar oluyor. Bu köydeki evlerin bir kısmı bizim bundan 25 yıl öncesinden restorasyon çalışmalarımız başladı. Devletimizin de bu konuda bir hayli katkısı oldu. Bir takım eserlerin yeniden ayağa kaldırılması konusunda devletimizin desteği ile köy yeniden hayat bulmaya başladı. Buradaki düğmeli evler her bakımdan çok dikkat çekici bir özelliğe sahiptir. Özellikle burada doğal malzemelerden yani taşlardan ve ağaçlardan yapılan ev tarzıdır. Bu evler zaman içerisinde buradaki insanlar diğer şehirlere göç ettikten sonra maalesef kendi haline terk edilmişti. 25 seneki faaliyetimizle bu evler yeniden ayağa kaldırılmaya başlandı. O sayede her geçen gün ziyaretçi akınına uğramaya başladı" diye konuşan Can, şöyle devam etti "2001 yılında koruma altına alındı" "Sarıhacılar köyü 2001 yılında Antalya Koruma Kurulu tarafından koruma altına alındı. 2007 yılında ise sit alanı ilan edildi. Sit alanı olduktan sonra böyle bir yerin koruma amaçlı imar planına sahip olması gerekiyordu. Biraz uzun sürdü ama geçtiğimiz yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Koruma amaçlı imar planı yapıldı. Bir yıllık sürenin dolmasının ardından kesinlik kazanacak. Böylece eski evlerin mimarisine sadık kalmak kaydı ile evler yapılabilecek" diye sözlerini ekledi. "Ziyaretçilerin sayısı artıyor" Sarıhacılar köyü muhtarı Mehmet Yıldırım da, "Köyümüz tamamen açık bir müze gibidir. 800 yıllık camimiz, kervan göç yolu bir açık müze gibidir. Her geçen gün yerli ve yabancı ziyaretçilerimizin sayısı artmaktadır. Düğmeli evlerimizin restorasyonları yapılıyor. Tarihi camimizin ise restorasyonu tamamlandı. Ayrıca tarihi Han'ın restorasyonu 8 yıl önce tamamlandı. Köyde bulunan sarnıçlar halen ayakta. Köyümüzde kesinlikle hiç beton yapı bulunmamaktadır. Bir zamanlar terk edilen köyümüzden göç eden insanlar kendi evlerinin restorasyonlarını yapmaya başladılar. Yaz aylarında köyümüz kalabalık oluyor. Yine eskisi gibi canlanmaya başlandı. Köyümüzde düğmeli evler, tarihi camimiz, sarnıçlar, kervan göç yolu tamamen koruma altına alındı. Her geçen gün ise köyümüze yerli ve yabancı ziyaretçi sayısı ise hızla artmaktadır" diye konuştu.

Sarıhacılar’da Düğmeli Evler Turizme Kazandırılıyor Haber

Sarıhacılar’da Düğmeli Evler Turizme Kazandırılıyor

Antalya'nın Akseki ilçesi Sarıhacılar köyünde turistlerin ilgi odağı olan tarihi "Düğmeli evler" bir bir restore edilerek turizme kazandırılıyor. Sarıhacılar'da göç nedeniyle bakımsız kalan tarihi düğmeli evlerin turizme kazandırılması için başlatılan restorasyon çalışmaları sürüyor. "Bir zamanlar terk edilmiş köydü" Ekonomik nedenlerle bir zamanlar tamamen boşalan ve özgün mimarisiyle dikkat çeken Sarıhacılar köyündeki tarihi "Düğmeli evler" aslına uygun olarak restore edilerek geleneksel Türk mimarisini köyde yaşatma çalışmaları devam ediyor. Antalya'nın Akseki ilçesine bağlı Sarıhacılar köyü, tarihi İpek Yolu'nun üzerinde kurulmuş. Köyün ahşap oymacılığının en güzel örneklerinden birini barındıran 600 yıllık camisi, tarihi geçmişe ışık tutuyor. Geçmişte Konya ve Antalya arasındaki tarihi kervan yolları üzerinde önemli bir mola yeri olan Sarıhacılar'da yörenin sivil konut mimarisinin özgün örneklerinden olan düğmeli evler ve eski konaklar, geçmişin görkemini yansıtan birer kültür mirası niteliğinde. Birçoğu zamanla yıkılan tarihi evler, son yıllarda birer birer restore edilerek yeniden ayağa kaldırılıyor. Sedir katran ağacından yapılan iskeletleri ve birbirine kenetlenen ahşaplarıyla düğmeli evler, dünyada sadece bu bölgede bulunuyor. Antalya'nın tarih dolu ilçesi Akseki'nin 800 yıllık geçmişi olan Sarıhacılar Mahallesi'nde bulunan ve atalarından kalan "Osmanil" konağı olarak bilinen 200 yıllık tarihi düğmeli ev, evin dördüncü kuşak torunu olan Berna Dincer tarafından restore ettirildi. 200 yıllık tarihi düğmeli ev mirasçılar tarafından aslına uygun olarak restore edilip turizme açılıyor. "Ata mirasına sahip çıkmanın mutluluğunu yaşıyorum" Aslen Antalya'da ikamet eden ve atalarının Sarıhacılar köyünden olan Berna Dincer, "Osmanil" konağı olarak bilinen 200 yıllık bir tarihe sahip olan düğmeli evi ayağa kaldırarak ata mirasına sahip çıkmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. "Evin dördüncü kuşak torunuyum" Kendisinin emekli olduğunu ve evin dördüncü kuşak torunu olduğunu söyleyen Dinçer, "Evin geçmişi yaklaşık 200 yıllıktır. Atalarımızdan kalan bu evde oturan da olmadığı için yıkılmaya başladı. Atıl durumda olan bu tarihi düğmeli evin restorasyonuna 2017 yılında başladık ve 2020 yılında tamamladık. Bu evde aile olarak kalma hayallerimiz var. Kalabalık bir aileyiz. Onun için 5 oda yaptık ve her odada tuvaleti duşu olsun istedik. Daha önce bu eve ananem ve dedem her sene yazları gelirdi. Fakat kendileri 2002 yılında vefat ettiler. Dolayısıyla bu eve o yıldan sonra gelip giden olmadı ve ev bakımsızlıktan zamanla yıkıldı" dedi. "3 kız kardeş restorasyon için yasal süreci başlattı" Dincer, "2017 yılında teyzemler devletin vermiş olduğu teşvik ile bu evi restorasyon ettirebileceklerini öğrendiler. Kendileri çok heyecanlandılar. 3 kız kardeş annem ve iki teyzem bu evi restore ettirmek için tüm yasal süreçlere başladı. Proje hazırlanarak Koruma Kuruluna onaylattırıp gerekli izinleri alarak inşaata başladık. Evin bütün duvarları yıkılmıştı. Sıfırdan yeniden tarihine özgü ayağa kaldırıldı. Tabi ki bu bir zaman aldı. Restorasyonu yaparken araya pandemi girdi ve süreç uzadı. 2020 yılında ise tamamlandı" diye konuştu. "Ben hariç diğer dördüncü kuşak gençleri çok ilgi duymadılar" Kendisinden başka ailenin dördüncü kuşak gençlerinin ilgi duymadığını anlatan Dincer, "Aslında evin restorasyonu bittikten sonra da ailenin dördüncü kuşak gençleri çok ilgi duymadı. Ben geçen yıl ağustos ayında Antalya'da havaların çok sıcak gitmesi ile buraya gelip 2 buçuk ay kaldım. İnternet zor çekmesine rağmen burada huzur vardı. Hemen çalışmalara başladım. Bir yandan bahçeyi, bir yandan evi düzenliyordum. Köydeki akrabalarımız, hemşerilerimiz bana yardımcı oluyorlar. Benim gibi kuşakların buralarda olmaları onları da çok mutlu ediyor. Umarım bu dalga dalga yayılır ve genç kuşaklara da sirayet eder ve onlarda burada yaşamaya başlarlar. Bu köyde huzur, doğanın güzelliği ve rahatlık dışındaki beni cezbeden en büyük şey, burada hiçbir beton yapının olmaması oldu. Etrafta yıkık çok ev var fakat yıkılı evlerin görüntüsü, estetiği, mimarisi ve gözü yormaması, dinlendirici olması beni gerçekten cezbetti. Burada yaşamaya değer kılan bir neden de budur" şeklinde konuştu.

Tarihi Düğmeli Evler Yok Olma Tehlikesi Altında Haber

Tarihi Düğmeli Evler Yok Olma Tehlikesi Altında

ANTALYA (İHA) - Antalya'nın Akseki ilçesi Alaçeşme Mahallesi'nde Osmanlı sivil mimarisinin eşsiz örneklerinden biri olan düğmeli evler, zamana yenik düşüyor. 2008 yılında Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından koruma altına alınan 7 evden 5’i yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumda. Evlerin restorasyonu, hem yüksek maliyetler hem de mirasçılar arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle yapılamıyor. 800 YILLIK KÖY, TARİHİYLE DİKKAT ÇEKİYOR Alaçeşme Mahallesi’nin muhtarı Hasan Uluğkay, mahallenin yaklaşık 800-900 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu belirterek, düğmeli evlerin Osmanlı dönemi mimarisinin nadir örnekleri olduğunu söyledi. Köyün eski adı "Alakilise" iken, 1928 yılında ismi "Alaçeşme" olarak değiştirilmiş. Bugün ise köy, Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu uzmanlarınca tescillenen, geçmişten kalan bu değerli yapılarla anılıyor. RESTORASYON ÇIKMAZI Bölgeden büyükşehirlere göç nedeniyle boş kalan evler, yıllar geçtikçe bakımsızlıktan zarar görmeye devam ediyor. Koruma altına alınan evlerin restore edilmesi için çaba harcandığını belirten Uluğkay, bürokratik engellerin ve ekonomik zorlukların süreçleri yavaşlattığını ifade etti. Uluğkay, "Bu evler, çatılarından su aldığı anda ev yıkılmaya başlar. Eskiden çatılarını bakımlarını yaptırıyorlardı. Şimdi ise bir çivi dahi çakamıyorlar. Bazıları ise Kültür ve Turizm Bakanlığı her ne kadar destek verse de kendilerinin ekonomik durumlarının iyi olmaması nedeni ile restorasyon yaptıramadılar. Sadece 2 kişi restorasyonunu yaptırabildi. Bunlar da bakanlıktan bir miktar yardım alarak yaptırdı" dedi. BİR MİMARİ HARİKA: ÇİFT CUMBALI EVLER Tarihi düğmeli evlerin, Akseki’nin geleneksel hatıllı ev sınıfında olduğunu belirten Uluğkay, "Korumaya alınan evler, yaklaşık 250-300 metrekare alana yerleştirilmiş, her odasında banyo bulunan 6 ve 7 odalı evlerdir. Bunların kafesleri cumba olarak anılmaktadır ve dışa açık şekilde bulunmaktadırlar. Cumbalar evin hem ön tarafında hem de arka tarafında mevcuttur. Sabahtan sabah güneşini alırken, öğleden sonra ise akşam güneşini alıyor. Zamanında muhteşem bir mimari ile yapılmış" diye ekledi. ÇÖZÜM BEKLEYEN TARİHİ MİRAS Tarihi düğmeli evlerin geleceği belirsizliğini korurken, Alaçeşme Mahallesi’nin bu eşsiz mimari mirasının kurtarılması için devlet desteği ve restorasyon süreçlerinin kolaylaştırılması gerekiyor. Mahalle muhtarı, "5 ev kullanılamaz hale geldi. Bu evlerin kırılan kiremitleri bile değişseydi bugün hepsi ayakta olacaktı. Fakat maalesef izinsiz çivi bile çakılamıyor. Tarihi köyün tarihi düğmeli evleri yıkılmaya terk edildi. Devletimiz inşallah bu evlere bir çözüm bulur" diyerek çağrıda bulundu.

Antalya’daki 600 yıllık Sarıhacılar Camii restore edildi Haber

Antalya’daki 600 yıllık Sarıhacılar Camii restore edildi

Antalya'da onarıma alınan ve Mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olan Antalya'nın Akseki ilçesindeki düğmeli evleri ile ünlü 800 yıllık tarihi Sarıhacılar Mahallesi'nde bulunan 600 yıllık Sarıhacılar Camisi içeri girenleri adeta yüzyıllar ötesine götürüyor. Tek parça katran ağacından yapılan mihrabı, minberi ve kubbesiyle orijinalliğini yitirmeden günümüze kadar ulaşan tarihi caminin duvarlarına yerleştirilen küpler sayesinde sahip olduğu akustiğinin yanı sıra ahşap işlemeleri dikkat çekiyor. Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğünce 2019'da restorasyon çalışmaları başlatılan 600 yıllık Sarıhacılar Camisi'nin, bölgeye özgü yapısı bozulmadan korundu. Uzmanlarca yapının ahşap çatısı, dayanıklılığını yitiren duvarları, avlu zemini ve tuvalet bölümü yenilendi. Asırlık tarihin gelecek nesillere aktarılması için titizlikle sürdürülen çalışmalarda, caminin çevre düzenlemeleri ve içerisindeki kalemişi/süsleme bölümlerinin konservasyonu da tamamlandı. Düğmeli yapısı, duvarlarına yerleştirilen küpler sayesinde sahip olduğu akustiği, tek parça katran ağacından yapılan mihrabı, minberi ve kubbesiyle ilgi çeken camideki restorasyon çalışmaları 2022'de tamamlandı. Özgün dokusuyla tarihin izlerini barındıran eser, yenilenen çehresiyle bölge turizmine katkıda bulunuyor. Bölgeyi ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktaları arasında yer alıyor. “Restorasyon süreci 2019 yılında başlatıldı” Sarıhacılar Köyü Kültür ve Turizm Dayanışma Derneği İstanbul Şube Başkanı Mehmet Orhan Can, Sarıhacılar Camisi'nin 600 yıllık eski bir tarihe sahip cami olduğunu söyledi. 2019 yılı sonlarında tarihi caminin restorasyon işlemleri için Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından çalışma başlatıldığını anlatan Can, “5 yıl önce 2019 yılı sonlarında restorasyon işlemleri için çalışma başlatıldı. Restorasyon aslında 18 ay sürecekti. Fakat pandemi nedeniyle restorasyon 3 yıllık bir süreçten geçti ve restorasyon tamamlandı. Cami yeniden ibadete açıldı” dedi. “Eşsiz bir sanat eseri” Caminin kendine özgü mimarisi ve içinde barındırdığı eserlerle eşsiz bir sanat eseri olduğunu vurgulayan Can, “Süslemeleri ile dikkat çeken caminin özellikle ahşap mihrabı göz doldurmaktadır. Yapının zemini, tavanı, kapı ve pencereleri, kadınlar mahfili, vaaz kürsüsü, mihrap ile minberi ahşaptandır. Özellikle tarihi ve eski bir camii. Yapıldığı dönemde ki özellikleri ve yapısı aynen muhafaza edilmiştir. Caminin dış cephesinde Anadolu Selçuklu dönemine ait bir takım işaretler vardır. Bizde bir yerde Anadolu Selçuklu dönemine kadar uzandığını düşünüyoruz” diye konuştu. “Cami, düğmeli evlerin tekniği ile yapılmıştır” Caminin en önemli özelliklerinden birisinin de yapımında hiçbir şekilde betonla yada geleneksel inşaat teknikleriyle ilgisinin olmadığına dikkat çeken Can, “Tamamen herkesin bildiği şekilde düğmeli evlerin aynı tekniği ile yapılmış bir camidir. Bu caminin en önemli bir özelliklerinden bir başkası da caminin mihrabıdır. Mihrap tek parça katran ağacından hiçbir şekilde alet kullanılmadan sadece elle oyularak işlenmiş bir mihraptır. Üzerindeki boyalar ise doğal boyadır. Restorasyon esnasında mihrapta Kur'an-ı Kerim'den ayetler ortaya çıkmıştır. Onlarda yeniden orijinal haline getirilerek restore edildi” şeklinde konuştu. “Eserler tamir için Side Müdürlüğünde” Caminin aydınlatma sisteminin ise 1800'lerde bir nevi asansörlü sistemle yapıldığını aktaran Mehmet Orhan Can, "Dökümden yapılan sistemde gaz lambası ve mumların istenilen yüksekliğe göre elle ayarlanıyor. Restorasyona başlanınca sökülerek Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğünün Antalya'daki deposuna nakledildi. Aynı şekilde, Sultan 5. Mehmet Reşad'ın 1917'de bizzat ismini yazdırarak hediye ettiği sancağın yanı sıra Kabe örtüsünün bir parçası ise Turizm Side Müdürlüğünde tamir ediliyor. Bu eserlerin tamiri bitince camiye iade edilecek” dedi. “600 yıllık ses sistemi” Caminin dikkati çeken bir başka özelliğinin de duvarların içine yerleştirilen küpler olduğuna değinen Can, bu sayede içeride akustiğin sağlandığını vurguladı. Can, "Sistem sayesinde caminin herhangi bir noktasında yapılan konuşmanın, caminin tüm köşelerinden rahatlıkla dinlenebiliyor. Burada nadir bir tekniğin kullanıldığına şahit oluyoruz. Camimiz restorasyon esnasında eski hali neyse o şekilde restore edildi. Bütün ahşap dokuları vaktiyle nasılsa o şekilde muhafaza edildi. Camimizin son yıllarda rağbete mazhar olduğunu söyleyebiliriz. Yılda 50-100 bin arasında yerli ve yabancı ziyaretçiler gelmektedir" ifadelerini kullandı. “Caminin eserlerinin yerine konmasını istiyoruz” Sarıhacılar halkı ise, restorasyondan önce asırlık caminin duvarlarında ilgi çeken; Sultan Mehmed Reşad'ın 1917'de bizzat ismini yazdırarak hediye ettiği sancağın yanı sıra Kabe örtüsünün bir parçası, önemli kişilerin armağan ettiği eşsiz seccadeler ile 1800'lü yıllardan kalan dökümden yapılan, gaz lambası ve mumların istenilen yüksekliğe göre elle ayarlanabilen caminin aydınlatma sisteminin, bir nevi asansörlü sistemle yapılan eserlerin ise bir an önce yerine asılmasını istedi.

Antalya’nın İlçesindeki Evler Restore Edilerek Turizme Kazandırılıyor Haber

Antalya’nın İlçesindeki Evler Restore Edilerek Turizme Kazandırılıyor

Antalya’nın İbradı ilçesinin Ormana ve Ürünlü mahallelerinde bulunan, turistlerin büyük ilgisini çeken tarihi "düğmeli evler" aslına uygun bir şekilde restore edilerek turizme kazandırılıyor. Bu evlerin karakteristik mimarisi nedeniyle "düğmeli evler" olarak adlandırılan yapılar, uzman ustalar tarafından ince işçilikle yenileniyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Taşınmaz Kültür Varlıklarına Yardım Sağlanmasına Dair Yönetmelik” kapsamında desteklediği bu proje, bölgedeki asırlık yapıları geleceğe taşıma hedefiyle yürütülüyor. Bu yıl toplamda altı düğmeli evin restorasyonu planlanırken, İbradı merkez, Ormana ve Ürünlü mahallelerindeki evler için 7 milyon 400 bin TL hibe desteği sağlandı. Tarihi dokuyu koruyarak yapılan restorasyon çalışmaları Restorasyon süreci, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün denetiminde Antalya Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü tarafından yürütülüyor. Bu kapsamda yapılan çalışmalar, düğmeli evlerin özgün mimarisini korumaya özen göstererek, bölgenin tarihi dokusunu yeniden canlandırmayı amaçlıyor. Bu projeler sadece tarih meraklılarına hitap etmekle kalmıyor, aynı zamanda bölge turizmine de önemli katkılar sağlıyor. Düğmeli evlerin özel konumu ve mimari mirası Düğmeli evler, Antalya'nın İbradı ve Akseki ilçelerine özgü, sedir katran ağacından yapılan iskeletleri ve birbirine kenetlenen ahşaplarıyla dikkat çeken özel bir mimariye sahip. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nin akademik incelemelerine göre, bu yapılar dünyada yalnızca bu bölgede bulunuyor ve eşsiz bir mimari miras olarak değerlendiriliyor. Üniversitenin Güzel Sanatlar Fakültesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü’nden Doç. Dr. Ali Akın Akyol, düğmeli evlerin en önemli özelliğinin ustaca seçilmiş ve uygulanmış yapısal malzemeleri olduğunu ifade ediyor. Akyol’a göre, “Bizim gördüğümüz yapılar taşlardan, harçlardan, kiremitlerden ve ihtişamlı ahşaplardan oluşuyorlar. İbradı'nın Ormana Mahallesi ve Akseki önemli bir kimliğe sahip.” "Dünyada sadece burada var" Doç. Dr. Akyol, düğmeli evlerin yapısal malzemeleri ve inşaat tekniklerinin detaylı bir şekilde incelenmesinin literatürde yer almadığını belirtiyor ve ekliyor: “Tüm dünyada düğmeli evlerin sadece Akseki ve İbradı bölgesinde bulunduğunu söyleyebiliriz. Bu yapılar taş ve ahşap birleşimlerinden oluşuyor ve hatıl genişlikleri, üç kata kadar ulaşan yapım sistemleri gibi ustaların yıllarca uyguladıkları bilgi ve tecrübeleri içeriyor.” Restorasyon ustalarının 3. kuşağı: Selami Bayram Bozkurt Bölgede restorasyon işi yapan Selami Bayram Bozkurt, bu mesleği babasından öğrendiğini ve 30 yılı aşkın süredir bu işi yaptığını ifade ediyor. Bozkurt, restorasyon işinin çok detaylı olduğunu ve düğmeli evleri canlandırmanın kendisi için büyük bir onur olduğunu belirtiyor. “Bu Osmanlı mimarisi evleri, hassas bir şekilde kanaviçe işler gibi işliyoruz. Kültür Bakanlığı'nın desteği ile tarihimiz ayakta kalıyor” diye konuşan Bozkurt, restorasyonun en önemli aşamalarından birinin çatılar olduğunu vurguluyor: “Çatısı sağlam olan bir ev, 500 yıl bile ayakta kalabilir.” Ata mirası düğmeli evini restore ettiriyor Ormana Mahallesi’nde babasından miras kalan düğmeli evin restorasyonunu yaptıran İhsan Tolay ise, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sağladığı hibe desteği sayesinde bu tarihi yapıyı yeniden canlandırma fırsatı bulduğunu belirtiyor. Tolay, “Rahmetli babam bu evin yapımını bizzat kendisi yaptırmıştı. Şimdi onun anısını yaşatmak için restorasyon işine başladık” diyor. Tolay ayrıca, düğmeli evlerin yıkılmasının başlıca nedenlerinden birinin, mirasçılar arasındaki anlaşmazlıklar olduğunu vurguluyor. Bu proje sayesinde, bölgenin tarihi yapıları korunarak gelecek nesillere aktarılacak ve bölgenin turistik potansiyeli daha da artırılacak.

Antalya’daki Mahalle 800 Yıllık Tarihiyle Ziyaretçi Rekoru Kırıyor Haber

Antalya’daki Mahalle 800 Yıllık Tarihiyle Ziyaretçi Rekoru Kırıyor

Antalya'nın Akseki ilçesindeki Sarıhacılar Mahallesi, 800 yıllık tarihiyle dikkat çekiyor. Geçen yıl 80 bin yerli ve yabancı ziyaretçi ağırlayan mahalle, bu yılın ilk 9,5 aylık döneminde 80 bin ziyaretçiyi aştı. Sarıhacılar, tarihi dokusu ve İpek Yolu üzerindeki konumuyla öne çıkıyor. 300-400 yıllık düğmeli evleri, tarihi camisi ve göç yolu, misafirlerin ilgi odağı. Osmanlı mimarisinin nadide örneklerinden olan düğmeli evler, ziyaretçileri geçmişe götüren eşsiz bir miras sunuyor. "Sarıhacılar beni çok etkiledi" Almanya’dan tatile gelen Claudia Moritz (52), "Türkiye'ye 30'dan fazla geldim. Eşimle birlikte ilk kez böyle bir turizm turuna katıldım ve çok mutluyum. Düğmeli evler, tarihi cami, doğası ve havası beni derinden etkiledi" dedi. "Tarihi ve insanları tanıdık" Alman Jörg Moritz de, "Türkiye'ye 16 kez geldim. Eşimle Sarıhacılar köyünü ziyaret ettiğimiz için mutluyuz. Küçük bir grupla, sakin bir tur yaptık. Tarihi ve insanları tanımak çok güzeldi" diye ekledi. "Sarıhacılar'ı aşırı derecede beğeniyorlar" Bölgeye yabancı turist getiren acente sahibi Hilmiye Soysürlü, "15 yıldır daha çok Avrupalı turistlerle çalışıyoruz. Son dönemde Rus turistler de portföyümüze girdi. Sarıhacılar köyünü turistlere gezdiriyor, tarihi kervan yolunu ve 600 yıllık camiyi gösteriyoruz. Doğa yürüyüşleri ve Altınbeşik Mağarası ziyaretleri de yapıyoruz" dedi. "Bölgeyi tanıtmak için elimizden geleni yapıyoruz" Soysürlü, "Son dönemlerde turizm boyutu değişti. Eskiden senede bin-bin 500 kişi getirirken, şu an bu sayı 400-500 kişiye kadar düştü. Ancak yabancı misafirler Sarıhacılar köyünü çok beğeniyorlar" diye ekledi. Sarıhacılar köyünde restorasyon çalışmaları yapan turizmci Mustafa Kavasoğlu, köyün turizme açıldığı 2000'li yıllardan itibaren büyük restorasyonlar gerçekleştirdiğini belirterek, "Türkiye'nin en büyük etnografya müzesini buraya kurdum. Mahalle İpek Yolu üzerinde kurulu ve zamanla özelliğini kaybetse de şimdi turizm merkezi olma yolunda hızla ilerliyor" dedi. "Bu yılın içerisinde 80 bin kişi ziyaret etti" Pandemi öncesi köyün turizmde ciddi bir ivme kazandığını belirten Kavasoğlu, "Bu yıl 80 binin üzerinde yerli ve yabancı ziyaretçi geldi. En fazla Almanlar, Polonyalılar ve ilk kez Litvanya'dan turistler ağırladık. Sonbaharda kültürel turistler gelmeye başladı" dedi. "Sarıhacılar bu özelliğini hiçbir zaman kaybetmeyecek" Kavasoğlu, "Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 'Koruma Amaçlı İmar Planı' çalışmaları sayesinde, Sarıhacılar özelliğini hiçbir zaman kaybetmeyecek. Köyde beton yapı yok, restorasyonlar yavaş yavaş devam ediyor. Sarıhacılar, tarihi ve kültürüyle doğal bir müze gibi" ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.