Hava Durumu

#Ada Çayı

TOURISMJOURNAL - Ada Çayı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ada Çayı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Akseki’nin Sarıhacılar Köyü Litvanyalı Turistlerin Gözdesi Oldu Haber

Akseki’nin Sarıhacılar Köyü Litvanyalı Turistlerin Gözdesi Oldu

Antalya'nın Akseki ilçesine bağlı tarihi Sarıhacılar köyü, İpek Yolu üzerinde düzenlenen kültür ve doğa yürüyüşleriyle yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Antalya'nın Akseki ilçesine bağlı tarihi Sarıhacılar köyü, Litvanya'dan gelen turist kafilelerinin yeni gözdesi oldu. Turizm firmaları tarafından düzenlenen kültür turları kapsamında köyü ziyaret eden Litvanyalı turistler, tarihi camiyi, düğmeli evleri ve İpek Yolu güzergâhını gezerek geçmişle iç içe bir gün geçirdi. Köyün taş ve ahşaptan yapılmış düğmeli evleri ile yüzlerce yıllık geçmişe sahip camisini hayranlıkla gezen Litvanyalı turistler, rehberlerden köyün tarihi ve mimari özellikleri hakkında bilgi aldı. Ziyaretçiler, özellikle Osmanlı döneminden günümüze ulaşan evlerin dokusunu korumasına ve İpek Yolu üzerindeki eski ticaret kültürüne büyük ilgi gösterdi. Sarıhacılar halkı ise Litvanyalı misafirlere yöresel ürünlerden oluşan köy kahvaltısı ikram ederek sürpriz yaptı. Gözleme, pekmez, reçel, keçi peyniri ve doğal baldan oluşan kahvaltı, turistlerden tam not aldı. Turistlerin her birine yörenin ada çayı hediye edildi. Köyü gezen Litvanyalı turistler, Sarıhacılar'ın doğal güzelliği ve misafirperverliğinden etkilendiklerini belirterek, "Kendimizi geçmişin içinde bir film sahnesinde gibi hissettik" dedi. Lüftanyalı turistlerden oluşan 50 kişilik bir grup, kültür ve doğa turu kapsamında Sarıhacılar'a gelerek hem tarihi hem de doğal güzellikleri yerinde görme fırsatı buldu. Osmanlı döneminden kalma cami ile geleneksel köy evlerini ziyaret eden turistler, ardından tarihi İpek Yolu'nun bir bölümünde yürüyüş yaptı. Tur rehberi ve firma sahibi Mustafa Erkut, 9 yıldır bölgeye turist getirdiğini belirterek, "Bu yıl 10. yılımız olacak. Her geçen yıl artan bir grafik görüyoruz. Geçen sene Türkiye genelinde 30 bin Litvanyalı turisti ağırladık. Özellikle köy, kültür ve doğa turizmine büyük ilgi gösteriyorlar" dedi. "Köy halkı bizi kahvaltı ile karşıladı" Erkut, Sarıhacılar halkının misafirperverliğini anlatarak, "Bugün sağ olsun köy halkı bizleri çok güzel bir kahvaltıyla karşıladı. Yöresel incir reçellerinden, pişilerden, yufkalardan yedik. İnanılmaz samimi bir ortam vardı. Hatta bir turistimiz, ‘Böyle bir ortamı parayla hiçbir yerde bulamam,' dedi. Bu sözleri duymak insanın bu işe olan sevgisini artırıyor" ifadelerini kullandı. "Düğmeli evler turistleri etkiliyor" Turistlere köydeki geleneksel düğmeli evlerin tarihini ve mimarisini de anlattıklarını belirten Erkut, "Evlerin ahşap ve taş karışımı yapısı onları çok etkiliyor. ‘Bu kadar taş var, nem olmaz mı?' diye soruyorlar. Ben de ‘İşte o yüzden bu ağaçlar evin nefes almasını sağlıyor,' diyorum. Bu açıklama onları şaşırtıyor. Normalde burada 1,5 saat kalıyoruz ama bugün sanırım 3 saatten çıkamayacağız. Çünkü çok mutlular, ben de onların keyfini bozmuyorum." diye konuştu. "Bu yıl 82 tur düzenledim" Bu yıl Sarıhacılar köyüne 82'nci turunu gerçekleştirdiğini ve yaklaşık 12 bin Litvanyalı misafir getirdiğini belirten rehber Erkut, Sarıhacılar'ın kendisi için özel bir yere sahip olduğunu vurgulayarak, "Çok köy gezdim ama buradaki doğallığı hiçbir yerde yakalayamadım. Diğer köylerde modernleşme başlamış, yeni yapılar, internet, pimapenli evler var. Ama burada öyle değil. Burada her şey doğal haliyle korunuyor. Beton yapı girmemiş muhteşem bir köy. Bu doğallık hem bizi hem de turistleri büyülüyor. İlk kez gelen herkes adeta buraya aşık oluyor. İnşallah bu doğallık hep böyle korunur." dedi. Litvanya'dan gelen turist Robertas Matusevıcıus, ilk defa böyle bir dağ köyünü ziyaret ettiğini belirterek, etrafın kayalık yapısı ve köy evlerinin farklı mimarisinin kendisini çok etkilediğini söyledi. Camiye hayran kaldığını, içindeki atmosferin caminin ne kadar eski olduğunu hissettirdiğini ve burada duygusal anlar yaşadığını ifade etti. "Tekrar geleceğim" Köyde verilen kahvaltı ve köy halkının misafirperverliği de Robertas'ın beğenisini kazandı. Daha önce tatmadığı incir reçelini ve köy ekmeğini denediğini, peynirlerin özellikle keçi peynirinin çok lezzetli olduğunu dile getirdi. Ziyaretin unutulmaz bir anı olduğunu belirten turist, en kısa zamanda tekrar gelmek istediğini söyledi. "Türkiye'ye 12 kez geldim fakat buradan çok etkilendim" Köyü ziyaret eden Litvanya'lı turist Ingrıda Yaıcıulyte ise, daha önce 12 kez Türkiye'ye geldiğini ancak ilk kez bu kadar otantik bir köy gördüğünü belirterek, "Gerçekten çok etkilendim. Burada yapılan kahvaltıda tattığım lezzetleri daha önce hiç yememiştim. Özellikle köy halkının hazırladığı pişi, reçeller ve yöresel kekik çayı çok hoşuma gitti. Hatta yanımda kekik çayı da aldım. Bundan sonraki Türkiye ziyaretlerimde de bu tarz yerleri gezmeye devam edeceğim" dedi. Köy halkından Fatma Genç, bu yıl Sarı Aşılar köyüne Litvanyalı grupların özel bir ilgisi olduğunu belirtti. Son yıllarda Litvanyalılardan yoğun katılım olduğunu, ancak bu yıl ziyaretlerin daha da arttığını ifade eden Genç, 2025 yılında yaklaşık 12 bin Litvanyalı misafirin köyü ziyaret ettiğini söyledi. Fatma Genç, "Misafirlerimiz köyümüzden, özellikle tarih ve kültürümüzden çok memnun ayrılıyorlar. Bugün onlara bir sürpriz hazırladık, yöresel kahvaltıda misafir ettik. Yufka ekmeğimiz, peynir çeşitlerimiz ve köyümüzde yetişen kekik ile ada çayımızı ikram ettik. Hepsi çok beğendi, çok mutlu oldular. Biz de çok mutlu olduk. İnşallah gelecek sene daha da kalabalık olarak tekrar bekliyoruz" dedi. Kültür turlarının önümüzdeki aylarda da devam edeceği, Litvanya'dan yeni kafilelerin bölgeye geleceği öğrenildi.

Alman turistler aradıkları şifayı Antalya'nın doğasında buldular Haber

Alman turistler aradıkları şifayı Antalya'nın doğasında buldular

Alman turisteler yıllardır aradıkları şifayı Antalya'da buldular. Mide, diyabet, sedef ve KOAH hastası olan Alman turistler Antalya'nın Akseki ilçesinde bulunan defne yaprağı, kekik, ada çayı, yaban mersini ve yaban zeytini yaprağından şifa buldular. Alman turistler bu bitkilerden yeniden almak için özel olarak Almanya'dan Antalya'ya gelerek Akseki turuna katılıp bu bitkileri temin ettiler. Side-Manavgat bölgesinde faaliyet gösteren turizm acentesi satış pazarlama sorumlusu Faruk Boztaş, Türkiye'ye gelen turistleri alternatif turizm kapsamında Akseki-İbradı-Ürünlü-Belenalan köylerine gelip, buradaki tarihi doğal güzellikleri ve Altınbeşik Mağarasını gösterdiklerini söyledi. Yıllardır bu bölgedeki yapmış oldukları çalışmalar neticesinde insanların yaban bitkilerini gösterme fırsatını da bulduklarını söyleyen Boztaş, “Geçen yıl bu bölgeye misafirlerimizi getirdiğimizde bazı misafirlerimizin mersin yaprağı, ada çayı, kekik, defne bitkilerini götürdüklerini tespit ettik. Daha sonradan bize bunlarla ilgili geri dönüşüm yazıları yazdılar. Bizde elimizdeki kaynaklara göre insanlara burada hangi bitkinin ne işe yaradığını tarif etmeye çalıştık. Bu kaynaklar tamamen Türkiye'de çalışılmış olan ve üniversitelerden gelen kaynaklar. Özellikle insanlara bu doğru bilgiyi insanlara doğru vermek açısından bu kitapları getirttirdik” dedi. “Defne yaprağı KOAH hastalığına iyi geldi” Geçen yıl Almanya'dan Türkiye'ye gelen ve Akseki turuna katılan hanımefendi eşinin KOAH hastası olduğunu, Akseki'nin Belenalan köyünden aldığı mersin yaprağı çayını kullandığını ve kendilerine defalarca mail atarak kendilerine bu yapraktan göndermelerini istediklerini anlatan Boztaş, “Bunu biz maalesef gönderemedik. Fakat kendisi yeniden Türkiye'ye geldi ve tekrardan bize ulaştı. Aslında onların amaçlarının aynı tura katılmak değil, Belenalan köyüne gelip bu bitkileri almak için geldiklerini söylediler. Kendilerinin Almanya'da birçok baharatçılarda aradıklarını ve Akseki'deki özelliklerde olmadığını söylediler. Kendisinin de aynı zamanda diyabet hastası olduğunu ve bunun içinde defne yaprağını belirli bir beslenme programını uygulayarak defne yaprağını takviye olarak kullandığını ve ilaçları tamamen bıraktığını söyledi. Kendisi artık herhangi bir ilaç kullanmadığını, adaçayı, kekik çayını da soğuk algınlığı, mide ve bağırsak rahatsızlıklarında kullandıklarını, bunların ilaçlardan daha iyi geldiğini söylediler. Biz bu bilgileri kendilerinden alıp daha sonrasında diğer misafirlerimize de ulaştırmaya çalışıyoruz. Bu bitkilerin gerçekten faydasını kendi üzerimizde de görüyoruz. Kendimizde kullanıyoruz. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru saatte kullanıldığı zaman bu bitkiler tamamen şifa kaynağı olarak görülüyor” diye konuştu. “Akseki bölgesinde bulunan bitkiler şifa kaynağı” Rakım olarak Akseki bölgesinde bulunan bitkilerin daha şifalı olduğuna dikkat çeken Boztaş, “Biz sonuçta bitki uzmanı değiliz. Bu konuda Türkiye'de çok değerli hocalarımızdan bilgi alışverişinde bulunduk. Kendileri bize bunlarla ilgili kitaplar gönderdiler. O kitaplardan yola çıkarak gelen misafirlerimize taşımaya çalıştık ve bununla ilgili çok olumlu şeyler var. Özellikle Akseki bölgesinde bulunan bitkilerin yapılan araştırma sonucunda sadece bu bölgede toplanan bazı bitkilerin faydasının olduğunu tespit ettik. Kıyı şeridinde toplanan bir defneyaprağı ile Akseki'de topladığımız bir defneyaprağının aynı olmadığını gördük. Dolayısı ile buranın hem hava, hem iklim, hem de toprağındaki zengin mineralleri bu bitkileri tamamen beslediğini inanıyoruz. Bundan dolayı ülkemizde bulunan bitkileri aslında doğru kullanılıp insanlara doğru aktarılmasını ve bunun artık ileride bir ihracat için bire bir sebep olmasını öngörüyoruz. Bu şekilde olursa hem turizme deniz ve kum değil aynı zamanda sağlık turizmine de bir şekilde çevirebileceğimize inanıyoruz. Bu bölgede yaklaşık 4 yıldır bu şekilde çalışmamız var. Artık bu bölgenin insanların meyvesini topladığını görüyoruz. Bu bölgede bulunan insanlar, burada yaşayan insanlar, Yörüklerimiz bu işi benimsediler. Eskiden yanından geçtikleri bitkilere şimdi altın gözüyle bakıyorlar. Umarım ülkemiz açısından da faydalı bir gelişme olur” şeklinde konuştu. “Yeniden bitki almaya geldim” Almanya'da yaşayan ve yaşlılar evinde hemşire olan Mandy Freısleben, “Geçen sene bu turu yapmıştım. Bu bitkileri alıp Almanya'ya götürmüştüm. Bu bitkilerin aynısını Almanya'da çok aradım fakat kesinlikle bulamadım. Bitkilerden güzel beklentilerim oldu. Tekrardan bu yıl Almanya'dan gelerek aynı tura katıldım. Tek amacım ise aynı yerden bu bitkileri satın almak oldu. Kendim Adaçayı, defneyaprağı, mersin yaprağını çeşitli hastalıklar için kullandım. Bundan şifa buldum. Bunun için bu tura katılarak Akseki'den bu bitkileri bulup yeniden yerinde aldığım için mutluyum. Zeytin yaprağı çayını mide ve bağırsak sağlığı ve aynı zamanda zayıflamak için kullandık. Mersin yaprağını da KOAH hastalığı için kullandık. Defneyaprağını da kendimde diyabet olduğu için kullandım” diye konuştu. “46 yıldır hekimin yanında asistanlık yapıyorum” Almanya'dan gelen Lısa Wanıng (64) ise, “Eniştem geçen yıl burada tura katılmıştı. Bu turda bana hediye olarak mersin yaprağı getirdi. Kendimde yaklaşık 25 yıldır polen alerjisi vardı. Mersin yaprağı çayını içtikten sonra daha sonradan bende bulunan bu kronik rahatsızlığı tesadüfen tedavi ettiğini gördüm. Yılda birkaç defa Türkiye'ye geliyorum. Her sene gelmeye devam edeceğim. Özellikle bu çay için Akseki bölgesine geleceğim. Kendim 46 yıldır hekimin yanında asistanlık yapıyorum. Antialerjik haplar kullanıyordum. Onları kullanınca kendimi yorgun hissediyordum. Şu anda da normalde yazın ilkbahar döneminde Almanya'da polen alerjisinden dolayı dışarı çıkamıyordum. Bu çayı kullandıktan sonra böyle bir sorunum kalmadı. Oldukça mutluyum” dedi. “12 yıldır sedef hastasıydım, yüzde 95 şifa buldum” Alman Ralf Eckhardt (68) “Geçen sene acente vasıtası ile tura katıldım. Bana bazı şifalı bitkiler bildirildi. En sonunda mersin yaprağının şifasını duydum. Kendim yıllardır sedef hastalığı ile mücadele ettim. Almanya'da birçok noktaya gittim. Herhangi bir şifa bulma şansım olmadı. Yaklaşık 12 yıldır bu hastalığı çekiyorum. Bu mersin yaprağını 3 hafta düzenli şekilde kullandım. Hastalığımın yüzde 95'ini iyileştirdi. Genç ya da yaşlı olması önemli değil. Bu hastalık herkesi bir şekilde bulabiliyormuş. Kendimde bu konuda şifa aramaya başladım. Sonunda buraya gelerek bu bitki ile tanıştım. Sonrasında 3 hafta düzenli kullandım. Tekrar bu bitkiyi aynı yerden aynı noktadan almak için buraya geldim. Hastalığıma arada bir sadece vücudumun bazı yerlerini nemlendirmesi için krem kullanıyorum. Karın bölgemden daha önce aynı hastalıktan tedavi oldum ve normal tıp tedavisi ile iyi oldu. Fakat sırt bölgesinde bugüne kadar herhangi bir şifa bulamamıştım. Bu bitkiden ise şifa buldum. Yeniden Türkiye'ye gelerek tura katıldım ve bu bitkiyi aldım” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.