Hava Durumu

#Adana

TOURISMJOURNAL - Adana haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Adana haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

ADANA’NIN DENİZ LEZZETLERİ VİTRİNE ÇIKTI Haber

ADANA’NIN DENİZ LEZZETLERİ VİTRİNE ÇIKTI

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Yaratıcı Şehirler Ağı’na gastronomi alanında aday gösterilen Adana’da bu yıl 9’uncusu gerçekleştirilen lezzet festivaline katılan gastronomi otoriteleri Akdeniz’in maviliklerinde avlanan balıklar ve su ürünleriyle donatılan “Adana’nın mavi sofrasını” deneyimledi. 22 ülkede 90 bini aşkın turizm profesyonelini bir araya getiren Skal International’a bağlı Çukurova Kulübü’nün Başkanı Erol Altun’un işlettiği restoranda 9. Uluslararası Adana Lezzet Festivali’nin özel konuğu olan gastronomi yazarları, gurmeler, kıdemli gazeteciler, seyahat yazarları ve sosyal medya fenomenleri, Yumurtalık, Karataş sahilleri ile Tuzla, Akyatan ve Ağyatan lagünlerinde avlanan birbirinden lezzetli balık, karides, mavi yengeç ve kalamarı modern sunumlarla tatma şansı yakaladı. Ege Balık Adana Restoran’da 300’ü aşkın davetlinin katıldığı organizasyonda Akdeniz’den gelen lezzetlere özenle hazırlanmış mezeler, salatalar, tatlılar ve meyveler eşlik etti. Festival konukları, Adana’nın mavi sofrasını sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlarla tüm dünyaya tanıttı. “Adana, en zengin deniz ekosistemlerinden birine ev sahipliği yapıyor” 25 yıla yakın süredir Akdeniz’den gelen lezzetleri kent halkı ve turistlerle buluşturan Erol Altun, festival konuklarına Adana’nın mavi sofrasını anlattı. Erol Altun, “Adana denince akla genellikle kebap gelir. Oysa bu şehrin bir de tuz kokan, dalga sesleriyle yoğrulmuş deniz mutfağı vardır. Yaklaşık 200 kilometrelik sahil şeridiyle Adana, Akdeniz’in en zengin deniz ekosistemlerinden birine ev sahipliği yapıyor. Yumurtalık, Karataş, Tuzla, Akyatan ve Ağyatan lagünleri, tatlı ve tuzlu suyun buluştuğu, doğanın balıklar için yarattığı özel yaşam alanlarıdır. Bu sularda yetişen her tür, Adana’nın toprağından, güneşinden ve suyundan bir parça taşır. Lagos, levrek, çipura, barbun, kefal, karagöz, dil balığı, kalamar, karides ve mavi yengeç, bölge mutfağımızın yıldızları arasında yer alıyor. Özellikle Yumurtalık karidesi ve Akyatan mavi yengeci, hem yerel sofralarda hem de uluslararası mutfaklarda haklı bir üne sahiptir.” dedi. “Denizle yoğrulmuş bir gastronomi mirasına sahibiz” Adana sahillerinde avlanan balıkların lezzet sırrının coğrafyanın eşsiz dengesinde gizli olduğunu vurgulayan Erol Altın, şunları söyledi: “Toroslar’dan süzülen kar ve yağmur suları, Ceyhan ve Seyhan nehirleriyle birleşip Akdeniz’e ulaşır. Bu tatlı sular, denizin tuzlu dalgalarıyla karışarak balıkların besin değerini zenginleştirir; etlerine dolgunluk, aromalarına derinlik kazandırır. Karataş ve Yumurtalık balıkçıları, Adana sofralarına taptaze deniz bereketi taşır. Mavi sofralarda yalnızca balık değil, binlerce yıllık kültürün izleri paylaşılır. Çünkü arkeolojik bulgular gösteriyor ki, bu topraklarda 4 bin yıl önce bile Roma imparatorları balık festivallerine katılmış, bugün Adana Müzesi’nde sergilenen mozaiklerde lagos ve barbun avlayan figürler betimlenmiştir. Adana, kebabıyla anılsa da, denizle yoğrulmuş bir gastronomi mirasına sahiptir. Her bir dalgası Akdeniz’in tuzunu, her bir lokması Çukurova’nın bereketini taşır. Adana’da deniz var. Adana’da balık var. Adana’da lezzet var. Herkesi Adana’nın mavi sofrasına bekliyoruz.”

Çukurova Havalimanı Servislerinin İlçeden Geçmemesi Tepki Çekti Haber

Çukurova Havalimanı Servislerinin İlçeden Geçmemesi Tepki Çekti

Çukurova Uluslararası Havalimanı servislerinin Adana'da alınan karar gereği Çukurova ilçesinden geçmemesi, vatandaşları mağdur etti. Vatandaşlar, servislerin bir an önce ilçelerinden geçmesini istediğini söyledi. Türkiye'nin gökyüzüne açılan 58. kapısı Çukurova Uluslararası Havalimanı 10 Ağustos 2024'ten bu yana Çukurova bölgesinin turizm ve ticaret potansiyeline katkı sağlıyor. Havalimanı açıldığı günden bu yana Havamaş servisleri Mersin'in Silifke ilçesinden Hatay'ın Antakya ilçesine kadar hizmet veriyor. Ancak servisler, Adana'da izin alamadıkları gerekçesiyle sadece Seyhan ve Ceyhan ilçelerinde hizmet verebiliyor. Hal böyle olunca havalimanını en çok kullananlardan Adana'nın Çukurova ilçesindeki vatandaşlar mağdur oldu. "Bizler mağduruz" İhlas Haber Ajansı'na konuşan Mehmet Tuğ, "Biz havalimanını sürekli kullanıyoruz. Bu servisler Turgut Özal Bulvarı, Süleyman Demirel Bulvarı ve Çukurova ilçesinden neden geçmiyor. Bizler mağdur oluyoruz. Yetkililerden bir an önce çözüm bekliyoruz" dedi. Vatandaşlardan İmdat Sevimli, "Eskiden havalimanı şehir merkezine yakındı ancak artık havalimanı şehir merkezine uzak. Güzel bir yatırım oldu ancak gidişimiz çok zor. Çukurova ilçesinden Havamaş servisleri geçmiyor ve bizler mağdur oluyoruz. Buraya yetkililerin bir an önce çözüm bulmasını bekliyoruz" diye konuştu. "Vatandaş mağdur" Güzelyalı Mahalle Muhtarı Gökalp Güngör ise havalimanının isminin 'Çukurova' olduğunu ancak servislerin 'Çukurova'dan geçmediğini belirterek, "Bu servislerin Çukurova ilçesinden geçmemesi bizleri zorluyor. Vatandaşlar, Havamaş servisleri neden Çukurova'dan geçmiyor diyorlar ve sıkıntı yaşıyorlar" ifadelerini kullandı. "Çok sıkıntılıyız" Toros Mahalle Muhtarı Sibel Polat ise "Eskiden havalimanı için geliş-gidiş sorunu yoktu ancak artık böyle sorun var. Havamaş, gerekli izinleri almadığı için Çukurova ilçesinden geçmiyor. Çok sıkıntılıyız ve biran önce bu soruna çözüm bulunmasını istiyoruz. İmza toplayıp kaymakamlığa ilettik ama herhangi bir çözüm olmadı" dedi.

Çukurova Uluslararası Havalimanı 10 Ayda 4,5 Milyon Yolcuya Ulaştı Haber

Çukurova Uluslararası Havalimanı 10 Ayda 4,5 Milyon Yolcuya Ulaştı

Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında hizmete giren Çukurova Uluslararası Havalimanı'nda 10 ayda 4,5 milyon yolcuya hizmet verildiği açıklandı. Türkiye'nin gökyüzüne açılan 58. kapısı Çukurova Uluslararası Havalimanı 10 Ağustos 2024'ten bu yana Çukurova bölgesinin turizm ve ticaret potansiyeline katkı sağlıyor. Havalimanı ayrıca, bölgeye kolay ve konforlu ulaşım imkanı sunuyor. Çukurova Uluslararası Havalimanının iç hatları 8 ilin yanı sıra dış hatları, Almanya'nın Berlin, Düsseldorf, Frankfurt, Hannover, Köln, Stuttgart, Münih kentlerinin yanı sıra Londra, Lefkoşa, Beyrut, Podgorica, Medine, Şarm El-Şeyh, Dubai, Moskova, Üsküp, Bakü, Tiran ve Amsterdam olmak üzere 19 noktaya da aktarmasız yolculuk fırsatı tanıyor. Konuyla ilgili Çukurova Uluslararası Havalimanı Direktörü Oğuz Oflaz, İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. "Çukurova'da Nice ve Tayland'da dahi uçuşlar gerçekleştirebiliyoruz" Oflaz, 2025 Haziran ayına kadar 4,5 milyon yolcuya hizmet verildiğini ve 40 bin uçağın ağırlandığını belirterek, "10 Ağustos itibariyle açılışımız gerçekleştirdi. 2025 Haziran ayına kadar 4,5 milyon yolcuya hizmet verdik. 40 bin uçağı ağırladık ve o yolculara hizmet verildi. Şuanda Çukurova Uluslararası Havalimanı'ndan dış hatlarda 19 noktaya direkt uçuşumuz var. Dış hatlarda özellikle geçmiş döneme göre yüzde 20 oranında artışımız gerçekleşti. Almanya'da Berlin, Düsseldorf, Frankfurt, Hannover, Köln, Stuttgart, Münih kentlerinin yanı sıra Londra, Lefkoşa, Beyrut, Podgorica, Medine, Şarm El-Şeyh, Dubai, Moskova, Üsküp, Bakü, Tiran ve Amsterdam'a da seferlerimiz var. Geçmiş döneme nazaran Bakü'ye doğrudan seferlerimiz açıldı. Haftanın her günü Rusya'da Moskova'ya uçuyoruz. Bununla beraber genel havacılık uçuşlarımızda var. Genel havacılık faaliyetiyle uçtuğumuzda ise buradan Nice ve Tayland'da dahi uçuşlar gerçekleştirebiliyoruz" ifadelerini kullandı. "Orta Doğu ve Orta Asya ülkelerine uçuşlar düzenlemek ilk hedeflerimiz arasında" Yeni destinasyonların eklenmesinin gündemlerinde olduğuna vurgu yapan Oğuz Oflaz, "Önümüzdeki dönemdeki hedefler arasında yeni destinasyonların eklenmesi söz konusu. Kargonun artması da bu destinasyonların altını dolduran faaliyetlerden birisi. Burada en önemli hedefimiz Orta Doğu. Havalimanımız bulunduğu konum itibariyle Çukurova'yı, Kuzey Afrika'ya, Orta Doğu'ya ve Avrupa'ya bağlayan bir pozisyonda. Buradan Orta Doğu ve Orta Asya ülkelerine uçuşlar düzenlemek ilk hedeflerimiz arasında. Önümüzdeki portföyümüze yeni bir havayolunu dahil ederek Stuttgart'a doğrudan uçuş ile operasyonlarımızı devam ediyor olacağız" diye konuştu. "Artık büyük gövde uçaklar havalimanımıza gelebiliyor" Çukurova Uluslararası Havalimanı'nın 10-12 milyon potansiyel yolcuya hizmet verdiğine dikkat çeken direktör Oflaz, daha sonra şunları söyledi: "Adana ve Mersin'e çok yakın. Ancak 1,5 saat mesafe ile yaklaşık 10-12 milyon potansiyel yolcu nüfusuna sahip. Önemli bir lojistik ağ olma özelliğine aday. Burası Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Avrupa'ya açılan bir kapı olmuş durumda. Burada aynı yolcu faaliyetlerinde sağladığımız gibi kargo faaliyetlerinde de altyapı kazandırdık. Geçmişte büyük uçaklar bölgeye inemiyordu ancak artık yolcu potansiyeli ve kargo potansiyelinin artması sebebiyle operasyonlarımızda büyük gövde uçaklarda havalimanımıza gelebiliyor. Bu uçakların sadece içi değil, ambarları da doluyor. Artık çok daha fazla kargo, dünyanın birçok noktasına uçabilir olacak." Öte yandan Oflaz, dijitalleşmenin ilk hedefleri arasında olduğunu belirterek, içerisinde heliportun da olduğu genel havacılık terminalinin gelecek aylarda açılacağını açıkladı.

Aşırı Sıcaklıkta Adanalılar Yaylalara Akın Etti Haber

Aşırı Sıcaklıkta Adanalılar Yaylalara Akın Etti

Türkiye'nin en sıcak illerinden Adana'da hissedilen sıcaklık 50 dereceyi aşınca vatandaşlar yaylalara akın etti. Kent genelinde sakinlik yaşanırken Pozantı ilçesinde kışın 20 bin olan nüfus 400-450 bine ulaştı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre Adana'nın merkez ilçelerinde hava sıcaklığı 40 dereceyi aştı. Ancak nem ile birlikte hissedilen sıcaklık 52 dereceye ulaştı. Hal böyle olunca başta yaşlılar olmak üzere yayla ve denizlere gitti. Kent genelinde cadde ve sokaklar adeta boş kaldı. Yaylalarda nüfus patladı Toros Dağları'nın eteğinde Adana'nın yaylalarını barındıran 20 bin nüfuslu Pozantı ilçesinde ise sıcak havalarla birlikte nüfus 400-450 bine ulaştı. "Burada yayla turizmi var" İhlas Haber Ajansı'na konuşan Pozantı Belediye Başkanı Ali Avan, "Pozantı ilçemiz Adana ve Mersin'in yaylası olarak biliniyor. Hava serinliği ve yeşil doğasıyla burası tercih merkezi. Mersin ve Adana'da ciddi bir sıcaklık varken burası çok serin. Yayla turizmi var. 20 bin nüfusumuz var ama şuanda nüfusumuz 400-450 bine ulaştı. Burası herkes tarafından bir tercih nedeni" ifadelerini kullandı. "Pozantı, çekim merkezi haline geldi" Pozantı'nın sıcaklardan kaçanlar için bir çekim merkezi olduğuna vurgu yapan Avan, "İlçemizin 4-5 mahallesi sadece yaylacılardan oluşuyor. Bir çekim merkezi şuanda. Burada sezonluk marketçiler var. Zaman zaman su sıkıntısı yaşıyoruz ama zaman içerisinde bunu gidereceğiz. 20 bin nüfus için İller Bankası'ndan pay alıyoruz. Bununla 400-450 bin nüfusa hizmet etmek zor oluyor ama ek kaynaklarla kaynak oluşturup hizmete devam ediyoruz" dedi. "Sıcaktan etkilendiğim için ailecek buraya geldik" Adana sıcaklarından kaçıp yaylaya gelen Fikret Çolaklıoğlu (60), "Adana'nın sıcaklarından kaçıp geldik. Kalp rahatsızlığım var ve her sene buraya geliyoruz. Sıcaktan etkilendiğim için ailecek buraya geldik. Hafta sonları burası daha kalabalık oluyor" diye konuştu. "Yaylamız çok güzel" Adana'dan gelen Ahmet Zaimoğlu (58), "Adana sıcağından kaçıp buraya geldik. Havalar burada çok iyi, hayatımızdan memnunuz. Yaylamız çok güzel, serin ve çok güzel" ifadelerini kullandı. "Mersin'in denizini değil, yaylayı tercih ediyoruz" Mersin'den Pozantı'ya gelen Merve Gidiş (35), "Mersin'in sıcaklarından bunalıp buraya geldik. Herkesi buraya bekleriz. Mersin'in denizini değil, yaylayı tercih ediyoruz" dedi.

Feke’de Kadınların Lavanta Bahçeleri Turizmi Canlandırıyor Video Galeri

Feke’de Kadınların Lavanta Bahçeleri Turizmi Canlandırıyor

Adana'nın Feke ilçesinde, 5 yıl önce devlet desteği ile desteklenen kırsal kalkınma projesiyle köy kadınları kullanılmayan arazilerini lavanta bahçelerine dönüştü. Feke'ye bağlı 9 mahallenin bulunduğu Tapan Bölgesi'nde kadın girişimciler, iki farklı lavanta türüyle hem yağlık hem de görsel üretim gerçekleştiriyor. Hasat döneminde lavanta yağı, sabun, kolonya, mum ve tohum gibi ürünler üreten kadınlar, lavanta bahçelerini ziyaretçilere açarak kırsalda Adana'da turizm ile ekonomilerine katkı sağlıyor. "Çiçekleri çok severdim, şimdi emeğimin karşılığını alıyorum" Tenkerli Mahallesi'nden Bedia Arı devlet desteği ile 5 dönümlük arazide lavanta üretimi yaptıklarını belirterek, "Devlet desteğiyle lavanta bahçesi kurduk. Her gün yüzlerce kişi geliyor. Gelen bir daha geliyor. Çiçekleri çok severdim. Bu iş emek istiyor ama çok güzel. Lavanta demetlerini 30 TL'den satıyoruz. Çok mutluyuz" dedi. "Bahçemiz adeta kafe gibi oldu" Bahçesini Türk bayraklarıyla süsleyen Sıla Başer ise lavanta üretimiyle birlikte sabun, mum ve lavanta çayı yaptıklarını ifade ederek, "Köyde böyle bir turizm hayal etmezdik ama şu an çok güzel. Ziyaretçiler geliyor, mutlu oluyoruz" diye konuştu. "Türkiye'nin dört bir yanından gelenler var" Gaziantep'ten lavanta bahçelerini gezmeye gelen Rahil Çeren, "Köyde bu kadar güzel bir ortam oluşturulması bizleri çok mutlu etti. Hem tatil yapıyoruz hem de lavantaların mis kokusunda dinleniyoruz" dedi. Esat Ersin ise kendi köyünde de benzer projelerin yapılmasını isteyerek, "Çok güzel yapmışlar. Çocuklar için de alanlar var. Çok beğendim" diye konuştu. Kozan'dan Feke'ye gelen Özlem Gür ise lavanta şerbetine hayran kaldıklarını, bahçelerin görselliğinden çok etkilendiklerini söyledi. Daha önce de bölgeyi ziyaret ettiğini belirten Özlem Yılmaz ise, "5 yıl önce de gelmiştim. Köyün turizme kazandırılması harika olmuş. Bahçeler görsel bir şölen sunuyor" dedi.

Misis Köprüsü Turizme Kazandırılamıyor Haber

Misis Köprüsü Turizme Kazandırılamıyor

Adana'da Ceyhan Nehri üzerine 4'üncü yüzyılda yapılan, 'Ölümsüzlük Köprüsü' adıyla da bilinen 'Misis Köprüsü', 1700 yıldır tarihe ışık tutuyor. Bölge sakinleri ise köprünün bakımsızlık nedeniyle turizme kazandırılamamasından dert yandı. Merkez Yüreğir ilçesine bağlı Misis Beldesi'nde yer alan ve Ceyhan Nehri üzerine 4'üncü yüzyılda Roma İmparatoru 2'nci Flavius Julius Costantinus tarafından yaptırılan Misis Köprüsü, Anadolu'nun ilk Roma köprüsü olarak biliniyor. Arkeolojik verilere göre Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde doğuyla batının en önemli kavşak noktası olan Misis Köprüsü, ölümsüzlük ilacını bulduğuna inanılan Lokman Hekim'in, bu ilacı yazdığı kağıdı üzerinden geçerken nehre düşürdüğü köprü olması nedeniyle, ‘Ölümsüzlük Köprüsü' adıyla da biliniyor. Halen araç ve yaya trafiğine açık olan köprünün Misis için önemli bir eser olarak öne çıkıyor. Ancak uzun yıllardır belediyelerin bölgeye ilgisiz kalması nedeniyle 1700 yıllık köprü turizme kazandırılamadı. Köprünün çevresinde dinlenme alanı veya bir kafe olmaması sebebiyle bölge halkı turizm geliri elde edemiyor. Köprünün bulunduğu mahalle, sadece tarım yaparak geçiniyor. Yeni köprü inşaatı duyuruldu ancak yapılmadı Öte yandan 2020 yılının Temmuz ayında Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Ceyhan Nehri üzerindeki tarihi Misis Köprüsü'nü kurtarmak ve ulaşımda ortaya çıkan tehlikeyi ortadan kaldırmak için yeni bir köprü yapılacağını duyurmuştu ancak bölgede bu konuyla ilgili de bir çalışma yapılmadı. "Nehrin kenarında parklar olsa, temizlense buraya turistler gelir" İhlas Haber Ajansı'na konuşan Misis Mahallesi eski muhtarı Ekrem Tanışer, bakımsızlık nedeniyle turistlerin gelmediğini ve bölge halkının bu sebeple büyük kayıp yaşadığını anlattı. Tanışer, "Bakımsızlıktan dolayı buraya turistler gelmiyor. Burası tarihi yer ama bakım yok. Eğer bakım olsa buraya turist gelir. Burası sit alanı olduğu için buraya hizmet yapılmıyor. Nehrin kenarında parklar olsa, temizlense buraya turistler gelirdi" ifadelerini kullandı. "Ağır tonajlı araçların köprüden geçişi yasak" Köprünün araç geçişlerine serbest olduğunu vurgulayan Tanışer, "Bu köprü çok eski ve tarihe gerçekten ışık tutuyor. Bu köprü halen araç trafiğine açık. Ağır tonajlı araçların köprüden geçişi yasak, ceza uygulanıyor" dedi. Mahalle sakinlerinden işletmeci Necip Yılmaz ise köprünün tarihinin çok eskiye dayandığını anlattı. Yılmaz, "Fatih Sultan Mehmet'in bile bu köprüden geçip Mısır'a kadar gittiği bizlere il kültür müdürümüz tarafından söylendi. Ancak yetersiz altyapı çalışmaları nedeniyle bu köprüyü turizme kazandıramadık. Turistler buraya geldiğinde 1-2 dakika fotoğraf çekilip gidiyor. Onları konaklatamadığımız için sıkıntı yaşıyoruz. Burası Türkiye'de isim yaptı ama buraya kafeler yapmalıyız, insanları bu manzara eşliğinde dinlendirmeliyiz. İnsanların isteklerini karşılamalıyız. Ancak o zaman bölgeye turist gelir" diye konuştu. (UMT-HİV-BA-Y)

Bakan Ersoy: ‘‘Temel amacımız, turizmi 81 ile ve yılın 12 ayına yaymak’’ Haber

Bakan Ersoy: ‘‘Temel amacımız, turizmi 81 ile ve yılın 12 ayına yaymak’’

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ‘‘Temel amacımız, turizmi 81 ile ve yılın 12 ayına yaymak; ürün çeşitliliğini artırarak Türkiye’yi dört mevsim deneyimlenebilen, küresel ölçekte cazibe merkezi haline getirmektir’’ dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye Otelciler Birliği’nin (TÜROB) 25’inci Olağan Genel Kurul Toplantısı’na katıldı. Bakan Ersoy, burada yaptığı konuşmada mevcut turizm verilerini değerlendirirken, dijital tanıtım alanında çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi. Türkiye’yi küresel ölçekte cazibe merkezi haline getirmek istediklerinin altını çizen Ersoy, turizmi 81 ile ve 12 yılın 12 ayına yaymak istediklerini belirtti. 2024 yılı turizm verilerini değerlendirerek konuşmasına başlayan Bakan Ersoy, ‘‘2024 hem ülkemizde hem de küresel arenada rekorlara imza attığımız bir dönem oldu. Şükürler olsun ki 2024’ü yıl öncesi hedeflerimizin de üzerinde 62,3 milyon ziyaretçi ve 61,1 milyar dolar gelirle kapattık. 2017-2024 değişimi olarak tablomuza baktığımızda turist sayısında yüzde 64, gelir artışında ise yüzde 95,5’lik bir artış elde ettik. Bu da 2017’deki turizm gelirini 2024’te yaklaşık iki katına çıkardığımız anlamına geliyor. Bu sürekli olarak altını çizdiğimiz, ‘niceliğe değil niteliğe de önem vereceğiz, sadece ziyaretçi sayılarını arttırmayı hedeflemeyeceğiz, konaklama dışı harcaması fazla olan turistleri de hedefleyerek yolumuza devam edeceğiz’ ısrarımızın da güçlü bir kanıtıdır’’ şeklinde konuştu. ‘‘Türkiye ziyaretçi sayısı en yüksek destinasyonlar arasında 4’üncü sıraya yükseldi’’ 2017 yılından günümüze ziyaret edilen destinasyonlar sıralamasında Türkiye’nin üst sıralara tırmandığına dikkat çeken Bakan Ersoy, ‘‘Birleşmiş Milletler Turizm Örgütü’ne göre Türkiye, 2017 yılında ziyaretçi sayısı en yüksek olan destinasyonlar arasında dünya çapında 7’inci sırada yer alırken 2023’te 5’inci 2024’te ise 4’üncü sıraya yükselerek büyük bir başarıya imza attı. 2025 yılında 65 milyon turist 64 milyar dolar gelir hedefimize ulaşacağız’’ diye konuştu. 23 Nisan’da İstanbul’da yaşanan depremin olumsuz etkilerinin turizmde görüldüğünü ifade eden Ersoy, ‘‘Türkiye gibi dinamik ve jeopolitik açıdan hassas bir coğrafyada bulunuyor. 23 Nisan’da İstanbul’da yaşanan depremin olumsuz etkilerini gördük. Fakat bizler, Türkiye turizmini krizlere karşı daha dirençli hale getirmek amacıyla uyguladığımız sürdürülebilir politikalar sayesinde bu tür gelişmelere karşı hızlı reaksiyon gösterme kabiliyetine sahibiz’’ sözlerini ifade etti. ‘‘Temel amacımız, turizmi 81 ile ve yılın 12 ayına yaymak’’ Turizmde ürün çeşitliliğini artırmak için çalışmalar yaptıklarını ifade eden Bakan Ersoy, ‘‘Temel amacımız, turizmi 81 ile ve yılın 12 ayına yaymak; ürün çeşitliliğini artırarak Türkiye’yi dört mevsim deneyimlenebilen, küresel ölçekte cazibe merkezi haline getirmektir. Öncelikle gastronomi, sağlık, kültür, bisiklet, inanç ve M.I.C.E. turizmi gibi alanlarda yürüttüğümüz çok yönlü çalışmalarla Türkiye’yi turizmin her kulvarında öne çıkaracak güçlü adımlar atıyoruz’’ dedi. ‘‘2025 yılı, turizmde yeni rekorlar kıracağımız bir yıl olacak’’ Bakan Ersoy konuşmasını şu şekilde sürdürdü, ‘‘Anadolu toprakları üzerinde farklı inançları ve bunlarla ilgili kültürel miras değerlerini kapsayan mevcut 30 adet inanç rotamızı ayrı başlıklar altında daha yoğun şekilde tanıtıyoruz. Benzer şekilde Türkiye genelinde Troya Bisiklet ve Yürüyüş Rotası, Gelibolu Dalış Deneyimi ve Likya Yolu Yürüyüş Rotaları gibi 20 adet tematik ürün rotasına entegre edilen spor deneyimini markalaştırdık. Türkiye’de gerçekleştirilen uluslararası kongre sayılarını da daha yukarılara çekiyoruz. Ayrıca daha katma değerli bir turist profili için de arkeolojik cazibe noktalarımızın sayısını her geçen gün artırıyoruz. Bu çerçevede ‘Geleceğe Miras’ projemiz ile Arkeolojinin Altın Çağı’nı başlattık. Türkiye’nin dört bir yanında 12 ay boyunca kazı ve restorasyon çalışması sürdürüyoruz. Öte yandan yurtdışına kaçırılan eserlerimizin iadesi için de çok titiz ve özenli çalışmalar yürütüyoruz. Geliştirdiğimiz yeni turizm paradigmasıyla hedef pazarlarımızda yıldızımız her geçen gün daha da parlarken, dijital tanıtım alanında da çığır açan adımlar atıyoruz. Avrupa Festivaller Birliği üyesi olan Türkiye Kültür Yolu Festivali, 5’inci yılında 20 şehirde gerçekleştirilecek. 5 Nisan’da Adana’da başlayan ve 10 Kasım’da Antalya’da sona erecek festivallerimiz, 219 gün süresiyle dünyanın en uzun soluklu kültür-sanat festivali olma özelliğini taşıyor. İnanıyorum ki, 2025 yılı, turizmde yeni rekorlar kıracağımız ve başarılarımızın üzerine yenilerini ekleyeceğimiz bir yıl olacak.’’

Adana’da yeni turizm cenneti kapılarını açtı: Yerli ve yabancı turistleri ağırlayacak Haber

Adana’da yeni turizm cenneti kapılarını açtı: Yerli ve yabancı turistleri ağırlayacak

Adana'nın doğal güzellikleriyle ünlü ilçesi Karaisalı, yepyeni bir turizm merkeziyle adından söz ettiriyor. "Karaisalı'da Varda, Huzur Orda" sloganıyla hayata geçirilen Karaisalı Macera Parkı, doğa ve macera severlere unutulmaz bir deneyim sunmak üzere kapılarını ziyaretçilerine açtı. Adana'nın doğal güzellikleriyle ünlü ilçesi Karaisalı, yepyeni bir turizm merkeziyle adından söz ettiriyor. "Karaisalı'da Varda, Huzur Orda" sloganıyla hayata geçirilen Karaisalı Macera Parkı, doğa ve macera severlere unutulmaz bir deneyim sunmak üzere kapılarını ziyaretçilerine açtı. Karaisalı Belediyesi ve Çukurova Kalkınma Ajansı iş birliğiyle "Turizmin Geliştirilmesi Küçük Ölçekli Altyapı Programı" kapsamında hayata geçirilen Macera Parkı, tarihi Varda Köprüsü'ne yakın bir konumda, Karaisalı-Varda güzergahının 13.3’üncü kilometresinde yer alıyor. DOĞAYLA BÜTÜNLEŞİK MACERA DENEYİMİ  Şehir merkezine sadece 65 kilometre uzaklıkta bulunan 10.7 hektarlık yemyeşil alan, doğayla iç içe huzurlu ve heyecan dolu anlar vadediyor. Mevcut orman dokusuna zarar verilmeden, tamamen çevreci bir anlayışla tasarlanan Macera Parkı, her yaş grubundan ziyaretçiye hitap ediyor. Küçük misafirler için özel oyun alanları kurulurken, adrenalin tutkunları için heyecan verici bir zipline hattı oluşturuldu. Ziyaretçilerin temel ihtiyaçları da düşünülerek park alanına tuvalet, içme suyu, mescit, piknik masaları ve banklar yerleştirildi. Mangal keyfi yapmak isteyenler için ayrılan özel alanlar ise doğanın kalbinde lezzetli molalar sunuyor ULAŞIM KOLAYLIĞI VE KONAKLAMA İMKANI  Karaisalı Macera Parkı, ulaşım kolaylığıyla da dikkat çekiyor. Kendi araçlarıyla gelenler rahatlıkla parka ulaşabilirken, demiryolunu tercih edenler için sadece 3 kilometrelik keyifli bir yürüyüşle parka ulaşmak mümkün. ADANA'NIN YENİ GÖZDESİ OLMAYA ADAY  Doğayla iç içe konaklamak isteyen kamp tutkunları için de imkanlar sunuluyor. Parkta karavan ve çadırla konaklama seçenekleri mevcut, böylece ziyaretçiler doğanın huzurunda unutulmaz geceler geçirebiliyor. Sakinlik, doğa ve macerayı bir arada sunan Karaisalı Macera Parkı, açılışıyla birlikte hem ailelerin hafta sonu kaçış noktası hem de gençlerin yeni buluşma adresi olmaya aday. Adana'nın saklı kalmış doğal güzelliklerinden biri olan bu yeni turizm merkezi, şimdiden yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmeye başladı. "Karaisalı'da Varda, Huzur Orda" sloganı artık sadece bir söylem olmaktan çıkıp, gerçeğe dönüşüyor.

Manavgat, Akdeniz’in İki Yakasından Yükselen Şarkılarla Şenlendi Haber

Manavgat, Akdeniz’in İki Yakasından Yükselen Şarkılarla Şenlendi

SİDE’DE GİRİT LEZZETLERİ KAŞIKLARDAN TAŞTI, MÜZİĞİN BÜYÜSÜ APOLLON’DA YANKILANDI Tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra kültürel mirasını yansıtan lezzetleriyle gastronomi turizminde de cazibe merkezi olmayı hedefleyen Manavgat’ın simgelerinden Side Antik Kenti’ndeki tadım etkinliğinde Girit lezzetleri kaşıklardan taştı. Apollon Tapınağı’ndaki görkemli sahnede konser veren ünlü sanatçılar Girit ve Türk müziğini dostlukla harmanladı. Platin Plak ödüllü Sofia Vossou, Türkçe şarkıyla sürpriz yaptı Manavgat Belediyesi’nin ev sahipliğinde organize edilen Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nin son gününe, ülkesini Eurovision Şarkı Yarışması'nda temsil eden, “Platin Plak” ödüllü Sofia Vossou ile Anadolu rock ezgilerini modern soundlarla harmanlayan Necati ve Saykolar Grubu damga vurdu. Türk müzikseverlere tanıdık gelen ve Türkçe’ye çevrilmiş özel bir repertuar hazırlayan sanatçı Sofia Vossou, canlı performansında Ebru Gündeş’in “Seni Seviyorum” şarkısını seslendirerek meydanı dolduran dinleyicilere sürpriz yaptı. Sofia Vossou, Eurovision hayranları arasında klasikleşen ve kendisine plak kazandıran "I Anixi" (Bahar) isimli şarkısını seslendirirken de duygusal derinlik yaşattı. Necati ve Saykolar, enerjik şarkılarla coşturdu Apollon Tapınağı’ndaki sahnede daha sonra Necati ve Saykolar grubu konser verdi. Sahne performanslarında doğaçlama replikler ve tiyatral unsurlar kullanarak interaktif bir atmosfer oluşturan Necati ve Saykolar, enerjik şarkılarla sevenlerini coşturdu. Repertuarlarında, Barış Manço ve Cem Karaca ve Selda Bağcan’ın özgün eserlerinin yanı sıra, "Bey Diyeceksiniz", "Leyla" ve "Fırtına" gibi kendi bestelerine de yer veren Necati ve Saykolar, dinleyicilere hem nostaljik hem de yenilikçi bir müzik deneyimi yaşattı. Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, Girit Hanya Belediyesi Başkan Yardımcısı Eleni Zervoudaki ve festival konuğu şefler ile müzisyenler sahne önünde hareketli müziğin ritmine kapılıp, karşılıklı danslar oynadı. Hemşehrilerini ücretsiz konserlerle buluşturan Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara ve eşi Hacer Ceyhan Kara, Sofia Vossou ile  Necati ve Saykolar’a plaket ve çiçek vererek ilçe halkı adına teşekkür etti. Ünlü şefler, Sideli kadınlarla birlikte Girit’in gizemli mutfağını keşfetti Festivalin gündüz kutlamalarında ise Sideli kadınlarla Girit mutfağının hafızası bir araya geldi. Side Antik Liman’daki “Sideli Kadınlarla Girit Yemekleri Yorumu” başlıklı tadım etkinliğinde dünyaca ünlü şefler Maria Ekmekçioğlu, Ioannis Koufos ve Rasim Sakarya’nın katkılarıyla yerel otlar, geleneksel tarifler ve köklü yemek hikâyeleri anlatıldı. Sideli kadınların pişirdiği “Lor Tatlısı”, “Pitaraça” ve “Kuzu Etli Şevketi Bostan” lezzet avcılarına ikram edildi. Girit lezzetlerinin kaşıklardan taştığı etkinliği Girit Halk Dansları Topluluğu ve Manavgat Belediyesi Halk Oyunları Topluluğu’nun gösterileri renklendirdi. Manavgat ve Girit arasındaki kültürel bağlar irdelendi Apollon Tapınağı’ndaki “Manavgat ve Girit” başlıklı söyleşide iki kadim yerleşim arasındaki kültürel bağlar irdelendi. Kuşadası, Hatay, İzmir, Mersin, Adana, Silifke ve Antalya’nın tüm ilçelerinden Giritlileri Side’de buluşturan söyleşinin moderatörlüğünü Antalya Giritliler Derneği Başkanı, Gazeteci Cem Çon üstlendi. Samimi bir sohbet havasında geçen söyleşide Giritliler Federasyonu Başkanı Yunus Çengel, Yazar-Halk Kültürü Araştırmacısı Öznur Tanal ve Side’de yaşan Giritli Emekli Mehmet Çoban, Manavgat ile Girit bağlarını anlattı. İlk sözü alan Mehmet Çoban, eski Side'nin nasıl bir yer olduğunu, Giritlilerin Side’ye yerleşmesini ve geçmişteki yaşam zorluklarını anlattı. Giritlilerin tarımla, el sanatlarıyla geçindiklerini, dayanışma içinde büyüdüklerini vurguladı. Yunus Çengel ise Antalya’nın ve Side’nin Girit kültürü açısından önemini anlattı. Girit kültürünün unutulmaya yüz tutmuş dil, mani ve dans unsurlarını canlandırmak için bir merkez kurmayı hedeflediklerini söyleyen Yunus Çengel, Side’deki gibi kültür ve lezzet festivallerin aileleri bir araya getirme açısından çok değerli olduğuna dikkat çekti. Öznur Tanal da Side’deki Giritlileri araştırmasının sonuçlarını anlattı. 11 yıllık çalışmanın sonucunda 2011’de yayımlanan “Side Giritlileri” kitabından bahseden Öznur Tanal, Giritli kültürünün sağlıklı yaşam tarzını ve yaşanan göç acılarının nesiller üzerindeki etkilerini dile getirdi. Giritlilerin kök arayışında olduğuna dikkati çeken Öznur Tanal, Side’deki festivalin bu bakımdan çok kıymetli olduğunu ifade etti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.